(188) Berna ve Tabularımız 3 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
(188) Berna ve Tabularımız 3 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Berna ve Tabularımız 3

 <Uzun bir hikaye olmasından dolayı parçalara ayırdım. Bu bölüm önceki bölümün devamıdır.>

Önceki Bölümler

Bölüm 1

Bölüm 2 

 

 

Bölüm 3

Her zamanki gibi aynı şekilde uyanıp 11:30 gibi havuz başında güne başlamıştık. İkimiz de ne olduğundan bahsetmiyorduk; sanırım hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyorduk.

Bir süre havuza ilk giren biz olduk, deniz havasını koklarken, hafif esintiyi hissederken ve ara sıra el ele tutuşup anlaşılmaz sohbetler ederken tuhaf bir huzur anı yaşıyorduk.

Güneş tam tepemize ulaştığında ve insanlar odalarından çıkmaya yeni başlamıştı. Biz ise içmeye başlamıştık bile. Her ikimiz de eğer bizi bu kadar bok gibi hissettiren şey gerçekten de bizi bu kadar bok gibi hissettiriyorsa, o zaman belki de evrenin yasaları daha fazla içersek kendimizi daha iyi hissedebileceğimizi gerektiriyor olabilir diye düşünüyorduk.

İçki içmek ve serinlemek için odaya birkaç kez gittikten sonra,
"Eğer arkadaşlarına söylediklerinden şüphelenirsem ve bir şekilde oteldeki kaşar olarak konuşulursa, buradan hemen gideriz." dedi,

Bundan ilk kez söz ediyordu ama sabahtan beri bunun olacağını bilerek kendimi hazırlıyordum. Öyle olmalıydı.

Hiç düşünmeden cevap verdim ve açıkçası nasıl bir oyun oynayacakları hakkında hiçbir fikrim yoktu,

"Ne olduğunu ve nasıl olduğunu düşünürsek tek kelime etmeleri için deli olmalılar. İkisi de olaydan dolayı biraz sarsılmış ve korkmuşlardı. Ben olsam bu konuda endişelenmezdim."

"Göreceğiz bakalım, ama ben ciddiyim. " dedi Berna basitçe.

Saat 14:00 sularında gençlerden biri odasından çıkarak havuza doğru geldi. Bizi görür görmez yanımıza gelmişti. Bir şezlongu yanımıza doğru kaydırmaya başlarken, neredeyse fısıltıyla

"Dün gece işler çığırından çıktı ise çok özür dilerim. Kaan'la konuştum ve mümkünse bunu gizli tutmak istiyoruz. Bunu biraz konuştuk, sanki kendimizi bu duruma zorluyormuşuz gibi geldi ve sonrasında bu bizi biraz korkuttu." dedi

Berna'nın yüzündeki rahatlamayı görebiliyordum. Eminim ikisinin de orada birlikte oldukları herkese anlatacaklarını düşünmüştür, açıkçası ben de öyle düşünmüştüm,

"Olayların nasıl olduğu ya da neler yaşandığı hakkında endişelenme. Olan oldu işte. Her şey yolunda ve sessiz kalmanız konusunda hemfikirim. Yine de bunu bize söylemen çok olguncaydı." Dedi hızlıca.

Berna daha sonra ona sarıldı ve tekrar teşekkür etti.

Öğleden sonra diğer arkadaş da geldi ve bize aynı şeyleri tekrarladı. Her ikisinden de böyle hoş sözler duyduktan sonra Berna nihayet yeniden tatil havasına girmeye başlamıştı.

Hepimiz orada oturup saatlerce içtip gevezelik yapıyorduk..  

" Baksanıza, biz akşam merkezdeki meşhur dönerciye gidip yemek yiyeceğiz, belki siz de bizimle takılırsınız."  Dedi Berna,

Tavrı her şeyi anlatıyordu; aslında önceki gece hakkında kimseye tek kelime etmediklerini fark ettiğinde değerleri yüzde yüz artmıştı.

"Tabii ki, iki kez gittik ve verilen paraya kesinlikle değiyor." diye cevap verdiler heyecanla

Güneşin altında oturmaya ve ara sıra havuza atlamaya devam ederken saat 18:00'e yaklaşıyordu.
 
"Tamam, bu kadar güneş yeter. Bu gece için hazırlanmamız gerekiyor. Saat 19:00'da odaya gelin, hep birlikte gideriz."  dedi Berna

Karımın kimseye söylemedikleri için çok mutlu olduğu her halinden belliydi.

İkisi de bu kadar soğukkanlı olduğumuz için bize ısrarla teşekkür ettikten sonra saat tam yedide odada olacakları konusunda söz verdiler.

Yarım saat kadar odada kaldıktan sonra, Berna'nın hızlı bir duşun ardından sarılmış bir havluyla etrafta zıplamasını, bronzlaşmış ayaklarına oje sürmesi, külotunu giyerek çıplak şekilde oturmasını, son derece kışkırtıcı elbisesini ve son derece seksi, 10 cm'lik topuklu ayakkabılarını giymesini izlerken, kimsenin bilemeyeceği kadar tahrik olmuştum.

Bir defasında banyoya dönerken düşürdüğü bir şişe cilayı almak için eğildiğinde, bmüthiş bir frikik vermişti. Nefes kesiciydi.

İşin garibi, saat 18:30 civarında bile hazır değildi. Bunun biraz uzun sürebileceğini bildiğimden, kendimize kokteyl hazırlamaya başladım. Bilerek onunkini bir derece daha sert koymuştum, eğer yıldırımın iki kez düşme ihtimali varsa, elimdeki her şeyi kullanmam gerektiğini düşünüyordum.

içkisinden bir yudum aldığında yüzünde korkunç bir ifade belirdi

"Bana ne yaptın böyle? İçinde hiç meyve suyu var mı?" dedi

Gün boyu yavaş yavaş karışık içkiler içmiştik ama şimdi hazırladıklarım neredeyse sekti.

Geriye dönüp baktığımda alkolün asla böyle bir olayın ana katalizörü olmaması gerektiğini söyleyebilirim. Bununla birlikte, kendimi sürekli olarak ahlaki konumumu, onsuz her şekilde imkansız olduğunu söyleyerek uzaklaştırırken buluyordum. Eminim ki böyle doğaçlama bir olay yaşamış olan herkes beni anlıyordur.

Gençler on dakika kala odayı arayıp geç kaldıklarını, çünkü yanlarındaki arkadaşlarından birinin kredi kartını bulamadıkları yüzünden geç kaldıklarını ve en geç 19:30'da orada olacaklarını söylediler, özür dilediler ve beklememiz için yalvardılar.

Bekleyeceğimizi söylediysek de Berna artık hazır olduğu için acele etmeleri gerektiği konusunda ısrar etti. Nihayet söz verdikleri saatten birkaç dakika önce kapıyı çaldılar ve sanki odaya koşmuşlar gibi nefes nefese görünüyorlardı. Berna onlar geldiğinde banyodaydı, hazırlanıyordu ama içeri girdiklerini duymuştu.

İçeri girdiklerinde ikisi de hemen içkimi içtiğimi görmüştü,
"Birer tane alabilir miyiz? Buraya birlikte geldiğimiz herkes aldığımız her şeyi sünger gibi içti."

Onlara ne isterlerse doldurmalarını söyledim.

Bu sırada Berna bir kez daha banyoya girmiş, el ve ayak tırnaklarındaki ojelerini çıkarmaya başlamıştı. Oje uyumu konusunda fanatikti. Bize birkaç kez,
" Biraz daha sabredin, hemen geliyorum." demişti

Bunun en fazla on dakika anlamına geldiğini biliyordum. İkisi de zaten herhangi bir rahatsızlık hissetmiyordu elbette ama alkol tüketmelerine müsaade etmeye devam ediyordum. Bir ara Kaan içkisini hazırlayıp banyoya doğru yürüdü ve kolunu kapalı kapıdan içeri uzatarak

"Oje sürmek stresli bir şey gibi, bir içkiye ihtiyacınız olabileceğini söylediler."

İkisi de kıkırdadı,
 "Ne kadar centilmensin, ama şimdi gidebilirsin." dedi Berna

Sanki bu genç adamlar da dahil olmak üzere herkes bir önceki geceyi unutmaya çalışıyor ya da en azından öyle davranıyordu.

Birkaç kez Berna dışarı çıkıp başka bir renk oje aldı ve sanki bize muzip bir yüz ifadesi takınarak ,
"Mükemmel renge ihtiyacım var." dedi.

Size şunu söyleyeyim, güzel elbisesi bronzlaşmış kalçalarının dörtte üçünü kaplamış ve kalçalarını kusursuz bir şekilde sarmış halde dışarı çıktığında herkes sessizliğe gömülüyordu.

Göz kamaştırıcıydı. Şimdiye kadar tanıştıkları en seksi kadın olduğu için tahrik olduklarına dair aklımda en ufak bir şüphe yoktu, ama kesinlikle her ikisi de onu yirmi dört saatten daha kısa bir süre önce sikmiş oldukları gerçeğinden daha fazla tahrik olmuşlardı.

Ojesini düzeltmekle geçireceğini tahmin ettiğim on dakika kırk dakikaya çıkmıştı, özellikle de cep telefonundan annesiyle konuşurken. Berna, annesiyle konuşurken bile,  

""Bitirdim, bana bir tane daha yollayın."" Demişti

İki genç, hangisinin ona daha önce bir içki daha götüreceğini görmek için neredeyse kavga ediyorlardı, biri elindekinin yarısını tuvalete götürürken dökerken, diğeri kapıya ulaştığında yarısını dökmüştü.

Berna annesiyle konuştuktan sonra nihayet dışarı çıktı. Her zamanki gibi neşeli olduğu ve söylediği gibi keyfinin yerinde olduğu belliydi,

"Bakıyorum da siz beyler yine beni unutmuşsunuz ve bensiz içmeye karar vermişsiniz."

Sanki iki kölesi varmış gibi burnunu kırıştırarak bana gülümserken ikisi de ona yeniden içki hazırlamaya koyuldular. Gençlerden biri

"Aslında 22:00'ye kadar beklemeliyiz, çünkü o saatten önce insanlarla dirsek dirseğe oturuyorsunuz.  Yeniden sipariş vermek için yarım saat beklemeniz gerekecek." dedi.

Berna bunu duyunca canı sıkılmış gibi baktı ve söylenmeye başladı,
"İçki içmeyi yavaşlatmalıyız yoksa orada sürüneceğiz." Bunu söylerken votka ve kızılcık suyundan yapılmış kokteylinden büyük bir yudum daha almıştı.

Berna'ya nasihatlerini öne kendisinin uygulamasını söyleyerek dalga geçtik.

Saat 22:30 civarında, kimin çok içtiğine dair karşılıklı şakalaşmalardan sonra, gençlerden biri ,

"Dikkatli olsak iyi olur yoksa kendimizi dün geceyle aynı durumda bulabiliriz." demişti.

Berna doğrudan karşılık verircesine bana bakarken kocaman bir yudum alıyordu,

"Bunun bir daha olmayacağının farkındasın, değil mi Anıl?"

Kinayeli bir şekilde karşılık verircesine kendime hızla bir içki daha doldurmaya başladım,
"Yemek yemeden olmaz."

Birlikte kıkırdamaya başladılar,
 "Vaaayy Biz bir şey söylemedik, Centilmenlik yapıyoruz."

Bunun üzerine Berna yüzünü ekşiterek gülümsedi
"Hadi gidelim artık." dedi

Son yudumları içerken yanımdan geçip kapıya yönelen Berna'yı yakalayıp kalçaşarından tutup yavaşça kendime doğru döndürdüm ve öpmeye başladım. Birkaç saniye öpücüğe karşılık verdi ve ardından öpücüğü kesti,
"Tamam, hadi gidelim artık."

Kaan yanımızdan geçip kapıya yönelirken onu bir kez daha kendime çektim ve öpmeye başladım. Biz öpüşürken o da gülerek kapıya doğru dönmeye çalıştı,
"Hadi gidelim artık..." diye ısrar ediyordu ama sesinde bir flörtözlük vardı.

Hem benim hem de eminim Berna'nın şaşkın bakışları arasında Kaan sırtını kapıya dayamış kapıyı açık tutarken uzanıp Berna'nın elbisesinin arkasını sıyırdım. Elimi külotunun altından geçirdiğinde zaten kıçının yarısına kadar gelmişti.

Göz ucuyla bunu yapmasını izlemişti.Karımın arkasından ellerini kalçalarına götürmesini işaret ettim. Kaan karımın poposunu sıkarken birkaç saniye öylece durduk, o sırada karım gülerek ama dimdik bir yüz ifadesiyle bana baktı,

"Daha gitmiyor muyuz?"

Sonunda odadan çıktık ama yürürken onu çekiştirmeye ve öpmeye devam ediyordum. Yürürken sanki bana söylemek istermiş gibi sırıttı,

"Öyle bir şey olmayacak."

Arabaya doğru yürürken Kaan şakayla karışık elbisesinin arkasını çekiştirmeye, elbisesinin altından poposunu ellemeye koyulmuştu. Otoparka giden koridordan çıkıp giriş holüne varmadan hemen önce karımı  kuytu bir yere çektim. Kaan da sürekli yanımızda, karımın poposunu okşuyordu.

Ben dokunurken Berna'nın yüzünde stresli bir ifade belirmişti.

"Aşkım, şimdi olmaz." dedi sonra açıkça,
"Bunu daha sonra değerlendiririm."

Bunun üzerine külotunun yanlarından tutup saniyeler içinde dizlerine kadar indirdim. Bir an için üst kısmını tutmuştu ama Kaan elini bacaklarının arasına sokup onu parmaklamaya başlayınca bırakıp fısıldadı,

"Şaka yapıyor olmalısın... Burada mı?"

Benim için bunun gerçekten tekrar yaşanıyor olması, nerede yaşandığını listede ikinci sıraya itiyordu. Kaan onu sol tarafında ayakta parmaklarken, onu kaldırıp kıçını yaslandığı küçük bankonun kenarına oturttum. Bunu yaparken bacaklarını hafifçe kaldırmayı başarmış ve külotunu çıkarmıştım.

Kaan neredeyse içgüdüsel olarak ne yaptığımı anladı ve hızla şortunu indirirken bacaklarının arasına geçti. Karımı öperken ve şortunu sikini serbest bırakacak kadar aşağı indirdiğinde, mırıldandı,

"En azından odaya gidelim."

Son hece karımın dudaklarından çıkar çıkmaz Kaan sikinin başını karımın amına bir buçuk santim kadar sokmuştu. Her hamlesinde bir santim daha derine girmeye başladı. Sadece birkaç saniye sonra, Berna Kaan'ın göğsünü iterek bankonun üzerinden atladı

 "Burada aklı başında olan bir tek ben miyim acaba?" dedi Berna

Ardından külotunu yerden alıp hızla dışarı çıktı ve köşenin girişinde durup şaşkınlıkla bizi izleyen Burak'ın yanından geçip sağa döndü. Biz de hemen peşinden koridora çıktık. Koridorda odaya doğru yürürken dönüp işveli bir sesle

"Hepiniz geliyor musunuz, yoksa sokağın ortasında mı yapalım? Orası daha mı iyi olur?"

Odaya döndükten sonra kimse tek kelime etmemişti; Kaan Berna'nın elbisesinin altından tutup başının üzerine çekip çıkarmış ve Berna’yı sırt üstü yatağa itmişti.Berna yatağa sırt üstü düşünce vakit kaybetmemek için, panik içinde şortunu yatağın ayakucundan tekmeleyerek çıkarmaya çalışıyordu. Öpüşmeye başladıklarında karımın bacaklarının arasına uzanıp Kaan'ın sikini kavradığını gördüğümde Kaan karımın içine girmek için pozisyon almaya çalışıyordu. karım Kaan'ı amcığının dudakları arasına yerleştirdi ardından Kaan yavaşça itmeye başladı.

Kaan nazikçe sokarken, karım bacaklarını şimdiye kadar gördüğüm en azgın şekilde iki yana açmıştı. Dizlerini kavradı, açabildiği kadar açtı ve yukarı doğru çekti. Kaan'ın sikinin karımın içine girişini, taşaklarının karımın götüne giderek yaklaşmasını izlemek aklımı başımdan alan bir tecrübeydi.

Sanırım tam da o anda ne kadar şanslı olduğumu fark edebilmiştim. Başka bir adam karınızı sikene kadar onun ne kadar seksi olduğunu anlayamıyorsunuz.

Bu, bunca yıldır hayal ettiğim basit fantezinin ışık yılları ötesindeydi. Her ne kadar insan böyle bir şeyin hayalini kursa da, karınızın amının başka bir adamın sikinin etrafına sıkıca sarıldığını görmek, adam tüm yarrağını karınızın içine sokarken vajinal suyuyla ıslanışını izlemek kelimelerle ifade edilemeyecek bir şey.

Onlar çılgınca sevişmeye devam ederken ben de kendime bir içki doldurdum. Burak'ın tişörtünü ve şortunu çıkardığını fark ettiğimde elim heyecandan titriyordu. Kabul, karım ikisiyle de çoktan sikişmişti ama ikisinin aynı anda karımın üzerinde olması aklımın ucundan bile geçmemişti. Aslında, Burak soyunurken neredeyse ona yapmamasını söyleyecektim.

Ancak bunun, her şeyi sona erdirebileceği bir noktaya varabileceğini düşünüyordum. Çizgiyi nereye çektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Artık çizgi o kadar bulanıklaşmıştı ki tahmin edemiyordum.

Burak yatağın kenarına gelerek yatağın yanında yere diz çöktü ve karımı öpmeye ve göğüslerini ellemeye başladı. İşte o anda geçilecek bir sınır olmadığını düşünmeye başlamıştım.

Daha sonra çaprazlarındaki bir sandalyeye oturup şortumu çıkarttım. Bu iki genç adamın karımı baştan çıkarmasını izlerken yavaşça sikimi okşamaya başladım.

Burak onu öpmeye ve göğüslerini ellemeye başladıktan otuz saniye kadar sonra ayağa kalkıp sikini Berna'nın yüzüne doğru yaklaştırdı. Berna hemen sağ eliyle tutup yanağından uzaklaştırdı. Tutmaya devam ediyordu ama Kaan amını sikerken yüzünün Kaan'a dönük olmasını sağlıyordu.

Burak'ın sikini tutarken bir an bana baktı ve ağzı bir karış açık bir nefes alarak yarım yamalak gülümsedi. Sikimi okşarken zevkten dört köşe olduğumu çok iyi biliyordu. Sonra yavaşça yüzünü Burak'ın sikine çevirdiğinde nefesi kesildi ve vücudu şiddetle sarsıldı. Dudaklarını yavaşça Burak'ın sikinin başının üzerine değdirmeye başladı, sadece ağzının içinde tutuyordu.

Tam o sırada Kaan amının içine güçlü bir hamle ile girdi. Berna anında nefesini tutarak ağzını sonuna kadar açtı. Ağzı açık, soluk soluğayken, dudaklarının arasında Burak'ın şeffaf zevk sularının aktığını ve ağzının köşesinden başlayarak Burak'ın sikinin başına kadar uzanan yapışkan bir sıvı akışı olduğunu açıkça görebiliyordum.

Karım arkasını dönüp dudaklarını Burak'ın sikinin başına dayadığında, Burak yavaşça karımın ağzına girmeye başlamıştı. Berna burnundan nefes verirken hayal dahi edilemeyecek kadar şehvetle inliyordu. Birkaç dakika böyle devam ettikten sonra Kaan daha önce gördüğüm o çok tanıdık şekilde gerinmeye başladı. Son birkaç kez şiddetli bir şekilde sokarken, poposunu esnetmeye ve aklını kaçırmış gibi inlemeye başlayarak bedeninin tüm ağırlığını karıma doğru bastırıyordu. Delikanlılar belki evli bir kadını sikiyor olmalarından veya bunun hayalini yıllarca kurmuş olmalarından dolayı çok dayanamıyorlardı.

Karım Burak'ın sikini anında ağzından çıkarıp tutmaya devam etmiş ve başını tekrar yatağa yaslamıştı. Daha önce de bahsettiğim gibi, Kaan alışılmadık derecede kalın bir siki olan genç erkekti ve döllerini karımın vajinasının içine olabildiğince derinlere bir şekilde boşaltırken bunu kullanıyordu. Kalçalarını büküp vücudunu kaldırdıkça, siki karımın amını çılgınca esnetiyordu. Kaan kalçalarının her kasılmasında ve sarsılarak soktuğunda, taşakları testis torbasının içinde yukarı doğru yükseliyordu.

İzlerken büyülenmiştim. Karımın tüm kasıkları her ikisinin de cinsel sıvılarından oluşan bir kokteylle yağlanmıştı. Karımın içine patlayarak döllenmesinden yaklaşık on saniye sonra, gerilmiş amının dibinde bir sperm tabakasının biriktiğini fark etmiştim. Biriktikçe, taşakları ile amı arasına sızdığını görüyordum. Dünya üzerinde gördüğüm şeyle kıyaslanabilecek hiçbir porno ya da seks filmi yoktu.

Taşaklarındaki son yüzen spermi doğrudan rahmine sıkmaya çalışıyormuş gibi görünen birkaç dakikadan sonra, yavaşça soluk aldı ve sikini yavaşça amından çekerken seyretti. Yarağının başı nihayet çıktığında, Berna'nın amcığı hızla geri çekilmiş, döllerinden bir parça sızarak yavaşça poposunun ortasından aşağı akmıştı.

O banyoya doğru yürürken ben de Berna'nın yanına gidip işaret ve orta parmağımı amına soktum ve bastırıp parmaklarımı hafifçe araladım. Bunu yaparken, içindeki kalın döl havuzunun görüntüsü sarhoş ediciydi.

Parmaklarımı ondan çektiğimde, eğildim ve kolaylıklasikimi onun ıslak ve kayganlaşmış amcığına doğru soktum. Çıkardığı sesler ve ne kadar sırılsıklam olduğu hissi aklımı başımdan almıştı. Kasık kıllarım ve taşaklarım saniyeler içinde sırılsıklam olmuşlardı. Sikimi her sokup geri çektiğimde karımın rahmindeki spermler dışarı akıyordu. Karımı yavaşça sikiyordum ama Burak'ın sikini Berna'nın ağzına ritmik bir şekilde sokmasını izlerken, uzun süre dayanamayacağımı biliyordum.

Yavaşça sokmaya devam ederken bir yandan da tüm gücümle bastırıyordum ki Burak "AAAHHH SİKTİR, AAAAHHH , OOOHHH AHhhggg! " diye bir bağırma ile anırma arasında sesler çıkarmaya başlamıştı.

İzlerken sokmayı tamamen durdurmuştum. Sikinin Berna'nın ağzının içinde hareket edişini ve nabız atışını izlerken acayip derecede kaskatıydı. Spermlerini Berna'nın ağzına fışkırtmasını izlerken adeta dünyadan kopmuş gibiydim. Burak sırtını dikleştirirken vücudunu sarsıyordu ve çılgınlar gibi inliyordu. Berna'nın çok fazla sokmasını engellemek için yarağının tabanını eliyle tuttuğunu görebiliyordum.

Karımın her an ya öğüreceğini ya da çarşafa tüküreceğini düşünüyordum. Burak neredeyse bir rahatlama duygusuyla nefes almaya başladığında, en az bir dakika boyunca bu şekilde gerilmiş olarak kalmıştı. Berna'nın spermlerle ne yapacağını büyük bir merakla izliyordum. Karımın ağzına en az bir dakikadır boşalıyordu ve o boşalırken karım spermleri sadece ağzında tutuyordu.

Tamamen bittiğine emin olduğunda, yavaşça sarsıldı ve onun ağzından çekilmeye başladı. Bunu yaparken, Berna'nın dudakları kayarak sikinin ucunda kenetlendi ve karımın dudaklarına ince bir döl damlasının yapışmasını seyrettim. Karım daha sonra tıpkı doksan derecelik bir içki içiyormuş gibi yüzünü buruşturarak yutkundu. Karım yutkunurken ağzının kenarından küçük bir damla sperm sızmıştı. Berna birden nefesini tuttu ve başını yatağa bıraktı.

Karımdan bana doğru yayılan sperm kokusu asla unutamayacağım bir kokuydu.

Bu sahneye tanık olduktan sonra, içimdeki bastırılmış testosteron tamamen vücuduma yayıldığında sadece dört ya da beş kez sokmuş olmalıydım. Vajinal kanalının en derin bölgesine fışkıran bir döl salvosu o kadar tazyikli çıkıyordu ki penis kanalımda tüm akışı hissediyor gibiydim. Hayatım boyunca yaşadığım en şiddetli boşalmaydı bu. Sanki spermlerimi zaten içinde akan milyarlarca spermden daha derine sokmaya çalışıyormuş gibi dizlerini omuzlarına kadar bastırdım.

Sanırım yarım saat boyunca içinde kalabilirdim ama birkaç dakika sonra karım fısıldayarak gülmeye başladı,

" İnanmıyorum Aşkım, bunun seni ne hale getirdiğine hala inanamıyorum." Az önce hayatımın en yoğun orgazmını yaşadığımı biliyordu.

O bunları söyledikten sonra yavaşça geri çekildim ve Kaan'ınkiyle karışan spermlerimin ondan sızmasını izledim. Yine de bu kısmın tadını uzun süre çıkaramadım. Kendine gelmesi yirmi saniye sürünce çarşafı kaptığı gibi kasıklarını sildi.

Berna kendini toparladıktan sonra hepimiz oturup az önce olanlar dışında başka konular hakkında konuşmaya başlamıştık. Hiç şüphe yok ki hepimiz büyük bir şok içindeydik ve bu olayı sindirmeye çalışıyorduk. Aslında pek konuşmuyor ve sohbete katılmıyordum ama yaşananların görüntüleri zihnime kazınmıştı ve inkar edilemeyecek kadar azgın hissediyordum.

 İlk kez seks yaptığım zamanı anımsatıyordu, ama çok daha güçlüydü.

Yaklaşık bir saat sohbet ettikten sonra, kendimizi bir kez daha Berna'yla dönüşümlü bir şekilde yaşadığımız bir seks seansında bulmuştuk. Üçümüz de saat 6:00 civarına kadar karımı amından ve ağzından sikmiştik. O saatlerde hepimiz yorgunluktan ve aşırı seksten neredeyse bayılacaktık.

Her ne kadar gençlerin toparlanması kısa sürse de benim seanslarım onlardan daha uzun sürüyordu. Burak ve Kaan her seferlerinde bir şekilde aşırı heyecanlanmayı başarıyorlardı. Aylarca peşinden koştukları yaşıtlarına göre daha tecrübeli, seksi ve olgun bir kadını sikebiliyorlardı, üstelik bu kadın evliydi.

Yaklaşık 14:00'e kadar hepimiz uyumuştuk ve uyandıktan sonra Berna'yı sikmek herkesin keyfine kalmıştı. Artık hiçbir şekilde o anı zorlamak yoktu. Tatilimizin son iki günü odadan hiç çıkmadık.

Tuvalete gitmek ve döndüğümde Berna'nın arkasındaki genç adamlardan birinin sikini Berna'nın içine soktuğunu görmek benim için önemli bir manzara değildi.

Tatil birçok tabumuzu kafamızdan silmeye başlamış gibiydi.
 

Sonraki Böüm....