(022) Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
(022) Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 6)

(Bu bölüm daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır. Tüm bölümlere aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz)


 
 

Yaşadığımız o Lezbiyenimsi olaydan sonra, Bahar birkaç gün görünmemişti. Galiba utandığından olsa gerek diye düşünmüştüm. Cumartesi günü çocuklarla alışveriş için bir giyim mağazasına gitmiştik. Reyondaki gömlekleri incelerken tanıdık bir sesin, “Yardımcı olabilir miyim hanımefendi?” demesiyle başımı o yöne çevirdim. Gözlerime inanamamıştım, Bahar karşımda duruyordu. Özlemle sağlı sollu öpüşüp kucaklaştıktan sonra, Bahar’a, “Kıız, nerelerdesin sen? Neden uğramıyorsun?” dedim. Bahar, 4 gündür burada işe başladığını, neden çalışmak zorunda olduğunu anlatırken, daha fazla üzerine gitmedim. Onun da yardımıyla birkaç parça giysi aldık. İşimiz bittiğinde, “Akşam gel de laflarız!” dedim. Bahar ‘Peki!’ anlamında başını sallamıştı. Vedalaşıp çocuklarla eve döndük.



İşlerimi bitirmiş balkondan bakarken, Bahar’ın geldiğini görmek istiyordum. Akşam saat 20:00 gibi göründüğünde, içimi değişik bir heyecan sarmıştı. Balkondan, “

Bahaar! Bahaar!” diye seslendim. El sallayıp,

“Tamam geliyorum!” dedi. Az sonra zile bastı, kapıyı açıp içeri buyur ettim. Her zamanki gibi mutfağa geçtik. Bahar’a,

“Kızz! Çok güzel görünüyorsun!” dedim.

“Teşekkür ederim!” dedi.

Gerçekten de çok güzel görünüyordu. Dışarıdan gören ve evli olduğunu bilmeyen yabancı biri, Bahar’ı kız zannederdi. Topuklarına kadar uzanan siyah bir etek, üzerine beyaz gömlek. Oturduktan sonra bir müddet birbirimize baktık. Birkaç gün önce yaşadıklarımız film şeridi gibi gözlerimin önünden akıp gitti. Bahar’a,

“Eee anlat... Ne var, ne yok kız?” diye sorunca, Bahar karşı bir soruyla, “Beni boş ver! Asıl sende ne var, ne yok?” dedi. Belli ki öğrenmek istediği şeyler vardı.


Sonra ağzındaki baklayı çıkardı ve

“Nazmi ile bu hafta buluşacak mısın?” diye sordu. Ben de,

“Bilmiyorum ki, eğer buluşmak isterse bir gün önceden beni arar, müsait olup olmadığımı sorar, müsaitsem buluşmaya karar veriririz.” dedim. Bahar,

“Hımmmm, demek öyle... Peki onu seviyor musun?” diye sordu.

"Bak Bahar, biliyorsun ki ben evliyim, Nazmi’yi sevip sevmemem önemli değil, önemli olan onunla yataktayken yaşadığım zevkler. Onunla sevişirken, inan bana, zevkten çıldırıyorum, boşaldıkça boşalıyorum, amım götüm bayram ediyor. Nazmi yatakta çok azgın bir erkek!” dedim.

Kısa bir sessizliğin ardından Bahar’a şakayla karışık,

“Ne dersin, bu hafta seni de götüreyim mi? O küçük amın bayram etsin! Ha?” dediğimde, ikimiz de gülmüştük. Bahar,

“Manyaksın sen yaaa!” dedi.


Ben yine şakayla karışık devam ettim,

“Kız varya, seni de sikse asla vaz geçemezsin!” dedim. Bahar,

“Kızım manyakmısın? Şeyi çok büyük diyorsun, ben nasıl alırım okadar büyüğü?” diye karşı çıkar gibi olsa da, ben ikna etmeye çalışıyordum, “Ben de Nazmi ile ilk buluşmamdan önce senin gibi düşünüyordum. Onunla yattıktan sonra korkularımı yendim. Dikkatli olduktan sonra korkmana gerek yok!” dedim. Baharın nefes alışverişi sıklaşmıştı, nefes alırken, göğüsleri yerinden fırlayacak gibiydi. Diliyle dudaklarını ıslatıyor, alt dudağını ısırıyordu. Tam o esnada kapının zili çaldı, toparlanıp ayağa kalktık. Dışardan gelen seslerlerden çocukların geldiği belli oluyordu. Kapıyı açtığımda benim büyük oğlan,

“Acıktık anne, bize yemek!” dedi. Bahar da gitmek için terliklerini ayağına taktı. Kapıdan çıkarken büyük oğlan,

“Bahar teyze, biz eve gelince sen hep gidiyorsun!” dediğinde gülüşmüştük. Bahar, “Siz geldiğiniz için değil yakışıklı, ben zaten kalkmak üzereydim. Hadi size iyi akşamlaaar...” dedi. Aynı şekilde biz de,

“İyi akşamlaaaar...” diyerek onu uğurladık.


Çalıştığı için birkaç gün boyunca Bahar’la görüşememiştim. Bir öğlen üzeri Nazmi aradı,

“Aşkım nasılsın, ne yapıyorsun?” dedi. Bir kadın olarak aranmak hoşuma gidiyordu. Sesini duymak gerçekten güzeldi,

“İyilik aşkım! Senden ne haber?” dedim. Nazmi,

“Ben de iyiyim! Özledim seni!” dedi.

‘Özledim’ kelimesi hoşuma gidiyordu. Sonra bana,

“Bu hafta buluşalım mı aşkım?” dedi. Bu çok güzel bir haberdi. O an aklıma Bahar geldi,

“Aşkım, ne oldu biliyor musun?” dedim.

“Söyle birtanem, ne oldu?” dedi.

“O gün arabandan inerken, komşulardan biri beni görmüş!” dedim. Nazmi panikleyerek,

“Yapma yaa! Gerçekten mi?” dedi.

“Evet aşkım! Ama korkacak bir durum yok!” dedim.

“Eee... nasıl yani?” dedi. Biraz Bahar’dan bahsettim ve ağzının sıkı olduğunu anlattım. Nazmi cevap vermeden beni dinliyordu. Uzun süre dinledikten sonra,

“Şimdi ne olacak?” dedi.

“Bak benim bir fikrim var...” dedim ve planımı anlatmaya başladım.


Planımı anlattığımda, Nazmi,

“Peki Bahar kabul edecek mi?” dedi. Ben de,

“Şimdilik çok istekli, sanırım bu iş kolay olacak!” dedim.

“Nasıl bir kadın bu Bahar?” diye sordu. En ince ayrıntısına kadar kim olduğunu, nasıl biri olduğunu, güzelliğinden ve vücudundan bahsettim. Bir müddet suskun kalan Nazmi,


“Müthiş!” demişti. Ben de gaz verir gibi,

“Taze amcığı duyunca ağzının suyu aktı değil mi? Bahar seni biliyor, ama diğerlerinden haberi yok. Onun için yalnız sen olmalısın, anladın mı?” dedim.

“Anladım, anladım!” dedi, sonra da bana söylemek istediği önemli bir konunun olduğunu söyledi. “Söyle aşkım!” dedim. Nazmi,

“İki iş adamı var, onlara senden bahsettim. Ben de bu hafta için onlara söz verdim. Şimdi ne diyeceğim onlara?” dediğinde, o an içimin koyverdiğini hissettim...


Ama Bahar’ı siktirme isteği daha baskın gelince, kendimi düşünmekten vaz geçtim ve

“Onlara adet olduğumu söylersin, olur biter! Tamam mı?” dedim. Nazmi,

“Tamam aşkım, sen bilirsin!” derken, belli ki o da Bahar’ı düşünüyordu. Mutabık kalınca, Bahar hakkında biraz daha detaylı bilgi verdim. “Göt deliği bile anlaşılmıyor, ona göre!” derken kahkaha atmıştım. Nazmi,

“Offf, şimdiden yarrağım kalktı!” dediğinde ikimiz de gülüşmüştük. Sonra,

“Hop, hop! Taze amı duyunca hemen havalandın. Onu siktiğin kadar beni de sikeceksin, tamam mı?” dedim.

“Elbette aşkım! Seni yarraksız bırakırmıyım hiiçç!” dedi. Konuşulacakları konuştuktan sonra Pazartesi akşamı araması kaydıyla vedalaştık.


Şimdi iş, Bahar’ı ikna edip edemeyeceğime kalmıştı. Umarım herhangi bir aksilik olmazdı. Bahar’ı görmem gerekiyordu. Alışveriş bahanesiyle üzerimi giyindim ve çalıştığı mağazaya gittim. Bahar beni karşısında görünce pek sevinmişti. Sarılıp kucaklaştıktan sonra,

“Tavuk! Hoş geldin!” dedi. Kadınlar arasında birbirimize bazen (Tavuk) diye hitap ederiz.

“Hoş bulduk Tavuk! Birşeyler alacağım!” dedim. Mağaza 3 katlıydı. Birinci kat yetişkinlere, ikinci kat çocuklara, üçüncü kat ise iç giyim üzerine ayrılmıştı. Benim işim üçüncü kattaydı,

“İç çamaşırı almam lazım!” dedim. Başıyla onayladıktan sonra üçüncü kata çıktık. Tek tek incelemeye başladık. Gerçekten çok güzel iç çamaşırları vardı. Bahar, normal külotları gösterirken, ben,

“Kızım bunlar ihtiyar işi, bak şurada çok seksi takımlar var, onlara bakalım!” dedim. Gösterdiklerim Tanga tipi iç çamaşırlarıydı. Kimi şeffaf, kimi tüllü, kimi de dantelliydi. Bahar, “Kızım onlar benim şeyimi bile kapatmaz!” dediğinde gülüşmüştük.


Sonuç olarak, altlı üstlü üç takım aldım. Bunlardan ikisi Tanga tipi (takımlardan biri beyaz, diğeri siyah), üçüncü takım ise Hipster, içi görünen ten renginde şeffaf bir takımdı. Gerçekten çok seksi iç çamaşırlarıydı. İçi gitmesine rağmen Bahar belli etmemeye çalışıyordu. Bahar,

“Kızım bunlar çok pahalı, ben pazardan aldığım 2 liralık külot giyiyorum, senin aldıklarına bak!” dedi. Ben de kendisine kaç numara sütyen giydiğini sordum. Önce ne demek istediğimi anlamamıştı, tekrarlayınca,

“94 neden sordun ki?” dedi. Acık mavi renkteki şeffaf takımı göstererek,

“Bu nasıl?” dedim.

“Çok güzel!” dedi. Normal bir külodu vardı, ama çok şeffaftı. Aynı renkte, bir de Tangalı takım seçtim

“Şimdilik bu kadar yeter!” dedim. Bahar,

“Bence de! Kız Tavuk, bu kadar iç çamaşırını ne yapacaksın?” dedi. “Boş ver!” dedim. Sonra kasiyere doğru yürüdük. Parayı ödedim. Çıkarken Bahar,

“Kızım bu kadar para verdin, kocana ne diyeceksin?” dedi.

“Birşeyler uydururum işte... Hee, akşam uğra da laflarız!” dedim. Bahar,

“Gelebilirsem gelirim!” deyince,

“Mutlaka gel, konuşacaklarım var!” dedim. Ne konuşmak istediğimi eminim çok merak ediyordu. Bu merakla bana bakarken yanından ayrılmıştım.


Eve geldiğimde Nazmi’yi aradım.

“Aşkım, akşam saat 20:00 gibi nete girmeni istiyorum!” dedim. Nazmi nedenini sormadan,

“Tamam aşkım, girerim!” dedi. Çocukları anneme gönderdiğim için müsait sayılırdım, bir tek kocamı halletmem lazımdı. Saat 18:00 gibi kocamı aradım, akşam komşu kadınlarla oturacağımız için, şimdiden gelip yemeğini yiyip gitmesini söyledim. Kocam 10 dakika içinde gelmişti. Yemeğini yedikten sonra kocama, “Erken gelme, kadınlar geç saatlere kadar otururlar!” dedim. Zaten kocam kahvehaneye takıldı mı, gece yarısından önce gelmezdi.

“Tamam!” deyip gitmişti.


Bahar’ın işten çıkmasına bir saatten fazla zaman vardı. Çay demlemek için ocağa su koydum. Biraz etrafı toparladıktan sonra televizyon izlemeye başladım. Tam o sırada kapı zili çaldı. Bu saatte gelen de kimdi, ‘Hay aksi şeytan!’ diyerek kapıya yöneldim. Kapının dürbününden baktığımda Bahar’ı görünce rahatladım. Hemen kapıyı açtım,

“Kız erken çıkmışsın! Hoş geldin!” diyerek içeri buyur ettim. Bahar ayakkabılarını çıkardıktan sonra mutfağa geçtik.

“Senin yüzünden patrona yalan söyleyip erken çıktım. Söyleyeceklerini merak ettim kız!” dedi. “Patlama kız! Biraz soluklan hele!” dedim. Bahar eve uğramadan direkt bana geldiği için fazla zamanımız yoktu.

“Git evdeki işlerini hallet gel, o zaman konuşuruz!” dedim. Neticede Bahar evli bir kadındı, üstelik birde çocuğu vardı. Gerçi çocuğuna kaynanası baktığı için sorun yoktu, ama yine de anne olmanın sorumlulukları vardı. Bahar’a,

“Haa, kocamı kahvehaneye gönderdim, geç gelecek, yani yalnız olacağız senle, gelirken vaktini ona göre ayarla!” dedim. Bahar heyecanla,

“Tamam kız!” diyerek gitti.

Bahar gittikten sonra hemen bilgisayarı açtım. Nazmi netteydi ve sohbet etmeye başladık...

Nazmi’nin nete girmiş olmasına gerçekten çok sevinmiştim. Webcamı açtıktan sonra sohbet etmeye devam ettik. Bahar geleceği için onu bilgilendirmem gerekiyordu.

“Bahar birazdan bana gelecek, sakın bildiğini belli etme, ama tahrik edici şeylerden bahset!” dedim. Bu haber Nazmi’yi memnun etmiş olmalıydı ki, alttan alttan tebessüm ediyordu.

“Merak etme aşkım, o iş kolay!” dedi. Bahar’ın gelmesini beklediğimiz zaman zarfında hep ondan bahsetmiştik. Saat 20:30’a yaklaştığı halde Bahar’dan halen ses seda yoktu, oysa 20:00 gibi gelmesi gerekiyordu. İşte tam o sırada kapı zili çaldı. Sevinçle,

“Oleeeeyy! Geldi aşkım, geldiiii!” diye yazdım. Yerimden fırladım ve kapıya koştum. Bahar gelmişti,


“Nerde kaldın tavuk?” dedim. Bahar,

“Yemekti, bulaşıktı, derken işim anca bitti işte...” dedi. Üzerinden çok güzel bir koku geliyordu. Azda olsa makyaj yapmıştı. Biraz da pohpohlamak amacıyla,

“Çok güzel olmuşsun Bahar!” dediğimde teşekkür etmişti.
“Sana çok güzel bir haberim var!” dedim. Bahar ne olduğunu öğrenmek için ısrar edince,

“Nazmi webcamda!” dedim.

“Ciddi misin?” dedi.

“Yemin ederim, sen gelmeden önce onunla konuşuyordum. Onu görmek istiyor musun?” dedim. Önce biraz düşündü, heyecanlı olduğu her halinden belli oluyordu,

“Şey... Yalnız onun beni görmemesi lazım!” dedi. “Tamam, sen yandan bakarsın!” dedim. Bana göre Nazmi yakışıklı ve çekiciydi. Umarım Bahar’ın da hoşuna giderdi. Ben yerime oturunca, Nazmi’nin,

“Nerdesin aşkım!” demesiyle tekrar sohbet etmeye başladık.

“Kapı çaldı, komşuyla ayak üstü biraz sohbet ettim. Seni beklettim kusura bakma, özür dilerim!” dedim.

“Özür dilemene gerek yok aşkım, önemli değil!” dedi. Bahar’ın yanımda olduğunu biliyordu, ama belli etmememiz lazımdı.
Elimle ağzımı kapatıp Bahar’a, “İşte Nazmi bu!” dedim. Bahar yandan fısıldayarak,

“Hiiiiimmmm! Kadir İnanır’a benziyor!” dedi. Mutfaktan sandalye aldıktan sonra, Webcama görünmeyecek şekilde yan tarafıma oturdu. Nazmi bana iltifat üzerine iltifat ederken, ben de aynı şekilde karşılık veriyordum. Sohbet uzadıkça artık cinsel konulardan bahsetmeye başlamıştık. Bugün çok seksi iç çamaşırları aldığımdan bahsedince, iç çamaşırları üzerimde görmek istedi. Ben ık mık etsem de, kalkıp yatak odasına doğru giderken, Bahar da arkamdan geldi ve

“Gerçekten giyecek misin?” dedi. “Herhalde! Zaten her yerimi biliyor!” dedim. Üzerimdekileri çıkardıktan sonra çırılçıplak kalmıştım.

“Sence hangisini giymeliyim?” dedim, ama Bahar tercihi bana bırakmıştı. Beyaz takımı giydim ve yerime dönerken de Bahar’a,

“Birazdan ben de onu soyacağım. Ne kadar iri yarrağı var sende göreceksin!” dedim. Bahar’ın yüz ifadesinden heyecanlandığı belli oluyordu.

“Nasıl yani?” dedi. Anlamamış gibi davranırken, bunu istediğini biliyordum.

“Birazdan anlarsın...” dedim.
Üzerimde beyaz iç çamaşırlarıyla Nazmi’nin karşısına oturdum. Şeffaf takımla görünce,

“Offff! Çok seksisin! Yarrağım şimdiden kalkmaya başladı!” dedi. Cilve yapıp,

“Göstersene aşkım! O kocaman yarrağını görmek istiyorum!” dedim.

“Tamam aşkım, gösteriyorum!” dedi. Webcamını aşağı indirerek göreceğim şekilde ayarladı. Gerçekten yarrağı kalkmıştı. Bahar ise yarrağın büyüklüğü karşısında şaşkınlığını gizleyememişti, yandan fısıldayarak,

“Aaaa! O ne öyleee! İnanmıyorum yaaa! Gerçekten çok büyükmüüüşş!” dedi. Aptallaşmış bir şekilde bana bakarken gördüklerine inanamıyordu. Benim ne kadar haklı olduğumu şimdi daha iyi anlıyordu.
Nazmi ile artık amdan götten bahsetmeye başlamıştık. Nazmi’nin,

“Seni şöyle sikeceğim, domaltıp böyle sikeceğim, amını götünü parçalayacağım!” gibi argo argo laflar yazması beni tahrik ediyordu. Nazmi 31 çekerken, ben de amımın dudaklarını açmış içini gösteriyordum. Gerçi buna ihtiyacı yoktu ama, sırf Bahar’ı tahrik etmek için bunları yapıyordum. Amım öyle sulanmıştı ki, akan sıvılar sandalyeyi ıslatıyordu. Klitorisimi küçük küçük daireler çizerek okşarken, neredeyse boşalmak üzereydim. İstemeden de olsa gözüm Bahar’a takıldı. Bahar elini eteğin altına sokmuş, amını parmaklıyordu. Onun durumu da benden farksız değildi. Bir tarafta Bahar, diğer tarafta Nazmi, üst üste bunlar yaşanınca daha fazla dayanamadım, aniden kasılmaya, zevkten titremeye başladım. Ardından şiddetli bir şekilde boşalmaya başladım.

“Ah! Ooooh! Ohhhh! Ihhhh!” diye defalarca inlerken, Nazmi de boşalmak üzereydi. Yarrağı tümüyle gerilmiş, dölleri fışkırtırken, o sırada Bahar da kısık sesle inleyerek ve kasılarak boşalıyordu. Boşalması gerçekten çok şiddetliydi. Saniyelerce süren boşalmalar yavaş yavaş kendini sessizliğe bırakmıştı.
Üstü başı berbat olan Nazmi,

“Aşkım ben banyoya geçiyorum, salı günü görüşürüz!” dediğinde,


“Tamam aşkım, görüşürüz!” dedim. Nazmi netten ayrılınca, Bahar’la baş başa kalmıştık. Bir müddet birbirimize baktıktan sonra, gülmeye başlamıştık.

“Nazmi’deki yarrağı gördün değil mi? Böyle erkekler de var işte!” dedim. Bahar başını sallayıp,


“Evet yaaa! Ne kadar da büyük yarrağı var! Üstelik çok kalın!” dedi. Israrlı bir şekilde kendisine,

“Bu hafta gel seni de götüreyim! İnan bana, saatlerce sikişeceğiz!” dedim. Bahar ne diyeceğini bilemez halde bana bakıyordu. İstiyordu, ama bir türlü karar veremiyordu. Ürkek bir şekilde,

“Şeyy, ben... yani bilemiyorum...” diye gevelerken,

“Bak Bahar, sen gelmesen de ben gideceğim! Herif tam bir zevk makinesi. Kaç kez boşaldığını bile hatırlamıyorsun. Gelirsen bütün bunlar aramızda kalacak!” dedim.
Bahar bir müddet düşündükten sonra,

“Şey benim çalıştığımı biliyorsun, patrondan nasıl izin alacağım peki?” dedi. Benim de duymak istediğim buydu ve bu işin olacağına kanaat getirdim.

“O iş kolay! Kızım, senin izin günün Pazartesi değil mi? Bu hafta için Salı gününe ertelersin. Veya çocuğu doktora götüreceğim gibi şeyler söylersin!” dedim. Bahar,

“Bilemiyorum ki, izin verir mi?” dedi. “İşin içinde çocuk var, herhalde izin verir kız!” dedim. İzin konusu patronuyla görüştükten sonra belli olacaktı.
Yerimden kalkıp,

“Gel!” diye elinden tuttum, sonra yatak odasına götürdüm. Aldığım iç çamaşırlarından açık mavi takımı çekmeceden çıkardım. Tangasıyla birlikte Bahar’a uzattım.

“Al kız! Bunlar senin!” dedim. Kem küm etse de,

“Kızım bunları senin için aldığımı biliyorsun! Al işte!” dedim. Sonunda kabul etmişti. Teşekkür etti ve yanaklarımı öptü.

“Kız bu kadarcık mı?” dedim. Benim istediğim daha farklıydı, dudaklarımı gösterip,

“Buradan yokmu?” dedim. Bahar,

“Hımmm! Anladııım!” diye gülümseyip dudaklarını dudaklarıma dokundurdu. Yumuşak dudaklarını dudaklarımda hissetmek harikaydı. Ensesinden tutup dudaklarına yapıştım. İkimiz de,

“Mmmmm!” diye inlerken yatağa devrildik. Dudaklarına sıkı sıkıya yumulmuştum. Önce dirense de, kendini bırakmıştı. Şehvetli bir şekilde öpüşürken, dillerimizi de işin içine katmıştık. Daha önce böylesine şiddetli ve arzulu bir öpüşme yaşamamıştım.
Birbirimize sarılmış öpüşürken, oramızı buramızı okşamayı da ihmal etmiyorduk. Bahar’ın eteği beline kadar sıyrılmış, bembeyaz bacakları ortaya çıkmıştı. Elimi bacaklarının arasına sokunca ateş gibi yandığını farkettim. Tanrım ne kadar da sıcaktı, bacaklarının arası ateş gibi yanıyordu. Bir müddet külotun üzerinden amını okşadım. Zaman zaman da amının yumuşak etini avuçlayıp eziyordum. Bahar zevkten kıvranıyor, “Immmm! Ommmhhhh!” diye inliyordu. Sonra elimi külotunun içine soktum. Öylesine sulanmıştı ki, avucumun içi am suyuyla dolmuştu. Amının kıllarını yeni kestiğinden harika kayıyordu, belli ki hazırlık yapmış öyle gelmişti.
Arzu ve isteklerin arttığı ortam tavan yapmak üzereydi. Yarı çıplak olduğum için Bahar’ı da soymak istiyordum. Önce başındaki türbanı, ardından penyesini çıkardım. Son olarak, fermuarını açıp eteğini indirdim. Bahar da iç çamaşırlarıyla kalınca, ben de önce sütyenimi, ardından da tangamı çıkardım. Bütün bunlar yaşanırken ikimiz de konuşmuyorduk. Bahar’ın yüzündeki pembelik ona seksi bir hava veriyordu. Sonra da Bahar’ın sütyenini ve külotunu indirdim. Kapalı bacakları yüzünde amının sadece üst tarafı görünüyordu. Üzerine çıkıp bedenimi bedenine yapıştırdım. Teni o kadar yumuşak, o kadar sıcaktı ki, içimi eritiyordu. Erkek olsam Bahar’ı saatlerce sikerdim, ama ne yazık ki değildim.
Bir müddet göğüslerimizi birbirine sürttükten sonra, ikimizin de meme uçları fındık gibi şişmişti. Kendini bana teslim etmiş olan Bahar, hareketsiz yatıyordu. Birkaç dakika memelerini okşayıp yaladıktan sonra, uçlarını emmeye başlamıştım. Göğüsleri küçüktü, ama uçları ağzımı dolduruyordu. Uçlarını somururken tıpkı aç bebek gibiydim, iyice içime çekip dudaklarımla koparmaya çalışıyordum. Bahar altımda kıvranırken bırakmaya niyetim yoktu. Bahar zevkten,

“Mmmhhh! Iımmmhh! Oohhhh! Çok güzel! Çok güzeeell” diye inliyordu. Artık aşağıya doğru inmeliydim. Göbeğini öpüp kokladıktan sonra, kendimi geriye doğru çektim. Sonra bacaklarını araladım. Harika bir manzara vardı. Amı, öylesine sulanmıştı ki, zevk suları çarşafa akıyordu. O an aklıma Nazmi geldi, kocaman yarrağını Bahar’ın amına sokmasını arzu ettim. Bu arzum şimdilik mümkün olmasa da, bir gün mutlaka gerçekleşecekti. İşte o günü sabırsızlıkla bekliyordum. Umarım bir aksilik olmazdı...
Amının küçük dudaklarını bir müddet okşadıktan sonra parmağımı içine soktum. Bahar,

“Immmhhhh!” diye inledi. Amına soktuğum parmak sayısını artırırken, önce birini, ardından ikisini, ardından üç parmağımı birden sokup, ileri geri hareket ettirmeye başladım. Bahar’ın inlemeleri çoğalırken, amının içi de sırılsıklam olmuştu.

“Ahhhh! Ohhh! Devam et!” diye inliyordu. O sırada benim de durumum ondan farksızdı. Bir elimle de kendimi tatmin etmeye çalışırken vıcık vıcık olmuştum. Daha sonra am suyumu arka deliğime sürerek iç kısımları yağladım ve parmaklarımı götüme sokarak kendi kendimi parmaklıyordum. Bahar’ın amına yaptığımı, şimdi götüme yapıyordum.
Buna bir süre devam ettikten sonra, 69 pozisyonuna geçerek, Bahar’ın iki bacağını yanlara doğru gerdim. Sonra dudaklarımı amına yapıştırdım. O an Bahar,

“Ooooohhhhh!” diye inledi. Büyük bir arzuyla, önce küçük dudakların olduğu bölgeyi öpüp kokladım. Ardından klitorisini yaladım. Klitorisi şişmiş, nerdeyse ağzımı dolduruyordu. Dudaklarımla sıkıştırıp, dilimle de yalamaya devam ettim. Bahar kıvranıyor, zevkten inliyordu. O sırada Bahar, kalçalarımı kucaklamış amımı parmaklıyordu. Bahar’a yol göstermek için parmağımı tekrar götüme sokarak, birkaç git gel yaptım. Sinyalı almıştı, göt deliğimle ilgilenmeye başladı. Önce parmağının birini, sonra ikisini, daha sonra da üç parmağını soktu götüme. Parmakları inceydi,

“Sok! Hepsini sookkk!” diyerek daha fazlasını sokmasını istiyordum. Am sıvımla götümün deliğini kayganlaştırırken, şimdi de parmaklarının hepsini sokmaya çalışıyordu. Bahar’ın bileği Nazmi’nin yarrağından daha inceydi. Biraz zorlasa eminim eli komple girecekti.
İkimiz de zevkin doruklarındaydık. Bahar’ın hareketleri sertleşmeye, inlemeleri artmaya başlamıştı. Hoş benim durumum da ondan farksız değildi. Bahar altımda kıvranırken öyle istekliydi ki, her an boşalabilirdi. Ve boğuk bir iniltiyle bağırmaya başladı. İnlemeleri odanın duvarlarında yankılanırken, ben de koyvermiştim. Büyük bir sarsıntıyla boşalıyordum. Göt kaslarım kasılmaya başlamıştı ki, müthiş bir acı hissettim,

“Aaahhhh!” diye inledim. Bahar elini bileğine kadar götüme sokmuştu.

“Ne yaptın küçük orospu? Götümü yırttın!” dedim. Korktuğu için elini götümden hemen çıkardı. Ben de daha fazla üzerine gitmedim. İkimiz de yorgun ve bitkin halde yatağa uzandık. Suyun altından çıkmış gibi çok terlemiştik.
15-20 dakika dinlendikten sonra kalkıp banyoya girdim, çabucak bir duş alıp kurulandım. Odaya döndüğümde Bahar halen mayışmış halde yatıyordu.

“Kalk duşunu al kız!” dedim. Birkaç dakikada duş alıp gelmişti. Bahar’a doğru domaldım,

“Bak kız! kıçımı ne hale getirdin!” dedim. Boşalırken heyecanlandığından, farkında olmadan elini komple soktuğunu söyleyerek özür diledi. Nazmi’nin yarrağı Bahar’ın bileğinden daha kalındı, fakat kuru olduğu için götüm acımıştı. Üzerimizi giyindikten sonra salona geçtik.

“Acıktın mı?” diye sorduğumda, o da benim gibi çok acıkmıştı. Pasta börek vardı, yanına çay demledim. Bir demlik çay bitinceye kadar yiyip içtikten sonra saate baktım, 22:30’a geliyordu.
Kocasının işi iyi gitmediği için, Bahar mağazada çalışmaya başlamıştı. Geçen sefer bana, birikmiş faturalardan bahsetmiş, ödenmediği zaman elektrik ve suyu keseceklerini anlatmıştı. “Faturaları ödediniz mi?” diye sorduğumda, başını salladı,

“Yok valla para bulamadık! Yarın faturaların son günü, bakalım kocam bulabilecek mi?” dedi.

“Ne kadar lazımdı?” dedim.

“625 lira, gecikme zamı da alırlar mutlaka... Kocamın bulacağını da sanmıyorum!” dedi. Kalkıp yatak odasına gittim. Kocamın bile bilmediği 10.000 liradan fazla param vardı, ama kocamdan çekindiğim için kullanamıyordum. Bu kadar para onu şüphelendirebilirdi. 700 lira aldım ve mutfağa döndüm. Bahar mutfakta çay içerken düşünceli duruyordu.

“Takma kafana kız! Herşey düzelir birgün!” dedim ve parayı Bahar’a uzattım. Paraları görünce boğazı kurumuş gibi yutkunamıyordu.

“Al bunu! Paranız olduğunda ödersin! Yalnız bu para meselesi aramızda kalacak, kocamın haberi yok!” dedim. Gerçekten çok sevinmişti. Gözlerime minnetle bakarken, paraları göğsüne koydu, “Bu iyiliğini unutmayacağım!” dedi ve bu sefer teşekkür öpücüğünü direkt dudaklarıma kondurdu.
Vakit geç olmuştu.


“Artık gitsen iyi olur, sonra kaynanan dır dır etmesin!” dedim.

“Haklısın geç oldu. İyi akşamlar. Çok teşekkür ederim abla!” dedi, kalktı kapıya yöneldi. O an aklıma iç çamaşır takımı geldi,

“Dur kız bekle!” dedim. Yatak odasından paketi alıp kendisine verdim,

“Bunları unuttun! Bu akşam giy de kocanla ateşli bir sikiş yap!” dedim. İkimiz de aynı anda kahkaha atarak gülüştük. Bahar,

“Sağol abla. Ayrıntıları sonra anlatırım!” deyip çıktı.

Bahar gittikten sonra koltuğa uzandım. O anda aklımdan birçok şey geçmesine rağmen, rehavetten gözlerim kapanmıştı. Uyandığımda ise kocam gelmişti.