(029) Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
(029) Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 13)

(Bu bölüm daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır. Tüm bölümlere aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz)


Kartal'a döndüğümden beri aradan birkaç gün geçmişti. Bütün sırlarımı paylaştığım Bahar, bir kez olsun aramamıştı. Nedenini bilmiyordum, ama bu durum beni üzüyordu. (Ne olursa olsun!) diyerek Bahar'ı aramaya karar verdim. Aradığımda, telefona kaynanası çıktı.
"Şeeyy! Nadide teyze, ben Nesrin!" dedim.
"Buyur kızım!" dedi.
"Bahar yok mu?" dedim. Çalışmaya gittiğini söyleyince, şaşırmıştım. Ne iş yaptığını sorduğumda, bir bayanın yanında temizlik işi yaptığını söyledi.
"Nerde çalışıyor?" diye sorduğumda,
"Bilmiyorum kızım!" dedi.
"Sağol Nadide teyze, ellerinden öperim!" deyip, telefonu kapadım.

O an aklımdan birçok şey geçmesine rağmen, Bahar'ın böyle bir şey yapabileceğine ihtimal veremedim. Bunu öğrenmenin bir tek yolu vardı, Nazmi'ye telefon etmeye karar verdim. Ama birkaç kez aradığım halde kendisine ulaşamadım, telefonu kapalıydı. İçimden, (Orospu çocuğu! Kim bilir ne bok yiyorlar?) diye geçirdim. Kendimi terk edilmiş hissediyordum. Daha önce böyle bir duygu yaşamadığım için üzülürken, neredeyse ağlayacaktım. Elimden bir şey gelmezdi, o orospu çocuğu Nazmi artık telefonlarıma bile bakmıyordu. Bunu öğrenmek için Bahar'ın dönüşünü beklemem gerekiyordu.

Bahar akşam saat 6 gibi sokakta göründü. Binaya gireceği sırada kendisine birkaç kez seslendim. Ama yüksek sesle bağırdığım halde, Bahar başını kaldırıp bakmadı bile. Sinirle, (Küçük orospu, götün mü kalktı!) diye mırıldandım. Canım sıkılmış, kendi kendime söylenip duruyordum. O sırada alt komşumuz olan Nagihan'ın sesiyle kendime geldim. Nahihan, çay demlediğini söyleyerek,
"Gel, beraber içeriz!" dedi. Tebessümle karşılık verdim,
"Tamam geliyorum!" dedim. Canım sıkkındı, ama bu davet beni rahatlatmıştı.

Nagihan, 30 yaşlarında, kapalı giyinen, muhafazakar bir kadındı. Kocasını, 5-6 yıl önce kanserden kaybetmiş, kızıyla birlikte yaşıyordu. Üzerime bir şal alıp, Nagihan'a indim. Balkona geçerek çaylarımızı yudumlamaya başladık. Nagihan, güler yüzlü, konuşkan bir kadındı. Kendisine,
" Nagihan, evlenmeyi düşünmüyormusun?" diye sordum. Nagihan birkaç saniye sustuktan sonra,
"Yaa, ne bileyim, öyle herkesle olmaz ki!" dedi.
"Nasıl birini arıyorsun ki?" diye sordum.
"Evine bağlı, evi arabası olan, en fazla 40 yaşında, çalışan biri olmalı!" dediğinde, içimden (Böyle birini kim istemez!) diye geçirdim. Nagihan belli ki genç birini istiyordu.

Sohbetimiz ilerledikçe, konu cinselliğe kadar gelmişti. Cinsellikten bahsedince, Nagihan'ın yüzü pembeleşmeye, hatta kızarmaya başlamıştı.
"Ne o, utanıyormusun?" dedim.
"Yoo, ne alaka?" dedi. Nagihan utandığını belli etmemeye çalışırken, ben bu kez dahada ileri giderek,
"Erkeksizliğe nasıl dayanıyorsun kız? Senin yerinde olmak istemezdim doğrusu!" dedim. Nagihan, "Ne yaparsın, kader işte, elimizden bir şey gelmiyor!" dedi. Bunu öyle içten söylemişti ki, dertli olduğu belliydi. Masmavi gözlerinin yanısıra, ince uzun kaşları vede dolgun dudaklarıyla, hiçte fena birine benzemiyordu. Kendisine,
"Kız, bu aralar kilo mu aldın sen?" dedim. Nagihan ayağa kalkarak, kendi ekseni etrafında döndükten sonra,
"Kilolu mu görünüyorum?" dedi. Ben de gülerek,
"Evet ya! Kalçaların kocaman olmuş!" dedim.

Kısa bir sessizlikten sonra sataşmayı sürdürdüm,
"Nagihan, canın yarrak çekmiyor mu?" dedim. Bu sözüm üzerine bir müddet yüzüme bakıp,

"Töbe töbee!" diye mırıldandı. Ama ben susmak niyetinde değildim. Üzerine üzerine gidiyordum,
"Ne yani, gerçekten canın yarrak çekmiyor mu?" diye ısrar ettim. Eliyle ağzını kapatarak, "Delisin sen yaa, günaha sokma beni!" dedi. Gerçekten utanmış bir hali vardı. Öyle ya, yıllardır eline erkek eli değmemişti. Onun yerinde ben olsaydım çoktan siktirmiştim kendimi. Bu arada, amını merak etmiyor değildim. Çünkü, kocası öleli yıllar olmuştu. Amının deliği kimbilir nasıldı. Eminim iyice daralmıştı. Eğer içine patlıcan yada salatalık gibi herhangi bir cisim sokmadıysa tabii ki, daracık olmalıydı.

Nagihan'a, "Seninle evlenecek olan erkeğin vay haline!" dediğimde, gülerek,
"Manyaksın yaa!" dedi. Ben de,
"Ne yani, gücü kuvveti yerinde, (kolumu gösterek) bu kadar yarrağı olan bir adamla evlenmek istemezmisin?" dedim. Nagihan kahkaha atarak,
"O kadar büyüğü de mi var kız?" dediğinde, aklıma Nazmi'nin yarrağı geldi. O an içim cız etti. Nagihan Nazmi'nin yarrağını görse, eminim küçük dilini yutardı.
"Olmaz mı kız, ne yarraklar var! Hemde kocaman kocaman!" dedim. Nagihan,
"İnanmıyorum sana yaa, neler söylüyorsun, sanki çok görmüşün gibi konuşuyorsun!" dedi.

Nagihan'ın interneti, bizim internete bağlıydı. Gece sabahlara kadar oturduğunu, yanan ışığından biliyordum. Gülerek,
"İnternette hepsi var, girince görürsün!" dedim.
"Ben öyle şeylerden anlamam ki, internete sadece okey oynamak için girerim!" dedi. Ama ben konuştukça, Nagihan'ın merakı da gittikçe artıyordu.
"Porno siteleri var, orda sikişin her çeşidini seyredebilirsin!" dediğimde, dalga geçtiğimi düşünerek,
"Hadi ordan! Benimle dalga mı geçiyorsun?" diyerek inanmak istemedi. Yüzündeki pembelik gittikçe koyulaşmış, hatta kızarmıştı. Utandığını belli etmemek için parmaklarını çıtlatıp sağa sola bakınıyordu.

"İstersen bize gidelim! Orda daha rahat seyrederiz! Ne dersin?" dediğimde, Nagihan öyle heyecanlanmıştı ki, ne diyeceğini bilemiyordu.
"Şeyy, bilmem ki, günaha girmeyelim!" dedi. İstediği halde yine de çekiniyordu.
"Bir kez seyretmekten birşey olmaz! Çocuklar gelmeden biraz seyrederiz!" dedim. Sonra da elinden tutarak,
"Kalk hadi!" dedim, ayağa kaldırdım birlikte benim daireye çıktık.

İçeri girip, kapıyı kapattıktan sonra bilgisayarın olduğu odaya geçtik. İki sandalye alıp, bilgisayarın başına oturduk. Ardından interneti açtım. Porno sitelerini aramaya başladım. Daha önce seyrettiğim harika bir film vardı, onu buldum. Filmin konusu, kocasını aldatan bir kadının, kızı tarafından yakalanması ve kızın da aynı erkeklerle sikişmesi üzerineydi. Filmdeki erkekler yakışıklı olduğu kadar, yarakları da inanılmaz büyüktü. Doğrusu merak ediyordum, Nagihan böylesine büyük yarakları gördüğünde, acaba ne tepki verecekti. Bu sırada film de gittikçe hareketleniyordu. Filmdeki adam, kadının amını yalamaya başlamıştı bile...

Bir müddet sonra pozisyon değişmişti. Bu kez kadın adamın yarrağını ağzına aldı. Kadın tam bir profesyonel gibiydi. Emiyor, yalıyor, ağzına alıyordu. Adamın yarrağı iyice sertleşmiş, kocaman olmuştu. Yarrağın büyüklüğü karşısında Nagihan'ın sesi soluğu kesilmiş, derin derin soluyordu. Kaçamak gözlerle filmi izlerken,
"Ne kadarda büyüüük!" diye mırıldandı. Ben filmin devamını bildiğim için,
"Benim mutfakta biraz işim var!" diyerek Nagihan'ın yanından kalktım. Nagihan başını sallayarak,
"Tamam!" dedi. O sırada yüzüne baktım, yüzü kızarmış, al al olmuştu. Çekinmeden seyretmesi için böyle bir şeyi bahane etmiştim.

Birkaç dakika mutfakta oyalandım. Nagihan'ın durumunu merak ediyordum. Ne yaptığını görmek için sessizce odanın kapısına yanaştım. Arkası kapıya dönük olduğundan beni fark etmesi mümkün değildi. Kapının kenarından baktığımda, Nagihan'ın kıvrandığını farkettim. Bacaklarını aralamış, elini eteğin içine sokmuştu. Eteğin içindeki sağ kolu, devamlı oynuyordu. Belli ki amını okşuyordu. Nagihan kendini filme tamamen kaptırmış haldeydi. Filmdeki kadın domalmış, adam da sert sert sokuyordu. Nagihan bir eliyle amını okşarken, diğer eliyle de memesini sıkıyordu.

Onu o halde görmek beni de sulandırmıştı. Elimi külotumun içine daldırdım, amımı avuçladım, amımın dudaklarıyla birlikte klitorisimi okşamaya başladım. Ardından birkaç parmağımı amımın içine sokup, git gel yaptım. Aniden bacaklarım titremeye, bedenim kasılmaya başladı. Bağırmamak için dudaklarımı ısırırken, inanılmaz bir zevk yaşıyordum. Kasılmalarım bittiğinde kendime gelmiş, iyice rahatlamıştım. Amımın suları külotumu bile sırılsıklam yapmıştı.

Nagihan ise benden habersiz, halen kendi kendini tatmin etmeye devam ediyordu. Boşaldığım için yanına gitmeye karar verdim. Geri mutfağa gidip, mutfaktan,
"Nasıl gidiyor " diye seslendim. Nagihan cevap vermeyince, yanına gittim.
"Ne o, sesin soluğun çıkmıyor!" dedim. Nagihan konuşmuyor, sadece yüzüme bakıyordu. Yüzü gözü ter içindeydi.
"Ne oldu, terlemişsin!" dedim. Nagihan ürkek bir kız gibi,
"Şeyy, ben..." diyerek, kem küm ediyordu. Üzerine fazla gitmek istemiyordum, konuyu değiştirip,
"Adamın yarrağı nasıl?" diye sordum. Nagihan,
"İnanılmaz yaa!" dedi, sonra,
"Bunlar gerçek mi?" diye sordu.
"Evet! Hepsi gerçek!" dedim.

Nagihan'a, "Bak şimdi sana ne göstereceğim!" diyerek, filmi ileri aldım ve
"Ne kadar güzel bir kız! En fazla 16-17 yaşında, öyle değil mi? Bak şimdi bu kız neler yapıyor!" dedim. Filmdeki kızın küçük bedeni en fazla 35-40 kilo ya vardı, ya yoktu. Karşısındaki iki adam ise dev gibiydiler. Biri kızın amını sikerken, diğeri de ağzına vermişti. Daha sonra yer değiştirdiler. Kızın amı perişan olduktan sonra, bu kez de götten sikmeye başladılar. Önce biri, sonra diğeri. Uzun süre devam ettikten sonra üzerinden çekildiler. Adamlardan biri koltuğa yattı, kız da üzerine çıkarak yarrağı amına soktu, küçük bedenini adamın göğsüne yasladı. Diğeri de arkasına geçerek, kolay bir şekilde götüne soktu. Küçücük kızı, hem amdan, hemde götten dakikalarca siktiler. Arada kalan kız sandviç olmuş, ama yine de pes etmemişti. Adamlar kızın ağzına boşalınca, film de sona erdi.

Nagihan aptal aptal bana bakıyordu. Şaşkın bir ifadeyle,
"Kızın ağzına boşaldılar!" dedi. Belli ki daha önce böyle bir şey görmemişti.
"Eee bu işler böyle!" dedim. Nagihan yüzündeki terleri sildikten sonra,
"Ben gideyim artık!" dedi ve yerinden kalktı. Onu yolcu etmek için arkasından yürürken birde ne göreyim, arkasında kocaman bir ıslaklık vardı.
" Nagihan! Bu ne hal? Amma ıslanmışsın!" diyerek gülmeye başladım. Nagihan arkasına doğru baktığında, utancından ne diyeceğini bilemedi. Ona,
"Kaç kez boşaldın ki, bu kadar sulanmışsın?" dediğimde,
"Nesrin, ben... Ben, boşalmadım..." dedi.

"Ciddimisin kız? Gerçekten boşalmadın mı?" dedim. Nagihan,
"Neyse, ben gideyim artık! Geç oldu!" diyerek kapıya yöneldi. Sonra da,
"Lütfen Nesrin, bundan kimseye bahsetme!" diyerek yalvarır gözle bana baktı. Ben de,
"Merak etme kız, delimiyim ben!" diye karşılık verdim. Nagihan hakkındaki düşüncelerim yavaş yavaş rayına giriyordu. Nagihan yıllardır dul olduğu halde, kendini mütevazi yaşamına vererek, dedikodulardan uzak kalmıştı. Buna rağmen o bir kadındı ve cinsel yönden de eksiklik çekiyordu. Önümüzdeki günler ne getirirdi bilemezdim ama, yine de bugün olanlardan sonra Nagihan'dan umutluydum...

Aradan bir hafta geçmiş ve Bahar'la halen görüşememiştim. Ne o beni arıyordu, nede ben onu. İşe gidip geliyordu, ama ne iş yaptığını bilmiyordum. Evde yalnız olduğum günler, zaman zaman Nazmi'yi aradım. Ama bir kez olsun, telefonuma bakmadı. Gel dese, koşa koşa gidecektim, ama bunu neden yapıyordu anlamıyordum. Bir söz vardır, (At binicisini, kadın sikicisini unutmaz!) diye, gerçekten de doğruymuş. Kocamla sikişirken bile, Nazmi'nin o kocaman sert yarrağını hayal eder olmuştum. Aklıma geldikçe çıldırasım geliyordu. Onunla sikişmek inanılmaz zevkliydi. Saatlerce bırakmadığı gibi, bütün deliklerimi paramparça ederdi. Amımın deliği günlerce sızlar, arka deliğim de kolay kolay kapanmazdı. Bağırıp çağırmak istiyordum, ama elimden bir şey gelmiyordu.

Günlerim özlem ve hasretle geçiyordu. Kocamla haftada bir iki kez ilişkiye girdiğim halde, istediğim doyumu alamıyordum. Değişiklik istiyordum, ama bu ne zaman ve nasıl olacaktı, bilemiyordum. Bugüne kadar 6 kişinin yarrağını yemiştim. Üstelik hepsi de farklı farklı yarraklardı. Bunlar içinde en büyüğü Nazmi'ninkiydi. Uzun ve oldukça da kalındı. Bitmeyen enerjisiyle tam bir erkekti. Birlikte olduğumuz günleri unutmak gerçekten zordu. Şu da bir gerçek ki, aldatmak tehlikeli olduğu kadar, çokta heyecan vericiydi. Hele o ilk zamanlar yok muydu, nasılda heyecanlıydı. Aklıma geldikçe özlüyordum...

Yazın sıcaklığı kendini iyice göstermişti. Ağustos'un ortaları yaklaşırken, çocuklardan birini memlekete, diğerini de anneme göndermiştim. Kocam işine gidip gelirken, ev ıssız bir haldeydi. Evin günlük işlerini kısa zamanda hallediyordum, boş vaktim de hayli fazlaydı. Bazı günler binanın bahçesinde komşu kadınlarla piknik yapıyor, dedikodu yapıyorduk. Komşuların hepsi de samimi ve güler yüzlüydü. Binanın bütün kadınlarıyla bahçede oturup sohbet ediyorduk, ama aramıza katılmayan bir tek kişi vardı, o da Bahar'dı. Bahar her seferinde bir mazeret uydurup, gelmiyordu. Ve onun hakkında yapılan sohbetler de artık beni ilgilendirmiyordu. Benden uzaklaşmasını da artık önemsemiyordum...

Birgün öğleden sonra saat 3 gibi kapının zili çaldı. Kapıyı açtığımda, karşımda Nagihan'ı görünce biraz şaşırdım. Ayaküstü biraz hoş beş yaptıktan sonra içeri buyur ettim. Nagihan'ın tedirgin bir hali vardı.
"Hayırdır, bir sorun mu var?" diye sordum. Nagihan,
"Kızı babamın yanına gönderdim, canım sıkılınca biraz sohbet ederiz diye düşündüm!" dedi. Ona, "Tabi, tabiiii, geç otur! Ben bir çay koyayım!" dedim. Ocağa çay attıktan sonra yanına döndüm. Nagihan, ürkek bir tavşan gibiydi, parmaklarını çıtlatararak sağa sola bakınıyordu. "Eee, ne var ne yok?" dedim.
"Ne olsun, idare ediyoruz işte!" karşılığını verdi. Çay demlendikten sonra da sohbete devam ettik. Çaylarımızı yudumlarken, sohbet daha da ilerlemiş, ben konuyu, seyrettiğimiz porno filme getirmiştim.

Nagihan'ın sıkılganlığı gitmiş, bazı şeyleri öğrenmek ister gibiydi. Bana,
"Filmde seyrettiklerimiz gerçek mi?" diye sorunca, gülmeye başladım.
"Ne gülüyorsun?" dediğinde,
"İlahi Nagihan! Elbette gerçek!" dedim. Nagihan bana, yarrakların büyüklüğünden bahsedip, günlerdir aklından çıkmadığını, hatta uyuyamadığını anlatırken, derin derin soluyordu. Sonra pornoda oynayan genç kız hakkında yorumlar yapmaya başladık. Nagihan,
"Kızın her yerini mahvettiler! Hele aynı anda ikisiyle yapması yok mu, inanılır gibi değil!" diyordu. Ben de,
"Bunlar günümüzde artık, her kadının bir kez olsun denemek isteyeceği şeyler!" diye anlatırken, böyle şeyleri normalmiş gibi göstermeye çalışıyordum.

Yine, "Mesela sen Nagihan, kocaman yarrağı olan biri tarafından sikilmek istemez misin?" diye takıldığımda, Nagihan heyecanlanmıştı.
"Böyle şeyler söyleme, utanıyorum yaa!" dedi. Ben de,
"Ne yani? Sen şimdi bana, gücü kuvveti yerinde, yakışıklı biriyle sikişmek istemediğini mi söylemek mi istiyorsun?" dediğimde, tebessüm ederek güldü. Nagihan her ne kadar muhafazakar bir kadın da olsa, belli ki istiyordu...

Bir müddet porno film hakkında konuştuk. Daha sonra havadan sudan konulara girerek sohbetimize devam ettik. Nagihan birşeyler anlatmaya çalışıyordu, ama ne dediğini kendisinin de anladığı yoktu. Aklının başka şeylerde olduğunu düşünüyordum. Buraya gelme nedenini anlamak için müneccim olmaya gerek yoktu, geçen seferki gibi porno seyretmek istiyordu, ama bir türlü cesaret edip söyleyemiyordu. Konuyu ben açıp,
"Porno izleyelim mi?" diye sorunca, Nagihan'ın heyecalandığını farkettim. Nagihan,
"Şeyy... bilmem ki..." gibisinden kem küm etmeye başlayınca, ona,
"Gel kız, içeri geçelim!" dedim. İtiraz etmeden, o önde ben arkada bilgisayarın olduğu odaya doğru yöneldik. Önümde yürürken kalçaları dikkat çekiciydi. Kocaman göt yanakları ince eteği altından sallanıyordu. İçimden (Böyle bir götü, doyursa doyursa, Nazmi'nin koca yarrağı doyurur!) diye geçirdim. Topuklarına kadar inen eteği, bacaklarını oldukça uzun gösteriyordu.

Havaların oldukça sıcak olmasına rağmen, her yeri kapalıydı.  
“Burada biz bizeyiz üstünü çıkarsana” dedim
Üzerindeki hırkayı da çıkardıktan sonra yerimize oturduk. Bilgisayarı açıp, internete girdim, porno sitelerini araştırmaya başladım. Nagihan'a nasıl bir porno izlemek istediğini sordum. Nagihan utangaç bir tavırla,
"Sen bilirsin!" dedi. Ona,
"Bak Nagihan, her kadının zevki farklıdır. Ben mesela, anal seks ve grup seks gibi pornolardan hoşlanıyorum, ya sen?" diye sorduğumda,
"Ben anlamam ki! Birini aç seyredelim işte!" dedi. Aslında haksız da sayılmazdı, daha önce porno film hakkında hiçbir bilgisi yoktu. İlk kez benim evde izlemişti. Bu ikinci olacaktı ve ne açarsam seyredecekti. Aklıma Dildo'lu filmler geldi. İçlerinden birini tıkladım ve izlemeye başladık. Film, yatakta çırılçıplak bir kadının, Dildo ile kendini tatmin etmesiyle başladı...

Nagihan filmi izlerken hem istekli, hemde heyecanlıydı. 10-15 dakika geçtiğinde içindeki fırtına yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu fırsatı kaçırmak istemiyordum. Yan yana oturduğumuz için bacaklarımız birbirine temas etmekteydi. Normal bir durum gibi davranarak elimi bacağının üzerine koydum. Nagihan ürperir gibi oldu, ama tepki vermedi. O sırada oynayan filmde, odaya bir kadın daha girdi ve soyunup, yatağa, öbür kadının yanına geldi. Biraz öpüştüler, sonra kadınlar 69 pozisyonuna geçerek, birbirini yalamaya başladılar. Bir an Nagihan'la göz göze geldik. Nagihan,
"Manyak bunlar yaa!" diye fısıldadı.
"Ne var bunda kız! Ne güzel yalıyorlar işte!" dediğimde, Nagihan,
"İğğğğğ! İğrenç!" diyerek yüzünü buruşturdu. Belli ki, kocası Nagihan'ın amını hiç yalamamıştı. Yalamış olsaydı, şimdi iğrenç olduğunu söylemezdi. Nagihan'a,
"Sen hiç yalatmadın mı?" diye sorduğumda, başını sallayarak,
"Hayır!" dedi ve yutkundu.

Elim halen bacağının üzerindeydi. Baldırının yumuşaklığını vede hele sıcaklığını hissetmek, gerçekten harikaydı. Bu durum bile benim amımın sulanmasını tetikliyordu. Ama acele etmemem gerektğini bildiğim için, Nagihan'ı ürkütmemeye özen gösteririyordum.
"Nagihan..." dedim, ardından da,
"Sen hiç yarrak yaladın mı?" diye sordum. Nagihan yüzüme anlamsızca bakıp, (Hayır!) anlamında başını sağa sola salladı. Ben de,
"Gerçekten mi?" diyerek üzerine gittim. Nagihan'ın seks konusunda bilgisiz olması kocasından kaynaklanıyordu. Nagihan dul kaldıktan sonra başka erkeklerle ilişkiye girmiş olsaydı, eminim her türlü seksi yaşardı. Kocasından başka hiçbir erkekle sikişmemiş olduğuna kanaat getirdim.

Nagihan'a, "Sen şimdi, ne amını yalattın, nede sik yaladın, öyle mi? Valla evlenmemiş kızlar bile senden daha tecrübeli! Eminim sen götten de yapmamışsındır?" dediğimde, gülümsediği halde cevap vermedi. O sırada filmdeki sahne değişmiş, kocaman bir yarraklı bir erkek, kızı kucağına oturtmuş, hızlı hızlı sokuyordu. Nagihan'a,
"Sen de böyle sikilmek istermisin?" diye sordum. Nagihan,
"Bir dur kız!" derken, gözünü filmden alamıyordu. Kocaman yarrak genç kızın küçücük amına girip çıkarken, yarrağın gövdesi de am suyundan parlıyordu. Manzara inanılmazdı.

Nagihan'a, "Ben daha fazla daynamayacam valla!" diyerek, elimi eşofmanımın içine soktum, ardından amımı parmaklamaya başladım. Nagihan'ı dolduruşa getirmek için de, oynayan pornoya bakarak,
"Sikkk! Beni de sik! O kocaman yarrağını bana da sok!" diye mırıldanıyordum. Nagihan yan gözle beni izlerken, ben sulanmış olan amımı okşamaya başladım. Sonra film domalma pozisyonuna geçmişti. Adam, domalmış kızı sikerken,
"Ohhh, ben de öyle domalmak ve sikilmek istiyorum!" diyerek Nagihan'ı ateşlemek istiyordum. Sonra birden ayağa kalktım, eşofmanımı, lastiklerinden tutarak dizlerime kadar indirdim. Nagihan şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Giydiğim Tanga, amımın dudakları arasına girmişti. Dudaklar arasına sıkışmış olan Tangamı düzelttikten sonra tekrar yerime oturdum.

O sırada filmdeki adam, yarrağını kızın amından çıkarıp, kızın götüne sokmuştu. Kızın yüzü, duyduğu acıyı ifade eder gibiydi. Kalın yarrak, kızın göt deliğini iyice germişti. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra, adamın hareketleri de hızlanmaya başlamıştı. Şimdi kocaman yarrak rahat bir şekilde girip çıkıyordu kızın götüne. Nagihan'a,
"Görüyormusun Nagihan, kız az önce bağırıyordu, şimdi ise zevkten inliyor!" dedim. Nagihan belli belirsiz yüzüme bakıyordu. Sanki söylemek istediği birşey var da, söylemeye çekiniyordu...

"Kusura bakma Nagihan, ben daha fazla dayanamayacağım, boşalmak istiyorum!" dedim. Ayağa kalkıp, bacaklarımı açarak, yanlara doğru iyice gerdim. Tangamı kenara çektikten sonra, Nagihan'nın bakışları arasında amımı okşamaya başladım. Küçük küçük dairecikler çizerek klitorisimi okşuyordum. Sonra hızlandıkça hızlandım. Vücudumu ateş basmaya başladı. Kasıklarıma doğru inen dalga, gittikçe şiddetini artırırken, daha fazla direnemedim ve Nagihan'ın gözlerinin içine bakarak boşalmaya başladım. Öyle şiddetli boşalıyordum ki, her yerim titriyordu. Bedenim kasılırken,
"Aaağğğhh! Ooğğhh! İimmmhh!" diye inliyordum. Bir iki dakika boyunca en az 30 kez kasılmıştım. Şiddetini kaybeden kasılmalarım yavaş yavaş sonuna gelmişti. Amımdan akan sular, baldırlarımdan sızarak topuklarıma kadar inmişti. Rahatlayınca tekrar yerime oturdum.

Nagihan'a, "Sen de boşalsana!" dedim. Nagihan şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Yüzü terlemiş, mavi gözleri yalvarır gibiydi. Nagihan,
"Şeeyy, nasıl söylesem bilmiyorum ki... benim boşalma sorunum var!" dedikten sonra başını öne doğru eğdi.
"Nasıl yani?" dediğimde, Nagihan,
"Anla işte, ben boşalamıyorum!" dedi. Bir kadının boşalamaması ender görülen bir durumdu. Nagihan da onlardan biriydi. Bir müddet sessiz kaldıktan sonra kendisine,
"Eğer istersen ben sana yardım edebilirim!" dedim. Nagihan şaşkın bir edayla,
"Nasıl yardım edeceksin?" diye sordu. Kendisi için düşündüğüm şeyi, belki istemeyebilirdi. Ama yine de denemek istiyordum. Erkeklerle sikişmekten zevk aldığım kadar, kadınlara da ilgi duyuyordum. Bahar'la birkaç kez sevişmiştik, Nagihan'la neden olmasın, diye düşündüm. Sonra kendisine,
"Boşalmak istiyormusun?" diye sordum. Nagihan (Evet!) anlamında başını sallayınca, ona, "Benimle gel!" dedim. Kolundan tutarak yatak odasına doğru sürükledim. Ne yapmak istediğimi bilmediği halde benimle yatak odasına gelmişti.

"Bak Nagihan, bu tamamen aramızda kalacak!" dedim. Eteğini indirmek için lastiklerinden tuttuğumda, Nagihan yüzüme (Ne yapıyorsun?) der gibi bakıyordu. Önünde çömelerek eteğini topuklarına kadar indirdiğimde, süt gibi beyaz bacakları gözlerimin önüne serildi. Bacaklarının arasından gelen am kokusunu içime çektim. Külotunun ağ kısmı sırılsıklamdı. Islanan külot, içindekleri ortaya çıkarmıştı. Amının yarığı belli olurken, tombulluğu da dikkat çekiyordu.

Ayağa kalktım ve üzerini çıkarmasını söyledim. Nagihan yavaş hareketlerle önce penyesini çıkardı, ardından da sütyenini çözmeye başladı. Sütyenini de çıkarınca, üzerinde sadece külot kalmıştı. Nagihan'ın kilolu yapısına göre memeleri küçük sayılırdı. Ama uçları tam emmelikti. Memelerine baktığımı görünce elleriyle üstünü kapattı. Ben gülerek,
"Ne o kız, benden mi utandın?" dediğimde, Nagihan sadece güldü. Yanına yaklaşıp,
"Vücudun çok güzel, kız gibisin yaa!" dedim. İltifat etmem hoşuna gitmişti,
"Gerçekten mi söylüyorsun?" dedi. Bu fırsatı kaçırmak istemiyordum ve iltifat etmeyi sürdürdüm.
"Evet Nagihan! İnce bir belin, harika kalçaların var. Üstelik memelerin taş gibi! Var ya, erkek olsam, seni elimden kaçırmazdım!" dediğimde, ikimiz de gülmeye başladık. Nagihan, "İnanmıyorum sana yaa! Çok komiksin Nesrin!" dediğinde, tebessüm ederek,
"Öyleyimdir!" dedim.

Artık zamanı gelmişti, daha fazla uzatmanın anlamı yoktu. Nagihan'ın külotunu çıkarmak için, önünde dizlerimin üzerine çömeldim. Külotun lastiklerine dokununca elime yapıştı ve yalvarır gibi,
"Yapmaaa!" diyerek, ısrarla engellemek istedi.
"Merak etme kız, benden sana zarar gelmez! İnan bana, senin de hoşuna gidecek!" dediğimde, ısrarından vaz geçti ve külotunu çıkarmama izin verdi. Külotu lastiklerinden tuttuğum gibi topuklarından çıkardım. Nagihan elleriyle amını kapatınca, rahat olmasını söyleyerek, ellerini amının üzerinden çektim. Amı tertemiz, pamuk gibiydi. Belli ki yakın bir zamanda ağda yapmıştı.
"Ooo! Bu ne güzellik! Harika görünüyor!" dedim. Nagihan hiçbir şey söylemeden hareketsiz duruyordu. Artık benim de tamamen soyunmam gerektiğini düşündüm.
"Bir saniye!" dedim ve üzerimdekileri çıkarmaya başladım. Üzerimdeki penyeyi çıkarınca memelerim ortaya çıktı. Ev içinde sütyen takma alışkanlığım yoktu. Tangamı da çıkarınca, artık ikimiz de çırılçıplaktık.

Nagihan'ı elinden tutarak, yatağın üzerine oturttum. Sonra hafifçe iterek sırtüstü yatırdım. Nagihan artık itiraz etmiyordu. Uysal bir kız gibi her dediğimi yapıyordu. Yanına uzanıp,
"Porno filmdeki gibi sevişelim mi?" dedim. Nagihan,
"Nasıl yani?" dediğinde, "Kadın kadına işte!" dedim. Nagihan,
"Ben böyle şeylerden anlamam...." dedi. "Sen o işi bana bırak!" dedim, sonra harekete geçtim. Elim bedenini okşarken Nagihan'ın titrediğini farkettim. Yıllar sonra ilk kez bir el bedenine dokunmuştu. Ayaklarının ucundan başlayarak yukarı doğru çıkarken, bacaklarını öpüp okşamayı da ihmal etmiyordum. Bacaklarını sıkı sıkıya kapatıyordu. Belli ki amını göstermek istemiyordu. Acele etmeme gerek olmadığını düşündüm. Eninde sonunda gevşeyecekti.

Baldırlarını okşayıp öptükten sonra amına yöneldim. Sonra üzerine çıkarak bacaklarına oturdum. Bir bacağını bacaklarımın arasına sıkıştırdım. Kalçalarımı ileri geri hareket ettirmeye başladım. Sulandığımı hissettim. Amımdan akan sular sabun vazifesi görür gibiydi. Kollarımı kalçalarına doladım, sonra öne doğru eğildim. Yüzüme vuran sıcaklığa inanamadım, amı cayır cayır yanıyordu. Amının üst kısmın birkaç kez öptüm kokladım. Ardından, şişmiş olan klitorisini birkaç kez dilledim. Nagihan derin derin solumaya başlamıştı. Bir süre sonra, bacaklarım açık vaziyette amının üzerine oturdum. Amından gelen sıcaklık benimkini de ısıtıyordu. Etli, tombul amı, oldukça dolgundu. Amımın dudaklarını, Nagihan'ın amına sürtmeye başladım. Kalçalarımı ileri geri oynatırken, amımdan akan sular, sürtünmeyi dahada kolaylaştırıyordu...

Öne doğru eğilerek, memelerini avuçladım. İkisini birden okşamaya, sıkmaya başladım. Niyetim onu iyice azdırmaktı. Nagihan kendinden geçmiş, derin derin solurken, memelerini öptüm yaladım. Sıra, fındık kadar şişmiş olan meme uçlarına geldiğinde, kendimi tutamadım, kocaman uçları ağzıma alarak emmeye başladım. Diğer taraftan da kendi amımı, Nagihan'ın amına sürtmeye devam ediyordum. Ben de en az Nagihan kadar azmış haldeydim. Memelerinin uçlarını koparacakmışım gibi içime çekiyordum. Emiyor, yalıyor, sonra da dişliyordum. Bu duruma daha fazla dayanamadım. Birden kasıldığımı hissettim. Büyük bir zevkle boşalırken, amımı amına şiddetli bir şekilde sürtüyordum. Amımın dudakları arada ezilirken, saniyelerce boşaldım. Kasılmalarım yavaş yavaş azalmaya, sonra da bitme noktasına gelmişti...

Nagihan'ın üzerinden geriye doğru kayarak, ayak dibine oturdum. İlk anlarda bitişik olan bacakları, şimdi gevşek duruyordu. Ayak bileklerinden tutup bacaklarını açtım. Hep merak ettiğim amı, şimdi tüm ayrıntılarıyla karşımdaydı. Beyaz tenli olmasına rağmen, koyu bir amı vardı. Hele çapı oldukça büyüktü. Çevresini saran kahverengi etli dudaklar, oldukça diriydi. Amından akan sular kalçalarına kadar süzülmüştü. Bacaklarını yukarı doğru kırıp gerdiğimde, yapışmış olan dolgun am dudakları da ağzını açmıştı. Pembe renkteki deliğin büyüklüğüne inanamadım. Yıllardır sikişmediği halde, amı bu hale nasıl gelmişti aklım almıyordu. Ağız kısmı, çay bardağının ağzı kadar açılmış, içi görünüyordu. Tek olumlu yanı, kıldan eser bile yoktu.

Nagihan'ın kocaman amı vardı, ama arka deliğin varlığı anlaşılmıyordu bile. Belli ki götten yapmamıştı. Ama o an, bunları düşünmenin sırası değildi. Nagihan'ın bacaklarını omuzuma kaldırıp, amına yumuldum. Ellerimle de memelerini avuçlayıp, uçlarını okşamaya başladım. Nagihan, "Iğhhhhhh!" diye inledi. Amını öpüyor, yalıyor, sonra da dilliyordum. Şişmiş olan klitorisini, dudaklarımla ezip emerek içime çekiyordum. Nagihan altımda debelenirken, bacaklarıyla başımı sıkıştırıyordu. Yaklaşık 10 dakikadır devam ediyordum. Amının dudaklarını ve klitorisini emdikçe emdim. İnleme sesleri gittikçe artıyordu. İnlemesi arttıkça, dilimi kırbaç gibi kullanmaya başladım. Nagihan inledikçe, ben de hızlandım. Yaladıkça yaladım. Emdikçe emdim...

Nagihan inliyor, bağırıyor, ama bir türlü boşalamıyordu. Elimin birini memelerinden çektim. Parmaklarımı sulanmış olan amına sokmaya başladım. Bir, iki, üç derken, dört parmağım amına girmişti. Elimi ileri geri hareket ettirirken neredeyse kolum girecekti amına. Biraz zorlasam kesin girerdi de. Ama Nagihan bir türlü boşalmıyordu. Yalamaktan dilim yorulmuş, emmekten dudaklarım uyuşmuştu. O sırada aklıma arka deliği geldi. Amında iyice ıslanan elimi çekip, orta parmağımı arka deliğine sokmaya çalışınca, Nagihan'ın irkildiğini farkettim. Ama yinede vaz geçmedim. Kilitorisini emerken, sonunda orta parmağımı arka deliğine soktuğumda, Nagihan, "Iğğğhh!" diye mırıldandı. Götünün deliği öylesine sıkıydı ki, parmağımı içine hapsetmişti. Parmağıma am suyu yedirip, deliğe yavaş yavaş sokup çıkarmaya devam ettim...

İlk başta kendini kasan Nagihan artık gevşemişti. Parmağım, kayganlığın verdiği etkiyle, götüne kolayca girip çıkarken, Nagihan'ın inlemeleri odada yankılanıyordu. Ben durmaksızın bir taraftan göt deliğini parmaklıyor, diğer taraftan amını yalayıp emiyordum. Nagihan birden deli gibi, bağırmaya başladı. Şansımıza bir alt katta başkası oturmuyordu, yoksa kesin duyulurdu. Nagihan'ın, "İiiiğğğğğğhh! Aaağğğğğhhyy!" diye inlemeleri artınca, hareketlerimi hızlandırdım. Nagihan zorlanıyordu, bu gidişle kesin boşalacaktı. Birden, derinden haykırdı. Adeta elektriğe çarpılmış gibi titriyordu. O sırada parmağım halen arka deliğindeydi. Ve nihayet, boşalmanın ne olduğunu bile bilmeyen Nagihan, artık boşalmaya başlamıştı. Arka delik kasları kasılırken parmağım bile eziliyordu. Bacaklarının arasına sıkışan boynum, nefes almamı bile zorlaştırmıştı. Nagihan saniyeler boyunca inledi durdu. Sonra, yavaş yavaş sesi soluğu kesildi. Ben de gevşeyen bacaklarının arasından çekilip, yanına uzandım...

Konuşmadan öylece yatıyorduk. Bir süre sonra rehavetten içim geçmiş, gözlerim kapanmış. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama, Nagihan'ın sesiyle kendime geldim. Gözlerimi açtığımda Nagihan'ın giyinmiş olduğunu farkettim. Nagihan,  
"Gitsem iyi olacak..." dedi.
"Tamam!" deyip, külotumu giymeden, üzerime penyemi ve eşofmanımı geçirdim. Kapıdan yolcu ederken,
"Sonra görüşürüz Nagihan!" dedim.
"Görüşürüz!" dedi ve çıktı.
 
Sonraki Bölüm...