Didem 7

<Daha önce okuduğum bir hikayeyi orjinalindeki hikaye akışına sadık kalmaya çalışarak, bazı bölümlere eklemeler yaparak yeniden düzenledim. Orjinal hikaye yazarı kimdir bilmiyorum. Hikaye tamamen fantazidir. Kişilerin ve anlatılar kurgudur. >

Önceki Bölümler

Bölüm 1 

Bölüm 2 

Bölüm 3

Bölüm 4 

Bölüm 5

Bölüm 6 

 

Bölüm 7

Didem - Sorunların Çözümü


Yağmur nedeniyle sırılsıklam olmuştum. Zihnimde hala Mahmut’un söyledikleri yankılanıyordu. Bu hiç normal değildi. Hızla Reco’nun dölleri ve benim salyalarımla ıslanan kıyafetlerimi üzerimden çıkararak duşa girdim. 

Duşta durup, suyun akarak kalıntıları temizlemesi için bekledim. Duş jeli ve süngerle kendimi ovdum.


Saçlarımı tekrar tekrar yıkadım. Kuyumcunun emdiği ve sıktığı meme uçlarım ve göğüslerim acıyordu. Emme izlerini  kocamdan gizlemek için pijama ya da gecelik giymek zorunda kalacaktım

Temiz, bir iç çamaşırı ve bir eşofman giydim. Rolex'i kullanılmayan bir gardrop çekmecesinin arkasına attım.


Beyaz elbiseyi siyah plastik bir torbaya koyup dışarıdaki çöp kutusuna attım. Çöpler toplandığında elbise hayatımdan kalıcı olarak çıkacaktı. Kuyumcunun ödünç verdiği yağmurluk, tenimi ve elbisesimi ıslatan sıvılarla hâlâ nemliydi. Yağmurluğu da plastik bir torbaya koyup, uzaktaki bir kuru temizlemeciye götürdüm - yağmurluktan yayılan kokular çok belirgindi ve devamlı gittiğimiz temizleyicisinin merakını riske atamazdım. 

Kuru temizlemeci yarın teslim edebileceğini söylemişti.

Ertesi sabah erkenden paltoyu alarak kuryeyle kuyumcuya gönderdim. Basit bir yağmurluğu iade etmemekle suçlanmak istemiyordum. 

Rolex ise hala çekmecenin arkasında gözden uzak bir yerdeydi. Onu atabilirdi ama bu kadar çok parayı boşa harcamak istemiyordum. 

Belki de onu satabilirdim.

O küçük küflü ofiste yaptıklarımı bir şekilde unutamıyordum. 

Tıpkı Mahmut ile yaşadıklarım gibi....

Kuyumcu bütün gün ve bütün gece aklımdan çıkmamıştı. 

Hayallerimde olması beni rahatsız ediyordu. Adamın sikini, kokusunu, teninin kadifemsi yumuşaklığını, tadını, ağzıma dolan sperminin, ilginç bir şekilde, tatlı tadını ve göğüslerime inen sıçramaların sıcaklığını hatırlıyordum. 

Bunlar unutulmaz duygulardı. 

Uyumak için gözlerini kapattığında, kocam yanımda yatarken, büyük çirkin damarları ve kocaman kırmızı mor başıyla sikinin görüntüsü canlı renklerle gözümün önüne geliyordu. 

Rüyamda Reco’yla seks yapıyordum. Gece boyunca rüyalarımın canlılığıyla irkilerek uyanıyordum. 

Sabah olduğunda ise külotumu sırılsıklam bir şekilde buluyordum. Yatağa geri uzanıp gözlerimi kapatıyor ve mastürbasyon yapıyordum, bu kadar tahrik olduğum için de aslında kendime kızıyordum. 

Kocamla sevişirken kuyumcuyu düşünmeye başlamıştım. 

Onun kabalığını....

Bana karşı kaba ve şehvetli davranışlarını hatırlıyordum. Kocam işteyken gün boyunca, olmadık zamanlarda Reco’yu düşünüyordum. 

Her zaman heyecanlanıyordum. 

Bazen fantazilerime Mahmut, Selo ve Bero da katılıyordu. Hayal ederken amcığımdaki karıncalanma tam bir ızdırap idi.


Kocamla sevişmelerimiz esnasında, kocamın benden beklemeyeceği şekilde kendimi bırakmaya başlamıştım. Eminim sevgili kocam bundan oldukça mutluydu, daha öncesinde zorlukla yaptığım oral seksi, derinleştirmiştim, daha fazla vakumlayarak yapmaya başlamıştım. Arada taşaklarının altını yaladığımda ise, genellikle dayanamıyor ve hızla boşalıyordu.

Normalde söylemeyeceğim şeyleri sık sık söylüyordum.

Benden hiç duymadığı şekilde inlerke  "sik beni" diye bağırıyordum. 

Birkaç hafta sonra yeni bir denge bulmaya başlamıştık. Kocamla sevişmelerimiz daha şehvetli ama yine de sevgi doluydu. Eski masumiyetine asla geri dönemezdi dönmeyecekti, bu yeni hayvani nitelik bunu telafi ediyordu. 

Herkesin mutlu olduğu bir anlaşmaydı.

Bazen kocam bu değişikliğin sebebini ima ettiğinde ise,"Sadece biraz ilişkimizi renklendirmek istedim," diyordum.
Kocam kesinlikle bu renklerden memnundu. Kendince gizli derinliklerimi keşfediyordu

Son dönemde yaşadıklarımın etkisini azaltmak için hayatımı başka aktivitelerle doldurmuştum. 

Bir şekilde meşgul olmam gerekiyordu. 

Evin içinde azmış şekilde dolaşmayı bırakmaya çalışıyordum. Devamlı arkadaşlarımla buluşuyor, dışarı çıkıp alışveriş yapıyordum. 

Etrafımdaki insanlar mizacımdaki değişiklikleri fark etmişti. 

İnsanlarla ilişkimi kesen ve özel düşüncelerimi gizliyormuş gibi görünen bakışlarım ve davranışlarım göze çarpıyordu. 

Kendimi kısıtlamaya çalıştıkça daha da azıyordum. Azdıkça da kısıtlamalarımı daha sertleştiriyordum. Kendimle barışıklığım yavaş yavaş azalıyordu.

Bir seferinde, her zaman gittiğim restoranının şef garsonuna ipe sapa gelmez bir nedenden şef garsona patlamıştım. Arkadaşlarım benim ses tonumdaki emreder ifademe şaşırmıştı. 

Daha önce garsonlara oldukça nazik davranırdım. Artık anılar ve şehvet dışında her şeyin bittiğini ve geride kaldığını düşünüyordum, artık her ikisiyle de başa çıkmaya çalışıyordum.

Bu şekilde hayatımı devam ettiremezdim. Bir psikoloğa gitmenin zamanı gelmişti. Biraz soruşturarak bir psikolog buldum. Muayenehanesine gittiğim hala oldukça stresliydim. Neyi nasıl anlatacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu.

Psikolog benim yaşlarımda bir kadındı. Bakımlı, ince vücudu ve zevkle kombinlenmiş kıyafetleri. Önce havadan suda konuşmaya başlamıştım. psikolog devamlı sorular soruyordu. Artık ağzımdaki baklayı çıkarmanın zamanı gelmişti.

"Eeee.... Şeyyy....Bennnnn....Başımı büyük bir belaya soktum," dedim direk.
Sesimdeki endişe fark edilir durumdaydı. Sonrasında artık konuşmaya başladım. Kelimeler birbiri ardına akıyordu. Ona neredeyse her şeyi anlattım. Tabii ki ayrıntılardan kaçınmıştım. Bitirdiğimde saate baktım. Yarım saattir konuştuğumu fark edince şaşırmıştım. 

Artık kendimi rahatlamış hissediyordum.


"Bence, benden tavsiye istemeden önce ne söyleyeceğimi zaten biliyordun," dedi psikolog

"Kocamı çok seviyorum. Belki inanmayacaksınız ama onu üzmek istemiyorum Bu onu mahvedecek." dedim

"Bu evliliğinizde bir sınav ve sonra daha fazlası da olacak. İçinde yaşadıkların bu hiperseksüelite eğilimleri bir şekilde tedavi edilebilir. Semptomik tedavi yöntemleri mevcut.  Fakat seni yoksunluk hissine de sürükleyebilir. Eğer ona söylersen ve bununla başa çıkmasına yardım edersen - eğer onu seviyorsan - o zaman kendine gelecektir, bundan eminim. Eğer buna şimdi bir son vermezsen, başın daha büyük belaya girecek. Asıl sorun şu olmalı: Arzu İle nasıl başa çıkacaksın ve onu evliliğine nasıl taşıyacaksın?"

Psikologun meseleleri bu kadar kolay bir şekilde özetlemesine şaşırmıştım. Kuyumcu, Mahmut ve diğerleri ile olan ilişkim konusunda nettim. 

Bitmesi gerekiyordu.

Muayenehaneden ayrılırken kendimi artık daha kararlı ve cesur hissediyordum. Çözüm açık ve basit görünüyordu.

*****

Eve döndüğümde kendimi zinde, uyanık ve canlı hissediyordum, sert bir kahve içmek için sabırsızlanıyordum. 

İçim rahatlamıştı. 

Yüzüm parlıyordu. 

Kendime güvenim geri gelmişti.

Sonbaharın tüm renkleri etrafımda dans ediyordu.

Tam arabamı park ederken kurye ile karşılaştım.

Elindeki zarfı alıp, teslim evrağını imzaladım.

İçeri girip mektubu mutfak masasında açtım. 

İçinde iki fotoğraf vardı. 

İlki bir video görüntüsünden alınmıştı. Beni ellerim ve dizlerim üzerinde sürünürken, göğüsleri dışarı sarkmış halde gösteriyordu. 

İkincisi Reco’nun cep telefonundan çekilmişti. Sandalyede otururken, göğüslerim açıkta, amım ıslak ve açık bir şekilde görünüyordu. 

Darma dağınıktım ve açıkça tahrik olduğum bariz bir şekilde meydandaydı.

Reco resimlerde yoktu.

İçinde bilgisayardan alınmış bir çıktıda bazı talimatlar yazılmıştı.

Şok içinde kalmıştım. Hareketsiz bir şekilde otururken, resimler masanın üzerinde önüne serilmişti. 

İştahım kaçmıştı. 

Kendimi kapana kısılmış, kızgın ve yenilmiş hissediyordum. Hayvan heriften haftalarca ses soluk çıkmamıştı. Şimdi tam kararımı verdiğimde beni yeniden yoldan çıkaracaktı. 

Durmayacaktı.

 Sonraki Bölüm...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumuz için teşekkürler. Yorumunuzu inceledikten sonra, ticari kaygı içermiyorsa yayımlayacağım.