Didem 11

 <Daha önce okuduğum bir hikayeyi orjinalindeki hikaye akışına sadık kalmaya çalışarak, bazı bölümlere eklemeler yaparak yeniden düzenledim. Orjinal hikaye yazarı kimdir bilmiyorum. Hikaye tamamen fantazidir. Kişilerin ve anlatılar kurgudur. >

Önceki Bölümler

Bölüm 1 

Bölüm 2 

Bölüm 3

Bölüm 4 

Bölüm 5

Bölüm 6 

Bölüm 7 

Bölüm 8

Bölüm 9 

Bölüm 10


Didem - İtiraf 
Oteldeki seks partimizden sonra içimde herşeyi artık kocama anlatmam gerektiğine dair his giderek artmaya başlamıştı. 
Kocamı seviyordum. İçine girdiğim girdap beni daha derinlere çekmeye başlamadan konuşmam gerekiyordu. Ayrıca o benim en iyi arkadaşımdı. Evliliğimiz ilk yıllarında her şeyi paylaşırken bir anda bu paylaşımlar azalmaya başlamış sonrasında da tamamen yok olmuştu. Kocam aslında oldukça liberal birisiydi. Sanırım evlilik sonrası artık onun kız arkadaşı yerine karısı olmam nedeniyle beni arkadaş yerine karısı olarak görmesine neden olmuştu. Psikoloğumun da tavsiye ettiği gibi kocama olanları anlatacaktım. 
********
Ben bunların planını yaparken kocam iş için yurt dışına çıkması gerektiğini söyledi. Cuma gününe kadar işleri ile ilgilenecekti ama hafta sonu küçük bir kaçamak için güzel olacaktı. Beraber gidecektik. 
Konuyu evimizin dışında açmanın daha iyi olacağını düşündüm. Beraber gitmeyi kabul etmiştim. Hızla valizimi hazırlamaya başladım. Hafta sonunun nasıl geçeceğini bilmiyordum. Genelde yurt dışına oldukça fazla kıyafet ile gitme alışkanlığım vardı. Kocamın dikkatini çekmemesi için bu rutinimi bozmadım

******

Cuma günü son toplantısı öğlen bitiyordu. Otele geldiğinde kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum. 

Bu sefer kaçmayacaktım. Bunu ona yapmayacaktım.

Ve anlatmaya başladım.

En azından bir kısmını anlattım - Recep’in bana şantaj yaptığını, sadakatsizlik ettiğimi söyledim. Reco’nun beni kullandığını ve herkesin içinde paylaştığını ya da para için beni pazarladığını söyleyemedim. Bu fazla olacaktı.

Yıkılacağını biliyordum ama nasıl tepki vereceğini bilmiyordum. Bana gitmemi söyleyebileceğini ya da daha büyük olasılıkla çantasını toplayıp gideceğini ve bir daha asla geri dönmeyeceğini düşündüm. 

Onu kaybetmek istemiyordum. 

Aşk için, onun karısı olmak için evlendim. Üniversiteden sonra kariyerimden vazgeçtim. Boşanma dahil her şeyi düşündüm.

Cuma işten gelip duş aldığında konuştuk, böylece konuşmak için zamanımız olacaktı.

"Biliyordum," dedi, "Aslında sadece yaptırdığın piercing’den değil. Davranışların, yataktaki halin. Sen değiştin." dedi

Soru sormadı.
Ne diyeceğimi bilemedim. 

Hiçbir şey söylemedim. 

Sadece anlayış göstermesini ümit ettim.

"Ben dışarı çıkıyorum. Geri geleceğim," dedi. 

Ve beklemeye başladım. Saatlerce ortalıkta yoktu. Otelde oda da yerimde duramıyordum, televizyon izledim...Herşeye rağmen kendi kıyafetlerimi valize yerleştirdim. 

Bekledim....

Bekledim. 

Döndüğünde akşam üzeri olmuştu. Sokak lambaları yanıyordu. Odaya girdiğinde onu inceledim.

Şimdi değişen kocamdı. İçinde için için yanan bir şeyler vardı.

Gardırobu açtı, boştu

“Kıyafetlerin?” diye sorunca

“Valize yerleştirdim” dedim.

Bana sinsice gülümseyerek valizi alıp yatağın üzerinde hızla açtı. Giysilerimi karıştırıp yatağın üzerine atmaya başladı. 

Ne aradığını bilmiyordum. Elbiselerimi valizden hırsla alıp, yatağa ve yere fırlatıyordu. Hiç bir şey söylemiyordu.

Pembe bir mini elbisem vardı, streç dantel. İstanbul’da giydiğim türden bir şey değildi - bunu yaz tatili için almıştım.

"Giy şunu." dedi 

Giydim.

"Külodunu ve sütyenini çıkar."

Çıkardım.

"İşte bu. İşte yeni sen. Kendine bir bak."

Aynada kendime baktım. Bir fahişeye benziyordum.

"Ayakkabılar"

Ben seçtim.

"Şimdi gel."

Asansör ile direk otelin zemindeki otoparkına indik. Arabanın kapısını açtı. 
Sessizdik. 

Konuşmuyorduk.

Nereye gittiğimizi söylemedi. 

Sormaya çekiniyordum. Kafasından neler geçiyordu hiç bir fikrim yoktu.

Hampstead'in geçtik, dışarı çıkan çiftlerin olduğu normal bir akşam. İnsanlar alışveriş yapıyor, evlerine dönüyorlardı. 

Sonra Oxford Caddesi, Grosvenor Meydanı. Piccadilly Circus'a yakın bir yere park etti. 

Hiç soru sormuyordum. İçindeki fırtınanın dinmesini bekledim.

"Dışarı." dedi. Sesi net ve emrediciydi.

"Ama...Aşkım....Bu..." Elbiseyi işaret ettim. İçi görünüyordu. Göğüslerimi, meme uçlarımı görebiliyordunuz. Hatta amımı bile. Klitoris piercingimin topları görünüyordu. 

Kendi kapısını açtı ve dönüp benimkini de açtı. Kolumdan tuttu ve beni arabadan çıkardı. Bir adam arabasının bagajına bir şeyler yerleştirirken bana bakıyordu.
"Bir fahişe gibi davranıyorsan, öyle görüneceksin." dedi. 

Elimi tuttu ve beni otoparktan sokağa çıkardı. Beni cadde boyunca bu şekilde yürüttü. Herkes bana bakıyordu. 

Islıklar duyuyordum.

Acele etmiyordu, utancımın tadını çıkarıyordu, intikamını alıyordu.

"Seni tahrik eden bu mu?" dedi.

"Lütfen.... Aşkım..... Ben..." diye mırıldandım.

Aslında, bu beni tahrik ediyordu. Hissedebiliyordum. Göğüs uçlarım sertleşmiş, elbisenin içinden dışarı çıkıyordu. 

Vajinam ıslanmıştı.

Birden, beni bir kapı aralığına çekerek, elleriyle göğüslerimi sıktı. Meme uçlarımı çekiyordu. Soldaki dantelden dışarı çıkmıştı. Parmaklarını amıma soktu ve piercingi okşadı. dizlerim büküldü ve çökmeye başlamıştım ki, beni sabitlemek için kapıya doğru itti. Gerçekten ıslanmıştım. Parmağını içimde gezdirdi ve ne kadar tahrik olduğumu görebildiği için çok utanıyordum. Diğer yandan kocamı uzun yıllar sonra, daha önce hiç istemediğim kadar arzuluyordum.

İnsanlar yanımızdan geçerken bizi görüyordu. Yüzümü saklamak istedim ama yapamadım. Sonra tekrar sokağa çıktık.

"Hadi." Nereye gittiğini biliyordu.

Gelip geçenler dik dik bana bakıyorlardı.

Beni Soho'ya, striptiz kulüplerinin ve salaş barların olduğu bir bölgeye götürdü.
"Ya biri bizi görürse?" Söylemeye çalıştım. Homurdandı. Umurunda değil gibiydi.
Oynattığı filmleri gösteren, arkadan aydınlatılmış çıplak kadın resimlerinin olduğu pis bir sinemanın kapısından içeriye daldık. 
Para alan adam şişman, çirkin ve tıraşsızdı. Bana baktı. Göğüslerimi ve amımı süzdü, kendimi örtmeye çalıştım ama kocam elimi iterek adama göz kırptı.
Merdivenler küçük, karanlık bir odaya iniyordu. Karanlığa alışmak birkaç dakika almıştı. Erkekler arka tarafta duruyordu. Diğerleri ucuz görünümlü kaplamalı koltuklara yayılmıştı.

Ekranda kocaman göğüslü bir sarışın dizlerimin üzerinde bir adama sakso çekerken bir diğeri onu sikiyordu.
Kocam beni koridorda ileriye doğru itti. Bana nereye oturacağımı göstermişti, ön tarafa yakın bir yere. 

İlerlerken sinemanın karanlığına gizlenmiş adamlari beni görebilecekti. 
Sinemadaki tek kadın bendim.

Salondaki gerginliği hissedebiliyordum. Kocam yanımda oturmuş ekrana bakıyordu. Birkaç kişinin yer değiştirdiğini hissettim, erkekler bana bakmak için yakındaki koltuklara oturmaya başlamışlardı.

Kocam bana döndü. Çok gergin görünüyordu. Beni öptü. Ama daha önce beni öptüğü gibi değil. Saçlarımı kabaca kavradı ve başımı geriye çekti. Dudaklarımdan öptü, dilini içeri soktu ve dudaklarımı yaladı. Ben nefes nefese kalana kadar ısırdı ve sonra geri çekti. Hiç de tanıdığım kocam gibi değildi.

Göğüslerimi elastik elbisenin üstünden çekerek ortaya çıkardı ve sinemadaki erkeklerin yüzümü görebilmesi için başımı arkaya doğru yasladı. Ardından göğüslerimi okşadı. Onları sıktı ve meme uçlarını çekti. 

Acı içindeydim. Yanıyordum, amım yanıyordu. Ve şaşkındım. 

Bu, bana çıkma teklif etmeden önce üniversitede uzun süre hoşlandığım çocuktu, üniversite  aşkımdı, aşık olduğum adamdı, evlendiğim adamdı.

Eli amcığıma doğru gitti. 

Alışkın olduğumdan daha dolaysızdı. İki parmağını soktu, sonra bir tane daha. Üç parmak. Parmaklarını içimde geniş bir daire çizecek şekilde çevirdi ve bunun yarattığı hislere engel olamadım. 

İnledim. 

Sularımı elinin üzerinde hissedebiliyordum. Neredeyse boşalıyordum.
Ama sonra daha da zalim davrandı. 

Durdu. 

Arkasına yaslandı ve beni nefes nefese bıraktı. Göğüslerimi tekrar yerleştirmeye kalktığımda, elimi çekmişti. Ellerini göğüslerime, boynuma, yüzüme ve elbiseme sildi. Tıpkı Reco’nun yaptığı gibi.

Filmi izlemeye başladık. Ekrandaki kız şimdi götten sikiliyordu.

"Bunun nasıl bir şey olduğunu biliyor musun?" diye sordu.

Ona yalan söylemek istedim. Ağlamak istedim. Hiçbir şey söylemedim. Bunu bana bir yabancının yaptığını söyleyebileceğini biliyordum.

O anda karanlıkta omzumun yanında bir gölge fark ettim. Yaklaştı ve bana doğru döndü. Bir adamın elinin pantolonunun önündeki şişkinliği ovuşturduğunu görebiliyordum. Çekingendi ve ona sinirle bakmış olsaydım muhtemelen kaçacaktı.
"Bırak, İzin ver," dedi kocam.

Tekrar ekrana döndüm. Bir dakika sonra adam koridorda biraz daha ilerledi ve tam yanımda durdu. Aletini çıkarmıştı ve onunla oynuyordu. Sertleşmişti. Göz ucumla ona baktım, sonra gözümü kaçırıp ekrana döndüm.

Kocam ellerini tekrar bacaklarımın arasına koydu ve klitorisimdeki piercingimi gıdıklamaya başladı. Bu bana zevk dalgaları gönderiyordu ve nefes nefese kalmama engel olamıyordum. 

Bir anda, adamın eli gelip göğsüme dokundu. 

Sıktı. Ağırlığını hissetmek istercesine, göğsümü kaldırdı ve sonra meme ucunu çekti, sürekli sikini sallıyordu. Sonra başımı çekmeye çalıştı. Kocama döndüm.
"Hadi, seni iş üstünde görelim." dedi. Karanlıkta sırıttığını biliyordum

İtaat ettim. 

Döndüm. 

Adam sikini dudaklarıma ve yüzüme sürttü. Çok ıslanmıştım. Elimde değildi. Duygular beni ele geçirmişti. 
Ama burada, bu pis küçük sinemada, bu yabancıyla! Kocamın beni bu şekilde görmesini, vücudumun bir yabancının sikine nasıl tepki verdiğini görmesini istemiyordum.

Yine de bunun üzerinde hiçbir kontrolüm yoktu. Adam sikini dudaklarıma dayadı ve itti, ben de başımı üzerinde hareket ettirerek emmeye başladım. Bunun zevkini hissediyordum. Kaçmamı engellemek için ellerini başıma koydu ve kocamın önünde ağzımı sikmeye başlamıştı. Etrafta başka erkekler de vardı ve onların da sikleri dışarıdaydı. En önde dönen aksiyon onlar için sürpriz olmalıydı. Mastürbasyon yapıp beni izliyorlardı. Bu bana oteldeki geceyi anımsatmıştı daha da heyecanlanmıştım.

Adam, ağzımı daha sert sikmeye, daha derine sokmaya başlamıştı ki, ağzımda ılık döllerini hissettim. Tamamen bitene kadar devam etti ve sonra çekildi ve karanlıkta kayboldu. Yere doğru eğilerek ağzımdaki dölleri yere tükürdüm.
Doğrulur doğrulmaz, kocamın beni koltuktan kaldırdığını hissetim. Göğüslerim hala dışarıdayken beni yukarı kaldırdı. Yüzüm küçük döl havuzunun üzerinde, sinema izleyicilerine bakacak şekilde diz çöktürdü. Arkamdan elbisemi yukarı çektiğini ve ardından içime girdiğini hissettim. Sikini içimde hissetmek çok güzeldi. Bunu ona söylemek istiyordum. 
Sinemada, herkesin önünde beni sikerken 'Sikini seviyorum, sikini seviyorum' demek istiyordum ama söyleyemedim. Yine ağlayacak gibi olmuştum. Kocam bana bir orospuymuşum gibi davranıyordu.

"Seviyorsun, değil mi?" dedi ingilizce hırlayarak

Saçımdan tutup yüzümü yukarı çekti, böylece tüm erkekler beni görebilecekti ve tekrar söyledi.

"Hadi, söyle."

"Evet," dedim. Başımı çevirmeye çalıştım ama saçımı çekiyordu.

"Anlayacakları dilde öyle onlara." Artık iyice köklüyordu ve sikinin her yeri ıslanıyordu.

"YESSSSSS -Evet-" dedim, "I Love it - Bayılıyorum."

Adamlar etrafımda toplanmaya başlamıştı. Hem beni hem de filmi izliyorlardı. Kocam kafamı yukarı kaldırınca, yüzüm kasık hizasına gelmişti - ve bir yarak ağzıma sokuldu. Erkeklerden biri daha yakından izlemek ve sallanan göğüslerimi hissetmek için yanıma çömelirken, kocam yavaş yavaş kökleyerek beni sikmeye devam ediyordu.

Muhteşem bir duyguydu. Kocam beni hiç olmadığım kadar heyecanlandırmıştı ve amımın kaslarının onun siki üzerinde gerildiğini hissedebiliyordum. 
Onu seviyordum.

Önümdeki adam sikini çıkarıp yüzüme vurdu. Önümde sallayıp tekrar ağzıma yerleştirdi. Ağzımı ve boğazımı çok sert bir şekilde sikmeye başlamıştı, kafamı tuttuğu için çekemiyordum.

 Öğürüyordum.

Sikini çıkarıp yeniden yüzüme vurdu. Ağzıma geri soktu. Kocam beni arkamdan sikerken o daha güçlü bir şekilde gırtlağımdan aşağı itmeye ve ne kadar derine inebileceğini anlamaya çalışıyordu.
Sonunda adam boşaldı. İçime fışkırırken yüzümü kasıklarına bastırmıştı, bu yüzden öğürüyordum, boğulmamak için, yutmak zorunda kaldım ve bitirdiğinde çıkarıp bir güzel yüzümde temizledi.
Başka bir adam onun yerine geçmek için harekete geçmişti, fakat kocamın başka bir fikri vardı. Sikini içimden çekip çıkararak beni kirli sinema zeminine sırt üstü yatırdı, tükürdüğüm ve sadece salya akıttığım yerin üzerinde yatıyordum. Bacaklarımı yukarı çekip ayırdı ve ben pisliğin içinde sırtüstü yatarken sikmeye başladı.

Adamlar çevremde dolaşıp yaraklarını okşuyor, mastürbasyon yapıyordu. Kafamı kaldırdığımda, karanlıkta, perdeden yansıyan ışıkta, görebildiğim şey pantolonlar, sallanan ve bana doğrultulan siklerdi. 

Kocam, bir ritimle içime girdi. Kıçımı dizlerinin üzerine kaldırarak havada durmasını sağlamış ve sikinin açısını beni boşaltacak şekilde değiştirmişti. Adamların beni görebilmesi için bacaklarımı i̇yice açmıştı. Adamlar hiç konuşmuyordu. Tek gürültü filmden gelen iniltiler ve replikler idi.

"Kendini okşa bakalım." Elimi vajinamdaki piercinge doğru yönlendirdi.
Bunun beni boşaltacağını biliyordum. Her zaman etkiliydi. Çubuk doğrudan klitorisime bastırıyordu. Sadece birkaç kez sürtmek yetti ve vücudum titremeye başlamıştı.

İlk sıçramayı yüzümde hissettim. 

Çok fazlaydı. 

Yüzümü tamamen kaplamıştı. 

Bu ilk salvo diğerlerinin de başlamasına neden olmuştu. Üstüme döl yağmaya başladı. 

Bir sonraki göğüslerime isabet etti. Ben hâlâ boşalıyordum.

Utanmıştım. 

Bu adamlar bana kocamın önünde bir orospuymuşum gibi davranıyorlardı ve ben bundan zevk alıyordum. 

Bunu arzuluyordum.

Sperm yağmuru azaldığında kocam diğer elimi tutup üzerime yaymamı istedi. 
Ben de yaydım. Daha fazla erkek etrafıma toplanıp üzerime boşalırken, yağan dölleri  göğüslerime ve yüzüme sürüyordum.

Birden kalabalıkta bir itiş kakış oldu ve şişman kapıcının kalabalığı yardığını gördüm. 

Yakalandık diye düşünürken, kocamın yaptığı şey beni hayrete düşürdü. Kendi sikini çekip çıkardı ve beni kapıcıya bıraktı.

Kapıcı hiç vakit kaybetmeden beni dört ayak pozisyonuna çevirerek, dizlerimi ayırdı. Sikini popomda aşağı yukarı gezdirerek, kafasını amcığıma dayadı ve bir hamlede içime girdi.

“Ahhhh...Mmmm!” diye inledim.Büyük bir siki vardı.

Kocam ise önüme gelerek, döl ile kaplanmış yüzümü kaldırdı ve bana baktı.

"Sen tam bir orospuymuşsun," dedi ve kapıcı beni sikerken sikini yüzüme doğru sallamaya başladı.

"Tell him.-Söylesene."

"Ohhhh!....’I’m a whore-Ben bir fahişeyim. I’m a fucking slut-Ben bir orospuyum." Ve o anda kapıcının amımı açıp gerdiğini hissediyordum. Kalçalarımı tutuyor ve beni tüm bu adamların önünde bir hayvan gibi sikiyordu. Artık kafamı çılgınca sallıyordum. Kendimi daha fazla tutamayacaktım. Madem bunu istiyordu.

"Ohh!.... Ahhhh!... Görüyor musun Aşkım... Beni nasıl da hayvan gibi sikiyor. Ohhhh!..... Aşkımmm.... minik amcığımı dibine kadar sikiyor.....Ahhhh” diye ingilizce türkçe karışık bağırıyordum.
Bu arada birilerinin sırtıma boşaldığını hissediyordum. 
Ilık döller kalçalarıma, oradan da götümün arasında aşağı akıyordu. Bazı salvolar ise, bel çukurumu doldurmuş, belimden kayarak süzülüyordu. Kendimi pis kapıcının sikinin üzerine geri ittirdiğim anda, onun da kalçalarımı kavradığını ve döllerini içime fışkırmaya başladığını hissettim. 

“Ahhhh!. Aşkım... döllerini amcığıma pompalıyor.... OOHHHHH!..... Sıcacık....” derken açık ağzımdan yüzüme boşalan bir döl parçasının tadını almıştım.

Kapıcı boşalıp içimden çıktığında bıraktığı döllerinin bir kısmının amımdan sızdığını hissedebiliyordum. Pelte gibi olmuştum. Etrafımdaki kalabalığın memnun olmayan mırıltıları arasında, kocam kalkmama yardım etti. Dizlerim jöle gibiydi ve ayakta zor duruyordum. Temizlenmeme izin vermedi. Beni herkesin içinde arabaya doğru yürüttü, giydiğim kıyafeti ıslatarak onu i̇yice şeffaf hale getiren dölleri ve amımdan akan kapıcının döllerini tüm dünyanın görmesini istiyordu.
Devam Edecek...