(115) Amsterdam’da Bir Hafta Sonu (3) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
(115) Amsterdam’da Bir Hafta Sonu (3) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Amsterdam’da Bir Hafta Sonu (3)

 

Amsterdam’da Bir Hafta Sonu (3)

İlk bölüm         Amsterdam'da Bir Hafta Sonu 1
İkinci Bölüm    Amsterdam'da Bir Hafta Sonu (2)


Ertesi sabah kahvaltı tepsisini getiren garson bizi uyandırmıştı ancak kahvaltımızı yaptıktan sonra tekrar uyumuştuk. İlerleyen saatlerde uyandığımızda ikimizin de duş alması gerekiyordu kocamla duşu paylaşmaya karar vermiştik. Büyük duşta birbirimizin vücutlarını sabunlayarak sevgiyle okşadık, ancak dün geceki olaydan dolayı hala biraz hassas hissettiğim için herhangi bir cinsel aktiviteden kaçınmaya çalıştık.


Daha sonra birkaç saatliğine sakinleşmenin iyi bir fikir olabileceğine karar verdik. İki yoğun gün geçirmiştik, dolayısıyla süitte bornozlarımızla uzanmıştık. Kendimize biraz zaman ayırmak güzeldi.

Murat dün gece barda neler hissettiğimi ve tüm o erkeklerin önünde soyunmanın benim için nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istiyordu.


"Bunun harika bir deneyim olduğunu itiraf etmek zorundayım ve bundan ne kadar tahrik olacağımı fark etmemiştim."


"Herkes alkışlarken ve bağırırken benim soyunmuş halimi görünce ne hissettim?" diye sordum.


“Aşkım, tahmin edebileceğimden daha çok hoşuma gitti. Sanırım senin kendini teşhir etmen en büyük fantazilerimden birisi imiş” Dedi gülümserken


Ona sırıttım.


"Eminin bardaki erkekler tangamı çıkarmam için bağırılırken sen de çok fena sertleşmişsindir."


Gülümsedi ve başını salladı.


"Çıkaracağından pek emin değildim ama çıkardığında neredeyse pantolonuma boşalıyordum."


Yanına yaklaşıp kocama sarılıp öptüm.


"Harika bir hafta sonu geçirdik ve bence bu ikimize de iyi geldi. Birbirimiz hakkında bir şeyler öğrendik ve evde asla yapamayacağımız şeyler yaptık. Burada, Amsterdam'da olmak bize bunları yapma şansı verdi. Evden uzaktayken, kimsenin sizi tanımadığı bir yerdeyken bunları yapabiliriz."


Telefon çaldığında saat öğleden sonra üç buçuk civarıydı. Resepsiyon Carl'ın aşağıda olduğunu söylüyordu. Kocam ona yukarı gelmesini söylemelerini rica etti. Telefonu bırakıp bana döndü.


"Carl yukarı geliyor."


Bornozuma baktım.


"Üzerime birşeyler giyeyim mi?"


"Ben olsam zahmet etmezdim. Kalabalığı cesaretlendirme şekline bakılırsa, üzerinde hiçbir şey olmaması onun daha çok hoşuna gidiyor olabilir. Sanırım senden oldukça hoşlanıyor."


 "Öyle mi düşünüyorsun?"


"Dün gece barda otururken gözlerini senden alamıyordu ayrıca aşağı inmene yardım ettiğimizde de sana bakıyordu......"


"Peki, bu konuda sen ne hissediyorsun; seni endişelendiriyor mu?"


"Hayır, Carl iyi bir arkadaş ve senin onunla kaçmayacağını düşünüyorum." Gülümsedi.


" Kaçacak mısın?"


Eğildim ve onu öptüm, dilimi boğazının derinliklerine kadar soktum.


"Senin gibi harika bir erkeğim varken ve burada sahip oldukların varken olmaz." Elimi bornozunun içine sokup sikinin etrafına doladım. Neredeyse anında canlanmaya başlamıştı.


"Sakin ol ateşli şey," dedim hınzır bir sırıtışla,


"Misafirimiz geliyor."


Carl her zamanki gibi coşkuyla içeri daldı. Üzerimizdeki kıyafetleri görünce gülümsedi.


"Ah inşallah bir şeyi bölmemişimdir," dedi sırıtarak.


Murat başını salladı.


" Hayır, öyle bir durum yok. Sadece tembellik ediyoruz."


Carl başını salladı.


" Güzel, çünkü senin için de uygunsa bu akşam yine dışarı çıkıyoruz."


İkimiz de başımızı sallayarak kabul ettik.


"Evet, iyi olur. Son gecemiz, tadını en iyi şekilde çıkarmalıyız."


"Ne yapmak istersiniz; barlar, kulüpler, bir yemek ya da biraz daha farklı bir şey?"


Ona şaşkınlıkla baktık


İlginç.


"Farklı bir şey mi?"


Yüzünde bir gülümseme vardı.


"Red Rooster'ı hiç duydunuz mu?" İkimiz de kaşlarımızı kaldırdık.


"İlginç bir yer ve Amsterdam'dayken oraya gitme fırsatını kaçırmamalısınız. Hafta sonları içeri girmek kolay değil ama ben VIP geçiş kartı almayı başardım." Bunu söyledikten sonra elini cebine attı ve gülümseyerek birkaç davetiye çıkardı.


Murat Carl'a bakarak


"Red Rooster'ı bu kadar özel yapan nedir?"


Carl bir an düşündü.


" Şey, daha önce hiç canlı bir seks şovuna gitmiş miydiniz?"


Murat bana bakıp sırıttı.


"Hayır," dedi gülümseyerek,


"Türkiye'de pek rastlanan bir şey değil."


Carl başını salladı.

" Evet, öyle söyleniyor ama Red Rooster farklı bir yer. Görebileceğiniz en iyi gösterileri sunuyor, Red Light District'teki kulüplerde gördüğünüz kötü gösterileri değil, gerçekten kaliteli şovları."


Murat bana baktı.


"Sen ne düşünüyorsun?"


" Değişik bir şey olabilir. Eğer hoşuna gidecekse, tatlım, o zaman gidelim."


Carl gülümsedi.


"Peki, kim bir şeyler içip sigara ister?"


Kocam bana bakıyordu.


"Erken bir başlangıç ama ne fark eder, insan bir kere yaşar." Sandalyesinden kalktı, mini bara giderek bir şişe beyaz şarap çıkardı. Bir şişenin mantarını çıkarıp üç bardak doldurdu. Carl sehpanın üzerinde bir yer açmış, yanında getirdiği büyük bir ot paketinden birkaç sigara sarıyordu.


İki kadeh şarap ve ikişer sarma sigaradan sonra hepimiz etkisini hissetmeye başlamıştık. Carl koltuktaydı ve ben de kocamın sandalyesinin koluna oturmuş, kolumu onun omuzlarına dolamıştım.


"Şanslı bir adam olduğunu biliyorsun," dedi Carl.


"Umarım ben de evlendiğimde, eğer evlenirsem, tıpkı senin eşin gibi birini bulabilirim."


" Gerçekten harika biri, değil mi?"


Carl başını sallamıştı.


"İkinizle harika bir hafta sonu geçirdim. Gitmenize üzüleceğim." Bana baktı.


"Sen de eğlendin mi?"


Başımı onaylayarak salladım.


" Gözümü açtı. Üç gün önce görebileceğime ya da yapabileceğime inanmadığım şeyler gördüm ve yaptım. Bir fahişe tarafından kocama sakso çekilmesini izledim. Hatta bunu yapması için ona para bile verdim ve sonra bir oda dolusu sarhoş erkeğin önünde çırılçıplak soyundum."


Güldü.


"Ve herkes buna bayıldı, ben de öyle."


Ona gülümsedim.


Murat bana doğru uzandı ve elini bornozumun altına soktu.


"Evet, çok güzel bir vücudu var," dedi ve elini yavaşça çıplak kalçamdan yukarı kaydırdı,


"Ama geçen hafta bana gerçekten vajinasını sergileyeceğini söyleseydiniz, inanmazdım. Hatta bana bundan heyecan duyduğunu bile söyledi. Öyle değil mi?"


Biraz utanarak gülümsedim. Eli bacaklarımın arasına ulaşmıştı ve bir parmağını yavaşça amımda aşağı yukarı gezdiriyordu.


Carl'ın bizi izlediğini görebiliyordum, sanırım kocamın elinin nerede olduğunu biliyordu.


Şimdi beni heyecanlandıran şey, parmağının yavaşça içime girmesiydi. Herhangi bir tepki göstermemeye çalışarak dudağımı ısırıyordum. Sonra parmağı dışarı kayarak çıktı ve yavaşça bornozuma sildi. Ortam bir anda ısınmaya başlamıştı.


"Karımı çıplak görmek hoşuna gitti mi?"


Yavaşça başını sallayan ve gülümseyen Carl'a baktı.


"Harika bir vücudu var," dedi.


" Onu tekrar görmek ister misin?"


Carl sırıtarak.


"Papa Katolik mi gibi bir soru?" Kocam uzanıp bornozumun kemerini çekmeye başladı. Çözülmeye başladığında hafif bir tedirginlik hissettim ve hafif sarhoş olmama ve sigaranın etkisinde olmama rağmen gerilmiştim. Elimi uzatıp onu durdurmam gerektiğini hissediyordum ancak bunu yapmak da istemiyordum. Onun beni teşhir etmesini istiyordum; teşhir edilmenin o harika heyecanını tekrar hissetmek istiyordum.


Düğüm gevşedi. Kocam bornozun bir tarafını bacaklarımdan sıyırırken Carl'a baktı. Bornozun altından çıplak olduğum görülüyordu. Murat bir an için duraklayarak heyecanı arttırdı. Carl şarabından bir yudum alırken gözlerini bedenimden ayıramıyordu. Kocam bornozun bir kenarını hafifçe açmaya başladı. Bornozun göğsümün üzerinden aşağı doğru çekildiğini hissedebiliyordum, kumaş zaten dik olan meme ucumun üzerinde kışkırtıcı bir şekilde kayıyordu, sonra birden serbest kalarak Carl'ın görebileceği şekilde ortaya çıkıvermişti. Kocam nazikçe açıkta kalan göğsümü avucunun içine alarak okşamaya başlamıştı. Carl gergin bir şekilde dudaklarını yalıyordu. Benim gibi o da bu işin sonunun nereye varacağını merak ediyor gibiydi.


Ardından Murat boştaki eliyle uzanıp bornozu omuzlarımdan indirdi. Artık Carl'ın gözleri önünde tamamen çıplak kalmıştım. Kocam bana sevgiyle bakıyordu.


"Çok güzel, değil mi?" Carl yavaşça başını salladı. O anda kendimi müstakbel bir alıcıya sergilenen eski bir köle gibi hissediyordum.


Murat’a baktım ve yüzündeki gerginliği görebiliyordum. Ayrıca bornozunda oluşan çıkıntıyı da görebiliyordum - bornozun alt kısmında bir çadır oluşmuştu.


" Sevgilim, gidip Carl'ın yanına oturup vücuduna daha yakından bakmasına izin vermek ister misin?"


Kulaklarıma inanamıyordum.


Kocam gerçekten arkadaşına mı sunuyordu?


Ona bakıp gülümsedim. Yavaşça ve isteksizce hala tuttuğu göğsümü bıraktı. Yavaşça ayağa kalktım ve kalbim küt küt atarken Carl'ın oturduğu yere doğru kısa bir mesafe yürüdüm. Ben ona doğru ilerlerken o sadece vücuduma bakıyordu. Vücudumun hareketiyle sınırsız göğüslerimin hafifçe sallandığını,  bacaklarım birbirine sürtünürken kasıklarımdaki kaygan ıslaklığını hissedebiliyordum.


Vücudumu iyice görmesi için bir süre Carl'ın önünde dikildim. Sonra da yavaşça onun yanındaki kanepeye oturdum. Odanın diğer ucunda, sevgili kocam bizi dikkatle izliyordu, eli şimdi bornozunun içindeydi ve hareketlerinden yavaşça sikini okşadığını görebiliyordum.


Carl'ın bundan sonra ne yapacağı konusunda tereddüt ettiğini hissedebiliyordum. Sıkıntısını sezebiliyordum. En iyi arkadaşının karısı şimdi çıplak olarak yanında oturuyordu. 

Ona ben mi teklif ediliyordum? Bütün hafta sonu beni arzuladığını biliyordum. İlk tanıştığımızda o gözlerini bana diktiğinden beri bunu bakışlarında görüyordum.


"Ona dokunabilirsin," dediğini duydum sevgili kocamın sessizce.


"Merak etme kırılmaz." demişti.


O ilk dokunuşu beklerken gözlerimi kapatmıştım. Parmakların göğsümde hafifçe gezindiğini ve sert meme ucuma sürtündüğünü hissettiğimde nefesim kesildi.


"Bunu gerçekten istiyor musun?" sesi boğuk, ateşli bir fısıltı gibiydi.


Dudaklarımı hafifçe araladım ve dilimi yavaşça dudaklarımın üzerinde gezdirdim.


"İstiyor musun?" Güçlü eliyle göğsümü sıkarak sordu. Ani acıyla irkildim.Sessizdim. Cevap veremiyordum. Ortamdaki enerji konuşmamı zorlaştırıyordu.


Derken, beni kollarının arasına aldı, çıplak bedenimi kendine bastırdı, elleri sırtımdan aşağıya doğru inerek popomun dolgunluğunu kavrayıp okşadı. Şimdi onu istediğimi biliyordu.

Sevgili kocamın görmek istediği şey bu muydu, başka bir adamın benimle sevişmesi mi? 


Benim için planladığı şey bu muydu?


Şarap ve sigaradan dolayı hissettiğim sersemlik yine duyularımı ve cinsel arzularımı artırıyordu. Gömleğinin düğmelerini açmaya başlamıştım. Onun bedenini kendi bedenimde hissetmek istiyordum. Gömleğini parçalarcasına açtığımda inledim ve göğsündeki kaba siyah kıllar hassas meme uçlarıma heyecanla sürtündü. Sonra kemerini çekiştirmeye başladım. Oda bana yardım ediyordu ve ikimiz birlikte pantolonunu bacaklarından aşağı ittik. Önümde sertleşmiş siki duruyordu. En az 18 santim uzunluğundaydı ve şimdiye kadar gördüklerimin en kalınlarından biriydi.


İki elimle kavradım. Sıcacıktı, boylu boyunca uzanan damarlar kabarmıştı ve büyük, ıslak, mor baş, sünnet derisinin yumuşak, çevreleyici örtüsünden içeri doğru ilerliyordu. Onunla biraz oynamayı çok isterdim ama şimdi acelem vardı. Onu içimde hissetmeye ihtiyacım vardı.

Murat'a doğru baktım. Bornozu artık açıktı, bacakları ayrılmıştı ve kendini delicesine okşuyordu.


Kendimi kanepeye geri ittim, bir bacağımı arkaya doğru kaldırdım ve diğerini yere bıraktım. Bu pozisyonda artık açık bir davetiyeydim. Amımın dudaklarının açılmış olduğunu hissedebiliyordum. Bana doğru bakıp elini uzattı ve amımla oynamaya başladı. İnliyordum ve yalvarırcasına ona bakıyordum.


" Sik beni," diye sessizce mırıldandım. 


Gülümsedi ve sert vücudunu açık bacaklarımın arasına soktu. Sert penisinin açılmış amıma sürtündüğünü hissettim. Bacaklarımı biraz daha açtım. Vajinamın davetkâr kavrayışına doğru ilerlemeye başladığında haykırdım ve o harika hissi iliklerime kadar hissediyordum. Sıkı, ılık, ıslak duvarlar sikini sokarken onu sarmalıyordu.


Tamamen içime girdiğinde durdu. Kaslarımı kasıp onu sıkıca kavramıştım. Yavaş şehvetli harekete başlamak için onu serbest bıraktığımda vücudunun gerildiğini ve sonra gevşediğini hissettim. İlk başta o harika alet amımın dar sınırları içinde yavaşça ileri geri kaymaya başladığında, ellerim sırtını kavramıştı. Tırnaklarım sert ve sıkı etine batıyor, uzun bacaklarım vücudunu sararak bizi birbirimize daha da yakınlaştırıyordu.


Harika ve kibar bir erkekti, ilk başta beni yavaşça şehvetli bir yolculuğa çıkarıyordu. Hızını artırmaya başladığında, vücudumu ona doğru ittim. Kalçalarımız birbirine sürtündü ve ağır testisleri açık kalçalarımın arasına çarptığında harika bir erotik his duyumsadım.


Kısa süre sonra içime daha hızla girmeye başlamıştı.


Ter damlacıkları yüzünden süzülüp göğüslerime damlıyor, yamaçlardan aşağıya, aşağıdaki vadiye doğru akıyordu.


"Boşalıyorum, boşalıyorum," diye nefes nefese bağırdım.


"Daha sert sik beni! Sik beni! Sik beni!" dedim inildeyerek. O anda beynim patlayacak gibi oldu ve en devasa orgazm bedenimden geçerken neredeyse bayılacaktım. Aynı anda  darbeler biraz daha sertleşmişti. Aletinin içimde seyirmeye başladığını hissederken kendimi onun bol miktardaki spermleri ile dolmuş hissediyordum. Aşırı dolmuş tünelimden sızarak kalçalarımın arasından aşağıya akıp altımızdaki kanepeye süzüldüler. Nefes nefese kalarak üstüme yığıldı. Islak yanaklarını öptüm ve minnettar teşekkürlerimi kulağına fısıldadım.


Orada yatarken Murat'ın oturduğu yere bakmaktan çekiniyordum. Şimdi yaptığım şey yüzünden suçluluk duygusu yaşıyordum. 

Bunu nasıl atlatacaktık? 

Onun istediği de bu muydu? 


Carl vücudunu benimkinden uzaklaştırdı ve sevgili kocamı kanepenin kenarında diz çökmüş halde görünce şaşırdım. Bornozu açıktı ve siki artık gevşekti. Sonra Carl arkasını dönüp, banyoya yöneldi.


Kocam bana döndü. Elimi tuttu, yüzüne götürdü ve parmaklarımı öptü.


"Teşekkür ederim, teşekkür ederim sevgilim, beni çok mutlu bir adam yaptın." Ona gülümsedim ve uzanıp onu kendime çektim. Uzun uzun ve şefkatle öpüştük. Ayrıldığımızda, hâlâ yorgunluğumuzun izlerini taşıyan vücuduma baktı.


Eğildi ve sırayla her bir göğsümü öptü, meme uçlarını emdi. Yavaşça vücudumdan aşağı indi, ağzı amımın üzerine gelene kadar beni öptü. Hala amımdan Carl'ın sıvılarının aktığını hissedebiliyordum, ama bu kocamın beni ağzıyla uyarmaya başlamasına engel olmamıştı.Dili aşk sularımızın karışımını höpürdetirken beni yalamaya başladı. Başını kendime doğru bastırarak zevkle inledim. 


Bu harika adamı çok seviyordum.


Devamı....