Günseli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Günseli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sikilmeden Geçen Günlerimin Acısını Çıkarıyorum! (9. Bölüm)


 (Bu hikaye daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır.Önceki bölümlere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.)

Bölüm 1  Bölüm 2  Bölüm 3  Bölüm 4  Bölüm 5  Bölüm 6  
 

Bölüm 9

Benim karnım acıkıyor hafiften. Mutfağa bakıyorum. Hiçbir şey yok. 
 
“Acıktım ben aşkım!” diyorum. Ayfer kalkıyor, çırılçıplak geliyor. 
 
“Bebeğim hiçbir şey yok ki evde...” diyor. Ona, 
 
“Hadi gel, yemeğe götüreyim seni! Arabamız da var.” diyorum. 
 
“Tamam!” diyor, içeri gidiyor. Çok şık siyah bir elbise giymiş. Biraz makyaj yapınca o kadar güzel oluyor ki... Ben de, 
 
“Keşke bu kadar güzel giyinmeseydin yaa!” diyorum. Çünkü bende sadece bir pantolon var. 
 
“Merak etme! Ev arkadaşım tam senin boyutlarında.” diyor. İçeri gidiyor. Yeşil tonlarında bir elbise getiriyor. Onu giyiyorum. Biraz dar, ama bu benim vücut hatlarımı daha da belli ediyor.


Hemen atlıyoruz arabaya. Elimi tutuyor. Ona, 
 
“Nereye gidelim?” diyorum. 
 
“Aşkım, balık mı yesek rıhtımda?” diyor. “Rıhtıma ne gerek var ya, bu kadar güzel giyinmişiz. Gel düzgün bir yere gidelim!” diyorum. Ve sürüyorum arabayı. Sahilde, boğazda, oldukça lüks bir balık lokantasına gidiyoruz. “Günseli, ne yapıyorsun? Ben ödeyemem buranın parasını!” diyor. Bakıyorum ona, 
 
“Saçmalama. Ben öderim. Ne olacak aşkım?” diyorum sessizce. Oturuyoruz. Şansımıza, denize bakan bir masa kalmış. Garson geliyor. Şarap söylüyorum. Kırmızı. Ve balıklarımızı seçiyoruz. Ayfer, 
 
“Bu şehre hayranım ya... Müthiş bir şehir!” diyor. 
 
“Öyle!” diyorum şaraptan bir yudum alırken. 
 
“Peki nasıl ödeyeceğiz buranın parasını?” diyor. 
 
“Bak güzelim. Benim bir sevgilim var. Kendisi çok zengin. Bu konuda hiçbir sıkıntın olmasın!” diyorum. 
 
“Tam orospusun ya!” deyince, kahkaha atıyoruz. Konuşa konuşa yiyoruz yemeğimizi.


Konuşurken konu hayata geliyor. Aslında ne kadar dağınık bir hayatım olduğunu fark ediyorum. Duygulanıyorum. Aslında evet, bir orospuyum. Resmen dost hayatı yaşıyorum. Ama çok memnunum. Seks bakımından doyuyorum, para desen hiç sorun değil. Ahmet'in tehditleri hayatımdan zorlada olsa çıkarılmış. Aşk yok hayatımda. Yeri de yok. Gerek yok. Ama o da var sanki. Ayfer çok güzel kız. “İlla aşık olmak için karşı cins mi gerekli?” diyor bana Ayfer. Doğru belki de...


O kadar tatlı bir kız ki. Yemeğin sonunda ona teklif ediyorum. 
 
“Ayfer, sana yardım etmeme izin ver. Para, pul, sorun değil!” diyorum. Ayfer şaşırıyor. 
 
“Ne demek bu?” diyor. 
 
“Benim de mi Eskort olmamı istiyorsun?” diyor. 
 
“Saçmalama güzelim. Sadece sevgilim ol! Gerçek anlamda!” diyorum. 
 
“Öyleyiz zaten!” diyor, bir yudum daha alıyor. 
 
“O zaman sana yardım etmeme izin ver... Gel tatile çıkalım. Fatih’in bana verdiği anahtarlar var. Orada bir yazlığım var. İstediğin kadar kalalım. Ne dersin?” diyorum. 
 
“Bunu daha sonra konuşalım...” diyor. Ve kalkıyoruz.


Arabaya biniyoruz. Elimi tutuyor. Gözlerime bakıyor. Bu kız bana aşık mı oluyor? Bilmiyorum ama çok güzel bir his bu. Unuttuğum bir his. Birinin bana sevgiyle bakması. Sürüyorum arabayı. Evinin önüne geliyoruz. 
 
“Gelsene yukarı aşkım!” diyor. 
 
“Yok aşkım, eve gitmem lazım!” diyorum. “Yaaa! Söz vermiştiiin!” diyor. Cilve yapıyor bana. 
 
"Olmaz, belki sonra gelirim. Dikkat et kendine aşkım...” diyorum. Dudaklarıma bir öpücük koyuyor. 
 
“Sen de! Ya, arabayı burada bıraksan? Alkollüsün, taksiyle git!” diyor. 
 
“Olmaz, karşıya geçeceğim aşkım!” diyorum. 
 
“Eve varınca ara!” diyor. 
 
“Tamam!” diyorum, ve sürüyorum evime doğru.


Eve çıkıyorum. Çok mutluyum nedense. Kızım uyumuş koltukta. Onu uyandırma istiyorum. Uyanmayınca kucaklıyorum, halen küçük bir kız çocuğu sanki. Yatağına yatırıyorum. Oğlan uyumuş. Ve ben, bir kadeh daha şarap içiyorum. İş telefonumu kırıyorum. Benim için çok yeni bir hayat başlıyor!


Önümüzdeki bir iki hafta, Ayfer’le geziyoruz, tozuyoruz. İki sevgili gibiyiz. Ufak öpüşmeler dışında sevişemiyoruz bir türlü fırsat bulup. Ama çok özledim ben... Fatih, halen yurtdışında. Yurtdışında aldığı bir ihaleyi yürütmek için orada bulunuyor. Arayayım diyorum, bakayım ne yapıyor. Arıyorum, telefonda bir kadın sesi, 
 
"Aaa! Nagehaan!” diyor. Tanıyamıyorum. 
 
“Benim ya, Canan!” diyor. 
 
“Aa, kız? Senin ne işin var orada?” diye şaka yapıyorum. Biraz bozuluyorum aslında. “
 
Ya güzelim hiç sorma, Fatih beni de getirdi buraya. Rusya’dayız tatlım!” diyor. Beni kıskandırmaya çalışıyor fahişe.
 
 “Ne yapıyorsun sen, Eskortluğa devam mı?” diyor. 
 
“Hayır!” diyorum. Fatih alıyor telefonu, 
 
“Naber güzellik?” diyor. 
 
“Beni niye almadın?!” diye hesap soruyorum. 
 
Sinirlendin mi? Ya, şey... Burada uzun süre kalıyorum da, senin durumun gelmeye müsait değil biliyorsun...” falan diyor.


İtiraz edemiyorum daha fazla. Para herifin, kimi isterse götürür. 
 
Sen neler yapıyorsun canım?” diyor. Hakkını yememek lazım, çok kibar adam. “
 
Hiç. Takılıyorum öyle...” diyorum. 
 
“Ya, yazın da bitmesine az kaldı. Gitsene yazlığa?” diyor. 
 
“Bilmem, bakarız...” diyorum. Aslında ben bunu daha önce niye düşünemedim? Hem Ayfer’i de alırım yanıma. Hemen arıyorum Ayfer’i. 
 
“Haftasonu gidiyoruz!” diyorum. 
 
“Nereye aşkım?” diyor. 
 
“Yazlığa. Birkaç gün tatil yapalım!” diyorum. Önce itiraz ediyor, sonra kabul ediyor. 
 
“Yarın buluşalım mı?” diyor. 
 
“Yarın sevişemeyiz de, alışveriş yapalım azıcık!” diyorum.


Çıkıyoruz ertesi gün. 3-4 bikini takımı alıyoruz. Biri siyah, arkası tangalı. Onu Ayfer’ e alıyorum. Kendime de siyah beyaz mavi yeşil bikiniler alıyorum. Ayfer çok mutlu. Güzel güzel elbiseler alıyorum ona da, kendime de. Sonra yürürken 'Seks Shop' yazısı takılıyor gözüme. 
 
“Aşkım, girelim mi?” diyorum. “Olur!” diyor, giriyoruz. Tezgahtar bir erkekle karşılaşmayı düşünürken, orta yaşlı bir kadın geliyor. “Nasıl yardımcı olabilirim hanımlar?” diyor. Hemen bakıyorum. Neler var neler. Belden bağlamalılar, dildolar. İki tane dildo alıyoruz, biri 15 cm, diğeri 20 cm. Benim gözüm belden bağlamalıya gidiyor. Bir tane zenci yarağı alıyorum. Çok enteresan şeyler var. Kelepçe alıyorum bir tane de. Ayfer izliyor öylece. Kayganlaştırıcılar, azdırıcılar. Hepsinden alıyorum. Bir tane şişme erkek alıyorum. Tamamen meraktan. Ödüyoruz, çıkıyoruz.


Sonra evine bırakıyorum onu. 
 
“Ne zaman gidiyoruz güzelim?” diyor. 
 
“Ya haftasonunu boşver, yarın çıkalım!” diyorum. 
 
“Arabayla mı?” diyor. 
 
Evet, ne olacak ki?” diyorum. “Sen sürmeyi biliyorsun değil mi?” diyorum. 
 
“Evet de, ehliyetim yok...” diyor. “Sorun değil aşkım!” diyorum. Ve eve bavulumu hazırlamaya gidiyorum.


Kızım evde. Ona şirkette işimin çıktığını söylüyorum. Beni Fatih’in şirketinde çalışmaya başladım diye biliyorlar. 
 
“Tamam anne!” diyor, oğlan babasında zaten. Ertesi gün oluyor. Sabah 6 gibi uyanıyorum, karşıya, Ayfer’i almaya gidiyorum. Ayfer daha uyanmamış. 
 
“Ohooo! Bu ne ya. Uykucusun sen!” diyorum. Ayfer hemen kalkıyor, evine çıkıyorum. 
 
“Ben hemen hazırlanırım!” diyor. Ev arkadaşı gene yok evde. Odasına giriyor, bavulunu iyiki geceden hazırlamış. Üstünü çıkarıyor, amındaki kıllar dikkatimi çekiyor. 
 
“Ay kusura bakma, birkaç gündür alamadım...” diyor. 
 
“Sorun değil, benim de amım kıllı aşkım!” diyorum. 
 
“Alırız orda!” diyor, hemen içeriden jiletleri koyuyor. Ve çıkıyoruz yola.


Biraz o, biraz ben kullanıyorum arabayı, 12 saatte varıyoruz Bodrum’a akşamüzeri. Yorulmuşuz. Eve giriyorum, evde eşyaların üstünde beyaz örtü var. Onları bile kaldırmadan, olduğumuz gibi yatıyoruz Ayfer’le. Ertesi sabah uyanıyorum. Burnuma süper kokular geliyor. Ayfer, 
 
“Kahvaltın hazır!” diyor. İniyorum. 
 
“Nereden buldun ya bunları?” diyorum. Amma maharetli kız. Neler yapmış neler. “Ben de şaşırdım. Herşey var dolapta. İçkiler, yemekler. İlk kez mi geliyorsun buraya? Emin misin?” diyor. Meğer Fatih gündelikçi kadına herşeyi aldırmış. Düşünceli sikicim benim.


Havuzun suyu bile doldurulmuş. Kısacası her şey çok güzel. Kahvaltımızı ediyoruz. Ve Ayfer kalkıyor. 
 
“Yaa, ben seni çok özledim!” diyor kucağıma oturuyor. “Aşkım, ben de seni! Ama geceye sakla kendini. Bu gece inanılmaz şeyler yaşayacağız!” diyorum. 
 
“Ne yani, sevişmeyelim mi?” diyor. “Beklee!” diyorum. Kalkıyorum, odaya çıkıyorum. Bikinimi giyiyorum. Biraz da kremlenip, aşağı iniyorum. Havuza giriyorum, rahatlıyorum. Ayfer de geliyor sonra. Memeleri taşıyor kızın bikiniden. Arkası tangalıyı giymiş. 
 
“Baaak!” diyor, dönüyor götünü. İnanılmaz bir götü var. O da giriyor havuza. Şakalaşa şakalaşa yüzüyoruz. Sonra biraz güneşleniyorum. Ayfer iki bira getiriyor, hem biralarımızı yudumluyoruz, hemde eğleniyoruz.


Ayfer kalkıyor, “Yaa, kimse görmez değil mi?” diyor. 
 
“Yok ya ne olacak, hem neden ki?” diyorum. “Hiiç, çıplak güneşleneceğim de!” diyor. 
 
“Tamam aşkım!” diyorum, çıkarıyor. O süt beyazı memeleri güneş alıyor. Sonra bana dönüyor. “Sen de çıkarsana!” diyor. Hemen çözüyorum bikinimi. Benim de memelerim fora. Memelerimize dokuna dokuna güneşin tadını çıkarıyoruz.


“Sevgilim?” diyor bana. 
 
“Efendim aşkım?” diyorum.
 
 “Ya, bir şey soracağım...” diyor. Meraklanıyorum. “Sor!” diyorum. 
 
“Seks oyunu oynayalım mı?” diyor. Doğruluyorum. “Oynayalım birtanem... Ama nasıl bir oyun?” diyorum. Hemen doğruluyor. 
 
 
“Birbirimizin kocası olalım mesela bir hafta. Takma yarağımız yok mu? Vaar! Onu takalım, birgün sen, bir gün ben koca olalım. Çok eğlencez yaa!” diyor. 
 
“Tamam aşkım, bana uyar. Ama söyleyim, fena sikerim!” diyorum. 
 
“Tamam aşkım!” diyor. Kalkıyor, belden bağlamalı straponu kutusuyla getiriyor. Heyecanla açıyor. Bir tane kullanma kılavuzu var. Elime alıyorum. 
 
“Vaay, kocaman birşey kız bu. Ben alırım da, sen zor alırsın o daracık amınla!” diyorum. 
 
“Deneyeliim?” diyor.


Hemen takıyorum belden bağlamalıyı. Sıvazlamaya başlıyorum önümdeki zenci yarağını. Dayanamıyor o da. 
 
“Aşkım, hadi gel odaya geçelim!” diyor. Hemen kalkıyoruz, götünü kırıta kırıta yürüyor zilli. 
 
“Kız zilli, fenasın sen ya!” deyip dudaklarına yumuluyorum. Bana resmen cilve yapıyor kız. “Kocacığım!” diyor. 
 
“Kocacığın kurban olsun sana aşkım!” deyip, yumuluyorum amına. Yalıyorum dibine kadar. Ayfer inliyor, 
 
“Ahhh, yala aşkım... Yala bebeğğiiim!” diyerek bana ayak uyduruyor. Zilli ya... Çok tatlı kız. Yavaşça memelerine yumuluyorum. Baldan tatlı... Uçlarını sömüre sömüre yalıyorum. Sonra, 
 
“Kız orospu, al bakayım ağzına siki. Nasıl yalıyorsun göster bakayım!” diyorum. Hemen önüme çöküyor. Alıyor straponu. Ben de saçlarını okşuyorum. Yalıyor, ama acemi. 
 
“Yarak öyle yalanmaz aşkım. İyice sömürceksin. Hah. Al ağzına. Şimdi dille arkasını. Dibine kadar al... Ohhh!” diyorum.


Öğürüyor. “Ay kusacağım yaa!” diyor. 
 
“Yala yala, ohhh. Güzel orospum benim!” diyerek kafasından tutarak küçücük ağzını sikmeye başlıyorum. Yarağın ipi amımın arasına giriyor. Bazen inip amımı yalıyor. Ayfer inlemelerle yalıyor yarağımı. 
 
“Nasıl aşkım? İyi yalıyor muyum?” diyor. 
 
“Aferin sana, sana gerçek bir yarak bulalım yaa!” diyorum. 
 
“Olmaz, bak sen varsın işte. Benim kocam ol!” diyor. “Kalk bakayım ayağa!” diyorum. Kalkıyor. Biraz dudaklarını öpüyorum. Yatırıyorum yatağa. Ayırıyorum bacaklarını. Elimle straponu hizalıyorum. Yavaşça sokmaya başlıyorum. Amının suluğu sayesinde birazda zorlanarak alıyor azman gibi yarağı.


“Ohhhhhhh! Aşkımmmm! Günselim benimmmm... Ihhhh!” diyor. 
 
“Kocacığım de kız. Kocacığım de!” diyorum. 
 
“Kocacığım, her şeyim. Aşığım sana... Ay yavaş, canımı yakıyorsun!” diye kıvranıyor altımda Zilli. Memelerini sömüre sömüre sokuyorum amına. Ona girdikçe, benim memelerim sallanıyor. Yavasça çıkarıyorum içinden. Daracık am kasları, toplamaya çalışıyor kendini. 
 
“Domal orospum!” diyorum. Domalıyor. Göt deliği o kadar dar ki... 
 
“Kız, parmak ta mı sokmadın buna?” diyorum. “Yok aşkım, çok acıyor. Çek onu ordan!” diyor. 
 
“Sürtüyorum kız, ohhh, nede güzel benim sevgilimin delikleri!” diyorum. 
 
“Öyledir aşkım. Ay içim bir hoş oluyooor!” diyor. 
 
“Sokayım mı götüne?” diyorum. 
 
“Yok, amıma sok!” diyor. Sokuyorum amcığına. Saçlarını tutuyorum, çekiyorum. Sikiyorum amını kızın. İnliyor, böğürür gibi. Arada iyice kapanıp üstüne, dudaklarını öpüyorum. Çok tatlı dudakları var yaaa!


“Geliyorum aşkım! Geliyorum! Geliyoruuum!” diyerek boşalıyor. 
 
Boşaldığını kasılmalarından anlıyorum. Karnı bir inip, bir kalkıyor. Kendini yatağa fırlatıyor. Biraz yarak sulanmış Ayfer’in amcığından dolayı. Hemen sokuyorum ağzına. 
 
“Imm, amımın suları da güzelmiş yaa...” diyor. 
 
“Em bebeğim, em...” diyorum. Ayfer emiyor yarağı. Sonra çıkarıyorum straponu. Uzanıyoruz yatakta. Sigara içiyoruz. Başını benim memelerime koymuş. Öylece uzanıyor. Eli amında. 
 
“Doymadın mı aşkım?” diyorum. Hemen dönüyor. Bir mememi ısırmaya başlıyor. 
 
“Yerim ben bunlarııı!” diyor, ısırıyor. Ahhh, canım yanıyor. Ama olsun. O emdikçe ben ona daha fazla sarılıyorum. Sonra iniyor amıma. Kıllı amımı yalıyor, arasına dil darbeleri atıyor. Bu kız süper emiyor! O emdikçe ben kasılıyorum, yatakta belim kalkıp iniyor. En sonunda herzamanki tazyikli boşalmam geliyor. Ayfer yakalayabildikçe yakalamaya çalışıyor amımın çeşme gibi akan sularını.


Sonra kalkıyoruz. Havuza giriyoruz. Okşamaya devam ediyoruz birbirimizi, ki kapı çalıyor. Ben kalkıyorum, bikinimin altını, üstünü giyip kapıyı açıyorum. Karşımda iri yarı bir adam. Beni görünce afallıyor. 
 
“Yav, abla, Fatih abim orda mı?” diyor. 
 
“Yok!” diyorum. 
 
“Ablam ben bu sitenin görevlisiyim de, benim hanım baktıydı eve, birşeyiniz eksiğiniz gediğiniz yoktur umarım?” diyor. 
 
“Yok ablacığım, sağol!” deyip yolluyorum adamı, havuza dönüyorum.


Sonra tekrar kapı çalıyor. Bu kim gene yaa! Kalkıyorum. “Ablam merhaba!” diyor. Gündelikçi kız. Hale adı. Böyle kısacık, ama sütun gibi hatun. Başında örtüsü, bordo tişörtü. Altında da bol eteği. 
 
“Hoş geldin!” diyorum. Geçiyor içeri. Bu karı da nerden çıktı yaa! Ayfer geliyor, memeleri fora. 
 
“Ay kimmiş o canım?” diye, Hale’yi görünce, 
 
“Ay pardon!” deyip kapıyor memelerini. 
 
“Ablam boşver, aç memeleri, salver gitsin gari!” diyor kız. Gülüşüyoruz. 
 
“Siz geçin, ben yemeğinizi neyin hazırlarım!” diyor kız. Geçiyoruz. Ayfer, 
 
“Ay kıza da ayıp oldu!” deyip giyiyor bikinisinin üstünü. 
 
“Ayıp tabi, kıza her yerini gösterdin Zilli!” diyorum. Gülüşüyoruz tekrardan. Sonra gene uzanıyor.


1-2 saat geçiyor, kız halen evde. “Ay ne zaman gidecek bu ya?” diyor Ayfer sürekli. “Az sabret, çalışıyor işte kızcağız!” diyorum. Taş çatlasa 20 yaşında kız. 
 
“Haleee!” diye sesleniyorum. 
 
“Efendim ablam?” diyor. 
 
“İki bira getirsene canım ya!” diyorum. Getiriyor biraları. Oturuyor yanımıza, ben davet ediyorum. 
 
“Ay abla... Fatih abim gelmezdi hiç buralara uzun zamandır...” diyor.
 
 “O gelmeyecek ki tatlım!” diyorum. 
 
“Ee, siz kimsiniz? Yoksa Fatih abimin karılarından mısınız?” diyor. 
 
“Ben öyleyim, bu da arkadaşım Ayfer!” diyorum. El sıkışıyoruz tekrar. 
 
“Bira içiyormusun sen?” diyorum. 
 
“Yok ablam!” diyor. 
 
“Niye ya? Günah falan diye mi?” diyorum. 
 
“Yok be abla, beni etkiliyor. Arada benim herif içiriyor, sonra çatır çatır sikiyor!” diyor. Gülmekten altımıza işeyeceğiz nerdeyse. 
 
“İç iç, burada kimse sikemez seni!” diyorum, gülmekten kendimi zor alıkoyarak.


İçiyor benimkinden. “Ama abla, bir sigaranı yakarım!” diyor. 
 
“Al kuzum!” diyorum, yakıyor. Öksürmeye başlıyor. 
 
“Bu ne yaa!” diyor. 
 
“Nası sigara abla bu? Nasıl içiyonuz bunu?” diyor. 
 
“Ağırdır biraz, ama merak etme içinde birşey yok deyip gülüyorum. Muhabbete başlıyoruz tekrar. 
 
Kız çok tatlı. Ama kocasından çok şikayetçi. Ayfer, 
 
“Ee, şikayet ediyorsun da, çatır çatır sikiyormuş baksana!” diyor. “Abla, hemde ne biçim! Benim herifte at yarağı var sanki. Yırtıyor valla her girişte... Kanata kanata sikiyor!” diyor. 
 
“Memnun değil misin? Bak ne güzel işte!” diyorum. “Memnunum abla, diğer köylü karılarının alamadığı zevki veriyor bana! Hepsinin işi 5 dakikalık. Ama benim aygır öyle mi? 2 saat pompaladığını bilirim!” diyor. 
 
“Kaç santimdir senin kocanın yarağı?” diyorum. 
 
“Onu bilemem, ama nah kolum kadar!” diyor. 
Abartma kız Zilli!” diyorum. Gülüşüyoruz.


Sonra kalkıyor. “Ablam çok sağol, uğrarım ben gene!” diyor. Kalkıyor, gidiyor. Yemeği hazırlamış. Kalkıp yemeği yiyoruz. Ayfer gene soyunuyor. Artık akşam oluyor. 

O gün ben sevişmek istesem de, Ayfer, “Ya, boşver, belki sonra sevişiriz gene!” diyor. Ee, ne yapacağız evde? Sıkılırım ki ben. 

“Madem öyle, hadi kalk, Bodrum’a iniyoruz!” diyorum. Hemen kalkıyor Ayfer, üstüne yeşil bir elbise giyiyor, güzel de bir makyaj. Fıstık gibi valla. Görünce kalkıp götüne tokatı yapıştırıyorum. 

“Ne güzel olmuşsun sen!” diyorum. 

“Kıskandın mı?” diyor, 

“Evet, hemde çok!” diyorum, bir öpücük koyuyorum dudaklarına. Sonra kalkıp ben de giyiniyorum. Mavi bir elbise, incecik. Altıma da aynı renkte bir tanga. Çıkıyoruz beraber...


Sikilmeden Geçen Günlerimin Acısını Çıkarıyorum! (8. Bölüm)

 (Bu hikaye daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır.Önceki bölümlere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.)

Bölüm 1  Bölüm 2  Bölüm 3  Bölüm 4  Bölüm 5  Bölüm 6  Bölüm 7

 
Sikilmeden Geçen Günlerimin Acısını Çıkarıyorum
Bölüm 8


Ertesi gün öğlene kadar uyuyorum. Uyanıyorum sonra. Biraz kahvaltı ediyorum. Pelin geliyor aklıma. Arıyorum, “Neredesin tatlım?” diyorum. “Evdeyim!” diyor. “Geleyim mi yanına? Biraz otururuz?” diyorum. “Tamam!” diyor, ev adresini veriyor. Evi karşıda onun. Hemen hazırlanıyorum, çıkıyorum. Lanet trafik! Günün her saati full yollar. Karşıya geçmem zaman alıyor. Verdiği adrese kendi arabamla gidiyorum. Evin önüne geliyorum. Ve çıkıyorum apartmana.


Pelin, gündelik ev kıyafetleriyle açıyor kapıyı. Beyaz bir tişört, altında siyah tayt. “Hoş geldin!” diyor öpüyor beni. İçeri geçiyoruz. “Günseli, bu evde iki kızız biz. Ev arkadaşım var...” diyor. “Senin Lezbiyen olduğunu biliyor mu?” diyorum. “Yok!” diyor. Oturuyorum bir koltuğa. Ev çok sade. Küçük bir televizyon, iki koltuk. Yerde minderler. Tam bir öğrenci evi. “Birşey içer misin?” diyor. Çay koymaya gidiyor. Ben de TV’yi açıyorum. Elinde iki kupayla geliyor. Oturuyor diğer koltuğa. “İşte evim! Gezdiririm daha sonra. Gezdirilecek bir şey yok gerçi...” diyor. Çaylarımızı yudumluyoruz. Pelin artık benim sevgilim. Anlatmam gereken şeyler var. Kupayı koyuyorum yana.


“Pelin, anlatmam gereken şeyler var sana. Belki bundan sonra görüşmek istemezsin benimle...” diyorum. Pelin ilgiyle dinliyor beni. Cafeyi, Ahmet’i... Sonra Eskortluğumu. Halit’i, Hamit’i. Levent’i. Fatih’i. Herşeyi anlatıyorum. Arda’yı ve diğer gençleri. Kocamı... Herşeyimi öğreniyor. Kızımı, oğlumu... Şaşırıyor. En çokta Levent konusunda. “Yani anlayacağın, ben bir orospuydum!” diyorum. “Sorun değil benim için! Geçmişte ne yaşadığın beni ilgilendirmez!” diyor. Çok tatlı bir kız. Resmen saygı duyuyor bana. “Sen çok iyi birisin Günseli, ama bence, sen bir Nemfomansın!” diyor. Bilmiyorum, sahiden öyle miyim? Belki? Biraz daha konuşuyoruz. Herşey hakkında, aşk, meşk, seks...


Sonra kalkıyoruz. “Hadi gel, sana evi göstereyim!” diyor. Önce ev arkadaşının odasına bakıyoruz. “O nerede?” diyorum. “Şu sıralar memleketinde, Ankara’da!” diyor. Onun odasında çift kişilik yatak var. “Bazen nişanlısı geliyor!” diyor. Gülümsüyor. Sonra kendi odasına geçiyoruz. Aslında Webcamdan az buçuk biliyorum onun odasını. Bir yatak, çalışma masası, üstünde ağır ağır kitaplar, posterler, ve laptop. Yatağına oturuyorum. O da yanıma oturuyor. Sessizlik. Çıt yok. Saçlarımı okşamaya başlıyor. Ben önüme bakıyorum. Sonra yavaşça kendine çekiyor beni. Dudaklarımız birbirine kavuşuyor. Öyle güzel öpüyor ki dudaklarımı. Salyalarımız birbirine dolaşıyor. Alt dudağımı emiyor, sonra onun alt dudağı benim dudaklarımın arasına giriyor. Çok güzel öpüşüyor Pelin. Yavaşça boynuma iniyor. Tam yatağa uzanacakken, “Tatlım, istersen duş alalım?” diyor.


“Olur!” diyorum. Yavaşça kalkıyorum. Üstümü, pantolonumu, sütyenimi çıkarıyorum. Külotumu da çıkarıyorum. Biraz ihmal ettim etek traşımı. Ve Pelin soyununca, inanamıyorum. Manken kadar güzel bir vücut. İnanılmaz vücut hatları. İncecik bel, büyük, hatta kocaman göğüsler. Bel gamzesi bile var. Kalçaları yusyuvarlak. İnanılmaz... Traşlı amcığı... “Ben böyle bir vücut Bodrum’da bile görmemiştim!” diyorum. Gülümsüyor. Ve dönüyor arkasını, duşa giriyor. O duştayken ben de biraz yatakta oyalanıyorum. Odasına bakıyorum. Beş dakika sonra çıkıyor. “Senden bir şey rica etmem lazım Günseli, malum, öğrenciyiz. Lütfen suyu fazla harcama...” diyor. Gülümsüyorum. Her yerimi yıkıyorum. Beş dakika sonra da ben çıkıyorum, saçlarım bozulmasın diye dokunmamışım saçlarıma.


Yavaşça yatağa oturuyorum. Sonra sarılıyoruz tekrar. Çok güzel bir şampuan kokusu kızda. Yavaşça elimi sırtına götürüyorum. Öpüşmemize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Uzun uzun, dillerimiz birbirine girmiş, güzelce öpüşüyoruz. Yavaşça beni yatağa yatırıyor. Ve dilini boynumda gezdirmeye başlıyor. Islaklıklara hafif nefesler veriyor, bu beni çıldırtıyor. Kulak memelerimi, arkasını yalıyor. İnanılmaz sevişiyor! Kendiliğinden, tahrik olmamdan sulanıyor amım...


Dili memelerime inmeye başlıyor. Yavaşça üstüme çıkıyor, hani, benim yarağım olsa alacak içine. Uçları her daim dik memelerimi emmeye başlıyor. Yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara yalıyor memelerimi. İkisini birden okşuyor, hafifçe sıkıyor uçlarımı. Gülümsüyor. Sonra tekrar dudaklarıma. Ben böyle seviştiğimi hatırlamıyorum! Yani, bir şeyler farklı. Bir an önce beni sikmek isteyen, içime sokmak isteyen biriyle sevişmenin ne kadar salakça olduğunu hatırlıyorum. Pelin’in ruju biraz memelerime siniyor. Memelerim. Hiç bu kadar güzel yalanmışlar mıydı? Hatırlamıyorum. İkisini birden sıkıyor halen Pelin. “Meme yalamaya hastayım ben aşkım! Saatlerce yalayabilirim!” diyor. Sonra kendi, iri memelerini benim memelerimin üstüne getiriyor. Sürtmeye başlıyor. Meme uçlarımız birbirine değiyor resmen. Çok güzel, çok farklı... Sıcacık bir kız Pelin. Farklı bizden. Ama hiç önemli değil ki bu. Artık benim sevgilim...


Yavaşça memelerimi bırakıyor. Bir parmağını, ojeli parmağını ağzıma sokuyor. Tırnakları çok uzun. “Takma mı tırnakların birtanem?” diye soruyorum. “Hayır canım!” diyor. Yavaşça dili şerit halinde göbeğime iniyor. Benim ellerim onun saçlarında. Yavaşça okşuyorum. Resmen kız tadımı çıkarıyor. Sonra, amıma gelmeye yakın, tekrar dudaklarıma yapışıyor. Daha iştahlı bu sefer. Sanırım amcığım onu iştahlandırıyor. Öpüyor uzun uzun. Ve bir parmağını amcığıma sokuyor. “Ah!” diye bir ses geliyor benden. Gülümsüyor. Benim gözlerime bakarak, ittiriyor bir parmağını içime. “Çok sıcaksın sevgilim!” diyor. Hızlanıyor parmağı. Tırnakları biraz acıtıyor, ama çok güzel parmaklıyor içimi. O parmakladıkça benim gözlerim kayıyor. “Geniş aşkım amın...” diyor. “Öyle, doğum, yarak... Her şey genişletti...” diyorum. Gülümsüyor tekrar. Çok tatlı gülümsüyor ya!


Yavaşça ikinci parmağı giriyor amcığıma. Benim inlemelerim çoğalıyor. “Fazla inleme birtanem, biri duyar!” diyor. Ve pencereyi kapatıyor. Şimdi daha rahatız. Perdeyi de çekiyor. Biz bu zamana kadar perde açık mı sevişmişiz? Aldığım zevkten farkında bile değilim. Pelin’in uzun parmakları benim amımı yara yara giriyor. “Ahhh! Pelin! Süpersin aşkım!” diyorum. Pelin tekrar dudaklarıma yapışıyor. Yavaşça kasılmaya başlıyorum. “Birşeyler geliyor demek...” diyor, eğilip klitorisimi ağzına alıyor. “Ahhh! Pelinnnn!” diyerek, tüm sularımı Pelin’in ağzına bırakıyorum. Pelin neye uğradığını şaşırıyor. “O neydi yaa!” diyor. “Boşaldın mı, yoksa işedin mi aşkım?” diyor. Ben zevkten sesim titreyerek, “Bo.. Boşş. Boşaldımmm!” diyorum. “Hiç böyle boşalan bir kadınla sevişmemiştim! Pornolarda olur zannederdim!” diyor. Ben yığılıyorum yatağa. Amım halen kasılıyor. Orgazmdan sonra hala belim kalkıp iniyor.


Pelin, vıcık vıcık amımı dilemeye başlıyor. Sonra kalkıyor yerinden. Bir selpak alıp, tertemiz yapıyor amımı. Ben ise kendimi tamamen ona bırakmışım. Sonra, elini kullanarak ayırıyor amımın dudaklarını. “Çok kabarık. Çok etli. Çok güzel!” diyor. Ve arasını dilemeye başlıyor. O diledikçe, memelerimi sıkıyorum. İki parmağını birleştiriyor. Beni hafifçe pozisyona getiriyor. Ve içime sokuyor. Daha derine ulaşmak istiyor. Öyle bir noktaya geliyor ki Pelin, çok çok farklı bir his bürüyor bedenimi. Ateşler basıyor. İçimden zevkten bağırmak geliyor. Bağırıyorum. “Harikasınnnnnn!” diyorum. Pelin’in parmaklarının ilk boğumdan kıvrıldığını hissediyorum. Ve bu sefer daha gürül gürül, boşalıyorum...


Pelin gene selpakla siliyor amımı. “Ne yaptın sen yaa?” diyorum. “G-Noktası tatlım. Oraya ulaşmak zor oldu...” diyor benim göbeğimi öperken. Ben biraz toparlanıyorum. Halen zangır zangır titriyorum aslında. Pelin gülümsüyor. “Ara verelim istersen?” diyor. Kalkıyor. Ben yatakta yığılmış bir halde yatıyorum. Sonra geliyor tekrar. Elinde bir sigara. “Toparlanabildin mi?” diyor. Ağzındaki sigarayı alıyorum. “O kadar yarak yedim. Her yerde sikildim. Ama böyle orgazm olmadım!” diyorum. Gülümsüyor. Ona, “Benim bu orgazm karşılığında sana teşekkür etmem gerekli!” diyorum. Yarım sigarayı söndürüyorum. Ve altıma yatıyor Pelin...


Ben de Pelin’in vücudunu okşuyorum önce. “Müthiş bir vücudun var. Manken olmayı düşündün mü hiç?” diyorum. “Aşkım, benim adım Pelin değil! Ayfer!” diyor. O da Nickname takılanlardan. “Tamam balım. Hiç düşündün mü?” diyorum. “Hayır.” diyor. Yavaşça memelerine yumuluyorum. O kadar güzel ki tadı. Fındık kadar ucu, sanki silikon takılmışcasına dik memeleri benim çok ilgimi çekiyor. “Nasıl bu kadar güzel olabiliyorlar?” diyorum. “Her banyodan sonra soğuk suyla masaj yapıyorum. Bence sen de denemelisin!” diyor. “Evet Ruslar haklıymış. Soğuk su gerçekten çok güzel yapıyor vücudu!” diyorum. Gerçektende öyle.


Ayfer’in memelerini ısırmaya başlıyorum. Yavaşça dişliyorum uçlarını. Şimdi, onun elleri benim saçlarımda. Yavaşça memelerinin ikisini de birleştiriyorum. Ayfer, kafası geride, yalanmanın tadını çıkarıyor. Hafifçe iniyorum aşağılara. Aynısını yapıyor ve amına geliyorum. Amı çok güzel. Pespembe. Dışı da öyle. Benim zamanla deforme olmuş amım gibi değil. Yavaşça küçük dudakları emmeye başlıyorum. Ayfer bir inliyor ki... Öyle içten bir inleme olamaz. Ayırıyorum amını. Klitorisi benimkinden daha küçük. Önce onu ağzımın içine hapsediyorum. Uzun uzun emiyorum. O klitoral orgazma alışmış anlaşılan. Zaten evli olmayan kadınlar vajinal orgazma daha geç ulaşıyorlar. Benim klitorisini uyarmam sonucu, Ayfer’in ağlar gibi inleyerek boşalması bir oluyor. Gözle görülür bir sıvı boşalması olmuyor. Ama deli gibi karın kasları kasılıyor. Bir ben fışkırarak boşalıyorum herhalde...


Yavaşça amının sularını yalıyorum. Ve elimi memelerine atıyorum. O da yığılıyor yatağa... Tekrar memelerini yalamaya başlıyorum. Bir parmağımı sokuyorum amına. Gerçekten çok dar. Hatta fazla dar. “Çok dar aşkım amcığın!” diyorum. “Öyle meleğim...” diyor. Ben de G-Noktası denen yeri bulmak için içinde gezintiye çıkıyorum. Ve aşırı uyarıldığı noktayı bulup, oraya baskı yapmaya başlamam sonucu, elime boşalması bir oluyor. O da yatakta inip kalkıyor. “Ahhh! Ihhhh! Günseli! Harikasın! Ahhh! Parmakla beni! Parmaklarınla siik! Ahhh!” diyerek getiriyor sularını. Boşalması bitince, selpakla temizliyorum amını. Ve ben de, yatıyorum onun yanına...


Sonraki Bölüm...

Sikilmeden Geçen Günlerimin Acısını Çıkarıyorum! (7. Bölüm)

 (Bu hikaye daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır.Önceki bölümlere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.)

 
 
Sikilmeden Geçen Günlerimin Acısını Çıkarıyorum
Bölüm 7


Arda o günden sonra bir daha görünmüyor gözüme. Birkaç haftam seksten uzak geçiyor. Fatih yurt dışında, işten dolayı. Azıyorum bazen. Azdığımda da Chate giriyorum, fantazilerle boşalıyorum. Bazen de kendimi parmaklıyorum. Neden bu kadar azgın olduğumu bilmiyorum. Ama resmen yarak delisi oluyorum. Hatta bazen, orospuluğa geri mi dönsem diye düşünüyorum. Ama yapmıyorum böyle bir şeyi. Bodrum'da Alev’le yaşadığım Lezbiyen seks geliyor aklıma. Kadın kadına seks de ilgimi çekmişti, sanırım adım adım Biseksüelliğe doğru yol alıyorum. Chatte nadiren tanıştığım Lezbiyenlerle konuşuyorum, Webcam açıyoruz birbirimize. Gençten bir kızla tanışıyorum. Adı Pelin. 26 yaşında. Küçüklüğünden beri hiç erkeklerden hoşlanmamış. Hep Lezbiyenmiş. Konuşuyoruz. Kız-Kıza olunca çok daha rahat oluyorum. Buluşma teklifi ediyor bana. Kabul ediyorum.


Kadıköy’de, rıhtımda bir kafede buluşuyoruz. Kız çok güzel. Uzun boylu, sarışın. Çok büyük memeleri var. Masmavi gözleri (ki sonradan lens olduğunu anlıyorum). Çok, çok güzel. Kanım ısınıyor kıza. Bir iki kere Lezbiyen ilişkisi olmuş. Hatta birkaç ay, bir kızla sevgili olmuşlar. Çok ilgimi çekiyor bu. Ama ben ondan yaşça büyüğüm. Biraz oturuyoruz, kahve içiyoruz. Sonra kalkıyoruz, vapurla karşıya geçiyoruz. Anlatmaya başlıyor Pelin. Aslen Anadolu’nun bir şehrindeymiş. Küçük bir yerde yaşıyormuş. Pelin, 16 yaşına geldiğinde evlendirmek istemişler. Kabul etmemiş. O zamanlar anlamış farklı olduğunu...


“Erkeklere gram ilgi duymuyordum hiç Günseli. Hep kadınlara. Ağda partileri olurdu, kadınlar toplaşır, alırdık kıllarımızı. Bazen bizden büyük kadınlar oldu, anlatırlardı ballandıra ballandıra kocalarının nasıl siktiklerini. Kızlar da dinlerdi. Hepsi azgındı, ben hariç. Ağda yaparken, benim gözüm hep amlarındaydı. İzlerdim onları. İçim giderdi... Benim çok yakın bir arkadaşım vardı Selda diye. Esmer, güzel bir kız. Onunlaydım hep. Bazen onunla ormana piknik yapmaya giderdik. Çok tatlı kızdı. Birgün, dayanamadım söyledim Lezbiyen olduğumu. Çok şaşırdı. Hemen kesti arkadaşlığını. Bizim oralarda kabul görür mü böyle şeyler? Görmez! Neyse, yalnız kaldım iyice... Bir gün, ormana gittim gene yalnız başıma. Ne işim varsa! Gezerken 2 erkek yanıma geldi. Ne olup ne bittiğini anlamadan, oracıkta önce bir güzel dövdüler. Kendimden geçtim. Ayıldığımda bacaklarımdan kanlar sızıyordu. (Lezbiyensin demek, seni siken yok be güzelim, ondan bilmiyorsun yarağın tadını!) diye saatlerce siktiler beni... Bir ay evden çıkamadım. Kurtulmak istedim o iğrenç kasabadan. Kurtuluş için okumam gerekti. O ara çıktı görücü talibim. Direndim, çalıştım, gizli gizli sınava girdim. Ve geldim buraya. Ailem reddetti beni. Ama Lezbiyen olduğumu bilmiyorlar. Okumak istedim diye reddettiler. Ve buradayım işte... Bir dönem normal olmayı denedim. Ama istemedim. Erkek sevgililerim oldu, bazılarına verdim. Çok zevk aldım, bu doğru. Ama benim istediğim erkekler değildi. Yani anlatmak istediğim şu, ben kızlardan çok hoşlandım. Bir dönem Avrupa’ya gittim, başarı bursuyla. İlk Lezbiyen ilişkim orada oldu. Alman bir kızdı. Çok güzel, şahane bir kız. Birkaç ay Lezbiyen ilişki yaşadık. Sonra beni bir erkekle aldattı!” diyordu Pelin.


O anlattıkça hayretler içinde kalıyordum. “Bak Pelin, sen çok güzel, akıllı bir kızsın. Ben sadece bir kez yaşadım Lezbiyenliği. Çok güzel, farklı bir his. Benden istediğin ne bilmiyorum. Ama eğer bir ilişki düşünüyorsan, benden olsa olsa en fazla Biseksüel olur. Yani erkeklerle yapmayı çok seviyorum. Senin istediğin gibi tam bir Lezbiyen bir ilişki yaşayamam!” dedim. “Biliyorum birtanem. Benim için sorun olmaz, istediğin erkekle birlikte olabilirsin, eğer ilişkimiz olursa...” dedi. Rahatlamıştım. Ve ardından bana çıkma teklifi etti. İlk kez bir kadından çıkma teklifi alıyordum. Kabul ettim. Sevinçle elimi tuttu. Sonra vapura bindik, karşıya geçtik tekrar. “Seni bir daha ne zaman görebilirim Günseli?” deyince, “Bilmiyorum, ama en kısa zamanda!” dedim. Artık Lezbiyen bir sevgilim vardı...


Eve gitmek için atlıyorum taksiye. İniyorum taksiden. Apartmanın kapısını açar açmaz, bir el kapatıyor ağzımı. Ne oluyor ya demeye kalmadan, asansöre doğru sürükleniyorum. Halen görmüyorum kimin olduğunu. Korkuyorum. Kurtulmak için debeleniyorum, ama nafile. Asansörün kapısı açılınca, asansörün içindeki aynadan bunun Arda olduğunu görüyorum. Biraz korkum geçiyor. Halen eli ağzımda, bırakmıyor. Kalorifer dairesine giriyoruz. Ve 3 genç erkeğin arasına atılıyorum. Bizim mahalleden gençler. Tanıyorum hepsini, ama isimlerini bilmiyorum. Hemen arkama dönüyorum, Arda'ya, “Ne yapıyorsun sen orospu çocuğu!” diye vuruyorum. Arda, “Kapa çeneni. Azdır azdır, sonra bir daha verme! Öyle iş yok orospu! Kuduruyoruz lan senin için!” diye ellerimi tutuyor. Ne olacağını az çok tahmin edebiliyorum. “Ne istediğimizi biliyorsun! İtiraz etme sakın!” diyor Arda. Hemen susuyorum.


Ve eski bir masaya domaltılıyorum. Bu masa da nereden çıktı? En son Arda'yla buraya indiğimizde yoktu? Arkamdan kot pantolonum yırtılırcasına indiriliyor. Önümdeki 3 genç çoktan çıkarmış yaraklarını. Külodum indiriliyor. Arda popoma bir tokat atıyor. İster istemez bir 'Ahhh!' çıkıyor ağzımdan. “Bağırma kaltak, bağırma!” diyor ve geçiyor arkama. İndiriyor pantolonunu. Ve yavaşça amcığıma sokuyor yarağını. Diğer gençler ise sıvazlıyorlar siklerini. Biri ağzıma uzatıyor sikini, “Al ağzına orospu!” diyor. Hemen alıyorum ağzıma. Yavaşça sikinin kafasını yalamaya başlıyorum. Arkamda Arda amımı sikiyor, önümde hiç tanımadığım birinin kıllı siki. Emiyorum, iyice büyüyor. Arda amcığımı yara yara sokuyor, amım aldığım zevkten sulanmaya başlıyor. Arda, “Bu orospunun en çok nesini seviyorum biliyor musunuz...” diyor arkadaşlarına, “Sulu amını! Fırın gibi sıcak, yanıyor valla!” diyor, pompalamaya devam ediyor. Ağzımdaki yaraktan sesim çıkmıyor bile.


Sonra ağzımdaki yarak çıkıyor. Arda amımdan çıkıp, yarağını sıvazlayarak öne geliyor. Ağzıma veriyor. Biri soruyor, “Ulan çok seksi bu orospu, nereden buldun bunu ya?” diyor. “Bizim Buğra'nın annesi! Ohhhh!” diyor, ağzıma boşaltıyor döllerini. Amım boş kalmış. Hiç sesim çıkmıyor, emmeye devam ediyorum. İnanılmaz zevk alıyorum ama. Ve arkama biri geçiyor. Yarak amıma giriyor. Çok büyük değil ama. Sokuyor, o soktukça memelerim sallanıyor. Ağzımdaki iri sike daha çok yumuluyorum. Daha iştahlı emiyorum Arda’nın sikini. Ağzımdaki döller sızıyor yanaklarımdan. Sonra Arda çekiliyor. Başka bir kıllı sik giriyor ağzıma. Onu da iştahlı iştahlı emiyorum. Arkamdaki hızlanıyor, hızlanıyor ve amımdan çıkarıp sikini, fışkırtıyor belime döllerini. Üstümdeki tişört sıyrılmış zaten.


Ben daha fazla dayanamıyorum, boşalmaya başlıyorum. Her boşalmamda olduğu gibi, dizlerim vücudumu daha fazla taşımıyor. Çöküyorum aşağı. Her yerim deli gibi titriyor. Biraz toparlanıyorum. Toparlanmaya çalışırken, altımdaki masa altımdan kayıyor. Yüzükoyun kapaklanıyorum yere. “Kalk orospu, kalk!” diyor Arda. Hafifçe dizlerimin üstünde doğruluyorum. Diğerleri de yere diz çöküyor. Şimdi elimde iki yarak, biri Arda’nınki. Amımda bir yarak. Deli gibi sikiliyorum. Ohhhh! Harika sikiyorlar beni. Ağzımdan yarağı çıkarıyorum. Birine bakarak, “Ihhhh!” diye inliyorum. Sonra tekrar ağzıma sokuyorum.


Arkamdaki yarak iyice hızlanıyor. Bir önceki boşalan yarağın döllerine karışıyor onun da tohumları sırtımda. Arkam sanırım bembeyaz olmuştur döllerden. Sonra yavaşça doğruluyorum. Boşalmayan biri var sadece. Şimdi o geçiyor arkama, sokuyor amıma. En küçük sikli o. Fazla uzun sürmüyor. Ve o da boşaltıyor döllerini sırtıma. Biri, “Tebrikler kanka, sen de milli oldun!” diyor. Kalkıyorlar ayağa. Ben halen dört ayak üstünde, köpek gibi bekliyorum. Arda, “Ayağa kalk orospu!” diyor. Kalkıyorum. Kalkmamla duvara yapıştırılmam bir oluyor. Yüzüm onlara dönük. Tişörtümü yırtıyorlar. Delirmiş gibi memelerime saldırıyorlar. Isırıyorlar, sömürüyorlar. Sanki açlıklarını doyuruyorlar.


Sonra yüzüm duvara çevriliyor. Hemen arkama geçiyor en küçük sikli olan. Belimi iyice bastırıyor. Ayırıyor götümün yanaklarını, sikini göt deliğime hizalıyor. Ve giriyor götüme. Arda, “Amındaki suyu al, rahat girer!” diyor. Çıkarıyor yarağını. Biraz amıma sürüyor. Ben gene orgazma yaklaşıyorum. Yavaşça götüme sokuyor. Şlop! diye kayıyor yarağı götüme. Götümde gidip gelmeye başlıyor. Hızlanıyor. Götümü yırtarcasına sikiyor, kudurmuş gibi. Bana ise sadece sessiz sessiz inlemek kalıyor. “Ohhh! Sikin beni! Dağıtın! Ahhh! Çok güzel!” sesleriyle geliyor şelale gibi sularım. Gülüyorlar. “Kadınlar böyle mi boşalıyor lan?” diyor biri. Sularım yere akıyor. Fışkırıyor resmen. Durmuyor, geldikçe geliyor. Sonra götümün içine boşalıyor beni siken.


“Gerizekalı mısın oğlum? Niye içine boşalıyorsun, sikilmez ki şimdi bu göt ya!” diyor biri. Biri gülüyor, “Valla ben sikerim!” diyor, geçiyor arkama, geçiriyor yarağını götüme. “Ohhh!” diye inliyorum. Piston gibi giriyor götüme. Hızlı hızlı, sert sert sikiyor. “Vıcık vıcık yaa! Ohhh!” diye inliyor. Ben de boş durmuyorum tabi. Elim amıma gidiyor. Okşuyorum, kudurmuş gibi. Ve o da boşalıyor götüme. İkisinin de demin şaha kalkmış sikleri, sönüyor, ufacık oluyor. İki kişi kalıyor, Arda ve diğeri. Arda, “Ben sikmem bu götü yaa!” diyor. Eline alıyor külodumu, fırlatıyor suratıma, diğerine dönüyor, “Hadi çıkalım!” diyor. Çıkıyorlar. Benim elimde külodum, kalıyorum öyle. Halen döller, sular sızıyor bacaklarımdan. Götüm öyle bir kayganlaşmış ki, elimi atıyorum. Yarım Litre döl çıkmıştır herhalde. Yavaşça giyiniyorum. Ve çıkıyorum oradan...

Hemen eve çıkıyorum, duşa giriyorum. Deliklerime gene su tutuyorum. Yorgunluktan ölmüşüm, halen titriyorum. Sekste yaşamadığım bir şey kaldı mı? Satın alındım, Orospu oldum, Lezbiyen oldum, grupça sikildim... Tüm bunlar beynimi işgal ediyor. Çıkıyorum banyodan. Halen sızlıyor amcığım. Bir bira açıyorum. Ve gene, 6'lı bira paketi bitiyor. Odama geçiyorum, sızıyorum... 

Sonraki Bölüm...