Didem 2

 <Daha önce okuduğum bir hikayeyi orjinalindeki hikaye akışına sadık kalmaya çalışarak, bazı bölümlere eklemeler yaparak yeniden düzenledim. Orjinal hikaye yazarı kimdir bilmiyorum. Hikaye tamamen fantazidir. Kişilerin ve anlatılar kurgudur.>

Önceki Bölümler

Bölüm 1 

 

Bölüm 2

Didem - Intikam


Aradan tam bir hafta geçmişti. Ama Mahmut'u azdırmanın verdiği zevki ve o anları aklımdan çıkaramamıştım.
Aslında aklımdan çıkaramadığım başka bir şey daha vardı. O gün dükkandan çıkmak üzereyken , Mahmut'un pantolonunun altından belli olan, benim için kalkan beni parçalamak, sikmek için şahlanan o iri kıyım aleti.

"Acaba neye benziyordu?"diye mırıldandım

"O hali tam kalkmış hali miydi?"

"O aleti boşalmadan ben kaç defa boşalırım?" gibi bir sürü soruyu sormaktan kendimi alamıyordum. 

Oraya tekrar gitmeye cesaretim var mıydı onu bile bilmiyordum. Fakat, son bir haftadır aklımda tek bir şey vardı, o da Mahmut'un pantolonun altındaki o iri kabarıklığın neye benzediği..

Normalde yaptığım tüm yaramazlıkları kocama en ince detayına kadar anlatıyordum, bu kocamla fantazilerimizi canlı tutuyordu. Her bir teşhir hikayesinin sonunda deli gibi sevişiyorduk. 

Fakat Mahmut ile maceralarımı anlatırken, Mahmut’u azdırmanın beni çok etkilediğini kocama söyleyememiştim, belki de kocamın kendimi Mahmut'a teslim edebileceğim o ince çizgiden dolayı endişelenmesini istemiyordum. 

Canım kocacım, böyle yaramazlıklar yapmama izin veriyordu, ama işlerin ilerlemesine ve sekse dönmesine asla.... Bunu daha önce konuşmadığımızı da hatırlamıştım....

Ama, Mahmut gibi bir kro tarafından sikillmem..... Buna müsade etmeyeceğini içimde bir yerlerde hissedebiliyordum. 

Belki de beni daha heyecanlandıran şey de buydu. Mahmut'la sikişebilecek olma ihtimalim. O yasaklar......Onun kesinlikle çirkin bir ayı olması.....Yasak meyve.....

Ah o yasaklar..

Kocam önceki gece tekrar iş seyahatine çıkmıştı, o gece de yalnız uyumak zorundaydım. Aslında buna hem üzülmüştüm, hemde bol bol Mahmut'un sikinin hayalini kurabileceğimden sevinmiştim.

Neler oluyordu böyle?

Benim gibi narin çıtı pıtı bir kadın bu kıl yumağı adamda ne buluyordum? 

Niye bu adamı aklımdan çıkaramıyordum?

İstesem elde edemeyeceğim yakışıklı yoktu. Özellikle o yakışıklılar.Genelde hüsranla sonuçlansa da aralarında eli yüzü düzgün birileri mutlaka olmalıydı. 

Bunun nedeni, Mahmut ayısının kalın siki miydi, yoksa ayaklarını hamur gibi yoğuran büyük kıllı elleri mi? Yoksa göbekli kıllı vücudu muydu aklımdan çıkaramadığım? 

Belki de hepsi doğru cevaptı. 

Kıllı erkekleri zaten oldum olası beğeniyordum, ama Mahmut'u gizemli kılan hem kıllı hem de iri sikli olması olabilir miydi?.
Üstelik çok da güzel masaj yapıyordu.... 

Bir an için, sadece ayaklarımı değil , tüm vücudumu o kıllı ellerle yoğurduğunu hayal etmiştim iç geçirerek.......

Mmmm! Beni kesinlikle fahişe zannetmiş olmalıydı. Bu tür ayıların hemen her şeyi arkadaşlarına anlattığından emindim. 

Aahh! yoksa artık beni, tenimi, göğüslerimi, ince uzun kısrak bacaklarımı hayal eden birden fazla sik mi kaldırmıştım.

O anda göt deliğimi sergilediğim o kısacık an aklıma gelmişti. 

Küçük minik kahverengi o yasak deliğimi.

Kendi iri sikinin götümün deliğini zorladığını, ısrarlı itişlerine dayanamayan minik deliğim yavaşça açılırken hemen kapısındaki siki içine alışını hayal ederek 31 çekmiş miydi?

Ya, anlattığı arkadaşları...

Hiç görmedikleri, kısrağı ne kadar hayal etmişlerdi....

Kaç defa beni düşünerek 31 çekmişlerdi......

************

Karmakarışık rüyalarla geçen gecenin ardından,  o sabah erkenden uyanmıştım. Gözüme heyecandan uyku girmemişti. 

Kocam da yoktu. 

Bir hafta boyunca günler, geceler artık benimdi. 

Ne yapacağımı ve ne yapmak istediğimi biliyordum. 

Ama cesaretini toplamalıydım, çünkü oraya tekrar gidersem Mahmut'un beni çatır çatır sikmek için elinden gelen her şeyi yapacağını çok iyi biliyordum. 

İlk tanıştığımız gün bile az daha bunu yapmak üzereydi. 

Zor kaçmıştım o kıllı ayının elinden.

O sabahta tıpkı diğer günler gibi kahvaltıda bir elma yiyerek kahvemi içmiştim. 

Sitenin spor salonunda sonlanan kısa bir sabah yürüyüşümü de yapmıştım. 

Spor sonrası eve gelerek duşa girdim. 

Güzelce tüm vücudunu okşaya okşaya yıkamıştım. 

O gün kalçalarıma, daracık o arka deliğime ayrı bir özen göstermiştim, Mahmut'un tıpkı o türdeki diğer erkekler gibi arka kapı hastası olduğu 1km uzaktan apaçık belli olduğunu düşünmüştüm.

Ona göstereceğim, belki de sunacağım hediyeyi özenle hazırlar gibiydim.

Yok hayır yapmayacağım diyordum kendi kendime. Belki biraz teşhir, belki biraz temas... belki de bir kaç dil darbesi.....

Duştan sonra güzelce kremlenmiştim. 

Ayaklarım, göğüslerim ve kalçalarım. 

Ama arka deliğini en sona bırakmıştım. Onun için ayrı bir vücut losyonu kullanmak istemiştim. Aroması ve kokusu çok hoştu, Mahmut'a yalatırsam diye özel bir ürün seçmiştim. 

Canım götten sikilmek isteğinde kocacığımı da hep böyle tahrik ediyordum. Göt deliğim yalanmasına bayılıyordum.

Artık, sıra yine ne giyeceğini seçmeye gelmişti. 

Geçen seferki kadar tahrik edici olmasına gerek var mıydı açıkçası bilmiyordum. Eğer o kadar sik kaldırıcı bir bir kıyafet giyerek gidersem amacım dışında olayların gelişmesine neden olabileceğimi düşünmüştüm. 

Kararsız kalmıştım. Acaba yine mini bir etek mi giysem yoksa kalçalarımı açıkta bırakan seksi bir şort mu diye bir süre düşünmüştüm. 

Şort da çok seksiydi ama etek veya elbise giymek bana hep farklı bir haz veriyordu. Kadınlığımı daha ön plana çıkardığını düşünüyordum. Bir kadın öyle hissederse daha kadın olurdu bana göre.
Etek ya da elbise giyecektim, kararımı vermiştim, tabi ki bu sefer geçenki kadar kısa olmayacaktı, çünkü o an başka bir planlarım vardı...

Dolabımdakileri karıştırırken o pembe elbiseyi görmüştüm. 

İncecik kumaştan, likralı, vücudumu sarıp sarmalayan o mini straplez pembe elbise....

Elbiseyi askıdan alarak, üzerime tuttum. 


“İşte bu” dedim kendi kendime. 

Bunu genelde tatillerde giyerdim, kumaşı o kadar inceydi ki tenimi gösterebilirdi. 

Ama aynı zamanda da saklıyordu. Bu elbise etrafımdaki erkeklerin defalarca belki de emin olmak istercesine bana bakmasına neden olurdu.

Üzerime geçirdiğimde, diri göğüslerimin, uçları o kadar belliydi ki. 

Kendi kendime tahrik olmuştum.

Aynada arkamı döndüm. 

Kalçalarım apaçık ortadaydı, elbise iki kalçamın arasına girmiş, hayal gücüne yer bırakmayacak şekilde tüm mal varlığımı sergiliyordu.

Evet, bu sefer altıma iç çamaşırı da giymeyecektim.

Mahmut'u azdıracak onu kıvrandıracak silahım bugün buydu.

Ayağıma yüksek topuklu uçuk pembe açık ayakkabılarımı geçirdim. Pembe ojeli parmakları ayakkabının ucundan tahrik edici şekilde kendini gösteriyordu. 

Tam bir sosyete escortu gibi kendimi sokağa atmak üzereydim

*****.

Otoparka kadar kimseyle karşılaşmamıştım. Tabii ki sitenin güvenlik kameraları her yerdeydi. Acaba beni kameralardan izleyen var mıydı? Diye düşünmüştüm.

Yola koyuldum. 

Evden dükkana kadar olan yol yine bitmek bilmemişti. 

Aslında aklımda ne yapacağımın ayrıntıları da yoktu. 

İlk defa bu kadar plansız şekilde ilerliyordum, normalde bu benim tarzım hiç değildi. Ama bu sefer bacaklarımın arasındaki alevlere yenik düşmek üzereydim, tüm bedenim sanki iki bacağının arasından yönetiliyordu. Tek bildiğim, başkalarına kendimi teşhir ederken boşalabilecek kadar ıslandığım ve bu hissi çok seviyor olduğumdu.

Emlakçı dükkanının tam önünde durmuştum,bir süre  Mahmut'un arabamı fark etmesini beklemiştim. Fakat Mahmut ayısının dükkanından çıkan kimse olmamıştı. Arabayı dükkanın önüne yanaştırıp , yine geçen seferki gibi ince uzun bacaklarımı ayıra ayıra arabadan inmiştim. Hala gelen giden kimse yoktu. Dükkana doğru bir bakış attığımda, içeride kimseyi görememiştim. Yan taraftaki ayakkabıcı Rasim'in dükkanına da baktım orada da kimsecikler yoktu.

Beklememin anlamı yoktu. Emlakçı dükkanından içeriye girdiğimde, içeride yoğun bir sigara kokusu olduğunu duyumsamıştım, arkadan bir takım sesler geliyordu. 

"Merhaba, kimse yok mu???" diye şöyle bir seslenmiştim ama duyan olmamıştı. 

Arka tarafa geçip geçmemek arasında kararsız kalmıştım. Bir süre daha bekledim, arkadan kahkahalar yükselmeye başlayınca dayanamayarak, ilerledim.

Kapıyı açıp içeriye girince biraz şaşırmıştım, Mahmut ve 3 erkek bilgisayarda bir şeyler izliyorlardı. 

Muhtemelen de pornoydu izledikleri. 

Çünkü hepsi ağızlarının suyu akmış şekilde ekrana odaklanmıştı. 

Üçü de beni görünce dona kalmıştı. 

Mahmut hemen toparlanmaya çalışmıştı, adam hayatının şokunu yaşıyor olmalı diye düşünürken hafifçe tebessüm etmiştim.

Bir haftadır düşünerek hayalini kurduğu o kısrak ayağına kadar gelmişti.!! Ama o arkadaşlarıyla porno izlerken bana yakalanmıştı.

Yoksa aslında beni hiç dikkate almamış çoktan unutmuş muydu?

"Hadi arkadaşlar müşterim geldi!" diyerek apar topar ekibi dağıtmıştı. 

Adamlar büyük ihtimalle beni  eskort zannetmişlerdi, çünkü Mahmut'un benim gibi müthiş kadınla başka ne işi olabilirdi ki. 

Yanımdan geçerken hepsi ayrı ayrı gözlerini bana dikmişlerdi. Her biri ayrı beyinlerine benim detaylarımı saklamaya çalışıyor olmalıydılar.

Mahmut hemen kalkarak beni ön tarafa buyur etmişti. 

"Aman Didem Hanım hoş geldiniz, böyle geçelim lütfen" demişti.. 

Elimi sıkarken sanki hiç bırakmaya niyeti yok gibiydi. İri elleri arasında kaybolmuş narin parmaklarımı okşar gibi hareketler yapıyordu.

"Merhaba Mahmut Bey!" dedim gülümseyerek

Mahmut'un ellerinin sıcaklığı bedenimi sarmaya başlamıştı bile.. 

"Şeyyy.." dedim düşünceli bir şekilde. Açıkça rol yapmak istemiştim. 

"Bu muhitte uzun zamandır, yatırım amaçlı, ev bakıyorum, o gün biraz acelem olduğundan sormak aklıma gelmedi, acaba elinizde bana uygun bir şey var mı diye bir sormak istedim" dedim.

Tabii ki ne ev bakmaya niyetim vardı, ne de almaya. 

Niyetim belliydi. 

Bu kıllı kroyu ölümüne azdıracaktım yine. 

Azdıracak ve her şeyi akışına bırakacaktım bu sefer. 

Artık ne olursa olsun modundaydım. 

Çünkü bir hafta boyunca kocamla sikişirken aslında hep Mahmut'un beni bir fahişe gibi siktiğinin hayalini kurmuştum.

Kendime itiraf bile edemiyordum. Ama heyecanlanmıştım. İçimde birilerini azdırmaya başlamadan önceki o bildik kelebekler uçuşuyordu.

“Tabii Didem Hanfendicim, size yardımcı olmak bizim için şeref, buyrun oturun lütfen" dedi Mahmut. 

Beni özellikle de tam kendi masasının karşısındaki tekli koltuğa oturttmuştu ayı. Ona sunacağım manzarayı cepheden görmek istiyordu sanki.

Masasına kurularak, koltuğunda geriye yaslanmıştı. 

Büyük, deri bir koltuğu vardı. 

Tabii, karşısındaki manzarayı gözünü ayırmadan seyretmeye başlamıştı, hatta o kadar abartmıştı ki açık açık bacak arama bakıyordu. Üstelik bakarken de bir taraftan eliyle göbeğini okşuyordu. 

Aç bir kurt gibiydi hareketleri.
Henüz bacaklarımı çok aymadan oturuyordum, tabii ki bu öyle devam edeceği anlamına gelmiyordu...Şeytan aklımda dolanıyordu. 

"Evet, var mı bana göre bir şeyler Mahmut Bey" diyerek Mahmut'un dikkatini bacaklarından yüzüme vermesini sağlamıştım. Biraz oynamak istiyordum.

Mahmut bir an irkilmişti, 

"Ha..Olmaz mı hemen gösteriyorum "dedi 

Bilgisayar ekranını bana çevirerek, birer birer ilanları taramaya başlamıştı. Gözüme kenarda çıkan reklamlar takılmıştı.

 Fantezi iç çamaşırları, geciktirici spreyler, kayganlaştırıcılar, sex oyuncakları. 

"Allahım nasıl azgın bir adam?" bu diye geçirdim içimden

Mahmut bir an ekranda çıkanları fark etmemişti, gözümün takıldığını görünce durumu anlamıştı. Önce biraz utanır gibi olsa da..

"Şeyyy, bizim ergen çırak arada bakıyor da, kusura bakmayın nolur" dedi,

 "Olur canım böyle şeyler, yetişkin insanlarız sonuçta” deyince Mahmut biraz rahatlamıştı. 

İlanlara bakmaya devam etmiştik, ama yan tarafta çıkan dildolar benim daha çok ilgisimi çekmeye başladığından ilanlara hiç bakmıyordum. 


İlanları Mahmut hızlı hızlı geçiyordu. Her gösterdiğini beğenmedim diyerek geçiştiriyordum.

Mahmut en son olarak eşyalı bir ev göstermişti.  Evi görünce birden irkilmiştim. 

Evin eşyaları ve dekorasyonu ile düpedüz randevu evi ya da masaj salonuna benziyordu. Kırmızı perdeler, leoparlı koltuklar, jakuzi, sauna ne ararsan vardı. 

Aslında bu tip evlerden nefret ederdim, diğer taraftan da merak etmiştim

Bir an o evde Mahmut'la yalnız kaldığımı düşünmüştüm. 

"Aman allahım, Mahmut beni bu eve sokarsa elinden de kaçamam, bana kim bilir neler yapar burda?" diye düşündüm kendi kendime, 

“Belki de Mahmut da, bana bu amaçla gösteriyordu evi, beni tuzağına düşürüp evire çevire sikmek için üstü kapalı bir olabilir” diye düşünmüştüm.

Biraz tereddüt etmiştim. Çünkü hala olabilecekler konusunda kendimi nerede frenleyebileceğimi bilmiyordum. Kocamı ve evliliğimizi düşünüp pişman olacağım bir şey yapmaktan çekiniyordum. 

Üstelik, bu ayı kocamı aldatmaya değecek bir profil de değildi. Diğer yandan da, bedenime söz geçiremiyordum sanki. Mahmut'un aşırı erkeksi görüntüsü ve iri yarrağının hayali beni sanki hipnotize etmeye başlamıştı. 

Kendimi dinledim, onun sikini kaldırıp, onunla dalga geçmek istediğimi biliyordum ve akışına bırakmaya karar vermiştim.

"Ayy burası güzelmiş Mahmut Bey, jakuzi bile var, acaba müsait midir görebilir miyiz? " dedim cıvıldayarak.

Mahmut muhtemelen benimle böyle bir eve gidebileceğine inanamamıştı. Hatta o jakuzide bana yapacaklarının hayalini kurduğundan emindim.

"Çok şanslısınız" dedi, 

"Burası boş, şu an kimseler oturmuyor. ve anahtar bende, hemen gidip bakabiliriz" dedi heyecanla.

Olur gibisinden başımı sallamıştım. Artık ikinci aşamaya geçecetim. Bu kıl yumağı ile dalga geçebildiğim kadar geçecek, onu kalkmış zonklayan sikiyle başbaşa bırakıp dönecektim. 

Dükkandan çıkıp arabaya yöneldik, Mahmut yine centilmen gibi kapımı açtmıştı.
Tabii ki niyeti önceki seferlerde de olduğu gibi centilmenlik değildi. İstediği uzun ince bacaklarımı dikizlemek olduğundan emindim.
Arabaya binerken frikik vermemeye dikkat etmiştim, bu iri adamı olabildiğince kızıştırmak istiyordum. Sonuna kadar devam etmeye niyetliydim. Pimi çekilmiş bir el bombası gibi her an patlayabilecek bir noktada olduğunda da dizginleri bırakıp ayrılacaktım.

Mahmut yolda konuyu hep kocama getiriyordu, aklınca beni yokluyordu. 

"Beğenirseniz eşinize de gösteririz akşam" demişti.

"Eşim iş seyahatinde, ne yazık ki bir süre burada olamayacak" dediğimde resmen Mahmut'un gözleri ışıldamıştı.

Avı iyice elime aldığımı hissediyordum.

Adamın gözü sürekli bacaklarımdaydı, yola neredeyse hiç bakmıyordu. Bende sanki fark etmemiş gibi rahat rahat hareket ediyordum. Bacak bacak üstüne atmıştım, sol tarafım olduğu gibi Mahmut'un gözleri önündeydi. Elbisem neredeyse kalçama kadar açılmıştı. Yine de bacak arasımı göstermekte direniyordum. Ateşi biraz daha yükseltmeye niyetliydim aslında. 

"Mahmut bey arabanız çok güzelmiş, çok seviyorsunuz herhâlde, baya temiz bakıyorsunuz içi pırıl pırıl" dedim.

"Sevmez miyiz Didem hanım, benim kısrağım o" dedi bana gülerek. 

"Mmm.. Kısrağınıza baya düşkünsünüz, belli oluyor” dedim imalı şekilde. 

“Peki ya iyi bir binici misiniz?” dedim gülerek.. 

Mahmut bir anda kala kalmıştı. Açıkçası benden böyle imalı laflar beklemiyor gibiydi. Onu gafil avlamıştım

"Valla Didem hanım, kısrak iyi olursa bindim mi inmem hiç, bindikçe binesim gelir, yani dili olsa üzerinden inmemi hiç istemez heralde" dedi. 

İkimiz de birbirimize oyun oynamaya başlamıştık. 

“Şey......acaba ayaklarımı çıkarıp şöyle uzatsam kızar mısınız?? Arabanızı kirletmem değil mi?” dedim masumca

“Ne demek.... Tabi..., zaten yorulmuştur o pabuçların içinde , uzatın istediğiniz gibi rahat olun lütfen” dedi bana bakarak.

Ayakkabılarımı çıkararak, muhteşem bacaklarımı kaldırıp, ayaklarımı torpidonun üstüne koymuştum. Camlar çok koyu filmli olduğu için de dışarıdan gözükecek diye hiç çekinmemiştim. Pembe ojeli narin ayak parmaklarımı öne doğru uzatmıştım, sanki poz veriyordum Mahmut’a. Tatile giderlerken yolda kocamı da bu şekilde azdırmayı çok seviyordum. Ayaklarımı radyoda çalan şarkının ritmiyle sallıyor, bazen de bir ayağım ile diğer ayağımı okşar gibi hareketler yapıyordum. Mahmut artık iyice delirmek üzere olmalıydı. Şu an hayatında belki bir daha yaşayamayacağı şeyleri yaşıyor olmalıydı. 

"Mahmut bey bir şey soracağım, bu araba arkadan mı itişli, önden mi çekişli?" dedim meraklı bir tonla. 

Mahmut şaşırmıştı benim gibi bir bayandan böyle soru beklememişti.

"BMW bu Didem hanım, tabii ki arkadan" dedi.

"Yaa, demek öyle” dedim şaşırmış gibi.

"Peki arkadan olunca daha mı iyi oluyor yani, biniş zevki artıyor mu, siz hangisini seviyorsunuz önden mi arkadan mı?" dedim. 

Mahmut pasımı almış ilerliyordu.

"Valla dedi o biniciye göre değişir, ben arkadan daha çok seviyorum, hele yüklenince arkanın yoldan çıkarak kıvrılması daha bir haz veriyor insana.. Ama önden de iyidir, hele bir de hem önden hem arkadan olanlar var, onlarla daha iyi kavrarsınız, istediğiniz gibi de yüklenin bana mısın demez" dedi. 

Artık bu ayının tam da tahmin ettiğim gibi bir göt hastası olduğuna emindim.  Ama hem ön hem arka deyince aklım karışmıştı. Bu adam grup sex de mi yapıyordu yoksa??

Mahmut'u yol boyunca iyiden iyiye kudurtmuştum. O kudurdukça ben de ıslanıyordum. Amımın içinde bir volkan patlıyordu sanki. Alev alevdi vücudum.

Mahmut yavaşlayarak bir sitenin girişine yanaştı, 

"Geldik işte, bu site" dedi.

Ayakkabılarımı giydim. Mahmut yine kapımı açmıştı. Açıkçası bir şeyler görmeyi umduğunu biliyordum. Bu kez sanki farkında değilmişim gibi bacaklarımı öyle bir araladım ki, tüysüz amım görülebilecek en net şekilde Mahmut'un gözleri önüne serilmişti. Gözlerinin direk bacak arama kilitlendiğini görmüştüm göz ucuyla. 

Afallamıştı. 

Benim gibi bir afeti ancak hayallerinde görebilecekti.

Siteye girerlerken Mahmut’un önünden kıvıra kıvıra yürüyordum, niyetim salınarak kendimi olabildiğince teşhir etmekti. Kalçalarımı öyle bir sallıyordum ki, içimde onları saracak çamaşır olmadığı için yanakları dans eder gibi sağa sola kıvrılıyordu. Kapıdaki güvenliğin bile bana hayran hayran baktığını görmüştüm. Güvenlik ile Mahmut göz göze gelince hafiften bir gülüşmüştüler. Burasının Mahmut'un da kullandığı günübirlik bir ev olduğunu artık iyice anlamıştım.

Asansörde Mahmut artık abartmaya başlamış, her yerimi aç bir kurt gibi inceliyordu. Fark etmemiş gibi davranıyorum. Fakat benim de vücudumu ateş basmıştı, göğüs uçlarım neredeyse elbiseyi yırtıp dışarı çıkacak gibi sertleşmişti. O kadar heyecanlanmıştım ki, daha ikinci sefer görüştüğü bir ayıya kendimi teslim etmek üzereydim

Kafamdan bu düşünceleri hızla kovalamıtım.. 

"Ne yapıyorum ben..?" diye düşünmüştüm o an.

Mahmut, sanki avını ürkütmemek için ses çıkarmayan bir avcı gibi sessizliğini koruyordu. Bu sessizlik daha da heyecanlanmama sebep oluyordu.

Dairenin kapısına geldiğimizde, Mahmut kapıyı açarken telaştan zorlanmıştı. Beklemeye tahammülünün olmadığı apaçıktı. Stresten terlemeye de başlamıştı.

Tabii ki hemen çözülmeye niyetli değildim. Önce Mahmut'u sağlam bir şekilde zorlayacaktım.

Kapıyı açmayı başarınca önünden içeriye girerek, antreye şöyle bir bakındım, nerden başlasam diye düşünüyordum. Hemen girişteki banyoya doğru yöneldim, hedefimde jakuzi vardı. Mahmut'a dönerek 

"Çalışıyor mu bu jakuzi acaba?" dedim, 

Mahmut izin isteyerek vanayı çevirdi. Fokurdayarak su küvete dolmaya başlamıştı.

Küvete dolan suya dokunma bahanesi ile domalarak öyle bir eğildim ki, zaten kısa eteğim yukarı çıkmış  kaymak gibi amcığımı ve minik arka deliğim gözler önüne serilmişti.Mahmut'un tereddüt ederek, her şeyi berbat etmekten çekindiğini hissedebiliyordum.

"Sever misiniz jakuziyi?" diyebilmişti zar zor Mahmut. 

Artık konuşmakta zorlanmaya başlamıştı.. 

"Ayyy..... kim sevmez ki Mahmut Bey?" dedim cıvıltılı şekilde 

"Kocama hep söylüyorum ama bir türlü yaptırmıyor. Akşamları insanın bütün yorgunluğunu alır bu” dedim.

"Bakın burda hazır yapılmışı var, ne zaman isterseniz girersiniz artık burayı alınca" dedi ve tam görüntüsüne göre gürültülü bir kahkaha patlattı..

"Hem bakın sauna da var bakın dedi yan tarafta , akşamları rahatlarsınız eşinizle" dedi Mahmut.

"Kocamla çok sık görüşemiyoruz , kendisi sürekli iş seyahatinde malesef” dedim iç çekerek.

“Ama böyle bir bağyan yalnız bırakılır mı hiç, gurda guşa yem olur sonra” derken hafiften göğüs . kıllarını okşamıştı.

Nedense tavırları çok komik gelmişti. Kahkahayı patlatmıştım.

"Ayy...ilahi Mahmut bey burdaki kurt siz misiniz lafı" çıkıvermişti ağzımdan. 

Ne dedim ben? diye düşündüm anında. 

Mahmut'un gözleri anında  parlamıştı. Benden gelen bu hamle sikini biraz daha hareketlendirmiş olmalıydı.

"Aman Didem Hanım yanlış anladınız Siz bizim müşterimizsiniz, sizin memnuniyetinizi düşünmek bizim görevimiz, sizi mutlu etmek, sizi tatmin etmek için de ne gerekiyorsa yapmaya hazırız." dedi pis pis sırıtarak.

Banyodan hiç çıkmak istemiyordum, ama her şeyin de orada olup gitmesine izin vermeyecektim Mahmut'u iyiden iyiye kızıştırmak istiyordum. 

"Çok güzelmiş burası hadi diğer taraflara da bakalım" dedim ve banyodan çıkmak üzere kapıya doğru yönelmiştim. 

O sırada Mahmut kıyafetimin sırt dekoltesi üzerinden aşağıya doğru elini kaydırarak belini kavramıştı. Sıcak ellerini bel çukurumda hissetmiştim, adam hiçbir fırsatı kaçırmıyor diye kendi içinden de düşünmeden edememiştim. Mahmut ısrarla elini belinden çekmemiş, mutfağa kadar o şekilde tutmuştu.

Mahmut'un bu hareketi vücudumun alevler içinde yanmasına sebep olmuştu.

Mutfağa geçtiğimizde dolapları inceleme bahanesi ile eğildikçe eğiliyordum, eteğimin altındaki hazineyi Mahmut'un aç gözlerinin önüne sermek için ekstra bir çaba sarf ediyordum. 

Mutfak spotlarının vurduğu kalçalarım bir sanat eseri gibi görünüyor olmalıydı. Garip bahaneler ile Mahmut yanıma yaklaşıyor, her yaklaşmasında kazara kalçalarımı ellemeye çalışıyordu.
Bende onu iyice kızıştırmak için buna etmiyor görünüyordum. Resmen köşe kapmaca oynuyorduk.

"Mutfağı da çok beğendim” dedim, 

"salona da bakalım lütfen.."

Salona geçtiğimizde, kocaman kırmızı bir koltuk ve şömine görmüştüm.

“Ay ne güzel , ne kadar romantik. Manzarası nasıl acaba” diyerek fransız tipi balkona yönelmiştim.

Balkonun gerçekten de eşsiz bir deniz manzarası vardı. Öne doğru eğilip kollarımı korkuluklara dayamıştım. Artık dışarıdan gelen ışık bacaklarımın arasından geçerken, biçimli bacaklarımın silüetini daha da belirgin hale getirmişti.

Balkon biraz küçük olduğu için Mahmut'a yer yoktu, o da gelip tam arkama yanaşmıştı. 

“Nasıl beğendiniz mi manzarayı?” diye sordu. 

Sorarken de bir taraftan aletini kalçalarıma doğru bastırmaya başlamıştı.

“Ahh... evet, çok güzelmiş manzara , insanın gerçekten içi açılıyor burada” dedim çok normalmiş gibi davranıyordum 

Mahmut’un arkamdan dayanmasına hiç sesimi çıkarmadım. Aslında hoşuma bile gitmişti..

Yıllardır bu şekilde taciz edilmemiştim, içim bir garip olmuştu. 

Yavaş yavaş doğrulurken, kalçalarımı Mahmut'un aletinden kurtarmıştım.

Arkama döner dönmez Mahmut'la burun buruna geldik. Bu Kürt ayısı gözlerime birazdan seni evire çevire sikeceğim der gibi baktığını fark etmiştim.

Kendimi usta bir manevra ile  o sıkışıklıktan kurtardım, kurtarırken de vücudumun her yerini  Mahmut'a sürtmüştüm. 

“Hadi yatak odasına da bakalım Mahmut Bey” dedim ilerlerken.

Yatak odasına girdiğimizde, perdeleri kapalıydı. İçeride değişik bir koku vardı, tütsü gibi bir şey kokuyordu. Mahmut ışığı yakmaya çalışırken, yanlışlıkla disko topu gibi bir şeyi çalıştırmıştı.

İçerisi bir anda gece kulübü gibi bir ortama bürünmüştü.

Kahkahayı basmıştım, 

"Ayyy.... burası ne değişik yermiş böyle, Mahmut Bey..... doğru söyleyin burayı daha önce burayı ziyaret ettiniz ve oturanları da tanıyordunuz değil mi?" diye birden aklımdakileri dökülüvermiştim..

“Valla çok akıllısınız sizden hiçbir şey kaçmıyor maşallah” dedi Mahmut gülerek . 

Mahmut tam konuşmaya devam edeceği sırada telefonum çalmıştı, arayan kocamdı.

Kocam Mahmut'u biliyordu, emlakçı olduğunu da anlatmıştım. 

"Ah hayatım, şu an Emlakçı Mahmut bey ile bir ev bakıyoruz, burası çok değişik mutlaka görmelisin" dedim işveli bir şekilde. 

O sırada koltuğa oturmuştum bir elimle de sanki farkında değilmiş gibi bacaklarımı okşuyordum. Saçlarımı yana atmış, göğüslerimi dikleştirmiştim. 

Karşımda Mahmut’un elimi bacaklarımda aşağı yukarı gezdirdikçe iyice çileden çıktığını göz ucuyla görebiliyordum. Kahkahaları fısıldaşıyor sonra yeniden kahkahayı basarak konuşmamı uzatıyordum. Karşımdaki Mahmut ise i̇yice sabırsızlanıyor gibiydi.

 En son kapatırken kocama , 

“Aşkım sana buranın resimlerini göndereyim mi” diye sordum numaradan. Planım tamamen doğaçlama ilerliyordu.. 

"Ay hatta istersen ben de senin için burada poz da veririm, Mahmut Bey'den rica ederim bir kaç fotomu çeker." diye eklemiştim sesimi yükselterek.

“Ayyy! Mahmut beyyyy.... kocam evin resimlerini merak ediyor bil ki poz da benim de çeker misiniz?” dedim cilvelenerek

Tabii ki Mahmut’un fırsatı kaçırmayacağından emindim.

Önce birkaç normal poz çektik, ardından balkonda birkaç poz çektik,

“Ayy!... mutfağı da çekelim” dedim. Mahmut’ peşimden koşturuyordum. Mutfaktan yatak odasına geçmiştik. Orada da poz verirken bir ara banyodan gelen suları fark ettik.

Mahmut heyecandan jakuzideki suyu kapatmayı unutmuş, su küvetin dışına taşmaya başlamıştı.

Mahmut can havliyle jakuziye koşarak, suyu kapatmaya çalışırken üstü başı sırılsıklam olmuştu.

Ben de ardından banyoya girmiştim, Mahmut öylece bakıyordu. 

O kıllı ayı çocuk gibi ne yapacağını bilemez bir ifadeyle,öylece sırılsıklam bir şekilde duruyordu.

“Ayyy! çok ıslandınız..., nolur kusura bakmayın.... hepsi benim yüzümden, o suyu hiç açmayacaktım.” dedim. 

"Olur mu dedi, ne olacak zaten yaz günü kurur hemen.." diye cevap verdi Mahmut

“İsterseniz çıkarın, üstünüzü asalım kurusun” dedim. 

Mahmut çıkarmamakta ısrar ediyordu, 

“yok iyi böyle” filan dedi 

“Ama olmaz öyle ben üzülürüm sonra” dedim, 

Elime bir havlu alıp, adamı kurulamaya başladım. Önce gömleğinin sularını almaya çalıştıktan sonra, sıra pantolonuna gelmişti.

Mahmut'un pantolonunun önü sırılsıklam olmuştu. Ben dizlerimin üzerine çökmüş, havluyla adamın paçalarından yukarı doğru kurulamaya başlamıştım. 

Mahmut yukarıdan bakınca o muhteşem göğüslerimi tüm detaylarıyla görebilirdi. 

Paçalardan yukarı çıktım, havluyu Mahmut'un aletine doğru bastırıp çekiyordum. Mahmut kendini serbest bırakmıştı, Mahmut'un yarrağını kaldırmak için uzun uzun kurularmış gibi yapıyordum.

Şeytanca planlar birbiri ardı sıra ilerliyordu. Elime böyle bir fırsat geçmişken kullanmalıydım. 

"Mahmut Beyyy... pantolonunuz çok ıslanmış, çıkarın lütfen ben kurulayayım bir şekilde, üzülürüm sonra” dedim dudaklarımı bükerek. 

Mahmut kemerini açtı ve pantolonu ağır ağır indirdi.

Mahmut öyle bir ıslanmıştı ki , beyaz slip donun altından yapışan kumaş yarrağını sarıp sarmalamıştı.
Külotunun şeffalığı ile sarmalaşnmış aletini gördüğümde bir anda dilim tutulmuştu. Yarrağının kafası tüm ayrıntıları ile karşımdaydı. Resmen at siki gibi bir şeydi bu. Hayatımda o kadar iri bir şey görmemiştim.

“Ben çıkayım isterseniz çamaşırınızı da çıkarın. Sonra saç kurutma makinesi ile ben kuruturum” dedim mahçup tavırla

Aslında adamı orada kendi ellerimle soyabilirdim, ama Mahmut'u olabildiğince mahcup etmek istiyordum.
Fakat, Mahmut artık mahcubiyetini bir tarafa bırakmıştı .

"Madem sizin yüzünüzden ıslandığımı düşünüyorsunuz ve çıkarmamda ısrar ediyorsunuz, e o zaman siz çıkarın, haydi" dedi pis pis sırıtarak

İşte bunu hiç beklemiyordum, adama birden inanılmaz bir cesaret gelmişti.

"Şeyy ama nasıl olur ki" diyebildim yaramazca. 

"Valla çok da güzel olur "dedi Mahmut, artık arsızlığı ele almıştı, dayanma gücünün kalmadığı çok belliydi. 

“Ayy neyse ikimizde yetişkiniz sonuçta değil mi Mahmut bey” diyerek  yavaşça, biraz da istemeye istemeye yapıyormuş gibi davranarak çamaşırın kenarlarına parmaklarımı geçirmiştim.

Aslında deliler gibi o donu aşağı indirmek istiyordum.

Ama kendine hakim olarak aşağıya doğru yavaş yavaş çektim, çamaşırından kurtulan Mahmut'un sertleşmiş yarrağı ok gibi yukarı fırlayarak, yüzümün önünde yılan gibi dans ediyordu.

“Ohaa bu nasıl bir azman böyle” diye düşünüyordum. Hayatında öyle bir alet başı görmemiştim.. Pantolon altında sertleşip kalmaktan mosmor olmuştu kafası Hatta ucundan zevk suları akmaya bile başlamıştı..

“Beğendiniz mi bizim ufaklığı Didem hanımcım.” dedi Mahmut

“Ayy..... ben hayatımda böyle bir şey görmedim, nasıl birşey bu böyle Mahmut Beyyy.. Neredeyse kocamınkinin iki katı bu” dedim şaşırmış bir tonda, artık rol yapmıyordum

Mahmut'un sikinin ve taşşaklarının kokusu burnuma geliyordu artık, resmen erkek kokuyorlardı, kıvır kıvır kılları bir orman gibiydi adeta. 

Yukarı Mahmut'un gözlerine baktım, adamın dayanacak hali kalmamıştı nefesleri sıklaşmış iri göbeği hızlı hızlı içeri girip çıkıyordu. 

Mahmut elini sikine götürdü, dibine doğru gerdirerek diğer eliyle kafasını sıvazladı. Daha bir büyük gözüküyordu şimdi. Bütün uzunluğu da öne çıkmasını sağlamıştı Mahmut.

Dişisine kur yapan bir hayvan gibiydi hareketleri.

Gözlerimin önünde yukarı aşağı sallayarak 

"Amına koduğumun karısı yeter artık, bitirdin beni" dedi ve bir anda saçlarımdan tuttu. 

Aletini de kökünden tutarak o koca başını bir çırpıda ağzıma sokmuştu...... Ne olduğunu anlamadan bir anda Mahmut'un ter ve taşak kokan yarrağını ağzımda bulmuştum. O kadar büyüktü ki ağzımı tamamen gererek doldurmuştu. Nefes alamıyordum.

Mahmut zorladıkça boğulur gibi oluyordum. 

Durmasını istiyordum ama Mahmut'un bırakmaya niyeti yoktu, gırtlağıma doğru bastırdıkça bastırıyordu.

Sonunda  tırnaklarımı sertçe Mahmut'un bacaklarına geçirdim. Canı yanınca Mahmut yarrağını geri çekmişti..

"Durun Mahmut bey, boğulacağım şimdi napıyorsunuz?"dedim. 

"Beyi mi kaldı amına kodumun orospusu, seni orospum yapıcam birazdan, benimle oynamak neymiş göstericem sana şimdi" dedim hırıldayarak

Mahmut pantolonu bacaklarından çıkararak bir anda beni kucakladığı gibi ve yatak odasına götürmüştü 

"seni öyle bir sikeceğim ki feleğin şaşacak kızım, beni günlerdir azdırmanın bedeli neymiş göreceksin" diyordu durmadan

Beni yatağa doğru fırlatmıştı. Türk filmlerindeki tecavüz sahnelerindeki gibi üstüm, saçım başım dağılmıştı artık. 

Mahmut yanıma gelerek elbisesimin üstünü aşağıya çekmişi ve o göğüslerimi dışarıya çıkarmıştı. Vakit geçirmeden de üstüme çullanarak  diri memelerimi emmeye başladı.. Emerken böğürür gibi "ağğğm, uğğhmmmh" gibi sesler çıkarıyordu...

Alt tarafımda ise tamamen değişik şeyler oluyordu. Mahmut amıma sikini dayamıştı. Bir an, Mahmut içime girecek zannetmiştim. 

Aslıdna çok az bir zorlama ile hepsini köküne kadar almaya hazırdım, çünkü amımın içi zevk sularımla vıcık vıcık olmuştu. 

Ama oynama sırası Mahmut'taydı, artık kontrol onun ellerindeydi.

Uzun bir süre göğüslerimi ve boynumu emerek, yalamıştı. Bir taraftan da amıma aletinin kafasını sürüyor ama sokmuyordu. 

Çok azmıştım. 

Artık dayanamıyordum.

"Hadi sik beni, nolur" diye yalvardım.

"Dur bakalım seni amcık" dedi. 

"Beni azdırırken iyiydi, şimdi sıra bende.. Seni evire çevire sikicem tabii, ama herşeyin sırası var”.

derken beni yüzüstü çevirdi. Karnımın altına hemen bir yastık koydu. Götümü meydana çıkaracak şekilde elbisesimi yukarı toplamıştı.
Olacakları anlamıştım. Birazdan Mahmut'un kendisi için özel olarak hazırladığım deliğimin tadına bakacak olması çok hoşuma gitmişti.

Kalçalarımın yanaklarını iri kıllı elleri ile ikiye ayırdı ve kafasını arasındaki vadiye doğru uzatmıştı. Benim minik güzel deliğime bir iki dil darbesi atınca sanki leziz bir tatlının tadına varmışçasına 

"mmmm" diye bir ses çıkarıyordu. Kokusunu içine çekiyordu. 

"Vay amına kodumun karısı seni....demek sen de götünü siktirmek istiyorsun haaa.. Nasıl da hazırlanmış, şuna bak heleee.. Ulan başka şey istesem olacakmış, ben de bu götü sikmenin hayalini kuruyorum günlerdir,merak etme seni sike sike dağıtacam amk orospusu" dedi. Hayvanca konuşması zaten sırıl sıklam olan amcığıma yeni zevk dalgaları gönderiyordu

“Ahhh evet...” inliyordum artık...

Dil darbeleri gelmeye başlamıştı işte Mahmut'tan. 

Bu nasıl bir ustalıktı, adam resmen diliyle göt deliğime masaj yapıyordu. 

Hele kalçamın arasında hissettiğim bıyıkları beni çılgına çevirmişti. Am sularım Mahmut'un dilinin ıslaklığına karışırken, aklım başımdan gitmişti. 

Mahmut şimdi de amıma geçmişti. 

Tam götümü rahat bıraktı diye düşünürken, baş parmağını birden daracık göt deliğime sokuverdi..

Önce irkilmişti, ama Mahmut'un bunu benim deliğimi sikine alıştırmak için yaptığını çok iyi biliyordum... 

Adam gerçek bir üstad gibi hareket ediyordu.. 

Bir üstad....

Bir guru.....

"Ohh, kaltağa bak götü de bakireymiş..... Ama merak etme, senin götünü Karaköydeki orospularınkine çeviricem yavrum.... Ohhhhh......" dedikçe daha da azıyor, bir an önce Mahmut'un sikini içimde hissetmek için can atıyordum.

Mahmut kan ter içinde kalan gömleğini çıkarmak için doğrulmuştu. Kafamı çevirerek arkamdaki azmanı izlemeye koyuldum. 

Kolyesi ve künyesi güneşin vurmasıyla parıl parıl parlıyordu Mahmut'un.. Elbisemi de çekti aldı aşağıya doğru sündürerek.

"Şunu bir yağlayalım önce yavrum" diyerek sikini amımın dudaklarına güzelce sürmüştü.

Ve birden amcığımın içime soktu. 

Ne bir uyarı .....

Ne bir alıştırma....

Sözleri gibi davranışları da.... Hayvanca..... Bencilceydi.......

"OOOOOOHHHHh" diye inledim, 

"çıkma Mahmut, nolur devam et" dedim. 

Ama Mahmut'un niyeti belliydi. Aletini güzelce am sularımla ıslatmıştı

Sonra dışarı çekti..

Dönüp tekrar baktım.. Mahmut'un siki de parlıyordu şimdi.. 

"Ohh!.....Hazır mısın yavrum Kürt sikişine?" deyince sadece kafamı sallayabilmiştim.

Mahmut sikinin kafasını göt deliğime dayayınca vücuduna anında bir sıcaklık yayılmıştı. 

Yavaş yavaş kafasını sokmaya başlamıştı....... 

Canım yanıyordu.......

"Ahhh, Mahmut!..... Ayyyy!.... Yavaş!.....Nolur!...." diyebildim.

Ama Mahmut altında çaresizdim. 

Yakalamıştım..

Ona yaptıklarımın hesabını soracaktı..

Sanki hiç söylememişim gibi kafası girer girmez öyle bir bastırdı ki sikini, beynimde şimşekler çakmıştı.. 

Adam resmen içimi mideme kadar doldurmuştu bile.....

Ardından ağır ağır git gele başlamıştı.

Resmen adamın sikinin damarlarını hissedebiliyordum.. 

Kalçalarımı öyle bir sıkıyordu ki, resmen bir kaplan pençesi gibi geçirmişti ellerini beyaz tenime.

Hiç zevk alamıyordum çünkü resmen götümü yara yara sikiyordu...... 

"Mahmut, canım acıyor, ben üste çıkabilir miyim lütfen?"dedim

"Daha duuuur..... oooorooospuuuuu.... seni.....Ben böyle bi posta şu küçük götüne patlatayım, sonra.." derken götüme de sağlam bir tokat daha atmıştı

“Ben bu götü ne hayal ettim beee.....Önümden kıvır kıvır yürüken artık açılmış göt deliğinden zort zort osuracaksın.... orospu.. Argggg!.” hırıldayarak ettiği küfürlerin ardı arkası kesilmiyordu.

Artk git gelleri iyice sertleşmişti.. 

Bir taraftan da kayganlığı artırmak için deliğime yukarıdan tükürüyordu. 

Siki iyice sertleşmişti, can yakıyordu artık.. 

"ohh nihayet geliyor ayı" diye düşündüğüm anda Mahmut böğürerek götümün derinlerine patlıyordu... 

Deliğimin darlığı sayesinde bu kıllı ayı hemen boşalmıştı işte. 

Hissettiğim sıcaklık ve kayganlık beni inanılmaz rahatlatmıştı.. 

Mahmut yavaş yavaş yarrağını dışarı çekerken, içime fışkırttığı dölleri de dışarı sızıyordu.... 

Adam resmen götüme bir kilo döl pompalamıştı.....

Bir süre öyle kaldık, sonra Mahmut da yanına devrildi.. 

Minik göt deliğim içinden çıkan kalın azmanın bıraktığı boşluğu hemen kapatamamıştı. İçime serin hava girdiğini hissedebiliyordum.

"Oğğhhh, amına kodumun karısı ne göt varmış sende, kocan seni hiç sikmemiş anlaşılan" dedi hırıltılı nefeslerinin arasında

Bende sadece onaylar gibi sadece kesik kesik gülebilmiştim. 

Biraz canım acımıştı, ama Mahmut'un tarzı beni anlamsızca azdırdıkça azdırıyordu. 

Amımdan da sikilmek istiyordum artık deli gibi, orospular gibi götten gibi sikilmiş olmam beni daha da kudurtmuştu.

Doğrularak Mahmut'un sikini ortasından kavrayarak, elimle okşamaya başladım. 

Bir elimle sikini okşarken bir elimle de Mahmut'un kara, kıllı büyük taşaklarına yavaşça masaj yapıyordum

Kocam boşaldıktan sonra hemen aletine dokunmamı istemezdi. Hassas olduğunu söylerdi. Bu kıllı ayıda ise, hiç tık yoktu.

Kafamı eğerek sikini hünerli ağzıma aldım.. 

Tekrar sertleşen kadar o koç başı gibi olan dev kafasını sömürdükçe sömürdüm, emdikçe emdim. 

Dibine kadar ağzıma aldıkça Mahmut bir hayvan gibi böğürüyordu.. 

İşte olmuştu, Mahmut'un siki ağzımda ve yine dev gibiydi, 

Amımı sikmeye hazırdı artık......

Bu sefer neremi siktirmek istediğimi biliyordum. Bir çırpıda kalkarak yarrağının üstüne oturdum. Yavaş yavaş üzerinde kıvranmaya başladığımda Mahmut da alttan pompalamaya başlamıştı.

 Hızlanıyordum, ben hızlandıkça Mahmut'un böğürmeleri artıyordu.. 

Twerk yapar gibi kalçalarımı kaldırıp tüm gücümle Mahmut'un siki ve taşaklarına vuruyor, bir taraftan da Mahmut'un kıllı vücudunu okşuyordum.

Mahmut dayanamamıştı 

"geç aşağıya bakalım yavrum" dedi. Belimden tutup yana devirirken.

Beni, tekrar altına almıştı. 

Bu ayının altında ezilmeye hazırdım... 

Amıma sikini olanca gücüyle bastırırken, bir taraftan da bacaklarımı kıllı omuzlarına yaslamıştı..

"Ohhh!... Eveet!.....Mmmmmm!....Sik beni kıllı ayım" diye inliyordum artık. 

Mahmut kalın sikiyle içimi tamamen doldurmuştu. Amcığım içine kabul ettiği bu yabancıyı hemen sarıp sarmalamıştı. İnanılmaz bir şekilde içime girip çıkan yarrağının kafasının dokunduğu her yer beynime ayrı uyarılar göndermeye başlamıştı. 

Mahmut ayaklarımı kıllı göğsünden alalarak, bir taraftan da parmaklarımı emmeye başlamıştı.

Lolipop gibi hepsini tek tek emiyordu bu ayı.. İnce kemikli ayaklarım Mahmut'un kıllı göğsünde inanılmaz bir görüntü veriyordu, öyle keyif alıyordum ki, artık resmen bulutların üzerindeydim.. 

Bir anda içimde bir yerlerde saklı kalan sinirlerim hareketlenmeye, kasıklarımdan omurgama doğru yükselerek kasılmama neden olmaya başlamıştı. 

İstemsizce kasılıyor....

Titriyordum....

Boşalmak üzereydim.. 

Mahmut darbelerini sıklaştırdıkça onun da boşalmak üzere olduğunu anlamıştım.

"Ahhhh!.....Mahmut!...., Nolur!..... içime boşalma...., Korunmuyorum" dedim kesik kesik.. 

Mahmut kafasını "olur" gibisinden sallamıştı, ama içim rahat değildi.. Ya bu ayı içime boşalırsa diye tedirginlik hissediyordum.

Mahmut pompaladıkça iri göğüslerim altında darbelerinin şiddeti ile daireler çiziyordu...

Her bir darbesinde kasıklarındaki sert siyah kıllar, klitorisimin üzerinde fırça gibi geziyordu. Amcığım artık kendi sıvılarımı tutamıyordu. İçime girip çıktıkça odayı şapırtılı sesler dolduruyordu. 

Ayaklarımı yalarken bu manzara Mahmut'un dikkatini çekmiş, ilgisi oraya kaymış ve şimdi de memelerimi emmeye başlamıştı.. 

Hayvan gibi sündüre sündüre emiyordu....

Hep böyle sikilmeyi hayal etmiştim. Sanki bu ayı da bu hayali biliyormuş gibi sikiyordu beni.

Birden Mahmut'un daha da darbeleri sertleşmeye başlamıştı. Mahmut'un sikinin kafasının amımın duvarlarına yaptığı basınç artık beni zirveye, ardından da zirvenin uçurumlarına taşımıştı. 

O vurdukça inlemeleri artmış, artık çığlık seviyesine ulaşmıştı. 

O müthiş an gelmişti işte. 

Bağıra çağıra, inleyerek.... boğazım acıyana kadar çığlıklar atarak... orgazm oluyordum. 

Kasıklarımızın birbirlerine çarparken ki şaklamaları....

Mahmut’un içime her giriş çıkışındaki vakumla karışık ıslak şapırtıları

Çığlıklarımla ahenkle duvarlardan yankılanıyordu.

Kasılıyor....Nefesiz kalıyor....Titriyordum....

Her bir kasım kasılmıştı, bacaklarımı hissetmiyordum neredeyse. 

Mahmut dudaklarımı emmeye başlamıştı, ama farkında bile değildim..

Birden bire Mahmut'un henüz boşalmadığını ve patlamak üzere olduğunu hatırlamıştım.. 

Tam da o sırada işte o müthiş an beni tutsak almıştı.. 

Mahmut bir ayı gibi bağırarak inliyor, böğürerek taşaklarından yükselerek içime fışkırttığı dölleri ile  amımı suluyordu.. 

Böyle bir zevki hayatım boyunca yaşamamıştım.. 

Kendimi olan bitene bırakmıştım.. 

Vücudum hala kasılmaya devam ederken, yaşadığım orgazm dalgaları bitmek tükenmek bilmiyordu..

Bacaklarımı Mahmut'a öyle bir dolamıştım ki , adamı resmen ağına hapseden bir örümcek misali sarıp sarmalamıştım.. 

Mahmut taşaklarında kalan son damlaya kadar neyi varsa amına boşaltmıştı, ama durmak bilmiyordu. Siki inene kadar pompalamaya devam etti.

"Ahhh!.....Ohhhh!..... EVET!.....DURMAAAA!.....BO-ŞA-LI-YO-RUUUUUM......” diye çığlıklar atıyorudum. 

Mahmut bunun üzerine yine hızlanmıştı. Artçı orgazmımı sonuna kadar bana yaşatana kadar devam etmişti.

Oysa kocam hiç böyle yapmıyordu, aslında istese de yapamazdı.. 

Hayatımda ilk defa böyle sikiliyordum, ilk defa böyle bir hazza ulaşıyordum...

Mahmut tekrar boşaldığımı anlayınca üstümden inmişti. 

Kısa bir süre biraz önce döllerini pompaladığı amcığıma baktığını gördüm. Zavallı minik amcığımdan akan dölleri hissedebiliyordum. Amcığımın o minik ağzı açlıkla açılmış olmalıydı.

Mahmut eserinden memnun olmuş gibi gururla yanıma uzanmıştı.. 

Öyle kasılmıştım ki, neredeyse vücudumun yarısını hissetmiyordum.. Mahmut da aynı şekilde hayatında ilk defa benim gibi bir parçayı sikiyor olmanın verdiği heyecanla tüm enerjisini neredeyse tüketmişti..

İkimizde de kısa bir süre sonra öylece uyuyakalmıştık..

Çok geçmeden Mahmut'un çalan telefonunun sesi ile uyandımıştık, arayan karısıydı..

"Hay amına kodumun karısı, aradığı zamana bak" diyerek söylene söylene aramayı reddetmişti.. 

"Sana daha iki posta kaymadan bırakır mıyım yavrum seni hiç?" diyerek sikini tekrar ağzıma vermişti.

Ama telefon ısrarla tekrar tekrar çalıyordu. 

Sonunda açtı telefonu. 

Bir süre konuştu, yüzü düşmüştü ama aynı zamanda bana bir orospu gibi sakso çektirmeye de devam ediyordu...

Bende itaatkar bir şekilde Mahmut ne derse yapıyordum...

"Ulan Didem, ne şanslı karısın, senin amını da götünüde  burda sike sike dağıtmaya ahdım vardı. Dua et benim götlek karı dükkana gelmiş, şimdi gitmem gerek, ama ilk fırsatta seni tekrar sikecem bilesin" derken, bir iki tane kendi siki ağzımda olan resmimizi çekmişti.

"Bak yarın tekrar gelmezsen bunları da hem kocana hem de cümle aleme dağıtırım, ona göre akıllı olasın haa" dedi pis pis gülerken.

Üzerini giydi, yanağımdan bir makas alıp,  çekti gitti...

Bir anda, beni bir fuhuş yuvasındaki orospu gibi sikip bırakmıştı..

Üstelik üstünlük de elinde fotoğraflarım vardı.

Ne yapmıştım ben böyle..

Neden izin vermiştim...

Bana yaptığı bu son davranışa çok içerlemiştim.Şimdi toparlanıp eve gidecek, olanı biteni sindirmeye çalışacaktım.

İlk görüşmemizde ben nasıl onu kalkmış siki ile o dükkanın önünde bırakmışsam, Mahmut da beni amım götüm sikilip dağıtılmış bir pozisyonda bırakıp gitmişti işte....

Zorlukla toparlandım. Ayağa kalktığımda amıma ve götüme pompaladığı son döllerinin bacaklarımdan aşağı aktığını hissediyordum. 

Daha önce Mahmut ayısını tahrik etmek için kullandığım havluyla olabildiğince akan dölleri kurulamıştım. 

Kırış kırış olmuş elbisemi yerden alıp giydim. Saçım başım birbirine girmişti. Elimden geldiğince düzelterek evden ayrıldım.

Dudaklarım, kuğu gibi boynum emilip vakumlanmaktan kıpkırmızıydı. 

Güvenliğe geldiğimde, güvenlikçilerin yüzlerindeki şeytani sırıtışı görmezden gelerek, taksi istemiştim.

Öncelikle arabamı almak için Mahmut hayvanının dükkanının önüne gittim. Neyse ki dükkanda kimse yoktu. 

Arabaya oturup yola koyulduğumda artık tam kapanamayan götümden gaz çıkışlarına engel olamıyordum.

“Adam götümü tam da dediği gibi sikti amına koyayım” diye düşündüğümde otoparka giriyordum.Bu düşünce dudaklarımda belli belirsiz bir tebessüme neden olmuştu.

Evde biraz toparlanıp, açık eczane aramayalım dedim kendi kendime. Hayvan herif içime çeşme gibi döllerini fışkırtmıştı. Korunmuyordum, ertesi gün hapı almalıydım.

Ne yapmıştım ben böyle. Ayının tekinin inine girmiş onu uyandırmıştım.

Ve... O fotoğraflar...
Fotoğrafları bir şekilde Mahmut ayısının elinden almalıydım.

Ama nasıl?...

 

Sonraki Bölüm...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumuz için teşekkürler. Yorumunuzu inceledikten sonra, ticari kaygı içermiyorsa yayımlayacağım.