(078) Plaza Kaşarı (1) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
(078) Plaza Kaşarı (1) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Plaza Kaşarı (1)

 <Alıntıdır>

 

Her şey olmasını istemediğim ancak arzuladığım şeylerle başladı.

Karımla uzun zamandır evliydik. O Leyla ben ise Emre. Yaklaşık 10 sene olmuştu. Haliyle artık ilk zamanlardaki gibi birbirimize karşı istek yoktu. Bunun sebepleri belki iş stresi belki vakit yokluğu belki bıkkınlık. Bunları çoğaltabiliriz elbette. Ancak bunda ikimizin de pay olduğu gibi bir o kadar da yoktu.

Benim bir yazılım şirketim var. Küçük çaplı bir şirket. Karım ise bir ilaç şirketinde çalışıyor. İkimizde maslak'ta çalışıyoruz ama evden başka bir yerde birbirimizi görmeye sanırım tahammülümüz yok. Bunu ikimizin de durumdan memnun olmasından çıkarıyorum.

İş yaşamı gereği bakımlı çekici bir kadın aslında. Sarı küt kesim saçları çenesinin hemen altında biterken makyajı ona daima eşlik ediyor. Ara sıra gittiği spor onu diri tutmaya yetiyor. Squat poposunu harika gösteriyor.

Asıl kırılma noktamız ise benim çeşitli arayışlara girmem yüzünden oldu. İnternette çeşitli sitelerde çeşitli hikayeleri okuyor çeşitli amatör videoları izliyordum. Orada beni tahrik eden şeyin karımı kıskanmak olduğunun farkına vardım. Konuşmadan seks yaptıkça birbirimize istek azaldığından bu videoları izleyip ya da hikayeleri okuyup karımla sevişiyorduk. O halimden aslında o da memnundu. Sadece onun zevk almasını istiyordum aslında. Yoksa benim için her türlü zevk çok kolay.

Aslında karım erasmusla yurtdışında okumuş iş gereği zaman zaman yurt dışına çıkan seks konusunda bağnaz olmayan bir kadın. Yani ilk seks yaptığı erkek ben değilim. Ancak ikimizin de birbirimizi aldatmadığına adım kadar eminim. Ancak fantezi konusunda biraz tutuk. Bunu ne zaman açsam seks yarıda kesiliyordu. Her şey işte bir hikaye sitesini bilgisayarda açık unutmamla başladı. Bunu anlamam aslında hemen olmadı. Karımdaki değişimden hoşnut olduğum için belki de araştırma gereği duymadım. Karım fantezilerime katılmasa da olumsuz tepki vermiyor hatta daha fazla ıslanıyor gibiydi. Uzun süre iş yoğunluğu sebebi ile eve geç geliyordum ve bir şeyle ilgilenemiyordum. Eve gelip bilgisayarı açtığımda aslında bir süre hatırlamakta zorluk çektim fakat durum çok açıktı. Karım hikaye sitelerinde gezinmişti. En çok da aldatan kadın fantezisi okumuştu. Şok içerisindeydim. O benim böyle sitelere girdiğimi biliyordu. Ve artık ben de biliyordum. Hemen kapatıp duş aldım. Ama çok da azmıştım.

Onu öpmeye boynundan başladım. En çok bunu severdi. O da çok istememekle beraber benim azgınlığım sayesinde devam ettik. Onu yine fantezilerle kıvama getirmeye çalışıyordum. Ancak aklımda okuduğu hikayeler vardı.

- Ohh Tuğba'nın göğüslerini çok güzelmiş aşkım.

Leyla şok olmuştu. Tuğba onun en yakın arkadaşıydı. Aynı yerde çalışıyorlardı. Doğru muydu yoksa fantezi miydi bunu kestiremiyordu.

- Göğüslerinin arasına sıkıştırdı sikimi. Ohhh.. inanılmazdı aşkım. Tam bir kaltak.

Halimden fantezi olduğunu anlamıştı ama yine de şoku atlatamamıştı. Ben devam ediyordum.

- Oh bebeğim... amı çok tatlıydı. Sikimi amında sıkıştırıyordu. İyice bastırıyordu.

Leyla tahrik olmuştu ve boşalmıştı ama düşünceli olduğu da her halinden belliydi. Kıskanmak onu da tahrik ediyordu. Aslında bu aldatma hikayeleri beni de tahrik etmişti. Karımın hareketlerinden şüphe duymaya başlamıştım. Dekoltesi, yürüyüşü her şeyi beni tahrik etmeye yetiyordu. Elbisenin altında kalçaların ne kadar diri olduğunu bilmek onu sikmek için can atmama neden oluyordu. Bir gün yine dayanamamış ve o mutfaktayken o muhteşem kalçalarına bastırmıştım.

- Ohhh... aşkım yine mi azdın?

- Seni görüp de azmamak gibi bir şansım var mı sence?

- Bilmem.

- Bence biliyorsun. Bu göt tam da sikmelik.

Karımın kalçalarına sürtünüyordum. İnanılmaz tahrik olmuştum.

- Bunu bugün ikinci kez duyuyorum.

İlk önce anlayamadım ya da yanlış anladığımı düşündüm. Şok olmuştum. Nasıldı yani?

- Nasıl?

- Şeyyyy...

- Söyler misin lütfen?

Yüzünü kendime çevirdim ve sikimi kadınlığına bastırmaya devam ettim.

- Eve gelmeden önce şu arka sokaktaki şarküteriye uğramıştım bir şeyler almak için. Orada gençten bir çocuk var çırak bir de dükkan sahibi orta yaşlı hafif kır saçlı bir adam. Çocuk sağ olsun çok yardımcı oldu. Abla ne lazım, şunu vereyim bunu vereyim diye. Ama adam içeride epey süzdü beni farkındaydım. Neyse aldım alacaklarımı dışarı çıktım. Sonra turşu da alayım diye geri döneyim dedim. O sırada şu yaşlı adamın söylediklerini duydum. "offf şu göt var ya şu göt. Tam sikmelik. Bunun kocası, manitası hakkını veremiyordur. Vereceksin elime bunu var ya öyle sikerim ki yeter der artık." Şok olmuştum. Ne içeri girebildim ne geri dönebildim. Yabancı bir adamın beni sikeceğini ballandıra ballandıra anlatması aşırı tahrik etmişti. Çırak da "plaza kadını bu usta. İşten güçten nasıl sikişilir unutuyorlar. Kocaları başka şeylerin peşine düşüyor." "ben onu bunu bilmem bu elbisenin altında nefis kalçalar var belli. Hem tanga da giymiş baksana. O da götünün güzelliğinin farkında." Daha fazla dayanamadım. Duyacaklarım karşısında ne tepki vereceğimi bilmiyordum. Apar topar döndüm.

- Yabancı bir adam senin götünü sikmek istiyor demek...

- Ahhhh yapma lütfen Emre.

- Ohhhh adam haklıymış baksana altında tangan var.

Onu mutfak tezgahına çevirip tangasını bacaklarından sıyırıp çıkardım. Bir yandan sikimi sıvazlıyordum bir yandan o müthiş kalçalarını yalıyordum. İnanılmaz ıslaktı. Hiç bu kadar ıslandığını hatırlamıyorum. Gözümde adamın karımı sikişi vardı. "Kocan böyle sikemiyor mu?" diyerek karımı sikiyordu. Karım da "sik durma sikk. Senin gibi sikenini görmedim diyordu." Hepsini hayalimde canlandırıyordum. İnanılmazdı bu. Karım konuşmuyordu ama o da inliyordu. Zaten ıslaklığı ne kadar tahrik olduğunu gösteriyordu.

Ertesi akşam karımın işten dönüşünü dört gözle bekliyordu. Adeta ateş saçıyordu. Diz üstünde siyah kalem bir etek. Bacaklarına gizem katan siyah bir çorap ve kalçalarının güzelliğini ispat edecek topuklu stiletto bir ayakkabı. Üzerinde ise puantiyeli çatalına kadar özgür bir gömlek.

- Ahhh yine oraya gitmişsin.

- Evet hayatım. Hem bu sefer adam daha cüretkardı.

- Nasıl?

- Gözleriyle sikti beni bebeğim. Bakmadığı yerim kalmadı. Akşama beni düşünüp kendini tatmin edecektir.

- Konuştu mu seninle?

- Bu sefer çırağa bırakmadı hep kendi ilgilendi. "Ablama bu yakışır, ablamın ağzına layık, bunu ye başka bir şey yemezsin ablam." Beni cümleleri ile tahrik etti. Orada beynim uyuştu resmen. İçeri götürüp beni sikmesini istedim adeta. Bağırta bağırta siksin istedim beni. Ahhhh bebeğim bunu istedim. Çok istedim.

- Ahhhh. Bebeğim.. bir kıroya kendini siktirmek istedin demek. Bir orospu gibi sikilmek istedin. Ahhhh seni siksinler istiyorsun demek.

Onu hemen salona götürdüm ve koltuğa yatırdım. Onu ıslatmama gerek yoktu sırılsıklamdı çünkü. Karımın içine girmiştim. İkimiz de deli gibi tahrik olmuştuk. Normalde yapamadığımızı yaptık ve ikimiz de boşalmıştık. Kıyafetlerimiz üstümüzdeyken ikimiz de orgazm olmuştuk. Parmaklarını vücudumda dolaştırıyordu. Düşünüyordu. Konuştuklarımızı, yaşadıklarımızı.

- Başka bir adamın beni becermesinin seni bu kadar tahrik edeceğini bilmiyordum.

- Senin nasıl zevk aldığını gördüm. Bu benim için engellenemez bir tutku aslında.

- Sadece benim zevkim için mi?

- Seni zevk içinde kıvranırken görmek; benim için en önemlisi bu.

- Ahhh bebeğim bu adamın beni siktiğini düşünüp kendimi parmaklıyorum bazen. İş yerinde tuvalete gidip onu düşlüyorum.

Bunları söylerken utangaç bir tavırla söylüyordu ancak o kadar şehvetliydi ki sikimin yeniden kalkmasına engel olamamıştım. Parmaklarını sikimde gezdiriyordu. Bir yandan konuşuyor bir yandan parmaklarıyla beni tahrik ediyordu.

- Yarın arkandan ben gireceğim oraya.

- Nasıl yani?

- Ne konuşuyorlar ne düşünüyorlar gözümle görmek istiyorum. Hem bu adama da yakından bir bakayım.

- Emin misin?

- Hiç olmadığı kadar.

Ertesi akşam karımı köşede bekledim. Tanışmıyormuşuz gibi dükkana doğru yürüdük. O içeri girdi. Ben dışarıda meyve bakıyormuşum gibi yapıp içerisini süzüyordum. Ama adamın karımı gördüğü andaki mutluluğunu, heyecanını anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

- Ooo ablam hoş geldin.

- Hoş bulduk. Teşekkür ederim. Sizin isim neydi bu arada?

- Adım Mahmut. Sizin isim neydi ablam?

- Benim de Leyla.

- Leyla ablam ne vereyim size? Ne arzu edersiniz?

- Yani aslında taze kaşar alacaktım.

- Eski kaşar vereyim ablam. Kaşarın eskisi makbuldür.

- Yok ya ben çok sevmem aslında eski kaşarı.

- Olur mu ablam ben mesela hep eski kaşar tercih ederim. Hem daha lezzetli olurlar hem de yediğinde tadını alırsın.

- Hmmm demek siz eski kaşar seversiniz. Peki sizin dediğiniz gibi olsun Mahmut. Bu işte anlayan sizsiniz neticede öyle değil mi?

- Ne demek ablacım. İşimiz gereği tabi. Malın iyisinden kötüsünden anlıyoruz. Mesela sucuğumuz var bugün geldi.

- Hmmm baharatlı mı?

- O da var ablam.

- Bana şu ufaklardan verebilirsin birkaç kangal.

- Ufak olur mu ablam şu büyük kangaldan bir tane vereyim sana.

- Ya aslında ben küçük seviyorum.

- Büyüğünden hiç yemediysen tadını bilmezsin.

- Yani yemedim aslında.

- Sen bunu ye gelip bir daha isteyeceksin. Mahmut bana bir tane daha ver diyeceksin.

- Hmmm. Büyük daha iyidir diyorsun yani.

- Sen beni dinle Leyla ablam. Tadını almak istiyorsan büyük en iyisidir.

- Tamam bakalım daha önce hiç büyük almamıştım. Deneyelim görelim.

İçerideki konuşmalar inanılmazdı. Adeta kelimeler üzerinden birbirlerine mesaj gönderiyorlardı. Karım o kadar ağdalı ve isterik konuşuyordu ki adamın karıma her bakışında yutkunuşunu ve elini cebine sokup sikini düzeltişini görebiliyordum. Karım aldıklarını ödeyip dışarı çıkarken Mahmut onu kapıya kadar uğurladı. Ben ise o çıkar çıkmaz aldığım limonlar ile içeriye girdim. Çırak karşılamıştı beni de "hoş geldiniz" diyerek. Elimdeki limonları tezgaha bıraktım sonrasında ise dükkanda bakınıyordum. Mahmut içeriye geldi ve çırağa beni fark etmeden içindekileri dökmeye başladı.

- Offf bu kadın var ya. Yarak diye bitiyor. Bunun öyle güzel götü var ki sabah akşam boş bırakmayacaksın. Kocası olsam var ya evden çıkamazdık.

- Usta müşterimiz var.

- Ah çok pardon beyefendi.

- Yok yok sorun değil. Güzel kadındı. Hakkınız var.

Söylediklerimden güç bulan Mahmut konuşmaya devam etti. Ben de aslında bunu istiyordum. "Ne düşünüyordu? Nasıl biriydi?" Bunları bilmek istiyordum.

- Güzel de ne kelime abim. Erik gibi kütür kütür. Ayrıca yanıyor da.

- Anlıyorsun bu işlerden.

- Biliriz abim. Kaç yıllık esnafız.

- Almasını bilirsen verir belki sana da.

- Biraz yola gelmesi lazım. Çekingen. Ürkek. Ama bir bilse bir tadını alsa offf.

- Bol şans o zaman sana.

Oradan nasıl çıktığımı bilmiyordum. Adını yeni öğrendiğim bilmediğim orta yaşlı biri üstelik de karıma göre olmayan yüzüne bile bakmayacağı biri karımı nasıl sikeceğini nasıl güzel bir götünün olduğunu anlatıyor ondan bir orospuymuş gibi bahsediyordu. Çok fena dolmuştum. Eve girdiğimde karım beni bekliyordu. Elbiselerini çıkarmış jartiyer takımı ile kapıyı açmıştı. Onu kucakladığım gibi duvara dayadım. İnanılmaz tahrik olmuştuk ikimiz de. Götünü avuçlamış duvara dayamıştım. Kulaklarımı boynumu emiyor ısırıyordu. Ben ise pantolonun kemerini çözüp hemen girmek istiyordum. Dayanacak gücüm kalmamıştı.

- Ahhhh Mahmut hadi gir içime. Ahhh hadi sok büyük aletini içime. Hadi becer beni.

Leyla kafaya koymuştu. Beni delirtecekti. İyice tahrik olmuştum. Kemerimi çözdüğüm gibi içine girdim.

- Ohhhh erkeğim. Çok iyiymiş aletin. Tam ağzıma layık. Hadi daha sert sik beni. Sikici erkeğim benim. Ohhhh sik beni.

- Ahhh çok mu istiyorsun? Siktirmek mi istiyorsun?

- Ahhhh bebeğim çok istiyorum. Ona vermek istiyorum. Evet evet bunu çok istiyorum ohhhhhh.

- Ver bebeğim. Ver ona. Siktir kendini. Orospu gibi.

- Vereyim mi bebeğim? Siksin mi beni Mahmut?

- Ohhhh ver bebeğim. Çatır çatır siksin. O çok istediği götünü de siksin.

- Ohhhh bebeğim. Ya müptelası olursam.

- Yine verirsin aşkım.

- Veririm bebeğim. Ohh fahişe gibi siktiririm kendimi. Ohhhh sik beni Mahmut. Şu evli amcığımı sik. Doyur bu orospuyu. Ahhhhhh.

Daha fazla dayanamayacaktım. Karımı önümde diz çöktürüp yapmayı en sevdiğim şeyi yapıyordum.

- Aç ağzını orospum. Ahhhhh.

Sikimi sıvazlıyordum. Yüzüne boşalmak en çok tahrik olduğum şeydi. Oluk oluk boşalıyordum. Normalde karım çok hoşlanmazdı ama o da tahrik oluyordu artık. Zevk alıyordu. Saçına yüzüne göğüslerine dağılmıştı spermlerim. Eğilip onu öpmeye devam ettim dudakları en sevdiğim yeriydi. Karımın sikilmiş ve orgazm olmuş hali inanılmazdı. Kendini parmaklıyordu. Elini çektim dilimle onu zevkin doruğuna çıkardım. Birkaç dakika sonra oluk oluk boşalıyordu o da. İkimiz de yere yığılmıştık. Konuşamıyor hareket edemiyorduk. Bir süre birbirimize sarılıp öylece orada kalmayı tercih ettik.