Resmen Yarak Hastası Oldum! (3. Bölüm) -Alıntı-

Resmen Yarak Hastası Oldum! (3. Bölüm) -Alıntı-

Önceki bölümlere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

Hamit abiyle ilgili hayallerim suya düşmüştü. Beni basit bir orospu gibi görüyordu. Ya birilerine bundan bahsederse, adım çıkardı, kimsenin yüzüne bakamazdım. Ya sürekli ister ve beni zorlarsa, ona nasıl davranmam gerektiğini bilemiyordum. Ters davranırsam herkese anlatmakla tehdit edebilirdi, hatta belki de anlatmıştı bile. Ahh ahh, bir anlık mesele ne boyutlara gelmişti. İçimdeki sikilme isteği bana neler yaptırmıştı. Önceden de benzer duygular hissediyordum ama bastırıyordum, otobüste ulu orta sikilmem duvarımı yıkmıştı. Artık arzularıma engel olamıyordum. Düşünmek bana birşey kazandırmayacaktı, olayların akışına göre tavrımı belirleyecektim...

Sikişmemizi takip eden birkaç gün hiç karşılaşmadım Hamit abiyle. Bu durum beni biraz rahatlamıştı. Ama içimdeki sikilme isteği rahat bırakmıyordu beni. Yine de kararlıydım, Hamit abiye gitmeyecektim. Ne yapabilirim derken, otobüs aklıma geldi.
Zaten her şey orda olmamış mıydı? Acaba yine o gençlere denk gelirmiyim düşüncesiyle, iş çıkışında biraz oyalandım ve aynı saatte, aynı durakta otobüsün gelmesini bekledim. Ve beklediğim otobüs geldi, sıkış tepiş otobüse bindim. Arka taraflara ilerlemek istiyorum, ama ne mümkün, adım atacak yer yok. Tutunacak yer aradım, ama düşmek istesen bile düşme şansın yok. Birkaç durak sonra biraz daha sürüklendik ve sıkıştık...

Bir müddet sonra arkamda bir kıpırdanma oldu. Biri arkamdan abanıyordu. Nasıl biri olduğunu merak ediyordum, ama arkamı dönersem ürker diye bakamıyordum. Ben kıpırdamadıkça sikinin kabarıklığını tam götüme hizalamaya çalıştı. Ben de kendimi geri doğru iterek ona yardımcı oldum. Burası otobüsün orta yeriydi, önceki gibi ileri gidebileceğimiz bir durum olmazdı, ama hiç yoktan iyi idi, en azından sürtünerek de olsa o heyecanı yaşayabilirdim...

Arkamdaki bana abandıkça, ben de ister istemez önümde koltukta oturan adamın koluna baskı yapmaya başlamıştım. Kasıklarım adamın dirseğine değiyordu. Arkamdaki sikini tam götüme hizalamış elbisemin üstünden git gel yaparak sanki beni sikiyordu. Amım iyice ıslanmıştı, kendimi olaya kaptırdım. Bu ritmik hareketlerimizden ve benim kıvranmalarımdan olacak önümdeki adam birşeyler fark etmişti. O da kolunu hareket ettirmeye ve dirseğiyle amıma baskı yapmaya başladı. Ohhh, arkalı önlü uyarılıyor, zevkten kuduruyordum. Sonunda dizlerim çözüldü ve titreyerek orgazm oldum...

Bu arada arkamdaki de iyice yapıştı götüme, sanırım o da boşalacaktı. Ve bir süre sonra götüme sürtünmeyi bıraktı, boşalmıştı galiba. Ama önümdeki adam amıma baskı yapmaya devam ediyor, dirseğiyle klitorisimin üzerinde belli belirsiz daireler çiziyordu. Biraz önce orgazm olduğum halde inanılmaz şekilde uyarılıyordum. Çok geçmeden tekrar orgazm oldum. Otobüs durakta durunca adam dirseğini çekti ve bana bakıp gülümsedi. Ben de adama minnet dolu gözlerle bakıp kapıya ilerledim ve kendimi dışarı attım. Bir an bekledim, peşimden inmişler mi diye, ama kimse yanaşmadı yanıma. Heyecandan ölebilirdim, durakta biraz oturup bacaklarıma derman gelmesini bekledim. Sonra eve doğru yola koyuldum...

Binaya vardığımda ortalıkta kimse görünmüyordu. Ama ben asansöre biner binmez Hamit abi içeri süzüldü ve en son katın düğmesine bastı. Ben de uzanıp kendi katıma basacaktım ki, elimden tuttuğu gibi belime sarıldı ve
"Özledim seni Elif'im!" dedi. Normalde yüz vermeyecektim, öyle karar vermiştim, ama Elif'im demesi beni yumuşattı. Tekrar,
"Çok özledim seni!" diyerek dudaklarıma yumuldu. Bir an kararsız kaldıktan sonra ben de karşılık vermeye başladım. Asansörde yaptığım fanteziler gerçek oluyordu, ıslanmıştım. Benim tava geldiğimi anlayınca bizim katın düğmesine bastı, eve gelip rahat rahat sikecekti beni...

Ben kapıyı açmaya çalışırken arkamdan yapıştı, sikini götüme bastırıyordu. Neyse ki kimse görmeden içeri girdik. Kapıyı kapatır kapatmaz tekrar dudaklarımız birleşti. Uzun bir süre kapının arkasında ayakta seviştik. Dudaklarımdan boynuma geçti. Kulak memelerimi emiyordu. Bir taraftan da eteğimi yukarı çekmiş altından külotumun içine ellerimi sokmuş vaziyette kalçalarımı yoğuruyordu. Ben birşey yapamıyordum, sadece boynuna sarılmıştım. Biraz geri ittim ve hızlıca gömleğinin önünü açtım, göğsünü okşayıp, öpmeye başladım. Yavaşça göğsünden aşağı indim ve önünde diz çöktüm. Bir çırpıda kemerini çözüp külodunu aşağı indirerek sikini serbest bıraktım. Ve başladım emmeye, ama ne emmek! Taşakları çeneme değecek kadar tamamını ağzıma alıyordum. O da sanki daha ileri sokabilecekmiş gibi başımı tutmuş kasıklarına bastırıyordu...

Nefessiz kalacak gibi oldukça geri çekiyorum kendimi. Biraz sonra bir ritim tutturduk ve ağzımda gidip gelmeye başladı. O ağzımı sikerken, ben de taşaklarını okşayarak onun zevkini arttırmaya çalışıyordum.
"Vay orospu vay, sen bu işi iyi biliyon, bitirdin beni!" diyordu. Bana küfretmesi normalde değil ama seks esnasında acayip tahrik ediciydi. Birden başımı sıkıca bastırdı kasıklarına, geri çekemiyordum kendimi. O anda kasılarak boşalmaya başladı. Ağzımın içi döl dolmuştu, bir kısmını da yuttum. İlk defa döl yutuyordum, ama iğrenmedim. Rahatladıktan sonra ellerini gevşetti, ben de lavaboya gidip ağzımı güzelce yıkadım. Lavabodan çıktığımda Hamit abi salondaki kanepeye sere serpe oturmuştu.

Sikini tekrar uyandırıp kendimi siktirmeliydim. Karşısına geçip, striptiz yapar gibi yavaşça gömleğimin düğmelerini çözdüm, sutyenimi çıkarıp memelerimle oynamaya başladım. Bu arada memelerim de hatırı sayılır büyüklüktedir, 93 cm. İnternette görmüştüm, memelerimi ellerimle yandan birbirine sıkıştırıyor, sonra ağzıma götürerek uçlarını emiyordum. Hamit abinin siki yavaş yavaş hareketleniyordu. Sonra eteğime el attım, arkadan fermuarını açıp kalçalarımı kıvırmaya başladım, elimle biraz aşağı itince kendiliğinden aşağı düştü eteğim. Hamit abiye yanaştım ve önüne diz çöktüm. Sikini elimle biraz sıvazladıktan sonra memelerimin arasına aldım ve sürtmeye başladım. Siki iyice sertleşmişti...

Kendimi yukarı çekerek göğsünü öpmeye başladım, kalçamı da sikine hizalayıp sürtmeye başladım. O da hareketlendi ve kalçalarımı yoğurmaya başladı. Ve bir müddet sonra beni kaldırdı, külotumu çıkarıp beni domalttı. Arkama geçti, zaten sırılsıklam olmuş amıma bir çırpıda girdi. Ve başladı pompalamaya, ben de inlemeye tabii. Bir müddet sonra hızlandı ve zevke geldikçe de küfür ediyordu,
"Amına koyacağım senin orospu!" diyordu ama zaten koyuyordu.
"Seni yarrağa doyuracağım, tiryakisi olacaksın bu yarrağın, benim orospum olacaksın!" diyordu. Müthiş tahrik olmuştum,
"Sik beni erkeğim, orospun yap beni, geçir amıma!" diye karşılık verip kendi elimle kalçama şaplak attım. İşareti alınca beni dövercesine kalçalarımı tokatlamaya başladı ki,
"Yeter!" demek zorunda kaldım...

Dizleri üzerinde yoruldu sanırım, ayağa kaldırıp kanepenin yanından beni ayakta domaltıp ayakta sikmeye devam etti. Bir müddet sonra iyice hızlandı ve sikini amımdan çıkarıp beni kendine çevirdi.
"Getir şu memelerini orospu!" deyip memelerimin üstüne boşalmaya başladı. O ikinciye boşalırken, ben zincirleme orgazmlar yaşamıştım. Hem otobüste iki kez orgazm olup boşalmış, hem de evde Hamit abiyle sikişmekten yorgun düşmüştüm. Kendimi kanepeye attım. O rehavetle gözlerim kapanmış, uyumuş kalmışım...

Yarım saat falan sonra uyandığımda Hamit abi yoktu, çoktan gitmişti. Banyoya girip küveti doldurdum ve kendimi sıcak suyun kollarına bıraktım. Yarın okula gitmeyip iş saatine kadar uyumaya karar verdim..

Erotik Hikaye, otobüste, Porno hikaye, Seks Hikayeleri, taciz, Teşhir, Türkçe seks hikayeleri, Asansör

Resmen Yarak Hastası Oldum! (2. Bölüm) -Alıntı-

Resmen Yarak Hastası Oldum! (2. Bölüm) -Alıntı-   

Önceki bölümlere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

Evime girer girmez kendimi kanepeye attım ve olanları düşünmeye başladım. Ben Anadolu’dan İstanbul’a okumaya gelmiş, mazbut bir ailenin kızıydım. İstanbul’da biraz değişmiş, bir erkek arkadaş edinip bekâretimi kaybetmiştim. Ama yine aslımdan çok uzaklaşmamış, ahlak kuralları içinde yaşamaya gayret eden biriydim. Erkek arkadaşımla sevişmelerimiz esnasında beni çıplak görmesinden bile utanırdım. Ama bugün o kadar milletin içinde tanımadığım gençler beni yarı çıplak soymuş ve sikmişlerdi. Bunları düşünürken amım sulanmıştı, iç dünyamda savaşıyordum; benim bu durumda utancımdan yerin dibine girmiş, üzüntümden ölesim gelmesi gerekirken, zevk alıyordum. Acaba bir kadının bu durumdan zevk alması, üzülmemesi normal miydi?

Bir taraftan olanları düşünüp zevklenirken, acaba tekrar karşıma çıkarlar mı, bir yerde karşılaşsak tanırlar mı soruları kafamda dolaşıyordu. Ben sadece başta bakıştığım çocuğun yüzünü hatırlıyordum.
Ya peki otobüste biz kendimizden geçmiş şekilde sikişirken başka gören olmuş muydu?
Ya mahalleli?
Taksiden altım çıplak bir şekilde indiğimi gören, fark eden olmuş muydu?

Diğerleri neyse de, mahalleliyi her gün görecektim. Acaba taksici beni bulmaya çalışır mıydı, sonuçta beni eve getirmişti, yerimi biliyordu. Kafamda deli sorular vardı...

Olayın peşinden geçen birkaç gün kafamı toparlayamadım. Aklım hep o olaydaydı ve anlayamadığım bir şekilde zevkleniyordum. Ne olmuştu bana böyle, seksten başka bir şey düşünemez olmuştum, yalnız kalmak için fırsat kolluyor ve hep başıma gelen o olayı düşünüyordum. Bu arada bana hep ismimle hitap eden apartman görevlisi Hamit abi, 'Elif Hanım' demeye başlamıştı. Başta bu durumu garipsemedim, öylesine söylüyordur dedim. Ama ilerleyen günlerde de 'Elif Hanım' diye hitap etmeye devam edince, acaba ogün beni o halde apartmana girerken gördü mü diye düşünmeye başladım. Eğer öyle bir şey varsa çok kötü olacaktı. Sanki ben dışarıda orospuluk yapıyorum da, eve namuslu, efendi bir kız gibi girip çıkıyorum sanacaktı. Ben de kaç gündür hiçbir şey olmamış gibi adamın yüzüne pişkin pişkin gülüyordum. Adam benim hakkımda böyle düşünüyordu kesin...

Artık Hamit abi'ye görünmemeye çalışıyor, karşılaşınca da utanıp, ya konuşmadan, ya da kısa cevaplarla kaçıyordum. Erkek arkadaşım zaten evime tek tük gelir, genelde dışarda buluşuruz, ama ona da tembihledim eve kesinlikle gelmesin diye. Ayrıca o yaşadığım olaydan sonra erkek arkadaşıma da karmaşık duygular besliyordum. Benim bu durumdan zevk almam onu aldatmak sayılır mıydı, ya da benim bu durumda kaldığımı bilse halen benimle birlikte olur muydu, bilemiyordum. Bu sebeple biraz daha uzak duruyordum erkek arkadaşımdan. Arayıp sorunca da, "Okul, iş, çok yoruluyorum..." diye geçiştiriyorum...

Bu arada Hamit abi, ben kaçmaya çalıştıkça benimle daha çok ilgilenmeye çalışıyordu sanki. Ya da ben ondan kaçtığım için bana öyle geliyordu. Belki hiçbir şeyden haberi yoktu adamın. Ben böyle düşünüp kendimi rahatlattığım günün ertesinde akşam zil çaldı. Delikten baktım Hamit abi. Birden telaş yaptım, gitsin diye bekledim. Sanki benim kapıda olduğumu biliyor gibi bekliyordu. Tekrar zile bastı, ben nefessiz bekliyordum. Biraz sonra,
"Amına koduğumun orospusu çık da bir yüzünü göster bari, milletin yanında amın götün açık geziyon!" diye söylenip, sikini kaşıyarak yukarı kata çıktı, elinde makbuz vardı, aidat topluyordu.

Beni taksiden o halde inerken görmemiştir derken, şimdi bana bakarken neler düşündüğünü de öğrenmiş oldum. O adamla hergün böyle yüzleşemezdim. Başka bir yere taşınsam mı falan diye düşünüp, gece geç saatlere kadar internetten ev aradım. Ama kiralık ev fiyatları uçmuştu. Yatağıma uzandım, aklımda yine otobüsteki sikilişim geldi, elimi amıma attım ve hem o anı hayal edip, hem kendimi okşayarak boşalmaya çalışıyordum. Ama bu sefer hep Hamit abi'nin yüzü gözümün önüne geliyordu. Hayalimde, otobüste sikilirken arkama bakıyorum, beni sikenin Hamit abi olduğunu görüyorum,
"Orospu, bizi yiyormuşsun, bak seni nasıl milletin içinde kanırta kanırta sikiyorum!" diye söyleniyordu. Sanırım akşam duyduklarım beni etkilemişti.

Bu hayal ve Hamit abi'nin söylediklerinin etkisinde, ona bakışım değişmişti. Onu gördükçe, gözümün önüne o söyledikleri ve beni sikerken hayali geliyor ve ıslanıyordum. Artık kendimi tanıyamaz olmuştum. Önceden kaçmaya çalışırken, şimdi onunla karşılaşmak için fırsat kollar olmuştum. Atık Hamit abi bende takıntı haline gelmişti, hep olur olmaz yerlerde beni siktiğini hayal ediyordum. Sanki sevgilimmiş gibi hissediyordum. Hamit abi de sanki bunu fark etmiş, bana yakın davranıyor, ama tepkimi kestiremediği için ileri gitmiyordu. Hamit abiyle hayali sikişmelerim devam ederken, kimsenin olmadığı yerlerde oyunlar yapıyordum. Mesela asansöre bindiğimde, kata çıkana kadar eteğimi kaldırıp aynaya domalıyorum,
"Hamit, hadi aşkım, sik orospunu!" falan deyip fantazi yapıyorum. Kata yaklaşınca düğmelerimi çözüyorum, bazen eteğimin altından külotumu asansörde çıkarıyorum. Birinin görme tehlikesi beni çok azdırıyordu...

Artık bir adım daha ileri gitmeye ve oyunu kızıştırmaya karar verdim. Sınırlarımı zorlayacaktım. Yakalanma riski yüksek birşey yapmalıydım. Bir gün binaya gireceğim sırada Hamit abi kapının orda birşeyler yapıyordu, eteğimi arkadan çantamın kenarına sıkıştırdım ve farkında değilmişim gibi içeri girdim. Selam verdim,
"Kolay gelsin!" dedim. Teşekkür etti. Ben asansöre doğru ilerlerken,
"İş, okul nasıl gidiyor Elif hanım?" diye sordu. İstediğim olmuş, götümü fark etmişti ve belli ki yanında daha fazla kalmamı istiyordu.
"İyi abi, nasıl olsun..." diyerek muhabbet etmek üzere geri döndüm ve
"Çok yoruldum!" deyip merdiven basamağına oturdum. Götüm açıkta olduğu için soğuk betona deyince bir an irkildim, ama bozuntuya vermedim.

Havadan sudan biraz konuştuktan sonra,
"Neyse, ben yorgunum, gidip bir duş alayım kendime geleyim!" deyip ayaklandım. Kalktığımda götümü tekrar görmüştü, üstüne üstlük bir de duş almaktan bahsedince, belki de beni çıplak hayal edecekti. Ben nasıl onun beni sikişini hayal ediyorsam, o da beni hayal edecek, hayallerde buluşacaktık. Asansöre bindim, kapı kapanır kapanmaz elimi amıma attım, kata çıkana kadar okşadım. Eve girdim ve küveti doldurmaya başladım. Sıcak suda uzanıp gevşeyip, bir taraftan da kendimle oynayıp Hamit abinin beni sikişini hayal edecektim...

Bir saat olmamıştı ki zil çaldı, ben halen küvetteydim, sudan hiç çıkmak istemiyordum. Ama birden, ya Hamit abiyse deyip çıktım, üzerime bornozumu geçirip kapıya vardım. Delikten baktım, oydu. Acayip heyecanlanmıştım. Kapıyı açtım. Hamit abi,
"Çöpleri topluyordum da Elif hanım..." dedi. Halbuki çöpler sabahları toplanıyordu, kesin beni görmeye gelmişti.
"Duştaydım, hazır değil, gel içerde bekle, hem soluklanmış olursun." dedim. Hiç ikiletmeden girdi içeri. Salonu gösterip,
"Sen otur, ben hazırlıyorum!" dedim ve mutfağa geçtim.

Hayalime hiç bu kadar yakın olmamıştım. Bu fırsatı değerlendirmeliydim. İki bardak meşrubat doldurup salona geçtim, birini ona verdim.
"Şunu içeyim de öyle hazırlayım çöpü..." diyerek karşısına geçip oturdum, biraz teşhircilik yapacaktım. Yine havadan sudan konuşmaya başladık. Ben bacaklarımı açıp kapatarak sallıyordum ve ondan bir adım bekliyordum. Ama Hamit abi çekindiğinden midir nedir bilmem, bir türlü birşey yapmıyordu. Acaba kendi takıntımdan mı öyle oldu, yoksa adam benimle ilgili böyle şeyler düşünmüyor mu diye daha ileri gitmeye çekiniyordum. Zaten yeniye kadar erkek arkadaşımla bile sevişmeyi ayıp sayan ben, şimdi elin adamına kendimi siktirmek istiyordum, ama o hiç oralı değil gibiydi...

Hamit abi meşrubatını bitirip,
"Gideyim ben, çöpü yarın alırım!" diyerek kalktı. Tam kapıya yöneldiğinde, kendimde değilmişim de başka biri beni kontrol ediyormuş gibi arkasından yetişip koluna sarılarak, "Gitme Hamit abi, sana ihtiyacım var!" deyip bornozumu çıkardım. Adamın karşısında çırılçıplak kalmıştım ve bu hareketimle resmen yalvarmıştım beni sikmesi için. Ama şimdi ya terslerse diye aklımdan geçerken,
"Orospuummm!" deyip, kucakladığı gibi salondaki kanepeye attı beni. Üstüme bir atladı ki inanılmaz! Dudaklarıma yapıştı, bir taraftan memelerimi, bir taraftan götümü elliyor, sıkıyor. Kıtlıktan çıkmış gibi nereme saldıracağını şaşırmış bir haldeydi. İri yarıydı, altında eziliyordum, ama inanılmaz zevk alıyordum, hiçbir şey umurumda değildi...

Ben çırılçıplaktım, ama Hamit abi giyinikti, onu üzerimden iterek kanepeye oturttum. Ben de kucağına oturdum ve gömleğini çıkardım, izlediğim filmlerdeki gibi göğsünü öperek ve okşayarak, pantolonuna geldim ve kemerini, fermuarını açıp, sikine ulaştım. Cüssesi kadar iri değildi siki. Külotundan kurtarıp elimle oynamaya başladım, sonra da ağzıma aldım. Hamit abi ellerini ensesine koyup arkasına yaslandı, yüzünde zevkli bir gülümseme vardı. Onu memnun etmek için bütün hünerimi göstermeye çalışıyordum. Siki kazık gibi olmuştu,
"Yeter oynadığın orospu!" diyerek beni kaldırdı. Bir çırpıda pantolonuyla beraber külotunu çıkardı ve beni kucakladığı gibi yatağıma götürdü. Artık işin zevkini çıkaracaktık...

Beni yatırdı ve
"Evet küçük orospu, şimdi Hamit'le tanışma vakti!" diyerek sikini amıma hizaladı. Ve birden kökledi. Siki çok büyük değildi, ama birden amıma girince bir ah çektim.
"Ne oldu, böylesi denk gelmedi mi orospuma?" dedi. Bana orospu demesi hoşuma gidiyordu. Zaten kapının dışında orospu diye söylendiğini duyduktan sonra ona sikilmek için yanıp tutuşmaya başlamıştım. Amımda gidip gelmeye başladığında, ben de zevkin kollarına bıraktım kendimi. Memelerimi hoyratça avuçlayıp sıkıp ağzına alıyordu. Ben de bacaklarımı beline dolayıp mengene gibi sıkmaya başladım, sanki bacaklarımla kendime doğru çekip daha derinlere girmesini istiyordum...

O pozisyonda yorulmuştu, beni domaltıp arkama geçti ve amıma köklemeye başladı. Öyle sert sikiyordu ki, taşakları götümün yanaklarına çarpıyor,
'Şak, şak, şak' sesler çıkarıyordu. İnlemeye başlamıştım, orgazm oluyordum. İnlemelerim onu daha da azdırdı, götümü tokatlamaya başladı.
"Amına kodumun orospusu, parçalayacam seni!" diyordu. Aşağılanmak daha da azdırıyordu beni. Ben çoktan orgazm olup boşalmıştım, ama o halen hırsla pompalıyordu...

Ben inleyerek ikinciye orgazm olurken, o da hızlandı. Boşalacağı esnada içimden çıktı ve belime fışkırttı döllerini. Sonra da üzerime yığıldı, kaldı. Yorulmuştum, ama değmişti...

Biraz dinlendikten sonra saatine bakıp,
"Geç kaldım, beni oyaladın orospu!" deyip kalktı, aceleyle giyindi ve çıkıp gitti. Ben, bana sarılacak, güzel şeyler söyleyecek diye beklerken, oyaladığım için beni suçlayıp gitmişti. Göt gibi kalmıştım. Ucuz bir orospuya bile yapılmazdı bu! Beni ne sanıyordu ki? İçimi bir tiksinti kapladı ona karşı. Yani ben gencecik bir kız olarak ona kur yapmıştım, o kadar teşhircilik yapmıştım, erkek olarak bir adım bile atamamış, yine ben adeta yalvarmıştım beni sikmesi için.

Normalde onun benim gibi birini yatağa atabilmek için ne kadar uğraşıp, benim onu beğenmemem, yada nazlanmam gerekirken, öküzün yaptığına bak! 

Cezalandırma, Erotik Hikaye, Fantazi, Gerçek Hikayeler, Seks Hikayeleri, taciz, Teşhir, Türkçe seks hikayeleri, 

http://juicywetpeach.blogspot.com.tr/

Resmen Yarak Hastası Oldum! (1. Bölüm) -Alıntı-

Resmen Yarak Hastası Oldum! (1. Bölüm)


Merhaba, adım Elif, 23 yaşındayım. Bundan 4 yıl önce üniversite okumak için İstanbul’a geldim. Liseye kadar okuduğum şehirde tutucu bir ortamda yetiştim. Yine de çok baskı altında olduğumu, ya da bu durumdan şikâyetçi olduğumu söyleyemem. Ama İstanbul’a geldikten sonra, nerdeyse hiçbir şey yaşamadığımı, ne kadar monoton bir hayatım olduğunun farkına vardım. Başta kendim gibi içine kapanık taşralı kızarkadaşlarım vardı, ama zamanla hem onlarda değişmeler, hem de benim ortamımda değişmeler oldu. Üniversitedeki birinci yılımın sonunda ders çalışamadığımı bahane ederek eve çıkmak istedim. Ailem ilkin sıcak bakmasa da, derslerim için iyi olacağında direterek müsadeyi kopardım. Eve çıkınca masraflarım arttığı için bir mağazada önce part time, sonra full time çalışmaya başladım. Derslerim de fena değildi, yani en azından okulu normal sürede bitirebilecektim. Bu süre zarfında erkek arkadaşlarım oldu ve bakireliğimi kaybettim. Ama yoğun bir seks hayatım yoktu.


İstanbul’da iş çıkış saatlerinde otobüslerin nasıl dolu olduğunu bilirsiniz. Böyle bir akşam işten eve dönmek için otobüse bindim. Şoförün ısrarlarıyla arkalara ilerledik. Arka kapının oraya kadar vardım ve rahat gitmek için bir alt basamağa geçtim ve demire yaslandım. Üzerimde dizimin az üstünde bir etek, içimde gömlek ve üstümde de parkem vardı. İçeride insan yoğunluğundan camlar hep buğulanmıştı. İnsanlara bakarak vakit geçiriyordum. Arkalarda 6-7 kişilik bir grup vardı, kendi aralarında muhabbet ediyorlardı. Voleybol veya Basket takımından gibiydiler, hepsi de eşofmalıydı ve yanlarında spor çantaları vardı. Sanırım maçtan veya idmandan dönüyorlardı.


Ben dalmış bir halde onları incelerken, bir tanesinin bana baktığını fark ettim ve o an için göz göze geldik. İçimden, (Sıkılmayacağım, onunla bakışırken yolculuk zevkli geçecek!) diye geçirdim. Birbirimize kaçamak bakışlar atıyorduk. Bir müddet sonra çocuk arkadaşlarının yanından ayrılıp bana doğru geldi. Ben böyle bir şey beklemiyordum. Ben sadece ona bakarak yolumu tamamlamak niyetindeydim. Yanıma gelince utandım, muhabbet açmasın diye arkamı döndüm. İşte burada büyük bir hata ettiğimi sonradan anladım.


Benim arkamı dönmemi tamamen yanlış anlayıp, arkama yanaştı. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştum sanki. Arkamdan yaslanmaya başladı. Hiçbir şey düşünemiyordum, utancımdan kıpkırmızı kesilmiştim. Aklımdan türlü şeyler geçiyor, ama kılımı bile kıpırdatamıyordum. Benim bu tavrımdan cesaret almış olacak ki iyice sokuldu bana. Nefesini ensemde hissediyordum. Birşeyler fısıldadı, ama bir kelime bile anlamadım. Bir müddet sonra şoku atlattım, ama ne yapmam gerektiğine karar veremiyordum. Daha bir saatlik yol vardı. Sonunda, farklı bir heyecan olur, hem kalabalıkta kimse de farkında değil, zaten bir basamak da alttayız diye düşünerek, işi oluruna bıraktım. En fazla çocukla biraz oynaşır, zevklenirdim. Ben aklımdan bunları geçirirken bizimkisi ellerini kullanmaya başladı. Hafifçe popomu okşuyordu. Bir süre sonra sıkıp bırakmaya başladı, baya ön sevişmeye doğru gidiyordu olay...


Hafiften ıslanıyordum. Ve popomu oynatmaya başladım. Benden işareti alır almaz elini eteğimin altına doğru attı. Eteğim aşağıda olduğu işim elinin yetişeceği yere kadar sıyırarak bacaklarımı okşamaya başladı. İş daha da ilerliyordu ve benim aldığım zevk de artıyordu. Bir göz gezdirdim, kimse bizim farkımızda değildi, ya da ben öyle olmasını istiyordum. Arkamdaki genç belli ki az şeyle mutlu olmasını bilen biri değildi. Çünkü bu da ona yetmemiş ve eteğimi iyice yukarı sıyırıp, kalçalarımı okşayıp sıkmaya başlamıştı. Bense iyice kendimden geçiyordum sanki. Tanıdığım biri beni bu halde görse ne yapardım. Evet, seks tecrübelerim vardı, ama çıplakken erkek arkadaşımın izlemesi bile beni utandırırdı. Hâlbuki şu anda bir halk otobüsünde, yüzden fazla kişinin arasında, popom kabak gibi açık ve tanımadığım biri tarafından okşanıyordu. Aşırı derecede tahrik edici bir durumdu benim için. Sırılsıklam olmuştum. O haldeyken bana arkadan iyice kenetlenip, iki eliyle birden göğüslerimi okşamaya başladı. Tanrım, resmen sevişiyorduk. Çok zor durumdaydım, ayaklarım beni taşımıyordu. Demire yapıştım iki elimle.


Biz o durumda iken, iki kişi yaklaştı yanımıza, arkamdaki gencin arkadaşlarıydı. Ben kimse görmüyor sanırken, meğer onlar bizi izliyormuş. Başımdan kaynar sular döküldü sanki. Ne yapacağımı, ne edeceğimi bilemiyordum, yüzüm kıpkırmızıydı. Arkadaşları gelince arkamda genç ellerini göğüslerimden çekti ve elini üstten külotumun içine daldırıp, amımla oynamaya başladı. Birden bacaklarımın arasında, el olmadığını anladığım bir şeyin sıcaklığını hissettim. Aman Tanrım, çocuk bir eliyle amımı kurcalarken diğer eliyle sikini çıkarmış ve bacak arama sürtüyordu. Neler oluyordu böyle? Yanımızdaki arkadaşları da milletin bizi görmesine engel olduğu için arkamdaki iyice rahat hareket etmeye başlamıştı. Nasıl sikini öyle çıkarabilirdi aklım almıyordu. Ama kendi halimi de düşününce, bu çok da garip değildi sanki...


Bir taraftan diğerleri de hareketlenmeye başladı. Direğin diğer tarafında benim önümde duruyorlardı. Bir taraftan etrafı kollarken bir taraftan göğüslerimle oynamaya başladılar. Bu ara da arkamdaki geri çekildi, ne oldu ki diye düşünürken, külotumu aşağı doğru çekti. Ne gerek vardı şimdi buna? Zaten sürtünüyordu çıplak sikiyle, daha ne istiyordu ki? Olamaz! Yoksa sikecek miydi beni milletin ortasında? Önümdekilerden biri aşağı eğildi, ne oluyor derken külotumu ta aşağı indirip, teker teker ayaklarımı kaldırarak tamamen çıkardı. İş çığırından çıkmıştı artık, bu duruma bir son vermeliydim. Ama ne yapacaktım ki? Bağırsam, bir şey desem, külotumu onlara vermiştim, şimdi kime ne diyebilirdim ki? Ben bu düşüncelerdeyken, önümdekiler huzursuzlandığımı fark edip, direnmeyeyim diye iki elimle de direğe tutturup, ellerimin üzerinden tuttular. Bu halde ellerim hareket edemiyordu. Uysal bir koyun gibi her şeye razı bir şekilde olacakları beklemeye başladım...


Arkamdaki, külotum da olmadan sikini amıma sürtmeye başlamıştı bile. Ben birilerinin bizi fark edip rezalet çıkacağı için korkuyordum, ama bu korku nedense beni çok daha fazla azdırıyordu. Ve beklenen oldu, arkamdaki sikinin başını amıma dayadı! Anladım ki içime girecek ve beni ortalıkta sikecekti. Önümdekilerin de yardımıyla hafifçe öne doğru eğildim. Eteğim belime kadar sıyrılmış, külotum çıkmış, şimdi amım götüm meydandaydı. Arkamdaki genç yavaşça içime girmeye başladı. Çok zorlanmadım, ama sikinin şimdiye kadar olan erkek arkadaşlarımınkinden büyük olduğunu hissedebiliyordum. Yavaşça gidip gelmeye başladı. Acayip zevk alıyordum, önce dibine kadar sokuyor, sonra tamamen çıkarıyor, sonra tekrar sokuyordu...


Bu şekilde ilk defa sikiliyordum, ama çok zevkliydi. Ben bu duygu ve zevk yoğunluğundayken, hiç farkında bile varmadan diğer arkadaşları da yanımıza geliş ve takım toplanmıştı. Kapının orayı 6-7 kişi tamamen kapatmışlar ve otobüsün geri kalanıyla olan bağlantıyı kesmişlerdi adeta. Şimdi tamamen ellerindeydim. Bu arada arkamdaki yakışıklı beni sikmeye devam ederken, elini belimden çekip, eteğimin fermuarıyla oynamaya başladı. Ne yapıyordu ki, eteğim zaten yok misali belimdeydi ve götüm açıktaydı. Bir an sikini tamamen amımdan çıkardı ve geri çekilir gibi oldu. O sırada başka biri eteğimi aşağı doğru indirdi. Aynı külotumu yaptıkları gibi, ayaklarımı birer birer kaldırarak eteğimi tamamen çıkardılar. Külotum neyse de, eteğimi de onlara kaptırmıştım ve şimdi daha kalabalıklardı. Eteğimi mutlaka ellerinden almalıydım, yoksa ne yapardım? Eteğimi almak için bu saatten sonra bağırıp çağıramazdım, yoksa millet beni o halde görse ne derlerdi, rezil olurdum. Uslu bir kız olup olacaklara katlanacak ve insaf edip hiç olmazsa eteğimi vermeleri için yalvaracaktım.


Bu arada arkamdaki genç hızlanmaya başladı, sanırım gelmek üzereydi. Ve titreyerek içime boşaldı. Hemen bir başkasıyla yer değiştirdiler, arkama başka biri geçti ve sikini amıma yerleştirdiği gibi pompalamaya başladı. Bir taraftan önümdekiler de göğüslerimle oynuyordu. Hiç tanımadığım bir grup gencin ortasında, belimden aşağısı çıplak bir şekilde sikiliyordum. Yarım saat öncesine kadar mazbut bir Anadolu kızıyken, olaylar beni ne hale sokmuştu!


Gençler çaresizliğimin farkındaydılar ve hiçbir şeyi umursamadan durumun keyfini çıkarıyorlardı. İki tanesi önümdekilerle yer değiştirdi ve göğüslerimle oynamaya başladılar. Az sonra da gömleğimin düğmelerini çözmeye başladılar. Ben bağırmak istediğim halde, kimseyi uyandırmamak için fısıldayarak yalvarıyordum, "Lütfen yapmayın!" diye. Ama sanki bu onların daha da hoşuna gidiyordu. Ellerimden tuttukları için engel de olamıyordum. Gömlek düğmelerimi de çözdüler ve biri arkamdan sutyenimin kopçalarını gevşetti, öndekinin çekmesiyle sutyenim de ellerine geçti. Parkamla birlikte gömleğimi omuzlarımdan aşağı doğru sıyırmaya başladılar. Tam onları da çıkaracaklar, çırılçıplak kalacağım diye düşünürken, orda kaldılar. Nedenini bilmiyorum ama, buna ne kadar sevindim, anlatamam. Bir grup gencin ortasında, nerdeyse çırılçıplak kalmıştım ve sikiliyordum, ama bu halime bile sevinecek duruma gelmiştim.


Bu arada arkamdaki boşalmış ve yerini bir başkası almıştı. Önümdekilerden biri sikini çıkardı ve demirin üstünden başımı aşağı bastırarak sikini ağzıma verdi. Çaresizliğimden ve eteğimi geri alabilmek ümidiyle onu memnun edebilmek için nasıl sakso çekiyorum inanamazsınız. Bu şekilde kendi aralarında dönüşümlü olarak beni amımdan ve ağzımdan sikmeye devam ettiler. Şimdi aklıma geliyor da, iyi ki o arada hiç arka kapıdan inmek isteyen olmadı. İneceğim durağa gelmiş miydim, ne kadar zaman olmuştu bineli, inanın hiçbir fikrim yoktu...


Birden kapının ışığı yandı. Aman Tanrım birileri inecekti ve şimdi her şey anlaşılacaktı, mahvolmuştum. Derken elimi bıraktılar, arkamdaki halen sikmeye devam ediyordu. Otobüs yavaşladı ve bir süre sonra durdu. Arkamdaki de sikini amımdan çıkarıp, eşofmanını düzeltti. Ben eteksiz ne yapacağım diye düşünürken, beni kollarımdan çekiştirerek otobüsten indirdiler. Meğersem onlardan birisi basmış düğmeye, çünkü bizden başka inen olmadı.


Ohhh! İndiğimiz durak bir parkın kenarındaydı ve çok kalabalık değildi. Tam eteğimi isteyecektim ki, eteğimle uzaklaşmaya başladılar. "Hey! Nolur eteğimi verin bari, bu halde nasıl gideceğim?" diye seslendim. Bir tanesi, "Yavrum, eteğin bu muhteşem dakikaların hatırası olarak bizde kalacak, hem bu halinle çok sexysin!" deyip arkadaşlarının arkasından yürüdü gitti...


Parkem popomu tam örtmüyordu. Nasıl insanların içinden geçecektim, eve nasıl varacaktım? Parkemle önümü güzelce kapattım, ama aşağısı o biçimdi. Üzerimde bir parke, altımda görünen sadece bir deri çizme, tam bir hayat kadını gibi görünüyordum. Ama zaten az önce olanları kaç tane hayat kadını yaşamıştır ki?


Biraz aklımı topladım, en iyisi taksiydi. Bir taksiye atlayıp evin adresini söyledim. Taksici aynadan bana bakıyordu. Altımda bir şey yoktu, kısa parkeyle de oturunca her şey meydandaydı, neyle kapatacaktım? Yapacak birşey yoktu, hiç oralı olmadım...


Apartmanın önünde taksiden indim. Sanki ben görmeyince kimse de beni görmeyecekmiş gibi, kafamı öne eğip etrafıma bakmadan binaya girdim...

Devam edecek...

2 sik, Azgın, Cezalandırma, Erotik Hikaye, Grup seks, otobüste, Porno hikaye, Seks Hikayeleri, 

www.juicywetpeach.blogspot.com.tr



Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 15)

(Bu bölüm daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır. Tüm bölümlere aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz)



Nagihan'la görüşmelerimiz sıklaşırken çekingenliklerinden de yavaş yavaş kurtuluyordu. Öğrenmek istediklerini benimle rahatlıkla paylaşır olmuştu. Birgün bana,
"Abla, o şeyi nerden aldın?" diye sordu. Vibratörden bahsediyordu. Bu soruya cevap vermek istemiyordum, onun için,
"Yoksa sen de mi almak istiyorsun?" dedim. Nagihan birşey demedi, ama belli ki gerçek olmasa bir yarrağa sahip olmak istiyordu. İsterse kendisine verebileceğimi söyledim.
"Ciddi misin abla?" derken Nagihan'ın gözlerindeki parıltıdan bunu çok istediği belli oluyordu. "Seni mi kıracağım!" diyerek gittim sakladığım yerden alıp getirdim. Vibratörüı kendisine verdiğimde mutluluğu görülmeye değerdi. Çok sevinmişti, heyecanı anlatılır gibi değildi, defalarca teşekkür etti. Sonra da evdeki işleri bahane edip gitmek için müsade istedi. Kapıdan çıkarken gözleri ışıldıyordu.
"Görüşürüz!" diyerek arkasına bakmadan dairesine inerken, içimden (Orospuya bak, denemek için bir an önce gitmek istedi!) diye geçirdim. Şaka amaçlı,
"Fazla kullanma, bana da lazım!" diye seslenince, dönüp gülümsedi...

Günler sakin bir şekilde geçiyordu. Çocuklar yaz tatili için memleketteydiler. Kocam ise herzamanki gibi işine gidip gelirken, ben de internette daha çok vakit geçirmeye başlamıştım. Bir akşam eve erken geldiğinde ben internette okey oynuyordum.
"Karıcığım dikkatli ol, internet sapıklarla dolu, başına iş alma!" dedi. Kocam ilk kez böyle konuşuyordu.
"Korkma canım ben kendimi korurum! Hem bana kim bakar ki?" dedim. Kocam gayet ciddi bir üslupla,
"Öyle deme! Çok güzel bir kadınsın! Senin gibi bir kadınla kim olmak istemez ki!" diye karşılık verdi. Böyle konuşması tuhafıma gitmişti. Tebessüm ederek kendisine bakınca, kocam sırıtarak,
"Ooo, hoşuna gitti galiba? Bilmediğim bir şeyler mi var?" dedi.

Kocam sert bir yapıya sahip olduğu için kendisine karşı herzaman dikkatli olmuşumdur. Ama şimdi bütün bunları söylerken oldukça rahat bir tavır sergiliyordu. Aramızda daha önce hiç böyle konuşma olmamıştı. Bu durum tuhafıma gitmişti. Fantezi mi yapıyordu, yoksa ağzımı mı yokluyordu anlamak mümkün değildi.
"Ne alakası var! Gördüğün gibi sadece okey oynuyorum! Hem o tür şeylerden anlamam ben!" dedim. Ama kocam tepemde dikilmiş, sataşmasını sürdürürken beni izliyordu. Birden elini uzatıp göğüslerimle oynamaya başladı. Gözü profildeki resmime takılınca,
"Böyle resimler koyarsan asılan çok olur!" dedi. O esnada oyunculardan biri de arkadaşlık isteğinde bulununca,
"Bak gördün mü!" dedi. Ben de,
"Ne var bunda?" diyerek bunun normal olduğunu anlatsam da, kocam,
"Tabii tabii, ne demezsin!" diyerek tebessüm ediyordu. Aklı sıra birşeyler ima etmeye çalışıyordu. Ben ise,
"Ben böyle şeylerden anlamam!" diyerek karşı çıkıyordum.

Genç kızlığımda yaşadığım bir anımı kendisiyle paylaştığım için hakkımda farklı şeyler düşünebilirdi, ama artık çok geç kalmıştı. Çünkü At'ı alan Üsküdar'ı çoktaaaan geçmişti. Yediğim yarrakların haddi hesabı yoktu. Aldatıldığını bir bilse kimbilir neler olurdu neler. Eminim dudağı uçuklardı. Kocam belli ki bana zarf atıyordu, ama bunun için daha çok çalışması gerekiyordu.

"Senin yüzünden doktora bile gidemiyorum, hep arkadan yapıyorsun, götümü folloş ettin!" dediğimde duymuyordu bile, halen göğüslerimle ilgileniyordu. Üzerimde kısa kollu bir tişört, altımda eşofman vardı, Sütyen takmamıştım. Kocamın bir eli göğüslerimle ilgilenirken, diğer eli de sırtımdan kalçalarıma kadar inmişti. Elini eşofmanımın içine daldırdı ve götümün yanaklarını avuçladı. Bunu yapması hoşuma gitmişti, ona yardımcı olmak için kalçalarımı geriye doğru çıkardım. Elini götümün yanakları arasına sokup amımı avuçladı. Bir eli amımı avuçlarken, diğer eli göğüslerimi okşamaya devam ediyor, aynı zamanda kulak mememi ve boynumu öpmeyi de sürdürüyordu.

Daha önce hiç böyle yapmamıştı, bunu yapan kocam değil de sanki bir başkasıydı. Ama hoşuma gidiyordu. Amımdan sızan sular avucunun içine akıyordu. Parmaklarını amımın içine daldırmaya başladı. Islanmış parmaklarıyla amımda git gel yaparken, ben de kalçalarımı oynatıyordum. Bilgisayarın koltuğunda oturmuş okey oynamaya çalışırken aklım bacak aramdaydı. Bir müddet amımı parmakladıktan sonra, amımdan akan suları o çok sevdiği göt deliğime yedirmeye başladı. Parmağı dairecikler çizerek göt deliğimde girdi. Bir parmak, iki parmak derken, üç parmağını götüme sokup ileri geri oynatmaya başladı. Ne yalan söyleyeyim bundan zevk alıyordum. Birkaç dakika götümü parmakladıktan sonra parmaklarını geri çekti. Anlaşılan daha fazla beklemek niyetinde değildi. Kemerini çözüp pantolonunu ve donunu indirdiğinde yarrağı iyice sertleşmiş, dimdik duruyordu. Aslında kocamın yarrağı fena sayılmazdı, ama erken boşaldığı için sorun yaşıyordum.

Beni ayağa kaldırıp, önce eşofmanımı ardından külotumu indirdi, Bilgisayarın koltuğuna ters oturmamı istedi. Dediğini yapıp koltuğa dizlerimin üzerine oturduğumda kalçalarım geriye doğru çıkmıştı. Hemen arkama geçti ve oyalanmadan yarrağını amıma kökledi.
"Ohhhh!" diye inledim, içimde sıcaklığını hissetmek çok güzeldi. Belimden iki eliyle tutup ileri geri hareket etmeye başladı. Amıma giren her şeyden zevk alırım, hele bu giren şey yarrak olursa daha da zevkli oluyor. İyice sulanmış olan amıma hızlı hızlı girip çıkmaya başladı. Böyle devam ederse kısa zamanda boşalabilirdim, ama çok geçmeden yarağını amımdan çıkardı. "Ne yapıyorsun? Devam etsene!" dedim. Kocam ise pis pis sırıtarak,
"Devam edeceğim, ama başka yerden!" dediğinde,
"Zaten şaşardım! Ama öyle 2 dakikada boşalacaksan ordan sokma!" diyerek kendisini ikaz ettim. Bunu istemediğim için değil, doymak istediğimdendi. Bazı erkekler göt sikerken fazla dayanamıyordu, kocam da bunlardan biriydi...

Ben dizlerimin üstünde domalmış halde koltuğun kollarından tutunurken, kocam götümün yanaklarını avuçlamaya başladı. Bir müddet okşadıktan sonra nefesini götümün yanakları arasında hissettim. Kocam daha önce yapmadığı şeyi yapıyordu, göt deliğimi yalıyor, diliyle içime girmeye çalışıyordu. Kocam götümün yanaklarını iyice gerdiğinde ben de kendimi sıkmayı bıraktım. Şimdi, normal şartlarda bile şişenin ağzı kadar açık olan göt deliğime dilini sokabildiği kadar sokuyordu. Bu duyguyu anlatmak istesem de anlatamam, hoş ve değişik bir duygu. Devam etmesi için kendimi iyice arkaya veriyordum. 10 dakika kadar devam ettikten sonra doğruldu, ön tarafıma geçip yarrağını ağzıma verdi. Yumuşamak üzere olan yarrağını emmeye başladım. Kısa sürede sertleşince, ağzımdan çekip tekrar arkama geçti...

Islanmış ve kayganlaşmış olan göt deliğime yarrağının başını ayarlayarak yüklendi. İlk anda hoş bir yumuşaklık hissettim. Direnci kırılan göt deliğim fazla dayanamamış, kapısını ardına kadar açıp yarrağı içeri davet etmişti. Tuhaf bir duygu yaşıyor ve aldığım zevkle ürperiyordum. İçimden (Umarım uzun süre dayanır da, ikimiz de zevk alırız!) diye geçiriyordum ki, hızla git gel yapmaya başladı. Böyle devam ederse biliyordum ki çok çabuk boşalacaktı. Hemen boşalmasını istemiyordum, ben de zevk almak istiyordum. Neyse ki yavaşladı. Şimdi yarrağını yavaşça geri çekiyor, sonra da yine yavaşça köküne kadar sokuyordu götüme. Artık dinlenerek sikmeye başladı. Çıkarken değil de, yarrak götüme girerken daha çok zevk alıyordum...

Nazmi'nin yarrağına göre kocamın yarrağı çok daha inceydi, ama yine de zevk veriyordu. O an bile Nazmi'yi hayal ediyordum. Ondan aldığım zevki kocamdan alamıyordum. Kocam hemen boşalacak diye endişe ediyordum hep. Oysa Nazmi bezginlik verecek kadar sikmeye devam ederdi. Zorlayan kalınlık acı verse de, bir müddet sonra zevke dönüşürdü. Ben bunları düşünürken kocam götümü yavaş yavaş sikmeye devam ediyordu. Göt deliğim iyice gevşemişti.
"Çok güzel götün var! Eskiden çok dardı, oysa şimdi..." derken lafını kesip,
"Amım varken, hep götümüi sikersen olacağı buydu!" dediğimde, kocam,
"Önceden neler çektirdin bana, ama şimdi karşı bile çıkmıyorsun!" dedi.

Böyle söylemesi canımı sıkmıştı. Kocamın bu tür konuşmaları hoşuma gitmiyordu. Oysa yabancı bir erkek bu tür söylemler yapsa da rahatsızlık duymazdım.
"Konuşma sadece sik beni!" dedim. İki eliyle belimden tutmuş kendine çekerken yarrağını dibine kadar sokup çıkarmaya başladı. Ben de o sırda klitorisimi sıvazlıyordum. Yarrağı gerilmiş bir Yay gibiydi, sertliğini hissediyordum. Belini ileri iterken ben de kalçalarımı geri ittiriyordum. 'Şlapp, şlap, şlap!' sesleri odada yankılanıyordu. İlk kez kocamdan önce boşalacağımı hissettim. Şehvetli sözler ağzımdan çıkarken kocam da hızlanmaya başladı. O an kasılmaya başladım.
"Ooohh! Oohhh! Devam et! Devam et! Ohhh! Çok güzel! Çok güzeel! Ohh! Ohhhh! Oooğğğhhhhh!" diye inleyerek büyük bir zevkle boşalıyordum. Boşalırken kasıldığım için götümdeki yarrak da sıkışıyordu. Bu durum kocam daha çok zevk vermiş olmalı ki, o da dayanamadı ve sıcak döllerin içime aktığını hissettim...

Hem boşalıyor hemde gidip geliyordu. Boşalttığı döller deliğimi daha da kayganlaştırmıştı. O sırada götümden sesler çıkıyordu. Yarrak gevşediği için çevresinden çıkan hava bu seslere sebep oluyordu. Rahatlayan kocam yarrağını geri çekince elimde olmadan osurdum. Götümü sıkamadığım için külotu göt deliğimin üzerinde tutup yerimden doğruldum. Kocam banyoya giderken, ben de tuvalete girdim. Kocam banyo yaparken, ben de 'Zart, zuurt!' sesleri eşliğinde içimdeki dölleri boşalttıyordum...

O gün götten sikilerek de olsa rahatlamış, kendime gelmiştim. Nedenini bilmiyorum ama, bu mevsimde daha istekli daha arzulu oluyordum. Kısa süren sikişmeler beni daha da azdırıyordu. Aklım hep bacaklarımın arasında oluyordu, her an içime bir şeylerin girdiğinin hayalini kuruyordum. Günler böyle geçerken, evde yanlız olduğum zamanlar ya porno izliyor, ya da masturbasyon yapıyordum...

Çarşamba günü tanımadığım bir numara aradı. Karşımdaki kişi bana ismimle hitap edince, "Siz kimsiniz? Adımı nerden biliyorsunuz?" dedim. Telefondaki kişi,
"Ben Kemal!" dediğinde hatırladım. Kemal'le Nazmi sayesinde tanışmıştım, beni siken ikinci erkekti. Mavi gözlerini unutmam mümkün değildi, bakışları oldukça etkiliydi. İster istemez elim bacaklarımın arasına kaymış onu dinliyordum. Kemal,
"Ne yapıyorsun Nesrin hanım? Uzun zamandır görüşemiyoruz!" dedi.
"Evet, öyle oldu!" dedim. Nedenini sordu. Bilip bilmediği hakkında hiç bir fikrim yoktu, ama yine de anlatma gereği duydum. Olanları anlattığımda, bana hak vererek Nazmi'yi suçladı...

Nazmi hakkında bir müddet konuştuktan sonra eski günlere dönmüştük. Kemal,
"Çok güzel birisin Nesrin!" diye iltifatlar ediyordu. Konuyu nereye getirecek diye düşünürken, "Seni çok özledim, buluşmamız mümkün mü?" dedi. O an ne diyeceğimi bilemedim. Dilim tutulmuştu, boğazım kurumuş, yutkunamıyordum. Kalbim küt küt atarken, yarım yamalak bir dille,
"Şeyy, ben artık kocamı aldatmak istemiyorum!" diyebildim. Amacım ısrar etmesini sağlamaktı. Zaten düşündüğüm gibi de oldu,
"Hadi ama, lütfeen!" diye ısrar ediyordu. Yalandan,
"Olmaz, yapamam!" falan diyordum. Ama daha fazla naz yapmam yersizdi, "İyi, tamam, buluşalım!" dedim.

Kemal, "Senin için hangi gün uygun?" dedi. En uygun gün Salı idi, ama önümüzdeki Salı desem bir hafta beklemem gerekecekti. O kadar beklemek istemiyordum.
"Biliyorsun ben evli bir kadınım, öyle her istediğim gün dışarı çıkamıyorum! Aslında yarın AVM'ye gidecektim..." dedim. Kemal,
"Ne güzel işte! O zaman yarın buluşabiliriz!" dedi. Bir hafta beklemek istemiyordum, zaten adet günüm de yaklaşıyordu. Biraz düşündükten sonra,
"Sen bilirsin!" dedim. Kemal,
"Beni kırmadığın için çok teşekkür ederim Nesrin hanım! İnan bana, çok güzel vakıt geçireceğiz!" dedi.

Teşekkür etmesi gereken biri varsa o da bendim. Bir erkek tarafından istenmek çok hoştu. Kemal 2 metreye yakın boyuyla hem yakışıklı hemde çok güçlüydü. Ayrıca kocaman bir yarrağa sahipti. Üstelik genç bir kız değildim ki yarraklardan korkayım. Amımla götüm ne kadar uyarsa o kadar istiyorlardı.

Kemal'le yarın buluşacağımız yer ve saatte sözleştikten sonra teli kapadık. Bu durum bile bacaklarımın arasını sulandırmıştı. Ama enerjimi korumam gerektiği bildiğim için kendimi frenlemiştim. Hava oldukça sıcaktı. Banyoya geçip soğuk suyla duş aldıktan sonra kurulanıp balkona geçtim. Yarın olacak olanları düşünürken beyin jimnastiği yapıyordum ki, sokaktan gelen sesler üzerine dikkatim dağıldı. Eğilip baktığımda çocuklar top oynuyordu. Bağrışmaları sokakta yankılanırken gözüm karşıdaki dükkanın önündeki kişiye takıldı. Mobilyacıda çalışan Ayhan dükkanın önünde oturmuş sigara içiyordu. Zaman zaman başını kaldırıp bana doğru baktığını farkettim. Belli ki vazgeçmek niyetinde değildi. Tek derdinin beni sikmek olduğundan da adım gibi emindim. Ama mahalleden biriyle böyle bir şeye kalkışmak benim için tehlikeliydi. Belki yine de karşılık verirdim, ama Kemal'in araması Ayhan'ı ikinci plana atmıştı. İçeriye girerek günlük işlerime döndüm...

Kemal'le buluşacağım içim içime sığmıyordu. Uzun bir aradan sonra güçlü biriyle sikileceğim için sabırsızlanmaya başlamıştım, evin içinde dolanıp duruyordum. Bir gün bile çok uzun gelirken, keşke bugün çağırsaydı da bir güzel sikseydi diye düşünmeden edemiyordum. Bu düşünceler eşliğinde akşam olmuş, kocam da eve dönmüştü. Neşeli halim kocamın dikkatini çekmiş olacak ki,
"Hayırdır, bu akşam çok neşelisin!" dedi. Nedenini söyleyecek değildim.
"Eski oturduğumuz mahallede komşumuz Emine vardı. Nurettin'in karısı, işte o beni çaya çağırdı. İzin verirsen yarın ona gitmek istiyorum!" dedim. İzin konusunda kocam çok anlayışlıydı, hayır demeyeceğini bildiğim için hep bu yolu seçerdim.

Kocam, "Elbette gidebilirsin!" dedi. İzni koparmıştım. Teşekkür edip dudaklarından öptüm. Kocam,
"Sadece öpücük mü veriyorsun?" diyerek gülümsedi. Ben de,
"Ne istedin de vermedim aşkım!" deyip ayağa kalktım. Eteğimi kaldırdım, külotu yana çekip amımı göstererek,
"Am istiyorsan, al sana am!" deyip arkamı döndüm, külotumu indirdim. Domalır gibi öne doğru eğilip ellerimle götümün yanaklarını ayırdım ve
"Göt istiyorsan, al sana göt!" dedim. Kocam götüme bakarken gülmeye başlamıştı.
"Ne gülüyorsun?" diye sordum.
"Göt deliğin amın kadar olmuş!" dedi. Kırıldımsa da belli etmedim,
"Sikerken öyle demiyorsun ama!" dedim...

Akşam yemeğini yedikten sonra biraz TV izledik, sonra da yattık. Kocam yorgun olduğunu söyleyip, bana dokunmadan uyudu. Bense sabaha kadar uyumadım desem yalan olmaz. Tüm gece aklım Kemal'deydi...


Sabah olduğunda erkenden kalktım, kahvaltıyı hazırladım. Kocamla beraber yedik. Kocamı işine uğurladıktan sonra ben de evin işlerine başladım. Evin temizlik işleri bittiğinde saat 09:00'a geliyordu. Üzerimdekileri çıkarıp çırılçıplak oldum. Daha iki gün önce ağda yaptığım için amım ve kalçalarımda kıldan eser bile yoktu, her yerim kaymak gibiydi. Gideceğim yerde Kemal tarafından sikileceğimi, onunla her türlü seksi yaşayacağımı biliyordum ve bunun için kendimi hazırlamalıydım. Önce tuvalete girdim, içimiı boşaltıp temizlenmem lazımdı. Popomu sıkarak suyun dolmasını sağlıyordum. Zorlandığım anda hortumu çekip içime dolan suları boşaltıyordum. Bu işlemi birkaç kez tekrarladıktan sonra götümün içi tamamen temizlenmişti. Sonra banyoya girdim, önce dişlerimi fırçaladım, ardından duşa girdim.

Duş aldıktan sonra odama geçtim. Vücudumu kremleyip parfümledim. Komidini açıp kendime sexy bir külot baktım. Arkadan ipli, önden ise sadece amımı örten siyah dantelli bir G-String tanga seçtim. Bu tanga varla yok arası bir şeydi. Bana göre çok seksi olmuştum. Sütyen olarak da, tüllü siyah bir sütyen seçtim. Göğüslerimin yarısını örten bu sütyen oldukça uyumlu olmuştu. Bu görüntü Kemal'i delirtirmiydi bilmiyordum, ama hoşuna gideceğimi umuyordum. Biraz da makyaj yapmam lazımdı. Kirpiklerime kalem çekip siyaha boyadım. Yüzüme föndoten, biraz da allık sürdüm. Çevremde dikkat çekmemek için makyajı hafif tuttum.

Artık giyinmem gerekiyordu. Hava sıcak olduğu için beyaz bir bady, üzerine de kalçalarımı örten aynı renkte bir Tunik seçtim. Altıma da, boyu topuklarıma inen, alt kısmı fırfırlı siyah bir etek seçtim. Saçlarımı topuz yapıp topladım. Artık çıkmaya hazır hale gelmiştim. Yapmam gereken tek şey kalmıştı, o da Kemal'i aramak. Saate baktım, saat 10:00'a geliyordu. Telefonu elime aldım ve numarasını çevirdim. Numarayı çevirirken heyecandan titriyordum. Kalp ritmim hızlanmış, küt küt atıyordu.

Telefonu birkaç kez çaldıktan sonra Kemal açtı ve
"Efendim?" dedi.
"Ben Nesrin!" dediğimde,
"Biliyorum canım, tanıdım seni! Nasılsın Nesrin hanım? Müsaitmisin?" diye sordu. Kendisine teşekkür ederek, müsait olduğumu söyledim. Kemal,
"Geliyorsun yani! İyi, iyi! Ben birazdan çıkarım, sen de çık!" dedi.
"Tamam, çıkıyorum, görüşürüz!" deyip kapattım. Sivri topuklu siyah ayakkabılarımı da giyince buluşmak için son hazırlıklarımı da tamamlamıştım. Evden çıktım.

Sokakta yürürken gergin bir haldeydim, ama içim pır pır ediyordu. Buluşma yerine giderken minibüslerin korna sesi caddede yankılanıyordu. Durağa yanaştığımda heyecanım bir kat daha artmıştı. Durakta benden başka hiç kimse yoktu, bankta oturup beklemeye başladım. Zaman zaman korna çalan arabalara bakıyor olsam da Kemal görünmemişti. Telefonumu çıkarıp tam arayacaktım ki, oldukça lüks beyaz bir araba durdu ve kornaya bastı. Camları siyah olduğundan içi görünmüyordu. Tedirginlik geçirirken, aracın kapısı açıldı.
"Nesrin!" diye seslenince onun Kemal olduğunu anladım. Hızlı bir hareketle yerimden kalkıp araca bindim. Kemal,
"Hoş geldin canım!" dedi. Heyecanlanmıştım ve boğazım kurumuştu.
"Teşekkür ederim!" diyebildim. Başımdan tutarak kendine çekti ve dudaklarıma yapıştı. Şiddetli bir şekilde dudaklarımı somururken tüm bedenim titriyordu. Nefes almama fırsat bile vermiyordu. Bir an soluklanırken, "Lütfen yapma, burada olmaz!" diyebildim. İçimden (Aman Tanrım, bu adam iyice azmış!) diye geçirdim. Kemal bir eliyle arabayı sürerken, diğer eliyle de bacaklarımı okşuyordu. Hal hatırımız hakkında sohbet ederken Nazmi konusuna hiç girmemiştik...

Kemal, "Yemek yiyelim mi?" diye sordu. Aç olmadığımı söyledimse de, sahil yoluna sürdü arabayı. Birkaç dakika sonra bir kafenin önünde durup indik. Kahve ısmarladı. Biraz sohbet edip, kahvelerimizi içtikten sonra,
"Eve gidelim mi?" diye sordu. Kemal oldukça nazik bir dil kulanırken etkilenmemek mümkün değildi.
"Sen bilirsin!" dedim. Buluşmamızın nedenini ikimiz de biliyorduk: Sikişmek.
Ben bunun hayalini yaşarken, eve varana kadar ikimiz de sessiz kalmıştık...

Kemal'in, "İşte geldik!" demesine tebessümle karşılık verdim. Yaz olduğu için etrafta kimse yoktu. Kemal önde ben arkada eve girdik. Kapıyı kapadıktan sonra,
"Geç otur aşkım!" dedi. Salona geçtim ve koltuğa oturup beklemeye başladım. Bacaklarım bitişik halde otururken, daha önce bu evde yaşadıklarım aklıma geldi. Burada yaşadıklarım unutulacak gibi değildi. Bu mekan her türlü ilişkiyi yaşadığım yerdi. Bunları düşünürken derin bir iç çekmiştim ki, Kemal'in,
"Hava sıcak, soğuk bir şeyler içelim mi?" sesiyle kendime geldim.
"Olur!" dedim. Az sonra elinde bir şişe ve bardaklarla geri geldi. Bir bardak bana, bir bardak kendine doldurdu. Yanıma oturdu ve beraber içmeye başladık.

İçtiğimiz şeyin ne olduğunu bilmiyordum, ama soğuk ve ferahlatıcı bir tadı vardı. Hem içiyor, hemde sohbet ediyorduk. Kemal,
"Bu gün çok güzel görünüyorsun!" diye iltifat edince,
"Teşekkür ederim, sen de çok yakışıklısın!" diye cevap verdim. Aynı koltukta oturmuş, birbirimize iyice yaklaşmıştık. İçeceklerimiz bitince bardakları sehpaya koydu ve
"Seni hiç unutamadım Nesrin. Sen gerçekten harika bir kadınsın. Senden aldığım zevki inan ki başkasından alamadım. Hep aklımdaydın!" dedi. Benim için böyle düşünmesi hoşuma gitmişti,
"Biliyorsun, seninle Nazmi sayesinde tanıştım. Nedenini bilmiyorum ama daha sonraları benimle buluşmak istemedi. Ne yapabilirdim ki?" dediğimde,
"Boş ver şimdi Nazmi'yi! Sen de istersen bundan sonra beraber takılırız! Ne dersin canım?" dedi. Sanki Nazmi'yle arası yoktu, ama bu durum ikisini ilgilendiren bir konuydu.
"Sen bilirsin!" diyebildim.

İyice yaklaştı, eteğimin üzerinden bacaklarımı okşamaya başladı. Ardından dudaklarıma yapıştı. Onunla buluşmamın nedeni sikişmekti ve bir an önce sikilmek istiyordum. Dudaklarımı emerken, bir eli de eteğimin altına kaymıştı. Önce baldırlarımı, ardından bacaklarımın arasını okşamaya başladı.
"Ohhh!" diye inledim. Elleri bedenimde dolaşırken okşanmadık yer bırakmıyordu. Kah bacaklarımın arasında, kah göğüslerimde dolanıp dururken, yanımdan kalkıp önüme dikildi. Pantolonun içindeki kabarıklık gözüme takılmış, başımı kaldırdığımda niyetini anlamıştım. Gözlerimin içine (Hadi ağzına al!) der gibi bakıyordu. Önce kemerini çözdüm, ardından pantolonunu indirdim. Heyecanım gittikçe artıyordu. Boxerini indirdiğimde yarrak önüme düştü. Böyle bir yarrak görmeyeli uzun zaman olmuştu. Daha önce yediğim bir yarraktı, ama yine de biraz ürkmüştüm.

Kemal omuzlarımdan tutup beni yere indirdirdi. Dizlerimin üzerindeydim ve yarrağıyla burun buruna gelmiştim. Sağ elimle yarrağını kavradım, gövdesinin yumuşaklığı avucumun içindeydi. Henüz sertleşmemişti, ama bu haliyle bile elimle saramıyordum. Kocaman kafası pürüzsüzdü. Başımı öne doğru uzatınca kokusunu hissettim. Sonra dudaklarımı değdirdim. Kafasını küçük küçük öpmeye, sonra da dillemeye başladım. Bir müddet böyle devam ettim. Yarrrak yavaş yavaş sertleşiyordu. Başımı yukarı doğru kaldırıp Kemal'e baktım. Bakışlarımız çakışmıştı. O mavi gözler beni bitiriyordu. Gözlerine bakarken dudaklarımı araladım. Önce kafasının yarısını, sonra tamamını ağzıma aldım. Yarrağın kafası ağzımı iyice germişti. Dudaklarım yarrağını kelepçe gibi sarmalarken ağzımdan sikilmeye başlamıştım. Kemal başımdan tutmuş kendine doğru çekerken yarrağın yarısını ağzıma sokup çıkarırıyordu. Ağzımı, dilimi ve dudaklarımı bir orospu gibi kullanırken ateşlenmeye başlamıştım. Amım karıncalanıyor, olduğum yerde kıvranıyordum. Ayak topuğumla amıma baskı kurarken, ağzımdaki yarrağı emer gibi içime çekiyordum.

Kemal ağzıma git gel yaparken, salyalar yanaklarımdan süzülmeye başladı. İki elimle sarmaladığım yarrak gerçekten çok uzundu. Kalınlığı ise kolum gibiydi. Yanlış anlamayın, bunları korktuğum için anlatmıyorum, bu yarrağı daha önce zaten yemiştim. Ama gerçekten kocaman bir yarrağı vardı. Yarrak demir gibi sertleşmişti. Omuzlarımdan tutup ayağa kaldırdı. Boyum göğsüne kadar geldiği için eğilmek zorunda kalıyordu. Dudaklarımız birleşti, birkaç dakika öpüştük. Dillerimiz birbirimizin ağzında gezinirken, elimdeki yarrağı da sıvazlamayı ihmal etmiyordum. Artık ikimiz de dayanacak durumda değildik...

Beni döndürerek domalttı. Ellerimi koltuğun kenarına dayamak zorunda kalmıştım. Siyah eteğimi kalçalarımın üzerine topladı. Külotumu bir çırpıda dizlerime kadar indirdi ve sulanmış amımı avuçladı. Amımın sularıyla yararağını iyice sıvazladıktan sonra yarrağını kalçalarımın arasına sürtmeye başladı. Daha önce Nazmi anlatmıştı, Kemal tam bir göt hastasıydı, sikiştiği kadınları götten de sikmeden asla bırakmazdı. Beni de götten sikecekti, bunu ben de biliyordum. Ama 5-6 aydır götüme o kalınlıkta bir yarrak girmediği için biraz tedirgindim.

Yarağıyla amımı fıçalamaya başladığında, ben Oh'luyor, inliyor, kıvranıyordum. Yarrağın kafasını amımın küçük dudakları arasına yerleştirdiğini hissetmemle, "Ooohhh!" diye inledim. Koca yarrağın başı amıma girmişti bile. Bastırdı ve kalanını da soktu. Sonuna kadar indiğinde birkaç saniye bekledi. Amımın gerildiğini hissedebiliyordum. İçimdeki boşluk tamamen dolmuştu. Sonra ellerini belime doladı ve yavaş yavaş git gel yapmaya başladı. Zorlanıyordum, dudaklarımı ısırırken bağırmmak için direniyordum. Bir müddet sonra kayganlığın etkisiyle alışmaya başlamıştım ve elimde olmadan inlemeye,
"Ooohhh! Sik beni, sik beni!" diye bağırmaya başlamıştım. Kemal,
"Merak etme aşkım, seni öyle sikeceğim ki, bir hafta kocanın yanında yatamayacaksın!" diyordu. O an kocamı düşünecek halde değildim. Kemal yarrağını bir makine gibi içime kaydırırken,
"Ahhh! Ohhh! Çok güzeeelll! Harikaaa! Sik beniii, siiikkk!" diye bağırıyordum. İnanılmaz bir zevk yaşıyordum, erkek dediğin işte böyle olmalı.

Kemal, "Sen benim orospumsun artık, sikilmek istediğinde alo de yeter! Sen orospusun, fahişesin, öyle değil mi? Hadi söyle, ben senin orospunum de!" diye bağırırken sert sert sikiyordu.
"Ooohhhh! Evet, eveeettt, orospunuuummm, fahişeniiimmm! Sen de benim kocamsın, kocaammm!" diye karşılık veriyordum. O an hiçbir şey umrumda değildi, tek düşündüğüm zevk almaktı. Kemal sikmeye 10 dakikadır devam ederken, amımdan sızan sular topuğuma kadar inmişti. Yarrağı sert şekilde amıma girip çıkarken, kalçalarımdan 'Şlap! Şşlapp!' sesleri geliyordu. Üzerimdeki elbiseler halen duruyordu. Yüzüm gözüm ter içinde kalmıştı, bedenim de aynı durumdaydı. Çıkarmak istedimse de izin vermedi. Domaltmış halde sikerken belim ağırmaya başlamıştı. Pozisyon değiştirmek istiyordum, ama ona da izin vermiyordu...

Bir süre siktikten sonra yarrağını amımdan çekti. Sanki içim boşalmış, bacaklarımın arasında kocaman bir boşluk oluşmuştu. Kemal'in durmaya niyeti yoktu ve tekrar soktu. 15-20 dakikadır sikişmeye devam ediyorduk, ama bedenimde inanılmaz bir enerji vardı, bunu hissedebiliyordum.
"Burası çok sıcak, terledim!" dedim. Kemal bir şey demeden yarrağını amımdan çıkardı ve beni koltuğun kenarına sırtüstü yatırıp, bacaklarımı açtı. Bacaklarımı iyice gererek, gövdesinden tuttuğu yarrağı amımın küçük dudakları arasından kaydırarak amıma soktu. "Ooohh!" diye inledim yine. Amıma gidip gelirken Body'mi yukarı doğru sıyırdı. Sütyeni de sıyırınca, göğüslerim özgürlüğüne kavuşmuş gibi rahatlamıştı. Hem amımı sikiyor, hem de göğüslerimi okşuyordu. Göğüslerimi okşaması hoşuma gitmişti...

Düşmemek için bacaklarımı beline dolamıştım, bu durumda yarrağı daha derine giriyordu. Kemal dudaklarımı öpüp memelerimi yalarken ben iyice azmıştım ve boşalacağımı hissediyordum.
"Sik beni aşkım! Sikkk beni! Amım da götüm de sana feda olsun! Kocam benim! Sikicim benim!" diyerek, bir orospu gibi laflar ediyordum. Böyle konuşmam Kemal'i azdırmıştı,
"Merak etme orospum, sikeceğim!" diyerek amıma pompalamaya devam ediyordu. Bedenimdeki ateş yükselirken boşalacağımı anladım. Bacaklarımı beline kenetleyip, daha derine bastırmasını istiyordum. Koca yarrak dibine kadar amıma girmiş, kasıklarımız birleşmişti. Bedeni klitorisime baskı yaparken daha fazla dayanamadım,
"Oooğğğhhh!" diye bağırdım, her kasılmada da, "Ahhh! Ohhh!" diye inledim. İşkence çekiyormuşum gibi çıkan bu inlemeler saniyelerce sürmüştü. Kasılmaların yavaş yavaş azaldı, sonra da bitti. Rahatlamıştım, ama Kemal halen amımı sikmeye devam ediyordu...

Birden üzerimden çekildi ve yarrağını ağzıma verdi. Başımı sıkı bir şekilde tutarak ağzımdan sikmeye başladı. Boğulacağımı sandım, nefes almak için debeleniyordum ki, Kemal, Ağzıma tazyikli bir şekilde boşalırken kendimi kurtarmaya çalışıyordum. Saniyelerce ağzıma boşalırken dölleri bitmek bilmiyordu. Kemal,
"Yut orospu, hepsini yut!" diye bağırıyordu, çıldırmış gibiydi. Elimde olmadan döllerin çoğunu yutmak zorunda kalmıştım. Gözlerimden yaş gelirken, midem allak bullak olmuştu...

Kemal rahatlayıp kenara çekilince, ben lavaboya doğru koşarken ağzımda kalan dölleri de yutmuştum. Ağzımı yıkarken kusmamak için direniyordum. Ağzım yapış yapış olmuş, midem ağzıma geliyordu. Ağzımın içi bir tuhaf olmuştu. Neyse ki kusmadım. Terden sırılsıklam olmuştum, elbiselerim de terden ıslanmıştı. Üzerimdekileri ve iç çamaşırlarımı çıkardım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra duşa girdim. Bedenimi yıkarken, amım hala sızlıyordu. Ayrıca ağzıma boşaldığı için sinirliydim, ama harika bir sikiş yaşamıştım. Onunla buluşunca böyle şeylerin de olabileceğini bilmem gerekiyordu.

Kurulandıktan sonra havluyu bedenime sardım. Daha sonra iç çamaşırlarımı elime alarak salona döndüm. Salonda belden aşağısı çıplak oturan Kemal'in o hali çok komik gelmişti. Ona tebessüm ederek,
"Delisin sen yaa, az kalsın boğuluyordum!" diye söylendim. Kemal ise,
"Senin gibilere bir şey olmaz..." dedi. Ona göre ben bir orospuydum ve bu tür şeyleri hak ediyordum.

Konuyu değiştirmek için,
"Aşkım uzun zamandır böyle sikiş yaşamadım! Harikaydın canım! Amım bayram etti yaa!" dedim. Cilveli hareketlerle yanına doğru yanaştım, tebessüm ederek kucağına oturdum. Dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum ve
"Artık bundan sonra sen de benim kocam sayılırsın! Kabul edersen tabii!" dedim. Kemal, "Hmmm, karım olmak mı istiyorsun?" deyince,
"Eveett!" diye bağırdım. Kemal,
"Yerim ben seni, karım olmak istiyorsun haa? O halde bundan böyle ben ne dersem onu yapacaksın, tamam mı? Hiçbir zaman yarraksız kalmayacaksın! O Gavat kocana (Kemal diye biri var, beni her hafta sikmek istiyor, gerisi sana kalmış!) diye söyle!" dedi.

Böyle bir şeyi düşünmek bile istemiyordum. Kocam her zaman bana güvenmişti, kendisini aldattığımı bir bilse kıtır kıtır keserdi beni. Yine de,
"Tamam aşkım, sen merak etme, söylediklerini o Gavata aynen söyleyeceğim!" dedim. Kemal,
"Hah şöyle, akıllı ol! Bu gün seni öyle bir sikeceğim ki, o Gavat kocanın kulakları çınlayacak!" dedi. Yarı şaka yarı ciddi konuşmalar odanın havasını yumuşatırken, bu durum hoşuma gitmişti. Kemal belden aşağısı çıplak otururken yarrağı aşağıya doğru sarkıyordu. O hali bile yarrağının ne denli büyük olduğunu gösteriyordu. İnik hali bile kocamınkinden daha büyüktü. Argo konuşmaları incitse de hoş bir adamdı Kemal.
"Şimdi duşa gidiyorum, döndüğümde hazır ol, götünü sikeceğim!" diyerek kalktı. Sikeceğini ben de biliyordum ve bunun için zaten hazırlıklıydım, ama bunu alenen söylemesi hiç hoş değildi. Kemal'le Nazmi, bu işin ustası sayılırdı. Bir kadına zevk nasıl verilir, çok iyi biliyorlardı...

Sikiş esnasında terden ıslanan iç çamaşırlarımı kurumaları için güneş alan bir yere serdim. Benim için seksi olan bu çamaşırlar Kemal'in hiç ilgisini çekmemişti. Koltukta oturmuş Kemal'i bekliyordum. Birkaç dakika sonra duştan çıktı ve
"Boğazım kurudu, bir şeyler içelim!" diyerek salondaki bara gidip, bir şişe aldı. İçki gibi şeylere alışkın değildim, umarım öyle bir şey hazırlamıyordu. Elindeki kadehlerle salona geldi. İçeceklerimizi yudumlarken Kemal'e,
"Sana bir şey sormak istiyorum?" dedim. Kemal,
"Elbette sorabilirsin!" dedi.

"Nazmi ne alemde, neler yapıyor?" diye sorduğumda,
"Boş ver Nazmi'yi, takılmıyoruz artık!" diye cevap verdi. Cilveli bir üslupla,
"Söyler misin, aranızda ne var?" dedim. Bu konuda konuşmak istemiyordu, ama ısrarıma dayanamadı,
"Hani bir arkadaşın vardı yaa.." dedi.
"Bahar mı?" dedim.
"Evet, işte o! Biliyorsun çıtı pıtı bir minyon biri..." dedi. Merakla,
"Eee?" dedim. "Onun yüzünden aramız bozuldu!" dedi.
"Ne oldu ki?" dedim.
"Bahar'ı benimle paylaşmak istemediği için Bostancı'da bir daire tutmuş!" dedi.
"Demek öyle! Neden böyle bir şey yaptı ki? Benim zamanımda Bahar'ı sikmemiş miydin?" dedim.
"Sikmez olur muyum! Daracık amı vardı ve üstelik götten bakireydi. Sen Nazmi'yle sikişirken, ben de onunlaydım. Kocasından sonra ilk kez benimle sikişmişti! Yarrağımı sokmak için az uğraşmamıştım. Siktiğim en dar göttü Bahar'ın götü!" dedi.

Bahar'la ben de sevişmiştim, onun vücudunu ben de biliyordum. Evliydi, ama her şeyi küçücüktü. Küçük ve yusyuvarlak kalçaları sanki kemiksizdi. Evli olmasına rağmen amcığı hırpalanmamıştı. Götten sikişmediğini ben de biliyordum. Yani bir kız gibi taze ve oldukça diriydi. Bahar komşulara, yaşlı bir kadına bakıcılık yaptığını söylemişti. Gerçeğin öyle olmadığını şimdi anlamıştım. Nazmi'nin Bostancı'da daire tutması, Bahar'ı rahat sikebilmek içindi...

Bu arada kadehdeki içecek bitmiş, bedenimi hoş bir sıcaklık kaplamıştı. Beynim uyuşmuş, neşem artmıştı. Bedenim ateşlenirken, bacaklarımın arası karıncalanıyordu. Daha önce de aynı durumu yaşamıştım. Ellerinde cinsel azdırıcı ilaçlar vardı. Belli ki benim de içeceğime koymuştu. Bu durumdan şikayetçi değildim, ama bedenim yorgun düşüyordu. Bir kadehten sonra bir daha, bir daha derken üç kadeh içmiştim. Başım dönüyor gözlerim kayıyordu. O an hiçbir şeyi düşünecek durumda değildim. Üzerimdeki havlu çözülmüş, bacaklarım ortaya çıkmıştı. Kemal beni omuzumdan tutup kucağına yatırırken yarrağıyla burun buruna gelmiştim. Yarrağını dudaklarıma sürtmeye başladı. Niyetini anlamıştım. Önce öpmeye, ardından dillemeye başladım. Bir müddet yaldıktan sonra ağzıma aldım, kocaman başı oldukça yumuşaktı. Emiyor ve içime çekiyordum. Yarrağı yavaş yavaş kalkmaya başladı. Yarrağına ağzımla git gel yapıyordum. Kemal de o sırada kalçalarımı okşuyor, amımı parmaklıyordu...

Sonunda yarrak iyice sertleşmiş, ağzıma sığmaz olmuştu. Omuzlarımdan tutup beni kaldırdı, sırtımı kendine çevirerek koltuğa itiverdi. Yüzükoyun kapaklanmıştım. Üzerimdeki bornozu sıyırıp kenara attı. Artık çırılçıplaktım. Dizlerimin üzerine domaltıp, koltuğa tutunmamı istedi. Belli ki sıra götüme gelmişti. Birkaç aydır götüme böylesine büyük bir yarrak girmemişti. Canımın yanacağını biliyordum,
"Krem yok mu, krem?" diye sordum. Kemal,
"Ne yapacaksın kremi, kreme gerek yok!" deyip, tükürüklediği parmaklarını götümün deliğine soktuğunda elimde olmadan,
"Ihhh!" diye mırıldandım. Parmaklarıyla göt deliğimi gevşetirken küçük küçük dairecikler çizmeye başladı. Zaman zaman parmaklarını amıma sokup, tekrar götümü parmaklıyordu...

Avucunu tükrükleyip, tükürüğü yarrağın başına sürdü ve yarağının başını göt deliğime değdirdi. Sıcaklığı hoşuma giderken, kayganlığını hissedebiliyordum. Yüklenmeye başlayınca kendimi gevşettim. Büzüğüm yavaş yavaş gerilirken zorlandığımı hissettim. Yarağının başıyla git gel yaparak deliği alıştırıyordu. Birden,
"Ağğğhhh!" diye bağırdım, kafası girmişti. Bir müddet bekledi. Sonra küçük küçük git gellerle ilerlemeye başladı. Önce yarısını, ardından tamamını soktu. Kasıkları kalçalarıma yapışmıştı. Kazığa geçmiş durumdaydım. Kemal götten sikmesini çok iyi biliyordu. İki eliyle belimden tutup bedenimi kendine doğru çekerken kendini bana doğru bastırıyordu. Sonra başı götümden çıkmayacak şekilde yarrağını geri çekiyor, sonra tekrar sonuna kadar bastırıyordu. İlk dakikalar zorlanmıştım, ama daha sonra alışmaya başladım. Ben alıştıkça Kemal sertleşmeye, hareketleri hızlanmaya başlamıştı, 'Şlap, Şlap, Şlap!' sesleri tüm salonda yankılanıyordu...

O anda aklıma kocam geldi, bir iki dakikada boşalan kocam böyle bir zevki bana hiçbir zaman tattırmamıştı. Oysa Kemal çok farklıydı, geç boşaldığı için götümü sikerken bile inanılmaz duygular yaşmama neden oluyordu. Yaklaşık 15-20 dakikadır sikiyordu götümü, büzüğüm iyice gevşemişti. O koca yarrak götüme rahat bir şekilde girip çıkarken, ben ister istemez, "Ohhh! Çok güzel, çok güzeelll!" diye iniyordum. Kemal'den akan terler kalçalarıma damlıyordu, belli ki yorulmuştu. Yarrağı götümden çıkarıp koltuğa oturdu ve
"Gel aşkım!" diyerek kucağına çağırdı.

Bacaklarımı açarak kucağına oturdum. Yarrağını elimle tutup amımın dudaklarına sürtterken dayanamayıp içime soktum ve "Ohhhh!" diye inledim. Koca yarrak bir çırpıda amıma girmişti. Kemal memelerimi ağzına almış emip yalarken, ben de yarrağın üzerinde inip kalkıyordum. Zevkten çıldıracak gibiydim. Orgazm olacağımı anlamış olacak ki, yarrağı amımdan çıkardı ve götüme soktu. Koca yarrak amımın sularıyla iyice kayganlaştığı için sonuna kadar girmişti götüme. Şimdi kucağına oturmuş götümü siktiriyordum. Amım ve klitorisim de kasıklarına sürtüyordu. Daha fazla dayanamadım ve "Oğğhhhh!" diye bağırdım. Orgazm olup boşalırken kaslarım iyice kasılıyor ve götümdeki yarrağı sıkıştırıyordu. Bu durum Kemal'i çoşturmuş ve hızlanmasına sebep olmuştu. Göt deliğimi parçalayacak gibi hızlı hızlı sikiyordu...

"Ohhh! Kocam beniiimmm! Amım da götüm de sana feda olsuunn! Harikasın canım, harikaaa! Siiikk! Dağııtt! Parçalaaa!" diye inliyordum. Gerçekten inanılmaz bir zevk alıyordum. Kemal,
"Ulan orospu sen hiç doymak bilmezmisin? Fahişeler bile çoktan bitmişti. Oğğğğhhhh! Ağğğhhhh!!" diye boşalmaya başladı. Döllerinin sıcaklığı hoşuma gitmişti.
"Boşal aşkım, boşal!!" diyerek rahatlamasını sağlıyordum...

Öyle yorulmuştuk ki, terden ikimiz de sırılsıklam olmuştuk. Yorgun bir şekilde kenara devrildim. Kemal,
"Nasıl bir kadınsın yaa? Senin gibi yarrak düşkünü bir kadına rastlamadım!" dedi. Ben de tebessüm ederek,
"Siz alıştırdınız beni! Sanki sizden önce yarrak mı görmüştüm ben!" dedim. Biraz dinlendikten sonra duş almak için banyoya yöneldim. O sırada Kemal, koltuğa uzanmış dinleniyordu. Göt deliğimi yıkarken sızlıyordu, ama doğrusu aldığım zevkin yanında bunun önemi yoktu...

Duştan çıkınca içerden gelen sese kulak kabarttım. Geldiğimi görünce Kemal konuşmayı kesti. Bornozla içeriye geçip,
"Kiminle konuşuyordun?" diye sorduğumda, yemek siparişi verdiğini söyledi. Yarım saat sonra kapının zili çaldığında heyecanlanmıştım, grup seksi sevdikleri için her şey olabilirdi. Ama Kemal doğru söylemiş, siparişler gelmişti. Doğrusu ben de açıkmıştım. Birkaç çeşit kebap ısmarlamış, yanında da buz gibi meşrubat. Kendi evimdeymişim gibi yemekleri hazırladım ve afiyetle yedik. Yemekten sonra saate baktım, saat 16:00'ya geliyordu. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştım. Yaklaşık 5 saattir beraberdik.

Hazırlandığımı gören Kemal,
"Erken değil mi?" diye sorunca,
"Saat dörde geldi!" dedim. Kemal,
"Gitmek zorunda mısın?" deyince,
"Biliyorsun ben evli bir kadınım, kocam altı gibi eve gelir!" dedim. Bana,
"Gitmek zorunda değilsin, bu gece burada kalsana!" dedi. Bir an şaşkınlık geçirdim ve "Söylesene Kemal, kocama ne dememi istersin? Ben bu gece biriyle takılacağım, idare et, mi diyeyim?" dedim. Kemal,
"Ben ciddiyim! Bir yalan uydur işte!" dedi.

İstanbul'da evli olarak dört kız kardeşim vardı. Babam Kadıköy'de oturuyordu. Babamlar köyde olduğu için evde bekar kızkardeşim vardı, çalıştığı için köye gitmemişti. Belki de Kemal haklıydı, bir gece evimden uzak olmak iyi gelebilirdi. Zaten yaz boyu bir yere gidememiştim. Şansımı denemek zorundaydım. Öyle de yaptım. Kocamı arayarak,
"Aşkım izin verirsen Kadıköy'e gideceğim!" dedim. Kocam,
"Başka zaman gidersin!" dedi. Ama ben, çok sıkıldığımı söyleyerek, sadece bir gün kalacağımı söyledim. Kocam her zaman bana inanmış, ne istesem yapmıştı. Şimdi de (biraz isteksizce de olsa) bu isteğime izin vermişti.

İlkkez kocamdan başka bir erkekle sabahlayacağım için çok heyecanlıydım...