Damla'nın Hatıra Defteri

 

Yaz tatili gelip çatmıştı. Benim yıllık iznim gelmiş kocam ise çalışmak durumundaydı. Geçen sene aldığımız yazlıkta biraz tadilat yapmamız gerekiyordu. O yüzden kocamla konuşarak yazlığa önceden gitmeye karar vermiştim. Ustaların başında duracak işten kaytarmamalarını ve işlerini iyi yapmalarını sağlayacaktım.

- Tamam karıcım sen arabayı da alıp git. Benim izne ne zaman çıkacağım tam olarak belli değil.

- Sen ayarladın değil mi işçileri?

- Aradım Nejaat ustayı o birilerini gönderecekmiş.

- Ne kadar sürermiş yaklaşık olarak?

- En geç 4-5 gün içerisinde bitireceklerini söylediler canım.

- Tamam hayatım o zaman ben birazdan çıkarım yola.

Damla ile Halil birbirlerine sarıldılar, Halil işe gitmeden önce. 

 

5 yıl önce evlenmişlerdi. Damla 26 Halil ise 28 yaşındaydı. İkisi de varlıklı sayılırlardı. İkisinin de arabası vardı ayrı ayrı bir evleri ve bir de yeni aldıkları yazlıkları vardı. Çeşme'den almışlardı yazlığı. 

Damla yabancı sermayeli bir firma'da çalıştığı için sosyal hakları daha çoktu. Halil ise yönetici pozisyonunda olduğu için iş çıkış saatleri ve tatil haklarını tam net kullanamıyordu. Damla ve Halil önceden konuşup aynı zamana izin aldıkları halde Halil'in işinde sıkıntı olmuş ve damla yazlıktaki işler için yalnız gitmek durumunda kalmıştı. 

Damla sarışın 1.65 boyunda alımlı bir bayandı. Kocası da esmer yakışıklı sayılırdı o da 1.77 boyundaydı.

Damla kocası gittikten sonra yatak odasına geçmiş valizini hazırlamaya koyulmuştu. İzmir çok sıcaktı fakat Çeşme fena sayılmazdı. Yeni aldığı bikinilerini gece elbiselerini çamaşırlarını pijamalarını v.s her şeyini valize koymuştu. Valizi hazırdı. Banyoya geçip duş aldı. Sonunda yorucu iş koşuşturmasından sonra dinlenip kafasını toplayacaktı Damla. Buna ruhen de hazırlanıyordu. Üzerine sardığı havluyla ıslak saçlarını arkaya atarak yatak odasına geçti. Biraz kurulandıktan sonra ne giysem diye düşündü. Çekmeceden sarı bir g-string çıkardı ve bunu giymeliyim diye düşündü. Aslında pek de normal iç çamaşırı yoktu Damla'nın. Erotik ve çekici olmayı seviyordu. Genelde bu tarz şeyler alıyordu. Eşinin de sevdiğini biliyor ve onu bu tarz şeylerle baştan çıkarıyordu. Mini şortunu buldu daha sonra. Bacaklarının neredeyse tamamını açıkta bırakıyordu. Sadece kalçalarını kapatabiliyordu bu şort.

Aynı zamanda sıkıydı ve hatlarını belli ediyordu. Aynada baktı kendine bir an poposunu elledi ve güzel olduğuna kanaat getirdi. Kendini aynada izlemeyi seviyordu. Kendini beğenmeyi seviyordu. Daha sonra siyah bir sütyen buldu göğüslerinin çoğunluğunu açıkta bırakan. Göğüsleri çok iri sayılmazdı ancak ufak da değildi. Yaklaşık seksen civarındaydı. Beli çok ince değildi ama göbeği yoktu. Hafif bir çıkıntısı vardı ama o da artık her kadında vardı. Kalçaları ise dolgundu şort tam oturmuştu sıkı sıkıyaydı. Daha sonrada askılı bir body giydi. Makyajını yapmak için aynanın karşısına geçti. Ne kadar da alımlı olduğunu düşünüyordu içinden. Keşke Halil de olsaydı diye iç geçirdi. Makyajını bitirdikten sonra valizini de alıp çıkmak üzereydi. Topuklu ayakkabılarını giydi. Onlarsız yapamıyordu o kadar alışmıştı ki onlara tatile gidiyor olmasına karşın onlardan vazgeçmiyordu. Kapının yanındaki boy aynasında kendini izledi. Şort tamamdı body tamamdı saç makyaj her şey tamamdı. Topuklu ayakkabılar poposunu dik gösteriyordu belki de ondan seviyordu arkasını döndü baktı tekrar tekrar ve sokak kapısını açtı valizini aldı ve asansörü beklemeye başladı. 

Asansör dördüncü katta durdu ve Damla kapıyı açtı. İçeride kapıcı Hasan vardı. Hasan'ın gözler faltaşı gibi açıldı Damla'yı karşısında bu şekilde görünce. Damla'nın selamıyla Hasan'ın şaşkınlığı geçmişti.

-Merhaba Hasan iyi günler.

+İyi günler Damla hanım. Nasılsınız?

-Teşekkürler, ya sen?

+Ben de iyiyim teşekkürler.

-Hasan ben Çeşme'ye gidiyorum. Halil evde o daha sonra gelecek. Sen eve göz kulak ol tamam mı ben yokken.

+Tabi ki Damla hanım. Sizin içiniz rahat olsun. Güvenlik kamerası var zaten.

-Olsun bak geçenlerde yan bloğa hırsız girmiş. Orada da kamera vardı ama yakalayamamışlar adamları. Giren çıkan belli değil sen gözünü dört aç.

Giriş katına gelmişlerdi. Hasan hemen yardımcı oldu Damla'ya. Valizini arabaya kadar taşıdı bagajına koydu. Damla arabasına bindi ama nasıl biniş Hasan'ın içini de alıp götürmüştü resmen. Bacakları ortadaydı ve parıltısı Hasan'ın gözlerinin önünden gitmiyordu. Damla gaza basıp tatil yoluna koyulurken Hasan arkasından bakakalmıştı.

*******

Damla yorucu bir yolculuktan sonra Çeşme'deki yazlıklarına gelmişti. Arabadan inip şöyle bir gerindi tüm seksiliği ile beraber. Bagajdan valizini indiriyordu ki arkasından gelen bir ses duydu.

-Ooo Damla hanım hoş geldiniz.

+Hoşbulduk Mustafa bey nasılsınız?

-Teşekkürler Damla hanım sizi gördüm daha iyi oldum. Halil bey yok mu?

+Maalesef Mustafa bey o arkadan gelecek. Yazlığın tamiratı için önden geldim ben.

-Biz de kuzenimle geldik. Sizi tanıştırmayı unuttum pardon. Mert kuzenim.

- Memnun oldum Mert bey.

+Ben de çok memnun oldum Damla hanım.

-Neyse sizi tutmayalım Damla hanım valizini taşıyalım hemen yorgunsunuzdur siz.

+Ay evet biraz yoruldum. Ya hiç zahmet etmeyin taşırım ben.

-Ne olacak Damla hanım.

Mustafa, Damla ile Halil'in çaprazındaki yazlıkta kalıyordu. Daha doğrusu bu küçük bir siteydi 10 villadan oluşan. Damla'lar ve Mustafa komşuydular. Tabi dibi düşmüştü kuzeniyle beraber Damla'yı o halde görünce. Valizini bıraktıktan sonra Damla teşekkür etti. Bir şey lazım olursa çekinmeden söylemesini söyledi Mustafa ona. 

Yanından ayrıldıktan sonra Mert dayanamayıp.

-Oğlum o nasıl bir kadın öyle. Oyşş titredim vallahi.

+Lan oğlum sorma afettir de kocasıyla aralarından su sızmaz. İş düşmez yani bize hiç heveslenme ağzının suyunu da sil.

-Düşse nasıl tutarım biliyor musun ben onu.

+Hadi kes şimdi piyasa turu yapalım biraz.

Damla kapıyı açıp içeri girdi. İlk işi elektrik ve su tesisatını açmak oldu. Daha sonra camları açtı. İçerisini havalandırmak istiyordu. Şansına da Çeşme'de rüzgar vardı. Gerçi Dalyan genelde eserdi. Halil'i aradı geldiğini söyledi. Ona işlerin nasıl gittiğini sorduğunda daha belli olmadığını ne zaman geleceğini kestiremediğini söyledi. Lavaboya gitti yüzünü yıkadı. Terlemişti. Odasına çıktı valizini boşaltıp yerleşmeye koyuldu. Eşyalarını yerleştirdikten sonra banyoya girmeliyim diye düşündü. Mini şortunu çıkardı evvel. Bacakları parıldıyordu. Terden g-string üzerine iyice yapışmış daha da seksi ve çekici duruyordu. Daha sonra bodysini çıkardı ve bornozunu alıp banyoya gitti.

Camları havalandırmak için açmıştı rüzgarda vardı çaprazda balkonda oturan Mustafa ve Mert etrafa göz gezdirirken rüzgardan uçuşan perdenin ardında Damla'yı o şekilde görünce adeta dillerini yutmuşlardı ikisi de bir birbirlerine bakıyordu bir de Damla'nın olduğu yere. Damla banyoya girip kapıyı kapatınca ancak kendilerine gelebilmişlerdi. Mert:

-Oğlum bence bu fırsatı kaçırmamalıyız. Bak kocası da gelmemiş.

+Ya bilmiyorum ki bir şey olur mu ki boş yere gitmesin hem komşumuz.

-Bırak oğlum komşu ayaklarını boşver. Hem bak yoldan yeni gelmiş yorgun. Hadi kalk bir şeyler hazırlayalım akşam yemeği için de onu çağıralım. Hadi hadi hızlı ol biraz.

Mert niyeti bozmuştu onu sikmek için yanıp tutuşuyordu adeta. Mustafa da ise biraz tedirginlik vardı. Akşam yemeği için işe koyuldular bir şeyler söylemek için Mert telefon açarken Mustafa evdeki durumu kolaçan ediyordu. Bu akşam gençler için hayal kırıklığı mı yoksa muhteşem bir gece mi olacaktı.

****

Kapı çaldı, damla uzandığı yerden kalkıp kapıya yöneldi. Karşısında Mustafa ve Mert vardı. İkisi de sırıtıyordu. Damla bir içim su gibiydi adeta üzerinde mini kot etek üzerine ise göbeğini hafif açıkta bırakan göğüs dekolteli askılı body vardı. Mustafa lafa atıldı hemen.

- Damla hanım yol yorgunusunuzdur siz şimdi düşündük ki bir şey yapamazsınız evde yemek için. Biz Mert'le bir şeyler hazırladık. Eğer gelirseniz akşam yemeğini hep beraber yiyelim.

- Mustafa bey niye zahmet ettiniz ben ekmek arası bir şeyler yerdim.

- Zahmet ne demek Damla hanım komşuluk görevimiz bu. Sizi bekliyoruz o halde. Sofrayı kurduk biz.

- Tamam o zaman siz geçin ben birazdan geliyorum.

Mustafa ve Mert bir zafer kazanmış edasıyla mutluluk içerisinde evlerine döndüler. Beş dakika sonrasında Damla gelmişti.

- Siz ne yaptınız böyle. Bu kadar yemeği kim yiyecek.

- Hep beraber yeriz Damla hanım ne olacak ki. Hem size sıradan sofra yakışır mıydı?

- Mahcup ediyorsunuz beni Mustafa bey. Çok teşekkür ederim sofra gerçekten güzel olmuş.

Sofraya oturup yemeğe koyuldular. Mert Damla'nın yanına oturmuştu. Damla bacak bacak üstüne attığı andan itibaren gözleriyle yiyordu adeta. Eteğe kasıklarına kadar sıyrılmıştı. Eğildiğinde de g -- stringi görünüyordu. Mert çadırı çoktan kurmuştu. Oradan buradan sohbetle geçildi yemek. Daha sonra villanın bahçesinde akşam sefasına koyuldular. Mert içeriden içkileri getirmişti. Damla tepki verdi birden.

- Ya ben içmesem olur mu? Yol yorgunluğu var sızıp kalabilirim.

Mert lafa atladı hemen.

- Aa olur mu öyle şey hiç açılış partisi yapıyoruz burada Damla.

Mert samimiyeti artırmak için hızlı gidiyordu. Hanımı kaldırmıştı çoktan. Karşı tepki olarak Damla da ona Mert diye seslenmeye başladı.

Mert ve Mustafa Damla'nın karşısına oturmuş zevkle izliyorlardı onu. Sikleri çoktan kalkmıştı. Damlanın her ağzını açışında dudaklarına yumulmak için bir şans diliyorlardı. Damla ise çakır keyif olmuş şen kahkahalar atmaya başlamıştı. Birbirleriyle şakalaşıyorlar el temasında bulunuyorlardı. Mustafa ve Mert Damla'nın bacaklarını şaka bahaneleriyle okşuyorlar yanağından makas alıyorlardı. Damla başına gelebileceklerinin farkında değildi. Bu ikisi onu hiç acımadan sikebilirlerdi. Tek tek aynı anda kim bilir nasıl yaparlardı. 

Damla oturduğu yerden kalktı ve birden tuvalete gitmek istediğini söyledi. İç yapılar aynı olduğu için sorma gereksinimi duymadı Damla direk içeri geçti. Kendine gelmek için yüzüne bol bol su serpti. Çok içtim galiba diye düşündü. Dağılmıştı saçlarını toparladı. Mustafa'ların sesi geliyordu bahçede tam onların yanına çıkacaktı ki içerideki bir odada laptop'un ekranının açık olduğunu farketti. Karasızlık içerisinde en sonunda bakmak için odaya girdi. Bir video açıktı. Bir kadın iki erkeğin yanına yaklaştı ve birde öpüşmeye başladılar ama nasıl öpüşmek. Kadın kendinden geçmiş gibiydi. Daha sonra kadın aşağıya eğildi ve adamların siklerini yalamaya başladı. Adamların arasında deli gibi sikiliyordu kadın. Ağzını am gibi sikiyorlardı. Daha sonrasında aralarında tost olmuştu.

- Aman allahım nasıl sikiyorlar kadını. Offff çok iyi. Böyle sikilmek nasıl bir şey acaba.

Elini amına attığında ıslandığını fark etti. Çok azmıştı belki içkinin de etkisi vardı ama izlediği film onu çok etkilemişti. Kendini zor attı odadan dışarı üstünü toparladı. Fark edebilirlerdi çünkü. Odada bu şekilde yakalanmak istemezdi. Ne azgın şey bunlar diye düşündü. Tam kapıya yaklaşmıştı ki kendi adını duydu konuşmalar arasında.

- Oğlum karıyı görmedin mi tam kıvama geldi.

- Nasıl geldi lan? Damla'yı tanırım öyle biri değildir. O tarz bir şeyini görmedim.

- Lan bırak damla damla sikeriz onu. Bizim iliğimizi bile kurutur aklın şaşar.

- Sen ağzını sikersin ben arkadan girerim. Her türlüsünü yaparız.

Damlanın aklı uçmuştu.

- Aman allahım bunlar beni sikecekler.

Garip duygular içerisindeydi. Korkması gerekiyordu ama aksine heyecan kapladı içini. Belki az önceki film aklını çelmişti. Ne yapacağını bilemedi. Bunca zamandır kocasından başka hiçbir erkeği düşünmemişti. Düşlememişti de ancak bu sefer canı istiyor gibiydi. İki sik yemek nasıl bir şeydi acaba. O kadın gibi zevk alır mıydı. Amının ıslanması gittikçe artyordu. Derken bahçeye çıkıverdi birden.

Damla eve nasıl geldiğini bilememişti az kalsın iki erkek arasında ezile ezile sikiliyordu. Bunun farkındaydı ve bu onu çok tahrik ediyordu. Aklı da kalmıştı orada ama şu an için rahattı. Derin bir ohh çekti. Ama elini amından alamıyordu koltuğun üzerine uzanıp kendini tatmin etmeye başladı. Hayalinde iki erkek arasındaki sikilişi vardı. Tanrım bir film bu kadar etkileyebilir miydi? Ahhhlar ohhhhlar içerisinde boşalmıştı Damla. Bu rahatlıkla güzel bir uyku çekebilirdi şimdi. Sabah ustalar gelecekti. Erken kalkmalıydı. Büyük bir rahatlamışlıkla derin bir uykuya dalmıştı.

Sabah sekizde kapı çalmıştı. Damla saate bakıp çalan kapıya doğru hareketlendi. Kapıyı açtığında karşısında dört tane azman sayılabilecek adam vardı, iri kıyımlardı, kaslı olanı da vardı dev gibi olanı da ve Damla'yı gördükleri anda şoke olmuş konuşamamışlardı. Damla'nın üzerinde mini bir gecelik vardı göğüsleri bacakları meydandaydı. Saten ince askılı bir gecelikti ve Damla onun içerisinde adeta bir içim suydu.

- Abla bizi Halil abi gönderdi. Biraz erken geldik sanırım ama kusura bakma.

- Önemli değil. Geçin içeri ben size yerleri göstereyim.

Damla işçilere tadilat yapacakları yeri gösterip üst kata çıktı. Bodrum katında izolasyon ve mobilya dizaynı vardı. İşçiler hazırlıklara başlayıp hemen işe koyuldular. Damla ise odasına çıkmış üstüne çeki düzen vermişti. Daha sonra kahvaltı yapmak için mutfağa girmişti. Ev tripleksti. Daha doğrusu villaydı. Mutfak ise orta katta ve işçilere yakındı. Bir sofra hazırlamıştı Damla. Odaya çıkıp geceliğini değiştirmişti. Üstünde mini bir etek vardı ve bir straplez body vardı. Damla sofraya oturmuş bacak bacak üstüne atmıştı. İşçilerden biri alt kattan merdivenlerden çıkarken damlayı o halde görünce duraksadı. Elini aletine götürüp şortunun üzerinden okşamaya başladı. Damla'nın poposu neredeyse ortadaydı. Göğüsleri ise neredeyse gözükecek giydi. Adam birden hareketlendi ve Damla'nın yanına çıktı. Tuvaletin nerede olduğunu sordu. Ancak Damla adamın önündeki kabartıya bakakalmıştı. Tanrım ne kadar büyük diye düşündü. Damla adama yol göstermek için üst kata çıktı. Adam Damla'nın ardından merdivenleri çıkmaya başladı ama gözleri Damla'nın meydanda olan poposundaydı. Tangasını net bir şekilde görebiliyordu. Elini cebine atıp oradan okşamaya devam etti adam. Damla'nın ise aklı hala dün geceki videodaydı. Bir yandan içi gitmişti sevişmek için ama sonra duraksayıp eve kaçmıştı. Eve gelip kendini tatmin etmek zorunda kalmış defalarca da boşalmıştı. Aklında hep o sahneler vardı. Pişmanlık hissediyordu ara ara. Keşke orada kalıp tadını çıkarsaydı. Neyse dedi içinden geçti gitti. Damla adama tuvaleti gösterdiğinde adamın aletinin daha da kabardığını gördü ve şaşırdı. Tekrar canlanmıştı o sahne aklında. Tahrik olmuştu. Yabancı biri ona bakıp, etkilenip tahrik olmuştu. Adam açık sözlü davranıp lafa başladı.

- Kusura bakmayın. Sizin güzelliğiniz karşısında istemsiz oluyor.

Damla şaşırmıştı böyle bir şey beklemiyordu. Hem utandı hem de azdı.

- Yok ya sadece gözüm takıldı. Büyükmüş epey. Bu kadar pek görmemiştim.

Damla söylediklerine hayret ediyordu. Böyle şeyleri bir yabancıya nasıl söyleyebilirdi. Adam hemen şortunu indirip kalkmış aletini ortaya çıkardı. Eliyle de sıvazlıyordu bir yandan.

- Daha yakından bakabilirsin.

Damla bir süre kararsız kaldıktan sonra adamın aletini eline alıp ona 31 çekmeye başladı. Adamın gözleri buğulanmaya başlamıştı bile. Damla ise şaşkınlık içerisinde boşta kalan elinin işaret parmağını dişlerinin arasına alıp sıkıştırmıştı. Adam elini birde Damla'nın eteğinin altına soktu ve klitorisini okşamaya başladı. Damla'nın da aklı gitmişti artık. Bir süre duraksız bir zevk çemberinin içerisinde birbirlerini okşayıp durdular. Damla adamın elleriyle ilk zevkini yaşamış ve orgazm olmuştu bile. Adam başından tutup aşağı doğru bastırdı Damla'yı. Damla ne yapması gerektiğini anlamıştı. Hiç ikiletmedi. Damla büyük bir hırsla yalamaya başladı.

- "Offf allahım nasıl bir şey bu böyle beynimi sikiyor resmen." Diye düşünüyordu Damla.

- Beni sikmek mi istiyorsun? Söyle hadi beni sikecek misin?

- Ağzına verdim hadi konuşma. Seni sokak orospuları gibi sikicem. Bir daha yemek için yalvaracaksın.

- Ohhh hadi artık sik beni erkeğim. Hadi sik beni, sik bu orospuyu.

İşçilerin argo konuşması onu daha da tahrik etmişti. O da onlar gibi argo konuşmaya başladı. Artık yaptıklarına şaşırmıyordu. Olayın akışında kaybolmuştu resmen.

Damla adamı sikinden tuta tuta yatak odasına kadar götürdü. Mini eteğini çıkardı nefis kalçaları meydandaydı. Tangası daha da seksi gösteriyordu. Üstündekileri de çıkardı göğüsleri ortada kalmıştı.

- Nerede büyüttün bu siki?

- Senin gibi güzellere soka soka büyüttüm. Hepsi emip emip uzattılar sikimi.

- Ohhhh bu orospun da onu büyütecek.

Adamın kafasını bacak arasına doğru eğdi yatağa uzandı. Emdiği anda kendinden geçmişti. Gözleri kaymıştı. Aklı gidecek gibi oluyordu. Adam işini iyi yapıyordu. Onu nasıl emmek öyle, resmen yiyordu kadını.

- Hadi artık sok şu sikini. Hadi sok, becer beni erkeğim.

Adam davete daha fazla dayamadı ve Damla'nın derinlerine kökledi.

- Ohhhhh nasıl da güzel soktun öyle devam et sevgilim durma hadi.

Damla bir orospuya dönmüştü adeta. Bir anda nasıl da değişivermişti. Yarağın altında kıvranıyordu resmen. Adamı altına aldı onun üstüne çıktı. Ata biner gibi zıplıyordu. Adam memelerini avuçluyordu büyük bir hırsla. Damla ise saçlarını savuruyor zevk nidaları ile odayı inletiyordu. Birden poposuna değen bir çift elle irkildi. Dönüp arkasına baktığında şok olmuştu. Diğer 3 işçi de gelmiş siklerini sıvazlıyorlardı. Birisi de poposunda gezdiriyordu ellerini.

- Biz de Osman nerede diye bakınıyorduk. Meğer burada hatunu götürüyormuş çatır çatır.

- Dayanamadım Hamdi abi. Hadi gelin size de yer çok burada.

Damla çarşafı çekmişti üstüne olanları izliyordu. Az önce zevk aldığı adam arkadaşlarını davet ediyordu. Odayı terk etmeye çalıştı ama adamların arasında kaldı.

- Dur bakalım küçük orospu nereye gidiyorsun. Herkese şapur şupur bize yarabbi şükür. Yok hadi eğil bakalım.

Damla çaresizce eğildi, üç adamın siklerini yalamaya başladı. Az önce sikiştiği adam da onlara baka baka 31 çekiyordu. Birini bırakıp birini yalıyordu offf çok da zevkliydi aslında. Mustafa'larda izlediği film geldi aklına. Orospuluğu tuttu tekrar. Ayağa kalkıp üçünü de sırayla dudaklarından öptü. Yatakta 31 çeken Osman'ın yanına gitti. Osman'ın sikini tekrar ağzına aldı ama götünü bu sefer üç tane yarma gibi adama dikti. Oynatıyordu onlara karşı apaçık bir davetti. Bir yandan da göz ucuyla bakıyordu.

- Hadi erkeklerim bu orospu sizi bekliyor. Yoksa beni o yaraklarınızdan mahrum mu bırakacaksınız?

Hamdi sikini tükürükleyip sikini bir çırpıda amına sokmuştu. Aslında hiç gerek yoktu. Sırılsıklamdı Damla. Diğerleri ise eline vermişti bir yandan da göğüslerini okşuyorlardı. Damla tamamıyle çalışıyordu. Amında bir sik onu sikerken ağzı yarrak ile dolduruluyordu. Elleriyle iki adama da otuzbir çekiyordu. Offf daha fazla dayanamayacaktı. Boşalmaya başladı. Aynı anda Osman geliyorum dedi. Başını kaldırmaya çalıştı ama Damla engel oldu. Ağzının içinden karşıladı tüm spermleri. İlk defa başka birinin spermlerini yiyordu acayip tahrik olmuştu.

- Oh sevgilim çok güzeldi. Onları yutması çok zevkliydi.

Sömürmeye devam ediyordu. Tertemiz yapmıştı sikini. Derken Hamdi dayanamadı. O da boşalıyordu.

- Sakın çıkma içimden erkeğim hepsini istiyorum. Son damlasına kadar istiyorum. Sikicim benim hadi durma sik beni.

Ufalana kadar içinden çıkmadı. Daha sonra Hamdi ve Osman tekli koltuğa geçip dinlenmeye başladı. Ama Damla'nın dinlenmeye niyeti yoktu. Adamların birini kadınlığına aldı ve üstüne çıktı diğerini ağzıyla sömürüyordu. Adamlardan birisi parmağıyla götünü yoklamaya başlamıştı.Amınından akan sıvılarla ıslattığı parmağını götüne sokuyor, kendi zevk sıvısı ile götünü kayganlaştırıyordu. Damla anlamıştı neler olabileceklerini ama zevkin doruklarındaydı şu anda. Hiçbir şeye karşı koyamıyordu. Derken adam ağzında çıkıp yavaşça götünü zorladı.

- Dur ne olur yapma. Oradan hiç yapmadım.

- Bir daha başka yerden yapmak istemeyeceksin hep oraya isteyeceksin.

- Ne olur hepsini alamam yapma.

- Sen daha neler alırsın seni küçük fahişe.

Ve adam sonuna kadar kökledi.

- Ahhhhhhh.

- Kasma rahat bırak kendini.

- Ohhhh evet evet erkeğim ohhhhh

- İşte böyle.

- Hadi sikin durmayın tüm deliklerimi doldurun. Hem amımdan hem götümden sikin beni sikicilerim.

İki adamın arasında tost olmuş inliyordu damla. Diğerleri ise ona hayran hayran bakıyordu. Zevk almaya başlamıştı artık önce acı verdi ama şimdi delice istiyordu. Hamdi ve Osman'ın siki yavaştan hareketlenmeye başlamış Damla'nın yanına geçmişlerdi. Diğer iki işçi ise boşalmak nedir bilmeden Damla'yı sikmeye devam ediyordu. Damla iki yarakla pestil gibi olmuştu. Hamdi önüne gelip sikini ona doğru uzattığında dudaklarını ısırmış ve gözleri hafif kaymıştı zevkten. Üçüncü siki de yiyordu şimdi ağzından hem de. Iımmmmmhh diye ses çıkardı. Hamdi ağzından sikmeye başlamıştı, öyle ki gırtlağına kadar sokup çıkarıyordu. Osman ise onlara bakıp 31 çekiyor bir yandan da Damla'nın göğüslerini okşuyordu. Sik ağzından çıktığı zamanlar zevk çığlıkları atıyordu.

- Bunca zaman tek yarakla nasıl doymuşum ben?

- Seni yarağa doyuracağız. Her yerde sikeceğiz.

- Ohhhh. Evet erkeklerim sikin beni. Yarağa doyurun. Onsuz bırakmayın beni. Onsuzluk ne demek bilemezsiniz.

Derken önce diğer iki işçi boşlamak üzereydi Damla'nın içinden çıkıp göğüslerine boşaldılar. Kaç zamandır boşalmıyor gibilerdi. Oluk oluk akıttılar. Bunu görüp dayanamayan Osman da Damla'nın göbeğine doğru boşaldı. Ağzında kalmıştı Hamdi o da kökledikçe köklüyordu. Vantuz gibi emiyordu sikini. Ağzından çıkmadı Hamdi. Damla'nın başına tuttu ve döllerini ağzına akıtmaya başladı. İlk salvosu boğazında patladı. Önce hoşlanmadı daha sonra içinde bulunduğu zevk ortamı sayesinde yuttuğu döllerin tadı damağında kalmıştı. Beşi de bir yere yığılmış aynı oda içerisinde çırılçıplak yatıyorlardı. Damla ilik gibiydi adeta. Yerde seks tanrıçası gibi yatıyordu. İşçilerin sikleri inmiş yana devrilmişti. Sabah olmak üzereydi neredeyse. Bodrum katındaki işler ise hala bitmemişti. Bu durum işçilerin iş yavaşlatması sonucu 10 gün daha böyle sürdü. 10 gün boyunca işçiler evlerine hiç gitmediler. Damla'yla her pozisyonda sikiştiler. Damla 10 gün boyunca 4 erkeği aslanlar gibi idare etti. İşçiler iş bittikten sonra hiç ayrılmak istemeseler de Damla yeni yaraklara çoktan yelken açmıştı bile. Artık daha cesur ve daha iştahlıydı. 

 

 

>>>>>

 

 

Damla işçilerin gitmesiyle beraber büyük bir yalnızlığa düşmüş gibi hissediyordu. 10 gün boyunca 4 erkeğin sikini yemişti oysa ki. Şimdi büyük açlık çekiyordu. Artık giyim kuşamında sınır tanımıyordu.

Denize ve havuza çok seksi ve minicik bikinileriyle giriyordu. Tüm erkekleri adeta deli ediyordu. Kalçaları ve göğüsleri ortada kalıyordu. Damla genelde beachlere giderdi fakat bu sefer biraz da kafa dinlemek için kuytu az insan olan bir kumsalda güneşleniyordu. Bikinisinin üstünü çözüp çıkardı. Yüz üstü güneşlenmeye başladı. Vücudunun kıvrımları adeta sanat gibiydi. Kusursuzdu. Birden yanında Mustafa ve Mert belirdi.

- Damla ne yapıyorsun burada yalnız başına?

- Oh Mustafa iyi ki geldiniz benimde canım sıkılıyordu tek başıma.

Adamlar çok seksiydi. Damla dudaklarını ısırmıştı onlara bakınca. Kaslıydılar ama kararındaydılar. Aşırı değildi bu da ayrı bir hava katıyordu. Üstlerinde ufak deniz şortu vardı ikisinde de ve sikleri belli oluyordu. Damla'ya karşı adeta siper almışlardı. "nasıl da güzeller" diye düşündü Damla. Evlerine gittiğinde kendisi hakkında söyledikleri geldi aklına ıslanmıştı.

- Güneş kremini kim sürecek diye düşünüyordum ben de.

İkisi de atladı adeta kavgaya tutuşmuşlardı. Damla kıkırdıyordu. Sonra araya girdi.

- Tamam canım biriniz sırtıma sürsün biriniz önüme.

Tamam deyip anlaştılar. Mustafa atladı hemen sırtına sürmek üzere davrandı.

- İyice sür Mustafa'cığım.

- Tamam damlacığım sen hiç merak etme.

Mustafa Damla'nın sırtına yedire yedire sürüyor bir yandan da masaj yapıyordu.

- Ohhhh Mustafa'cığım ellerin dert gömesin çok iyisin.ohhh.

Mustafa adeta kendinden geçmişti siki kazık gibi olmuştu ve saklayamıyordu. Damla'nın sırtı dönük olmasaydı rezil olabilirdi. Ortalarda kimsecikler de kalmamıştı. Üçü sahilde yapayalnızlardı. Zaten burası çok da bilinen bir yer değildi.

- Damla'cığım işçilerin işi biraz uzun sürdü galiba.

- Sorma Mert'ciğim elleri biraz ağırdı ama işlerinin ehlilermiş ohhh çok iyilerdi.

- Sen de mi kaldılar?

- Evet canım ya işleri çabuk bitirsinler diye yer ayarladım onlara ama gene uzun sürdü. Neyse ki bitti iş de tatil başladı artık.

Damla birden önünü döndü. Mustafa'yla Mert yer değiştirirken Mustafa'nın kazık gibi dikilmiş sikini gördü Damla. Ama görmemezlikten geldi sadece gülümsedi. Mert göbeğinden başladı Damla'nın bacak arasında kadınlığının kenarlarında gidip gelirken Damla'nın içi gıdıklanmıştı. Tahrik olmuştu Mert'in ellerinden. Mert adeta okşuyordu Damla'yı. Parmak uçlarına kadar kremliyordu. Derken üstlere çıktı. Göğüslerinin etrafında dönüyordu. Damla'nın içindeki kıpırtı dayanılamayacak boyuta varmıştı. Kendisi de dahil herkesi şaşırtacak bir harekette bulundu. İplerini çözdüğü bikinisinin üstünü çıkarıp attı.

- Göğüslerimin vücudumdan ayrı renkte olmasını istemem. Hadi Mert onları da kremle.

- Zevkle.

Mert Damla'nın göğüslerini avuçladıkça siki şortunu yırtacak seviyeye geliyordu. Mustafa ise sikine dokunamıyordu dokunsa patlayacak duruma gelmişti. Mert Damla'nın göğsünü avuçladıkça damladan mırıltı sesleri geliyordu. Göğüs uçları sertleşmişti tahrik olduğu belli oluyordu. Daha fazla dayanamayarak 

"Hadi denize girelim" dedi. Koşturarak denize doğru arkası dönük koştu. Göğüsleri bir o yana bir bu yana sallanıyordu. Mustafa ve Mert ayağa kalkıp Damla'nın peşinden gittiklerinde Damla kahkahayı bastı. Ve arkasını dönüp denize atladı. İkisinin de siki kazık gibi olmuş ve bunu saklamaları da imkansız hale gelmişti. İkisi de koşarak denize atladı Damla'nın yanına geldiklerinde Damla ellerini ikisinin de sikine attı ve onları şortlarından kurtararak özgürlüğe kavuşturdu.

Damla gözlerini kısmış tüm yakıcılı ile ikisine de bakıyordu. İkisinin de sikini sıvazlıyor çocuklarsa hareketsiz halde taş kesilmişlerdi. Bu kadar çabuk olmasını beklemiyorlardı. Mert birden kendine çekip öpmeye başladı Damla'yı. Dudaklarını sömürüyordu adeta. Mustafa arkasına geçip sikini sürtüyordu kalçalarına. Nefislerdi. Nasıl da bakımlı ve dirilerdi.

- İki erkek az gelir şimdi sana dedi Mert.

- Nasıl yani?

Damla şok olmuştu. Yoksa işçilerle beraber yaptıklarını görmüşler miydi. Tanrım rezalet bir şey olabilirdi bu.

- Aslanlar gibi yedin hepsinin siklerini. Biz de sana baka baka 31 çektik. Sıramızı bekledik.

- Biz sürekli seni izliyorduk Damla. Senin ateşli vücudunu düşlüyorduk. İşçilerin evden 10 gün ayrılmaması da içimize kurt düşürmüştü.

- Tanrım muhteşem manzaraydı Damla. Hepsini perişan ettin. Siklerini sömürdün.

Damla şok halindeydi ama olan olmuştu artık. Koy vermişti her şeyi aldığı zevklere bakıyordu.

- Off yarakları perişan etti beni. Hepsi sizin suçunuz.

- Neden?

- Niçin?

- Bilgisayarınız da açık unuttuğunuz porno yüzünden oldu tüm bunlar. O hatunu nasıl sikiyorlardı.

- Böyle olacağını bilseydik sana daha önce izletirdik.

Damla birden denizin dibine daldı ve sikleri eli ile hızlı hızlı sıvazlamaya başladı. Önce Mustafa sonra da Mert patladı suyun içinde dalga dalga ilerliyordu dölleri. Offf manzara müthişti. İkisi de Damla'yı öpmeye başladı.

- Durun bakalım daha yeni başlıyoruz. O sikleri yemeden bırakmam kimseye.

Damla iki siki de tuttuğu gibi kıyıya doğru çıkmaya başladı usulca.

***

Üzerindeki su damlacıkları parıldıyordu. Elinde 2 tane kocaman sikle yürüyordu onları çeke çeke, göğüsleri sallana sallana. Manzara müthişti dudaklarını ısırıyordu zevkten. Adamlar ise kendilerinden geçmişlerdi., yaşadıkları inanılmaz şeylerdi. Damla adamların arasına geçip eğildi. Siklerini tekrar yalamaya başladı. Deniz suyunun tuzu Damla'yı yakmıştı. Damla bir o siki bir diğerini yalıyordu. Zevkten uçmuş gibilerdi hiçbir şey umurlarında değildi. Daha sonra ayağa kalkıp adamlarla öpüşmeye başladı. Nasıl ateşli öpüşmeydi o. Neredeyse Mustafa ile Merti yiyecekti Damla. Aç kurtlar gibi saldırıyordu. Bikinisinin altının iki yanındaki ipleri çözdü Damla. Artık her şey ortadaydı. Birden Mustafa'nın kucağına atladı. Mustafa'nın siki Damla'nın kadınlığına girdi. Arkasına dönüp Mert'e baktı. Davetkar bir bakıştı. Mert Damla'yı okşuyordu. Kalçalarını, sırtını heryerini.

- Offf hadi Mert. Bilerek mi yapıyorsun. Bak seni bekliyorum. Yarım bırakma bu anı.

- Geliyorum hayatım benim. Kadınım. Seks tanrıçası gibisin resmen.

Mert sikini sıvazlayıp Damlanın arka deliğine soktu.ahhh diyebildi sadece. İkisi de yavaş hareketlerle gidip gelmeye başladı. Damla tost olmuştu iki erkeğin arasında. İki eli de Mustafa'daydı. Bir elini geri atıp Mert'e de sarıldı. İki erkeğe de sarılmıştı şimdi.

- Bu güzelliği niye sakladı bizden?

- Ohhh ne saklaması yanıyorum sizin için baksanıza ahhhh.

- Biz senin komşunuz her zaman yardım ederiz.

- Bu yardımı sevdim. Evet evet çok sevdim. Ohhhh çok güzel. Hep böyle yardımlar istiyorum sizden.

Damla üstlerinden indi daha sonra. Mustafa yere uzandı. Damla yavaşça hedefe yerleştirdi kendini. Gidip geldikçe göğüsleri Mustafa'nın yüzüne çarpıyordu. Mert ayaktaydı. Damla'ya uzattı aletini. Damla büyük hırsla yalamaya başladı. Emiyor sömürüyordu resmen. Immmhhh ımmhhhh diye sesler geliyordu damladan. Halinden memnundu görünen. Bu manzarayı gören biri olsa porno film çevriliyor zannedebilirdi. O kadar profesyoneldiler ki.

- Daha önce açık havada yaptınız mı? Diye sordu Damla.

- Ohh yoo bebeğim yapmadık hiç. Ama yapmak lazımmış.

- Evet müthiş bir şey.

Damla sarhoş gibiydi. Zevk sarhoşu. İki yarak açık alanda herkesin görebileceği bir yerde onu sikiyordu.

Mustafa daha fazla dayanamadı. Geliyorum dedi. Sikini çıkartıp Damla'nın sırtına doğru boşalttı spermlerini. Bire bir kalmışlardı. Damla hala emiyordu sikini. Mertin kalçalarına tırnaklarını geçirdi zevkin etkisiyle. Mert de damlayı saçlarından kavrayıp sikine bastırmaya başladı. Daha sonra Damla'yı sırt üstü yatırıp sikini göğüslerinin arasına yerleştirdi. Git gel yapmaya başladı. Mert kendinden geçmişti. Zevkin doruklarındaydı artık. Damla ise göğüslerine yeni görev vermiş onları bastırıyordu arasında gidip gelen alet için. Mert daha fazla dayanamayarak ohhhlar içinde patladı. Damla'nın yüzü gözü sperme bulanmıştı. Bu onu daha fazla tahrik etmişti o da tekrar zevki yaşamış ve rahatlamıştı. Bir süre üstünden kalkamadı mert. Damla Mert'in bacakları tutuyordu. O da kımıldamıyordu. Zevkin doruklarına çıkmışlardı. Bir sesler geliyordu uzaklardan. Hemen mayo ve bikinilerini akıp denize yıkanmaya koştu üçü beraber. Müthiş seksten sonra yorgunluklarını yüzerek atmalıydılar. Damla'nın ellenmedik yerini bırakmadılar denizde. Sürekli parmakladılar okşadılar. Damla o gün eve gidene kadar kim bilir kaç kere boşalmıştı. Fakat saymak gibi bir olaya girememişti bile.

 

 

>>>>>>>>>

 

Damla seksi bikinilerini giymiş saat 10:00 gibi kahvaltısını da yaptıktan sonra seksi topuklularını giyerek beache doğru gidiyordu. Mustafaların villaya baktığında ses soluk gelmediğini görmüştü. Anlaşılan çok yorulmuş çocuklar diyordu. Kıkırdayarak yürümeye devam etti. Beach siteye yakındı. Muhteşem görüntüsü ile herkesin dibini düşürüyordu. Sahil kesimi olduğu için herkes bu tarz giyiniyordu ancak çoğunun altında mini şort vardı. Damla marinanın önünden geçmek durumunda kalmıştı. Herkes dönüp dönüp ona bakıyordu. Bu onun da hoşuna gidiyordu aslında. Birden kendi adını duydu. Önce önemsemedi ancak ses giderek yakınlaşıyordu.

- Damla? Hey Damla...

Sonradan arkasına dönerek baktığında şaşırmıştı. Karşısında yöneticisi vardı. Çalıştığı şirketten Çağrı beydi. Çağrı bey yakışıklı sayılabilecek 36 yaşında esmer uzun boylu saçları yüzünün önlerine düşecek düzeyde uzun iki dil bilen maddi durumu iyi biriydi.

- Damla hanım çok yoruldum koşarken.

- Özür dilerim Çağrı bey. Bana seslendiğinizin farkına varamamışım.

- Neyse boşver şimdi ne işin var burada?

- İzne çıkmıştım hatırlarsanız. Aslında sizin izne çıkacağınızı ben bilmiyordum.

- Doğru söylüyorsun, çok sıkıldım ailevi problemler falan kaçıp geldim buraya. Tekneyle mavi tur yapıyorum. Daha çok Çeşme'deyim aslında pek çıkmıyorum. Ya niye burada konuşuyoruz. Geçelim yata orada konuşuruz.

Önce kararsız kaldı Damla ama karşısındaki hem yöneticisi hem de kibar bir beydi. Ve de tekne değişik olabilirdi. Beache her zaman gidilebilirdi.

- Tamam Çağrı bey.

Damla tüm seksiliği ile kalçalarını hareket ettiriyordu. Topuklu terlikleri adeta kalçalarını iki kat daha seksi kılmıştı. Çağrı ile beraber yata geçerken tüm gözler de üzerlerindeydi.

- Eee Damla ne işin var burada eşinle mi berabersin?

- Yok ya yalnızım.

- Hayırdır?

- Yok yok. Öyle bir şey değil izin alamadı eşim ondan dolayı. Ev işleri tadilatı falan vardı da ondan dolayı erken geldim ben de.

- Anlıyorum iyi yapmışsın tabi. Bir şeyler içer misin?

- Tabi ki soğuk varsa eğer.

- Tamam bakalım. Viski iyi midir?

- Olur. Sizin eşinizle ilgili mi sorunlar var?

- Şimdi bunları konuşup da tadımızı kaçırmayalım.

- Pardon. Sizi üzmek istememiştim.

- Yok ya tamam boşver şimdi. Açılalım mı?

- Olabilir tabi.

Yatta ikisi de yalnızdı. Çağrı teknenin halatlarını çözüp demir aldıktan sonra açıldılar. Masmavi denizin içinde ufacıktılar. Damla olayın ahengine bırakmıştı kendini. Teknenin önüne geçip güneşlenmeye başlamıştı bile. Çağrı dümen başında kaldı epey bir süre. Oradan Damla'nın güzelliğini seyrediyordu.tanrım ne güzel diye iç geçirdi. Damla güneşin altında bronzlaşırken Çağrı'nın onu seyrettiğinin farkına vardı. Kalçalarını ona yönelik hareket ettiriyordu. Birden aklına olayı daha netleştirmeliyim diye düşündü. Bikinisinin üstünü çözüverdi. Muazzam göğüsler artık Çağrı'nın görebilmesi için ortaya çıkmıştı. Güneş yağından alıp biraz da göğüslerini ovuşturdu. Çağrı gözlerine inanamıyordu. Gördükleri karşısında aleti giderek sertleşiyordu. İş arkadaşıydı ama netice de alımlı bir kadındı. Artık demir atmanın vakti geldi diye düşündü çağrı. Güzel bir koya da gelmişlerdi. Çağrı dümeni bırakıp Damla'nın yanına geldi.

- Çağrı bey kusura bakmayın biraz rahat davrandım galiba. Göğüslerini elleriyle kapatarak hemen toparlandı.

- Yoo öyle düşünme Damla. Sen rahat hissediyorsan benim için hiç sorun değil. Ayrıca vücudun güzelse sergileyeceksin tabi ki.

- Damla gülümseyerek böyle düşündüğünüz için sevindim. Ellerini göğsünden çekerek rahat rahat güneşlenmeye başladı.

- Ayrıca göğüslerin de çok güzel.

- Çok teşekkür ederim. Sen niye çıkarmıyorsun üzerini? Bana eşlik etmek istemez misin?

- Tabi ki ne demek.

Çağrı üzerini çıkardığında Damla şok geçirmişti.böyle bir vücut beklemiyordu ondan. Gayet kaslı sportif yapılı biriydi Çağrı bey.

- Sizin de vücudunuz çok iyiymiş Çağrı bey.

- Teşekkür ederim Damla. Artık bey demeyi de kesebiliriz. Tatildeyiz öyle değil mi?

- Ya alışkanlık bilemedim. Pekala Çağrı. Eşinle neden aran bozuk?

- Bazı sebeplerden ötürü.

- Ne gibi mesela. Hadi anlat ama tatildeyiz öyle değil mi aramızda bir resmiyet olduğunu düşünmüyorum artık, gülümseyerek.

- Cinsel sebepler dedi.

Damla bu cevabı vermesini istiyordu belki de ama yine de bi doğruldu pardon dermiş gibi. Bir doktor gibi yanına yaklaştı. Çok üzüldüm dedi ve ondan olayları anlatmasını istedi. Çağrı kıvama gelmişti. Anlatıyordu. Aletinin sertleştiğini ancak ilişkiye giremediğinden ötürü karısı ile ayrılma noktasına gelmişti. Eşi onu aldatıyordu ve buna da göz yumuyordu. Damla acımıştı adeta. Yakışıklı bir erkekti zengindi ve işinde de gayet başarılıydı. Belki de iş hayatı onu bu hale getirmişti.

- Beni gördüğünde etkilenmiyor musun? Seni tahrik etmiyor muyum? Güzel değil miyim sence?

Deyiverdi damla. Çağrı şaşırmıştı. Ne diyeceğini bilememişti. Aleti sertleşmişti ama böyle bir soruyla karşılaşmayı da beklemiyordu. Damla'nın elini tutup aletine götürdü.

- Sence?

- Bence çok güzel.

- Öyle mi diyorsun?

- Kesinlikle.

Ellerini Çağrı'nın göğsünde gezdirmeye başlamıştı. Çağrı olanlara inanamıyordu. İş arkadaşı resmen onu taciz ediyordu. Göğüs uçları sertleşmişti. Etkileniyordu. Ellerini saçlarına daldırdı. İliklerine ulaşmıştı Çağrı'nın. Gözleri tamamen kapalı bir şekilde kendini damla'ya bırakmıştı. Damla işini bilen bir afetti. Ve şu anda bir fahişe gibi işini ustalıkla yapıyordu. Onu yavaş yavaş öpmeye başladı yalıyordu vücudunu. Göğüslerini çağrının ağzına kadar değdirip çekiyordu. Şortunu indirdi. Aleti dikti söylediği gibi. Fena sayılmazdı. Onu değerli bir şeymiş gibi kavradı. Muazzam bir şekilde de emiyordu.

Çağrı'nın gözleri kısıldı. Olanların mutluluğu ona fena halde kendinden geçirmişti. Çağrı bacaklarını okşamaya başladığında ise damla ağzındakini çıkarıp teknenin önündeki korkuluklara dayanarak Çağrı'yı davet ediyordu. Çağrı bu daveti geri çeviremezdi. Henüz kurumayan sikini damla'nın hazinesine sokuverdi. Damlanın ağzından bir ohhh çıkıverdi. Çağrı git gel yapıyordu hızlı bir şekilde. Olanlar onu aşırı bir şekilde tahrik etmişti. Hiçbir hastalığı kalmamıştı. Siki dimdik ve gayet iriydi.

- Oh çağrı sakın durma hadi. Hadi evet işte böyle.

- Ohh Damla harikasın. Evet öylesin. Sen tam bir afetsin.

- Bu olanlar aramızda kalmalı.

- Oh bebeğim bunca zaman neredeydin?

- Sokmaya devam et hadi.

- Bu hazineyi saklamak yok artık.

- Ahh işte böyle.

Çağrı içinden çıkıp başını kadınlığına dayadı. Muazzam bir yalama ile karşı karşıyaydı damla. Zevkten neredeyse aklını kaçıracaktı. Saçlarını sımsıkı tutup olayı sertleştirdi. Daha da zevk almak istiyordu. Sekse doymuyordu. Seks tatilinden başka bir şey değildi yaptığı. İşyerinden bir amiri onu sikiyordu. Bunu duysalar eğer bir daha orada nasıl çalışabilirdi. Üstelik evliydi ve eşini de seviyordu. Sadece farklı heyecanlar arıyordu. Teknede sevişmek de gayet güzeldi.

- Yala erkeğim, bitir beni.

- Oh bebeğim benim, çok tatlıymış.

Damla birkaç kaç orgazm olmuştu ve sularını tatmıştı çağrı. Sıra Çağrı'daydı. Damla göğüslerinin arasına aldı o büyük aleti. Çağrı artık doruk noktasındaydı.

- Oh bebeğim boşalmak üzereyim.

- Yıka beni patronum.

Patronum kelimesi onu aşırı tahrik etmişti. Ve büyük patlamasını yaşıyordu. Damla'nın göbeğine göğüslerine boşalıyordu. Oluk oluk boşalıyordu Çağrı. Ve Damla'nın yanına yığılıverdi. Kulak memesini yalıyordu Çağrı.

- Bebeğim benim sen benim kurtarıcımsın.

- Olur mu öyle şey sendeki cevher hiç de fena değilmiş.

- Kocanı bırak beraber olalım. Ben de benim fahişeyi boşarım. orospu gitsin altına yattığı erkeklere muamele etsin.

Damla doğruldu, ayağa kalktı ve göz kırparak deniz atladı. Masmavi sulara, ardından çağrı çırılçıplak atladı. Çağrı'nın Damlayı bırakmaya niyeti yoktu. Atladığı gibi dudaklarına yapışmıştı bile.

 

>>>>>>>>>>

 

Telefon çaldığında birden doğruldu. arayan Halil'di yani kocasıydı. saç baş dağınık göğüsleri fora bir şekildeydi.

-Hayatım.

-Aşkım nasılsın?

-İyiyim tatlım nasıl bitirebildin mi işleri?

-Bitti bitti aşkım ustalar gitti işte ben de ev işleriyle uğraştım yerleştirmesi uzun sürdü.

-Uğraşmasaydın o kadar bi kadın tutsaydın keşke.

-Hallettim bebeğim ya. sen nasıl yaptın işlerini bitirebildin mi?

-Bitirdim sayılır bebeğim ben de pazar günü yanındayım aksilik çıkmazsa.

Birden ahhhhh çekti Damla. Çağrı boynunu yalıyordu. Buna hiç dayanamazdı. kocası ne olduğunu sordu. Damla da durumu kurtarmak adına

-Ahh bebeğim seni çok özledim, yanımda istiyorum seni.

-Ben de özledim bebeğim az kaldı geleceğim.

Telefonu kapattıktan sonra Damla Çağrı'nın üzerine çıkmıştı.

-Demek yaramazlık istiyorsun.

Yavaşça göğsünden aşağıya doğru kaydı. üzerindeki çarşafı bir çırpıda fırlatıp attı. artık karşı karşıyaydılar. uyuyan devi uyandırmaya niyetlendirmişti Damla.

Bu ufaklık tam ağzıma layık.

Hmmmm tadı nasılmış acaba.

-Canımmm harikasın..

Damla büyük bir iştahla yalıyordu Çağrı'nın erkekliğini. Çağrı da yılların eksikliğini gidermeye çalışıyordu. Büyük bir hazzın içerisindeydi. Ağzından çıkarıp göğüslerinin arasına aldı. Hızla git gele dayanamayan Çağrı kuvvetli bi şekilde boşalıyordu Damla'nın göğüslerine. Çağrı'nın gözlerinin içine bakarak onun üzerine doğru gelip göğsüne yattı. Dudaklarına öpücük kondurdu. Kırk yıllık aşıklar gibi sarıldılar.

Kahvaltılarını teknede yapacaklardı. Güzel bir koyda demirlemişlerdi. Çağrı'nın tişörtünü giymişti Damla ve beraber kahvaltıyı hazırlıyorlardı.

-Halil pazar günü burada olacakmış.

Buna biraz bozulmuştu Çağrı. Bir şey diyemedi.

-Yani iki günümüz kaldı öyle mi?

-Öyle tatlım.

-O halde bu iki günü iyi değerlendirelim ne dersin?

-Ne gibi mesela?

-Akşama güzel bir kulübe gitmekle başlayabiliriz mesela.

-Tamam tatlım.

Akşama eğlenmek üzere anlaştıktan sonra kahvaltılarını etmek için masayı hazırlamışlardı. Güzel deniz manzarası eşliğinde güzel bir kahvaltı yapıyorlardı. eski iş yeni sevgili olarak.

Akşam vakti gelip çatmıştı. Damla bir afeti devran olmuştu. Straplez mini bir elbise giymişti. Altında topuklu ayakkabıları kalçalarını meydana çıkarmıştı. Saçları ve makyajı ile adeta tüm erkeklerin siklerini kaldırmak için can atıyordu. Koluna girmiş ona eşlik eden Çağrı ise bu durumdan hoşnut sayılırdı. Tüm erkekler kulübe girişte ikisine daha doğrusu Damla'yı süzüyor Çağrı'nın yerinde olamadıkları için hayıflanıyorlardı.

Denize kıyısı olan bir kulüptü bu. Elit, gösterişli ve belli bir kesimin girebildiği bir yerdi. Adı da Dirty club'dı. İçeriye girdiklerinde loş ortamda kimse kimseyi net olarak göremiyordu. Ancak spot ışıklar arada bir geçtiğinde net olarak seçilebiliyordu insanlar. açık hava olmasına rağmen sis ve duman ortamı ağırlaştırmıştı. ve tabi ki buram buram alkol kokuyordu.

Çoğu kulüpteki gibi burada da sandalyeler yeterince değildi. ve Damla ile Çağrı sandalyesiz bir masada ayakta duruyorlardı. Gerçi bu durum Çağrı'nın işine geliyordu. damlaya daha yakın oluyor ona dokunup sokulabiliyordu. damla bir kokteyl söylemişti. Çağrı ise viski istemişti. etraflarına bakınıyorlardı.O ara Çağrı da boş durmuyor eli Damla'nın poposunda geziniyordu. Çaktırmadan da etrafa bakıyordu bu durumu gören var mı diye. Arada boynuna öpücükler konduruyordu Çağrı.

Gece ilerlemiş Damla çakırkeyif olmuştu. Çağrı ise zurna gibiydi. Artık hareketlerini kontrol edemiyordu. Herkes bir köşede sevişiyordu adeta. Çoğu yer karanlık olduğu için belli belirsizdi her şey. Ama birden gözü bir şeye takıldı. Siyahi biri vardı barın önünce Damla'ya bakarak oturuyordu ve eli de aletindeydi. Aman allahım bu nasıl bi şey böyle.

Adam pantalonunu çok aşağıdan kavramıştı. Eğer aleti oraya kadar uzanıyorsa bu çok büyük bi şey olmalıydı.Bugüne kadar hiç boy sorunu yapmamıştı ama tatilde yaşadıkları onu fena halde değiştirmişti. Tatmin oldukça dahasını da istiyordu. Dudaklarını yaladı Damla. Adam bunu bi işaret olarak algıladı. Sandalyesinden indi. Ancak Damla paniklemişti. Yanındaki Çağrı'ya baktı hiç bir şeyin farkında değildi.

-Aşkım ben lavobaya gidiyorum diye kulağına fısıldadı.

Birden lavobaya yöneldi Damla. Adama bakarak gidiyordu.

Damla kendini zor atmıştı tuvalete. Aynaya baktı derin bir iç çekti. Elbisesini ve saçlarını düzeltti. Makyajını tazeledi. Yanında hemen bir bayan vardı o da zilzurna sarhoştu.

O işini bitirip çıktıktan sonra kafasını kaldırıp aynadan arkasına baktığında o siyahiyi görmüştü. Şok halindeydi. arkasını dönmesiyle beraber adam dudaklarına yapışmıştı bile. Aman allahım neler yapıyordu damla böyle. Kocasını aldattığı adamla eğlenmeye geliyor onu da tuvalette başka adamla aldatıyordu. Bu kadarı ona da fazlaydı. Birden ittirdi adamı. Adam Damla'yı kaçırmamak için elini tuttu Damla'nın ve aletine götürdü. damla büyük şok yaşıyordu tekrar. Sahiden çok büyüktü. Böyle bi şey hiç görmemişti. Bu sefer Damla adamın dudaklarına yumuldu. Onu bir kabine doğru çekti kapıyı kapadı. Büyük bir iştahla sevişiyorlardı. Damla'nın dudaklarını yiyordu siyahi. Damla adamın tişörtünü bir çırpıda çıkardı göğüslerini yalıyordu. Adam çok kaslı çıkmıştı. Atletik bir yapısı vardı. damla onu öperken zenci onu adeta parçalıyordu. Kalçalarını sıkıyordu. Aleti artık pantalona dar geliyordu. Damla bu durumu anlayıp oraya eğildi ve bu tutsaklığa bir son verdi. özgürlüğüne kavuşmuştu. Hediyesini ise Damla sunuyordu ona. Aleti sahiden de kocamandı. Onu yalamaya başladı. Ağzına sığmasa da onu büyük bir iştahla yalıyordu. Girdiği kadarını alıyordu ağzına. Zenci kendinden geçmişti. Damla'nın kadınlığı sırılsıklamdı. Zenci onu bir çırpıda kaldırdı önce elbisesinin altını belinde toparladı. Daha sonra başını onun kadınlığına gömüp yalamaya başladı. Nasıl bir ahhhh çektiyse Damla dışarıdan bile duyulmuş olabilirdi. Gözleri kısılmıştı.

Ahhhh, ımmhhhh hadi ama bunu bana yapma. Hadi onu artık istiyorum diyordu Damla. Adamsa başını işinden ayırmıyordu. Aamla zencinin saçlarını çekiyordu. ohh bebeğim sen nasıl bi şeysin. ahhh ahhhh hadi ama..

Zenci Damla'yı kucakladığı gibi kabine dayadı. Aletini tek seferde sokmuştu. Damla yırtılmış olmalıyım diye düşündü. Bir çığlık attı. o anda tuvalete biri girmişti. Damla zenciye sarılmış kalçalarını hareket ettiriyordu. Zenci bağırmasın diye ağzını kapatmıştı Damla'nın. Şehvet ihtiras tutku heyecan her şey vardı. Damla çoktan orgazm olmuştu. Kadının işi çok uzun sürmedi ve dışarı çıktı. O andan itibaren zenci duraksız gidip geliyordu. Damla'yı kucağından indirip eğilmesini istiyordu. Damla görevi anlamıştı. ve bunu canı gönülden istiyordu. Adam damlaya doğru mastürbasyon yapıyordu. Damla ise ağzını açmış bekliyordu. ve zenci okyanus gibi patlıyordu. Damla elbisesine gelmesin diye tüm menileri ağzında karşılıyordu. Bir tek damla bile düşürmeden hepsini ağzında biriktirmişti. ve onları klozetin kapağını açıp tükürdü. Zenci ise üzerini toparlıyordu. ve onu kaldırıp dudaklarından öptü zenci eline de bir kağıt parçası sıkıştırıp tuvaletten kimseye farkettirmeden çıktı. Damla klozete oturmuş aldığı zevki sindirmeye çalışıyordu. Bir gece kulübünün tuvaletinde tanımadığı biri ile hatta adını bile bilmediği bir zenci ile sevişmişti. Tam bir fahişe gibiydi. zencinin eline tutuşturduğu kağıdı açıp okudu. Telefon numarası yazıyordu altında da adı. Tommy.

Damla üzerini düzeltip kabinden dışarı çıktı. İçeride bir bayan vardı. Aynaya baktığında çenesinde biraz meni kalmıştı. Bunu yanındaki kadın da farketmişti. hemen temizledi makyajını tazeledi. Kadına göz kırparak tuvaletten ayrıldı.

İçeride Çağrı'nın yanına geçerken zenci bara oturmuş içkisini yudumluyordu. Yandan da onu süzüyordu. Damla verdiği kağıdı zencinin görebileceği bir şekilde çantasına koydu. Çağrı'nın yanına geçtiğinde ona hemen bir öpücük kondurdu.

-Hayatım nerede kaldın?

-Tatlım midem kötü olmuş herhalde içkiden.

-Tamam bebeğim merak ettim ben de.

Damla Çağrıyı kıvama getirmişti . Dudaklarını yalayarak ise zenciye bir göz kırptı. Yaşayacaklarımız daha bitmedi dercesine.

Kendi ağzından;

-Hayatım hoşgeldin!

-Hoşbulduk sevgilim.

Kocam kaç zamandır ortalarda yoktu. İş sebebiyle olsa da bu kadar uzun bir ayrılık yaşamamıştık. Onu özledim desem çok gerçekçi olmazdı. Çünkü çok farklı duygular yaşamıştım ama yine de eşimi seviyordum. Sonuçta belli mevkilerde insanlardık. Sıradan değildik. İş arkadaşım ve komşumla yaşadıklarım başıma büyük işler açabilirdi. Bu kadar yakın olan kişilerle yapmamalıydım. Gerçi olan olmuştu çok da zevk almıştım. Bi kere de düşünmeden içimden ne geliyorsa öyle davranmıştım.

Hemen ona bir şeyler hazırladım. Yoldan geldi ve aç olmalıydı. Üzerini değiştirip yanıma geldi. Bana arkadan sarıldı. Hemen gevşedim. Beni özlediği her halinden ve sertliğinden anlaşılıyordu. Ben de bir nebze de olsun özlemiştim aslında. ona mutfakta bir şeyler hazırlarken aletini kalçama dayamıştı. Ben de ona karşılık veriyordum. Geriye doğru iktiriyor onun daha da sertleşmesini istiyordum.

-Sen acıkmadın mı yoksa?

-Acıktım görmüyor musun?

-Yoooo...

Bu arada ben hareketlerimi hızlandırmış ve halil kendinden geçmek üzereydi neredeyse boşalacaktı.

-Nasıl göstermem gerek sence?

Arkamı dönerek aletini avuçladım. Onun yeri ayrıydı bambaşkaydı sahiden.

-Mesela buradan başlayabilirsin.

dedim sikine dokunarak. Onu serbest bırakmasını istiyordum. O da bu isteğime karşı gelmemişti. Hemen özgürlüğüne kavuşturmuştu. Elimle kavradım alev gibiydi yanıyordu.

-Ben yokken nasıl dayandın bu açlığa peki?

Klasik kadın güdüsüyle soruyordum ve bir yandan da sıkıyordum cevabını beklercesine.

-Sen yokken sadece seni hayal ederek kendimi tatmin ediyordum. Ne güzel de yalardı seni diyordum.

Daha fazla dayanamamıştım ben de hemen onu ağzıma alarak tatmin etmeliydim. eEvet bu tadı özlemiştim ben de. Bir yandan da Halil'in gözlerine bakıyordum kısılmışlardı. Zevk aldığı her halinden ve hırıltılarından belliydi. İştahla yalıyordum. zevk suları karışmıştı damağıma. Birden çıkardım ağzımdan.

-Başka kadınlarla olduysan bunu koparırım.

diyerek onu tehdit ettim. Kıskanıyordum her kadın gibi.

-Hadi bebeğim ne olur devam et. Senden başka asla, hadi devam et durma.

Şu ada ne desem yapacak durumdaydı. Daha fazla zorlamadım. devam ettim. Elimle de mastürbasyon yapıyordum aletine aynı zamanda. Daha fazla dayanamadı. O ağzımdan çıkarmaya çalışsa da ben istemedim ona bir hediye vermek istemiştim. Çünkü bunu ona hiç yapmamıştım. 

Mutlu olmuştu. Meniler ağzıma birikmişti. Başkasıyla olmadığı belliydi gayet kuvvetli boşalmıştı. Onları yutmuştum.

-Aşkım harikasın. seni çok özlemişim.

Kalkıp dudağından öptüm cevaben. Banyoya doğru yürüdüm tüm seksiliğim ve kışkırtıcılığım ile. Aynada kendime baktım ve gülümsedim. Temizlendim. Elimi yüzümü yıkayıp içeri geri döndüğümde eşim onun için hazırladığım tostu yiyordu. Bebeğim gel yanıma otur dedi Halil. Onun yanına geçip göğsüne yaslandım.

Altımda mini bir etek vardı içime de çamaşır giymemiştim. Tahrik etmeyi seviyordum. Eşim yeni de gelmişti işe de yaramıştı aslında. Üzerimdeki askılı badiden sütyensiz göğüslerim belli oluyordu. Çok yüksek olmasa da topuklu ayakkabılarım ayağımdaydı. Eşim geldiği için giymiştim o bunu çok seviyordu Gerçi ben de seviyordum. Ayaklarımı karnıma çekmiş kocamın göğsüne yaslanmış hasret gideriyorduk. Derken kapı çaldı. 

Halil ben açarım diyerek kapıya yöneldi ben ondan boşalan yere uzanmıştım. duyduğum ses ile irkildim. Mustafa'ydı gelen. İşin kötü tarafı eşim onu içeriye davet etmişti. Tanrım korktuğum başıma gelebilirdi. Acaba mustafa bir delilik yapıp durumu eşime söyler miydi? 

Mustafa ile yüz yüze gelmiştik bile. Mahcup bir şekilde tokalaşmıştım bile.

-Hoşgeldin Halil nasılsın?

-İyiyim sen nasılsın?

-İyi ben de işte ne olsun daha yeni gelebildim. Damla'ya da işi gücü yükledim burada zaten.

Ben karıştım söze o anda.

-Yok sağolsun yardım ettiler.

-Ettiler derken.

-Kuzenimden söz ediyor Mert yanıma gelmişti de bir kaç günlüğüne

-Sahi gitti mi kuzenin?

-Evet gitti dün akşam.

-Sağol Mustafa ya iş güç ancak gelebildim yoksa yalnız bırakmazdım Damla'yı.

-Komşuluk hangi günler için. Ben de arabayı görünce hoşgeldine geleyim dedim.

-Tabi iyi yapmışsın.

Sohbet koyulaşıyordu ama ben tedirgindim hala. Kocam bi süre sonra izin isteyerek tuvalete gitti. Bunu fırsat bilen Mustafa hemen yanıma sokuldu. Beni öpmeye kalkıştı. Yapma desem de engel olmak neredeyse imkansızdı.

-Yapma Mustafa. Kocam geldi artık öyle bir şey olması mümkün değil.

-Emin misin?

-Evet hem de gayet.

-Bak kızım istediğim gibi davranmazsan her şeyi anlatırım kocana.

-Sana inanmaz ki inkar ederim.

O anda telefonunu cebinden çıkardı ve bir fotoğraf gösterdi şok yaşıyordum sahilde Mert ile çekilmiş fotoğrafım vardı. Mert içime girerken bizi çekmişti. Tanrım bunu nasıl farkedemedim. zZaafımdan faydalanıp elini eteğimin altında attı. Kadınlığımda dolanıyordu elleri.

-Şu benim ufaklığa hayat ver hadi tatlım.

Mecbur isteklerini karşılamak durumundaydım. Feci halde faka basmıştım. Elimi aletine atıp şortunun üzerinden okşamaya başladım.

-Akşam sana mesaj atacağım bi bahane uydurup geleceksin?

-Hayır bu akşam olmaz ne olur bunu yapma bana?

- Gelmezsen eşinin telefonuna bu fotoğraf gider benden demesi.

Aletine daha haşin davranıyordum. Yine de zevk aldığı anlaşılıyordu. İçeriden eşimin sesi yaklaşıyordu elimi çekip yanından uzaklaştım. Gözüken oydu ki daha maceralarım bitmemişti ama bunun da intikamını mutlaka almalıydım. 

Yaz kaçamağı başıma hangi işleri açmıştı.

 

Plaza Kaşarı (1)

 <Alıntıdır>

 

Her şey olmasını istemediğim ancak arzuladığım şeylerle başladı.

Karımla uzun zamandır evliydik. O Leyla ben ise Emre. Yaklaşık 10 sene olmuştu. Haliyle artık ilk zamanlardaki gibi birbirimize karşı istek yoktu. Bunun sebepleri belki iş stresi belki vakit yokluğu belki bıkkınlık. Bunları çoğaltabiliriz elbette. Ancak bunda ikimizin de pay olduğu gibi bir o kadar da yoktu.

Benim bir yazılım şirketim var. Küçük çaplı bir şirket. Karım ise bir ilaç şirketinde çalışıyor. İkimizde maslak'ta çalışıyoruz ama evden başka bir yerde birbirimizi görmeye sanırım tahammülümüz yok. Bunu ikimizin de durumdan memnun olmasından çıkarıyorum.

İş yaşamı gereği bakımlı çekici bir kadın aslında. Sarı küt kesim saçları çenesinin hemen altında biterken makyajı ona daima eşlik ediyor. Ara sıra gittiği spor onu diri tutmaya yetiyor. Squat poposunu harika gösteriyor.

Asıl kırılma noktamız ise benim çeşitli arayışlara girmem yüzünden oldu. İnternette çeşitli sitelerde çeşitli hikayeleri okuyor çeşitli amatör videoları izliyordum. Orada beni tahrik eden şeyin karımı kıskanmak olduğunun farkına vardım. Konuşmadan seks yaptıkça birbirimize istek azaldığından bu videoları izleyip ya da hikayeleri okuyup karımla sevişiyorduk. O halimden aslında o da memnundu. Sadece onun zevk almasını istiyordum aslında. Yoksa benim için her türlü zevk çok kolay.

Aslında karım erasmusla yurtdışında okumuş iş gereği zaman zaman yurt dışına çıkan seks konusunda bağnaz olmayan bir kadın. Yani ilk seks yaptığı erkek ben değilim. Ancak ikimizin de birbirimizi aldatmadığına adım kadar eminim. Ancak fantezi konusunda biraz tutuk. Bunu ne zaman açsam seks yarıda kesiliyordu. Her şey işte bir hikaye sitesini bilgisayarda açık unutmamla başladı. Bunu anlamam aslında hemen olmadı. Karımdaki değişimden hoşnut olduğum için belki de araştırma gereği duymadım. Karım fantezilerime katılmasa da olumsuz tepki vermiyor hatta daha fazla ıslanıyor gibiydi. Uzun süre iş yoğunluğu sebebi ile eve geç geliyordum ve bir şeyle ilgilenemiyordum. Eve gelip bilgisayarı açtığımda aslında bir süre hatırlamakta zorluk çektim fakat durum çok açıktı. Karım hikaye sitelerinde gezinmişti. En çok da aldatan kadın fantezisi okumuştu. Şok içerisindeydim. O benim böyle sitelere girdiğimi biliyordu. Ve artık ben de biliyordum. Hemen kapatıp duş aldım. Ama çok da azmıştım.

Onu öpmeye boynundan başladım. En çok bunu severdi. O da çok istememekle beraber benim azgınlığım sayesinde devam ettik. Onu yine fantezilerle kıvama getirmeye çalışıyordum. Ancak aklımda okuduğu hikayeler vardı.

- Ohh Tuğba'nın göğüslerini çok güzelmiş aşkım.

Leyla şok olmuştu. Tuğba onun en yakın arkadaşıydı. Aynı yerde çalışıyorlardı. Doğru muydu yoksa fantezi miydi bunu kestiremiyordu.

- Göğüslerinin arasına sıkıştırdı sikimi. Ohhh.. inanılmazdı aşkım. Tam bir kaltak.

Halimden fantezi olduğunu anlamıştı ama yine de şoku atlatamamıştı. Ben devam ediyordum.

- Oh bebeğim... amı çok tatlıydı. Sikimi amında sıkıştırıyordu. İyice bastırıyordu.

Leyla tahrik olmuştu ve boşalmıştı ama düşünceli olduğu da her halinden belliydi. Kıskanmak onu da tahrik ediyordu. Aslında bu aldatma hikayeleri beni de tahrik etmişti. Karımın hareketlerinden şüphe duymaya başlamıştım. Dekoltesi, yürüyüşü her şeyi beni tahrik etmeye yetiyordu. Elbisenin altında kalçaların ne kadar diri olduğunu bilmek onu sikmek için can atmama neden oluyordu. Bir gün yine dayanamamış ve o mutfaktayken o muhteşem kalçalarına bastırmıştım.

- Ohhh... aşkım yine mi azdın?

- Seni görüp de azmamak gibi bir şansım var mı sence?

- Bilmem.

- Bence biliyorsun. Bu göt tam da sikmelik.

Karımın kalçalarına sürtünüyordum. İnanılmaz tahrik olmuştum.

- Bunu bugün ikinci kez duyuyorum.

İlk önce anlayamadım ya da yanlış anladığımı düşündüm. Şok olmuştum. Nasıldı yani?

- Nasıl?

- Şeyyyy...

- Söyler misin lütfen?

Yüzünü kendime çevirdim ve sikimi kadınlığına bastırmaya devam ettim.

- Eve gelmeden önce şu arka sokaktaki şarküteriye uğramıştım bir şeyler almak için. Orada gençten bir çocuk var çırak bir de dükkan sahibi orta yaşlı hafif kır saçlı bir adam. Çocuk sağ olsun çok yardımcı oldu. Abla ne lazım, şunu vereyim bunu vereyim diye. Ama adam içeride epey süzdü beni farkındaydım. Neyse aldım alacaklarımı dışarı çıktım. Sonra turşu da alayım diye geri döneyim dedim. O sırada şu yaşlı adamın söylediklerini duydum. "offf şu göt var ya şu göt. Tam sikmelik. Bunun kocası, manitası hakkını veremiyordur. Vereceksin elime bunu var ya öyle sikerim ki yeter der artık." Şok olmuştum. Ne içeri girebildim ne geri dönebildim. Yabancı bir adamın beni sikeceğini ballandıra ballandıra anlatması aşırı tahrik etmişti. Çırak da "plaza kadını bu usta. İşten güçten nasıl sikişilir unutuyorlar. Kocaları başka şeylerin peşine düşüyor." "ben onu bunu bilmem bu elbisenin altında nefis kalçalar var belli. Hem tanga da giymiş baksana. O da götünün güzelliğinin farkında." Daha fazla dayanamadım. Duyacaklarım karşısında ne tepki vereceğimi bilmiyordum. Apar topar döndüm.

- Yabancı bir adam senin götünü sikmek istiyor demek...

- Ahhhh yapma lütfen Emre.

- Ohhhh adam haklıymış baksana altında tangan var.

Onu mutfak tezgahına çevirip tangasını bacaklarından sıyırıp çıkardım. Bir yandan sikimi sıvazlıyordum bir yandan o müthiş kalçalarını yalıyordum. İnanılmaz ıslaktı. Hiç bu kadar ıslandığını hatırlamıyorum. Gözümde adamın karımı sikişi vardı. "Kocan böyle sikemiyor mu?" diyerek karımı sikiyordu. Karım da "sik durma sikk. Senin gibi sikenini görmedim diyordu." Hepsini hayalimde canlandırıyordum. İnanılmazdı bu. Karım konuşmuyordu ama o da inliyordu. Zaten ıslaklığı ne kadar tahrik olduğunu gösteriyordu.

Ertesi akşam karımın işten dönüşünü dört gözle bekliyordu. Adeta ateş saçıyordu. Diz üstünde siyah kalem bir etek. Bacaklarına gizem katan siyah bir çorap ve kalçalarının güzelliğini ispat edecek topuklu stiletto bir ayakkabı. Üzerinde ise puantiyeli çatalına kadar özgür bir gömlek.

- Ahhh yine oraya gitmişsin.

- Evet hayatım. Hem bu sefer adam daha cüretkardı.

- Nasıl?

- Gözleriyle sikti beni bebeğim. Bakmadığı yerim kalmadı. Akşama beni düşünüp kendini tatmin edecektir.

- Konuştu mu seninle?

- Bu sefer çırağa bırakmadı hep kendi ilgilendi. "Ablama bu yakışır, ablamın ağzına layık, bunu ye başka bir şey yemezsin ablam." Beni cümleleri ile tahrik etti. Orada beynim uyuştu resmen. İçeri götürüp beni sikmesini istedim adeta. Bağırta bağırta siksin istedim beni. Ahhhh bebeğim bunu istedim. Çok istedim.

- Ahhhh. Bebeğim.. bir kıroya kendini siktirmek istedin demek. Bir orospu gibi sikilmek istedin. Ahhhh seni siksinler istiyorsun demek.

Onu hemen salona götürdüm ve koltuğa yatırdım. Onu ıslatmama gerek yoktu sırılsıklamdı çünkü. Karımın içine girmiştim. İkimiz de deli gibi tahrik olmuştuk. Normalde yapamadığımızı yaptık ve ikimiz de boşalmıştık. Kıyafetlerimiz üstümüzdeyken ikimiz de orgazm olmuştuk. Parmaklarını vücudumda dolaştırıyordu. Düşünüyordu. Konuştuklarımızı, yaşadıklarımızı.

- Başka bir adamın beni becermesinin seni bu kadar tahrik edeceğini bilmiyordum.

- Senin nasıl zevk aldığını gördüm. Bu benim için engellenemez bir tutku aslında.

- Sadece benim zevkim için mi?

- Seni zevk içinde kıvranırken görmek; benim için en önemlisi bu.

- Ahhh bebeğim bu adamın beni siktiğini düşünüp kendimi parmaklıyorum bazen. İş yerinde tuvalete gidip onu düşlüyorum.

Bunları söylerken utangaç bir tavırla söylüyordu ancak o kadar şehvetliydi ki sikimin yeniden kalkmasına engel olamamıştım. Parmaklarını sikimde gezdiriyordu. Bir yandan konuşuyor bir yandan parmaklarıyla beni tahrik ediyordu.

- Yarın arkandan ben gireceğim oraya.

- Nasıl yani?

- Ne konuşuyorlar ne düşünüyorlar gözümle görmek istiyorum. Hem bu adama da yakından bir bakayım.

- Emin misin?

- Hiç olmadığı kadar.

Ertesi akşam karımı köşede bekledim. Tanışmıyormuşuz gibi dükkana doğru yürüdük. O içeri girdi. Ben dışarıda meyve bakıyormuşum gibi yapıp içerisini süzüyordum. Ama adamın karımı gördüğü andaki mutluluğunu, heyecanını anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

- Ooo ablam hoş geldin.

- Hoş bulduk. Teşekkür ederim. Sizin isim neydi bu arada?

- Adım Mahmut. Sizin isim neydi ablam?

- Benim de Leyla.

- Leyla ablam ne vereyim size? Ne arzu edersiniz?

- Yani aslında taze kaşar alacaktım.

- Eski kaşar vereyim ablam. Kaşarın eskisi makbuldür.

- Yok ya ben çok sevmem aslında eski kaşarı.

- Olur mu ablam ben mesela hep eski kaşar tercih ederim. Hem daha lezzetli olurlar hem de yediğinde tadını alırsın.

- Hmmm demek siz eski kaşar seversiniz. Peki sizin dediğiniz gibi olsun Mahmut. Bu işte anlayan sizsiniz neticede öyle değil mi?

- Ne demek ablacım. İşimiz gereği tabi. Malın iyisinden kötüsünden anlıyoruz. Mesela sucuğumuz var bugün geldi.

- Hmmm baharatlı mı?

- O da var ablam.

- Bana şu ufaklardan verebilirsin birkaç kangal.

- Ufak olur mu ablam şu büyük kangaldan bir tane vereyim sana.

- Ya aslında ben küçük seviyorum.

- Büyüğünden hiç yemediysen tadını bilmezsin.

- Yani yemedim aslında.

- Sen bunu ye gelip bir daha isteyeceksin. Mahmut bana bir tane daha ver diyeceksin.

- Hmmm. Büyük daha iyidir diyorsun yani.

- Sen beni dinle Leyla ablam. Tadını almak istiyorsan büyük en iyisidir.

- Tamam bakalım daha önce hiç büyük almamıştım. Deneyelim görelim.

İçerideki konuşmalar inanılmazdı. Adeta kelimeler üzerinden birbirlerine mesaj gönderiyorlardı. Karım o kadar ağdalı ve isterik konuşuyordu ki adamın karıma her bakışında yutkunuşunu ve elini cebine sokup sikini düzeltişini görebiliyordum. Karım aldıklarını ödeyip dışarı çıkarken Mahmut onu kapıya kadar uğurladı. Ben ise o çıkar çıkmaz aldığım limonlar ile içeriye girdim. Çırak karşılamıştı beni de "hoş geldiniz" diyerek. Elimdeki limonları tezgaha bıraktım sonrasında ise dükkanda bakınıyordum. Mahmut içeriye geldi ve çırağa beni fark etmeden içindekileri dökmeye başladı.

- Offf bu kadın var ya. Yarak diye bitiyor. Bunun öyle güzel götü var ki sabah akşam boş bırakmayacaksın. Kocası olsam var ya evden çıkamazdık.

- Usta müşterimiz var.

- Ah çok pardon beyefendi.

- Yok yok sorun değil. Güzel kadındı. Hakkınız var.

Söylediklerimden güç bulan Mahmut konuşmaya devam etti. Ben de aslında bunu istiyordum. "Ne düşünüyordu? Nasıl biriydi?" Bunları bilmek istiyordum.

- Güzel de ne kelime abim. Erik gibi kütür kütür. Ayrıca yanıyor da.

- Anlıyorsun bu işlerden.

- Biliriz abim. Kaç yıllık esnafız.

- Almasını bilirsen verir belki sana da.

- Biraz yola gelmesi lazım. Çekingen. Ürkek. Ama bir bilse bir tadını alsa offf.

- Bol şans o zaman sana.

Oradan nasıl çıktığımı bilmiyordum. Adını yeni öğrendiğim bilmediğim orta yaşlı biri üstelik de karıma göre olmayan yüzüne bile bakmayacağı biri karımı nasıl sikeceğini nasıl güzel bir götünün olduğunu anlatıyor ondan bir orospuymuş gibi bahsediyordu. Çok fena dolmuştum. Eve girdiğimde karım beni bekliyordu. Elbiselerini çıkarmış jartiyer takımı ile kapıyı açmıştı. Onu kucakladığım gibi duvara dayadım. İnanılmaz tahrik olmuştuk ikimiz de. Götünü avuçlamış duvara dayamıştım. Kulaklarımı boynumu emiyor ısırıyordu. Ben ise pantolonun kemerini çözüp hemen girmek istiyordum. Dayanacak gücüm kalmamıştı.

- Ahhhh Mahmut hadi gir içime. Ahhh hadi sok büyük aletini içime. Hadi becer beni.

Leyla kafaya koymuştu. Beni delirtecekti. İyice tahrik olmuştum. Kemerimi çözdüğüm gibi içine girdim.

- Ohhhh erkeğim. Çok iyiymiş aletin. Tam ağzıma layık. Hadi daha sert sik beni. Sikici erkeğim benim. Ohhhh sik beni.

- Ahhh çok mu istiyorsun? Siktirmek mi istiyorsun?

- Ahhhh bebeğim çok istiyorum. Ona vermek istiyorum. Evet evet bunu çok istiyorum ohhhhhh.

- Ver bebeğim. Ver ona. Siktir kendini. Orospu gibi.

- Vereyim mi bebeğim? Siksin mi beni Mahmut?

- Ohhhh ver bebeğim. Çatır çatır siksin. O çok istediği götünü de siksin.

- Ohhhh bebeğim. Ya müptelası olursam.

- Yine verirsin aşkım.

- Veririm bebeğim. Ohh fahişe gibi siktiririm kendimi. Ohhhh sik beni Mahmut. Şu evli amcığımı sik. Doyur bu orospuyu. Ahhhhhh.

Daha fazla dayanamayacaktım. Karımı önümde diz çöktürüp yapmayı en sevdiğim şeyi yapıyordum.

- Aç ağzını orospum. Ahhhhh.

Sikimi sıvazlıyordum. Yüzüne boşalmak en çok tahrik olduğum şeydi. Oluk oluk boşalıyordum. Normalde karım çok hoşlanmazdı ama o da tahrik oluyordu artık. Zevk alıyordu. Saçına yüzüne göğüslerine dağılmıştı spermlerim. Eğilip onu öpmeye devam ettim dudakları en sevdiğim yeriydi. Karımın sikilmiş ve orgazm olmuş hali inanılmazdı. Kendini parmaklıyordu. Elini çektim dilimle onu zevkin doruğuna çıkardım. Birkaç dakika sonra oluk oluk boşalıyordu o da. İkimiz de yere yığılmıştık. Konuşamıyor hareket edemiyorduk. Bir süre birbirimize sarılıp öylece orada kalmayı tercih ettik.

 

İzmir Rüyası

 
<Alıntıdır. Yayımdan kaldırmamı isterseniz mesaj atabilirsiniz.Hikaye için teşekkürler Hülasa>
 
 
Karımla tanışma hikayemiz biraz farklıydı. Ne ben ne de o normal sayılabilecek insanlar değildik. 


Partilediğimiz bir gecenin yarısında kimin kimi siktiği belli olmadığı bir ortamda tanışmıştık. Evet karım da ben de o partide herkesle sevişmiştik. Daha sonraları da birçok partide yine denk gelmiştik. 


Ve ben bir süre sonra ona yani Ece'ye tutkuyla bağlanmıştım. Bir gece Çeşme Ilıca'da yazlık villanın bahçesinde kafamız güzelken süper seksi bikinisi ile bana kucak dansı yapıyordu. Alkolün etkisi ile tahrik olmam uzun sürmedi ve bu sefer tahrik etme sırası bendeydi. Dilimle bütün kadınlığını hazır hale getirmişti ve içine girmem için yalvarıyordu.

- Ohhhh hadi artık hadi Mete gir içime lütfennnn.

Onun bu şekilde azmış olması ben aşırı tahrik ediyordu. Ben de sulanmış amının derinlerine girmek istiyordum. Doggy pozisyonunu almasını sağladım ve şortumdan erkekliğimi dışarı çıkardım. Kalçaları beni aşırı tahrik ediyordu. İçine girdiğimde ikimiz de derince bir "ohhhhh" çektik. İçine girip çıktığımda kalçalarının dalgalanması görülmeye değer bir kadındı Ece. Çok fit sayılmazdı. Piercingli hafif bir ayva göbeği ama mükemmel göğüsleri ve kalçaları vardı. Göğüsleri sarkık da olsalar iri ve çekiciydiler. Seks esnasında genelde tahrik edici konuşmayı severdik. Ama bu sefer konuşmayı ben yönlendirdim.

- Seni sikmekten vazgeçemiyorum. Ohhhh bu nasıl bir tutku.
- Ahhh erkeğim senin gibisini tanımadım. Sen.. sen benim beynimi beceriyorsun. Ahhhhh...
- Bence hiç ayrılmamalıyız.

Kalçalarını sikime bastırarak o kadar hareket ettiriyordu ki artık ben onu değil o beni beceriyordu.

Sırılsıklam olmuş amına deli gibi girip çıkıyordum.

- Senin gibisini bırakabilir miyim? Ahhh bu..bu başka bir tutku.
- Evlen benimle.

Şaşırmıştı. Şaşırmak az sayılabilir tam anlamıyla şok yaşıyordu. Büyük bir zevk ve şaşkınlık içerisindeydi. Kalçalarını sikimden ayıramıyordu. Taşaklarıma vura vura tüm sikimi içine alıyordu.

Gözlerimin içine bakıyordu. Bir kolundan tutmuş hızlıca sikiyordum. Zevkten buğulanmış gözleri, cevap verecek kelime arıyordu. İkimiz de zevkin zirvesindeydik.

- Evet. Evet.. ahhhhhhhhh.

Ve mükemmel şekilde boşalmaya başladı. Ben de dayanamıyordum. İçinden çıkıp o tutkunu olduğum göğüslerine uzun zamandır boşalmadığım gibi boşaldım. Deli gibi öpüşmeye başladık.

Unutulmaz bir şekilde başlayan ilişkimiz aynı şekilde de devam ediyordu. Daha sonra evlendik ve yaşamımız olanca hızıyla devam etti. Açık bir ilişkimiz vardı Ece ile. Normal standartlarda bir aletim vardı. Hiç ölçme kompleksine girmemiştim. Lojistik üzerine bir aile şirketimiz vardı. İzmir'in yerlisiydik. Maddi durumumuz yerindeydi.

Ece ise bir gayrimenkul şirketinde pazarlama müdürü olarak çalışıyordu. O da doğma büyüme İzmirliydi. İkimiz de rahattık bu sebeple de birbirimizi bulmuştuk aslında. Ece cüretkarlığından asla ödün vermezdi. İri ve muhteşem göğüslerinin bir kısmını mutlaka meraklı gözlere sunardı. Kalçalarının ahengini de bilmeyen
yoktu. İlişkimizdeki tek kural birbirimize asla yalan söylememek ve arkadan iş çevirmemekti. Evimiz sahil evlerindeydi. Yazları saymazsak çok kalabalık olan bir bölgede değil. Zaten dışarıdan gözükmemize duvarlar ve ağaçlar engeldi.
Yazın gelmesi ile birlikte Çeşme'ye çok sık kaçıyorduk. Yine bir gece kaçmıştık. Portta eğleniyorduk. Mini bir elbise giymişti. Altında bacakları diri ve parlaktı. İnce askılı elbisesi göğüslerini zor tutuyordu. Herkesin yüreklerini ağzına getirdiğine bahse girebilirdim. Müzik ve alkol ile birlikte daha cüretkar daha umursamaz
olmuştu. Ece'nin amacı belli olmuştu. Kulüpteki herkesin aklını almak, siklerini kaldırmaktı tüm derdi. Zaten mini olan elbisesini yukarıya doğru çekiştiriyor, müziğin ritmi ile kalçasını müthiş bir ahenk ile yere doğru indirip yükseltiyordu. Eğilip kalkarken de bolca frikik veriyordu haliyle. Topuklu ayakkabıları kalçalarını çok net biçimde belli ediyordu.

Ben bir ara yanından içki almak için bara gittiğimde hemen etrafında beliren iki erkek olmuştu. Bu iki adam Ece'yi aralarına almış müthiş bir biçimde dans ediyorlardı. Aslında buna dans etmek denemezdi çünkü Ece kalçalarını bir o adama bir diğer adama sürtüyordu. Ayaküstü sevişiyorlar desem yeriydi. İki adam arasında
tost olan Ece'nin bu durumdan rahatsız gibi bir tavrı da yoktu. Adamların siklerinin kabarıklıkları belli oluyordu.

Sapsarı elbisesi ile güneşte kavrulmuş adamların arasında yanıyordu. Benim onlara baktığımı görünce bir adım daha öteye gidiyordu. Kalçalarını adama doğru dayarken sevişir gibi öteki adamın kulağına bir şeyler fısıldıyordu. Şehvet dolu gözler içerisinde pelte gibi olduğunu anlayabiliyordum. Çoktan ıslanmış olmalıydı. Kullanmış olduğu krem ve yağlar bacaklarını o karanlıkta bile parıldatıyordu.
Arkasındaki adam artık sinyali almıştı. Ve ellerini bacaklarında gezdiriyordu. Dokunması ile birlikte irkilmişti Ece.
Dudaklarını ısırarak onları davet ediyordu. Kulaktan kulağa konuşuyorlardı. Birden benim olduğum yere odaklandı. İki adamı olduğu yerde bırakıp benim olduğum masaya doğru geldi. Adamlar kalakalmıştı.

- Ah sevgilim soğuk bir içkiye ihtiyacım var.

Onun için votka enerji almıştım. Ben araba kullanacağım için alkol almıyordum ama kafamın içerisi gördüklerim karşısında sarhoş gibiydi.

- Ahh... acayip tahrik ettiler hayatım. Sikleri kazık gibiydi.
- İkisinin arasında çok güzel kıvranıyordun.
- Bebeğim söyleme böyle şu an nasıl kıvrandığımı sana anlatamam. Sikilmek istedim bebeğim çok istedim hem de.
- Seni sikmeleri için hiçbir engel yoktu. Ayak üstü götürüyorlardı seni.
- Kalçalarımı arkamdaki adama dayamıştım. Müthiş bir sertliği vardı adamın.

Önümdeki ise apayrı biriydi.

- Nasıl apayrı?
- Kulağıma fısıldıyordu sürekli. Öpmüyordu ama soluğu tenimde geziyordu. Daha önce hiç grup yapıp yapmadığımı sordu. Adımı sormadan bunu sordu bebeğim. Ohhhh beni arkadaşıyla sikmek istiyordu. Ahhhh itiraf etmeliyim bunu ben de çok istiyordum.
- Sen ne cevap verdin?
- Gerçekleri bebeğim. Kocamla en sevdiğimiz şeyin bu olduğunu söyledim. Buna çok şaşırdı. Bana iyice yasladı sikini. Bunun onu tahrik ettiği çok ortadaydı.
- Peki neden geldin bebeğim. Adamları neden öyle bıraktın?
- Arkamdaki adam müziğin ritmi ile sikini kalçalarıma iyice yaslamış git gel yapıyordu. İki eliyle bacaklarıma dokunduğu an içim çekildi. Ama durmadı bebeğim. Yavaş yavaş eteğimi yukarı sıyırıyordu. Kalçalarımı avuçluyordu. Diğer ise yakın teması ile beynimi beceriyordu. Burada çok kadın kaldırdıklarını söylüyordu
adam. Aynen bunları söylüyordu bebeğim. Ohhhh siklerini sokacak delik arıyorlardı bebeğim.

"Buranın tuvaleti çok güzeldir. Çoğu kadın en iyi oralı orada yapar."derken Ahhh bebeğim ıslaklığım bacaklarımın arasından akıyordu. Beni tuvalete davet ediyordu. Sikini ağzıma almamı istiyordu.Karımın müthiş zevk aldığı belliydi. Ama benim sikim ise çatlamak üzereydi dokunsam boşalacaktım. Ece de durumu fark etti.

- Bebeğim sikin çok sıkışmış orada. Eve gidip boşaltalım onu hadi gidelim bir an önce beni sik olur mu.

Karımın isterik haliyle hesabı ödeyip sabah doğru oradan çıktık. Çıkarken karımın anlattıklarını doğrulayacak manzaraya da şahit oldum. Önündeki adam çok güzel bir kadın ile tuvaletlerin olduğu bölüme doğru ilerliyordu. Kadın sapsarı saçları, müthiş güzel ama bir o kadar dekolteli elbisesi ile aşırı sosyetik, tiki biriydi ki adamdaki şeytan tüyünü merak ettim açıkçası. Çünkü adam her ne kadar yolu yordamı biliyor olsa da yakışıklı değildi.
Yanık teni ile kaslı vücudunu kadınlara gösterme niyetindeydi. Arabaya kapıya gelmiş vale karıma kapıyı açmıştı.

O da teşekkür için ona görsel bir şölen sundu. Elbisesi koltuğa oturduğunda kasıklarına kadar sıyrılmıştı.

Adam tangasını seçebiliyordu. Yola geçtiğimizde karanlık Alaçatı otobanında Ece parmakları ile kendini tatmin ediyordu. Bir yandan da yaşadıklarının devamını anlatıyordu.

- Çok kadın sikmişler bebeğim bunlar. Gördün değil mi çıkarken o kadını. Ahhh..... dediği gibi tuvalete götürüyordu. Sikmeye götürüyordu ilik gibi kadını. Benden tangamı istedi hayatım ohhhh. Islanmış tangamı istedi. Hem de orada çıkartıp vermemi istedi. Sonrasını düşünebiliyor musun? Ahhh bebeğim oracıkta sikebilirlerdi beni.
- Sen neden tuvalete gitmedin onunla?
- Ahhh.... Hayatım istedim bunu çok istedim. Ama adam beni orada sikmeye yeltendi. Eminin bunu da yapardı. İzmirli olup olmadığımı sordu. Cevabımı duymadan "kesin öylesin ve ben İzmirli kadınları sikmekten çok hoşlanıyorum dedi. Onların hastasıyım. Bu işi çok iyi biliyorlar."
- O İzmirli değil miymiş?
- Ahhh bebeğim. Onu da konuştuk. "İzmirli erkekler çok şanslı böyle kadınlara sahip oldukları için.
Mardinden buraya geldiğimizde ilk başta çok yadırgamıştım ama sonradan hiçbir farkımız kalmadı. Hem İzmirli kadınlar kürt yarağını çok seviyor." Bunu söylediğinde deli gibi boşaldım hayatım. Ohhhhhh. Oluk oluk boşaldım bebeğim.
Bunları anlattıkça gaza daha çok basıyordum eve bir an önce ulaşmak istiyordum. Onu havuzun kenarında sikmek istiyordum.

- "Sen de sever misin kürt yarağını" dedi. Çok cüretkardı bebeğim. İşimi gören her türlüsünü severim dedim.

Ama merak daha ağır bastı ve elimle önündeki kabarıklığı avuçladım hayatım. Birden irkildi, ahhhhh bebeğim yalnız anlattığı kadar vardı sanırım yarağı. Ucunu bulmakta zorlandım.

Nihayet eve gelmiştik. Arabayı garaja sokmamla inmem arasında çok kısa bir süre vardı. Onu kucaklayıp havuza doğru götürüyordum. Ayaklarını belime sararak kilitlemişti. İnanılmaz bir biçimde sevişiyorduk. Dilini çok iyi kullanıyordu Ece. Boynuma kulaklarıma saldırıyordu içimi çekiyordu. Sikimi pantolondan kurtarıp
dışarı çıkardı.

- Onun da siki böyle miydi acaba bebeğim?
- Çok merak ettiysen neden indirmedin?
- Belki daha sonra bebeğim. Daha önümüzde çok uzun yıllar var belki daha sonra.

Ece'nin adamda aklı kalmıştı. Sikimi öyle somuruyordu ki bunu ancak aklı başka yerde olduğunda yapardı.

Tanıyordum onu. Benimkini değil onun sikini emiyordu şu anda. Daha fazla dayanamadım. Bütün gecenin birikimi patlamıştı.

- Ohhhh bebeğim çok mu tahrik oldun sen? Hadi denize girelim olmaz mı?
- Ohhh Ece doymadın değil mi? Orada sikilmek istiyorsun.
- Evet bebeğim evet. Çok istiyorum.

Ben alt katta mayo şortumu giyip Ece'yi beklerken o aşağı inmişti bile. Müthiş seksi bikinisini giymişti.

Kalçaları yandan kesimli bikinisi ile ortada kalıyordu. Poposu dipdiriydi Ece'nin ve bunu sergilemekten hiçbir zaman vazgeçmezdi. Göğüslerini ise ip bikini ile sergiliyordu. Dolgun göğüslerini boyundan bağlamalı bikinisi ile kaldırmıştı fakat yine taşmasını engelleyemiyordu.
Ilıca'nın kumları bembeyazdır. Denizi de hem sıcak hem de ne kadar gidersen git sığ bir denizdir. Sabah 4 gibi bu kumların üzerinde ilerliyorduk. Gündüz burada bu şekilde dolaşmak çok zordur. Hem kalabalık hem de eli sikinde dolaşan bir sürü tip olur. Gece etrafta sevgilisi ile uyuyan denize giren az da olsa insan vardı.

Kampçılar da duvar dibinde uzaktalardı. Biz suyun içerisinde ilerliyorduk. Ece birden diz çökerek şortumu indirdi. Ben etrafa bakınırken onun umuru değildi. Etraf karanlıktı çok belli olmuyorduk ama yine de gören olabilirdi. Benimki henüz kalkmamıştı ama Ece bu konuda işini iyi yapıyordu. Taşaklarımdan sikime
yalamadık yerimi bırakmadı ve hazır hale getirmişti. Beni itekledi ve sırt üstü yatırdı. Deniz sığ olduğu için yarım denizde yarım dışarıdaydı. Onun hedefi ise yarağıma oturmaktı. Eliyle tutarak istediğini elde etti.

- Ohhhhh bebeğim bütün gece bunu bekledim. İçime bir aletin girmesi.

Tempoyu kendi ayarlıyordu. Ben ise hala etrafa bakınıyordum. Uzaklarda bir hareketlenme vardı. İki üç kişi bizi görmüş olacak ki denizin başlangıç noktasında bize doğru bakıp siklerini sıvazlıyorlardı. Ece uçmuş gibiydi. Hiçbir şeyin farkında değildi.

- Görüyor musun?
- Neyi bebeğim? Anın tadını çıkarıyorum şu anda. Ohhh yarağının tadını çıkarıyorum.
- Şuradakiler bize bakarak 31 çekiyorlar.
- Ohhhh nerede bebeğim. Ohhhh gördüm. Ahhhh canlı porno izliyor insancıklar.

Ohhh bu onlar için çok güzel  bir manzara. Denizin ortasında sikilen bir kadın.

- Denizin ortasında kendini siktiren bir kadın.
- Ohhh bebeğim evet siktiriyorum kendimi. Ruhumdaki fahişeliğin önüne geçemiyorum. Ohhh baksana senin de hoşuna gidiyor bu.

Haklıydı. Bu beni aşırı tahrik ediyordu. Tepki vermeyen ben en derinine ulaşmak istiyordum. Onu sikmek istiyordum. Zevkten bağırsın çığlık atsın istiyordum.

- Niye gelmiyor bu salaklar. Bu fırsatı nerede bulacaklar bir daha.

- Ohh bebeğim siktirmek istiyorsun kendini. Ohhh siksinler istiyorsun seni.

- Sikin istiyorum bebeğim hepiniz beni sikin. Hemen burada.

Ece artık onlara bakarak oturup kalkmaya başladı. Zevk çığlıklarının dozunu da artıyordu. Duyacakları biçimde "ohhhh bebeğim bu harika sik ne olur devam et sikmeye" diyordu. İçlerinden biri cesaretini toplamış olacak ki sikini şortunun içerisine sokup bize doğru ilerlemeye başladı.

- Oh bebeğim bak adam geliyor. Seni sikmeye geliyor.

- Sikin beni bebeğim ohhh. Siktir beni onlara siksinler beni.

"Merhaba" dedi adam

"Rahatsız etmiyorsam aranıza katılmam ya da katılmamız mümkün mü?" otuzlu yaşlarda iri kıyım bir adamdı.

 Ece davetkar bir sesle;

- Şortun içerisindekine bağlı.

Adam mesajı almış bizi izleyerek kaldırdığı yarağı dışarı çıkarmıştı. Gerçekten çok iriydi. Uzunluktan ziyade kalınlığı dikkat çekiyordu. Karım onaylayıcı bir şekilde kafasını salladı.

- Yoksa sen de mi Mardinlisin?

"Evet" dedi adam şaşkınlıkla. Bizse kahkaha atmaya başlamıştık.

"Al bebeğim sana kürt yarağı işte" dedim. Kısmet ayağına geldi.