Didem 4

 <Daha önce okuduğum bir hikayeyi orjinalindeki hikaye akışına sadık kalmaya çalışarak, bazı bölümlere eklemeler yaparak yeniden düzenledim. Orjinal hikaye yazarı kimdir bilmiyorum. Hikaye tamamen fantazidir. Kişilerin ve anlatılar kurgudur.>

Önceki Bölümler

Bölüm 1 

Bölüm 2 

Bölüm 3


Bölüm 4 

Eve nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. Aklım da sürekli ne yapabileceğimi düşünüyordum. Bir çıkış yolu olmalıydı. 

Eve geldiğimde bir süre müzik dinleyerek kafamı dağıtmak istedim, ama olmadı. 

Sakinleştirici bir ilaç alıp bir süre uyudum.. 

Ama olmuyordu.. 

Yaşadıklarımı ve bundan sonra yaşayacaklarımı düşünmekten çıldıracak gibi oluyordum.

Gözüm hep saatteydi. 

"Allahım ne yapacağım ben??" diye düşünüyordum sürekli. 

Küçük bir oyun başıma ne işler açmıştı.. 

Hava hafiften kararmaya başladığında da tedirginliğin ve gerginliğimin dozu iyice artmıştı.

Rahatlamak için kendime bir kadeh viski koydum. 

Hızla içip, ikinci kadehi doldurdum...

Zaman hızla akıp gidiyordu, o resimleri sildirmek istiyorsam artık hazırlanmalıydım.

Banyo yapmak için soyunmaya başladım. Tedirginlikten ve gerginlikten ellerim ve ayaklarım resmen buz gibiydi.. 

Yaz günü üşüyordum.. 

Aynada kendime baktım, alenen kendimden utanıyordum.. 

Uzun uzun aynada vücudunu seyretmeye doyamayan kadın, artık kendi görüntüsünden kaçar gibiydi..

Küvetin dolmasını beklerken gözüm hızla akan suya takılmıştı. O gün jakuzide yaşananlar gelmişti aklıma. 

Aslında, yaptıklarımdan son ana kadar inanılmaz keyif almıştım. Hele Mahmut'un ıslak çamaşırını sıyırdığım ve sikinin bir ok gibi suratıma doğru yöneldiği an muazzamdı. Mahmut böyle bir zorbalık yapmasa yarrağı ile beni kendisine rahatlıkla bağlardı.... ama o gerizekalı kro...... bu yöntemi tercih etmişti işte..

Küvete girerek, kendimi sıcak suyun içerisine bıraktığımda biraz rahatlamıştım. Aldığım alkol de yavaş yavaş etkisini göstermeye başlamıştı.. 

Aslında Mahmut'un bugün arkadaşlarından beni kıskanması biraz da hoşuma gitmişti, Mahmut'un bana karşı zaafı olduğu ve sadece amacının sadece kendisini sikmek olmadığını düşünüyordum. Bunu koz olarak kullanabilirdim. Sonuçta zeki ve silah gibi kullanabileceğim bir vücudum vardı. Sabahki kadar tedirgin değildim ama yine de, tabii ki böyle şeylerin yaşanmamış olmasını yeğlerdim.

Oysa ki ne güzel de sikmiştim o gün Mahmut’la. 

Tam bir fahişe gibi sikmişti beni , tam da istediği gibi.. 

Hayalini kurduğum, merak ettiğim gibi....

Daha önce kimse beni iki kere üst üste boşaltamamıştı.
Tabii birde inmek bilmeyen siki.... Erkeklerin sikini kaldırma konusunda bir uzmandım. Aslında bu çok kolaydı. Ama genelde boşaldıktan sonra bana olan ilgilerini kaybederlerdi. Üniversite deki sevgililerim de böyleydi, şimdi kocamla da böyle. Mahmut ise, sanki ilaç almış gibi anında yeniden sertleşmişti. Siki beni gördükçe şahlanıyor gibiydi.....

Ah keşke karısından o telefon gelmeseydi de, Mahmut öylece çekip gitmek zorunda kalmasaydı. Belki de Mahmut i̇yice boşaldığında benimle tekrar sikeşebilmek için o görüntüleri kaydetmiyor olacak ve birbirimize güvenimizi yitirmeyecektik.

Evet, bu akşam o fuhuş evine gittiğimde Mahmut yine beni bir fahişe gibi çatır çatır sikecekti, bunu biliyordum.. 

"Acaba adamın gönlünü edersem beni rahat bırakır mı ??" diye de sürekli düşünüyordum kendi kendime..

"Evet evet, Mahmut'u ikna edebilirim , etmeliyim de" diyordum. 

Sonuçta o da bir erkekti ve benim gibi güzel bir kadın uğruna yapmayacakları yoktu bu erkeklerin.. 

Kocamı da,önceki sevgililerimi de istediklerimi yapmaları için, defalarca ikna etmiştim... 

Önce erkeğine kendisini bir kral gibi hissetmesini sağlar, zevkin doruklarına çıkartıp ve sonra da istediğimi alırdım. Bu yöntem hep çalışırdı. Erkekler konu seks olunca kolay yönetilebilirdi, ve bende yatakta oldukça başarılıydım. 

"Tedirgin olmama gerek yok, hallederim nasılsa" diye kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

İlginç bir şekilde, hafiften yine moda girmeye de başlamıştım. 

Viski ve güzel bir banyo beni oldukça rahatlatmıştı.

Bornozumu çıkarıp dolabın önüne geçtim ve yine Mahmut'u azdıracak açık saçık şeyler aramaya başlamıştım bile. 

Bu hayvanın aklını almalıydım yine..... 

Bu işin tek çaresi buydu..

Çok fazla aramama gerek kalmamıştı. Favorilerimden olan siyah, taşlı bir mini elbise seçtim. Hafiften gece kıyafeti havası vardı. Göğüs kısmı açık, belime oturan ve oldukça mini bir elbiseydi. Öyle bir sırt dekoltesi ve yırtmacı vardı ki, bu görüntüyle Mahmut'un her türlü aklını alırım diye düşünüyordum.

Elbisenin altına kasıklarımda biten üst kısmı dantelli bir file jartiyer çorap giyecektim. 

Evet niyeti buydu.. 

Erkeklerin file ve jartiyerde nasıl hoşlandıklarını çok iyi biliyordum.. 

Giydiğim çoğu zaman, kocam da dahil olmak üzere, erkeklerin bana nasıl ağızları açık şekilde baktıklarını defalarca tecrübe etme fırsatı bulmuştum. 

Silahlarımı kuşanma vaktim gelmişti.

Yatağa oturarak ağır ağır çorapları bacaklarımdan yukarı çektim. Aynada kendime baktım. İnanılmaz derecede tahrik edici bir görünüyordum.

Çıplak bedenimin üzerinde sadece baldırlarıma kadar uzanan incecik çoraplarla bir seks tanrıçası gibi görünüyordum. 

Şimdi, çoraplara uygun bir çamaşır seçmeliydim. Çamaşır çekmecemi açar açmaz önü dantel, arkası ip ve taşlardan oluşan siyah tanga elime gelivermişti.. Bu da file çorap gibi muhteşem bir seçim olmuştu.. Genelde düşük belli pantolon giydiğim zamanlarda bu muhteşem tangayı giyerdim, arkadan sürekli gözükmesini sağlayarak, abaza erkeklerin ağzının suyunu akıtıyordum.

Aynada son bir kez kendine bakıp, makyajımı kontrol ettim. "Hadi kızım göreyim seni, korkulacak bir şey yok, halledersin sen" diye kendi kendimi motive ettim.

Evden çıkarak , yol boyunca arabada yüksek sesle hareketli şarkılar dinledim. Kendimi sakinleştirmeye biraz da moda girmeye çalışıyordum, ama gizliden gizliye içimde fırtınalar kopuyordu. Olacakları düşünmemeye çalışıyordum.

Sitenin girişine geldiğimde o günkü güvenlik hemen yanıma gelmişti. Adam beni tanımıştı.

"Mahmut abiye geldiniz değil mi?" diye sorarken yukarıdan göğüs çatalımı kesmekle meşguldü.

“Evet”diye cevap verdim 

"Tamam o da gelmişti, sizi bekliyor" derken, aracımı park edebilmem için yol göstermişti.

Arabadan inerken kapıyı açmak için hamle yapmıştı, tam bir sırtlan gibi güvenlikte benim gibi ceylandan ne koparırım derdindeydi tabi.
Güzelliğimi sakınmazdım, neden şimdi sakınacaktım ki. Oldukça cüretkar bir şekilde arabadan inerken, bacağımı kaldırıp ayırdığım anda güvenliğin yüzüne bakıyordum. Adam hedefe kilitlenmişti bile. Çorabımın bittiği yerde her şey ortadaydı. Siyah tül tangamın altından amcığımın beyaz dudakları oldukça net bir şekilde güvenlikçinin gözlerinin önündeydi. 

Belki, bu adam lazım olur diye düşünüyordum kendimi sergilediğim o kısacık anda.

Kıvıra kıvıra binanın giriş kapısında yönelerek, diafondan dairenin numarasını tuşladım. 

O sırada arkama dönüp bakma gereği hissetmiştim. Güvenlik hiç çekinmeden, ağzının suyu akmış şekilde alenen beni izliyordu.

Kapı açılınca, asansöre yöneldim. Asansöre binmeden sitenin girişindeki boy aynasından tekrar kendimi incelemiştim.

Saçlarımı düzelttim. 

Çok güzel görünüyordum....

Dairenin kapısına geldiğimde zili çalmama fırsat kalmadan Mahmut kapıyı açmıştı. Ban şöyle bir bakış atarak sesli bir şekilde ıslık çaldı.

" Vay anam vay, nerde sabahki suratsız karı, nerde bu afet. Haaah, bana böyle gelecen işte yavrum" derken vakit kaybetmeden dudaklarıma yapışmıştı. 

Adam öpmüyor, azgın hayvan gibi resmen dudaklarını emiyordu.

"Geç bakalım içeriye" derken elbisemin ince kumaşını yukarı sıyırarak elini sokmuş, çıplak kalçalarım eline gelince 

“Vay amına koyayım. Uffff..... beee..... sen nasıl bir orospusun böyle ” demişti

Mahmut'un mengene gibi elleri kalçamı sıkarken canımı yakmıştı. Bununla birlikte yine anlamsız bir şekilde tahrik olmaya da başlamıştım. Mahmut'un beni azmış bir biçimde karşılaması belki de işlerimi kolaylaştıracaktı.

Hiçbir şey demeden hızlıca içeri girerek, salona doğru ilerledim. 

Salona geçince biraz şaşırmıştım

Çünkü içeride güzel bir rakı sofrası kurulmuş bile, hiç de beklemediğim bir ortam vardı.

"Bu ne şimdi, alem mi yapacağız yoksa?" diye sordum.

"Eee kuru kuruya mı sikicez yavrum? O geçen seferdi.. Kafalarımız önce biraz kıyak olsun, sonra sikişiriz merak etme sen " dedi Mahmut kahkaha atarak.


Aslında biraz rahatlamıştım. 

Aklımdan bir takım düşünceler geçmişti. Mesela Mahmut'u sarhoş edip telefonundakileri silebilirdim. Ama sonra bu ayı kesin yedeklemiştir diye düşündüm.

İşleri berbat etmekten çekiniyordum.

Mahmut beni bir centilmen gibi sofraya oturtmuştu. Sofrada neredeyse bir kuş sütü eksikti. Bu ayı bunları benim için mi hazırlamış diye kendi kendime sormuştum.

Mahmut sanırım sofrayı beğendiğimi anlamıştı 

"Nasıl, beğendin mi yavrum?" diye sordu.

"Evet, beğendim. Sen mi hazırladın?" diye sorunca Mahmut kahkahayı patlattı. 

"Yav yok lan, ben ne hazırlayacam, sipariş ettim hepsini" dedi. 

Bu öküzden bunları hazırlamasını beklemek aptalcaydı zaten..

Mahmut da masaya oturur oturmaz, rakı şişesini açmış ikimize de birer kadeh doldurmuştu.

"Ama ben rakı içemem ki" dedim 

"Ben sana ne verirsem onu içeceksin yavrum" diye cevabını geciktirmedi ayı.

"Hadi şerefe.. Rahatla biraz, bu kadar korkma sikicinden! Napcam ki en fazla sikerim..Haa" derken kendi yaptığı esprisine kendi gülüyordu.

İstemeye istemeye kadehimden bir yudum alarak, masum bir ifadeyle Mahmut'un yüzüne baktım. Kocamdan da bir şey isteyeceğim zaman ki bakışımı takınmıştım. 

"Mahmutcum, gündüz konuşmadığımız şeyleri sence şimdi konuşmamız gerekmiyor mu? Beni o gün neden öyle bırakıp gittin, neden resimlerimi çektin, neden bana böyle davranıyorsun.. Ben bunları hakedecek ne yaptım söylesene? Hem sabah da beni geçiştirdin zaten..Gel dedin geldim, ama hadi lütfen konuşalım" derken dudaklarımı büzmüştüm.

Mahmut ilk başta biraz konuşmayacak gibiydi. 

"Bak yavrum, oyun oynanacak adam var oynanmayacak adam var. Kiminle ne yaptığına dikkat edeceksin.. Benim derdim seni tehdit etmek değil, ama sen de dikkatli olacaksın. Benim gibi bir aşiret delikanlısıyla oyun oynanmaz. Bunu öğreneceksin, beni mutlu edersen de resimleri silerim, sabah da söyledim. Ama önce iyi kız olacaksın ve sikicinin sözünden çıkmayacaksın, anlaştık mı?" dedi rakısını yuvarlarken

“Tamam....Tabii ki Mahmutçum Anlaştık.. Ama söz ver, sileceğine..”

“Aferim.....Söz..Hadi bakalım, iç iç iç.. Ooooh yarasınn yavruma..” dedi gülümseyerek

Keyfim biraz yerine gelir gibiydi. Mahmut ayısı gittikçe rahatlıyor ve çözülüyordu.. 

"Bu saatten sonra nasılsa Mahmut'u ikna ederim” diyordum kendi kendime. 

Ama istesem de Mahmut'a karşı koyamıyordum. Aslında adam beni her türlü ikna edebiliyordu. 

Hayatımda böyle bir kronun oyuncağı olacağım aklımın ucundan bile geçmezdi.

İlk kadehleri hızlıca fondip yapmıştık. 

Boğazım yansa da yapacak bir şey yoktu. Acılığı geçirmek için ağzıma bir dilim kavun atmıştım.

Mahmut da bu sırada müzik açmıştı. 

"Hadi bakalım...... neşemiz yerine gelsin yaaav.... Sikicin için biraz dans et bakalım..." dedi yine o pis gülüşüyle

İlk başta ben anlamam desem de aslında çok güzel dans ederdim. 

Zamanında kocamı azdırmak için direk dansı bile öğrenmiştim. Şimdi ise sahibini bile bilmediğim bir evin salonunun ortasında tüm seksepellliğim ile bu kro için kıvırmak zorundaydım.

Mecburen ayağa kalkıp sallanmaya başlamıştım.

Oynarken göğüslerim sallanıyor, elbisemden dışarı fırlayacak gibi oluyordu. 

Mahmut benden bir an olsun gözlerini alamıyordu. 

Sürekli eğilip kalçalarımı Mahmut'a doğru çalkalıyordum. 

Mahmut’un önünde muhteşem bir gösteri sergiliyordum.

Mahmut da daha fazla dayanamayarak ayağa kalkarak yanıma gelmişti.. O da ellerini kaldırarak saçma sapan figürlerle bana eşlik etmeye başlamıştı. 

Ayı oldukça komik oynuyordu.. 

Dayanamayıp bir kahkahayı patlatmıştım. Mahmut'un komik hareketleri beni güldürmüş ve biraz da olsa rahatlamıştı.

Gece kulüplerinde ava çıkan escortlar gibi kalçalarımı Mahmut'a bastırmaya, erkekliğinin çevresine sürtmeye başladım.

Mahmut da bu arada boş durmuyordu.. Elleriyle belimden yakalamış, kendine doğru çekerek arkadan memelerimi avuçluyor, eteğinin altını yokluyordu.. Arkamdan boynumu öpmeye yalamaya başlamıştı.. Rakı kokan nefesini sürekli boynumda hissediyordum.

Bir süre daha birbirimize sürtünerek dans etmiştik.
Daha önce içmiş olduğu iki kadeh viskinin de etkisiyle hafiften başım dönüyordu. 

Mahmut'tan müsaade isteyip oturdum.

Canım sigara içmek istiyordu. Çantama elini atarak sigaramı aramaya başlamıştım. 

O sırada telefonumda kocamın beni defalarca aramış olduğunu görmüştüm. 

Evden çıkmadan kocama, yorgun hissettiğim için erkenden yatacağımı söylemiştim. 

Buna rağmen defalarca aradıysa kesin önemli birşey var diye içimden geçirmiştim. 

Ya da bir şeyleri hisstemiş olmalıydı. 

Telefonu tekrar çantama geri koydum. İçim hiç de rahat değildi..

Sigaramı alıp, o gün Mahmut'un arkamdan dayadığı fransız balkona doğru yöneldim. 

Dışarı çıkıp sigaramı yaktım. 

Hemen peşimden Mahmut arkamdan elinde rakı kadehi ile bana yanaşmıştı bile. Hayvan herif sikini dayamak için hiçbir fırsatı kaçırmıyordu.

“Al iç bakalım yavrum.. Çok ağır gidiyorsun.... Bak bayılma hemen haaa..... Sonra ayıltana kadar sikerim haberin olsun.. Hahahaha”

“İyi ver bakalım içelim” dedim istemeye istemeye

Çaresizce Mahmut'un her dediğini yapıyordum, ayının gönlünü hoş tutacak sonra punduna getirecektim.

Bu arada yavaştan alkolün tesiri altına girmeye başladığımı da hissediyordum.Aslında kafam güzelken çok daha iyi ve rahat sevişirdim, ama çok da sarhoş olmamam lazımdı tabii.

"Eee naptın bakalım kaç gündür, niye aramadın, yoksa götün yeni mi iyileşti" diye yersiz bir espri yapmıştı ayı.

Aslında söylediği de doğruydu, o gün zar zor kapanan götüm bakire deliği daha yeni iyileşmişti. Bir iki gün canım yanmıştı. Hele ilk gün arabada bile hayvanın dölleri kapanamayan deliğimden sızarak elbiseme bulaşmıştı. 

“Yoo.... Canım öyle istedi..” dedim gerçeği saklayarak

"Vay vay vay, ben sana canının ne istediğini göstericem birazdan yavrum merak etme sen" dedi Mahmut sikini sıvazlayarak . 

"Bak benim oğlan sabırsızlanıyor. Hadi bitir sigaranı bir an önce de biraz gönlünü hoş et onun."

Bunları derken Mahmut bacaklarımı okşayarak, elini eteğimin altına sokmuştu. Geldiğimden beri eli ayağı bir türlü rahat durmuyordu. Azdığı çok belliydi hayvan herifin.

Kalın parmaklarıyla, tangamı yana çekerek arka deliğime bastırmaya başlamıştı. Parmaklarını aşağı yukarı hareket ettirerek beni tahrik etmeye çalışıyordu.
Besbelli hedefinde yine göt deliğim vardı.

Sigaram bitince içeri girmiştik

'Ben daha fazla içmek istemiyorum, evde de birkaç kadeh içtim zaten' deyince Mahmut olur der gibi kafasını sallamıştı.

“O zaman düş bakalım önüme” diyerek beni yatak odasına yönlendirmişti.

Aldığım alkolden ötürü artık iyice rahatlamış ve gevşemiştim.

Yatağa uzanarak,

“Ayakkabılarımı çıkartır mısın?” diye sordum 

“Çıkarmam mı gülüm” derken ayakkabılarımı çıkarmış ve hemen ayaklarımı koklamaya başlamıştı. 

“Ohhhh.....ne güzel ayakların var..... hastasıyım lan bunların”

File çorabımın üzerinden ayak parmaklarımı yalamaya başlamıştı. 

Ayaklarımı yalaması çok hoşuma gidiyordu. Bu adam tam bir yalama manyağıydı. Yalaya yalaya bacak arama kadar gelmişti. İç çamaşırımın üstünden amımın dudaklarını dillemeye, ısırmaya başladı. 

İnanılmaz zevk alıyordum. 

Sanki beni tehdit eden adam değil de bir başkasıydı yalayan.

“Adama bak, yalamaya doymuyor, niyeti kötü olsaydı normalde şimdiye çoktan o koca sikini ağzıma sokmuş, benim onu yalamamı isterdi” diye düşünüyordum arzularımın yarattığı sislerin arasından.

Tangamı yana çektiğinde, tüysüz beyaz amcığım karşısında sulu sulu ona bakıyordu artık.

Bıyıklarını sürte sürte girişti yalamaya.. 

Diliyle amımın dudaklarını ikiye ayırıyor, dilini içeri bastırdıkça zevkten inlemelerim daha yüksek perdeden çıkıyordu.

“Ahhhh!.....Evet aşkım!.....Durma nolur devam et yalamaya.....Ohhhhhh!... MMmmmm!..” 

Ben konuştukça Mahmut daha bir gaza geliyor, kendini ispatlamaya çalışan bir ergen gibi tüm hünerlerini ortaya koyuyordu.

Artık zevk sularım Mahmut’un salyalarına karışım amcığımın arasından sızıyordu. 

İnanılmaz derecede ıslanmıştım.

Mahmut'un dil darbeleri de sızan sularımı takip ederek yavaşça müptelası olduğu o arka deliğime doğru kaymaya başlıyordu.

Bacaklarımı dimdik havaya kaldırmıştım.

Mahmut baldırlarımdan geriye doğru bastırdığında artık bütün hazinemi tabak gibi ortaya çıkarmıştım. 

Adam resmen beni yiyordu.

Mahmut yalamayı bırakarak bir çırpıda üstünü çıkardı. Kara siki yine kabarmış, semsert olmuştu.

Elbisemi ve tangamı itinayla çıkardım.

Mahmut’un yarrağını göğüslerimin arasına sıkıştırdım. 

O git gel yaptıkça koca siki ağzıma çok rahat bir şekilde girip çıkıyordu. 

Bir süre böyle ağzımı ve memelerini sikti.

Sonra sikini eline alarak taşaklarını yüzüme yapıştırdı. Amım bu kadar yalanınca bende artık iyice azmıştım. Mahmut’un taşaklarını emmeye başlamıştım.

Kocama yaptığım gibi, Mahmut'un kalçalarından sıkarak taşaklarından aşağıya doğru yalamaya başladım. 

Mahmut'un zevk hırlamaları artmıştı, çok keyif aldığı apaçık belliydi.

Bu sefer Mahmut’un tüm kıllarını , hatta göt deliği çevresindekileri bile traşladığını farketmiştim. 

Ayı herif sikişmek için hazırlanmıştı...

Hedefim belli olmuştu artık. Bir elimle Mahmut'un sikini kavrayarak, diğeriyle de Mahmut'un göt deliğine masaj yapıyor, dil darbelerimi ustaca Mahmut'un götünün çevresinde gezdiriyordum. Mahmut'un götünü yaladıkça sikinin kasılmalarının arttığını hissediyordum, yaptığım bu şey onu acayip derecede azdırıyordu..

Mahmut'un siki taş gibi olmuş, artık daha fazla dayanmaya gücü kalmamıştı. Kafamın üstünden kalkarak kendini bacaklarımın arasına indirmişti.

Sikini kendi zevk sularım ile ıslatıp hiç acımadan amımın dibine kadar tek hareketle kökledi. Pembe amcığıma yara yara giren yarrak bir anda tüm sinirlerimi uyarmıştı. 

“Ooohhhhhh.... Durma hadi pompala Mahmut.... AAAHHHH!....Mmmmm!..... Sik amcığımı!.....Ahhhhh!.....” inlemelerim arasında konuşuyordum

Konuşarak Mahmut'u kudurtacak ve istediğimi alacaktım.

“Bak kızım kaç gündür seni sikecem diye kimseyi sikmedim, taşaklarım şişti haaa” dedi hırıldayarak  

Zaten taşakları kocamandı. İçlerinin sperm dolu olduğunu bilmem içimdeki arzuları çoşturmuştu. Mahmut ile sikişmem sonrası doğum kontrol hapı almaya başlamıştım. Ama bu haplar hemen korumaya başlamıyordu. Hala bir tehlike vardı. 

Ama o an bunları düşünemiyordum.

Mahmut’un darbelerinin etkisiyle taşakları göt deliğimi resmen dövüyordu. 

Amıma pompaladıkça da odada “şaaak şaaaak şaaaak” sesleri yankılanıyordu..

Beni bir süre bacak omuza yaparak sikmişti. Sikerken de ayak parmaklarımı tek tek emmiş, beni kendimden geçirmişti.

“Dön bakalım arkanı.... hadi domal sikicine....” derken tuttuğu gibi minyon bedenimi kaldırıp yatakta beni 4 ayak pozisyonuna çevirmişti. Bu arada içimden çıkan yarrağının bıraktığı boşluğa serin havanın girdiğini hissetmiştim. 

Beni domaltarak, bir jokey gibi arkama geçti.. Kazık gibi olmuş sikiyle tekrar tek hamlede amıma girmişti. O girerken içimdeki hava dışarı kaçmaya çalışırken ıslak bir pırtlama sesi çıkarmıştı

“Ohhhh.... Bak senin amcık konuşmaya bile başladı haaa!.... Siktikçe daha çok konuşacak o... Bekleee!...” dedi ayı herif hırıldayarak

Mahmut sikini içime soktukça kalçalarımı bir sağa bir sola sallıyor, adamın sikini bir merdane gibi eziyordum. O anda da Mahmut kalçalarımı bir kartal gibi kavramıştı. Ara sıra attığı sert tokatların sesleri  odanın içerisinde yankılanıyordu. Mahmut'un attığı tokatlardan kalçalarımın yanakları kıpkırmızı olmuş olmalıydı. Her tokat bir yanma, sonrasında da bir serinleme hissi veriyordu. 

İkimiz de inanılmaz zevk alıyorduk.

Mahmut'un sikinin başının büyüdüğünü ve hareketlerinin hızlandığını farkediyordum. Dizlerimi indirip yüzüstü yattım. Bu pozisyonda bacaklarımı kapatarak Mahmut'un sikini iyice kavramıştım.

Mahmut tüm ağırlığı ile üzerime yatmış, olanca gücüyle beni arkamdan yarıyordu..

“Arrrghhhh!.....Ohhhhhhhhh” 

Evet, geliyordu işte ayı. 

Üzerime kapaklandı, hırlaya hırlaya beni hayal ederek biriktirdiği sıcak yakıcı döllerini amımım derinlerine fışkırtmaya başladı 

O kadar çok fışkırıyordu ki, zaten yarrağı ile dolu olan amcığım artık gelen dölleri neredeyse yarısını dışarıya taşırmıştı.

“Ahhhhhh!.....Nolur!...... çıkma aşkım......Ohhhh” diye bağırıyordum  devam etmesi için.

“Ahh!..... EVET!..... Geliyorum....Sik.... Daha sert siiiiik!.....” dedikçe Mahmut olanca hırsıyla köklemeye devam ediyordu..

Sonunda bende çığlık çığlığa boşalmaya başladım. 

Mahmut resmen amımı dağıtmıştı.. 

Alev almıştım.. 

Kasılmalarımın sonu gelmiyordu....

Benim de boşaldığımı anlayınca kendini geriye çekerek amından çıktı

Bir süre öylece üzerimde yattı..

Yatakla ayının ağırlığı altında eziliyordum. 

“Ben bi kadeh daha rakı atıcam yavrum, sen de ister misin?” diye sordu  Mahmut üzerimde  kalkarken

“Ben istemiyorum canım, sen al kendine” dedim, Mahmut içeriye giderken arkasından bakarken 

“Allahım nasıl sikiyor beni bu hayvan, tam da istediğim gibi, ben napıcam bu adamla?” diye kendi kendime düşünüyordum o sırada.

Mahmut bir süre gelmemişti, içeriden konuşma sesleri gelmeye başlamıştı, birisiyle telefonda konuşuyor olmalıydı.

Kiminle konuştuğunu merak etmiştim. İçeri gidip dinlemek istemiştim ama tam o sırada Mahmut telefonu kapatmıştı. Ben de yatak odasına geri dönerek, amından bacaklarıma sızan dölleri temizlemek için yatak odasındaki banyoya girdim.

Bir süre banyoda oyalanmıştım, ayılmak için yüzümü yıkadım. 

Saçlarımı topladım

Tam banyodan çıkarken çalan kapı ziliyle bir anda irkildim.

Banyonun kapısında öylece hareketsiz kalakalmıştım.

İnanılmaz şekilde panik olmuştum. 

“Kim şimdi bu gelen??” diye endişeli şekilde beklemeye başladım. Acaba Mahmut telefon ile sipariş falan mı vermişti.

Kapı açılınca, birden içeriden gürültülü bir şekilde gülüşmeler yükselmişti. 

Tanıdık seslerdi bunlar..

“Aman allahım!!!” dedim 

Hayır olamaz, olmamalıydı.....

Gelenler sabahki adamlardı.. 

Hani o Mahmut'un dükkanındaki krolar.. Selo ve Bero..

“Nasıl olur, Mahmut bunları nasıl çağırır??” diye söylenirken öfkeden deliye dönmüştüm. 

Hemen üzerime bir şeyler giymek için hareketlendim. 

O kroların beni bu şekilde çırılçıplak görmesini istemiyordum. 

Artık, o panikle fotoğrafları filan da düşünmüyordum.Tek derdim evden kaçmak olmuştu.

Hızla elbisemi giymeye çalışırken bir el sert bir şekilde omzumdan yakaladı..

Arkama döndüğünde Bero adındaki o insan azmanının dev gövdesi ve yüzündeki alaycı ifade ile karşılaşmıştım.

“Hayırdır yavrum, bir yere mi gidiyorsun?” dedi Bero ve gürültülü bir kahkaha patlattı..

O esnada Mahmut'la Selo ismindeki o yaşlı kro da odaya girmişti.

“Yaw mahmut, hani bekleyecektin lan bizi de......Eeee sen bu amcığı halletmişsin yav biz gelmeden haaaa!!” dedi Selo pis pis sırıtarak 

Öfkeden deliye dönmüş bir şekilde Mahmut'un yüzüne bakıyordum. 

Kalbi duracak gibi atıyordu.. 

Elbisemi yarısına kadar giyebilmiştim, ellerimle gçğüslerimi kapatmaya çalışıyordum.

Mahmut da göbeğini okşayarak pişkin pişkin öylece bana bakıyor ve sırıtıyordu..

Sonunda daha fazla dayanamadım.

“Ya sen nasıl bir hayvansın böyle” diyerek Mahmut'a bir tokat atmak için yeltendim. 

Ama beni tutan Bero arkamdan saçlarımı öyle bir çekti ki sanki saçlarımı derisiyle birlikte yerinden sökecekti hayvan.

“Noldu yavrum şaşırdın mı, oyun öyle oynanmaz, bak böyle oynanır. Benim Selo ağabeyim benden amcık isteyecek, ben de ona hayır diyecem öyle miiii? Bu adam bana sikişi öğreten adam kızım, birazdan sana da gösterecek maharetini” derken Selo'nun sırtını sıvazlıyordu Mahmut ayısı.

Ben çırpındıkça Bero saçımı daha sert çekmeye başlamıştı. En sonunda da beni yatağa doğru sert bir şekilde itmişti.

“Hadi bagayım siz çıkın hele de şu yavruyu bir de ben gıvrandırayım bakalım” dedi Selo.

Mahmut ve Bero gülerek odadan çıkmıştı

Selo yanıma kadar gelerek, elimi tutmuş ve kendi sikinin üzerine çekmek istemişti. 

Hayvan herif bana direk orospu muamelesi yapıyordu. Elimi adamdan kurtararak sert bir şekilde Selo’nun sikine vurdum.

Selo acıyla bağırarak kendini yatağa atmıştı. O kıvranıp inlerken içeriden Bero ve Mahmut koşarak geldi tabii ki.

"Sen güzellikten anlamayacan amına kodumun orospusu" diyerek  Bero beni yakalamış sert bir şekilde yatağa itmişti. Yatağa yığılırken sanıyorum kendimden geçmiştim

Bir süre yarı baygın şekilde öylece uzanmıştım. Kendime geldiğinde adamların üçü de çıplak vaziyette başımda bekliyor, elleriyle siklerini sıvazlıyorlardı.

“Aha uyandı amcık, hadi koçum.... tutun orospunun ellerini" dedi Selo bacaklarımın arasındaki yerini alırken.

Selo yarrağını hızla amcığıma geçirmişti bile. Adamın öpüşme, sevişmeden haberi yoktu. Hayvani dürtülerle sikini bir deliğe sokmaktan başka bir şey bilmiyordu.

Girerken canımı yakmıştı, neyse ki Mahmut'un dölleri amımın içinde kayganlaştırıcı görevi yapıyordu.
Kalın siki amımı tamamen doldurmuştu. Nasıl bir aleti vardı bu adamın. 

“Yapmayın hayvanlarrr” diye bağırıyordum çırpınırken. Ama kimsenin durmaya niyeti yoktu.. Selo göğüslerimi emmeye ve ısırmaya başlatmıştı. 

Tam bir hayvan gibi sikiyordu. Mahmut bunun yanında masum bile kalıyordu.

Ben direndikçe adam daha çok zevk alıyor gibi daha da çok köklüyordu sikini içeriye.

Selo'nun siki Mahmut'unki kadar uzun değildi ama inanılmayacak biçimde kalındı.. Resmen amımı ikiye ayırmıştı. Pelvik kaslarım içindeki kalın aleti sonuna kadar sarmıştı. Artık daha fazla esneyemiyorlardı. Kalınlığı vajinamın içindeki sinirlerin üzerine baskı yaparken, hareketleri ile değişken noktalara elektrik sinyalleri gönderiyordu.

Bu ayılardan anlaşılan kurtulamayacaktım. Bunların bir bir an önce boşaltarak buradan uzaklaşmalıydım.

Bir süre sonra da hem halim kalmadığı için çırpınmayı da bırakmıştım.

Artık olanları bir şekilde kabul eder gibi artık direnmiyor, bu adamların orospusu olmayı kabul etmiş gibi bir görüntü sergiliyordum. 

Zaten aldığım alkol, Mahmutla yaptığım seks sebebiyle direnmeye de gücüm kalmamıştı..

Didem'in direnmeyi bıraktığımı gören Selo 

"Bırakın yavrunun ellerini, o da istiyor artık besbelli ." derken dudaklarıma yumulmuştu bile. 

Bunun da ağzı leş gibi alkol kokuyordu.... Belli ki alemden geliyorlardı..

3 erkeğin arasında tam bir orospu gibi sikiliyordum. Aslında yıllardır böyle bir grup sikişinin hayali ile yanıp tutuşuyordum, ama kısmet bu ayılara olmuştu.

Selo ayısı boşalmak nedir bilmiyor, dakikalardır pompalıyordu.

Diğerlerinin de sabırsızlıktan beklemeye tahammülü kalmamış gibiydi.

Selo’nun da, benim de halim kalmamıştı artık. 

Daracık amcığım sürtünmekten alev alacaktı neredeyse..

“Sen alta geç istersen” dedim adama. Selo hiç ikiletmeden kabul ederek altıma geçti.

Adamın kıllı bedeninden aşağı doğru inerek taş gibi olmuş sikini ağzıma aldım. Böylece amcığım biraz dinlenebilecekti.

Boşalması için, yarrağını  gırtlağımın derinliklerine kadar alıyordum. Bir taraftan da Mahmut'a yaptığım gibi Selo'nun taşakları ile oynuyordum.

Tam Selo'nun döllerini gırtlağıma boşaltacağını hissettiğim o anda, arkama birinin geçtiğini ve belimden kavradığını farketmiştim.

Dönüp arkama baktığında Bero denen hayvanın sikini amıma sürterek ıslattığını görmüştüm. Adam sikini ıslatarak kalçalarımın arasına sürtüyordu..

Bero sikini kaldırıp jop gibi kalçama vurmaya başlayınca canım yanmıştı. 

Bu yöntem nedeniyle dönüp adamın sikine detaylı bakma gereği hissetmiştim. 

Bero'nun sikinin heybetini görünce bir an korkudan bayılacak gibi olmuştum.

Bero’nun devasa aleti olduğunu, alaycı bir şekilde Mahmut'un sikine bamya demesinden ve ayaklarının büyüklüğünden daha emlakçı dükkanında anlamıştım aslında. 

Kıllı şişko göbeği altından ok gibi kalkmış yarrağı yaklaşık 25cm kadar vardı. 

Ve sikinin kafası şu an götümü zorlamakla meşguldü.......

"Hayır nolur götüme sokma, onu alamam arkadan, nolur sokma" diye yalvardıysam da Bero denen hayvan beni dinlememişti. Tek bir hamlede sikinin kafasını daracık göt deliğimden içeri soktu. 

Minik göt deliğim Bero’nun yarrağı ile karşılaştığında açılmak da kısa bir süre direnmişti. Ama taş gibi sert yarrağının ısrarlı itişlerine, sürdüğü bebe yağının kayganlaştırıcı etkisine, karşı koyabilmesinin imkan yoktu. Göt deliğimin kasları Bero’nun yarrağı ile genişlemiş, sikinin mantar başı geçtikten sonra biraz daha dar olan gövdesini sarmıştı.
O an zaman durmuş gibiydi. Sikinin tüm girinti ve çıkıntıları götümünden beynime aktarılmıştı. Bero kafası giren sikini götümün dibine kadar yerleştirmişti.

Acı ile inanılmaz bir çığlık atmıştım.

Bero sikini yerinden geriye çekmeyerek bir müddet bekledi. Acı yavaşça azalırken götüm içindeki bu yarrakla savaşmayı bırakmıştı.

Bero acele etmeden yavaşça git gel yapmaya başladı..

Bu arada Selo'yu yalamayı bırakmıştım, acıdan ne yapacağını bilmez haldeydim. Acıdan gözümden yaşlar geliyordu.

“Yavv.... ne yaptın lan Bero, tam patlıyordum karının ağzına haaa, piç ettin amına koyayım her şeyi” dedi. Selo sinirlenmiş gibiydi

“Kızma be abicim yaa... gel abicim bak amcık boş, hadi sik” dedi Bero.

İşte, yıllardır beklediğim, hayallerimi süsleyen o an gerçek oluyordu, birazdan bu kıllı krolarının arasında tost olacaktım. Gerçi fantazilerimde hiç de böyle hayal etmiyordum ama şu an karşı koyabilecek durumda da değildim.

Götümdeki acı geçince Selo'nun altıma süzülmesini izledim. Selo’nun sikini kavrayarak amcığıma yavaş yavaş yerleştirmişti. Hayvan Selo’nun kalın yarrağı götümdeki sikle i̇yice darlaşan amcığıma giremeyebilirdi.

İnanılmaz bir andı benim için... 

Selo içime girerken götümü siken, Bero’nun yarrağından sıkışan amım ilk başta hafifçe direnmişti. Zevk sularım çeşme gibi akarken girişini oldukça kolaylaştırmıştı Yavaş yavaş içimde ilerlerken bu ekibin beraber siktikleri ilk kadın olmadığımdan emindim artık.

Her kadının hayalini süsleyecek ebatta iki tane kalın sik deliklerimi pompalamaya başlamıştı. 

Göğüslerimi Selo'nun ağzına dayadığımda, o da hakkını vererek emmeye dişlemeye başlamıştı bile.

Kısa sürede Selo ile Bero ritmi tutturmuştu. Birisi girerken diğeri çıkıyordu. Sözleşmiş gibi bir ahenk ile sikiliyordum.
Selo’nun kalın yarrağı içimde ilerlerken götümün deliğinde Bero’nun sikine yaptığım baskıyı hissedebiliyordum. Böylece kaslarım ezilip gevşiyor, devamlı değişen basınç altında basit bir anal seksin ötesini vaad ediyorlardı. Sanki acı haricinde her seferinde ilk kez içime giriyorlardı

"Şlak şlak şlak" sesleri artık odanınn her yerindeydi.. 

Yüksek perdeden attığım çığlıklar ve inlemelerim komşuları rahatsız etmiş olacak ki yukarıdan zemine vurma sesi geliyordu... 

Artık kendimi iyice olaylara kaptırmış, anı yaşamakla meşguldüm. 

Kısa süre sonra yaşanacakları ise, hiçbir zaman tahmin edemezdim......

Göz ucumla Mahmut’un içeriye elinde telefonla girdiğini gördüm, ekranda “görüntülü arama” yazıyordu

Kocam arıyordu.....

"Açayım mı kız, izleteyim gavat kocana nasıl tost olduğunu, ister misin yavrum, ha?” derken telefonu yüzüme doğru tutuyordu Mahmut.

“Açma... Sakın....... yalvarırım açma” dedim çaresiz ifadeyle.

Yaşadığım bu anın ateşiyle kendi hayallerimde bile beklemediğim şekilde inliyordum. Kocamdan uzakta 3 insan azmanı tarafından sikiliyordum. Kocam görüntülü aramıştı. Dayanılmaz arzular içimdeki korları alevlendirirken inlemelerime hakim olamıyordum. Neyse ki Mahmut telefonu sessize alıp bir köşeye fırlatmıştı.

Ne Bero nede Selo telefon geldiğini umursamadan beni sikmeyi sürdürüyordu.

“Aahhh!............. Ohhhh!..... Ayyy!.... görüyor musun?............ aaaaaaahhh.. Mmmmmm!....., Oooohhh!...... Daha sert.... daha sert sikin hadiii...... AAAAahhhhh!.....” diye çığlıklar atıyordum. 

Umursamaz şekilde inlemelerim hepsini adeta çılgına çevirmişti.

“Lan Maho, kapatmasaydın hemen, bi posta patlayalım karıya da izlesin” dedi çağrıyı cevaplamadığını fark etmemişti.

Mahmut kendi telefonu alıp  Bir süre telefonu amıma doğru tuttu, her şey net bir şekilde kameranın  önüne serilmiştim. 

Kapkalın iki kara kıllı yarrak amımı götümü dağıtmakla meşguldü. Hele Bero'nun siki götümü öyle bir yarıyordu ki, adamın yarrağının götümün yanaklarına kadar yararak girdiğini rahatça hissedebiliyordum.

Mahmut'un da artık dayanacak gücü kalmamış gibiydi. 

“Kameraya çektim lan... Sonra göndeririz” dedi..

Telefonu tüm olan biteni gören bir noktaya yerleştirip, yanıma gelmiş ve sikini ağzıma sokmuştu bile..

Şimdi görüntümüz tam da porno filmlerden bir kare gibiydi..

Kocam kıyamadığı biricik karısının 3 kişi tarafından hunharca sikilişini izleyecekti. Bunu engellemeliydim.

Belki bugünü kurtarmıştım ama sonrası.

Bugün bir son mu yoksa her şeyin başlangıcı mıydı?? 

Ya tamam ya da devam demem gerekiyordu..

Artık zaman gösterecekti herşeyi.

Mahmut, Selo ve Bero beni siktikten sonra yatakta bırakıp içmeye devam ettiler. 3 tane hayvan tarafından amımdan götümden sikildikten sonra halim kalmamıştı. 


Bir ara sesler kesildi.


Uyandığımda evde yalnızdım. Hala çok yorgundum

Salona geçtiğimde hayvan heriflerin içip içip gittiğini gördüm.

İçimden küfür ederek telefonumu aramaya başladım. Mahmut’un fırlattığı telefonum ekranı çatlamıştı. Zorlukla telefonu açtığımda kocamdan gelen onlarca mesaj ve arama ile karşılaşmıştım. 

Ve birde Mahmut tan gelen bir mesaj.

<Uyandıysan, masayı topla bulaşıkları yıka evi temizle. Müşteri gelcek. Amcığından sızan döller yatağı batırmış. Nevresimleri de değiştir. Söz verdiğim gibi fotoları sildim. Artık videomuz var ;)>

Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Evde temizlik malzemelerini bulup hayvanların pisliklerin, dağıttığı evi toplayıp üstümü başımı toparladım.

Kendimi ne kadar toparlamaya çalışsamda yüzümdeki yeni sikilmiş görüntüyü silemiyordum. Memelerimde boynumda emme ve ısırık izleri vardı. Götüm zonkluyordu. Arabama bindiğimde araç multimedya üzerinden kocamı aradım.

Çok gergindim. Acaba ne biliyordu..

Kocam telefonu açtığında beni nasıl merak ettiğini, aramalarıma neden cevap verdiğimi ve bir sürü benzer soru yağmuruna tutmuştu. Gelen tüm soruları ustalıkla cevapladım. Sonuçta zaten yorgun olduğumu ve erken yatacağımı söylemiştim. Yalanlarımın arasına ilaç aldığımı da sıkıştırmıştım. 

Benim içim güzel haber işinin bir kaç gün daha uzadığı idi. Toparlanmak için harika olacaktı.

*********

Sonraki Bölüm... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumuz için teşekkürler. Yorumunuzu inceledikten sonra, ticari kaygı içermiyorsa yayımlayacağım.