(024) Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
(024) Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 8)

(Bu bölüm daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır. Tüm bölümlere aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz)

Bölüm 1, Bölüm 2, Bölüm 3, Bölüm 4, Bölüm 5, Bölüm 6, Bölüm 7,





Salı günü yaklaşıyordu. O Pazartesi, Nazmi’nin cep telefonuna çağrı attım. Birkaç dakika içinde aradı, sohbet etmeye başladık. Her zamanki gibi iltifat ediyordu. Bana, “Ne var ne yok aşkım? Seni çok özledim yaa!” dediğinde kendisine hasta oluyordum. ‘Seni çok özledim!’ cümlesi beni çok etkiliyordu, beni bambaşka bir aleme götürüyordu, ona karşı farklı bir duygu taşıyordum. ‘Ben de seni çok özledim!’ diye kendisine haykırmak istiyordum. Doğrusu bir kadının gönlünü hoş etmeyi çok iyi biliyordu. Neden aradığımı bildiği halde, Bahar konusunu açmıyordu. Sonunda dayanamayıp, ona, “Aşkım sen varya...” dedim. “Eee?” dedi. “Bahar için aradığımı biliyorsun, değil mi?” diye sordum. “Evet yaa, Bahar konusunu ne alemde aşkım? Kendisini ikna edebildin mi?” diye sordu. Ben de Bahar’la aramda geçen bütün olayları bir bir kendisine anlattım.


Anlattıklarım hoşuna gitmişti, “Çok güzeeel!” diyerek memnuniyetini belirtiyordu. Kendisine, “Bak aşkım, Bahar ilk kez kocasını aldatacak, ona çok iyi davranmalısın!” dedim. “Merak etme aşkım, biliyorum!” dedi. Yine de onu Bahar hakkında tekrar bilgilendirmek istiyordum, “Unutma, Bahar daha önce götten hiç yapmamış, sakın götten sikmeye kalkışma onu! Sonra kocası şüpelenebilir! Anladın mı?” dedim. O da, “Seni alıştırdığım gibi onu da alıştırırım aşkım!” diye güldü, daha sonra şaka yaptığını söyledi. Ben de ona, “İnanılmaz küçük götü var, senin o kocaman yarrağın, istesen de oraya girmez!” dedim. Nazmi kahkaha atarak gülünce, ben de kendisine eşlik ettim. Son olarak, yarınki buluşma yeri ve zamanında anlaştık ve kapadık telefonu. Saat 10:00 gibi, aynı yerden bizi alacaktı. Sonra neler olacaktı, yarın hep beraber görecektik.


Bahar’ın işyerinden aldığı izin bizim için yeterli değildi, şimdi de evdekilerden izin alması gerekiyordu. Pazartesi mesaiden sonra Bahar’la bir plan yapmamız gerekiyordu. Bahar akşam işten döndükten sonra ilk bana uğramıştı. Plan işini halettiğimizde Bahar’ların evine ikimiz beraber inmiştik. Daha önceleri ben para karşılığında evlerde temizlik yaptığım için, Bahar’ın kaynanasına durumu anlattım. Kaynanasına, yarın gideceğim evin temizliği için birine daha ihtiyacım olduğunu, şayet izin verirse, yanımda Bahar’ı götürmek istediğimi söyledim. Bunu için Bahar’ın 100 TL alacağını söylediğimde, kaynanası yelkenleri çoktan indirmişti. Bahar’ın benimle beraber olacağı için olumlu bakıyordu. “Tabii gitsin, ama yine de kocasından izin alması gerekiyor!” dedi. Baharın kocası Kahvehane çalıştırdığı için, Bahar telefonla kocasını aradı. Kocasına durumu anlattığında, kocası, “Tamam aşkım, gidin!” diyerek kendisine izin vermişti. Artık her şey ayarlanmış, Bahar’ın kaynanasından ve kocasından izin sorunu da aşmıştık. Daha sonra kaynanasının izniyle, Bahar’la benim eve çıktık.


Çayı demledikten sonra karşılıklı oturup içmeye başladık. Çaylarımızı yudumlarken heyecanlı heyecanlı sohbet ediyorduk. Konu konuyu açtı, derken eski kızlık günlerimizden bahsetmeye başladık. Genç kızken başımızdan geçenleri birbirimize anlatırken, konu cinsel itiraflara kadar gelmişti. İlk önce Bahar anlatmaya başlamıştı...


Bahar, “Köyde yaşarken tarlalarımız vardı. Yazları tarlada çalışıyordum. Birgün tarlaya giderken, mısırların arasında birinin olduğunu farkettim. Biraz korkmuştum ama, merak ettiğim için sessizce yaklaştım. Bir de ne göreyim, bizim kapı komşumuz Sinan, mısırların arasına çömelmiş, önüne bir dergi koymuş, dergideki çıplak kadın resimlerine bakarak sikiyle oynuyor. Gördüğüm şey karşısında dilim tutulmuştu, ama oradan da ayrılamıyordum. İlk kez böyle bir şeyle karşılaşmıştım. Sikini eline almış ileri geri sıvazlıyordu. Merakla izlemeye başladım. Bir süre sonra amımın sulandığını hissettim. Sinan ise kendinden geçmiş gibiydi. Birden Ayağa kalkı. Sonra avucuna tükürdü, daha sonra avucunu hızlı hızlı sikmeye başladı. Tam o esnada boşalmaya başladı. Sikinden çıkan döller ileri doğru fışkırırken, ilk kez birinin boşalma anını görmüştüm. Onun o hali öylesine hoşuma gitmişti ki, ben de hızlı hızlı amımı okşuyordum. O sırada bütün vücudumu ter basmıştı. Titremeyle birlikte aniden kasılmaya başladım. Kasıklarımdaki yanma dayanılır gibi değildi. Vücudumdaki kan, sanki bacaklarımın arasına iniyordu. İşte o anda müthiş bir zevkle tanışıyordum, orgazm olup boşalıyordum. Daha önce boşalmanın ne olduğunu duymuştum, ama o üne kadar kendim yaşamamıştım. O gün boşalmak denen o inanılmaz zevkle tanışmış oldum. Beynim uyuşmuş, halen oradaydım. Sessizce gitmek için yerimden hareket edince, yanlışlıkla yerdeki kuru bir ağaç dalına bastım. ‘Çatt!’ sesini Sinan da duymuştu, “Kim var orda?” diye bağırdı. Arkama bakmadan oradan uzaklaştım. Ama o gün gördüklerim aklımdan çıkmıyordu. Özellikle akşamları yatınca amım sulanıyor, sulanınca da boşalmadan uyuyamıyordum!” diye anlattı.


Bahar, “Hadi, şimdi sen anlat bakalım!” dedi. O an aklıma yaşadığım birçok şey gelmişti, “Hangisini anlatayım? Birkaç tane var?” dedim. Bahar kahkahayla gülerek, “Kız anlat anlat, hepsini anlat!” dedi. Ben de anlatmaya başladım...


“Kızlarla evde buluştuğumuzda genellikle evcilik oyunu oynardık. Evcilik oyununda ben hep koca rolünü oynardım, karım olarak ta teyzemin kızını seçerdim. Teyzemin kızı benden bir yaş küçüktü, ama çok güzel bir kızdı. Karı kocayı oynadığımız için yatakta yatmamız gerekiyordu. Yorganın altına girince, donlarımızı çıkarırdık. Yorganın altında bir erkekmişim gibi, teyze kızının bacaklarının arasına girip, amımı amına sürterek onu sikmeye çalışırdım. Bizim çocuklarımız rolünü oynayan diğer kızlar, bizden yaşça çok küçük oldukları için, bizim yorganın altında tam olarak ne yaptığımızı bilmiyorlardı tabii. İşte ben de ilk defa orgazmla ve boşalmayla o şekilde tanıştım!” diye anlattım.


Bahar heyecanla, “Peki ilk defa bir erkeğin sikini ne zaman gördün?” diye sorunca, ben de anlattım. “O zamanlar külot falan yoktu, donlarımızı annem dikerdi. Zaten dayanıklı olmadığı için ağ kısımları hemen sökülüyordu. Komşumuzun oğlu Nevzat ile inekleri otlatırken zaman zaman beş taş oynuyordum. Oyun sırasında, Nevzat’ın bacaklarımın arasına baktığını farkettim. Bende jeton düştü tabii, donum sökük olduğu için görünen amıma bakıyordu. Hemen toparlandım, ama ikimiz de çok utanmıştık. Uzun zaman konuşmadan öylece oturduk. Göz göze geldiğimizde sessizliği ilk bozan da o olmuştu, “Çok değişik... Daha önce hiç görmedim!” dedi. Bahsettiği konu amımdı. “Gerçekten görmedin mi?” diye sordum. Başını ‘Hayır!’ anlamında sağa sola sallayıp, “Valla görmedim!” dedi. “Ben de oğlanlarınkini hiç görmedim! Sen benimkini gördün, ben de seninkini görebilirmiyim?” dedim. Demek istediğimi anladığı halde anlamamış gibi davranıyordu, belli ki benden çekiniyordu. Yüzündeki kızarıklık tedirgin olduğunu gösteriyordu. Pantolonunu indirmeye çalışırken, gözlerine bakıyordum. Pantolonun ardından donunu da indirmişti. O an kalbim küt küt atmaya başladı. Yavaş yavaş kalkan siki diklenmişti. Dimdik olmuş sikine bakarken nefes alışım hızlanmıştı. “Sen de açsana!” dedi. Bacaklarımı açıp, donumun sökük olan yerinden amımı gösterdim. O benim amıma bakarken, ben de onun sikine bakıyordum ve neden bilmiyorum ama, bu durum hoşuma gitmişti. İşte bu da benim gördüğüm ilk erkek sikiydi!” dedim.


Sözümü bitirdiğimde, Bahar, “Eee, birşey yapmadı sana? Onun yerinde ben olsaydım, orada senin amını sikerdim! Hadi anlat anlat, başka neler yaptın?” dedi. Ben de, “Kızım eski mevzuları bırak da, sen asıl yarını düşün! Nazmi ikimizi de sikip yarrağa doyuracak! Bakalım Nazmi’nin o koca yarrağını amına nasıl alacaksın?” dedim. Bahar, “Hepsini almazsam, bana da Bahar demesinler!” dediğinde, ikimiz de kahkahaya boğulmuştuk. Saate bakarak, “Vakit geç oldu, yarın erken kalkacağımız için dinlenmemiz lazım. Neyse kız, yarın için ne yapıyoruz?” dedim. Bahar omuzlarını yukarı kaldırarak, “Sen bilirsin!” dedi. Yapması gereken hazırlıkları bir bir kendisine anlattım. “Tamam anladım!” deyip, eve gitmek için ayaklandı. Dış kapıyı açmaya yöneldiğinde, “Öpmeden mi gidiyorsun kız?” deyip dudaklarından kaptım. Bir müddet öpüştükten sonra gönderdim.


Bakım için Bahar’a söylediklerimi benim de yapmam gerekiyordu. Banyoya girip, koltuk altlarımı, amımı, götümü ve vücudumun diğer istenmeyen tüm kıllarını ağda yaparak tertemiz oldum. Bir saaten fazla bu işle uğraştım. Evliliğim boyunca kocam için böyle bir bakım yapmamıştım. İki dakikalık sikiş için buna değmezdi. Ama şimdi her yerim tertemiz ve pürüzsüzdü. Özellikle amım ve götüm tam yalamalık olmuştu. Amım sulanmasın diye Nazmi’yi düşünmek bile istemiyordum. Çünkü amım sulandığında ya parmaklayacaktım, yada daha da azıp, geldiğinde kocama siktirecektim kendimi. Kocamın beni böyle kaymak gibi am ve götle görmesini istemiyordum. Banyodaki işimi bitirdiğimde aklıma Bahar geldi, umarım benim gibi heryeri tertemiz olmuştur diye düşündüm.


Uykusuz geçen gecenin ardından, Pazartesi sabah erkenden uyanmıştım. Kahvaltı hazırladım. Kocamla kahvaltı ederken, o an aklım başka yerdeydi. Kocam, “Hayrola hanım, dalgın görünüyorsun?” dediğinde, kendimi toparladım. Konuyu değiştirmek için de, “Çocuklar olmayınca evin tadı tuzu kalmıyor...” dedim. Bu kez Kocam, “Dert etme hanım, telefon ederiz, çocuklar da gelir!” dedi. Ben de, “Boşver canım, onlar gelmek isterse, ben gidip alırım!” diye karşılık verdim. Kahvaltı bittikten sonra, kocam üzerini giydi, çıkmak için hazırlandı. Gayet güleç bir yüzle kocamın üzerini düzeltirken, “Hayırlı işler kocacığım, kazancın bol olsun!” dedim. O da, “Sağol hanım! Sağol!” deyip yanağımı okşamış, öyle çıkmıştı evden.


Kapı kapandıktan sonra balkona çıktım, kocam gözden kaybolana kadar arkasından baktım. Artık benim de hazırlanmam gerekiyordu. Kombiyi yakıp yatak odasına geçtim. Üzerimdekileri çıkarıp, çırılçıplak banyoya girdim. Sıcak suyun altında güzel bir duş aldım. Kurulanıp çıktıktan sonra iç çamaşır olarak, gök mavisi sütyen ve tanga takımımı giydim. Göğüslerim belli olduğundan üzerine atlet giydim. Atletin üzerine de beyaz bir badi. Altıma ise, boyu topuklarıma kadar uzanan siyah bir etek. Hava sıcak olduğundan, külotlu çorap yerine, yaprak desenli bir tül çorap giymiştim.
İçerdeki saate baktığımda, Bahar’ı merak etmeye başladım. Saat 9:30’a geliyordu ve daha Bahar’dan ses soluk yoktu. Bu kız nerede kaldı diye düşünmeye başlamıştım ki, kapının zili çaldı. Kapıyı açtığımda, Bahar tüm güzelliğiyle karşımdaydı. İçeri buyur ettikten sonra kapıyı kapadım. Bahar’ı en ince ayrıntısına kadar süzmeye başladım. Diz altı, desenli bir etek giymişti. Bacakları düzgün olduğu için, bu kısa etek, kendisine çok yakışmıştı. Üstte beyaz bir badi. Badinin üzerine, yazlık bir hırka. Bu çıtı pıtı kadın, tam bir çıtır olmuştu. “Büyük güne hazır mısın?” diye sordum. Başını sallayarak, “Evet hazırım!” derken sesi titriyordu. Heyecanlı olduğu her halinden belli oluyordu.


Ben de kalçalarımı örten yeleği de üzerime çektim. Artık ikimiz de hazırdık. O anda Bahar’ın elindeki plastik poşet çanta dikkatimi çekti, “İçinde ne var?” dedim. “Eşofmanla eski tişört, terlik falan var! Temizlik yapacağız yaa!” dedi. Bu kız şeytana papucunu ters giydirirdi. “Kız ben bunu nasıl düşünemediiiim? Doğru yaa, yeni elbiselerle temizlik yapılmaz ki!” dedim. Kısa bir gülüşmeden sonra, ben de kendime öyle bir çanta hazırladım. Artık ikimiz de hazırdık. Çıkma vakti gelmişti. Çıkmadan önce Nazmi’yi aradım, “Nerdesin aşkım?” dedim. “Her zamanki yerde bekliyorum! Bahar hanım da geliyor mu?” diye sordu. Bahar’a bakıp, “Evet, yanımda!” dedim. “Hadi bekliyorum aşkım, görüşürüz birazdan!” dedi. “Tamam, görüşürüz!” deyip telefonu kapadım ve Bahar’a, “Seni sordu. Hadi iyisin iyisin!” dedim.


Evin sağını solunu şöyle bir kontrol ettikten sonra kapıyı kilitleyip evden çıktık. Artık Bahar için dönüş yolu yoktu. 40 kiloluk çıtı pıtı Bahar’ı siktirmek için Nazmi’ye götürüyordum. Bahar da sikilmek için benimle geliyordu. Evden uzaklaşmış, buluşma yerine doğru yaklaşıyorduk ki, Bahar, “Götten sikmez beni değil mi?” diye endişesini dile getirdi. Ben de, “Merak etme kız, götten seni değil, beni sikecek!” dedim. Bunu söylerken etrafa dikkat ediyorduk ve fısıltıyla konuşuyorduk. Sonra Bahar’a, “Amın bayram edecek bugün!” dediğimde, Bahar cevap vermeden tebessüm ediyordu.

Birkaç dakika sonra minibüs yoluna çıktığımızda, “İşte orada!” dedim. Bahar’ın yüzünde tatlı bir pembelik oluşmuştu. Arabanın yanına geldiğimizde, “Sen arkaya geç kız!” dedim. Bahar arka koltuğa, ben de Nazmi’nin yanına oturdum. Nazmi’ye, “Merhaba!” dediğimde, o da, “Merhaba güzel bayanlar!” dedi. Sonra tanıştırma faslına başladım, “Bu Bahar, benim en samimi arkadaşım! Bu da Nazmi!” dedim. Nazmi, “Memnun oldum Bahar hanım. Nesrin doğru söylemiş, gerçekten çok güzelsiniz!” dedi. Nazmi’nin sesi yumuşak ve oldukça içtendi. Bahar teşekkür ederek karşılık vermişti, ama sesinden çok heyecanlı olduğu anlaşılıyordu...


Nazmi’nin dikiz aynasından Bahar’ı incelediğini farkettim. Bunu farkettiğimi anlayınca bana baktı ve göz kırptı. Sonra tebessüm ederek, “Nereye gitmek istersiniz güzel bayanlar, biraz gezelim mi?” diye sordu. “Belki başka zaman...” dedim. Nazmi bu cevabıma karşılık vermemişti bile. Oldukça konuşkan olan Bahar ise, arka koltukta sessiz sakin bir şekilde oturuyordu. Nazmi arabayı Kartal’a doğru sürdü. Sonra da Palmiye bloklarının önünden sahil yoluna çıktı ve “Hava çok güzel, biraz dolaşalım!” dedi. İşin doğrusu Nazmi ne derse o olacaktı. Ona, “Tanıdık birine yakalanmadıktan sonra, bizim için farketmez!” dedim. Klimayı açtığı için arabanın içi oldukça serindi. Çalan müzik eşliğinde yolumuza devam ediyorduk. Havadan sudan konuşurken, Bahar da sohbete katılmıştı.


Birkaç dakika sonra Bostancı iskelesine gelmiştik. Yaz olduğu için, insanlar akın akın Adalar’a gidiyordu. Sonra arabayı yavaşlattı, “Şurası müsait, soğuk bir şeyler içelim.” dedi. Uygun bir yere park ettikten sonra arabadan indik, gözden uzak bir yere oturduk. Sonra garsonu çağırdı. Benle Bahar cola istedik, Nazmi de kendisine portakal suyu söylemişti. Kısa süreli de olsa garsonla göz göze gelmiştim, sanki beni tanıyormuş gibi bakmıştı gözlerime siparişi alırken.


Ağaçların gölgesinde soğuk içeceklerimizi yudumlarken, arabada yarım kalan sohbetimize devam etmiştik. Nazmi Bahar’a, “Bahar hanım, çocuk sahibi olduğunuza inanmak gerçekten çok zor, o kadar genç ve güzelsiniz ki...” diye iltifatlar ediyordu. Bahar’a yaptığı bu iltifatlar beni rahatsız etse de, sürekli tebessüm ediyordum. Sohbet uzadıkça Bahar’ın da dili çözülüyordu. Nazmi’nin espirileri Bahar’ı kendinden geçirmişti. Bahar bu espiriler karşısında gülme krizine yakalanmış gibiydi. İkisi kırk yıllık dost gibi sohbet ederlerken, ben sanki aralarında yabancı kalmıştım. Bu serin yerde yarım saat kadar oturduktan sonra, Nazmi, “Kalkalım mı bayanlar?” dedi. “Kalkalım!” dedik. İkimizden de onay alınca hesabı ödedi. Daha sonra tekrar arabaya bindik. Uygun bir yerden dönerek, bu kez Karta’a doğru sürdü.


15 dakika sonra dairenin bulunduğu mahalleye gelmiştik. Binanın yakınına arabayı park edince, üçümüz de indik. Nazmi önden, biz de onun arkasından apartmana girdik. O sırada gözüm Bahar’a ilişti, heyecanı yüzünden okunuyordu. Asansörle yukarı çıktık. Nazmi dairenin kapısını açtı ve eliyle yol gösterir gibi bir hareket yaparak, “Buyrun bayanlar!” dedi. Bahar’la girdik içeri, salona geçtik. Nazmi kapıyı kapattıktan sonra yanımıza geldi, “Bir şeyler içmek ister misiniz?” diye sordu. Bunun ne anlama geldiğini bildiğim için, “Her zamankinden lütfen!” dedim. Her zamanki dediğim şey, içinde cinsel istek artırıcı haplar bulunan bir çeşit enerji içeceğiydi. Nazmi, “Hay hay efendim!” diyerek, içecekleri hazırlamak için mutfağa gitti.


Bahar’la baş başa kaldığımızda, “Korunuyormusun?” diye sordum. O da ‘Evet!’ anlamında başını salladı. Etrafa bakınarak, “Çok lüks bir daire, çok ta güzel döşenmiş, kendisinin mi?” diye sordu. Burayı bir arkadaşıyla paylaştığını, bekar evi olarak kullandıklarını anlatınca, “Hmmm...” diye mırıldandı. Bacakları yapışık halde koltuğun kenarında oturmuş, parmaklarını çıtlatırken, heyecanı halen geçmemişti. Nazmi’nin duymaması için kısık bir sesle, “Kalbim yerinden fırlayacak kız, çok heyecanlıyım!” dedi. Gülümseyerek karşılık verdim. Biraz sonra Nazmi, elindeki tepsiyle yanımıza geldi. İçecekleri ikram ederken, “Umarım beğenirsiniz!” dedi. İçeceklerimizi yudumlamaya başladık.


Bahar’la ben, ikili koltukta oturuyorduk. Koltuğun bir köşesinde ben, diğer köşesinde Bahar oturuyordu. Nazmi karşımızdaki tekli koltuğa oturdu. İçeceklerimizi içerken, biz onu, o da bizi süzüyordu. Nazmi’nin bu özel karışımlı içeceğini bir seferde içip bitirmiştim. Etkisini bildiğim için, biraz sonra vücudumdaki hareketlenmeleri yadırgamadım. Yavaş yavaş kıvama geliyordum. Üzerimdeki hırkayı çıkarırken, Bahar’a, “Hava çok sıcak, sen de çıkarsana!” dedim. O da dediğimi yaparak üzerindekini çıkardığında, gözüm badisine takıldı. Göğüsleri badiyi yırtacak gibi sıkışmıştı. Vücuduna göre Bahar’ın göğüsleri oldukça iriydi. Kahverengi göğüs uçları beyaz badinin altından belli oluyordu. Bu durum Nazmi’nin de dikkatini çekmiş olmalı ki, tebessümle bana bakıyordu.


Artık harekete geçmemin zamanı gelmişti. Nazmi’ye, “Çok güzel göğüsleri var, öyle değil mi aşkım?” dedim. Nazmi, “Hı-hı, gerçekten de öyle!” dedi. Göğüsleri hakkında konuştuğumuz için Bahar’ın yüzü kızarmış, yüzünün bu hali kendisini daha da güzelleştirmişti. Bu arada Nazmi’nin de önü kabarmıştı. Yarrağı kalkmış, pantolonuna sığmıyordu. Yerimden kalkıp Nazmi’nin yanına gittim, eteğimi belime kadar sıyırdım, sonra bacaklarımı iyice açarak Nazmi’nin kucağına oturdum ve “Ohhh, harika!” diye fısıldadım. Bacaklarımın arasındaki sertlik, beni azdırmıştı. Ben, Nazmi’nin sertleşmiş yarrağına amımı sürterken, o da güçlü elleriyle kalçalarımı yoğuruyordu. Sikilme arzum arttıkça, üzerimdekileri bir bir çıkarmaya başladım. Önce badimi, sonra atletimi, daha sonra da sütyenimi çıkardım.


Özgürlüğüne kavuşmuş olan iri memelerim kendini bırakmış, sevilmeyi bekliyordu. Sırası gelince Nazmi memelerimin hakkını verecekti, ama şimdi biraz beklemek zorundaydılar. Memelerim sırasını beklerken, Nazmi’nin dudaklarına yumuldum. Ondan da aynı şekilde karşılık gelince, inanılmaz bir öpüşme başlamıştı. Dudaklarımız birbirlerini yok etmeye çalışıyordu adeta. Önce alt dudağımı, sonra üst dudağımı, daha sonrada ikisini birden ağzının içine alarak, somurdukça somuruyordu. Bir ara nefessizlikten boğulacak gibi oldum. Fırsat buldukça ben de onun alt dudağını kapıyor, emerek ağzımın içine çekiyordum. Bu öpüşme yarışına dillerimiz de eşlik ediyordu. Dillerimizi birbirimizin ağzına sokarak emmeye çalışırken, kendimizden geçmiş, adeta uçuyorduk.


Öyle sulanmıştım ki, amımdan akan sular, Nazmi’nin pantolonunun fermuar bölümünü de ıslatmıştı. Bu şekilde sevişmeye devam edersek, artık daha fazla dayanamayacağımı hissettim. Nazmi’nin üstünde sadece gömlek vardı. Düğmelerini aceleyle, hızla açarken iki tanesini de koparmıştım. O sırada aklıma Bahar geldi, ona arkam dönük olduğu için ne yaptığını bilmiyordum. Zaten bilecek halde de değildim. Ayağa kalkıp, önce eteğimi, ardından da tangamı çıkarıp attım. Çırılçıplak kalmıştım. Sonra dizlerimin üzerine çömelip, Nazmi’nin kemerine yapıştım. Önce kemerini çözdüm, ardından pantolonunu çıkardım. Üzerinde sadece boxer kalmıştı. Boxeri de lastikli yerlerinden tutup çektim ve ayaklarından çıkardım. Kocaman yarrakla burun buruna gelmiştim. Kocaman yarrağı gerilmiş, bana bakıyordu.


Artık dayanamıyordum, bir an önce ağzıma alıp yalamak istiyordum. Öyle de yaptım. Dudaklarımı yarrağının kafasına değdirdiğimde, yumuşaklığı ve sıcaklığı içimi bir hoş etmişti. Ağzımdaki salyalara, Nazmi’nin zevk suyu da karışmıştı. Yarrağın kocaman kafasını dudaklarımın arasına almış, bir vakum gibi emerek, alabildiğim kadar ağzıma almaya çalışırken, boğulacak gibi nefessiz kalıyordum. Çıldırmış bir şekilde başımı ileri geri hareket ettirerek, Nazmi’nin deyişiyle ‘Saksafon’ çalıyordum. Saksafon çalmaya ne kadar devam ettim bilmiyorum, ama Nazmi’nin sesiyle kendime geldim. Nazmi, “Biraz yavaş aşkım, bak burada misafirimiz var!” diyerek ayağa kalktı, ‘Kenara çekil!’ dercesine beni eliyle iterek Bahar’a yöneldi. Bahar’ın yanına giderken, yarrağı bir sağa, bir sola sallanıyordu.


Bahar’ı kollarından tutup ayağa kaldırdı. Bahar’ın boyu, Nazmi’nin omzuna bile gelmiyordu. Nazmi eğilerek Bahar’ın dudaklarına yapıştı. Nazmi, Bahar’ın başını tutmuş, dudaklarını öperken, Bahar da ellerini Nazmi’nin boynuna dolamıştı. Nazmi’nin kalkık yarrağı da, Bahar’ın karnıyla göğsü arasında sıkışmıştı. Bahar öpüşürken oldukça istekli ve arzuluydu. Nazmi, 40 kiloluk Bahar’ı koltuk altlarından tutup, ayaklarını yerden kesince, Bahar ister istemez bacaklarını Nazmi’nin beline doladı. Bahar’ın eteği beline kadar sıyrılmış, bembeyaz bacakları ortaya çıkmıştı. Küçük yuvarlak kalçalarının arasına sıkışmış olan tangası, benim hediye ettiğim tangaydı.


Ayakta çılgın bir sevişme başlamıştı. Nazmi Bahar’ın küçük kalçalarını avuçlamıştı, kocaman elleri kalçalarını tamamen kaplıyordu. Nazmi, yarrağının gövdesini eliyle düzelttiğinde, biraz önce Bahar’ın göbeğine sürtünen yarrak, şimdi Bahar’ın amına sürtünüyordu. Bahar ise, Nazmi’nin de yardımıyla, kalçalarının aşağı yukarı hareket ettirip zevk almaya çalışıyordu. Öpüştüğü için, ağzından zor duyulur şekilde, “Mmmmmm, mmmmmm...” diye sesler çıkıyordu. Bacaklarını Nazmi’nin belini sıkı sıkıya sarmış, kalçalarını yukarı aşağı oynatırken, amını yarrağa bastırıyordu. Birden dudaklarını Nazmi’nin dudaklarından kurtarıp, sesli bir şekilde, “Oohhh, ahhhh, ıhhhh!” diye şehvetle inlemeye başladı. Orgazm olup boşalırken nekadar büyük bir zevk aldığı inlemelerinden anlaşılıyordu. O anda nedense boğazım düğümlendi.


Baharın boşalma kasılmaları devam ederken, Nazmi Bahar’ın tangasının ağını kenara çekip, yarrağının kafasını Bahar’ın amının küçük dudakları arasına ayarladı. Tangasının ağ kısmı sırılsıklam olmuş, tamamen ıslanmıştı. Nazmi, yarrağın kocaman kafasını Bahar’ın amına sokmak için, küçük am dudaklarının arasını alıştırırken, Bahar da kendisine yardımcı olmaya çalışıyordu. Bahar’ın arkası bana doğru olduğu için olanları çok net görüyordum. Am suyuyla kayganlaşmış yarrağın ucu yavaş yavaş amın içine girmeye başladı. Kafası girdiğinde, Bahar, “Ahhhh!” diye inledi. Bu inlemeyle birlikte yarrak amın içine santim santim girmeye başladı. Az sonra artık o kocaman yarrak tamamen içindeydi. Bahar’ın amının gerildiğini görebiliyordum. Nazmi alttan yukarı belini hareket ettirerek, amın deliğini yarrağa alıştırmaya çalışıyordu. Bir iki dakika içinde iyice alışmıştı. Bahar daha sesli inleyip, “Çok güzel! Çok güzel!” diyor, küçük çığlıklar atıyordu.


Onların sikişmelerini izlerken, bir ara, Bahar’ın yerinde şu anda ben olmalıydım diye aklımdan geçti. O koca yarrak Bahar’ın amına girip çıkarken, bana girip çıkıyormuşçasına kendimden geçiyordum. Amımı parmaklayıp izlerken, benim amıma sokmasını arzu ediyordum, ama Nazmi beni görmüyordu bile. Bahar ise büyük bir istek ve arzuyla Nazmi’ye sikilirken, bana dönük kalçalarını dansöz gibi kıvırıp duruyordu. Kocaman yarrak Bahar’ın amında bir kayboluyor bir görünüyordu. O kadar hızlı girip çıkıyordu ki, takip bile edemiyordum. Bahar’ın inlemeleri salonda yankılanırken, mutluluğuna diyecek yoktu. Küçük orospu Nazmi’yi fazlasıyla doyuruyordu. Kahverengi saçları sağa sola sallanırken, Nazmi kucağına almış olduğu Bahar’ı 10-15 dakikadır acımasızca sikiyordu. Zevkten çıldırmış olan Bahar, Nazmi’nin boynuna sımsıkı sarılmış, bırakmak istemiyordu. Kucağındaki Bahar fazla ağır olmasa bile, Nazmi’nin yorulduğu her halinden belli oluyordu. Terler alnından ve yüzünden boncuk boncuk damlarken, vücudu da yağlanmış gibi parlıyordu. Bahar’ın durumu da ondan farksız değildi. Ter, beyaz badisinin koltuk altlarını ıslattığı kadar, sırt kısmını da sırılsıklam yapmıştı.


Uzun süre ayakta olması Nazmi’yi yormuştu. Bahar’ı koltuğun kenarına sırt üstü yatırırken, yarrağını Bahar’ın amından çıkarmamıştı. Baharın küçük bacaklarını elleriyle tutarak geriye bastırırken, ayakları neredeyse başına değiyordu. Bacakları gerilmiş olan Bahar bu pozisyonda Nazmi’nin yarrağını tamamen içine alıyordu. Nazmi, belini ileri geri yaparak, tamaman içine giriyor, sonra tekrar geri çekiyordu. Küçük dudaklar gerilmiş, yarrak bir kayboluyor bir görünüyordu. Islanmış olan am, Nazmi’nin yarrağına krem vazifesi yapıyordu. Ama hayret ettiğim şey, bana uzun gelen yarrak, Bahar’ın amına tamamen giriyordu. Nazmi’nin hareketleri hızlanmaya ve sertleşmeye başlamıştı. Nazmi hızlandıkça, Bahar da, “Ahhhh! Ohhhh! Harikaaaa!” diye sürekli inliyordu. İyice sulanmış amından çıkan ‘Şlap, şlap, şlap!’ sesleri, salonun duvarlarında yankılanıyordu.


Birden Nazmi’den, “Oğğğhhhhhh!” diye bağırma sesi yükseldi ve daha da hızlandı. Boşalmak üzereydi herhalde. Sesi o kadar kalın ve gürdü ki, sokaktan bile duyulabilirdi. Nazmi öylesine hızlı sokup çıkarmaya başladı ki, Bahar’ın ağzından, “Ahhh! Ohhh!” kelimeleri belki de yüzlerce kez dökülmüştü. Nazmi son bir kez daha bağırarak, hareketleri yavaş yavaş azaldı. Bu durum, Bahar’ın amına boşaldığını gösteriyordu. Bahar’ın üzerine yığıldığında, yarrağı amında kaybolmuş, sadece taşakları görünüyordu. Bahar’ın üzerinde bir müddet kaldıktan sonra koltuğa doğru yıkılmıştı. Bahar’a baktığımda, amının durumu içler acısıydı. Amının o küçücük deliği büyümüş, ağız kısmı kapanmıyordu. Amının dudakları bile kıpkırmızı olmuştu. Nazmi’nin içine boşalttığı meniler, amından yavaş yavaş süzülüyordu. Koltuğa akmaması için tangasını düzeltti.


Nazmi bana, “Aşkım, Bahar’a banyoyu gösterir misin?” dedi. Beni sikmediği için ona biraz kırgındım, ama ne söylese yapmaya hazırdım. Bahar’ı kolundan tutup kaldırdım, “Gel Bahar’cığım!” dedim. Banyoya giderken Bahar’ın adımları dengesizdi. Bacakları kendini taşımıyordu. Banyoda Bahar’a, “Ne oldu, yarrak büyük mü geldi?” dedim. Baygın baygın gözlerimin içine bakarken, bana küfür yada hakaret edecek diye düşündüm. Ama Bahar, “Abla yaa, ben böyle bir zevk daha önce yaşamadım!” dediğinde rahatlamıştım.


Bahar duşunu alırken, ben de Nazmi’nin yanına gittim, “Nasıl, Bahar hoşuna gitti mi?” dedim. “Süpersin aşkım! Daha önce hiç böylesini sikmemiştim. Ufak tefek, ama çok tatlı birşey!” dedi ve dudaklarımdan öptü. Nazmi’nin Bahar’dan hoşlanması beni biraz incitse de, zoraki gülümsedim ve “Hani Kemal de gelecekti? Neden gelmedi?” diye sordum. “Yorgun olduğu için bugün geç kalkacaktı. Saat 12:00 gibi gelir!” dedi. Saate baktığımda 11:20’yi gösteriyordu, yani yaklaşık 40 dakikası vardı. “Kemal gelince ne yapmayı düşünüyorsunuz?” diye sordum. O da, “Bahar’a uyku ilacı içirelim, Kemal gelene kadar etkisini gösterir!” dedi. Kalkıp mutfağa gittik, Nazmi bir bardak portakal suyunun içine uyku ilacını attı, karıştırıp buzdolabına koydu ve “Bahar banyodan çıkınca verirsin!” dedi. “Tamam, yaparım! Peki Bahar’ı Kemal’e siktirecekmisin?” dedim. “Kemal Bahar’ı sikmek isterse siker, kendisine birşey diyemem!” dedi. “Ozaman gelince Bahar’ı götten sikmemesini söylersin! Götten sikmek isterse ben ne güne duruyorum!” dediğimde gülüştük. “Tamam tamam, merak etme aşkım!” dedi ve salona geçtik.

Bahar banyodan çıktıktan sonra, banyoya Nazmi girmişti duş almaya. Bahar salonda kurulanırken, ben buzdolabından portakal suyunu getirdim ve “Al iç biraz, buz gibi portakal suyu!” diyerek verdim. Bahar, “Ayy gerçekten çok susamıştım, sağol!” deyip aldı ve bir dikişte hepsini içti. Artık Bahar için geri dönüş yoktu. Şimdi bu küçük orospunun uyumasını ve Kemal’in gelmesini bekliyordum. Kemal’in gelmesini, sadece Bahar’ın başına gelecekler için değil, kendimi de düşündüğüm için istiyordum.


.......


Kemal, saat 12:20 gibi Nazmi’yi aradı, Nazmi’den havadisleri aldıktan sonra, bir saat içinde geleceğini söyledi. Bahar’ın sikilmesi beni terletmişti. Nazmi Bahar’ı sikerken, ben sanki onlardan çok yorulmuştum. İkisini başbaşa bırakıp banyoya girdim. Banyoda birkaç dakika kalmıştım, duştan sonra bornozu giyerek yanlarına döndüm. İkisi sohbet ederken, kurulanıp giyinmeye başladım. Önce atletimi, sonra badimi, ardından eteği üzerime çektim. Eteğin altından külot giymemiştim. Sonra karşılarına oturdum. Bahar’ın keyfine diyecek yoktu, Nazmi’nin iltifatları karşısında kendinden geçiyordu. Kahkaha sesleri salonda yankılanırken, içimden (Senin de içinde orospuluk varmış!) diye geçirdim.


Bahar’a verdiğim ilaçlı portakalsuyu daha etkisini göstermemişti. Bahar bana, “Abla hazırsan gidelim mi?” diye sordu. Ben de sitem eder gibi, “Kız delimisin, evdekilere ne dediğimizi unuttun mu? Akşama kadar işimiz bitmez demedik mi?” diye cevap verince, özür dileyip unuttuğunu söyledi. Bahar’la buraya gelebilmek için yaptığımız planı Nazmi’ye anlatınca, Nazmi kahkahayı basmıştı. Yaptığımız plan hoşuna gitmişti, “Siz varya... Siz şeytana papucunu ters giydirirsiniz valla!” dediğinde, hep beraber gülmeye başladık. Bu gülüşmeler uzun süre devam etmişti. Nazmi, duş alacağını söyleyerek ayağa kalktığında üzerinde sadece boxer vardı. Boxerin altındaki yarrak inmiş olduğu halde kocaman görünüyordu. O yarrağı yemek için içim gidiyordu. Nazmi banyoya girince, Bahar’a, “Kız, kocaman yarrağı, o küçük amına nasıl aldın?” diye takıldım. Bahar da, “Bilmem ki, hepsini soktu işte!” dedi.


Bahar’ın göz kapakları kapandı kapanacaklardı, ilaç etkisini göstermeye başlamıştı. Bahar, “Abla yorgunluktan gözlerim kapanıyor, biraz kestirsem Nazmi’ye ayıp olur mu?” dedi. Ben de, “Neden ayıp olsun ki kız! Uzan şuraya biraz, hem akşama daha çok var!” dedim. Bahar üçlü koltuğa uzanmıştı. Birkaç dakika içinde kendinden geçmiş, derin bir uykuya dalmıştı. Bu ufak tefek kadına bakarken, koca yarrağı alışı, gözlerimin önünden film şeridi gibi geçmişti. Tanıdığım birinin sikilişini görmek, bende hoş bir iz bırakmıştı. Bahar artık benim için tehlike arzetmiyordu.


Bahar tatlı tatlı uyurken, Nazmi duşunu almış çıkmıştı. Kurulanırken, “Uyudu mu?” diye sordu. “Evet, birkaç dakikadır uyuyor!” dedim. Nazmi, “Aşkım, seni unuttuğumu sanma, Kemal gelince beraber grup yaparız tamam mı?” dedi. Tamam anlamında başımı sallayıp onay verdim. Benim de sikilmeye ihtiyacım vardı. Sikişmekten başka birşey düşünemiyordum. Kemal geldiğinde, hem amım hemde götüm yarrağa doyacaktı.


Bir ara aklıma eski yaşantım geldi, (Nerdeen nereye!) diye düşündüm. 15 yıl boyunca kocama hep sadık kalmıştım. Oysa bir yıldır sikiştiğim erkeklerin sayısı okadar çoktu ki, bunların tek sorumlusu internetti. Şayet internet almamış olsaydık, ne Nazmi, ne Kemal, nede diğerleri olacaktı. Bazen pişmanlık duysam da, aldığım zevkler daha ağır basıyordu. Bütün bu yaşananlarda kocamın günahı olmasada, bu sırrımı asla öğrenmemeliydi. Birkaç dakika boyunca eski yaşantıma öyle dalmışım ki, Nazmi’nin, “Aşkım! Aşkıım!” diye birkaç kez seslenmesiyle kendime geldim. “Efendim aşkım?” dediğimde, “Kapının zili çalıyor, Kemal geldi, açacakmısın kapıyı?” dedi.


Yerimden kalkıp kapıya yöneldim. Gözetleme deliğinden bakıp kapıyı açtım. Kemal, “Hayırdır Nesrin hanım, kapıda beklemekten kök saldım!” dedi. “Kusura bakma Kemal’cığım, bir an dalmışım işte!” dedim. Kemal, “Misafirimiz evde mi?” diye sordu. “Evet içerde!” dedim. “Bugün çok güzel görünüyorsun!” diyerek, omuzlarımdan tutup kendine çekti ve dudaklarıma yumuldu. Ateşli bir şekilde dudaklarımı somururken, ben de aynı şekilde karşılık vermeye çalışıyordum. Bir ara nefessiz kalsamda, alt tarafımın koyverdiğini hissettim. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Bir an önce içime girmesini, amımı götümü sikmesini istiyordum. Elleriyle götümü yoğururken zevkten inliyordum.


Külot giymediğimi anlayınca, eteğimi yukarı doğru sıyırdı. Çıplak kalçalarıma değen elleri içimi yakıyordu. Bir müddet okşadı, sıktı, okşadı kalçalarımı. Elini bacaklarımın arasına saldığında, “Ooohh!” diye inledim. Amımı avuçlamıştı, amımın dudaklarını ezmeye, okşamaya başladı. Öylesine sulanmıştım ki, avucunun içi amımda kayıyordu. Önce bir parmağını soktu amıma, sonra iki, daha sonra da üç parmağıyla git gel yapmaya başladı. Parmaklarıyla amımı sikerken, ben de boş durmuyordum, kemerini çözmüş, yarrağını elime almıştım. Kalkmış yarrağını okşarken, sıcaklığı elimi yakıyordu. Yalvaran gözlerle, “Sik beni artık, daha fazla dayanamıyorum!” diye mırıldandım. Boşalmak üzere olduğum için, içime girmesini istiyordum. Çünkü sikilirken boşalmak bana daha büyük zevk veriyordu.


Kayganlaşmış olan parmaklarını zaman zaman arka deliğime sokuyordu. Bu duruma daha fazla direnemedim ve inanılmaz bir şekilde kasılmaya başladım. Boşalırken zevkten inliyordum ve “Ooohh! Aahhh! Devam et! Devam et! Devam et lütfeen!” diye yalvarıyordum. Kemal parmaklarını hızlı hızlı götüme sokup çıkarmaya başladı. Bitmiştim. Kasılmalarımın şiddeti yavaş yavaş azalırken, birkaç saniye sonrada tamamen bitmişti. Rahatladığımı anlayınca, elini bacaklarımın arasından çekti. (Neden sikmedin beni?) der gibi gözlerine bakıyordum. Ne demek istediğimi anlamış olacak ki, sadece tebessüm etmişti. Koridorda ayaküstü yaptığımız bu sevişme epey uzun sürmüştü. O sırada Nazmi’den ses seda çıkmıyordu. Kemal’in dudaklarıma öpücük kondurup, “İçeri geçelim!” demesiyle salona doğru yürüdük.


Salona girdiğimizde gördüklerim karşısında şok olmuştum. Nazmi Bahar’ı sikiyordu. Yüzü koyun koltuğa yatırdığı Bahar’ı, domaltmış, habire pompalıyordu. Bahar’ın belden yukarsı koltuğun üzerinde, bacakları ise yere değiyordu. O sırada gözüm koltuğun kenarındaki kayganlaştırıcı kreme takıldı. (Yoksa, düşündüğüm şeyi mi yapıyor bu?) diye merak ederek, yanına yaklaştım. Kocaman yarrağı sonuna kadar sokup çıkarmasını görünce, Bahar’ı amından siktiğini düşünerek rahatlamıştım. Nazmi’ye, gülerek, “Aşkım doymadın mı kızdan!” diye takıldım. Nazmi kendini öyle kaptırmıştı ki, sadece bakmıştı. Sonra belinden tutup, Bahar’ı koltuktan kaldırdı. Yarrağı içinde olduğu halde dönerek koltuğa kendisi oturdu, kucağına aldığı Bahar’ın, bacaklarını açtığında gözlerime inanamadım. Nazmi yarrağını Bahar’ın amına değil, arka deliğinine sokmuş, kızı götten sikiyordu!


Bana söz vermişti, Bahar’ı götten sikmeyeceğine dair, ama sözünde durmamıştı. Kısa bir şaşkınlıktan sonra, “Naptın aşkım! Söz vermiştin ama!” diye sitemde bulundum. Nazmi ise, “Napayım aşkım, dayanamadım işte, çok güzel götü var!” deyip, pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Bahar’ın yerinde olmak istemezdim. Şimdilik olanların farkında değildi, ama kendine geldiğinde ne tepki vereceğini ben bile bilmiyordum. Ben bunları düşünürken, Kemal’in, “Dur ortak, şunun tadına biraz da ben bakayım!” demesi, bu işin kolay kolay bitmeyeceğini gösteriyordu. Bahar’ın durumu canımı sıkmıştı, ama elimden bir şey gelmiyordu. Sıfır kilometrede olan bakire göt deliğinin yerinde, artık yeller esiyordu. Küçücük göt deliği büyümüş, kocaman olmuştu. O küçücük deliğe, kocaman yarrağın ilk nasıl girdiğini görmek isterdim ama, ne yazik ki o şansı kaybetmiştim.


Nazmi, “Bir dakika kanka, boşalmak üzereyim!” dedi, ayağa kalkarak Bahar’ı koltuğa yatırdı. Bacaklarını alttan bastırarak yanlara doğru gerdi. Götü kabak gibi ortaya çıkarken, Bahar iki büklüm olmuştu. Kalçaların küçük olması yarrağı daha büyük gösteriyordu. Nazmi, Bahar’ın götünü sikerken adeta yaylanıyordu. Kocaman yarrak, bir görünüyor bir kayboluyordu. Bu durum uzun süredir devam ederken, Nazmi kendinden geçmiş gibiydi, alnından akan terler, Bahar’ın üzerine damlıyordu. Kocaman yarrağını dibine kadar sokuyordu. Hatta öylesine sert vuruyordu ki, Bahar’ın götünden ‘Cork curk!” gibi sesler çıkıyordu.


Hareketlerinden boşalmak üzere olduğunu anladım. Öyle hızlı sokuyordu ki, neredeyse götünü yırtacaktı. Sanki yarrak, daha da kalınlaşmış büyümüştü. Damarlara yığılan kan, yarrağı patlatacakmış gibi şişirmişti. Bu darbeler karşısında, Bahar’ın göt deliği iyice genişlemişti. Zevkten dört köşe olan Nazmi, Bahar’ı düşünecek durumda değildi. Nazmi’nin boşalacağını anlayan Kemal, götüne boşalmamasını istedi. Nazmi önce bana doğru baktı, sonra Kemal’e, “Tamam ortak!” dedi. Nazmi geri çekildiğinde, Bahar birkaç kez osurdu. Baharın arkasında kocaman bir boşluk oluşmuş, götünün içi görünüyordu. Deliğinin ağız kısmı morarmış, içi kıpkırmızıydı.


Nazmi, Bahar’ın bacaklarını tutması söyleyerek, Bahar’ı Kemal’e teslim etti. Sonra benim oturduğum koltupa doğru yöneldi ve sert bir ifadeyle, “Aç ağzını!” dedi. Baharın götünden çıkardığı yarrağını ağzıma vermek istiyordu. Ben şaşkın bir şekilde kendisine bakarken, “Açsana ağzını!” diye tekrarladı. “Ama aşkıım...” dediğimde, başımdan tutarak, “Götünü siktiğimin orospusu, aç ağzını!” diye bağırdı. Doğrusu incinmiştim. Yarrağının kocaman kafasını dudaklarıma bastırmaya başladı. Ağzıma almak istemediğim halde, yarrağı ağzıma girmişti bile. Kendimi çok kötü hissediyordum. Midem altüst olmuş, neredeyse kusmak üzereydim. Güçlü kollarıyla saçlarımı tuttuğu için, kımıldayamıyordum. Kocaman yarrak boğazıma kadar dayanmıştı.


Gözlerimden akan yaşar, Nazmi’yi insafa getirmemişti. Durumuma aldırmadan acımasızca sokuyordu. Dudaklarımdan akan tükrük salyaları, boynuma doğru akıyordu. Birkaç dakikadır devam eden bu işkence, şimdi daha da sertleşmişti. Nazmi şimdi daha hızlı hareket ediyordu. Hareketleri daha da hızlandı ve bağırmaya başladı. İşte tam da o sırada fışkırdığını hissetim. İstemeden de olsa yutkunurken yarrağından fışkıran döller gırtlağımdan mideme akıyordu. Boşalma anı devam ederken, başımı bırakmamıştı. Ağzımdaki yarrak yavaş yavaş yumuşamaya başladığında, geri çekilerek ağzımdan çıktı. Bitmeyecek sandığım bu işkence, artık bitmişti. Derin bir nefes alarak arkama yaslandım. Ağzımda ekşimsi bir tat, midemde ise kabarma vardı. Kusmak üzere olduğumu hissettim ve banyoya koştum.


Bir müddet lavaboda kaldım. “Öğğğğ, ööğğ!” seslerim banyoda yankılanırken, kusmuş rahatlamıştım. Bütün bunları hakettiğimi düşünüyordum. Kocam bana bu tür muameleyi asla yapmazdı. Ama Nazmi gibi birinden bunu beklemek saflık olurdu. Buraya gelirken, güzel bir gün geçireceğimi ummuştum. Oysa şimdi, incinmiş ve aşağılanmıştım. Burdan bir an önce gitmek istiyordum. Yüzümü yıkayıp temizlendikten sonra salona doğru yürüdüm. Kemal’le Nazmi başbaşa vermiş kahkaha atıyorlardı. Ne konuştuklarını dinlemek için kapıya doğru yaklaştım. Bahar hakkında konuştuklarını duydum. Kemal, “Kocasını aldatmak neymiş gördü orospu! Bu götle, kocasına bir ay boyunca yaklaşamaz!” diyordu. Nazmi ise, “Biliyormusun Kemal, daha önce götten yapmamıştı. Siz içerde sevişirken, küçücük deliğe sokmak için anam ağladı. Hayatımda bu kadar dar göt deliği sikmemiştim!” derken, ikisi de hallerinden oldukça memnundu.


Ayağımdaki terliklerin ses çıkarmasını sağlayarak geldiğimi belli etmek istedim. Beni duyduklarında sohbeti kesmişlerdi. İçeri girdiğimde gözüm Bahar’a takıldı. Perişan bir halde, yüzüstü yatıyordu. Nazmi’nin yüzüne bile bakmıyordum. Bir an önce burdan gitmek istiyordum. Baygın halde yatan Bahar’ı koltuktan kaldırıp, kendine gelmesi için banyoya taşıdım. Bahar gerçekten ufak tefek bir kadındı. Üzerindekileri çıkarıp küvetin içine soktum. Duşu açıp yıkamaya başladım. Bacaklarının arasını yıkarken gözüm amına takıldı, ağız kısmı kızarmış, dudakları da şişmişti. Daha sonra kalçalarını yıkarken, göt deliğinin durumuna üzülmüştüm. Durumu hiçte iç açıcı değildi. Deliğin ağız kısmı, şişe ağzı gibi açık duruyordu. Elimle yokladığımda, iki parmağım rahatlıkla içine girmişti.


Bahar’ı yıkayıp, her yerini temizledikten sonra küvetten çıkardım. Havluya sarıp yatak odasına taşıdım. Yatağa yatırıp, iyice kuruladıktan sonra elbiselerini tek tek giydirdim. Eteği az buruşmuştu, ama önemli değildi. Tekrar salona dönüp, iç çamaşırlarımızı aldım. Bahar’a tangasını giydirirken, amının götünün gerçekte ne kadar perişan durumda olduğunu daha net gördüm. Hatta götünün ağız kısmını yırtılmıştı. Pişmanlık duyuyordum, ama böyle olacağını ben de tahmin edememiştim.

O sırada Nazmi geldi, kapıdan, “Ufaklık ne durumda?” diye sordu. Yüzüne bakmadan, “Uyuyor!” deyince, “İstersen sen de uzan, dinlen biraz!” deyip gitti. Bahar baygın gibi uyuyordu, uyanmasını beklemekten başka çarem yoktu. Ben de yanına uzanıp, kendisine sarıldım. Bir müddet sonra içim geçmiş, uyumuşum. Aradan ne kadar zaman geçtiğini hatırlamıyorum, Bahar’ın ağladığını duyup uyandım. Bana öyle bir baktı ki, bakışları ok gibi kalbime saplandı. Bahar’ın saçlarını okşayarak, “Yemin ederim böyle olacağını bilmiyordum Bahar!” dedim, üzgün olduğumu söyledim, kendisinden defalarca özür diledim. Ama Bahar, “Ben şimdi ne yapacağım. Kocam anlarsa ne yaparım ben?” diyor, hüngür hüngür ağlıyordu. Bahar’a, “Üzme kendini, bir yolunu buluruz!” diyordum, ama bu kolay olacak mıydı, doğrusu ben de bilmiyordum.


.......


Bahar, "Saat kaç oldu?" diye sordu. Saate baktım, saat 15:30'a geliyordu, "Henüz erken, bu saatte eve gitmemiz doğru olmaz!" dedim. "Nazmi içerde mi?" diye sordu. "Evet içerde, yanında bir arkadaşı daha var..." dedim. Bahar tedirgin bir şekilde yüzüme bakıp, "Yanındakini tanıyor musun?" diye sordu. Evet anlamında başımı salladım. Bahar sonra Nazmi'nin yanındaki adamın kendisine bir şey yapıp yapmadığını sordu. O an ne diyeceğimi bilemedim.


Cevap vermediğimi görünce, "İnanmıyorum abla yaa!" dedi. Kızgın bir şekilde bana bakıyordu. "Bak Bahar, ben de senin gibi sadece Nazmi var biliyordum. İçerdeki adamın ismi Kemal, üstelik çok yakışıklı biri. Nazmi'nin ev arkadaşı, bu evi ikisi paylaşıyor. Nazmi beni Kemal'e siktirmek isteyince önce kabul etmedim, ama daha sonra onunla yatmak zorunda kaldım. Kemal beni siktiğinde, inan bana, zevkten inlemiştim. Sana bir şey söylem mi, Kemal'in yarrağı varya, hem kalın hem de çok uzun!" dedim.


Bahar ağzı açık beni dinlerken, ben anlatmaya devam ediyordum, "Üstelik ikimiz de, güçlü kuvvetli ve büyük yarraklı erkeklerden hoşlanıyoruz! Nazmi ile Kemal'de aradığımız her şey var. Üstelik ikisi de çok yakışıklı!" dedim. Bahar hiç konuşmuyor sadece beni dinliyordu. "Bak Bahar, beni de arkadan ilk siktiklerinde çok korkmuştum. Sanki kocaman bir kuyu açmışlardı arkama. Kocam anlayacak diye ödüm kopuyordu, birkaç gün yanına yaklaşmadım. Birkaç gün içinde delik kendini toparlıyor. Korkmana gerek yok yani!" dedim.


Biz Baharla yatak odasında sohbet ederken, Kemal ve Nazmi salonda oturuyorlardı. Bahar'a, "Ben bir içeri gideyim, sen burada bekle!" dedim ve yerimden kalkıp salona doğru yöneldim. İkisi oturmuş bir şeyler içiyorlardı. Nazmi beni görünce, "Gel aşkım, gel!" dedi, yer göstererek yanına oturmamı istedi ve "Küçük bayan ne yapıyor?" diye sordu. "Biraz üzüldü, ama şimdi iyi..." dedim. Nazmi, "Aşkım, merak etme sen, ben onun gönlünü alırım! Sen şimdi yanıma gel bakalım!" dedi. Neden bilmiyorum ama Nazmi'ye karşı koyamıyordum. Yanına oturduğumda elini bacağıma koydu, önce bacağımı daha sonrada baldırımı okşamaya başladı. Birden başımı kendine çekerek, "Seni seviyorum kız!" dedi.


Evli bir kadındım, ama yabancı bir erkek tarafından sevilmek hoşuma gidiyordu. Nazmi'nin ilgisi ve baldırımı okşaması amımın sulanmasına neden olmuştu. Beni sikmedikleri için arzu edilmediğimi düşünüyordum. Nazmi elini bacaklarımın arasına sokmaya çalışırken ona yol gösteriyordum. Amımı avuçladığında, "Oohhh!" diye mırldanmıştım. Bir müddet amımın dudaklarını okşayıp, ardından klitorisimi ezip sıktıktan sonra elini çekti, kendisi otururken beni yan yatırdı. Yarrağını ağzıma vermek istediğini anladım, boxerının üzerinden yarrağını avuçladım. Yarrağının kocaman gövdesini okşarken yavaş yavaş sertleşmeye başlamıştı. Kemal'ın varlığı Nazmi için engel teşkil etmiyordu, kıçını kaldırıp boxerını indirdi. Nazmi şimdi tamamen çırılçıplaktı. Kocaman yarrağı, başını bükmüş yatıyordu...


Yarrağına bu kadar yakından bakmak, kokusunu hissetmek beni çıldırtıyordu. Nazmi'nin bugün yaptıkları unutulacak şeyler değildi, ama yine de onu istiyordum. Yarrağının kafasına dudaklarımı değdirdikten sonra dilimle etrafını yalamaya başladım. Kocaman yumuşak kafası artık dudaklarımın arasındaydı. Aç kurtlar gibi ucunu yalarken, amım da iyice sulanmıştı. Nazmi'ye, "Sik beni aşkım'" derken gözlerinin içine bakıyordum. Göbeğine kadar diklenmiş yarrağını biran önce amıma sokmasını istiyordum...


Nazmi domalmamı söyleyince, hemen domaldım, bacaklarımı açtıktan sonra kalçalarımı iyice geriye çıkardım, artık içime girmesini istiyordum. Tam o sırada amımı dillemeye başladı, dilini amımın deliğine sokup çıkarıyordu. Tamamen kendimden geçmiş durumdaydım, "Immmh! Harikaa!" diye inledim. Amımın dudaklarını emmeye başladı, şiddetli bir şekilde emerken sanki koparmak ister gibiydi. Amımın dudakları emilmekten acıyordu, ama zevkten de kıvranıyordum. Neredeyse boşalmak üzereydim ki, birden doğruldu. Artık ben de yarrağa doymak istiyordum. Yarrağını birkaç kez amımın dudakları arasına sürttükten sonra amımın deliğine yüklenmeye başladı. "Oohhhhh!" diye inledim. Yakıcı bir sıcaklık içime doğru yol alırken en sonunda köküne kadar girmişti. Sabahtan beri özlemini çektiğim koca yarrak, artık içimdeydi ve sabun gibi kayıyordu. Harika bir duygu yaşıyordum ve doğrusu buna ihtiyacım vardı.


Bir süre sonra hızlanmaya başladı, belimden tutmuş hızla sokuyordu yarrağını amıma. İçim parçalanıyordu, ama yinede büyük bir zevk alıyordum. Nazmi sondaj vurur gibi sertçe sikerken, ben, "Ahhh!, Ohhh!" diye zevkten inliyordum. Nazmi, sanki kudurmuş gibi hırsla sikerken, nefesim kesilmek üzereydi. Nazmi'nin izbandut gibi gövdesi bacaklarımın arasını döverken 'Şlap, şlop!' sesleri odanın duvarlarında yankılanıyordu. Amım öyle sulanmıştı ki, yarrağı her girip çıktığında, amımdan 'Zart, zurt!' diye hava çıkıyordu. Nazmi tıpkı bir yay gibi gidip geliyordu. İkimiz de terden sırılsıklam haldeydik, alnımdaki terler saçlarımı yüzüme yapıştırmıştı...


Vitrindeki aynaya gözüm takıldı: Nazmi nerdeyse 2 metre boyunda, iri yarı bir erkekti. Ben 1.60 boyumla Nazmi'ye meydan okurken, kocaman yarrağı, domalma pozisyonunda içimde kaybolup gidiyordu. Domalmış olduğum halde 10 dakikadır acımasızca sikişiyorduk. Domalmak en çok sevdiğim pozisyonlardan biriydi, tarifsiz bir zevk dalgasına giriyordum. Bu zevk içimi yakarken daha fazla dayanamayacağımı anladım. Nazmi beni sert bir şekilde sikerken, memelerim yerinden kopacakmış gibi bir ileri bir geri sallanıp duruyorlardı.


Artık zevkin doruklarına yükseliyordum. İnanılmaz bir zevkle kasılmaya başladım. Zangır zangır boşalırken, "Ahhh! Ohhh!" diye kesik kesik inliyordum. O sırada Nazmi'nin bir parmağı arka deliğimdeydi, parmağını sokmuş ileri geri oynatıyordu. Deliğimle parmağını sıkıştırıyordum. İnlemelerim, kasılmalarım saniyeler boyunca devam etmiş, iyice rahatlamıştım. Üzerime çöken ağırlık yavaş yavaş kendini yorgunluğa, ardından da doymuşluğa bırakmıştı. Ben minnetle Nazmi'nin yüzüne bakarken, o halen amımı sikmeye devam ediyordu. Bacaklarımın arasından süzülen am suyum, koltuğa kadar ulaşmıştı. Gerçekten harika bir an yaşıyordum.


Bütün bunlar yaşanırken, Kemal yan koltukta oturmuş bize bakıyordu. Kemal yerinden kalkıp yanıma geldi, tepemde dikilip, yarrağını ağzıma almamı istiyordu. Kemal'ın yarrağını dudaklarıma değdirirken, elimde olmadan dudaklarım aralanmıştı. Ağzıma aldığım kafasını büyük bir istekle emiyordum. Bu arada Nazmi amımdan çıkmış, arka deliğime sokmaya çalışıyordu. Tükürüklediği için biraz kayganlaşmıştı, ama yine de yarrağının kocaman başı götümün deliğini zorluyordu. Yavaş yavaş gerilmeye başladım. Acı vermesine rağmen hoşuma gidiyordu. Kemal'in yarrağı ağzımdayken, Nazmi'nin yarrağının kafası götüme girdi. Ağzım dolu olduğundan, "Ahhh!" bile diyememiştim.


Nazmi küçük küçük ritmik hareketlerle götümün deliğini alıştırırken, birden belimden tuttuğu gibi aniden sonuna kadar soktu. Acıyla irkildiğim halde bağıramamıştım bile, Kemal de ağzımı sikiyordu çünkü. Kocaman yarrak arka deliğimi genişletirken yavaş yavaş hoşuma gitmeye başlamıştı. Kemal başımı tutmuş, yarrağını boğazıma kadar sokarken, Nazmi de arkamda sertleşmeye başlamıştı, belimden tutmuş sert sert götüme sokarken 'Şlap şlup!' sesleri salonda yankılanıyordu. Öyle hızlanmıştı ki, taşakları amımın dudaklarını dövüyordu.


20 cm. koca yarrak tamamen götüme girip çıkarken, aklıma ilk sikişmelerim gelmişti. Bu koca yarrak ilk kez arkama girdiğinde ne kadarda acı çekmiştim. Oysa şimdi acı yerine zevk alıyordum. 10 dakikadır götümü sikiyordu, delik iyice gevşemiş rahatlıkla köküne kadar sokuyordu. Bu arada zaman zaman tükürüklemeyi de ihmal etmiyordu. Aniden hızlanmaya başladı. Nazmi sert sert götümü sikerken, Kemal'in yarrağı da boğazıma kadar giriyordu. Boğulacak gibi olsam da bu durum hoşuma gidiyordu. Nazmi kalçalarıma şaplak atarken bağırmaya başlamıştı. Götüme boşalıyordu. Saniyeler boyunca içime boşalırken dölleri içimi doldurmuştu. Nazmi'nin içimdeki kasılmaları birkaç saniye daha devam etti. Üzerime yığılmış haldeydi.


O sırada ağzımdaki yarrak ta iyice gerilmiş, patlamak üzereydi. Kemal Nazmi'ye işaret ederek, "Çekil kanka!" dedi. Nazmi götümden çıkıp ta kenara çekilirken, ben osurmamak için kendimi zor zaptetmiştim. Osurmuş olsaydım Nazmi'nin dölleri dışarı püskürebilirdi, bu da kötü bir görüntü oluşturabilirdi. Halen domalmış haldeydim, Kemal geçti arkama. Götüme soktuğunda, sadece, "Ohhhh!" diyebilmiştim. Nazmi'nin dölleri Kemal'ın yarrağına krem vazifesi yapmıştı. Döllerin verdiği kayganlık ilaç gibi gelmişti, kocaman kalın yarrak, götümde kayıyordu. Aldığım zevk inanılmaz güzeldi. Kemal hızlı hızlı götüme pompalarken, kalçalarım löpür löpür sallanıyordu. "Ohhh! Çok güzel! Sik, parçalaaa! Harikaaa!" diye bağırıyordum.


Başımı arkaya çevirip Kemal'e baktım. Kemal üzerime çıkmış götümü sikerken tıpkı Maraton koşan atletler gibi terden sırılsıklam olmuştu. Dakikalardır götümü sikiyordu ve aldığı zevk yüzünden belli oluyordu. Bu evde her çeşit sikişi yaptığım halde, her seferinde de inanılmaz şekilde zevk alıyordum. Bir süre sonra Kemal sertleşmeye başlamıştı. Sert sert götüme sokarken, "Amını götünü siktiğimin orospusu, al sanaa! Al bakalım!" diyerek, 'Zart zurt!' sesleri arasında götümü sikiyordu. Ben de yarı acıdan yarı zevkten, "Ahhh! Ohhhh!, Ayyy! Çok güzel! Harika! Devam et, devam ett!" diye inliyordum. İnanılmaz bir zevk yaşıyordum. Kemal'ın söyledikleri umrumda bile değildi. Daha önceleri 'Orospu' kelimesinden hiç hoşlanmazdım, ama artık umursamıyordum. Kemal'e, "Sik orospunu, amını götünü dağıt!" diyerek gaza getiriyordum. Birkaç saniye içinde duyguların zirve yaptığı bir ortamda ikimiz de müthiş bir boşalma yaşamıştık. Nazmi'nin ardından Kemal de tüm döllerini arka deliğime boşaltmıştı.


Kemal, yarrağı götümün içinde küçülmeye başladığında, yavaş yavaş geri çekti, çıkardı, kendini yana atarak koltuğa oturdu. Arkamda kocaman bir delik oluşmuştu ve ağzı bile kapanmıyordu, kaslarım görev yapmadığından sıkmakta zorluk çekiyordum. Ayağa kalksam tüm döller yere dökülebilirdi, domalmış halde birkaç dakika boyunca hareket etmedim. Deliğim yavaş yavaş toparlanırken, ağız kısmı azda olsa kapandı. Elimi arkama atıp, avucumla götümün deliğini kapatarak kalktım ve tuvalete koştum. Tuvalete oturduğumda, götümün içinde ne kadar döl varsa püskürdü. Birkaç dakika daha klozette oturup tuvaletten çıktım. İyice temizlenmek için ben banyoya giderken, Nazmi Bahar'la sohbet ediyordu. Banyoya girdim. Kemal duşunu almış kenara çekilirken, ben de suyun altına girdim.


Bir müddet duşun altında dinlendikten sonra bornozu giyip banyodan çıktım. Kurulanırken sağa sola serpilmiş giysilerimi tek tek topladım. İç çamaşırlarımı giydikten sonra, önce penyemi, ardından da eteğimi üzerime çektim ve Bahar'ın bulunduğu yatak odasına yöneldim. Nazmi, Bahar'ı dudaklarından kapmış öpüyordu. "Ooo, kolay gelsin!" dedim. Bahar mutlu bir bakışla tebessüm ediyordu. Belli ki Nazmi dediği gibi Bahar'ın gönlünü almıştı.


Nazmi yanımızdan ayrılıp içeri gittiğinde, Bahar'la baş başa kalmıştık. Bahar'a kendisini nasıl hissettiğini sordum. Bahar, "Beni boş ver abla, asıl sen kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu. Ne demek istediğini anlamamıştım, "Nasıl yani?" dedim. Bahar, "Abla o neydi öyle! Sikişmelerini izledim!" derken gülüyordu. Ben de, "Bakıyorum götünün acısı geçmiş, şimdi bana mı sataşıyorsun ?" dedim. Bahar, "Abla manyaksın sen yaa!" dediğinde, ikimiz de gülüştük. Bahar üzerindeki çekingenliği atmış, rahatlamıştı. Bahar mutluydu, ben mutluydum, bütün bunlar güzel bir gün geçirdiğimizin belirtisiydi.


Saate baktım. Saat 17:00'ye geliyordu. Bahar'a, "Yavaş yavaş hazırlanalım!" dedim. "Tamam abla!" dedi. Birkaç dakika içinde ikimiz de hazırlanmıştık. Nazmi ve Kemal de giyinmişler, salonda oturuyorlardı. "Biz artık gidelim!" dediğimde, Nazmi, "Yiyecek birşeyler sipariş verdim, az sonra gelir, yiyelim de öyle çıkalım!" dedi. Biz içerdeyken kebap türü birşeyler söylemiş. Birkaç dakika içinde siparişler gelmişti. Hep beraber yerken, güzel bir muhabbetle sonlandırmıştık. Yemek faslı bittiğinde ayrılık vakti de gelmişti. Nazmi bizi bırakmak için kapıya yöneldi. O sırada Kemal de ayağa kalkarak, hem beni hemde Bahar'ı dudaklarımızdan öperek, "Görüşürüz!" diyerek bizleri uğurladı.


Nazmi'nin arabasıyla birkaç dakika sonra ineceğimiz yere gelmiştik. Bahar arabadan inerken, Nazmi benim elime para sıkıştırmıştı. Nazmi arabasıyla uzaklaşırken ikimiz de arkasından bakmıştık. Baharla eve doğru yürürken, "Eee... Ne düşünüyorsun kız?" dedim. Bahar, "Sana birşey söyleyim mi abla, kocam iki dakikada biterken onunla aynı anda hiç boşalamamıştım. Oysa Nazmi dakikalarca sikti beni ve hayatımda ilk kez üst üste üç kez boşaldım. Amım resmen bayram etti yaa!" dedi. "Ya arkan?" dedim. Bahar, "Biraz sızı var, ama bu önemli değil, asıl kocamın anlamasından korkuyorum!" dedi. "Bir hafta kocana yaklaşmazsın, delik te kendini toparlar!" dedim. Bahar, "Asıl sen ne yapacaksın abla, kocan anlamıyor mu?" diye sordu. Ben de, "Kendisi de götten siktiği için birşey anlamıyor, herhalde kendisinin genişlettiğini düşünüyor!" dedim.


Sohbet ederek mahalleye geldik. Binaya girdiğimizde Bahar'a 200 Lira verdim. "Bu ne abla?" dedi. "Al kız, ben sana daha çok para kazandıracağım!" dedim. "Nasıl yani?" dedi. "Şimdi eve git, daha sonra konuşuruz!" dedim. Baharla vedalaşıp eve girdiğimde yorgun ve bitkin bir haldeydim, ama bir o kadar da mutlu ve huzurluydum. 


Sonraki Bölüm...