Kocamı Aldatmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kocamı Aldatmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 5)


(Bu bölüm daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır. Tüm bölümlere aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz)

Bölüm 1Bölüm 2Bölüm 3Bölüm 4,

(Nesrin 37 Y., İstanbul / Türkiye)


Nazmi beni bırakmak için Cevizli’ye doğru yol alırken, “Nesrin bana kızmadın değilmi?” dedi. Bunu neden söylediğini anlamadığım için, “Neden ki?” dedim. “Ya anla işte, seni Kemal’e siktirdim ya, ondan!” dedi. Bir an yaşananları düşündüm. Sonra kocam aklıma geldi, aralarında o kadar fark vardı ki! Nazmi ile Kemal sanki seks için yaratılmıştı. Kocamı aldatmaya ilk karar verdiğimde bu kadarını da düşünmemiştim. Bu arada semt pazarına yaklaşmıştık, “Artık bunun önemi yok, olan olmuş bir kere, ben burada ineyim!” dedim. Tam ineceğim anda başımdan tutarak kendine çekti, koca dudaklarıyla dudaklarıma yapıştı. Bir müddet öptükten sonra, “Aşkım, umarım tekrar görüşürüz!” dedi. Saatlerce sikildiğim halde amımın sulandığını hissettim, “Umarım!” dedim arabadan indim. Başım önde yürümeye başladığımda Nazmi çoktan uzaklaşmıştı.



Yürüyüşüme dikkat ederek pazarın içine girdim. Birkaç kilo domates ve salatalık, biraz da meyve aldım. Komşularımın dikkatini çekmemen gerekiyordu. Evin kapısına geldiğimde, komşum Bahar’la karşılaştım. Bahar, “Kız nerelerdesin? Bir gittin, gider oldun!” dedi. “Eski komşularla, sohbet, çay, pasta börek derken, bu saati yaptık işte. Kalkmak istedimse de bırakmadılar...” dedim. Bahar’la biraz ayaküstü sohbet ettikten sonra, “Görüşürüz...” diyerek içeri girdim.


Çocuklar henüz gelmemişti. Üzerimi değiştirmek için yatak odasına girdim. Üzerimi çıkardıktan sonra aynada vücuduma baktım. Saatlerce sikiştiğim halde morarma olmaması içimi rahatlatmıştı. Az da olsa, baldırlarımın iç kısmı, sürtünmeden kızarmıştı. Amımın ve arka deliğimin durumu hiçte iç açıcı değildi. Am dudaklarım şişmiş, morarmıştı. Hele göt deliğim perişan haldeydi. Kalçalarımı kıstırdığımda bile tam kapanmıyordu. Bunu için tedbirli olup, birkaç gün kocamdan uzak kalmam gerekiyordu. Öyle de yaptım, rahatsız olduğumu söyleyip birkaç gün ilişkiye girmemiştim. Doğrusu bu aldatmayı da atlatmıştım.


Nazmi ile ayda bir yada iki kez buluşmaya devam ettim. Bu böyle nerdeyse bir yıldır sürüyordu. Bu zaman zarfında yaşadıklarım, gerçekten inanılmaz şeylerdi. Nazmi ve Kemal için artık grup sekste vazgeçilmez biriydim. Genelde ikisiyle sikişiyordum, ama bazen bir arkadaşlarını daha çağırıyorlardı, o zaman üç erkekle grup yapıyordum. Her seferinde aldığım zevkin yanında, mutlaka para da veriyorlardı. Kişi sayısına göre, 500 ile 1.000 TL arasında değişiyordu bu rakam.


Yine bir keresinde Nazmi ile buluştuğumda, her zamanki gibi günlerden Salı idi. Arabasıyla beni Kordonboyu’ndaki daireye götürürken bana, “Aşkım, evde iki misafirimiz daha var, izin verirsen seninle grup seks yapmak istiyorlar! Ne dersin?” dedi. Rengimin attığını görünce, “İnan bana ikisi de çok cömerttir. İyi muamele edersen karşılılğını fazlasıyla alırsın!” dedi. “Ama aşkım...” dedim. “Aması maması yok aşkım! Senin gibi kadınlara hasta bunlar!” dedi. . Böyle olduğum için kendimi şanslı hissediyordum. Evli olmam, adamları daha çok azdırıyordu. Zevkin yanında para da kazanıyordum. O gün Kemal yoktu, Nazmi ve iki misafiriyle saatlerce sikişmiştim. İkisi sırasıyla, amdan ve götten, sonra ikisi aynı anda deliklerime sokarak, uzun süre devam etmişlerdi. Bu zaman zarfında 4 kez amıma, 3 kezde götüme boşalmışlardı. Doğrusu bundan ben de büyük zevk alıyordum. Aynı anda hem götten, hemde amdan sikilmek çok güzeldi. Bu şekilde sikilmek bana sayısız orgazmlar, boşalmalar sağlıyordu.


İşimiz bittiğinde, ikisi de, “Harikasınız Nesrin hanım!” diyerek, birçok iltifatta bulunmuşlardı. Duşlarımızı aldıktan sonra giyindik. Nazmi’nin dediği gibi, ikisi de çok cömert davranmış, 2.000 TL vermişlerdi. Bütün bu sikişmelerin yanında, paranın tadı bir başkaydı. Adamlar bizden önce çıktılar, daha sonra Nazmi ile ben çıktık...


Nazmi beni he rzamanki gibi aynı yerde indirdikten sonra eve doğru yürüdüm. Binanın önüne gelmiştim ki, “Nesriiin!! Nesriin!!” diye sesle dönüp baktığımda, sokakta Bahar’ı gördüm. “Bekle kız!” dedi, birkaç dakikada yanıma gelmişti. Yüzüme anlamlı anlamlı baktıktan sonra, “Nereden böyle?” dedi. Kahvaltı için komşulara gittiğimi söyledimse de inanmış görünmüyordu. “Anladım anladım! Birazdan sana geleceğim, çay koy da laflarız!” dedi. İstemeyerek, “Olur, beklerim!” dedim. Bahar’ın bakışlarında değişik bir ifade olduğunu sezmiştim.


Eve girdiğimde saat 15:00’e geliyordu. Çay demlemek için ocağa su koydum. Bu arada Bahar’dan bahsetmek istiyorum. Aynı binada oturuyoruz. Bahar, evli, bir çocuğu olan, 25 yaşında, minyon tipli, yaşından genç gösteren bir kadın. Durumları iyi olmasa da, kocasının kahvehanesinden gelen gelirle geçinip gidiyorlar. Beraber olduğumuz anlarda, bel altı konulardan bahsetmeden duramaz. Detaylı anlatmaz, ama hemen hemen her akşam kocasıyla sikiştiğini söylerdi. Bir gün ablasına gittiğimizde, ağda olurken vücudunun güzelliğini kıskanmıştım. Bacaklarını ağda ederken üzerinde sadece külot vardı. Çocuk doğurduğu halde vücudunda çatlak bile yoktu. Zaman zaman açılan bacaklarının arasına bakınca amını merak ediyordum. Külotun altında, sanki am namına hiçbir şey yoktu. Bacaklarının arası tahta gibiydi. Bütün bunları kendi vücuduma göre değerlendirmiştim.


Çay demini almış, Bahar’ı bekliyordum. 15-20 dakika geçmişti ki Bahar geldi, gülümseyerek, “Selam güzelim!” dedi. “Hoş geldin Bahar!” dedim ve sarılıp öpüştükten sonra mutfağa geçtik. Çaylarımızı yudumlarken, Bahar, “Anlatsana kız bugün neler yaptın?” dedi. “Ne anlatayım ki, bildiğin şeyler işte...” dedim. Bahar, “Bildiğimi sanmıyorum kız, anlat ta bilelim!” dedi. Bir şeyler ima ediyordu, ama ne, anlamamıştım. “Komşularla, çay içip pasta yedik. Sonra da dedikodu yaptık işte!” dedim. Bahar, “Nesriiiin! Sabahları giderken makyajli iken, dönüşte, banyo yapmış gibi hiç makyaj yok! Ne iş?” dedi. Bir an sessizlik oldu. “Ne demek istiyorsun Bahar?” dedim. Bahar ısrarla, “Nesriiiin! Hadi anlat!” dedi. “Neyi anlatacağım? Anlatacak ne var ki?” dedim. Bahar, “Anlaşıldı anlaşıldı! Demek benden gizliyorsun! Ben senin en iyi arkadaşın değil miyim?” dedi. “Evet öylesin!” dedim. “Ozaman anlat!” dedi. “Ya bahar! Ne anlatmamı istiyorsun ki?” dedim. “Bak Nesrin, kocanı aldattığını biliyorum!” dediğinde sinirlenmiştim. Sesimi yükselterek, “Sen ne demek istiyorsun Bahar?” dedim.


“Bak Nesrin’ciğim! Amacım seni kırmak yada rezil etmek değil! Asla böyle bir şey yapmam! Sadece bilmek istiyorum! Çocuğumun üzerine yemin ederim ki, sadece ikimizin arasında kalacak. Hadi anlat! Kimdi o beyaz BMW’li adam?” dediğinde, yalanla bir yere varamayacağımı anladım. Kimseye söylemeyeceğine dair çeşitli yeminler ettirdikten sonra, ilk günden itibaren yaşadıklarımı bir bir anlatmaya başladım. Önce, Nazmi ile nasıl tanıştığımı, buluşup neler yaptığımızı anlattım. Bahar kendinden geçmiş dinliyordu, zaman zaman, “O kadar büyük yarraktan korkmadın mı kız? Zevk veriyormuydu?” diye araya giriyordu. Ben de, “Bak Bahar, 20 yıldır sikildiğimi sanıyordum, Nazmi ile tanıştıktan sonra sikilmenin ne demek olduğunu öğrendim. Yarrağını görsen varya, hem kalın hemde uzun, en az 20 santim var! Sikmeye başladığında en az yarım saat devam ediyor. Saat 10 gibi sikişmeye başlıyoruz, en az 4-5 saat sürüyor. Eve geldiğimde yorgunluktan hasta numarasına yatıyorum.” dedim.


Bahar, “Gerçekten o kadar sürüyor mu?” deyince, “Eveeeett!!!” dedim. Ben anlattıkça Bahar zevke geliyordu. Sol eliyle çay içerken, sağ eli masanın altındaydı ve amını elliyordu. Bu hoşuma gitmişti. Nazmi ile sikişmelerimizi, özellikle Bahar’ı kudurtmak için, en ince ayrıntısına kadar anlatırken, Bahar’ın rengi değişmeye başlamıştı. Olduğu yerde sağa sola kıvrandığı anda, “Ihhhhh! Immmmhh! Anlat! Anlat kııızz! Ohhhhhh! Çok güzeeell! Harikaa!” diye mırıldanırken, boşaldığını anladım. Gülerek, “Ne oldu kıız? Yarrağı yiyen ben, boşalan sen! Bu nasıl iş?” dedim. Bahar da, “Sus kız! Dayanamadım işte!” dedi.


Bahar rahatladıktan sonra, “Peki o kadar büyük yarrak götüne girince acımadı mı?” diye sordu. “Kocam da yapıyordu, ama erken boşaldığı için hoşuma gitmiyordu. Nazmi kayganlaştırıcı krem kullandığı halde, başta çok acımıştı, daha sonra yavaş hareketlerle uzun süre devam etti. Bir müddet sonra alışıyorsun. Kız inan bana, alıştıktan sonra götten sikişmek çok zevkli oluyor!” dedim. Bahar hemen, “Peki bugün de götten yaptınız mı?” diye sordu. “Herhalde kız! Tam 3 kez sikti boşaldı götüme! Deliğim folluk oldu!” dedim. Bahar, “İçine mi boşaldı?” dedi. “Evet içine!” dedim. Bütün bunları anlatırken, diğerlerinden hiç bahsetmiyordum, sadece Nazmi sikmiş gibi anlatıyordum. Bahar o kadar merakla, ilgiyle ve heyecanla dinliyordu ki, bu işin içine Bahar’ı da sokmam gerektiği düşüncesi belirdi kafamda, eğer tava gelip o da sikişmek isterse, benim için her bakımdan daha iyi olacaktı. O anda kafamdan bunlar geçerken, Bahar, “Arka deliğini folluk ettiğini söylüyorsun, ne halde olduğunu merak ettim şimdi kız, doğrusu görmek isterdim!” dedi.


Sanırım Bahar tava geliyordu, ne yapıp edip Bahar’ı bu işin içine dahil etmem gerekiyordu. “Gerçekten görmek istiyormusun?” dedim. Bahar, “Hadi göster, göster!” dedi. “Gösteririm, ama bir şartla!” dedim. “Söyle kız!” dedi. “Sen de bana amını göstereceksin! Anlaştık mı?” dedim. Bahar kahkaha atarak, “Tamam kız, gösteriyorum!” diyerek yerinden kalktı, sonra eteğini yukarı çekti. Bacakları çok güzeldi. Sütün gibi bembeyaz bacakları vardı. Külotunu çıkarırken bacaklarının arasının sular sellerle kaplamış olduğunu farkettim. Külotun ağı tamamen ıslaktı, “Demin boşaldım ya, ondan ıslak...” diye açıklama gereği duymuştu. Yanıma yaklaşarak, “Bak bakalım beğenecekmisin amımı?” dedi ve eteğininin fermuarını açıp, eteği topuklarına indirdi, sonra bacaklarını araladı. Amı traşlı olduğu için parlıyordu. İnce bir çizgiyle ortadan ikiye ayrılmış gibi duran amı önden çok güzel görünüyordu. Doğrusu tam yalamalıktı. Yalamak isterdim, ama şimdi sırası değildi.


“Arkanı dön kız!” deyip domaltarak arkadan görünüşüne baktım. Yuvarlak küçük kalçaları vardı. Götünün deliği varla yok arası birşeydi, anlaşılmıyordu bile. Arkadan amı çok güzel görünüyordu. Tahta sandığım am, muhteşemdi, küçük dudaklarının diriliği ile, 16 yaşında bakire bir kız amcığı gibiydi. Sezaryanla doğum yaptığından amının deliği çok dar gözüküyordu. Biraz daha baktıktan sonra, Bahar, “Bu kadar yeter! Şimdi sıra sende!” dedi. Eteğini yukarı çektikten sonra bana bakıyordu, “Hadiiii!” dedi. Önce eşofmanın altını, sonra da külotumu indirdim. Bakması için domaldım. Elleriyle kalçalarımı gerdi ve “Kız bu neee? Kocaman ağzı var! İçi bile görünüyor! Halen kapanmamış olduğuna göre, adamınki gerçekten çok kalınmış!” dedi. Tam o sırada kapının zili çaldı. Toparlanıp üzerimizi düzelttik. Bahar külotunu koynuna gizlerken, ben kapıyı açtım. Çocuklar okuldan dönmüştü.


Bahar, “Çocuğu kaynanama bırakmıştım, ben daha sonra gelirim!” dedi. Tamam anlamında başımı salladım ve kapıdan uğurladım. Aradan bir saat kadar geçmişti. Benim çocukların dışarda oynadığını görünce, Bahar tekrar geldi. İçeriye geçip oturduktan sonra sohbet etmeye başladık. Bahar konuyu her seferinde Nazmi’nin yarrağına getiriyordu. Tamamının içime girip girmediğini merak ediyordu. Ben de, “İlk soktuğunda, amımın ağzı yırtılacak gibi oluyor, fakat daha sonra alışıyorum! Uzunluğuna gelince, amımın derinliği, Nazmi’nin yarağına birkaç santim küçük gelmişti!” dedim. O sırada Bahar, “İnanmıyorum yaa! Öyle kol gibi yarrak masallarda olur sanıyordum!” dediğinde gülüşmüştük. Daha sonra, Nazmi’nin götten nasıl siktiğini detaylı olarak anlattım. Bahar’a kocasının kendisini götten sikip sikmediğini sorduğumda, “Hayır, hiç yapmadı!” dedi. Doğru söylediğine inanıyordum, zaten birkaç saat önce Bahar’ın götünü kendi gözlerimle gördüm. Deliğin kahverenkli ağzı anlaşılmıyordu bile. Tabiri caizse, götü sıfır kilometreydi...


Konu, götten sikişmek olduğu için, aldığım zevki abartarak anlatıyordum. “Bak Bahar, arka delik dar olduğu için çoğu erkek fazla dayanamaz, ama Nazmi çok farklı biri, adam boşalmak bilmiyor ki! Alışana kadar biraz acıyor, ama daha sonra inanılmaz zevk alıyorsun! Sana yemin ederim, Nazmi beni götten sikerken, 2-3 kez amdan orgazm olup boşalıyorum!” dedim. Bahar dikkatle beni dinliyordu ki, birden, “Yeter kız! Sen beni çıldırtmak mı istiyorsun? Nazmi’ye söyle de beni de siksin! O yarrağını bana da soksunnn!” dedi. Ben Bahar’ı daha da kudurtmak ve heveslendirmek için, “Hele bir am yalaması var ki, mmmhh süper! Amının dudaklarını vantuz gibi emiyor, dilini içine sokuyor, boşaltana kadar yalıyor!” dediğimde, Bahar külotunu çoktan çıkarmış, karşımda klitorisiyle oynayarak, “Devam et, anlat! Boşalt beni kııız! Boşalmak istiyoruummm!” diye yalvarıyordu. Zaten, benim de istediğim, Bahar’ın bu hale gelmesiydi. Ama, (Boşalt beni!) derken, sanki amını yalamamı ister gibi bacaklarını açmıştı...


Amı pamuk gibi pürüzsüz, bembeyazdı. “Yalamamı mı istiyorsun kız?” dediğimde, “Evet! Yalaaa! Amımı yalaaaa! Hadi lütfeeenn! Yala, boşalt beni!” diye yalvarmaya devam etti. Başımdan böyle bir olay geçmediği için şaşkındım. Fakat tava getirmek için yapmak zorundaydıım. Yanına, ayaklarının dibine oturdum, bacaklarını okşamaya başladım. Bahar kendinden geçmiş gibiydi. Teni öylesine pürüzsüz, öylesine yumuşaktı ki, dokunmak hoşuma gidiyordu. Bcaklarını bir müddet okşadıktan sonra, amına dokundum. Benimkine nazaran, am dudakları çok daha diri ve sertti. Amını avuçlayarak okşamaya başladım. Amından sıvılar sızarken, elim sabun gibi kayıyordu. Bahar kendinden geçmiş halde, “Ihhh! Mmmmhh!” diye inliyordu. Her an boşalabilirdi, ama daha boşalmasını istemiyordum. Ayağa kalkıp, Bahar’ın vücudunu koltuğun kenarına çektim. Sonra başımı bacaklarının arasına soktum. Amının sıcaklığı yüzüme vurmuştu. Bacaklarının arası ateş gibi yanıyordu. Hele kokusu beni bile kudurtmuştu...


Dudaklarımı yavaşça amına dokundurdum, öpüp koklamaya başladım. Sanki birisiyle öpüşüyormuşum gibi am dudaklarını emmeye başladım. Başkasının bana yapmasını istediğim şeyleri Bahar’a yapıyordum. Küçücük am dudaklarını gerdim, içini yalarken Bahar’ın inlemeleri de artmıştı. Parmağımla klitorisini okşarken, hızlı hızlı amını yalamaya devam ettim. İnlemelerinden boşalmak üzere olduğunu sezdim. Ben de boşalmak istiyordum, diğer elimi de kendi küloduma soktum ve amımı okşamaya, parmaklamaya başladım. Bahar’ın inlemeleri arttıkça, ben de aynı durumdaydım. Tam o anda kapı zili çaldı. Bahar, “Sakın kalkmaaa! Devam et! Devam et! Geliyorum! Geliyoruuuumm! Ohhhhhhh!” diye inlerken, aynı anda ben de boşalıyordum. Boşalırken, amının küçük dudaklarını, koparırcasına emiyordum. Kapının zili birkaç kez daha çalmaya devam etmişti. Bahar’a, “Bağırma kız, duyacaklar!” diyerek sessiz olması söylüyordum. Birkaç saniye sonra ikimiz de boşalıp rahatlamıştık.

Ağzım, burnum, yüzüm, Bahar’ın am suyuyla kaplanmıştı. “Kalk kız, üstünü başını düzelt!” dedikten sonra banyoya koştuk. Yüzümüzü gözümüzü yıkayıp kuruladıktan sonra, birşey yokmuş gibi gittim kapıyı açtım. Benim küçük oğlan su içmek için gelmişti. Biraz kızgın edayla, “Oğlum, tuvalette bile rahat bırakmıyorsunuz!” diyerek, yalandan da olsa bağırmıştım. Oğlan su içip tekrar dışarı oynamaya çıkınca, Bahar da, “Kaynanam mızmızlanmaya başlamadan ben de gideyim!” diyerek evine gitti. Giderken yüzüme bile bakamamıştı. Fakat Bahar’ın, (Nazmi’ye söyle beni de siksin!) lafı aklımda yer etmişti. İçimden gülerek, (Bu iş tamam!) dedim...

 

Sonraki Bölüm... 

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 3)




(Bu bölüm daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır. Tüm bölümlere aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz)


Nazmi salona geçmiş, çok geniş bir koltukta sırtüstü çırılçıplak yatıyordu. Ben halen mutfakta dolapları karıştırıyordum, belki bisküvi falan bulurum diye. Nazmi seslendi, “Gel aşkım, yanıma gel. Birazdan kebaplar gelir!” dedi. Sesi hem yumuşak hemde içimi okşuyordu. Kıvırta kıvırta yanına gidip, kedisine sokuldum. Memelerimi vücuduna yapıştırdım. Bir bacağımı bacaklarının arasına soktum. Bacağı bacaklarımın arasında olduğu için kılların sürtünmesi hoşuma gidiyordu. Sonra başımı göğsüne yasladım ve “Aşkım, amımı gerçekten beğendin mi? Sence amım nasıl? Gerçekten zevk aldın mı amımdan?” diye sordum. Nazmi tebessüm ederek, “İnan bana, her erkeğe zevk verecek bir amın var aşkım. Üstelik zevk vermesini ve zevk almasını biliyorsun. Anlattığına bakılırsa kocanın siki parmak kalınlığında birşeymiş, öyle olunca da amının geniş olduğunu sanıyorsun. Bana göre çok dar amın var. Üstüne üstlük hem sulu hemde çok sıcak!” dediğinde, sevinçle dudaklarından öpmüştüm.


O güne kadar kocamla bile konuşmadığım şeyleri Nazmi ile konuşurken oldukça rahattım. Sonra aklıma bir soru daha takılmıştı, “Özür dilerim aşkım, bir şeyi daha öğrenmek istiyorum...” dedim. “Seni dinliyorum canım?” dedi. “Her kadın senin gibi biriyle evlenmek ister. Neden evlenmedin? Birde, etrafta bu kadar güzel ve genç kızlar varken neden benimle ilgilendin?” dedim. Nazmi, “Evlenmedim, çünkü evlenmek beni korkutuyor. Evlenince eşimi aldatmaktan çekiniyorum. Yani ben tek kadınla yapamam. Diğer konuya gelince, benim evli kadınlara karşı zaafım var. Üstelik senin gibi kadınlara da dayanamıyorum. Kadınların bir çoğu cinsel yönden tatminsizlik çekiyor. Onları ayarlama işi daha sorunsuz ve daha da kolay oluyor!” dedi. “Pekiii, kocaları duyar diye hiç mi korkmuyomusun?” dedim. “Evli kadınlar daha kurnaz oluyor. Dışarda sadık oldukları için kocaları kendilerini aldatmayacağını sanıyorlar. Ama onlar şeytana papucu ters giydiriyorlar!” dedi. “Ama aşkıııım!” dediğimde, “Yanlış anlama bu sadece bir genelleme!” dedi. Dudaklarımdan öperek, “Sen harika birisin, bunun seninle alakası yok!” dedi.


Ne demek istediğini anlamıştım, ama bunun önemi yoktu. Çünkü ben de isteyerek onun koynuna girmiştim. Doğrusunu isterseniz adam bir kadına nasıl davranacağını ve sikmesini çok iyi biliyordu. Üstelik kocaman yarrağınının yanısıra, fiziksel olarak da çok güçlüydü. Anlattıklarına bakılırsa benim gibi türbanlı kapalı birçok kadın sikmişti. Bu beni pek te ilgilendirmiyordu. Önemli olan şu an benimle olmasıydı. Bütün bunları konuşmak amımın sulanmasına neden olmuştu. Ayrıca o anlatırken, ben yarrağıyla (Yarrağı diyorum çünkü okuduğum hikayelerde bu kelime daha çok kullanılıyor) oynuyordum. Onun da hoşuna gitmiş olacak ki, yarağı avucumda iyice sertleşmişti...


Başımı göğsünden aşağıya doğru kaydırdım. Yarağının kocaman mantar gibi kafası gözlerimin içine bakıyordu. Küçük küçük öpmeye, ardından dilimle etrafını yalamaya başladım. Sonra kafasının yarısını dudaklarımın arasına aldım. Öyle sıcak ve yumuşaktı ki, bunu kelimelerle anlatamam. Elimle gövdesini sıvazlarken, kocaman kafasını da ağzıma almış emiyordum. Bu hareketim Nazmi’nin çok hoşuna gidiyordu, gözlerini kapamış, ne dediğini anlamadığım birşeyler mırıldanıyordu. Nazmi koltuktan doğrularak, “Beraber yapalım!” dedi ve sırtüstü olduğu halde benim başım onun bacaklarına doğru, onun başı benim bacaklarıma doğru olacak şekilde vücudumu çevirdi. 69 olmuştuk. “Ohhhh!” diye mırıldanıp amımı yalamaya başlamıştı bile. Şişmiş olan klitorisimi dudaklarının arasına sıkıştırıp ezerken, zaman zamanda diliyle yalıyordu. Onun bu yaptığı beni daha da azdırırken, ben de onun yarrağını hızla ağzıma sokup sokup çıkarıyordum. Her an boşalabilirdim. Nazmi bunu anlamış olacak ki, geri çekilerek domalmamı söyledi...


Bir an irkildim. Kocam ne zaman domal dediyse götümden sikmişti. İtiraz bile etmedim, dediğini yapıp domaldım. Avucuna tükürüp önce yarrağın ucuna, sonrada amımın ağız kısmına sürdüğünde rahatlamıştım. Yarrağının kafasını amımın dudakların arasına birkaç kez sürttükten sonra, amımın deliğine ayarladı. Belimden tutup kendine doğru çektiğinde yavaş yavaş içime doğru girmeye başladı. Zorlanmaya başlamıştım ki, elimde olmadan bağırdım. Dibine kadar soktuğunda ise amımdaki boşluk tamamen dolmuştu. Amımın dudakları gerilmiş, yarrağını sımsıkı sarmıştı. Zorlanmama rağmen içimin kayganlığı beni rahatlatıyordu. Biraz bekledikten sonra yarağını ileri geri hareket ettirmeye başladı. İleri sokunca, “Ahhh!”, geri çekince de, “Ohhhh!” diye bağırıyordum. İnanın dayanılır gibi değildi, ama büyük zevk alıyordum...


Az sonra öyle hızlanmıştı ki, “Ahhhh! Ohhhh! Çok güzeeel! Harikasın aşkımmm! Ahhh yavaşşşşş! Sert vurma aşkım, karnımı deleceksin!” diye inliyordum. O anda kocam bile gelse umrumda değildi, beni bu sikişten kimse alıkoyamazdı. Nazmi de hırlamaya ve argo argo konuşmaya başlamıştı. “Demek kocanın siki küçük haaa! Al bakalım orospu büyük yarrağı! Seni öyle sikeceğim ki, amın yarrağa doyacak, parçalayacam amını!” demesi beni biraz endişelendirmişti, fakat argo sözleri beni daha da tahrik ediyordu. Ben de ona uydum ve “Kocamın sikemediği amımı parçala, darmadağın et! Sik beni, doyur amımı, doyuuurrr! Ahhh! Ohhhh! Haarikaaa!” diye bağırıyordum. Yaklaşık 10 dakikadır bu şekilde sikişmeye devam ediyorduk. Nazmi’nin boşalmaya, benim de bu pozisyondan ayrılmaya niyetim yoktu. Adam gibi sikilmek dedikleri bu olmalıydı. Bu yaşadıklarımı bir gün önce hayal bile edemezdim. Gerçek sikilmek böyle bir şeymiş...


Nazmi kadar ben de terden su olmuştum. Bir ara yarrağını amımdan çıkardığında amımdan havayla karışık (Zooorrrtttt) diye bir ses geldi. Sanki çocuk doğurmuştum. Bacaklarımın arası rahatlamış gibiydi. Beni koltuğun kenarına yatırıp, bacaklarımı omuzuna aldı ve tekrar amıma soktu, belimden tutup sikmeye başladı. Sikerken gözlerinin içine bakıyordum. Amım öyle sulanmıştı ki, (Zart, zurt) sesleri odada yankılanıyordu. Ahlar ohlar arasında inlerken birden beynim uyuşmaya, vücudum titremeye, kasıklarım sıkışmaya başladı. Büyük bir zevk kasırgası bedenimi sarıyordu. Nefesim kesilmeye, nabzım hızlı hızlı atmaya başlamıştı. “Hızlı! Daha hızlııı! Devam et! Devam et lütfen! Ahhh! Ohhh!” bu kelimeleri sayısızca tekrarlamıştım. Üçüncü kez boşalıyordum. Bu benim için bir rekordu. Ve çok büyük zevk almıştım...


Ben boşalırken, Nazmi dahada hızlanmış, yarrağı amımı yırtacak gibiydi. Sürtünmeden amımın ağız kısmı yanıyordu. Nazmi'nin ise boşalmaya niyeti yoktu. Boşalmamın üzerinden bir kaç dakika geçmişti ki, amımın içi sanki kurumaya başlamıştı. Böyle olunca da acımaya başladı. “Aşkım! Boşal artık acımaya başladı!” dedim. Nazmi beni duymuyordu bile. O sikti ben bağırdım. O sikti ben bağırdım. Bir ara amımın yırtıldığını düşünmeye başlamıştım. Öylesine acıyordu ki ağlamaya başladım. “Lütfen Nazmiiii, çok acıyooorr! Lüütfeennn!” diye yalvarırken, boşalmasını ve içimden çıkmasını istiyordum. Nitekim benim boşalmamdan tam 20 dakika sonra bağırarak boşalmaya başladı. Hem sikiyor hem boşalıyordu. Kuruyan amıma dölleri bile ilaç olmamıştı, aksine sıcak dölleri hırpalanan yerlerimi yakıyordu. Sonra yavaşladı ve içimden çıktı. Koltuğa bıraktı beni.


Ağladığımı görünce, “Özür dilerim aşkım, bir daha olmayacak!” dedi. Başımı koynuna getirerek teselli etmeye çalışırken, kapı zili çalmasıyla toparlandık. Kebapçı gelmişti. Nazmi üzerine birşeyler giyindikten sonra kapıyı yarım açıp, çocuğa para verip, “Üstü kalsın!” diyerek siparişleri aldı, kapıyı kilitledi tekrar. Yanıma gelip, “Kalk aşkım, duş al da soğumadan yiyelim!” dedi. Hiç konuşmadan dediğini yapıp duş aldım çıktım. Sonra kendisi de duş aldı geldi. Üzgün olduğumu görünce, “Özür diledim ya aşkım. Kendimi tutamadım işte...” diye teselli ederken, ben siparişleri hazırlamak için mutfağa gittim. Doğrusunu isterseniz öyle acıkmıştım ki, o anda amımın acısını bile unutmuştum. Amım öyle tahriş olmuştu ki, birkaç gün kolay kolay sikiş yapamazdım herhalde.


Kebaplarımızı yerken hiç konuşmamıştık. Öyle acıkmıştım ki, büyük lokmalarla karnımı doyurmaya çalışıyordum. Büyük bir kutu ayranla birlikte kebabı 5 dakika içinde bitirmiştim. Karnımın doyması beni mutlu etmişti ve amımdaki sızlamalar biraz dinmiş gibiydi. Başımı bacaklarımın arasına eğerek amıma baktım, korkunç hali vardı. Amımın ağız kısmı morarmış ve sanki şişmişti. Perişan haldeydi. Daha önce pembe olan deliğim morarmış haldeydi. “Aşkım şunun haline bak! Mahvettin amımı!” diye sitem ettiğimde, özür dileyerek beni teselli etmeye çalışmıştı. Ona kızmaya hakkım yoktu, onun o kocaman yarrağını ben istemiştim.


Zaman o kadar hızlı akıyordu ki, saat 13:00 olmuştu. Nazmi, “Aşkım, istersen biraz uzanıp dinlenelim, ikimizin de buna ihtiyacı var.” dedi. Sonra kollarını belime ve bacaklarıma sararak kucağına aldı, beni yatak odasına taşıyıp, yatağa bıraktı. Bu hareketi çok hoşuma gitmişti. Böyle bir taşımayı kocamdan görmemiştim. Göğsüne yaslanarak dinlenmeye çekilmiştik. Yaklaşık 1 saat uyumuşum. Uyandığımda nazmi halen uyuyordu. Onu dürterek, “Kalk aşkım, saat ikiye geliyor. Çocuklar gelmeden çıkmalıyım!” dedim. Nazmi ise, “Günaydın aşkım, iyi dinlenebildin mi?” dedi. Evet anlamında başımı salladım. Sırtüstü döndüğünde göbeğine vuran yarrağı (şlap) diye ses çıkarmıştı...


Yarrağı kalkmış, heykel gibi duruyordu. Hayretle, “Aşkım onun hali ne öyle?” demişim. “Ne olacak aşkım, seni istiyor!” dedi. “İnanmıyorum sana yaa... Yine mi? Üstelik sen de biliyorsun ki, amımın içi tahriş olmuş durumda, acısına dayanamam!” dedim. O da, “Bak aşkım, çorbayı içtik, ana yemeği de yedik, şimdi de tatlı yeme zamanı!” dedi. “Tatlı derken ne demek istiyorsun, anlamadım?” dedim. Ne demek istediğini gerçekten de anlamamıştım. Bana sarılarak, “Yerim ben seniii yavrum! Tatlının ne olduğunu öğreteceğim sana!” dedi. Yavaş yavaş öpmeye okşamaya başlamıştı...

Bacaklarımın arasındaki sızı hala geçmemişti. Canım sikişmek istiyordu ama amımın içi tahriş olduğundan canım yanabilirdi. Dudaklarımız birleşmiş öpüşürken, bir eliyle göğüslerimi, diğer eliyle de kalçalarımı okşuyordu. Nazmi oldukça istekli olmasına rağmen ben tedirgindim. Kucağında olduğum halde uzun müddet öpüştük, koklaştık. Sonra beni yüzü koyun yatırarak, önce boynumu, sonra sırtımı, daha sonra da kalçalarıma kadar indi. Güçlü elleriyle kalçalarımı sıkıp eziyor, sonra da gerip yalıyordu. Dolgun kalçalarımın arasındaki koyu kahverengi deliğim kaygan dil darbeleriyle kasılıyordu. Aman Tanrım, gerçekten çok hoş bir durumdu. Daha önce böylesini ne duymuş, nede işitmiştim. Nazmi, resmen götümün deliğini yalıyordu. Diliyle götümü becerirken, tarifi imkansız bir zevk alıyordum. İnlemeye başlamış, mırıldanıyordum. Bu sırada tahriş olmuş amım, iyice sulanmıştı. Nazmi'nin tatlısı bu olmalıydı. Yani, tatlı dediği şey, belli ki, beni götten sikmesi olacaktı. Kocamın sikmekten zevk aldığı götümü, sanırım Nazmi de sikecekti.


Elleriyle kalçalarımı iyice germiş, yalıyordu. Yumuşak kalçalarımı hamur gibi yoğuruyordu. En az 15 dakikadır devam ediyordu. Üzerimden çekilerek, kalkmış yarrağını ağzıma verdi. Yalamalarının verdiği arzuyla, istekli bir şekilde onun yarağını, yalıyor emiyor ve de okşuyordum. Yarrak tam kıvama gelmişti ki, Nazmi, “Aşkım, şimdi tatlı yeme zamanı! Hazır mısın?” dedi. “Neye hazır mıyım canım?” dediğimde, “Götten sikmek istiyorum seni Nesrin!” dedi. Biraz heyecan, biraz endişe, biraz da korkuyla tedirgin olmuştum. “Ama been... şey yani... seninki çok kalın!” diyebilmiştim. “Merak etme aşkım, kayganlaştırıcı krem var. İnan bana, çok kolay olacak.” dedi. “Aşkım yaa... götten sikmesen olmaz mı?” dedim. “Nesrin’ciğim korkuyormusun yoksa? Hem, bilmen gerekirdi, erkekler götten sikmeyi çok sever! Bak gör zamanla sen de isteyeceksin!” dedi. İstermiyim bilemem ama, kocam götüme soktuğu gibi boşaldığından bu tür ilişki hoşuma gitmiyordu. Üstelik Nazmi’nin kolay kolay boşalacağını düşünmüyordum.


“Domal aşkım, biraz krem süreyim, senin için de iyi olur!” dediğinde, ben de dörtayak olup dediğini yapmıştım. Parmaklarına sürdüğü kremi götümün deliğine yediriyordu. Gerçekten de krem çok kaygandı ve bolca sürmüştü. Yarrağına da bolca sürdükten sonra, bacaklarımı açtı, belimi aşağı bastırıp kalçalarımı da geriye çıkardı. Beklenen o an gelmişti. İyice sertleşmiş yarrağı, sağ eliyle tutarak götümün deliğine ayarladı. Sağa sola kayan yarrak bir türlü girmiyordu. Biraz da benden kaynaklanıyordu, çekindiğin için kendimi sıkıyor ve kasıyordum. “Rahat bırak kendini aşkım, gevşemeye bak!” diyordu. Deliğime yaptığı baskılar sonucu gevşeyen delik azda olsa açılmıştı. Nazmi’nin işi dahada kolaylaşmaya başlamıştı. Yarrağını yavaş yavaş ileri geri hareket ettirince iyice gevşemiştim. İstese bir anda sokabilirdi ama sokmuyordu. Kremin verdiği kayganlık acımasını engelliyordu...


Birden, “Ahhhhhh!” diye bağırdım. O an yarrağının kafası deliğe girmişti. Arkamda dayanılmaz bir gerilme vardı. Yarrağını öyle sıkıştırmıştım ki, sanki boğacaktım. Bir kaç saniye bekledikten sonra kaçmamı engellercesine belimden tutmuş, yavaş yavaş ve de alıştıra alıştıra, ileri geri hareket ederek, santim santim sokuyordu. Yarrak içeri doğru girmeye başlamıştı. Zorlanıyordum, ama sesimi de çıkarmıyordum. Gövdesinin yarısı içimdeydi artık, “Aahhh! Aahhh! Yavaş lütfeeenn!” diye, acıyla karışık inliyordum. Dakikalardır devam ediyordu. Devam eden bu durum karşısında daha rahat hareket etmeye başlamıştı. Nihayet sonuna kadar sokmuş ve gidip gelmeye başlamıştı. Artık resmen götümden sikiliyordum...


Bir ara götümden tamamen çıktığında, elimde olmadan ‘Zooorrrttt!” diye kalın bir osuruk bırakmıştım. O an büzüğümü sıkamadığımı farkettim, kimbilir ne durumdaydı. Arkamda açık kalmış kocaman bir delik vardı, göremiyordum ama hissedebiliyordum. Kayganlaştırıcı kremden tekrar götüme sıktığında, rahat bir şekilde içime akmıştı. Yarrağına da bolca sürdükten sonra, tekrar deliğe ayarladı. Bu sefer az bir bastırmayla girmişti. Kremden olsa gerek zorlanmamıştım. Şimdi çok daha rahat sikiyordu götümü. Saniyeler dakikaları kovaladıkça kovaladı ve kocaman yarrak içimde bir kayboluyor, bir çıkıyordu. Belimden tutmuş, hızla kendine çekiyordu. Her sokuşta, süt beyaz kalçalarım sarsılıyordu.


Daha önce kocamın yaptıklarını düşündükçe neden götten zevk almadığımı şimdi daha iyi anlıyordum. Nazmi yaklaşık 15 dakkadır sikiyordu götümü. Oysa kocam, iki üç git gelden sonra hemen boşalıyordu. Nazmi tam bir erkekti. Bana mı öyle geliyordu bilmiyordum, ama kocamı aldattığıma değmişti. Götten sikilirken bile zevk aldırıyordu. Bir ara Nazmi, “Götten siktiğim için kızıyormusun bana aşkım?” diye sorduğunda, “Ohhhh Nazmiii! İnanamıyorum yaa, götten zevk alabileceğimi rüyamda yaşasam inanmazdım. Ben seninle kadınlığımı yaşıyorum. Beni bu zevklerden mahrum bırakma yeter!” diyebilmiştim. Gerçekten de zevkten inlemeye başlamıştım. Götten sikilirken, amımın dere tepe taştığını hissediyordum. Amım tahriş olmasına rağmen bir elim ordaydı. Nazmi götümü sikerken, klitorisimi okşuyordum. 20 dakikadır götümü sikiyordu, boşalmaya da niyeti yoktu. Durum öyle bir hal almıştı ki, yarrağının tamamı amcığıma girmezken, şimdi tamamı götüme giriyordu. Ahlar ohlar arasında sert sert sokuyordu. Odanın içi, ‘şak şuk, şak şuk’ sesleriyle yankılanıyordu. Öyle abanıyordu ki, taşaklarını da götüme sokmaya çalışır gibiydi.


Sonra sırtüstü yatırıp sikmeye başladı. Sırtüstü olduğum halde götten sikerken, göğüslerimi emip, daha sonrada dudaklarıma yapışmıştı. Bu pozisyonda götümü sikerken, vücudunun amıma sürtünmesiyle kasılmaya başladım. Tanrım! Müthiş zevk alıyordum. Götüm  dolu olduğu için kasılırken sıkamıyordum. Zevkten inliyor, bağırıyordum ve orgazm oluyordum. Bu boşalmayı 4. kez yaşıyordum ve rekor üstüne rekor kırıyordum. Nazmi halen bitmemişti, yeniden pozisyon değiştirdik. Bu sefer o sırtüstü yatmış, ben de kocaman yarrağı kendi ellerimle götüme sokup üzerine oturmuştum. Ata biner gibi üzerine oturup kalktım. Birkaç dakika böyle devam ettik, sonra sağ omuzumun üzerine yatırıp, yandan sikmeye başladı götümü...


Finalde, bacaklarımı omuzuna alıp götüme soktu, tüm ağırlığıyla yüklenerek. Birkaç dakika boyunca, deliler gibi bağırıp çağırarak, küfürler ederek götümü parçalarcasına sikerken, aniden bağırmaya başladı. Ben paramparça olmuş haldeydim ve Nazmi ise götümün en derinlerine boşalırken çıldırmış gibiydi. O sırada bağırtılarım dairenin içinde yankılanıyordu. Saniyelerce boşaldı, boşaldı, boşaldııı... sonra da yana düşerek yatağa uzandı. İçimden bir şeylerin koptuğunu hissettim. Koşarak tuvalete gittim, klozete oturdum. Car cur, sesleri arasında içimdeki döller tamamen çıkmıştı. Popomu yıkarken deliğimin hali beni oldukça korkutmuştu. Ağız kısmı öylesine açılmıştı ki, kolumu soksam girebilirdi. Zaten Nazmi’nin yarrağı kolumdan kalın sayılırdı.


Saat epey ilerlemişti, eve gitmem gerekiyordu. Banyoya geçip duşumu aldıktan sonra üzerimi giyindim. Nazmi salondaki koltuktaydı, dal taşak oturuyordu. Yanına oturup, dudaklarından öperek, “Aşkım ben gidiyorum!” dedim. “Görüşürüz aşkım!” dedi. Yerimden kalkamıyordum, gerçekten çok yorulmuştum. Nazmi durumu farkedince telefonla taksi çağırdı ve bana 100 TL verip kapıdan uğurladı. İnanılmaz zevklerin yanında 100 TL de para almıştım. Parayı aldığım için değişik bir duyguya kapılmıştım ve kendimi orospu gibi hissettmiştim. Çünkü kadınlar hem sikişiyor, hemde para kazanıyorlardı. Zaten benim de o orospulardan bir farkım yoktu, kocamı aldatmıştım. Hemde ne aldatma!


Evin bir alt sokağında taksiden indim. Doğru dürüst yürüyemiyordum. Bacaklarım birbirine dolanıyordu. Yürürken kalçalarımı kontrol edemiyordum. Komşular anlayacak diye ödüm kopuyordu. Sorun yaşamadan kendimi eve atmıştım. Yarım saat sonra çocuklar eve geldiğinde ben yatıyordum. Onlara hasta olduğumu söyleyerek 1-2 saat uyumuştum. Kocama da bir hafta boyunca yanaşmamıştım. Çünkü götümün deliği öylesine gevşemişti ki, sikildiğimi anlamamasına imkan yoktu.


O gün Nazmi’yle yaşadıklarım sadece bir başlangıç oldu ve beni aklımın ucundan geçmeyen çeşitli maceralara sürükledi...  


 
Sonraki Bölüm...

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 2)


(Bu bölüm daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır. Tüm bölümlere aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz)


Bölüm 2

Bir ara merak edip, “Aşkım, hepsi giriyor mu?” diye sordum. “Görmek istermisin?” dedi. “Evet!” dedim. Zorlandığımı hissettiğim sırada sikine baktım. Gerçekten de bir kaç santimi girmiyordu. Ama kalınlığı harikaydı. Nazmi hızlanmaya başlamıştı. Sürtünme nedeniyle amımın deliği yanıyordu. O anda zevkten kasılmaya başlamıştım, “Ohh aşkım, geliyorum, geliyorum, devam et lütfeenn!” diye yalvarırken, Nazmi daha da hızlandı. “Korunuyormusun aşkım? dedi. “Ohhh, eveeettt, eveeettt!” diye inledim. Belimi tutup, hızla kendine doğru çekerken, sert sert sikiyordu amımı. İşte tam o anda beynim uyuşmaya, kasıklarım sıkışmaya başladı. Zevk dalgasının tüm vücudumu sarmaya başladığı anda sarsıla sarsıla boşalmaya başladım. Aman Tanrım, bu ne zevkti öyle! “Ahh! Ohhh! Ahhh! Ohhh!” diye inlemelerim Nazmi’yi daha da çoşturmuştu. Boşalmam bittiği anda, o da kasılmaya başladı. Döllerinin sıcaklığı içimi yakıyordu. Hem sikiyor, hem boşalıyordu. Bana göre dakikalarca boşalmıştı.



Hareketleri yavaşlayınca üzerimden çekilip yanıma uzandı. İkimiz de yorgun bir halde odanın tavanına bakıyorduk. Mutlu olup olmadığımı sordu. Dudaklarından öpüp, “Aşkım! Ben böyle bir zevk daha önce yaşamadım!” dedim. “Bu alıştırma dönemi, akşama daha çok var!” dedi. “Ne yani, yine yapacak mıyız?” dedim. “Aşkım, dedim ya, bu alıştırma dönemi, önce çorbayı içtik, daha sonra ana yemek, üzerine de tatlı yiyeceğiz!” dediğinde, ikimiz de kahkahayı basmıştık. “Manyaksın sen yaa... Bu kadarı bana çok bile!” dedim. Yorgundum, ama sike de doymuştum. Saate baktığımda saat, 11’e geliyordu. Yaklaşık 4 saatimiz daha vardı. İçime boşaldığı için amım vıcık vıcıktı. Duş almak için kalktığımda, amımın deliğinden car cur diye sesler gelmeye başladı. Amımın içinden hava ile birlikte döller çıkmaya başladı. Nazmi, “Yerlere akmasın aşkım, arkadaşa ayıp olur!” dedi. “Taman aşkım!” dedim, elimi amıma kapatarak banyoya gittim.


Tuvalet kağıdıyla tampon yapıp amımdaki döllerin çıkması için banyoda, dakikalarca beklemiştim. Kocam, bir sene biriktirse bile, bu kadar dölü amıma boşaltamazdı. Önce ben, sonra da Nazmi duşumuzu aldık. İkimiz de çırılçıplak olduğumuz halde ben mutfağa geçtim. Nazmi’yi bilmem, ama ben çok acıkmıştım. Mutfakta yiyecek olarak birşey yoktu, “Aşkım ben çok acıktım!” dedim. Nazmi de dolabın üzerindeki numarayı arayıp kebapçıdan siparişler verdi. Siparişlerin gelmesini beklerken Nazmi’ye, “Aşkım, seninkinin inik hali bile çok büyük! O kadar kocaman şeyi nasıl aldım inanamıyorum... Peki, sen benimkini nasıl buldun?” diye sordum. Nazmi kahkahayla, “Kadın milleti işte, önce almaya korkarlar, sonra da tekrar tekrar isterler. Seninkine gelince, gerçekten çok güzel amın var. Üstelik senin düşündüğün gibi geniş te değil. Bence oldukça dar!” dediğinde, bu çok hoşuma gitmişti. Demek ki amımı beğenmişti...


Bu ilk sikiş bana yetmişti, ama sanırım bu bugün son olmayacaktı. İlk sikilmem gerçekten mükemmel geçmişti. Komşuların dediği gibi, ben artık tam bir orospu olmuştum. Eminim komşularımın içinde en büyük yarrağı ben yemiştim. Benim için, hiç bir şeyden haberi olmayan biri olarak söz eden komşularım, bu yaptığımı duysalar acaba ne derlerdi? Bu yaşadıklarımı henüz onlardan kimseye anlatmadım, fakat buraya yazıp, beni hiç tanımayan insanlarla paylaşmak istedim. Bunları yazmak ve paylaşmak beni bir nevi rahatlatıyor. Ayrıca 31’cilerin beni arzu ettiklerini düşünmek bile heyecanlandırıyor ve amımın ıslanmasına neden oluyor...


Sonraki Bölüm...

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 1)


(Nesrin 37 Y., İstanbul / Türkiye)




Merhaba. Adım Nesrin, evli ve 2 çocuğu olan, 37 yaşında bir bayanım. Önce kendimden bahsedeyim. Boyum 1.62, kilom 60, Balık etli, bembeyaz teni olan, siyah saçlı, siyah gözlü, çatlakları dışında mükemmel vücudu olan bir bayanım. Kocamla 18 yıldır evliyiz. Gençlik yıllarımızda da kocamla harika günler geçirdik. Son birkaç yıldır cinsel yönden biraz duraklama dönemine girdik. Kocamın işi nedeniyle yorgun olması, üstüne de hayat şartları eklenince, kocamla ilişkiye giremez olmuştuk. Çocukların dersleri için internet gerekiyordu. Böylece biz de netle tanışmış oluyorduk. Derken günler haftaları haftalar ayları kovaladı. Okey oynamasını çocuklardan öğrenmiştim. İşte ne olduysa o okey yüzünden oldu...


Nazmi ile de okey oynarken tanışmıştım. Oyun esnasında o kadar şakacı ve espiriylidi ki, onunla oyun oynamadan duramıyordum. Birkaç hafta hemen hemen hergün beraber oynuyorduk. Bir gün benden MSN adresimi istedi. Ben de olmadığını söyledim. Gerçekten o ana kadar aklımdan bile geçmemişti. MSN adresim olsa kocamın tepkisi ne olurdu bilemiyordum, ama eminim çok kızardı. Nazmi ısrarla Webcamda beni görmek istiyordu. Doğrusu ben de onu merak ediyordum. Sonra çocuklardan birisinin MSN adresi aklıma geldi. Onu kendisine yazdım. Bana da çocukların MSN’ine girmemi, sonra da kendi MSN’inini yazıp kabul etmemi söyledi. Dediklerini aynen yerine getirmiştim. İlk kez birine Webcam açıyordum. İlk gördüğümde biraz yadırgamıştım. Sonra günler geçtikçe ona alışmaya başladım. Bu benim için bir ilkti. Kocamdan sonra, bu kadar içli dişli konuştuğum ilk kişiydi.


MSN işini hallettikten sonra Webcamda sohbet etmeye başlamıştık. Webcamda ilk kez birbirimizi gördüğümüzde, bana çok güzel olduğumu söyleyip, iltifat üzerine iltifatlar yapıyordu. Nazmi’yle ilişkimiz gittikçe değişik bir hal alıyordu. Şakayla karışık bana erotik hikayeler anlatırken altımın ıslandığını hissediyordum. Sonunda konuyu cinselliğe kadar getirmişti. Bana içimi hoş eden iltifatlarda bulunuyordu. Benim için ilk olan bu tür konuşmalar nedeniyle heyecanlanıyor ve kalbimin hızlı bir şekilde küt küt atmasına sebep oluyordu. Günlerden Salıydı, çocuklar okulda, eşim işteydi. Öğlen vakti Webcamda tekrar sohbet etmeye başlamıştık. Benim o halim kendisini çok etkilediğini söylerken ne demek istediğini anlıyordum, ama bunu kendisine belli etmiyordum.


Ayağa kalkmamı, boyumu görmek istediğini söylerken, dediklerini yapmaya başlamıştım. Aslında onunla sohbet ederken en güzel elbiselerimi giyiniyordum. O gün üzerimde üstten beyaz bir gömlek, alttan ise dizlerime kadar uzanan siyah renkli bolca bir etek giymiştim. Gömleğin altındaki göğüslerim sütyeni yırtacakmış gibi duruyordu. Nazmi’nin sadece başı görünüyordu, ama yerinde duramadığını farkedebiliyordum. Belime göre kalçalarım büyüktü, ama bu Nazmi'nin çok hoşuna gitmiş olmalı ki, yalvarırcasına elbisenin altındaki o harika vücudmu görmek için dünyaları feda edebileceğini yazarken iltifat üstüne iltifat ediyordu. Yazdıklarını okurken amım resmen ıslanmıştı.


Israrla göğüslerimi görmek istiyordu. Her ne kadar olmaz desem de, sonunda onu kıramamıştım. Sütyenimin altında sıkışmış memelerimi ona sunmaya başladım. Kocamdan sonra göğüslerimi gören ilk erkekti. Artık onun esiri olmuş gibiydim, ne istese yapıyordum. Nazmi artık yerinde duramıyordu. Bana göğüslerimi avuçlayıp okşamamı, uçlarını parmaklarımın arasına alıp ezmemi söylüyordu. Bu arada çaktırmadan amımı okşuyordum. Bir müddet göğüslerimle ilgilendikten sonra, kamerayı bacaklarıma doğru döndürmemi isteyince, “Lütfen daha ileri gitmeyelim!” diye ricada bulundum. Bu yaptıklarım çok yanlıştı. Evli bir kadındım ve çok korkuyordum. Ama ben ne söylesem de fayda etmiyordu.


Ayakta olduğum halde eteğimi yavaş yavaş külotuma çektim. Süt beyaz bacaklarım tamamen açılmıştı. Bu kadarla yetineceğini düşünürken, “Hadi aşkım, külotunu da görmek istiyorum, lütfeeenn!” dedi. Nazmi’nin bana ‘Aşkım’ demesi beni acaip şekilde etkilemişti. İlk kez o gün giydiğim pembe külotumu ona gösterirken, Nazmi, “Aşkım, sen sulanmışsın!” deyince utancımdan hemen eteğimi indirmiştim. Gerçekten amım öyle sulanmıştı ki, külotumun ağı sırılsıklamdı. Nazmi, “Aşkım, bu normal birşey, ayrıca bu senin sağlıklı olduğunu gösterir!” dedi.


Bir müddet kendime gelememiştim. Daha sonra bana, “Aşkım, benimkini görmek istermisin?” dediğinde heyecandan ne yapacağımı şaşırmıştım. Çünkü daha önce kocamın sikinden başka sik görmemiştim. Her ne kadar ben olmaz desem de, o çoktan kamerayı aşağı indirmişti. Birden boğazım düğümlendi. Oturduğum koltuktan kaçar gibi kalktım. Gördüğüm şey inanılır gibi değildi. Kocaman bir siki vardı, üstelik çokta uzundu. Nazmi beni görmüyordu, oysa ben kenardan ona bakıyordum. Böyle bir siki rüyamda görsem inanmazdım. Kendimi davara binmiş gibi hissederdim. O kadar kalındı ki, o kocaman parmaklarıyla bile zor sarıyordu. Nazmi, “Aşkııım... Nerdesinnn?” diye yazarken, öyle azmıştım ki, o kocaman yarrağın amıma girmesi arzulamaya başladım. Doğrusunu isterseniz iki çocuktan sonra amımın deliği bayağı açılmıştı ve kocamın siki içini doldurmamaya başlamıştı. Sikerken bile girip girmediğini fazla hissetmiyordum. İkinci çocuktan sonra amımdan çok arkamdan (Anal) ilşkiye giriyorduk. İlk zamanlar bu ters ilişkiden acıdan başka bir şey hissetmezdim, ama daha sonra alışmak zorunda kaldım.


Nazmi kocaman yarrağını okşarken, bir taraftanda, “Aşkııımm! Nerdesin? Ben de seninkini görmek istiyorum! Lütfeeennn!” diye yalvarıyordu. Bunu ben de istiyordum, ama amımı beğenmez diye korkuyordum. Bu kadar etkileneceğimi rüyamda görsem inanmazdım. Cesaretimi toparlayıp yüzüm görünmeyecek şekilde karşısına oturdum. Sonra eteğimi yavaşça yukarı çektim, ardından külotumu indirdim. Heyecanımı yenmek için biraz beklediğimde, “Hadi aşkım, amını göster bana! Yalamak istiyorum onuuuu!” diyordu. Daha fazla dayanamadım, yavaş yavaş bacaklarımı araladım. O an kendime inanamıyordum, sadece adını bildiğim birine Webcamda amımı gösteriyordum. Amımın görüntüsü Webcamda hiçte fena değildi. Nazmi, “Ohhh! Çok güzelmiş aşkım! Daha önce seninki gibi harika olan bir am görmedim. Yerim ben onuuu!” diye iltifat ediyordu. Amım sulanmış yanıyordu. Çeşit çeşit iltifatlarla beni dahada tahrik ederken, o kocaman yarrağından gözümü alamıyordum. O kocaman yarrağın amıma girmesini öyle istiyordum ki, bu nasıl olacaktı bir türlü kestiremiyordum.


Nazmi, “Aşkım! amının dudaklarını aç, içine girmek istiyorum, aç hadi, aaaç! Yarrağımı amına sokacağım!” diye yazdığında, bende zevk ve heyecan birbirine karışmıştı. Kalbim küt küt atıyordu, nefes alamaz hale gelmiştim. Kölesi gibiydim, ne isterse yapıyordum ve bütün bu olanlara inanamıyordum. Hayatımda kocamdan başkası olmamıştı. Oysa şimdi kocamdan sonra yabancı biri beni çok daha fazla etkiliyordu. Yaklaşık 3 saattır sanal seks yapıyorduk. Başıma bir iş gelmeden bitirmek istiyordum, çünkü, çocukların okuldan gelme saatleri yaklaşıyordu. Ama Nazmi yazdıklarıyla beni öyle tahrik ediyordu ki, amımın içinden akan beyaz kaygan sıvılar deliğimin ağzını doldurmuştu. Nazmi’ye, “Hadi boşal artık! Çocuklar gelecek!” dediğimde, “Hadi sen de amını okşa da, beraber boşalalım aşkım!” dedi.


Karşılıklı masturbasyon yapıyorduk. Birkaç dakika sonra büyük bir zevk dalgasının kasıklarımı sıkıştırdığını hissettiğim anda, Nazmi de boşalmaya başlamıştı. Ama ne boşalma! Boşalma anını daha iyi görebilmem için Webcamı öyle bir ayarlamıştı ki, damarları iyice gerilmiş, fışkırtmasını görebiliyordum. O anda ben de Orgazm olup boşaldım. Daha önce böylesine şiddetli boşalma yaşadığımı hatırlamıyordum. Ben saniyelerce Orgazm olurken, Nazminin yarrağından akan döller bir kahve fincanını dolduracak kadar çoktu. Üstelik ileri doğru fışkırıyordu. Onun o kocaman sikinden akan döllerin amıma fışkırmasını öylesine arzu ediyordum ki... Offf, off! inanamıyorum yaa, bu gerçekleşecekmiydi? Bugün ilklerle karşılaşıyordum. Yaptığım her olay bir ilkti. İlk olan birşey daha vardı, aynı saat içinde ikinci kez boşalmıştım. Daha önce peş peşe iki kez boşaldığım hiç olmamıştı.


Üzerimde tatlı bir yorgunluk oluşmuştu. Nazmi üstünü başını düzeltirken, ben de külotumu yukarı çekip, eteğimi indirdim. Nazmi, “Aşkım, pişmanmısın?” dedi. “Hayır değilim!” dedim. Sonra yazmaya devam etti. Yazdıklarını okudukça içimi korkuyla birlikte heyecan dalgası sarmaya başlamıştı, benimle buluşmak istediğini söylüyordu!


Aman Tanrım, bu nasıl olacaktı? Çevremde beni tanıyan herkes, mütevazılığımın yanında namusuna düşkün tam bir aile kadını olarak biliyorlardı. Kapalı giyindiğim için eleştiren komşular, benim yabancı bir erkekle ilişkimi duyarsalar eminim inanmazlardı. Oysa Nazmi, benimle buluşmak istiyordu. Birçok senaryo yazdı. Bunlardan bir tanesi kafama yatmıştı, bizim burada semt pazarı Salı günü kurulduğundan, o gün buluşmamız çok daha kolay olacaktı. Zaten Nazmi’yle aramızda taksiyle yarım saatlik yol vardı. O Kadıköy’de, ben Kartal’da oturuyordum. Nazmi, “Aşkım, bu planı daha sonra detaylı olarak kararlaştırırız, tamam mı?” diye yazdığında, ben de ilkkez, “Tamam aşkım!” dedim. Ona ‘Aşkım’ demiştim. “Öpüyorum aşkım! Sonra görüşürüz!” dedi. Aynı şekilde ben de karşılık verdikten sonra netten çıktık.


Bütün bu olaylar anlaşılmasın diye, Nazmi’nin öğrettiği gibi, bilgisayardan konuşma geçmişlerini sildim. Nazmi ile buluşup sikişmek için içimde karşı konulmaz bir arzu ve istek vardı. Acaba yaptığımız plan işe yarayacak mıydı?