(062) Oyun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
(062) Oyun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Oyun

OYUN

(Merhaba evet uzun bir ara oldu. Epostalarınız için teşekkürler. aşağıda yeni bir hikayem var. Umarım beğenirsiniz. xox)

Bölüm 1 Bar


Alp birasından bir yudum alarak kalabalığı süzdü. Tüm kalabalığı oluşturan her bir kişiyi tek tekr incelemişti. Bara sadece 10 adım kala kalabalığın içerisinde duruyordu. İşte orada idi. Beyaz bluzu, siyah eteği ile barda oturuyordu. 

160 boyunda uzun güzel bacakları ve sarı saçları ile hayallerindeki kadın. 

 

Etrafında bir çok erkek olmasına rağmen özellikle uzun boylu bir erkeğin devamlı ilgisi ve konuşma çabası dikkat çekiyordu. Yunanlılara benzeyen siyah saçlı ve kaslı vücudu olan birisiydi.

 

Adam konuşurken elini sandalyenin arkasına koyuyordu. Sarışın kadın bunu fark etmiş miydi. Bilmiyorum ama eli konuşurken kadına giderek yaklaşıyordu. Adamın eli şu anda kızın bluzu ile eteği arasında sandalyenin arkasında duruyordu.

 

Adam bir anda elini kızın arkasından çekerek bara yaslandı. Artık kızın tam önünde duruyordu. Kısa eteğin kapatamadığı bacaklar bar taburesinin üzerinde olabildiğince meydan da idi. Bara gelip gidenlerin itmeleri adam ile kızın daha yakınlaşmasına neden oluyordu. 

Ortam gürültülü ve kalabalıktı. 

Adam kız ile konuşurken eğilerek elini kızın dizine koymuştu. Kız bundan rahatsız olmuş görünmüyor idi. Sonrasında adam, elini yavaşça yukarı doğru kaydırmaya başlamıştı.

 

Al,p kızın gözlerinde alarm sinyallerini görünce kalabalığı yararak adam ile kızın arasına girmişti.


“Sonunda buldum seni Seray”


Adam ne olduğunu anlamamıştı.


“Sende kimsin?”


“Ben onun kocasıyım” Dedi beni göstererek.


“Bana kocasının geç saatlere kadar çalışacağını söylemişti” dedi adam


“Yalan söyleme ikimizde demediğini biliyoruz. Şimdi istersen karımın yanında uzaklaş”


Alp ile daha fazla durmadan bardan ayrılmamız gerektiğini düşündüm. 


Kalabalığın arasından geçerken ikimiz de heyecanlıydık.




“ Bu sefer harikaydı” dedim terli bir şekilde yatakta sırt üstü yatarken. Az önce deli gibi sevişmiştik.

 

“Aşkım, bu sefer müdahale için çok bekledin neredeyse kavga edecektiniz?”

 

“Peki sence güzel miydim?” diye ekledim.


“Harikaydın Seray. Ellerini  sana yaklaştırıp sana dokunduğunda inanılmaz seksi görünüyordun. Hatta bir ara elleri bacaklarında ilerlerken bacaklarını açarak eteğin altına elini sokmasına izin vereceğini düşündüm.”


“Nasıl yani? Herkesin önünde bunu yapabileceğini mi düşündün?” dedim gözlerimi açarak.


“Bilmiyorum belki daha az kalabalık bir köşede olabilirdi”


“Peki ya kurallar. Yanlış hatırlamıyorsam sadece elbise üzerinden ellemelerine izin verecektim. Yoksa kurallarda esneklik mi var?” Dedim gülerek


“Belkide bazen kuralları esnetebiliriz?” demişti Alp.


Daha yeni seks yapmış olmalarına rağmen tüm bu konuşulanlar ve olayları yeniden yaşamak Alp’ın sertleşmesine neden olmuştu. 


Ben ise bunu çoktan fark etmiş ve yavaşça aşağıya kaymıştım bile.....




Bölüm 2 Komşular



Alp kendine başka bir içki doldurup kalabalığın ne zaman dağılacağını düşünüyordu. 


Partilerini severdi ama bu akşam bir an önce Seray ile bara giderek yeni bir oyun oynamayı istiyordu. 


Sonunda kalabalıkta karısını görmüştü. 


Görünen o ki, Seray Cemal ile oldukça keyifli bir sohbetin içerisindeydi. Çok geçmeden Buse de onlara katıldı. Buse Cemal’in karısıydı ve Seray’ı pek sevdiği söylenemezdi. Seray’ı kıskandığını hemen anlayabiliyordunuz.  Aslında Seray ve Buse kendi sosyal grupları içerisinde en dikkat çekici iki kadındı. Seray sarışın uzun ve güzel bacaklı ve zayıf iken, Buse siyah saçlı ve Seray’dan daha uzundu. Bacakları Seray’a göre biraz daha ince ve baldırları daha az dolgun olmasına rağmen topuklu giydiğinde seksi görüyordu. Buse’nin hatları Seray’a kıyasla biraz daha kıvrımlı idi. Tabii ki Buse’in göğüslerini unutmamak gerekiyordu. Seray’a kıyasla oldukça büyüktüler üstelik Buse onları sergilemekten genellikle çok hoşlanıyor gibiydi.


Kalabalık azalmaya başlarken Alp gitmelerini söylemek için karısına bakındı. İleride bir arkadaşları ile konuştuklarını görmüştü. Yavaşça arkalarından yaklaşırken onu fark etmemişlerdi bile. Konuşulanları duyacak kadar yaklaşmıştı ama duyduğu bir şey duraksamasına neden olmuştu.


“Seray ağzının suyu akıyor” dedi Sibel Seray’e şakayla karışık bir ses tonu ile


“Ne? Ne alaka.”


“Nereye baktığını görüyorum Seray” dedi Sibel gülerek. Alp konuşmanın ne hakkında olduğunu merak etmişti. Köşeye geçerek dinlemeye başlamıştı bile.


“Buse çok şanslı. Her gece Cemal ile yatağa giden sadece o var aramızda” dedi Sibel


“Buse’in beni çok sevdiğini sanmıyorum” dedi Seray


“Onu suçlama sonuçta eğer benim kocamla da Cemal’le yaptığın kadar sık flört etmiş olsaydın bende seni sevmezdim”


“Cemal ile flört etmiyorum”


“Bunu bana söyleme bari Seray. Cemal ile ilk tanıştığın günden itibaren onun içine düşeceksin”


“Ben evli bir kadınım ve kimseyle flört etmiyorum Sibel” dedi Seray gülerek.


“Seni suçlamıyorum ben de Cemal’i beğeniyorum. Baksana gayet yakışıklı” demişti Sibel gülümseyerek


“Evet Adonis gibi”


“Ayrıca biliyormusun aleti de oldukça büyükmüş” dedi Sibel sesini alçaltarak


“Yok artık bunu nasıl biliyorsun” dedi Seray şaşırarak


“Buse bir gün içerken söylemişti. Bununla gurur duyuyor gibiydi”


Seray duraksayarak gözlerini Cemal’in bacaklarının arasına dikmişti.


“Görünen o ki o pantolonunu oldukça dolduruyor”


Alp duydukları karşısında azmıştı. Planladığı oyunlara Cemal’i dahil edebilir miydi? 


Bir anda Cemal’in Seray ile sevişmelerini hayal etmişti. Cemal’in acımasızca Seray ile seks yapması düşüncesi.



Düşüncesi bile sertleşmesine yetmişti....




Bölüm 3 Başka Bir Bar


Seray içkisinden büyük yudum daha almıştı.


 Bu oyun onu daima heyecanlandırıyordu. Alp bu şekilde tek başına barda oturmanın ne kadar sıkıcı ve huzursuzluk verici olduğunu bilmiyordu. Evet etrafındaki tüm erkeklerin merkezinde olmanın tüm bu erkeklerin onu elde edebilmeyi düşündüğünü bilmek, onu ayakta tutan bir nevi afrodizyak gibiydi. Kötü olan bu hissin giderek bağımlılık yapmaya başlamasıydı. İlk başlarda ayda bir defa daha sonra 2 şimdi ise hemen hemen her hafta sonu bu oyunu oynuyorlardı.


Bunu ne kadar daha sürdüreceklerdi. 


Bilmiyordu. 


Fakat giderek sıkıcı ve rutinleşen evlilikleri bir anda heyecanlı bir hal almıştı. Artık daha ateşli sevişiyorlar, birbirlerine daha çok şey anlatıyorlardı. Aralarında aslında daha önce olduğunu dahi düşünmediği bariyerlerin artık kalktığını giderek birbirlerine daha fazla güvendiklerini hissediyordu.


Kalabalığı tekrar kontrol etti. Yine Alp’ı görememişti. Kocası bu kalabalıklarda kaybolmak konusunda uzmanlaşmıştı.

 

Birden aklına geçen hafta partideki Cemal ve Sibel ile konuşmaları geldi. O akşam Cemal ile ilgili konuşurken şu an hissettiği gibi azmıştı. Bacak arasındaki sıcaklığın arttığı ve ıslandığını hatırladı. Şu an bile o akşamı düşünmek göğüs uçlarını sertleştirmişti.


Bu akşam Alp sütyen takmasına izin vermemişti. Akşam hazırlanırken Alp bu akşam sütyen istemediğini söylemişti. Daha önce sütyensiz dışarı çıkmamıştı. Göğüsleri hala dik  durabiliyordu. Fakat yine de tuhaf gelmişti. Belki giydikleri nedeniyle göğüs uçlarının sertleşmesi dışarıdan belli olmasından utanıyordum. Eğer biri ile dans edersem mutlaka anlaşılacaktı. Bunun düşüncesi bacak aramdaki o bildik kıpırdanmayı geri getirmişti.


Bir çok erkek etrafımda benimle konuşabilmek için dolanıyordu. Aralarında bir kaçı dans etmeyi de teklif etmişti. Hepsini şu an için nazikçe geri çevirmişti.


Kalabalığın içinde birinin bara yaklaştığını gördüm. Cemal’e benzeyen bir fizikte ve oldukça yakışıklı birisi... 


Dikkatlice adamı süzerken bir anda gözlerimiz buluştu. Utanmıştım. Hemen bakışlarımı kaçırarak martini bardağına bakmaya başladım.

İçkisi de bitmişti. Barmene kadehi salladım. Barmen yeni bir martiniyi bara koyarken çantamdan para çıkartıyordum. Kafamı kaldırdığında biraz önceki adamın hemen yanı başımda olduğunu fark ettim.


“Bu seferki benden olsun lütfen” dedi

 

“Merhaba, benim adım Kemal” diye eklemişti elini uzatarak.


“İçki için teşekkürler” Kemal gözlerini üzerimde dolaştırıyordu. Sertleşmiş göğüs uçlarımı görüyor muydu acaba.

 

Slow müzik başladığında Kemal elimi tutarak dansa kaldırdı. Aslında çok fazla dans etmek istemiyordum. Diğer bir yandan da merak duygusu içimi kemiriyordu. İçkimi fondip yaparak piste doğru kalktım. Piste ulaşır ulaşmaz Kemal elleri ile belimi sarmıştı bile. Heyecan ve gerginlik alkolün etkisini arttırmıştı. Şimdi vücutlarımız birbirine yapışmış pistte yavaşça dans ediyorduk. Kemal’in kaslarını ince tişörtü üzerinden hissedebiliyordum. Müzik biterek hızlandığında ister istemez ayrıldık.


“Dans için teşekkürler. Sanırım artık gitmeliyim” dedim.


“Hadi ama biraz daha kalabilirsin” dedi Kemal yüzünü bana yaklaştırarak. 

 

Bir anda Kemal dudaklarıma saldırdı. Kemal’in dili ağzımda dolanıyorken kafamda binlerce düşünce birbirini kovalıyordu. 


Acaba kocam şu anda bizi izliyor olabilir mi? 


Acaba çok ileri mi gidiyoruz? 


Kocam oyunun sınırlarını genişletebiliriz derken bunu düşünmüş müydü? 


Eğer kocam bizi izliyorsa ve müdahale etmiyorsa demek ki devam edebilir miydim?



Kemal’in dili ağzımın içerisindeki her bir noktaya temas ederken bu durumdan giderek hoşlandığımı fark ediyordum. Yabancı biri ile barın karanlık bir köşesinde öpüşüyordum. Kemal’in giderek azmaya başladığını hissedebiliyordum. Dudaklarımı bırakmadan sırtımı duvara yaslayarak kollarımı başımın üzerinde tek eliyle tutmuştu. Kendimi tamamen savunmasız ve teslim olmuş hissediyordum. Diğer elini göğüslerime indirmiş olduğunu avuçladığı anda anlamıştım. Zaten hassaslaşan uçları Kemal’in dokunuşları ile titrememe yol açıyordu. Kemal bir elimi serbest bırakarak elimi pantolonun önüne getirdi.

 

“Bak bana ne yaptığını görüyor musun?” dedi elimi önündeki kabarıklığa bastırarak. 


Elime gelen sert yarrağı iyice kendimden geçmeme neden olmuştu. 

 

“Acaba kocam, Kemal’e mastürbasyon yapmama izin verir miydi?”

 

Pantolonun önündeki kabarıklık okşadıkça artıyordu. Bayağı büyük bir yarağı olmalıydı. Bir anda Kemal’in elini çıplak göğüslerimin üzerinde hissettim. Durum giderek ciddileşiyordu. Kemal beni burada sikmeyi planlıyordu. Kemal dudaklarımı bırakarak göğüslerime eğildi. Şimdi ise, göğüslerimi emerken diğer eliyle de külotumu indirmişti. Amımın üzerinde bana mastürbasyon yapıyordu. Klitorisime dokunması ile bacaklarımın titrediğini hissediyordum. Artık ya durduracak yada devam edecektim. Beynimin bir kısmı devam etmek için yalvarırken diğer kısım durmamı söylüyordu.


“Kemal durmamız lazım” diyebildim zevkten inildeyerek. Fakat Kemal hiç duracakmış gibi değildi. Beni duymamış gibi amımı okşamaya ve göğüslerimi emmeye devam ediyordu.


Bir anda Kemal’i iterek külotumu yukarı çektim. Artık durmalıydım. 

Arkama bakmadan koşarak bardan ayrıldım. Tek istediğim kocamla seks yapmaktı artık.  


 Bölüm 4 Leyla ile yemek


Soğuk çayımdan bir yudum aldım. Leyla’yı beklerken yaşadıklarımı düşünmeye başladım. 


Alp ile oyuna devam ediyorlardı. Fakat oyun kuralları giderek esnemeye başlamıştı. Alp daha ileri gitmesini teşvik ediyordu. Acaba bunu sadece onu sınamak için mi yapıyordu. Yoksa gerçekten onu başkası ile görmek hoşuna mı gidiyordu. Seks hayatlarını renklendirdikleri kesindi. Her sevişmelerinde Alp kendisine diğer erkekleri tahrik ederken neler hissettiğini soruyordu. Yaşadıklarını anlatırken Alp ona mastürbasyon yapıyordu. Alp eskisinden daha sık sevişmek istiyordu. Yatak oyunları daha gelişiyor ve daha şiddetli orgazm yaşıyorlardı. Seray boşalırken başkasını düşünmeye de başlamıştı. Bundan dolayı suçluluk duyuyordum. Gerçek olan ise bundan içten içe zevk aldığım idi. 


Oyunların kuralları değişiyordu. Bu değişim beni korkutsa dahi heyecanlandırıyordu da..


“Kusura bakma geç kaldım” dedi Leyla masaya otururken. Leylanın geldiğini görmemişti. Bir anda irkilmiştim.


“Bil bakalım geçen gün spor salonunun havuzunda kimi gördüm” dedi Leyla


“Kim?”


“Cemal, üzerinde sadece bir mayo vardı. Bilirsin slip tipi mayolardan giymişti. Şeyinin tüm hatlarını sergiliyordu.” Dedi sessizce.


“Şeyi?” derken ne kastediyorsun dedim


“İşte şeyi, penisi, yarrağı” diye ekledi. Masadan bir galeta aldı. Bunun kadar vardı dedi.


“Bu bayağı büyük” dedim gülümseyerek. 


“O şekilde hayal etmiş olabilir misin acaba Leyla”


“Yok daha da büyük olabilir. Davut'un 16 cm civarında çok net karşılaştırmak gerekirse kesinlikle daha büyüktü”


Leyla’nın konuşmalarını hayretle dinliyordum. Hayret ve belki de biraz kıskançlıkla. Kocamı karşılaştırma ihtiyacı hissetmiyordum. Eğer karşılaştırırsam Davut’dan da  küçük olduğunu söylebilirdim.


Konuşmalarımız sonrasında günlük işlere kaymıştı. Kısa süre sonra gerçekleşecek arkadaşımızın düğünü üzerine konuştuk.


Leyla ile ayrılırken halen aklımda Cemal’in mayolu hayali vardı.


Bölüm 5 Düğün


Alp ile beraber arkadaşımızın düğününe gitmek için hazırlanıyorduk. Makyajımı bitirmek üzereyken Alp elinde küçük bir kutu ile içeri girdi.


"Sana küçük bir hediye aldım" dedi. 


Oldukça şaşırmıştım. Kocamın yanağından öperek hızla paketi açtım. Paketin içindeki ince kağıdı kaldırdığımda yumuşak dantelleri ile jartiyerler ve krem rengi çorapları gördüm.


"Teşekkür ederim. Çok güzel görünüyorlar canım"


"Neden bunları giymiyorsun? Biliyorum normalde külotlu çorap giyersin ama bugün bunları deneyebilirsin?"


Evet külotlu çorap tercih ediyordum. Fakat bu jartiyerli çorapları sevmediğimden değildi. Daha çok külotlu çorap giymek daha kolaydı. Diğer yönden de Alp en azından sütyen takmamamı istememişti.


Yol boyunca kocamın eli bacaklarımdan ayrılmamıştı. Arabayı sürerken bir eliyle de jartiyer çorapların bittiği yerlerde bacaklarımı okşuyordu. Arabadan indiğimde ıslanmış hissediyordum. Belki de bu çorapları daha sıklıkla giymek iyi fikir olabilirdi.


Düğün başladığında Alp beni dansa kaldırmıştı. Kulağıma fısıldayarak,


"Bugün herkesin gözü üzerinde, emin ol benden başkalarınında başını döndürüyorsun"


"Kimin mesela?" dedim içkinin etkisi ile gülerek


"Sağındakilerin mesela"


Sağ tarafa baktığımda Cemal ve Buse’yi gördüm.


"Cemal ve Buse'in burada olduğunu fark etmemiştim."

"Biraz geç geldiler. Fakat Cemal geldiği andan itibaren seni süzüyor."


"Delisin sen" dedim gülerek.


"Neden? Geldiğimizden bu zamana sana bakıyor. Belki bunda jartiyerlerin bittiği noktada bacaklarını görmüş olması etkili olabilir"


"Ne! Nasıl?" dedim şaşırarak. " Neden beni uyarmadın?"


"Eteğin malum kısa. Oturup kalkarken ister istemez biraz yukarı sıyrılıyor. Bu da zaten bacaklarının güzelliğini gözler önüne seriyor."


Utanmıştım. 


Alp utandığımı fark edince.


"Aslında önemli değil. Bunlar kısa ve zararsız anılar. Fakat bir çok erkeğin aletinin sertleşmesine neden olduğuna eminim" dedi gülerek.


Benden biraz ayrılıp, çapkınca gülümsemesi ile


"Neden tek başına takılmıyorsun?" diye sordu.


"Nasıl burada mı?" utangaçlığımın yerini şaşırma almıştı.


"Evet. Burası büyük bir yer, duvarlarında güzel sanat eserlerinin asılı olduğu bir çok koridoru var. Kalabalıklardan uzaklaşıp hava da alırsın?"


"Arkadaşlarının olduğu bir yerde oyun oynamamızı mı istiyorsun?" dedim. Alp bana bakıp gülümseyerek


"Evet. Neden şaşırdın ki daha heyecanlı değil mi?"


Cevap verememiştim. 


Alp'in arkadaşlarının bulunduğu bir ortamda oyuna başlamak tehlikeli, cazip ve heyecan vericiydi.


Sessizliğimi kabulleniş olarak algılamıştı Alp. Benden ayrılıp tek başına masamıza dönerek masadaki diğer arkadaşları ile sohbete dalmıştı.


Dans pistinde tek başıma kalmıştım. Orada öylece durmaktansa piste açılan bir koridora yöneldim. 

Acaba Cemal buralarda mıydı? 

Burada olsa ne olacaktı ki sonuçta yanında Buse vardı. 4 kişilik bir erkek grubunun yanından geçerken dördününde bana baktığını hissettim. Bunu hissetmem bile içimdeki kelebekleri hareketlendirmişti.


Koridora girip resimlere daldım. Kısa bir süre sonra arkamdan birinin yaklaştığını hissettim. Cemal olabilir miydi acaba?


"Merhaba, resimleri sever misiniz?" Heyecanla döndüğümde kısa bir hayal kırıklığı yaşamıştım. Cemal değildi. Cemal'in oturduğu masadakilerden birisiydi.


"Aslında güzel olan şeyleri severim. Bu resimlerde çok güzel fakat haklarında çok şey bildiğim söylenemez" 


"Bu mekan bu tür resimler için tam bir hazinedir. Uzun yıllar boyunca biriktirilmiş pek çok kıymetli esere sahiptir. İsterseniz size kısa bir tur attırabilirim. Bu arada ismim Vedat" dedi elini uzatarak. 


Bende elimi uzattım.


"Tabii neden olmasın. Sanıyorum burası hakkında bayağı bir bilginiz var" dedim.


"Buraya bir çok halka açık tur düzenlemiştim." Odaları gezerek ilerlemeye başlamıştık. Vedat devamlı olarak her bir resmin tarihçesini anlatıyordu. Bu arada biten şampanyamı devamlı tazeliyordu. Hafif çakırkeyif olduğumu hissediyordum. Mekanın giderek içerlerine ilerliyor odadan odaya geçiyorduk. Balo salonundan gelen müzik sesleri uzaklaşmaya başlamıştı. Sonuçta kimin umrundayız ki biz bir oyun oynuyorduk ve bu da heyecan veren bir parçası idi.


Farklı bir odaya girdiğimizde arkamdan kapının kapanma sesini duydum. dönüp


"Neden kapıyı kapattın" 


Vedat bana yaklaşarak koluma dokundu.


"Sanırım neden olduğunu biliyorsun"


Kendimi geri çekerek kaçma girişiminde bulundum. Fakat ilk hamlede Vedat kollarımı yakalayarak kendine çekti.


"Vedat dur lütfen ben evliyim." dedim.


"O zaman neden kocamla değilsin de benimlesin" dedi.


 Buna verebileceğim bir çok cevap vardı. Fakat oyun heyecanı, alkolün etkisi ile birleştiğinde hareketlerim yavaşlamıştı ve sağlıklı düşünemez duruma gelmiştim. 


Vedat yaklaşarak beni öpmeye başlamasına engel olamadım veya olmak istemedim. Vedat dudaklarımdan boynumu öpmeye ve emmeye başlamıştı. Yavaşça göğüslerime doğru inmeye başladığı anda eteğimin eteklerinden tutup belime kadar sıyırdı. 


Alarm zilleri çalmaya başlamıştı. Eteğimi aşağıya çekerek uzaklaşmaya çalıştım. O anda Vedat de bana doğru hamle yaptı ve ikimizde arkamızdaki kanepeye doğru düştük. Kanepede Vedat üzerimde eteğim belime kadar sıyrılmış vaziyette yatıyordum. Bir anda Vedat aşağıya kayarak bacaklarımın arasına geçti. Şu anda çoraplarım, jartiyerim ve dantelli külodum gözleri önünde idi.


"Islanmışsın" dedi.


 Evet ıslanmıştım. Halen kaçmaya çalışıyordum. Bacaklarımı kapatmaya çalıştım. Yapamadım çünkü Vedat iki eliyle bacaklarımı açmıştı. Tekme atabilmek için de çok yakındı. Bacağımı çekip kasıklarına tekme atma girişimde bulundum. 


Bacağımı çekip kasığına yaklaştırdığım anda ayağımı yakalayıp kasıklarına bastırdı.


"Ooo evet. tam isteğim gibi." dedi.


 Ne yapacağımı şaşırmıştım. Vedat topuklu ayakkabılarımı çıkarıp ayağımı kasıklarında aşağı yukarı hareket ettirmeye başlamıştı. Diğer eliyle ikinci ayakkabımı da çıkardı. İki ayağımı tek eliyle tutup kasıklarına bastırıp aşağı yukarı hareket ediyordu. Bir anda kafasını yine bacak arama gömdü. Ayrıldığında pantolonun fermuarını açmış yarrağını çıkarmıştı. Yarrağını ayaklarımın arasına yerleştirdi. Vedat in yarrağı artık ayaklarımın arasındaydı. Çoraplarımdan yarrağının sıcaklığını hissediyordum. 

Vedat zevkten çıldırmış gibiydi. Ayaklarımı bırakıp ayağa kalkarak masturbasyon yapmaya başladı. 


Bir iki hareketten sonra


"Ahhgg!!! Evet!!!! Harika!!!! Boşalıyorum" diye inledi. İlk salvo bacaklarıma gelmişti. Spermlerinin sıcaklığını hissedebiliyordum. İkinci salvo daha kalındı ve diz hizama gelmiş ve yavaşça akmaya başlamıştı. Boşalması bitince üzerime yığıldı. 


Nefes nefese kalmıştı. Oldukça iri olduğundan altında zorlukla nefes alıyordum. Hareket edemiyordum. Ellerimi tuttuğundan tamamen savunmasız hissediyordum. Spermleri bacaklarımdan akmaya başlamıştı. Boşaldı artık bitti diye düşünüyordum.


Vedat hiç beklemediğim biçimde boynumu öpmeye başladı. Bir eliyle göğüslerimi sütyenimin üzerinden avuçlamıştı. Ne olduğunu anlamadan bir anda aşağı kayıp sütyenimi çekip çıkardı. Göğüslerime bir iki saniye bakıp yalamaya başladı. Yalarken kısa sürelerde uçlarına ufak ısırıklar konduruyordu. Her bir ısırık vücudumda elektrik akımına neden oluyor gibiydi. Elleri göğüslerimde iken, ağzını bacak aramda hissettim. 


Bu kadar kısa sürede nasıl ereksiyon olabilirdi?


Sol göğsümü bırakıp külodumu yana çekti. Artık amım tamamen ortadaydı.


"Hmm tamamen temiz güzel bir amın var "dedi ve ıslanmış amımı yalamaya başladı. Artık durduramıyordum. Dilini amıma soktukça ıslanıyordum. Her dil darbesi başka bir elektrik akımına neden oluyor gibiydi. 


"Amının tadına bakmak istermisin?" diyerek dudaklarını benimkilere yapıştırdı. Artık kendi ıslaklığımın tadını alabiliyordum. O anda amımın dudaklarının Vedat'in yarrağı tarafından zorlandığını hissettim.


"Lütfen ben evliyim" diyebildim. Bu karşılık


"Ne olacak bende sorun etme " dedi Vedat. 


Zaten kayganlaşan amıma yavaşça girmeye başladı. Durdurmam imkansızdı. Kocam ile evlendiğimde bakireydim. Bugüne kadar Alp dan başka kimse ile de beraber olmamıştım. 


Fakat şimdi Vedat'in yarrağı amımın içine doğru giriyordu.


"Lütfen korunmuyorum Lütfeen" dedim.


"Merak etme ...." dedi Vedat yavaşça içime girmeye devam ederken. Alp'ın yarrağına göre oldukça kalındı. Amımın dudakları yarrağı sararken tüm kalınlığını içimde yaşıyordum. Amım alışkın olmadığı bu yarrağa once direnç gösterse de yavaşça alışmaya başlamıştı. 


Vedat bir iki defa gidip gelmişti ki


Birisi


"NELER OLUYOR BURADA?!!?" diye bağırdı. Sesle beraber Vedat bir anda durdu. İkimizde kapıya baktık. Buse kapıda dikiliyordu.


"Buse kaybol buradan" diye bağırdı Vedat. Buse gülümseyerek,

 

"Bence o pantolununu yukarı çek ve karının yanına git. Kaybolduğundan beri seni arıyor Vedat"


Vedat sinirli biçimde ayağa kalkıp pantolonunu çekti. Kapıdan geçerken oyuncağı elinden alınan çocuk siniri ile Buse’ye bakıyordu.


"Merak etme Vedat karına bir şey söylemeyeceğim" dedi Buse.


Vedat'in gitmesi ile eteğimi aşağıya çekip kanepeden kalktım. Buse hala kapıda dikiliyordu. Yanından geçerken nazikçe koluma girdi. Bacaklarımı gösterip


"Bence o çorapları çıkarmalısın. Bu haliyle oldukça dikkat çekiyor." dedi. 


Utanmıştım. Hızla jartiyerleri çıkarıp çoraplarımı çıkarmıştım bile. Etrafta atacak çöp bulamamıştım. Çorapları saklamak için çantama tıkıştırdım. 


"Buse acaba..."


"Merak etme dudaklarım mühürlü.Kocana bir şey söylemem." 


Buse ile beraber balo salonuna indiğimizde yanımdan ayrılmıştı. Bende Vedat'in spermlerini temizlemek için lavabo aramaya başladım.



Bölüm 6 Otel


Kocam otel odasında minik kamerayı ayarlamak ile meşguldu. Kamera üzerinden bana bakarak.


"Tamam oldu. Bu sayede tüm odayı gizlice izleyebilirim."


Heyecanlıydım, kararsızdım ne yapacağımı tam olarak bilmiyordum. Kocam yanıma gelerek,


"Canım tüm bunları konuştuk. Bunu sadece ilişkiyi renklendirmek için yapıyoruz. Sadece seks. Aşk yok. Üstelik seninde hoşuna gideceğini biliyorum" dedi yanağımdan öperek.


Yataktan kalkıp otelin lobisine inerken Alp yan odaya geçmişti. Birasını açıp biraz sonra yaşanacakları kendi kurduğu kapalı sistem televizyondan izleyecekti. 

Seray ile evlendiğinde bakireydi. Bugüne kadar başka kimse olmamıştı. 


Fakat bugüne kadar...


Biraz sonra diğer odadan kapının açıldığını duydu. Hemen cihazın kayıt tuşuna basarak sesi açtı. Aslında sesi sonuna kadar da açabilirdi. Kulllanmış olduğu kulaklıklar bu amaçla üretilmişti.


Görüntüye önce karısı girdi. Peşinden  30 lu yaşlarda uzun boylu ve yapılı birisi girdi. Seray "Taner" demişti. 

 

Seray biraz heyecanlı görünüyordu. Fakat asansörde veya aşağıdaki barda öpüşmüş olmalıydı. Taner kapıyı kapattıktan sonra dönerek Seray'ın dudaklarına saldırmıştı. Taner kafasını Seray'a bastırırken serbest kalan eliyle karısının sütyenini açmıştı. Seray'ın göğüsleri Taner'in elleri arasındaydı. Göğüs uçlarını sıkarken Seray inlemeye başlamıştı bile. 

 

Taner, karısını yavaşça omuzlarında aşağıya bastırarak diz çöktürmüştü. Bir eliyle fermuarını açarak yarrağını dışarı çıkardı. 


Karısının eline aldığı yarrağın ucunda şeffaf zevk sıvıları çok net görünüyordu. Seray Taner'e masturbasyon yaparken yarrağın başını göğüslerine sürtüyordu. Artık Seray’ın göğüsleri de ışık yansımalarında parlamaya başlamıştı.


Taner eliyle Serayin kafasını tutarak yarrağını dudaklarına bastırmaya başlamıştı. 

 

"Evet aynen bu şekilde emmeni istiyorum" dedi.

 

Karısı bana göre daha büyük ve damarlı yarrağı eliyle okşarken başını dudakları ve diliyle yalıyordu. Taner, Seray'ın başının arkasına kenetlediği elini devamlı bastırıyordu. Birden geri çekilerek yarrağını tutup Seray'ın yüzüne vurmaya başladı.


"Güzel mi? Sende sevdin mi benim tatlı orospum." karısı iyice tahrik olmuş gibiydi.


"Evet, kesinlikle" dedi inleyerek.


"Kocan seninle ilgilenmiyor mu yoksa küçük orospu" yarrağı ile yanağına vururken. 


Seray gözlerini Taner'e dikmiş gelen fiskelerle kendinden geçmeye başlamıştı bile. Taner yarrağını salladıkça küçük şeffaf zevk sıvıları karısının saçına yanaklarına ve göğüslerine akıyordu.


"Benimle fazla ilgilenmiyor." dedi Seray.


"O zaman ben ilgilenirim."dedi Taner Seray'ı kaldırıp yatağa atarken. 


Seray sırt üstü yatarken Taner kıyafetlerini çıkarmaya başlamıştı. Tamamen çıplak kaldığında eğilip Seray'ın dantelli kilodunu çekti. Seray'ın elbisesi beline toplanmış bacakları yataktan sarkmış ve açıkça sikilmeyi bekliyordu. Taner eğilerek Seray'ın dudaklarına saldırdı. Diliyle ağzının içinde geziniyor eliyle göğüslerini okşuyordu. 


"Bekle prezervatif kullanmaya söz vermiştin." dedi Seray. 

 

"ben her zaman sözümü tutarım" dedi Taner eğilerek pantolonun cebinden prezervatifi çıkarıp Seray'a fırlattı. 

 

Karım paketi açıp Taner'in yarrağına takmaya çalışıyordu fakat yarrağı büyük prezervatif ise küçük kalıyordu. Biraz uğraştıktan sonra yarısına kadar takabildi. En azından içine boşalmayacaktı. 


Taner eğilerek karımın bacakları arasında amını yalamaya başlamıştı. Seray gözlerini kapamış Taner'İn kafasını daha derine girmesini istercesine amına bastırıyordu. Bu arada Seray'nin görmediği Taner'in prezervatifi çıkarıp attığı idi. 

Fakat ben görmüştüm. Ekrana kilitlenmiş ve hareket edemiyordum. Biraz sonra Taner karısının korunmasız amını sikecekti ve bir şey yapmıyordum.


Sadece ekrana kilitlenmiş bakıyordum.


Taner Seray'nin bacaklarını açarak yarrağını amına yaklaştırmaya başlamıştı. 


Artık geçti. 


Taner'in yarrağı Seray'nin amına gömülmeye başlamıştı bile. Seray dişlerini sıkmış elleri ile çarşafı çekiyordu.


"Bekle lütfen acıyor!" dedi.

 

Fakat Taner durmaya niyetli değil  gibiydi. Karımın ve Taner'in kendi sıvıları ile iyice ıslanmış amına bastırmaya devam ediyordu. Karım  bir şey demeye çalışırken Taner dudaklarıyla Seray'ın dudaklarına gömüldü. Artık karım konuşamıyordu. 


Taner dudaklarından sonra Seray'nin boynunu kulaklarını emmeye başladı. 


Bir ara;

 

 

"Henüz tamamını alamadın bebeğim. Yolun daha yarısındayım. Amının içine kadar tamamen girmeden durmayacağım" diye fısıldadı.

 

Taner Seray'nin bacaklarını açarak yarrağı ile hafifçe ileri geri gidip gelmeye başlamıştı. Geri çekilip ileri gittikçe biraz daha sokuyordu. Karımın gözlerinden yaşlar geliyordu. Aynı zamanda amının derinliklerinde yarrağı tamamen sardığını hissediyor ve zevk girdabına sürükleniyordu.


Kalın yarrağı amının biraz içeride kalan zevk noktasına sürttükçe ıslanıyor ıslandıkça zevk alıyordu. Artık Taner tamamını sokmuştu. Her bir darbe Seray'ı orgazma daha fazla yaklaştırıyordu. 


Odanın içi, karımın dar amına girişinde yarrağın çıkardığı vakum ve emme sesleri ile çınlıyordu. Seray giderek yaklaştığı orgazma daha fazla dayanamıyor gibiydi. 

Amı kasılmış, göğüs uçları sertleşmiş, beyaz teni kızarmaya başlamıştı. Bir anda çığlık atarak kasılmaya başladı. Amından Taneri her girişinde zevk sıvıları çıkıyordu. Tırnaklarını Taner'in sırtına geçirmiş kendine çekmeye çalışıyordu. Seray'ın kasılmaları bitmiş, fakat Taner hala boşalmamıştı. 


Karım kafasını yataktan kaldırdığında Taner'in prezervatifi çıkarmış olduğunu fark etmişti. 


"Prezervatifin yok? Lütfen içime boşalma" dedi. 

 

Taner şaşırmış bir ton ile

 

"Herhalde düşmüş olmalı merak etme içine boşalmam" dedi. 

 

Bu arada hareketleri hızlanmaya başlamıştı. Taner'in vücudu kasılırken Seray içine boşalmaması için itmeye çalışıyordu. 


Fakat bunun için çok geçti. Taner tüm vücudu ile karımın üzerindeydi ve karımın adamı  itme imkanı zaten kalmamıştı. 



Seray Taner'in hareketleri hızlandığında boşalacağını anlamıştı. çaresizce ittirmeye çalışsada bu imkansızdı. Taner'in yarrağının içinde daha da kalınlaştığını damarlarının şiştiğini hassaslaşan amında hissedebiliyordu.

 Bu his aldığı zevki arttırıyordu aslında. Herhangi bir şey yapacak gücü kalmamış gibiydi. Bir anda içinde ilk spermi hissetti. 


Yakıcı, kaygan, zevk verici. 


Hissettiği anda orgazma ulaşmıştı bile.

 

Taner durmaksızın boşalıyor gibiydi. Seray amının dolduğunu hissediyordu. Kendi zevk sıvıları, Taner'in spermleri ve yarrağı için yeteri kadar yer yoktu. Taner'in boşalırken her bir girişinde amından spermlerin dışarı taştığını hissedebiliyordu.



Taner boşalarak üzerine yığılmıştı. 


Artık konuşmuyorlardı. 


Her ikiside sadece nefeslerini düzene sokmaya çalışıyordu. Taner'in yarrağı Seray'in amından çıkarken amında kalan spermlerde beraberinde yatağa akmıştı.


Taner giyinip odadan çıkarken Seray yatağa yüzünü gömüp ağlamaya başlamıştı.





http://juicywetpeach.blogspot.com.tr/


Aldatan kadınlar, Azgın, Bar, Erotik Hikaye, Evli, Fantazi, gangbang story, Grup seks, Kocamı Aldatmak, Seks,Seray ve Alp, Cuckold