(043) Ayla Tatil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
(043) Ayla Tatil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ayla (Tatil) Bölüm 2

Sabah uyandığında, vücudunun her yeri ağrıyordu Ayla'nın. Yaşadığı müthiş geceyi düşününce, bu da normal sayılırdı tabii. Üç Yunanlı, şimdiye kadar hiç sikilmediği gibi sikmişlerdi onu. Her yerinden. Amından, götünden ve ağzından. Hep birlikte. Aynı anda. En sonunda da kocası, yeni sikilmiş amını ve götünü yalayıp emmiş, içine dolan döllerin hepsini temizlemişti. Doğrusu bu da müthiş bir şeydi. Bunu asla beklemiyordu Ayla. Üstelik bütün bunlar, evlenme yıldönümlerinde, evliliklerinin birinci yılında olmuştu.


Burhan ondan önce kalkmış, duşa girmişti. Ayla da banyoya gitti ve kocasının yanına sokuldu. Birbirlerine sarılıp, vücutlarını sıcak suyun gevşetici etkisine bıraktılar bir süre.

Daha sonra, kahvaltıya inmek için hazırlanmak amacıyla aynanın önüne oturduğunda, Burhan arkadan gelip omuzlarını okşamaya başladı. Aynadan, gözlerinin içine bakıyordu.

- "Daha altı günümüz var bu adada..." dedi birden, "Biliyorsun değil mi..?"

- "Yani..?"

- "Yani bence, bu altı günü müthiş bir biçimde geçirebiliriz bebeğim..."

- "Dün geceki gibi mi..?"

- "Evet... Dün geceki gibi... Hatta daha da müthiş bir biçimde..."

- "Senin de hoşuna gitti değil mi sevgilim..?"

- "Evet... Hem çok..."

- "Peki devam etmeyi tehlikeli bulmuyor musun..?"

- "Nasıl yani..?"

- "Aynı anda her yerinden sikilmek, bağımlılık yapabilecek kadar müthiş bir şey çünkü... sevgilim, ne kadar güzel bir şey bilemezsin.."

- "Bundan sonra canım hep bir kaç sik birden ister diye mi korkuyorsun..?"

- "Evet... Yani ..... evet..."

- "Doğrusu, bunun nasıl bir duygu olduğunu çok merak ediyorum... Siz kadınlar, bu açıdan çok şanslısınız... Üç sik için yer var vücudunuzda... Biz erkekler ise en çok bir kadını sikebiliriz aynı anda... Yalnızca bir tek sikimiz var çünkü..."

- "Ne kötü..."

- "Ama seni üç Yunanlı'nın arasına sıkışmış, üç deliğinden birden sikilirken seyretmek de çok uçurucu bir şeydi doğrusu... Bu da bende alışkanlık yapabilir, biliyor musun..?"

- "mmmm..."

- "Ama asıl unatamadğım, en sonuydu... Amınla götün öyle bir hale gelmişti ki, anlatamam... Hatırladıkça sikim kalkıyor..."

- "Sen de yaladın beni... Yeni sikilmiş amımı, götümü yaladın... İçimden taşan dölleri ayaladın Deliklerimi emip boşalttın... O da çok güzeldi... Deli oluyorum sandım..."

- "Evet o da müthişti..."

- "Tadı hoşuna gitti mi..? Gerçekten söyle bana, hoşuna gitti mi..?"

- "Çok... Hem de çok..."

- "Yine istiyorsun değil mi..? Yine birileri beni sikip, içimi dölleri ile doldursun istiyorsun değil mi..? Sonra da onları onları yalamak, yutmak istiyorsun..."

- "Evet..."

- "Eminim çok güzeldir... Ama en güzeli ne biliyor musun sevgilim..? Bir siki emmek ve birden patlayıp fışkırtmaya başladığında, sıcak spermleri yutmak... Müthiş güzel bir şey bu... Ya da bir sikin içinde fışkırmaya başladığını hissetmek... Karnının içinin tohumlarla dolması...."

- "Bilmiyorum... Eminim öyledir..."

Sonra hiç konuşmadan giyinip, kahvaltıya indiler. Kahvaltıdan sonra deniz kenarına gittiklerinde de sessizdi Burhan. Ancak akşam yemeğine gittiklerinde konuşmaya başladı kocası.

- "Biliyor musun, dün gece o Yunanlı'lara, bu adadaki gidilebilecek yerleri sormuştum... Kasaba merkezinde, güzel bir gece kulübü varmış... Adamlardan biri, oranın çok özel bir yer olduğunu söylemişti..."

- "Öyle mi..? Neymiş bu özelliği peki..?"

- "Avlanma sahası olduğunu söylemişti Yunanlı... Yalnız turist kadınlarla ve onları avlamaya çalışan Yunanlı'larla dolu olurmuş her zaman... Adı da ne biliyor musun..? Phallus..."

- "Oha, adı sik olan bir gece kulübü ha..? Oraya mı gidelim diyorsun..?"

- "Değişiklik olur diye düşünüyorum..."

Uzun bir süre, gözgöze bakıştılar. Ayla, onun fazla konuşamayacağını anlamıştı. Artık üstelememeye karar verdi birden. Birlikte kalkıp hazırlanmak üzere odalarına çıktılar.

Madem ki, sik avına çıkıyorlardı, o halde ona göre giyinmesi gerektiğini düşünüyordu Ayla. Bavulunu karıştırıp, her zaman giymeye cesaret edemediği kırmızı büstiyerini buldu. Etek kısmı iyice kesilmişti. Giyip, aynada kendine baktı Ayla. O kadar kısaydı ki, memelerinin alt kısımlarını örtemiyordu bile. Kol altı dekoltesi de alabildiğine derindi. Yandan bakıldığında, memelerinin dış tarafları görünüyordu. Sonra şarap rengi sarma eteğini buldu bavuldan. Aslında biraz uzunca bir dikdörtgen kumaş parçasından başka bir şey değildi bu. Bele sarılıyor, sonra da, büyük ve süslü bir çengelli iğneyle tutturuluyordu. İki ucu, yalnızca bir karış kadar birbirinin üstüne biniyordu. Deneyimleriyle, otururken dikkat etmezse, her yerinin görüneceğini biliyordu Ayla. Ama bu gece dikkatli olmaya hiç de niyetli değildi. Bir gece önce giydiği ayakkabılar, bu kıyafet için de uygun göründü gözüne. Son bir kez daha kendine baktı aynada. İki küçücük kumaş parçasının altında çırılçıplaktı. Üstelik bu kolaylıkla anlaşılabiliyordu. O da bunu istiyordu zaten. Hazırdı.

Dönüp kocasına baktığında, onun da hazırlanmış olduğunu gördü. Açık mavi bir t-şört ve beyaz bir şort giymişti Burhan. Çorapsız ayaklarında ise, bez ayakkabılar vardı. Elele tutuşup asansöre yürüdüler. Sonra da Ayla'yı aç gözlerle seyreden resepsiyoncunun çağırdığı taksiye binip, yola koyuldular.

İlginç bir şekilde, kapalı bir salondaydı gece kulübü. Doğrusu, bu kadar sıcak bir iklimde bunu beklemiyordu Ayla. Ama içerisi, mükemmel klima sistemi sayesinde serindi. Müthiş de kalabalıktı bu arada. Kapıdan girdikleri anda, Ayla'nın ilk dikkatini çeken içerdeki koku oldu. Tanrım, am kokuyordu ortalık. Adının anlamı "sik" olan bu gece kulübü, am kokuyordu. Işık da o kadar azdı ki, neredeyse karanlıktı. Bir süre öylece dikildiler kapının önünde. Sonra gözleri alıştı.

İçerdeki kadınların hepsi yabancı turistlerdi. Erkeklerin ise hepsi, genç ve yakışıklı Yunanlı'lar. Ayla, salondaki erkek sayısının daha fazla olduğunu da farketmişti hemen. Bu hoşuna gitmişti. Böylece, her şey daha kolaylaşacaktı. Ortada tıklım tıklım dolu küçük bir dans pisti vardı. Ama Ayla, insanların her yerde dansettiğini görebiliyordu. Daha doğrusu, kadınlar ve erkekler, kendilerine yavaş müziğin ritmine kaptırıp, salonun her yerinde, ayakta sikişiyorlardı sanki. Pistin çevresinde küçük masalar vardı. Dip taraflarda ise göğüs hizasına kadar yüksek duvarlarla birbirinden ayrılmış localar.

Kendilerine bir yer bulabilmek için yürüdüler. Ayla öndeydi. Birden biri elini tuttu. Dönüp baktığında, genç bir Yunanlı'yla burun buruna geldi. Sonra onu çekip sarıldı oğlan. Dansetmeye başladılar. Daha ilk anda, vücutları birbirine yapışmıştı. Göz ucuyla Burhan'ın yürüyüp, bulduğu bir boş locaya girdiğini gördü. Sonra da kendini iyice bıraktı oğlanın kollarına.

Siki hemen kalkmıştı Yunanlı'nın. Karnına batıyordu. Ayla'yı, iki eliyle birden belinden tutup, iyice kendine çekmişti. O da kollarını oğlanın boynuna doladı. Halinden memnundu. Bir kaç kadeh içki içebilmiş olsa, daha da iyi olacaktı galiba.

- "Yanındaki erkek kim..?" diye sordu birden oğlan.

- "Kocam..."

- "Kocan mı..? Buraya kocasıyla gelen birini ilk kez görüyorum..."

- "Benimki başka kocalara benzemez pek... Dolayısıyla da, bir şey farketmez yani..."

- "Seni sikmek istiyorum..."

- "Ne kadar da acelecisin..."

- "Sen de çok güzelsin..."

- "Canım içki içmek istiyor... Hadi gel oturalım..."

Sonra onu bırakıp kocasının oturduğu locaya doğru yürümeye başladı Ayla. Yunanlı da peşindeydi. Oturduğu anda da, yanına oturdu hemen. Burhan'ın gözleri parlıyordu.

- "Burası, gerçekten de güzelmiş..." dedi Ayla'ya, "Değişik ve güzel..."

- "Haklısın sevgilim... Bu Yunanlı'nın bana söylediği üçüncü cümle, beni sikmek istediği oldu, biliyor musun..?"

- "Vay ne kadar hızlıymış... Yakışıklı oğlan ama değil mi..?"

- "Evet sevgilim... Doğrusu yakışıklı... Siki de kocaman..."

At nalı biçiminde geniş locada oturuyorlardı. Masa da koltuğun çizdiği U'nun ortasındaydı. Oturdukları yerden salonu göremiyorlardı. Dışarıdakilerin de, özel olarak gelip içeri bakmadıktan sonra onları görmelerine olanak yoktu. Locanın duvarları buna izin vermiyordu. Yunanlı elini uzatıp duvardaki bir düğmeye bastı. Aynı anda giriş yerindeki kırmızı bir lamba yanıp sönmeye başladı. Biraz sonra da garson geldi yanlarına. Burhan Yunanlı'ya da danışıp, üçü içinde duble viski ısmarladı. Demek ki böyle hoş bir sistem kurmuşlardı burada. Kalabalığın içinde, insanın kendini alabildiğine özgür hissedebileceği yerler, bağımsız adacıklar oluşturmuşlardı.

Garson içkileri getirince, Ayla hemen ikincisini ısmarlayıp, bardağını kafasına dikti. Bu gece kulübünün özelliklerini değerlendirebilmek için, biraz kafasının iyi olması gerektiğini biliyordu. İkinci içkisi geldiğinde, birinciyi bitirmişti bile. Ondan da bir yudum alırken, Yunanlı elini tutup onu yeniden dansa kaldırdı.

Piste kadar gitmemişlerdi. Loca'nın hemen önünde ona sımsıkı sarılıp, kocaman sikini yeniden karnına dayamıştı Yunanlı. Yavaş müziğin ritmine kapılıp, hafif hafif sallanmaya başladılar. Bu sefer beline sarılmak yerine, kalçalarını avuçlamıştı oğlan. Ayla da kollarını onun boynuna dolamış, memelerini göğsüne yapıştırmıştı. Birden kafaya diktiği viski, damarlarında dolaşmaya başlamıştı bile. Bu gece, müthiş şeyler yaşayacağından emindi artık. Yunanlı'nın elleri, kalçalarını, yoğuruyordu. Eteğinin iyice sıyrıldığını ve arkadan bakanların çıplak kıçını görebileceklerini farkediyor, iyice heyecanlanıyordu.

- "Götün çok güzel..." dedi birden Yunanlı.

Elleri şimdi çıplak tenine değiyordu. Ayla onun parmaklarından birinin kalçalarının arasına girdiğini hissetti. Bir anda götünün küçük deliğini buluvermişti oğlan. Tüm vücudu titredi bu temasla. Tanrım, biraz daha devam ederse,

- "Götünü verir misin bana..?" diye devam etti Yunanlı, "Götünü siktirir misin bana..?"

Ayla'nın bu soruya yanıtı, kalçalarını biraz arkaya itmek ve götünün deliğini, hafif hafif okşamakta olan parmağın üstüne bastırmak oldu yalnızca. Yeterince açık bir cevaptı bu. O anda birden yanlarında bir başka Yunanlı bitiverdi. Yunanca'nın o hızlı ritmiyle, bir şeyler konuşmaya başladılar. Ayla başını çevirip yeni gelene baktı. Bu da çok yakışıklı biriydi doğrusu. Göz göze geldiklerinde, baygın baygın gülümsedi ona Ayla. Sonra müthiş bir şey oldu ve ikinci Yunanlı, bir anda ona arkadan sarılıverdi. Şimdi üçün birlikte dans ediyorlardı. İkinci bir sikin kıçına dayandığını hissediyordu Ayla. Tanrım, orada, ayakta sandviç yapıyorlardı onu. Heyecandan bacakları titriyordu.

Artık biraz oturmak istiyordu. Üçü birlikte locaya döndüler. Otururken, ustaca bir manevrayla, onu aralarına aldılar iki Yunanlı. İlk oğlan, kocasıyla onun arasında kalmıştı. Viski bardağına uzanıp, kocaman bir yudum aldı Ayla. En dışta oturan yeni Yunanlı, bu arada bacaklarını okşamaya başlamıştı bile. Bir taraftan da Burhan'la konuşmaya girişmişti. Arkadaşından daha konuşkan olduğu kesindi.

Birden, yandaki locadan gelen müthiş bir inleme dikkatini çekti Ayla'nın. Bir kadın sesiydi bu. Sonra bir daha ve bir daha geldi o inanılmaz tahrik edici inleme sesi. Meraklanmıştı. Ayağa kalkıp, dizlerine sedire dayadı ve duvarın üstünden yan tarafa baktı. İlk gözüne çarpan, sürekli yukarı aşağı hareket eden çıplak ve bembeyaz kalçalar oldu. Sonra onların arasında bir görünüp bir kaybolan, kocaman ve kapkara siki farketti. Sarışın bir turist kadın, bir Yunanlı'nın kucağındaydı. Tanrım, oracıkta sikişiyorlardı. Bir anda, alabildiğine tahrik olduğunu hissetti Ayla. Gözlerini ayıramıyordu önündeki manzaradan.

- "Ne oluyor..?" diye sordu kocası bu arada.

- "Aşkım sikişiyorlar... Adamın kocaman sikinin üstüne oturmuş kadın... "dedi gözlerini ayırmadan

Doğrusu bu kadarını beklemiyordu Ayla. Bu gece kulübünde işlerin el peşrevlerinden öteye gitmeyeceğini inanmıştı nedense. Ama şimdi yanılmış olduğunu görebiliyordu. Başını çevirip, iki yanında oturmakta olan Yunanlı'lara baktı. İkisinin de gözleri, kalçalarına dikiliydi. O zaman, sedirin üstüne böyle dizlerini dayayıp durduğunda, adamların gözlerinin önüne ne kadar müthiş bir manzara sergilemiş olduğunu farketti. Hemen peşinden de, sonradan gelen oğlanın elini, yine bacaklarının arasında hissederek titredi. Elinde olmadan aralandı bacakları. Yunanlı'nın eli hızla yukarı çıktı ve parmaklarından biri amını buluverdi. Ağzından küçük bir inleme kaçarken, dönüp Burhan'a baktı. Büyülenmiş gibi, olup biteni seyrediyordu kocası. Sonra bakışlarını yeniden yan locadaki sikişe çevirdi.

Şimdi kadın, daha hızlı oturup kalkıyordu adamın kucağına. Ayla, onun boşalmanın eşiğinde olduğunu anladı. Kendisinin durumuda farklı değildi doğrusu. Tüm gücüyle kendini sıkıyor, bunu engellemeye çalışıyordu. Kadının vücudunun titremekte olduğunu gördü. Peşinden de, müthiş bir inlemeyle yığıldı erkeğin kucağına kadın. Birden, Ayla'nın da daha fazla tutamadı kendini. Bağırmamak için, elini ısırıyordu.

Dönüp yeniden yerine oturabilmesi için, biraz kuvvet toplaması gerekti Ayla'nın. Yeniden viski bardağını saldırdı sonra da. Hala derin derin nefes alıyordu. Arkasına yaslanıp kocasına baktı.

- "Gerçekten müthiş bir yer burası sevgilim..." diye fısıldadı,

Burhan'ın sesi bile çıkmıyordu. Ayla, onun yüzünün şehvetle kasılmış olduğunu görebiliyordu. Az önce, yanındaki Yunanlı'nın elinin bacaklarının arasına girip amına gittiğini, mutlaka görmüş ve bundan etkilenmişti belli ki.

- "Hoşuna gitti değil mi..?" diye sordu Ayla, "Söyle bana, hoşuna gitti değil mi, adamın parmağını amıma sokup beni zevkten mahvetmesi..?"

- "Belli olmuyor mu..?"

- "Biliyor musun sevgilim..? Daha yeni başlıyor her şey... Bu Yunanlı'lar beni sikecekler... Senin yanında sikecekler beni... göstere göstere..."

Sonra sırtını yaslayıp, iki yanındaki Yunanlı'lara baktı Ayla. İlki, daha konuşmaya başlar başlamaz onu sikmek istediğini söyleyecek kadar hızlıydı gerçi ama, sonradan katılan, daha da hızlı çıkmıştı. Yine eli bacaklarındaydı. Elbette ki ona güçlük çıkarmayı düşünmüyordu. Dizlerini iyice aralamış, Yunanlı'nın okşayan eline özgürlük tanımıştı. Eteği iyice sıyrılmıştı artık. Kendi bile amını görebiliyordu böyle otururken. Sonra öbür Yunanlı'nın elini de bacaklarında hissetti.

Kocası, garsonu çağıran düğmeye bir kere daha basmış ve içkileri tazelemişti bu arada. Elinde viski bardaklarını dizdiği tepsiyle içeri gelen garson da bayağı yakışıklıydı doğrusu. Bardakları masanın üstüne koyarken, biran Ayla'nın gözlerinin içine baktı. Sonra da bakışlarını aşağıya, bacaklarına çevirdi. İki taraftan iki el, bacaklarının iç taraflarını okşuyordu şimdi. Onun da sikini kaldırdığını görebiliyordu Ayla. İşte bu çok hoştu doğrusu. Oğlanın gözlerinin içine baka baka, iki elini birden, iki yanındaki Yunanlı'ların siklerine götürüp okşamaya başladı. Ama daha fazla kalmadı garson locada. Yapılacak çok işi olmalıydı.

Ne var ki, Yunanlı'ların siklerini okşamaya başlamakla, dönüşü olmayan bir yola da girmiş oluyordu Ayla. Adamlar giderek azgınlaşıyordu artık. İki parmak birden amının dudaklarında dolaşmaya, zaman zaman içine girip çıkmaya başlamıştı şimdi. Ayla, içindeki sikilme isteğinin giderek büyüdüğünü, adeta engellenemez bir hale geldiğini hissediyordu. İkisinin de sikleri kocamandı Yunanlı'ların. Bu, başının dönmesine neden oluyordu. Aceleci parmaklarla ikisinin de fermuarlarını indirmeye koyuldu. Sonra ellerini içeri uzatıp, aklını başından alan sikleri dışarı çıkardı. İki eli de doluydu şimdi. Kocaman, kapkara, kalın ve ateş gibi yanan siklerle doluydu.

Sol tarafında oturan şimdi elini bacaklarının arasından çekmiş ve arkadan getirip kalçalarının altına sokmuştu. Biraz önce amının dudaklarını okşayan, hafif hafif içine girip çıkan parmak, şimdi götünü bulmuştu bile. Ayla o alabildiğine hassas küçük deliğinin, inanılmaz bir açlıkla açıldığını ve Yunanlı'nın parmağını adeta içine çektiğini hissediyordu. Kalçaları, kontrol dışı hareketlerle çalkalanmaya başlamıştı. Öbür Yunanlı da, şimdi parmağını amına küçük bir sik gibi sokup çıkarmaya başlamıştı. Başını kaldırıp kocasıyla gözgöze geldi Ayla.

Burhan'ın gözleri sabitleşmiş gibiydi. Ayla, onun yanaklarının iyice kızarmış olduğunu görebiliyordu. Şortunun önü kabarmıştı. Ellerindeki sikleri bırakmadan, sağ tarafındaki Yunanlı'nın üstünden öne eğildi ve dudaklarını kocasına uzattı. Öpüşmeye başladılar. Tanrım, iki tane hiç tanımadığı, isimlerini bile bilmediği Yunanlı, aynı anda amıyla götünü parmaklarıyla sikerken, kocasıyla öpüşüyordu. Kafası zevkten patlayacak gibi olmuştu. Burhan'ın dilini yakalayıp emmeye başladı. Vücudu titriyor, sarsılıyordu.

Daha kendine tam gelemeden, sol tarafındaki Yunanlı'nın onu kalçalarından kavrayıp, kucağına çektiğini farketti. Sonra, artık elinden kurtulmuş olan o koskocaman sikin başını, götünün deliğinde hissediverdi. Tanrım, yavaş yavaş giriyordu Yunanlı'nın siki. Götü iyice açılıyor ve hepsini birden içine alabilmek için çırpınıyordu sanki. Sonra onu belinden tutup, iyice kucağına çekti Yunanlı. Ayla kendini bıraktı ve adamın taşaklarının kalçalarının altında ezildiğini hissetti. Dibine kadar sokmuştu Yunanlı.

Zevkten kısılmış gözlerle, olup bitenleri büyülenmiş gibi seyreden kocasına baktı yeniden. Sonra da, sağ eliyle sikini hala sıkı sıkı tutmakta olduğu ikinci Yunanlı'nın ayağa kalktığını farketti. Gelip tam önünde durdu adam. Ellerini uzatıp eteğini iyice sıyırdı. Doğrudan doğruya amına bakıyordu. Ayla ise gözlerini onun kocaman sikinden alamıyordu bir türlü. Bir yay gibi yukarı kıvrık, inanılmaz büyük, inanılmaz kalın, kapkara ve kıllıydı. Göz ucuyla Burhan'ın da büyülenmiş gibi aynı yere baktığını farkederek, büsbütün heyecanlandı.

Sonra vücudunun üst kısmını geriye verip, kucağında oturduğu Yunanlı'nın göğsüne iyice yasladı ve bacaklarını havaya kaldırıp, kendini önündeki Yunanlı'ya iyice açtı. Bundan daha açık bir davet olamazdı herhalde. Adam da, daha fazlasını beklemedi zaten. Ayla, onun iyice sokulduğunu bir eliyle tuttuğunu sikinin başını getirip, amının susamış bir ağız gibi açık duran dudaklarının arasına sokuşunu izledi. İnanılmaz bir hırsla soktu Yunanlı. O kocaman siki, bir anda, dibine kadar gömüldü amına. Bu da, ağzından çığlığa benzeyen bir inleme kaçmasına yetti de arttı bile.

Bilincini yeniden topladığında, sikiliyordu. Aynı anda hem amından, hem de götünden. Kocaman Yunanlı sikleri, içine girip çıkıyor, onu zevkten delirme noktasına getiriyordu. Başını çevirip tekrar Burhan'a baktı. Bir zevk maskesine dönüşmüştü kocasının yüzü.

Öylesine büyük bir zevk alıyordu ki, neredeyse konuşamayacak hale geldiğini hissediyordu Ayla. İki tanımadığı Yunanlı'nın arasına sıkışmış, kıvrana kıvrana, çırpına çırpına sikiliyordu. Hem de kocasının gözleri önünde ve kalabalık bir gece kulübünün içinde. Zevkten kasılııyordu Sonra, yarı aralık gözlerle Burhan'ın garsonu çağıran düğmeye bastığını görüp, daha da heyecanlandı. Kısa bir süre sonra da, garson geldi locaya. Bir an öylece durup, müthiş bir tempoyla sikişmekte olan üçlüyü seyretti. Elindeki tepside, dört bardak viski vardı. Anlaşılan, bu sefer sipariş almadan, yalnızca tahmin ederek getirmişti içkileri. Bardakları masaya korken, Ayla, onun pantolonunun önünde meydana gelen müthiş kabarılıktan gözlerini alamaz olmuştu. Birden elini uzatıp, bir pençe gibi kavradı garsonun sikini. Onu da istiyordu. Amına ve götüne girip çıkmakta olan sikler yetmemiş gibi, onu da istiyordu. İçinden gelen bir ses, kocasının garsonu çağırmasının nedeninin bu olduğunu söylüyordu zaten.
Anlaşılan, garson da iyice tahrik olmuştu gözlerinin önündeki manzaradan. Fazla üzmedi Ayla'yı. Hızla fermuarını indirip, dışarı çıkardı sikini. Birden iyice heyecanlandı Ayla. Ağzının sulandığını hissediyordu. İçine girip çıkmakta olan siklerin ikisinden de daha büyüktü garsonun siki. Gerçekten inanılmaz bir şeydi bu. Yeniden elini uzatıp, sımsıkı kavradı bu muhteşem erkeklik abidesini. Sonra da çekmeye başladı. Ağzı açılmıştı bile.

Garson, hızla sol tarafına geçti ve divanın üstüne çıkıp, iyice sokuldu ona. Ağzını daha da açıp bekledi Ayla. Sonra garson, o inanılmaz büyüklükteki sikini, ağzına sokuverdi bir anda. Hemen aynı anda da kalçaları hareketlendi. Artık ağzından da sikiliyordu Ayla. Garson sikini, ağzına sokup çıkarıyor, onu kelimenin tam anlamıyla ağzından sikiyordu.

Artık dünyadan tümüyle kopmuştu Ayla. Sanki yalnızca üç noktası olan bir evrene hapsolmuş gibiydi. Amı, götü ve ağzıydı bu noktalar. Birbirinden büyük sikler, bu üç noktadan o evrene girip çıkıyor, ona zevkten delirtiyordu. Gözünde şimşekler çakıyordu. Birden ağzının içine dolan yakıcı sıvıyı hissederek, hırsla emmeye başladı. İlk boşalan garson olmuştu. Tohumlarını gırtlağının en dibine fışkırtıyor, o da büyük bir istek ve iştahla, hepsini yutuyordu. Sonra götündeki sik fışkırtmaya başladı. Karnının içi sanki ateşle dolmuş gibi olmuştu. Hemen peşinden de, amını sikmekte olan Yunanlı'. Ayla, dev bir elin onu tutup boşluğa fırlattığı hissine kapılarak, kendinden geçti.

Yeniden kendine geldiğinde, divanın üstünde oturuyordu Ayla. Kocası yanına gelmiş, ona sarılmıştı. Locada ikisinden başka kimse kalmamıştı. Biraz önce onu aynı anda amından ve götünden siken iki Yunanlı gitmişlerdi.

- "Ahhhh..." diye inledi yorgun bir sesle, "Çok güzel siktiler beni sevgilim.”

Burhan, derin derin soluk alıyordu. Şortunun önünde büyük bir kabarıklık meydana gelmişti. Başını çevirip, garsonun dölleri ıslanmış dudaklarını onun ağzına verdi Ayla. Bir anda, çılgın gibi öpüşmeye başladılar. Kocasının çılgınlık derecesinde tahrik olduğunu görebiliyordu. Bu da, inanılmaz bir biçimde başının dönmesine neden oluyordu yalnızca. Sonra ayrıldılar.

Ayla uzanıp, garsonu çağıran düğmeye bastı. Canı bir içki daha istiyordu şu anda. Ama, az önce sikini ağzına sokup döllerini gırtlağına fışkırtan garson içeri girdiğinde, tek istediğinin bu olmadığını anladı. Aklı, Yunanlı'nın kocaman sikinde kalmıştı.

- "Bence bu sefer üç viski getir..." dedi garsona, "Sonra sen de biraz bizimle oturup, birini iç... Ne dersin..?"

- "Viski getireyim... Ama ben oturamam burada... Yasak bu..."

- "Ama biraz önce..."

- "Biraz önce yaptığım daha da yasak aslında... Ama dayanamadım işte... Çok güzelsin... Üstelik içeri girdiğimdeki manzara da, çok tahrik ediciydi..."

- "Ama doymadım ben... Bir daha istiyorum..."

- "Burada imkansız... Aslında ben de sana doymadım ama, söyledim ya imkansız..."

- "Ahhh bu çok fena..."

- "Bence de... Ama eğer istersen, işim bittikten sonra birlikte olabiliriz... Bir saatim kaldı zaten..."

- "Bak bu iyi işte... Peki nereye götüreceksin bizi..?"

- "Evime... Buraya çok yakın... Üç arkadaş, birlikte ev tuttuk..."

- "Ahhh bu daha da hoşuma gitti işte..."

- "Tamam o zaman... Çıkarken haber veririm size... Yanındaki erkek de gelecek mi..?"

- "Ohhh tabii... Kocam o benim... Hem, o da bayılıyor böyle şeylere..."

- "Benim için farketmez..."

- "Peki arkadaşların nasıl..?" diye sordu Ayla, bir elini uzatıp garsonun sikini pantolonunun üstünden tutarken, "Yakışıklı ve büyükler mi onlar da..?"

- "Büyük seviyorsun galiba..."

- "Bayılıyorum hem de..."

- "Peki kocanınki de büyük mü bari..?"

- "Hayır... Onunki küçücük..."

- "İşe yarıyor mu bari..?"

- "Eğer sikinden söz ediyorsan, daha büyüğü olmadığı zaman işe yarıyor tabii... Eğer kendisinden söz ediyorsan, bu, onu nasıl değerlendirdiğine bağlı... Anlıyor musun..?"

- "Tahmin ediyorum..."

- "Bu iyi işte..."

- "Tamam o zaman... Ben işime bakıyorum şimdi..."

Sonra locadan çıkıp gitti garson. Ayla dönüp kocasına baktı. Gözleri parlıyordu Burhan'ın. Olup bitenin onu inanılmaz bir biçimde heyecanlandırdığı belliydi. Ayla, onun heyecanlanmasının kendisini de inanılmaz bir biçimde tahrik ettiğini farkediyordu. Gerçekten de sıra dışı bir durumdu yaşadıkları. İki gündür, hiç tanımadıkları Yunanlılar, onu kocasının yanında sikmişlerdi. Oh tanrım, hem de ne biçim sikmişlerdi. Şimdiye kadar hiç sikilmediği gibi. Amı, götü ve ağzı, aynı anda Yunanlı sikleriyle dolmuştu. Burhan da, bütün bunları, hemen yanıbaşından seyredip, uçmuştu adeta. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, az önce garsonla yaptığı konuşmadaki, onu aşağılayan sözler de tahrik etmişti kocasını.

- "Hayatından memnun musun sevgilim..?" diye sordu kocasına.

- "Memnun olduğumu biliyorsun... Ya sen..?"

- "Sen de benim memnun olduğumu biliyorsun bal gibi..."

- "Biliyorum da, sen sordun diye ben de soruyorum işte..."

- "Eğer hislerim beni yanıltmıyorsa, asıl bundan sonra memnun olacağız... Ben de, sen de..."

- "Ne düşündüğünü biliyorum... Ama ben pek emin değilim..."

- "Emin ol sevgilim... İnan çok hoşuna gidecek..."

- "Bilmiyorum..."

- "Gel göstereyim sana sevgilim..." dedi Ayla Burhan'ın elini tutarak, "Bak göstereyim sana... Bak ne kadar güzel oluyor sonrası..."

Sonra kocasının elini çekerek, hafifçe yan döndü kanepenin üstünde. Bir eliyle eteğinin arka tarafını sıyırdı ve Burhan'ın parmağını, götüne getirdi. Tanrım, alabildiğine açıktı götünün normalde küçücük olan deliği. İçi vıcık vıcık döl doluydu. İçindeki döller çoktan kanepeyi ıslatmıştı.

- "Sok parmağını götüme sevgilim... Bak ne hale getirdiler karının götünü..."

Burhan, büyülenmiş gibiydi. Hafiçe bastırdı parmağını. Ayla, götünün bir çiçek gibi açıldığını ve kocasının parmağının içine yağ gibi kaydığını hissetti. İçindeki spermlerin dışarı akmaya başladığını hissediyordu.

- "Gördün değil mi sevgilim..?" diye sordu sonra da, "Ne güzel olmuş götüm... Yeni sikilmiş... Büyümüş... İçi tamamen dolu ve kaygan... "

Sonra dudaklarını kocasının ağzına verdi. Çılgın gibi öpüşmeye başladılar. Kanı kaynıyordu. Durumun Burhan'ı da alabildiğine etkilenmiş olduğunu görüyor ve zevkten ürperiyordu. Dilini onun ağzına verdi. Büyük bir hırsla emiyordu kocası. Birden onu buna iten şeyin, ağzının içindeki döl tadı olduğunu kavradı ve bu daha da heyecanlanmasına neden oldu yalnızca. Garsonun ağzına fışkırttığı dölleri kocasıyla paylaşmak, çıldırtıcı bir duyguydu. Şimdi parmağını yavaş yavaş götüne sokup çıkarmaya da başlamıştı Burhan.

Bir süre öyle yanyana oturdular karı-koca. Garsonun işten çıkmasını beklemek zor geliyordu Ayla'ya. Burhan'ın elini tutup onu dans pistine sürükledi. Yavaş müziğe kendilerini bırakıp dansetmeye başladılar. Kocasının sikini tüm sertliğiyle karnında hissetmek, yeniden kanını tutuşturmuştu bu arada. Ona sımsıkı sarılıp, iyice bıraktı kendini. Sikişmeyi çok sevdiğinin farkındaydı. Buraya geldiklerinden beri de, daha çok bilincine varmıştı bunun. Ama kocasını da çok seviyordu. Üstelik şimdi yepyeni bir sayfa açılmıştı önlerinde. Birlikte yapabilecekleri şeylerin sınırı olmayacağını hissediyordu ve bu onu hem delicesine mutlu ediyor, hem de çılgıncasına tahrik olmasına neden oluyordu.

Birden müthiş bir şey oldu ve arkadan gelen bir el, eteğinin altına girip çıplak kalçalarını okşamaya başladı. Sanki ateş değmişti tenine. Tüm vücudu kasıldı Ayla'nın. Ama dönüp bakmadı arkasına. Yalnızca, Burhan'a daha sıkı sarıldı. İnanılmayacak kadar heyecanlanmıştı yine.

- "Arkamdaki adamı görebiliyor musun sevgilim..?" diye sordu sonra kocasına, "Kıçımı okşuyor... Ne manyak bir yer burası böyle..."

Şimdi daha da cüretlenmişti kalçalarında dolaşan el. Alev alev yanıyordu adamın parmakları. Sonra, parmaklarından biri, kıçının arasına girdi. Ayla, sahibinin kim olduğunu bile bilmediği ele teslim etmişti kendini. Parmağın götüne değmeye başladığını hissettiğinde ise kalbi küt küt atmaya başladı. Hafifçe bastırdı adam. Götü, elinde olmadan açıldı birden. Tanrım, hala öylesine kaygandı ki, hiç zorlanmadan giriyordu parmak içine.

- "Parmağını soktu götüme sevgilim..." diye inledi Burhan'ın kulağına,

Başını arkaya atıp kocasının gözlerine baktı sonra da. Yüzü, inanılmaz bir şehvet maskesiyle kaplanmıştı Burhan'ın. Bir süre göz göze bakıştılar. Sonra kocası biraz eğilip onu öpmeye başladı. Daha fazla tutamadı kendini Ayla. Vücudu titremeye başladı. Bacakları, vücudunu zorlukla taşıyordu. Götü, içindeki yabancı parmağı, bir mengene gibi sıkıştırmıştı.

Sonra daha da beklemediği bir şey oldu. Arkasındaki adam, şimdi iyice sokulmuştu Ayla'ya. Parmağını çıkarmıştı artık götünden. Önce iki elin eteğinin arkasını kaldırdığını, hemen peşinden de, kocaman ve ateş gibi yakan bir sikin, bacaklarının arasına kaydığını hissetti Ayla. Tanrım sikecekti onu. Burada, dans pistinin ortasında, kocasıyla dansederken sikecekti. Yanılmadığını, tenini yakmakta olan o kocaman sikin başı, götünün deliğine değmeye başladığında, kesinlikle anladı.

- "Sikecek beni..." diye inledi ağzını kocasınınkinden kurtararak,

Kalçalarını iyice geriye vermişti artık. Adamın sikinin başı, götüne girmişti bile. Tüm vücudu titriyordu. Sonra onun birden bastırdığını ve o kocaman sikin, bir yağ gibi içine kaydığını hissetti. Gözleri karardı.

Sonra adam götünü sikmeye başladı. Tanrım, gerçekten de sikiyordu onu. Kocasıyla dansederken arkadan sokulmuş, götünden sikiyordu. Gece kulübünün tam ortasında, herkesin gözleri önünde sikiyordu onu. İnanılır gibi değildi. Belki de sırf bu nedenle, müthiş bir zevk alıyordu Ayla. Kalçaları, elinde olmayan hareketlerle, öne arkaya oynamaya başlamıştı.

"Müthiş sevgilim...”

Birden gözleri, pistin hemen kenarındaki bir masada oturmakta olan sarışın bir kadına takıldı. İsveçli ya da Danimarkalı falan olmalıydı. Çok güzeldi. İki yanında iki Yunanlı oturuyordu. Eteği neredeyse beline kadar sıyrılmıştı. Amı görünüyordu. İki elini iki yanına uzatmış ve Yunanlılar'ın kocaman siklerini sımsıkı kavramıştı. Ama asıl müthiş olan gözlerindeki ifadeydi. Ayla'yı seyrediyordu. Daha doğrusu onun bir Yunanlı tarafından oracıkta, götünden sikilişini. Kendinden geçmiş gibiydi kadın. Gözleri sabitleşmişti. Bacakları açılıp kapanıyor, vücudu kıvranıyordu.

Bu durum, Ayla'nın aldığı zevki daha da büyütmüştü sanki. Kalçalarını iyice geri verip, arkasındaki Yunanlı'ya iyice sundu kendini. Bir taraftan da, gözlerini sarışın kadından alamıyordu. İçindeki ateş öylesine büyümüştü ki, bacakları titremeye başlamıştı. Yeniden kocasına sımsıkı sarıldı.

Dudaklarını yine Burhan'ın ağzına vermişti. Bu inanılmaz çılgın anın zevkini çıkarıyor, adeta bulutların üstünde dolaşıyordu. Bir taraftan da, adamın hareketlerinin giderek hızlanıp sertleştiğini farkediyordu. Götünün içindeki o kocaman sik, artık bir piston gibi girip çıkmaya başlamıştı. Düşmemek için, Burhan'ın boynuna daha sıkı sarılmak zorundaydı. Bacakları artık titriyordu.Adam dibine kadar geçirdi götüne. Siki canlanmış gibiydi. Kasılıp duruyordu. Birden götünün içinde bir bomba patlamış gibi oldu. Fışkırtıyordu adam. O kocaman sikinin hepsini götüne sokmuş, içine boşaltıyordu herşeyi. Kocasının ağzının içine inledi. Kendinden geçmek üzere olduğunu hissediyordu.

Ama Burhan bırakmadı onu. Sımsıkı sarılmış, yere yığılmasına izin vermemişti. Titreye titreye, öylece duruyor ve adamın fışkırmalarının bitmesini bekliyordu. Götünün kenarlarından taşan döller bacaklarından süzülmeye başlamıştı. Sonra duruldular. Ayla, içindeki sikin yavaş yavaş inmeye başladığını farketti önce. Peşinden de, dışarı kayıverdi. Bunu hissetmek, içinde yeni bir ateşin yanmaya başlamasına neden oldu yalnızca. Tanrım, hala bulutların üstündeydi. Hala yeryüzüne inememişti. Bacakları hala onu taşıyamayacakmış gibiydi.

Bereket ki kocası hala sıkı sıkı tutuyordu onu. Yoksa locaya geri dönebilecek gücü, asla bulamayacaktı Ayla. Birlikte yavaş yavaş yürüdüler. Kendini, kanepenin üstüne bir torba gibi bıraktı. Arkasına yaslanmış, bacakları alabildiğine aralık oturuyordu şimdi.

İkisini de kendine getiren, garsonun locaya gelmesi oldu. Önce elindeki hesap pusulasını uzattı, sonra da eliyle "gidiyoruz" işareti yaptı. Kalktılar.

Dışarıda hava, içerden sıcaktı. Küçük beyaz evlerin arasından giden daracık sokaklarda yürürlerken, Ayla'nın bacakları titriyordu. Tanrım neler gelmişti başına. Adı "Sik" olan bir gece kulübünde, inanılmayacak kadar kısa bir süre içinde, iki kere götünden, birer kere de amından ve ağzından sikilmişti. İnanılır gibi değildi. Üstelik bütün bunlar yetmiyormuş gibi, şimdi de sikilmeye gidiyordu yine. Garsonun locada ağzına giren sikini, başka deliklerine de alabilmek için, onun evine gidiyordu. Bunu düşünmek, garsonun o koskocaman sikini hatırlamasına neden olmuştu ve tüm bedeninin yeni bir heyecanın pençesine düştüğünü farkediyordu.

Beş dakika sonra, garsonun evindeydiler. Tıpkı daha önceden söylediği gibi, iki kişi daha vardı içerde. Şimdi biraz şaşkın görünüyordu bu yeni Yunanlılar. Ayla, bunun nedeninin oraya habersiz gitmeleri olduğunu anlayabiliyordu. Ama üstünde dolaşan bakışlardan, onları rahatsız etmemiş olduklarının da farkındaydı. Garson çabuk çabuk konuşarak, arkadaşlarına birşeyler anlatıyordu. Bu arada Ayla da onları inceleme fırsatı bulmuş oluyordu tabii. Biri oldukça gençti. Tıpkı garson gibi, o da yirmili yaşların ilk yarısında olmalıydı. İkinci ise bayağı yaşlı görünüyordu. Kesinlikle kırkının üstünde olmalıydı. Saçları, şakaklarından başlayarak, hafifçe kırlaşmıştı. Ama inanılmaz bir çekiciliği vardı adamın.

Garson hala arkadaşlarıyla konuşuyordu. Ayla onun yürüyüp arkasına geçtiğini gördü. Yaklaşıp ona arkadan sarıldı Yunanlı. İki eli, tıpkı birer pençe gibi gelip memelerini avuçlamıştı bir anda. İçi titredi. Başlıyordu işte. Buraya, bu eve sikilmek için gelmişti ve adamlar, onu fazla bekletmeden faaliyete geçmişlerdi bile. Gözlerini kapayıp, kendini bıraktı. Garsonun elleri, şimdi büstiyerinin altına girmişti. Onların ateş gibi yakan temasını çıplak memelerinde hissetmek, heyecanını bir kat daha arttırdı. Meme uçları bir anda sertleşip dikilmişti. Sonra genç Yunanlı sokuldu yanına. O önden geliyordu. İki eliyle büstiyerini tutup, çıkarıverdi. Bir anda, belden yukarısı çıplak kalmıştı Ayla'nın. Önündeki Yunanlı hafifçe eğilip memelerini yalamaya başladığında ise çıldıracak gibi oldu. Garsonun elleri de, gelip eteğini tutan o kocaman çengelli iğneyle boğuşmaya başlamıştı. Akıl almayacak kadar kısa bir süre sonra, iki genç Yunanlı erkeğin arasında, ayakkabıları dışında çıplak kalmıştı. Önündeki Yunanlı'nın onu elinden tutup salonun ortasına doğru götürdüğünü farkettiğinde de, kendi kurtuldu ayakkabılarından. Şimdi, kelimenin tam anlamıyla çırılçıplaktı.

Gözlerini kaldırdığında, yaşlı Yunanlı'nın da çırılçıplak soyunmuş olduğunu görerek, müthiş heyecanlandı. Sırım gibi bir vücudu vardı adamın. Göğsündeki kıllar da, hafifçe kırlaşmıştı. Ama bu, ona daha da seksi bir hava veriyordu nedense. Ama Ayla'yı asıl heyecanlandıran bunların hiç biri değildi. Gözlerini adamın sikinden alamıyordu bir türlü. Biraz ince, ama upuzun ve yukarı doğru bir yay gibi kıvrıktı. Tam ortadaki halının üstünde durmuş bekliyordu adam. Bu yunanlıların hepsinin mi büyük siki vardı. Kendini onun önünde yere, dizlerinin üstüne bıraktı. Bir elini uzatıp, gözlerini alamadığı siki sımsıkı tuttu ve okşamaya başladı. İnanılmayacak kadar sert ve sıcaktı elindeki erkeklik abidesi. Gözü başka bir şey görmez olmuştu. Biraz daha sokuldu. Ağzı açıldı ve dudakları, Yunanlı'nın sikinin başına kapandılar. Adamın kalçaları da, aynı anda hareketlendiler. Sikini, Ayla'nın ağzına sokup çıkarmaya başladı bir anda.

Çevresindeki hareketleri gerçi sezinliyordu ama, gözlerini zevkle kapamış olduğu için, olup biteni göremiyordu Ayla. Onu biraz kendine getiren, ikinci bir sikin yanağına değmeye başlaması oldu. Gözlerini çevirip baktığında, bunun, garsonun arkadaşı genç Yunanlı'nın siki olduğunu gördü. Bu da, inanılmaz büyüklükteydi. Elini getirip, parmaklarını, ateş gibi yanmakta olan sikin çevresine doladı ve okşamaya başladı. Aynı anda da, öbür yanağında, üçüncü bir sikin, garsonun, tadını çok iyi bildiği o güzelim sikinin temasını hissetti. Öbür elinin parmakları da, onun çevresine dolandılar. Kendini zevkten uçmak üzere hissediyordu Ayla. Üç sik birden vardı şimdi önünde. Birbirinden güzel, birbirinden büyük üç sik.

İp kopmuştu yine. Kendinden geçmişcesine, sikten sike geçiyor, Yunanlılar'ın o kocaman siklerini birer birer yalıyor, emiyor, yutuyordu Ayla. Bu siklerin, biraz sonra, hep birlikte vücudunun derinliklerine gireceklerini, onu zevkten çıldırtacaklarını bilmek de, o anda duyduğu zevki büsbütün büyütüyordu. Başını çevirip kocasını aradı gözleriyle. Köşede, öylece ayakta duruyordu Burhan. Büyülenmiş gibi seyrediyordu yalnızca. Siki kalkıp, şortunun önünü çadır gibi kabartmıştı. Bütün olanların böyle kocasının önünde olması ve bu yetmiyormuş gibi, Burhan'ın bundan inanılmaz derecede tahrik olması da, Ayla'nın şehvetten büyülenmesine neden oluyordu. Madem ki böylesine istekle seyrediyordu kocası, o halde ona gerçekten de seyredilmeye değer şeyler seyrettirmeliydi. Dikkatini yeniden gözlerinin önündeki, o hepsi birbirinden büyük, hepsi birbirinden güzel üç Yunanlı sikine verdi.

Aslında, gece kulübünden beri aklı, garsonun sikinde kalmıştı. Locada, öteki iki Yunanlı onu aynı anda amından ve götünden sikerlerken büyük bir iştahla emdiği, içinden fışkıran tohumları büyük bir iştahla yalayıp yuttuğu bu güzelim, kocaman siki, alev alev yanan ve vıcık vıcık sulanmış amına istiyordu. Elini uzatıp garsonu sikinden yakaladı ve çekerek, yere oturmaya zorladı. Kuşkusuz ondan ne istendiğini anlamıştı garson. Bir anda halının üstüne uzanıverdi. Ayla'nın büyük bir tutkuyla içine almak istediği o kocaman siki, şimdi bir erkeklik abidesi gibi havaya dikilmiş, bekliyordu. Ama bütün isteğine rağmen, öteki iki Yunanlı'nın siklerini bırakıp garsona yönelemiyordu bir türlü Ayla. Amı bir nabız gibi atmaya başlamıştı. Tekrar Burhan'a baktı. Kocası, şimdi şortunun önünü açmış ve sikini dışarı çıkarıp eline almıştı.

Paralize olmuş halinden, garsonun katkısıyla kurtuldu o anda. Elllerini uzatıp belinden yakalamış, çekiyordu Yunanlı. Bir anda ata biner gibi, üstüne çıktı onun Ayla. O kocaman sikin ateş gibi yanan başı amının dudaklarına değmeye başladığında ise artık yapabileceği tek şey kalmıştı. Bir anda oturuverdi. Sonunda olmuştu işte. Aklını başından alan o güzelim siki, içine almıştı. O kocaman şey, köküne kadar girmişti amına. Beyninin içinde zevk şimşekleri çakıyordu.

Öteki iki siki unutmuştu sanki. İçini alabildiğine dolduran sikten başka bir şey düşünemiyor gibiydi. Ama öbür Yunanlılar onu bırakmaya niyetli değillerdi. Dudaklarına sürünen, onları aralayıp ağzının derinliklerine girmeye çalışan başka bir sikin başının, o kadife gibi yumuşaklığını ve değdiği yeri yakan sıcaklığını hissettiğinde, kendini bıraktı. Ağzını açıp bekledi yalnızca. Şimdi iki sik birden vardı içinde. Biri amında, öbürü ağzında. Zevkten bulanıklaşmış gözlerle, sikini ağzına sokanın, genç Yunanlı olduğunu gördü. Yaşlı olan üçüncü Yunanlı ise görüş alınında değildi artık. Ama onun nerede olduğunu merak edecek fazla zaman bulamadı Ayla. Kalçalarında dolaşmaya başlayan eller, üçüncü bir sikin de vücuduna girmek üzere olduğunu haber veriyordu. Kısacık bir an sonra da, yaşlı Yunanlı'nın sikinin başını, götünün deliğinde hissederek zevkle ürperdi. Tanrım, sikile sikile, iyice büyümüş, genişlemişti götü.Gece kulübüdeki maceralar nedeniyle kayganlaştırıcıya da ihtiyacı yoktu, vıcık vıcık kaygandı götü. Adam biraz bastırdığında, birden alabildiğine açıldı ve o kocaman Yunanlı siki, hızla içine kaymaya başladı.Götüne girdiğinde amındaki yarrak G noktasına baskı yapıyordu. Bu da aldığı zevki katlıyordu. Amındaki yarrağın en ufak hareketi zevk sularını arttırıyordu. Artık içinden dışarı akan ve altındaki yunanlının taşaklarını ıslatan bir zevk şelalesine sahipti.

Kendini biraz topladığında, sikiliyordu Ayla. Aynı anda, amından, götünden ve ağzından. Üç sik, hepsi birbirinden büyük, birbirinden güzel üç Yunanlı siki, üç ayrı yerden, üç ayrı zevk merkezinden, vücuduna girip çıkıyordu. O kadar çok zevk alıyordu ki, aklını kaçırabilirdi Ayla. Zevkten gözleri dönüyordu. Yunanlılar'ın arasına sıkışmış vücudu, bir dansözünki gibi kıvranıp bükülüyor, kıvranıyordu. Büyülenmiş gibiydi. Kendini, büyük bir istekle veriyordu Yunanlılar'a. İçine sik girebilecek tüm deliklerini veriyordu. Onlar da sikiyorlardı. Hırsla ve istekle. Vücudunu kullanıyorlardı. Tanrım kullanıyorlardı onu. Bunun farkına varmak ise aldığı zevki kat kat arttırıyordu nedense.

Durmaksızın amına ve götüne girip çıkmakta olan sikler, karnının içinde sanki birbirlerine karışmış gibiydiler. İleri geri, içeri dışarı hareketlerinden kaynaklanan sürtünme, milyonlarca sinir ucundan beynine zevk şimşekleri yolluyordu. Genç Yunanlı, onun omuzlarından sımsıkı tutmuş, o kocaman sikini ağzına sokup çıkarıyor, kelimenin tam anlamıyla ağzını sikiyordu. Bir daha aşağı inmemek üzere bulutların üstüne çıkmış gibiydi Ayla.

Artık peşpeşe bile denilemiyecek kadar sık geliyordu boşalıyordu. Öyle ki, kendini, saatlerce sürecek bir girdaba kaptırmış gibiydi. Bir taraftan da, almakta olduğu bu müthiş zevkin, kaçınılmaz olarak bir yerde biteceğini biliyor ve asıl zirveyi, vücuduna girip çıkmakta olan siklerin birer birer patlayıp, içini erkeklik sıvılarıyla doldurmalarını bekliyordu. Boşaldıkça hassaslaşıyor, sonrasında her bir dokunuşun dayanılmaz tahrik etmesiyle yine uyarılıyordu. Bu müthiş sikiş uzadıkça da, daha büyük bir isteğin içini kaplamaya başladığının farkındaydı. Onu böylesine güzel siken Yunanlılar'ın tohumlarını istiyordu. Amı, götü ve ağzı, yakıcı, canlı döllerle dolacaktı. S

Sonra müthiş bir şey oldu. Yunanlı'ların, üçü de, neredeyse aynı anda boşalmaya başladı. Önce ağzındaki, saniyeler sonra götündeki ve hemen peşinden de amındaki yarraklar fışkırdılar. İçine tohumlar doluyor, üç deliği birden yakıcı erkeklik sıvılarını yutuyordu. Ayla, vücudunun derinliklerinde bir nükleer bomba patlamış gibi oldu bir anda. Gözleri karardı. Tanrım, ne kadar zevkli bir bayılmaydı bu.

Kendine geldiğinde, hala yerde, halının üstünde yatıyordu. Ama Burhan gelmiş ve yere oturup, başını kucağına yerleştirmişti. Yorgun yorgun kocasına bakıp gülümsedi.

-"Seni çok seviyorum kocacım..." diyebilmişti sadece

http://juicywetpeach.blogspot.com/

2 sik, 3 Sik Birden, Aldatan kadınlar, Azgın, Erotik Hikaye, Evli, gangbang story, Gerçek Hikayeler, Grup seks, Porno hikaye, Seks Hikayeleri, siki, Swinger, Teşhir, Türkçe seks hikayeleri,