Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 14)

(Bu bölüm daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır. Tüm bölümlere aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz)



Nagihan'la aramda son yaşananların üzerinden birkaç gün geçmişti. Markette alışveriş yaparken Nagihan'ı düşünüyordum. Arkamdan birisi,
"Merhaba!" deyince irkilerek kafamı çevirdim. Mobilyacı Ayhan'dı bu. Telaşla etrafa bakındım ve 
"Ne var, ne istiyorsun?" dedim. Ayhan,
"Sizden çok hoşlanıyorum!" dedi. Sağa sola bir daha baktım ve
"Sen ne söylediğinin farkında mısın?" dedim.

Ayhan, "İnanın, nereye baksam sizi görüyorum. O kadar güzelsiniz ki, sizden kendimi alamadığım gibi hep aklımdasınız. Lütfen bana bir şans verin!" dedi. O an ne diyeceğimi bilemedim. Ayhan,
"İnanın, size zarar verecek hiçbir şey yapmam. Sizden istediğim, bu şansı bana vermeniz! Lütfen!" derken gözlerimin içine yalvarırcasına bakıyordu. İstemeden de olsa vücut ateşimin yükseldiğini hissettim, bu durumdan etkilemiştim. Yine de ona, evli olduğumu, böyle bir şeyin asla olamayacağını söyledim. Ama Ayhan, kendisinin de evli olduğun, bunun önemi olmadığını, benden hoşlandığını söylüyordu ısrarla...

Bu konuşma bende tedirginlik yaratmıştı,
"Biri görmeden lütfen gidin!" dedim. Ayhan,
"Sizi anlıyorum, ama telefonla da olsa sizinle konuşmama izin verin! Lütfen!" diye ısrar ediyordu. Daha önce verdiği telefon numarasını attığımı söyledim. Cebinden çıkardığı bir kartı uzatarak,
"Numaram burada yazılı, çaldırmanız yeterli!" dedi. Kendisine,
"Yanlış anlama, ama sadece konuşmak için alıyorum!" dedim. Ayhan,
"Teşekkür ederim!" deyip hızla yanımdan uzaklaşırken arkasından baktım. Doğrusu fena birine benzemiyordu. Marketteki işimi bitirip sokağa girdiğimde görünürlerde kimse yoktu. Yoluma devam ederek binaya girdim...

Aldığım yiyecekleri dolaplara yerleştirdikten sonra koltuğa uzandım. Eteğim belime kadar sıyrılmış, bacaklarım yanlara doğru gerilmişti. Külotumu yokladığımda ıslanmış olduğunu farkettim. Elimi külotumun içine soktum, içimden (Yarak kokusu almış bu!) diye geçirdim. Bu durumdayken boşalmadan kendime gelemezdim. Amımı parmaklamaya başladım. Klitorisimin hassas ucu birkaç saniyede iyice şişmişti. Zevk dalgası tüm bedenimi sarmaya başlarken aklıma Nazmi geldi. Şu an yanımda olsa neler vermezdim, neler! Bir an hayallere daldım ve zangır zangır titremeye, ardından da kasılmaya başladım. "MMMMmmh!" diye inledim. Kaslarım kasılırken şiddetli bir şekilde boşalıyordum. Saniyelerce boşaldıkça boşaldım. Amımdan akan sular koltuğu bile ıslatmıştı. Nazmi'yi hayal edip boşalmak büyük zevk vermişti...

Islak külotumu kirli sepetine attım ve temiz bir külot giydim. Sonra da ocağa çay suyu koydum. Hava güzeldi, balkonda çay keyfi yapmak istiyordum... Çay demlenirken kapının zili çaldı. Gidip baktım, Nagihan gelmişti. Sevinçle kapıyı açtım,
"Gel kız, kaynanan seviyormuş, çay demledim, birlikte içeriz!" diyerek içeriye çağırdım. Çaydanlığı ve bardakları alıp balkona çıktık...

Yerdeki minderlerin üzerine karşılıklı oturup, sırtımızı duvara dayadık. Çaylarımızı içerken tebessümle birbirimizi izliyorduk. Nagihan gözlerini zaman zaman benden kaçırıyordu.
"Ne oldu kız, benden mi utanıyor musun?" diye takıldım. Nagihan,
"Yoo, neden utanayım ki!" dedi. Ben de,
"Hadi hadii, bu bakışları iyi bilirim ben!" dedim. Nagihan başını öne eğerek derin bir nefes aldı. Sonra kısa bir sessizlik oldu...

Nagihan sonunda çekingen bir edayla ağzındaki baklayı çıkardı,
"O gün bana bir şeyler anlatmıştın ya, gerçek miydi?" diye sordu.
"Ne anlatmıştım ki?" diyerek hatırlamamışım gibi bir tavır takındım. Nagihan,
"Hani büyük yaraklı erkeklerden falan bahsetmiştin ya!" dedi.
"Eee?" dedim. Nagihan,
"İzlediğimiz filimden bahsetmiyorum, gerçekten öyle büyük yarağı olan birini gördün mü hiç?" diye sorunca kahkahayla gülmeye başladım. Nagihan utanmıştı. Fazla utandırmamak için, "Gördüm tabii! Sadece görmekle kalmadım, sikiştim de!" dedim ve Nazmi'yle olan ilişkimden bahsettim. Nagihan,
"Gerçek mi söylüyorsun?" deyince,
"Kız yoksa sen de mi Nazmi'yle sikişmek istiyorsun?" diye takıldım. Yüzü renkten renge girmişti. Titrek bir sesle,
"Ne alakası var şimdi, sadece merak ettim işte!" dedi.

Üzerine gidiyordum. "Söylesene kız, nesini merak ettin?" dedim. Nagihan,
"Şey yani, ne bileyim işte, o kadar büyük olunca acı vermiyor mu? Ne hissediyorsun?" dedi. Ben de, "Acısı kimin umrunda kız! Düşünsene, amına kocaman bir yarrak girmiş, sonra hızlı bir şekilde ileri geri hareket ediyor. Tabii zorlanıyorsun, ama bir müddet sonra alışıyorsun! Sikmeye devam etmesi için yalvarırken, (Ohhh, harika, sik beni, sik, hızlııı, daha hızlıı!) diye bağırıyorsun. Sonra zevkten kasılmaya başlıyorsun, inanılmaz bir zevkle boşalırken işte o an dünyanın en mutlu kadını sensin sanıyorsun! Böyle bir duygu işte!" dedim. Nagihan'ın sesi soluğu kesilmiş, sanki nefes almıyordu.

Nagihan'ı iyice azdırmak için, "Bir zamanlar kocamdan başkasını bilmezdim. Ne zamanki Nazmi ile tanıştım, her hafta onunla olmak istiyordum. Bana kadınlığımı hissettiriyordu. Her salı evine gitmeye başladım. Sabah 10:00'dan akşamın beşine kadar saatlerce sevişiyorduk. İlk gün amım günlerce sızlamıştı. Nazmi boşalmak nedir bilmiyordu ki, yakışıklı olduğu kadar güçlüydü de, bir kadını nasıl mutlu edeceğini çok iyi biliyordu. Neler yapmadık ki, neler!" diye anlatıyordum. Nagihan o sırada elini eteğin üstüne koymuş, güya bana belli etmeden amını okşuyor ve devam etmem için yalvarır gibi gözlerime bakıyordu.

"Biliyor musun Nagihan, arkadan bile yapıyorduk!" dediğimde, Nagihan,
Şaka yapıyorsun, götten mi sikiyordu yani?" dedi.
"Evet, yemin ederim kız!" dedim. Nagihan merakla,
"Acımıyor mu?" dedi.
"Elbette ilk siktiğinde acımıştı. Yarağının hepsini birden götüme soktuğunda kazığa geçmiş gibi hissetmiştim kendimi. Yarım saat boyunca götümü sikmiş, deliğimi kocaman etmişti. O gün eve dönerken yürümekte zorlanıyordum, ayaklarım uyuşmuş gibiydi. Her buluşmamızda götümü sikmeye devam etti. Daha sonra ben de alıştım tabii!" dedim. Nagihan,
"Götten yapmak çok günah, bunu bilmiyor musun?" dedi.
"Elbette biliyorum, ama o anda bunları düşünecek durumda olmuyorsun ki!" dedim.

Güneş balkonu iyiden iyiye ısıtmaya başlamıştı. Nagihan'ın da sırları var mı acaba diye düşünüyordum.
"Peki, hep ben anlattım, sen de anlatsana!" dedim. Nagihan,
"Ne anlatayım ki?" dedi.
"Anlat işte, ne bileyim, bunca yıldır başından hiç mi bir şey geçmedi?" diye sordum. Yüzündeki ifadeden bir şeyler yaşadığını anlayabiliyordum. İtiraf etmek istiyordu, ama bir türlü cesaret edemiyordu.
Hadi ama Nagihan! Bak ben anlattım, sen de anlat!" diyerek ikna etmeye çalışıyordum.

Nagihan, "Şey ben... bilemiyorum ya..." diye geçiştirdi.
"Anlat işte! Şurada biz bizeyiz!" dedim. Nagihan,
"Burası çok sıcak!" dedi. Konuyu değiştirmek istiyordu.
"Boş ver sıcaklığı, anlat kız!" diye ısrar edince, Nagihan birkaç yıl önce başından bir olayın geçtiğini söyledi. Kocasından kalan arsanın tapu işlemlerini halletmek için Ankara'ya gitmiş. Kocasının amcası Faruk'un evinde birkaç gün kalması gerekiyormuş. İşte ne olduysa orada olmuş...

Nagihan, "Faruk amca, aklı başında, edepli, çok iyi bir insandı. Karısı Nurten de ondan aşağı kalmazdı. Ama oğulları Okan onlara hiç benzemiyordu. İçine kapanık, odasından çıkmayan, bilgisayar hastası bir tip işte. Bana ilk gün sadece hoş geldin demiş, başkada tek kelime etmemişti. O gün sabah erkenden kalkıp, akşama kadar tapu işleriyle uğraştım. Tapu dairesi, emlakçı, sigortacı koşturdum durdum. Bütün bunları yaparken her yere yürüyerek gidip geldim. Akşam olduğunda öyle yorulmuştum ki, ayakta duracak halim yoktu. Gece saat 10 gibi yatmaya bana ayrılan odaya gittim. Faruk amcalar da yatmıştı. O gece karışık rüyalar görerek sabahı ettim. Sabah uyandığımda amımın üzeri yapış yapıştı. Korku ve heyecanla külodumu indirip baktığımda nedenini anladım!" dedi.

"Nedeni neydi kız?" dedim.
"Ne olacak, erkeklik menisi işte!" dedi.
"Kız, yoksa Faruk amca mı?" dedim. Nagihan,
"Kimin yaptığını bilmiyordum. Hem utanıyordum, hemde korkuyordum. Uzun süre ağladım. Üzüntüden yataktan çıkamıyordum. Nurten yenge odaya geldi, kahvaltı için bekliyorlarmış. Giyinip yanlarına gittim. Masada Nurten yenge ile Faruk amca vardı. Faruk amcanın böyle bir şey yapacağına ihtimal veremiyordum. Geriye bir tek oğulları Okan kalmıştı. Okan ise sabah erkenden çıkıp gitmişti. Faruk amcaya ve Nurten ablaya söyleyemezdim, Okan böyle böyle yaptı diye..." deyip, derin bir nefes aldı.

"Akşam bir fırsatını bulup Okan'ın odasına daldım. Bilgisayarla ilgileniyordu. Öyle sinirliydim ki, ağzını burnunu kırabilirdim. Duyulmasın diye sessiz olmak zorundaydım. Okan'ı anasına babasına şikayet etmekle tehdit ettim. Okan gülmeye başladı, korkmuş gibi görünmüyordu. Bana, (Sen bilirsin! Eğer anneme babama söylersen, ben de senin videonu porno sitelerine koyarım!) dedi. Telefonunu göstererek, (Her şey bunda kayıtlı!) dedi ve bir video açtı. Elinden telefonu aldığımda tepki bile vermedi. Çektiklerini izlerken etmediğim küfür, okumadığım lanet kalmadı..." dedi.
"Ne çekmiş ki?" diye sordum.

"Ben uyurken gelmiş külotumu indirmiş, amımın götümün videosunu çekmiş. Ardından da yapacağını yapmış!" dedi. Ben merakla,
"Ne yapmış ? dedim. Nagihan,
"Anla işte, 31 çekip, amımın üzerine döllerini attırmış!" deyince ben güldüm ve
"Peki, bunlar olup biterken anlamadım mı?" dedim. Nagihan,
"Dedim ya, karışık rüyalar gördüm, ama anlamadım işte!" dedi.

"Ee, sonra?" dedim.
"Çektiklerini sildim hemen. Ama bunu önemsedi bile, başka bir yerlerde kopyalarının olduğunu söyleyip gülmeye başladı. Başım dertteydi ve ne yapacağımı bilmiyordum. İşlerim henüz bitmemişti, iki gün daha Ankara'da kalmak zorundaydım ve gidecek başka yerim de yoktu. Okan'a yalvarmama rağmen bir sonuç elde edemiyordum. Çektiklerini porno sitelerine koymakla tehdit edip, beni sikmek istiyordu. Çaresizce kabul ettim. Hem o gece, hemde ertesi gece sikti beni!" dedi.

"Eee, nasıl verdin ona? İyi sikebildi mi bari?" dedim.
"Işıkları yakmadan, karanlık odada yapacağını yapıyordu!" dedi. Ben de,
"Desene amın bayram etti!" dedim. Nagihan,
"Yok bee!" deyince,
"Ne yani, zevk almadın mı?" dedim. Nagihan,
"Ne zevki yaa, bir an önce işini bitirip üstümden kalkmasını istiyordum!" dedi.
"Manyaksın kızım sen! Madem ki böyle bir şeye izin verdin, bari zevk almaya baksaydın ya!" dedim. Nagihan,
"Amımı yalamak istedi, ama ben izin vermedim!" dedi.

Nagihan'ın anlattığı bu hikayeden sonra, "Ama sikilmek çok güzel, öyle değil mi Nagihan? Artık sana iyi bir sikici bulmam lazım! Ne dersin?" dedim. Nagihan,
"Manyaksın sen yaa!" diyerek güldü, belli ki hoşuna gitmişti bu söylediğim. Laf oraya gelmişken,
"Kız, cidden sikilmek istemez misin?" dedim. Nagihan başını sağa sola çevirerek,
"Hayır!" dedi. Ama çaresizliği yüzünden okunuyordu.
"Sende bu kafa varken çok beklersin! Her neyse, şimdilik boş verelim bunları!" deyip bacağına dokundum. Bir müddet birbirimize baktık...

Bacaklarını okşamaya çalışırken ürperir gibi oldu, ama itiraz etmedi. Yavaş yavaş eteğinin altına doğru ilerledim. Eteğini sıyırdığımda yüzündeki pembelik fazlalaşmıştı. İri bacakları pamuk gibi yumuşacıktı. Süt beyaz baldırını okşarken gözlerimin içine bakıyordu. Yavaş yavaş iç kısımlara doğru yöneldim. Biraz daha derinlere gittim ve aniden amını avuçladım! Nagihan, "Ihhh!" diye inledi. Bacaklarıyla elimi sıkıştırıyordu.
"Rahat ol!" dedim, külotunun üzerinden bir müddet devam ettim. Sonra külotun içine daldırdım elimi. İyice sulanmış etli amı avucumu dolduruyordu...

Bacakları yanlara doğru devrilmeye başladı. Başının arkasına minder koyarak sırtüstü yatırdım Nagihan'ı. Ama külotu çıkarmak istediğimde,
"Yapma lütfen!" diyerek karşı çıktı. Rahat olmasını söyleyerek ikna etmeyi başardım ve külotunu çıkardım. Amından sızan sular külotu ıslatmıştı. Göstermek istemediği amı artık karşımdaydı. Ağda yapmış, kaymak gibi tertemiz olmuştu.
"Ooo, çok güzel görünüyor!" dediğimde, tebessüm etti. Dizlerinden tutarak, bacaklarını yanlara doğru açtım, ne var ne yok artık görmek istiyordum. Kapalıyken çizgi halinde görünen am, bacaklar açıldığında içini gösterdi. Bacaklarının arasından gelen sıcaklık oldukça fazlaydı, deyim yerindeyse, amı cayır cayır yanıyordu...

Klitorisine dokunduğumda, "Ihhhh!" diye mırıldandı. Başparmağımla, küçük küçük dairecikler çizerek klitorisini okşarken, diğer parmaklarımı amına sokmaya çalışıyordum. Nagihan kıvranıyordu, ama git gele başlamıştım bile. Bir, iki, üç derken, dört parmağım da amının içine giriyordu. Zorlasam kolum bile girerdi, ama buna gerek yoktu. Balkonda rahat değildik,
"Hadi içeri geçelim!" diyerek üzerinden çekildim. Kolundan tutarak,
"Hadi gel!" dedim. Kaldırdım ve yatak odasına doğru sürükledim. İtiraz bile etmedi. İtaat etmesi hoşuma gidiyordu...

Yatak odasına girdiğimizde, "Üzerindekileri çıkarsana!" dedim. Birşey demeden bakıyordu. Önce gömleğini, sonra eteğini ve sütyenini çıkardım. Yatağın üzerine doğru ittim. Sırtüstü yatağa uzanmıştı. Şaşkın şaşkın yüzüme bakıyordu. Ben de üzerimdekileri çıkarıp yanına uzandım. Süt beyaz bedeni hoşuma gidiyordu. Memeleri oldukça diriydiler, ellerimin arasında olmalarını istiyordum. Önce birini, sonra diğerini kavradım. Alttan tutarak yukarı doğru sıkıştırmaya başladım. Nefes alışı değişmeye başlamıştı, göğüs kafesi inip kalkıyordu. Memelerini okşamaya başladım. Nagihan'ın hoşuna gidiyordu...

Bir elimi bacaklarının arasına soktum. Amını avuçladığımda vıcık vıcık olmuştu. Kılsız amı  kayıyordu. Amını okşamaya, parmaklarımı içine sokmaya başladım. İçi ateş gibi yanıyordu. İnanılmaz şekilde sıcacıktı. Baş parmağımla klitorisini okşarken, diğerleriyle git gel yapıyordum. Bir elimle sol memesini okşayıp, aynı zamanda da öpüyordum. Memesini öpüp yalarken Nagihan kendinden geçiyordu. Bir müddet uçlarını yaladım, ardından emmeye başladım. Bu durum ikimizi de coşturmuştu. Nagihan,
"Mmmmhh!" diye inliyordu. Ama boşalmasını istemiyordum.
"Sakın boşalma!" diye ikaz ediyordum...

Memelerini bırakarak ayak dibine indim. Bacaklarını dizlerinden tutup yukarı doğru kaldırdım. Sonra da yanlara doğru gerdim. Bacaklar Pergel gibi açılmıştı. Amcığı tüm ihtişamıyla meydandaydı. Klitorisi şişmiş, fındık kadar olmuştu. Amının ağız kısmında ise pembemsi bir kızarıklık vardı. Tertemiz amı masum görünüyordu. Gergin bacaklar amının deliğini de iyice açmıştı. Yıllardır koca yüzü görmemişti, nasıl oluyordu da bu hale gelmişti, aklım almıyordu. Hırpalandığı bal gibi ortadaydı. Böyle bir amı ancak Eşek yarağı gibi bir yarak doyurabilirdi. Bunları düşünürken birden aklıma Villadan yürüttüğüm plastik yarak geldi...

"Nagihan bugün sana bir hediyem var!" dedim. Nagihan merakla,
"Ne hediyesi?" dedi. Kalktım, eşyaların arasında sakladığım vibratörü çıkardım ve ani bir dönüşle,
"Ta-Ta-Taa-Tataaa!" diyerek Nagihan'a gösterdim. Nagihan gördüğü şey karşısında şaşırmış, boğazı kurumuş gibi yutkunamıyordu. Dili tutulmuş bir şekilde elimdekine bakıyordu sadece. "Nasıl? Beğendin mi?" dedim. Nagihan yattığı yerden doğrulup, elimdekine dikkatlice baktı.
"Al kız, tam da seninkine göre!" dedim. Ne demek istediğimi anlamamıştı. İkinci kez,
"Alsana!" deyip eline verdiğimde Nagihan heyecandan titriyordu. Boğazı kurumuş derin derin soluyordu.
"Bu, bu... inanılmaz bir şey yaa!" dedi. Böyle bir şeyin varlığı kendisini heyecanlandırmıştı. "Beğendin mi?" diye tekrar sorduğumda,
"Eveeet!" dedi.

"Çok tatlı görünüyor, öyle değil mi?" dedim. Nagihan,
"Şeyy, bilmem ki, gerçek gibi görünüyor!" dedi.
"Denemek istermisin?" dediğimde yüzüme tuhaf tuhaf baktı. Gerçi isteyip istemesi o kadar önemli değildi, zaten öylesine söylemiştim, istesede istemesede amına sokacaktım. Yatağın üzerine çıkıp, tekrar bacaklarının arasına uzandım. Amından gelen koku hoşuma gidiyordu. Öpüp koklamaya, ardından da dillemeye başladım. Bir kadın olarak am yalamak hoşuma gidiyordu. Yalamak için harika bir amı vardı. Dolgun amı, etli küçük dudakları, fındık gibi şişmiş klitorisi ile böyle bir amı yalamak herkese nasıp olmazdı...

Amının ağız kısmını uzun süre yaladıktan sonra klitorisine yöneldim. Şişmiş olan klitorisi dudaklarımın arasına aldım, dudaklarımla sıkıştırıp emmeye başladım. Dudaklarımın arasındaki şişkinliği içime çekerken göz ucuyla da Nagihan'a bakıyordum. Halen elindeki yarağı inceliyordu.
"Kız ne bakıyorsun, yarağı ağzına al, yala!" dediğimde yalamaya çalıştı. Ama başı kalın olduğu için ağzına sığmıyordu. Yarağın gövdesini yalamakla meşguldü...

Benim de yalanmaya ihtiyacım vardı. Ters dönerek 69 pozisyonunda üzerine geçtim, amımı Nagihan'a sundum ve amını yalamaya devam ettim. Nagihan,
"Immmmh! Immhhh!" diye kıvranıyordu. Aynı şekilde onun da beni yalamasını emmesini istiyordum. Amım tam ağzına gelecek şekilde üzerine oturdum, artık onun da bir şeyler yapması gerekiyordu. Amımın dudakları Nagihan'ın dudaklarıyla bütünleşmişti. Başımı arkaya doğru çevirip elimi uzattım ve elindeki yarağı aldım. Amımdan akan sular ağzını burnunu kayganlaştırmıştı. Nagihan amımı yalamıyordu, ama am suyumu kendisine yediriyordum. Nagihan ise benden berbat durumdaydı, amından akan sular çarşafa kadar inmişti. Buna birde benim yalamam eklenince bacaklarının arasını sular seller götürmüştü...

Yarağı gövdesinden tutarak, amının küçük dudakları arasına yerleştirdiğimde Nagihan irkildi. Yarağın gövdesini amının yarığına boylu boyunca sürtmeye başladım. Bacakları yavaş yavaş gevşerken, Nagihan artık kendini kasmıyordu. Bacaklarını koltuk altlarıma sıkıştırdım ve bir müddet daha yarakla fırça çektim. Artık zamanı gelmişti. Gergin am dudaklarının arasına yarağın kafasını ayarladım. Zorlamaya başlayınca, Nagihan,
"Dur yapma!" diyerek engel olmaya çalıştı. İçimden, (Orospuya bak hele, amı folluk olmuş bundan korkuyor!) diye geçirip,
"Korkma! Ben bunu götüme alıyorum, sen amına mı alamayacaksın!" dedim.

Yarağın kafası içine girmiş ve kocaman kafa amının dudaklarını iyice germişti. Nagihan, "Lütfen yapma!" diye bağırırken,
"Merak etme, birazdan alışırsın!" diyerek teselli veriyordum. Kafası girdikten sonra gövdesi de amına kaymaya başladı. Yarıdan fazlası girdiğinde. yavaş yavaş ileri geri oynatmaya başladım. Birkaç git gelden sonra kayganlaşan gövde daha rahat hareket etmeye başlamıştı. Küçük am dudakları sıkışmış, eziliyordu. Ben bastırdıkça yarak derinlere doğru ilerliyordu. Yarısını anca alır diye düşünürken, 25 cm'lık yarak sonuna kadar girmişti. Nagihan'ın amı benimkinden daha derindi.
"Amın ne kadar derinmiş, hepsini aldın!" diye takıldım...

Bir müddet yarağı hareket ettirmedim ve başımı çevirip,
"Sen de birşeyler yapsana!" dedim. Nagihan'ın sesi soluğu çıkmayınca,
"Bütün deliklerim senin! Parmak mı sokarsın, yalarmısın, birşeyler yap!" diye çıkıştım ve amımı ağzına bastırdım. Kalçalarımı oynatıp, amımı ağzına burnuna sürtmeye başladım. Nagihan istemese bile amımı yalamak zorunda kalıyordu. Tekrar amına döndüm, yarağı dibinden tuttup yavaş yavaş ileri geri oynatmaya başladım. Birkaç hareketten sonra amı alışmaya başlamıştı. Hareketlerim gittikçe hızlanıyordu. Kocaman yarak bir kayboluyor bir görünüyordu. Nagihan kurtulmak ister gibi debelenirken gittikçe hızlandım. Çok bilmiş Nagihan'ı parçalamak istiyordum.

Yarağın gövdesi amının suyu yüzünden köpük köpük olmuştu. Yarağı ileri geri hızla sokup çıkarıyordum. O esnada amından 'Zart, Zurt' diye osurur gibi hava çıkıyordu. Nagihan ohluyor pohluyor, kıvrandıkça kıvranıyordu. Yarağı dibine kadar sokup amının tabanına iniyordum. Dibe vuran yarak Nagihan'ı zıplatırken, Nagihan da amımı yalamaya çalışıyordu. Bu duruma daha fazla dayanamadım, kasıklarımı saran zevk dalgası dışarı doğru hücum etmeye başladı. Ben boşalırken daha da hızlandım. Kendi amıma sokar gibi hızlı bir şekilde hareket ettiriyordum yarağı Nagihan'ın amında...

Orgazm olurken, "Ohhhh!" diye inledim. Aynı şekilde Nagihan da inlemeye başlamıştı. Zevkten mi yoksa zorlandığından mı belli olmuyordu. Nagihan az sora,
"Ağğğhh! Iğğğhhh! Oğğğhhh!" diye inleyerek boşalmaya başlamışken cevabı da almıştım. Titriyordu, kaskatı kesilmiş gibi kasılıyordu. Yüzüne baktım, yüzü kıpkırmızı olmuştu. Dudaklarını ısırıyordu...

Yarağı amından çektiğimde yine hava geldi. Amının etrafı kızarmış, ağız kısmı ise kapanmıyordu. Bugün olanlar unutulacak şeyler değildi. İkimiz de boşalmış, terden sırılsıklam olmuştuk. Üzerinden çekilip yana devrildim. İkimiz de yorulmuştuk. Nagihan sırtüstü uzanmış, tavana bakıyordu. Bir müddet sessiz şekilde uzandık. Biraz dinlendikten sonra yerimden kalktım,
"Ben banyoya giriyorum!" diyerek odadan çıktım...

Duşumu aldıktan sonra havluyla odaya döndüm. Nagihan elbiselerini giymişti. Gitmek ister gibi bir hali vardı, gözlerini benden kaçırıyordu. Belli ki utanıyordu. Yatağın üzerindeki yarağa gözü kayınca,
"Artık senin de bir kocan var! Kocanın yarağını beğendin mi?" diye takıldım. Nagihan bi rşey demedi, ama yine de tebessüm etti. Sonra da,
"Ben gitsem iyi olacak, çok geç oldu!" dedi.
"Dur, hemen kaçma!" dedim. Vücudumu havluyla kuruladıktan sonra salona geçtik. Nagihan önde ben arkada yürürken yalpaladığını fark ettim.
"Ne o, kalçaların yaylanıyor!" dedim. Nagihan dönerek,
"Amım sızlıyor!" diyerek gülümsedi. Gitmek için kapıya yönelince,
"Dur, oturalım işte, bir çay daha demlerim hemen!" dedim.

Nagihan, "Böyle durmak istemiyorum!" dedi.
"Bir şey olmaz!" dediysem de gitmekte kararlı görünüyordu.
"İyi tamam tamam, biraz laflayalım gidersin!" dediğimde, "Hadi, iki dakika oturayım!" dedi. Oturduk. Nagihan’a, "Bak Nagihan, konuştuklarımızın, yaptıklarımızın hepsi aramızda kalır, bu konuda çekinmene gerek yok, biz arkadaşız ve her konuda bana güvenebilirsin, benim sana güvendiğim gibi senin de bana güvenmeni istiyorum!" dediğimde, Nagihan gayet ciddi bir şekilde,
"Tabii ki güveniyorum!" dedi.

Nagihan'a takılmak için, "Kız, sende de ne büyük am varmış, koca yarağı sonuna kadar aldın ya!" dediğimde, Nagihan,
"Sen kendi götüne bak hele! Seni de götten iyi sikmişler!" diyerek gülmeye başladı. Ben de, "Hadi ben götten yemeye alışmışım, sana bir sikici bulursam bakalım sen ne yapacaksın! O küçücük göt deliğin varken seni kimse amdan sikmez!" deyip güldüm. Nagihan,
"Götten vermem ki! " dedi. Ben de,
"Senin verip vermemenle olmuyor ki, ne edip yapıp kandırıp sikiyorlar götünü!" dedim.

Sonra da, "Söylesene kız, yıllardır sikilmediğin halde o kadar büyük yarağı nasıl alıyorsun amına?" diye sordum. Nagihan bu soruma cevap vermemek için mırın kırın ettiyse de, ısrarıma dayanamadı.
"Bir ara bunalıma girdim. O dönem ne bulursam amıma sokuyordum. Salatalık, patlıcan, kabak... hatta deodorant kutusu bile sokuyordum!" deyince,
"Kendine bir sikici bulsaydın ya!" dedim. Elbette böyle bir şey yapamazdı, Nagihan muhafazakar biriydi ve böyle bir şeyin günah olduğuna inanıyordu. Ayrıca dul olduğu için de dikkatli olmak zorundaydı. Nagihan’ı tanıdım tanıyalı evden dışarı adım atmak istemezdi. Kendini taşımasını biliyordu...

Nagihan saate bakıp, "Gitsem iyi olacak!" dedi. Kendisine hak vererek evine uğurladım.


Sonraki Bölüm...

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 13)

(Bu bölüm daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır. Tüm bölümlere aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz)


Kartal'a döndüğümden beri aradan birkaç gün geçmişti. Bütün sırlarımı paylaştığım Bahar, bir kez olsun aramamıştı. Nedenini bilmiyordum, ama bu durum beni üzüyordu. (Ne olursa olsun!) diyerek Bahar'ı aramaya karar verdim. Aradığımda, telefona kaynanası çıktı.
"Şeeyy! Nadide teyze, ben Nesrin!" dedim.
"Buyur kızım!" dedi.
"Bahar yok mu?" dedim. Çalışmaya gittiğini söyleyince, şaşırmıştım. Ne iş yaptığını sorduğumda, bir bayanın yanında temizlik işi yaptığını söyledi.
"Nerde çalışıyor?" diye sorduğumda,
"Bilmiyorum kızım!" dedi.
"Sağol Nadide teyze, ellerinden öperim!" deyip, telefonu kapadım.

O an aklımdan birçok şey geçmesine rağmen, Bahar'ın böyle bir şey yapabileceğine ihtimal veremedim. Bunu öğrenmenin bir tek yolu vardı, Nazmi'ye telefon etmeye karar verdim. Ama birkaç kez aradığım halde kendisine ulaşamadım, telefonu kapalıydı. İçimden, (Orospu çocuğu! Kim bilir ne bok yiyorlar?) diye geçirdim. Kendimi terk edilmiş hissediyordum. Daha önce böyle bir duygu yaşamadığım için üzülürken, neredeyse ağlayacaktım. Elimden bir şey gelmezdi, o orospu çocuğu Nazmi artık telefonlarıma bile bakmıyordu. Bunu öğrenmek için Bahar'ın dönüşünü beklemem gerekiyordu.

Bahar akşam saat 6 gibi sokakta göründü. Binaya gireceği sırada kendisine birkaç kez seslendim. Ama yüksek sesle bağırdığım halde, Bahar başını kaldırıp bakmadı bile. Sinirle, (Küçük orospu, götün mü kalktı!) diye mırıldandım. Canım sıkılmış, kendi kendime söylenip duruyordum. O sırada alt komşumuz olan Nagihan'ın sesiyle kendime geldim. Nahihan, çay demlediğini söyleyerek,
"Gel, beraber içeriz!" dedi. Tebessümle karşılık verdim,
"Tamam geliyorum!" dedim. Canım sıkkındı, ama bu davet beni rahatlatmıştı.

Nagihan, 30 yaşlarında, kapalı giyinen, muhafazakar bir kadındı. Kocasını, 5-6 yıl önce kanserden kaybetmiş, kızıyla birlikte yaşıyordu. Üzerime bir şal alıp, Nagihan'a indim. Balkona geçerek çaylarımızı yudumlamaya başladık. Nagihan, güler yüzlü, konuşkan bir kadındı. Kendisine,
" Nagihan, evlenmeyi düşünmüyormusun?" diye sordum. Nagihan birkaç saniye sustuktan sonra,
"Yaa, ne bileyim, öyle herkesle olmaz ki!" dedi.
"Nasıl birini arıyorsun ki?" diye sordum.
"Evine bağlı, evi arabası olan, en fazla 40 yaşında, çalışan biri olmalı!" dediğinde, içimden (Böyle birini kim istemez!) diye geçirdim. Nagihan belli ki genç birini istiyordu.

Sohbetimiz ilerledikçe, konu cinselliğe kadar gelmişti. Cinsellikten bahsedince, Nagihan'ın yüzü pembeleşmeye, hatta kızarmaya başlamıştı.
"Ne o, utanıyormusun?" dedim.
"Yoo, ne alaka?" dedi. Nagihan utandığını belli etmemeye çalışırken, ben bu kez dahada ileri giderek,
"Erkeksizliğe nasıl dayanıyorsun kız? Senin yerinde olmak istemezdim doğrusu!" dedim. Nagihan, "Ne yaparsın, kader işte, elimizden bir şey gelmiyor!" dedi. Bunu öyle içten söylemişti ki, dertli olduğu belliydi. Masmavi gözlerinin yanısıra, ince uzun kaşları vede dolgun dudaklarıyla, hiçte fena birine benzemiyordu. Kendisine,
"Kız, bu aralar kilo mu aldın sen?" dedim. Nagihan ayağa kalkarak, kendi ekseni etrafında döndükten sonra,
"Kilolu mu görünüyorum?" dedi. Ben de gülerek,
"Evet ya! Kalçaların kocaman olmuş!" dedim.

Kısa bir sessizlikten sonra sataşmayı sürdürdüm,
"Nagihan, canın yarrak çekmiyor mu?" dedim. Bu sözüm üzerine bir müddet yüzüme bakıp,

"Töbe töbee!" diye mırıldandı. Ama ben susmak niyetinde değildim. Üzerine üzerine gidiyordum,
"Ne yani, gerçekten canın yarrak çekmiyor mu?" diye ısrar ettim. Eliyle ağzını kapatarak, "Delisin sen yaa, günaha sokma beni!" dedi. Gerçekten utanmış bir hali vardı. Öyle ya, yıllardır eline erkek eli değmemişti. Onun yerinde ben olsaydım çoktan siktirmiştim kendimi. Bu arada, amını merak etmiyor değildim. Çünkü, kocası öleli yıllar olmuştu. Amının deliği kimbilir nasıldı. Eminim iyice daralmıştı. Eğer içine patlıcan yada salatalık gibi herhangi bir cisim sokmadıysa tabii ki, daracık olmalıydı.

Nagihan'a, "Seninle evlenecek olan erkeğin vay haline!" dediğimde, gülerek,
"Manyaksın yaa!" dedi. Ben de,
"Ne yani, gücü kuvveti yerinde, (kolumu gösterek) bu kadar yarrağı olan bir adamla evlenmek istemezmisin?" dedim. Nagihan kahkaha atarak,
"O kadar büyüğü de mi var kız?" dediğinde, aklıma Nazmi'nin yarrağı geldi. O an içim cız etti. Nagihan Nazmi'nin yarrağını görse, eminim küçük dilini yutardı.
"Olmaz mı kız, ne yarraklar var! Hemde kocaman kocaman!" dedim. Nagihan,
"İnanmıyorum sana yaa, neler söylüyorsun, sanki çok görmüşün gibi konuşuyorsun!" dedi.

Nagihan'ın interneti, bizim internete bağlıydı. Gece sabahlara kadar oturduğunu, yanan ışığından biliyordum. Gülerek,
"İnternette hepsi var, girince görürsün!" dedim.
"Ben öyle şeylerden anlamam ki, internete sadece okey oynamak için girerim!" dedi. Ama ben konuştukça, Nagihan'ın merakı da gittikçe artıyordu.
"Porno siteleri var, orda sikişin her çeşidini seyredebilirsin!" dediğimde, dalga geçtiğimi düşünerek,
"Hadi ordan! Benimle dalga mı geçiyorsun?" diyerek inanmak istemedi. Yüzündeki pembelik gittikçe koyulaşmış, hatta kızarmıştı. Utandığını belli etmemek için parmaklarını çıtlatıp sağa sola bakınıyordu.

"İstersen bize gidelim! Orda daha rahat seyrederiz! Ne dersin?" dediğimde, Nagihan öyle heyecanlanmıştı ki, ne diyeceğini bilemiyordu.
"Şeyy, bilmem ki, günaha girmeyelim!" dedi. İstediği halde yine de çekiniyordu.
"Bir kez seyretmekten birşey olmaz! Çocuklar gelmeden biraz seyrederiz!" dedim. Sonra da elinden tutarak,
"Kalk hadi!" dedim, ayağa kaldırdım birlikte benim daireye çıktık.

İçeri girip, kapıyı kapattıktan sonra bilgisayarın olduğu odaya geçtik. İki sandalye alıp, bilgisayarın başına oturduk. Ardından interneti açtım. Porno sitelerini aramaya başladım. Daha önce seyrettiğim harika bir film vardı, onu buldum. Filmin konusu, kocasını aldatan bir kadının, kızı tarafından yakalanması ve kızın da aynı erkeklerle sikişmesi üzerineydi. Filmdeki erkekler yakışıklı olduğu kadar, yarakları da inanılmaz büyüktü. Doğrusu merak ediyordum, Nagihan böylesine büyük yarakları gördüğünde, acaba ne tepki verecekti. Bu sırada film de gittikçe hareketleniyordu. Filmdeki adam, kadının amını yalamaya başlamıştı bile...

Bir müddet sonra pozisyon değişmişti. Bu kez kadın adamın yarrağını ağzına aldı. Kadın tam bir profesyonel gibiydi. Emiyor, yalıyor, ağzına alıyordu. Adamın yarrağı iyice sertleşmiş, kocaman olmuştu. Yarrağın büyüklüğü karşısında Nagihan'ın sesi soluğu kesilmiş, derin derin soluyordu. Kaçamak gözlerle filmi izlerken,
"Ne kadarda büyüüük!" diye mırıldandı. Ben filmin devamını bildiğim için,
"Benim mutfakta biraz işim var!" diyerek Nagihan'ın yanından kalktım. Nagihan başını sallayarak,
"Tamam!" dedi. O sırada yüzüne baktım, yüzü kızarmış, al al olmuştu. Çekinmeden seyretmesi için böyle bir şeyi bahane etmiştim.

Birkaç dakika mutfakta oyalandım. Nagihan'ın durumunu merak ediyordum. Ne yaptığını görmek için sessizce odanın kapısına yanaştım. Arkası kapıya dönük olduğundan beni fark etmesi mümkün değildi. Kapının kenarından baktığımda, Nagihan'ın kıvrandığını farkettim. Bacaklarını aralamış, elini eteğin içine sokmuştu. Eteğin içindeki sağ kolu, devamlı oynuyordu. Belli ki amını okşuyordu. Nagihan kendini filme tamamen kaptırmış haldeydi. Filmdeki kadın domalmış, adam da sert sert sokuyordu. Nagihan bir eliyle amını okşarken, diğer eliyle de memesini sıkıyordu.

Onu o halde görmek beni de sulandırmıştı. Elimi külotumun içine daldırdım, amımı avuçladım, amımın dudaklarıyla birlikte klitorisimi okşamaya başladım. Ardından birkaç parmağımı amımın içine sokup, git gel yaptım. Aniden bacaklarım titremeye, bedenim kasılmaya başladı. Bağırmamak için dudaklarımı ısırırken, inanılmaz bir zevk yaşıyordum. Kasılmalarım bittiğinde kendime gelmiş, iyice rahatlamıştım. Amımın suları külotumu bile sırılsıklam yapmıştı.

Nagihan ise benden habersiz, halen kendi kendini tatmin etmeye devam ediyordu. Boşaldığım için yanına gitmeye karar verdim. Geri mutfağa gidip, mutfaktan,
"Nasıl gidiyor " diye seslendim. Nagihan cevap vermeyince, yanına gittim.
"Ne o, sesin soluğun çıkmıyor!" dedim. Nagihan konuşmuyor, sadece yüzüme bakıyordu. Yüzü gözü ter içindeydi.
"Ne oldu, terlemişsin!" dedim. Nagihan ürkek bir kız gibi,
"Şeyy, ben..." diyerek, kem küm ediyordu. Üzerine fazla gitmek istemiyordum, konuyu değiştirip,
"Adamın yarrağı nasıl?" diye sordum. Nagihan,
"İnanılmaz yaa!" dedi, sonra,
"Bunlar gerçek mi?" diye sordu.
"Evet! Hepsi gerçek!" dedim.

Nagihan'a, "Bak şimdi sana ne göstereceğim!" diyerek, filmi ileri aldım ve
"Ne kadar güzel bir kız! En fazla 16-17 yaşında, öyle değil mi? Bak şimdi bu kız neler yapıyor!" dedim. Filmdeki kızın küçük bedeni en fazla 35-40 kilo ya vardı, ya yoktu. Karşısındaki iki adam ise dev gibiydiler. Biri kızın amını sikerken, diğeri de ağzına vermişti. Daha sonra yer değiştirdiler. Kızın amı perişan olduktan sonra, bu kez de götten sikmeye başladılar. Önce biri, sonra diğeri. Uzun süre devam ettikten sonra üzerinden çekildiler. Adamlardan biri koltuğa yattı, kız da üzerine çıkarak yarrağı amına soktu, küçük bedenini adamın göğsüne yasladı. Diğeri de arkasına geçerek, kolay bir şekilde götüne soktu. Küçücük kızı, hem amdan, hemde götten dakikalarca siktiler. Arada kalan kız sandviç olmuş, ama yine de pes etmemişti. Adamlar kızın ağzına boşalınca, film de sona erdi.

Nagihan aptal aptal bana bakıyordu. Şaşkın bir ifadeyle,
"Kızın ağzına boşaldılar!" dedi. Belli ki daha önce böyle bir şey görmemişti.
"Eee bu işler böyle!" dedim. Nagihan yüzündeki terleri sildikten sonra,
"Ben gideyim artık!" dedi ve yerinden kalktı. Onu yolcu etmek için arkasından yürürken birde ne göreyim, arkasında kocaman bir ıslaklık vardı.
" Nagihan! Bu ne hal? Amma ıslanmışsın!" diyerek gülmeye başladım. Nagihan arkasına doğru baktığında, utancından ne diyeceğini bilemedi. Ona,
"Kaç kez boşaldın ki, bu kadar sulanmışsın?" dediğimde,
"Nesrin, ben... Ben, boşalmadım..." dedi.

"Ciddimisin kız? Gerçekten boşalmadın mı?" dedim. Nagihan,
"Neyse, ben gideyim artık! Geç oldu!" diyerek kapıya yöneldi. Sonra da,
"Lütfen Nesrin, bundan kimseye bahsetme!" diyerek yalvarır gözle bana baktı. Ben de,
"Merak etme kız, delimiyim ben!" diye karşılık verdim. Nagihan hakkındaki düşüncelerim yavaş yavaş rayına giriyordu. Nagihan yıllardır dul olduğu halde, kendini mütevazi yaşamına vererek, dedikodulardan uzak kalmıştı. Buna rağmen o bir kadındı ve cinsel yönden de eksiklik çekiyordu. Önümüzdeki günler ne getirirdi bilemezdim ama, yine de bugün olanlardan sonra Nagihan'dan umutluydum...

Aradan bir hafta geçmiş ve Bahar'la halen görüşememiştim. Ne o beni arıyordu, nede ben onu. İşe gidip geliyordu, ama ne iş yaptığını bilmiyordum. Evde yalnız olduğum günler, zaman zaman Nazmi'yi aradım. Ama bir kez olsun, telefonuma bakmadı. Gel dese, koşa koşa gidecektim, ama bunu neden yapıyordu anlamıyordum. Bir söz vardır, (At binicisini, kadın sikicisini unutmaz!) diye, gerçekten de doğruymuş. Kocamla sikişirken bile, Nazmi'nin o kocaman sert yarrağını hayal eder olmuştum. Aklıma geldikçe çıldırasım geliyordu. Onunla sikişmek inanılmaz zevkliydi. Saatlerce bırakmadığı gibi, bütün deliklerimi paramparça ederdi. Amımın deliği günlerce sızlar, arka deliğim de kolay kolay kapanmazdı. Bağırıp çağırmak istiyordum, ama elimden bir şey gelmiyordu.

Günlerim özlem ve hasretle geçiyordu. Kocamla haftada bir iki kez ilişkiye girdiğim halde, istediğim doyumu alamıyordum. Değişiklik istiyordum, ama bu ne zaman ve nasıl olacaktı, bilemiyordum. Bugüne kadar 6 kişinin yarrağını yemiştim. Üstelik hepsi de farklı farklı yarraklardı. Bunlar içinde en büyüğü Nazmi'ninkiydi. Uzun ve oldukça da kalındı. Bitmeyen enerjisiyle tam bir erkekti. Birlikte olduğumuz günleri unutmak gerçekten zordu. Şu da bir gerçek ki, aldatmak tehlikeli olduğu kadar, çokta heyecan vericiydi. Hele o ilk zamanlar yok muydu, nasılda heyecanlıydı. Aklıma geldikçe özlüyordum...

Yazın sıcaklığı kendini iyice göstermişti. Ağustos'un ortaları yaklaşırken, çocuklardan birini memlekete, diğerini de anneme göndermiştim. Kocam işine gidip gelirken, ev ıssız bir haldeydi. Evin günlük işlerini kısa zamanda hallediyordum, boş vaktim de hayli fazlaydı. Bazı günler binanın bahçesinde komşu kadınlarla piknik yapıyor, dedikodu yapıyorduk. Komşuların hepsi de samimi ve güler yüzlüydü. Binanın bütün kadınlarıyla bahçede oturup sohbet ediyorduk, ama aramıza katılmayan bir tek kişi vardı, o da Bahar'dı. Bahar her seferinde bir mazeret uydurup, gelmiyordu. Ve onun hakkında yapılan sohbetler de artık beni ilgilendirmiyordu. Benden uzaklaşmasını da artık önemsemiyordum...

Birgün öğleden sonra saat 3 gibi kapının zili çaldı. Kapıyı açtığımda, karşımda Nagihan'ı görünce biraz şaşırdım. Ayaküstü biraz hoş beş yaptıktan sonra içeri buyur ettim. Nagihan'ın tedirgin bir hali vardı.
"Hayırdır, bir sorun mu var?" diye sordum. Nagihan,
"Kızı babamın yanına gönderdim, canım sıkılınca biraz sohbet ederiz diye düşündüm!" dedi. Ona, "Tabi, tabiiii, geç otur! Ben bir çay koyayım!" dedim. Ocağa çay attıktan sonra yanına döndüm. Nagihan, ürkek bir tavşan gibiydi, parmaklarını çıtlatararak sağa sola bakınıyordu. "Eee, ne var ne yok?" dedim.
"Ne olsun, idare ediyoruz işte!" karşılığını verdi. Çay demlendikten sonra da sohbete devam ettik. Çaylarımızı yudumlarken, sohbet daha da ilerlemiş, ben konuyu, seyrettiğimiz porno filme getirmiştim.

Nagihan'ın sıkılganlığı gitmiş, bazı şeyleri öğrenmek ister gibiydi. Bana,
"Filmde seyrettiklerimiz gerçek mi?" diye sorunca, gülmeye başladım.
"Ne gülüyorsun?" dediğinde,
"İlahi Nagihan! Elbette gerçek!" dedim. Nagihan bana, yarrakların büyüklüğünden bahsedip, günlerdir aklından çıkmadığını, hatta uyuyamadığını anlatırken, derin derin soluyordu. Sonra pornoda oynayan genç kız hakkında yorumlar yapmaya başladık. Nagihan,
"Kızın her yerini mahvettiler! Hele aynı anda ikisiyle yapması yok mu, inanılır gibi değil!" diyordu. Ben de,
"Bunlar günümüzde artık, her kadının bir kez olsun denemek isteyeceği şeyler!" diye anlatırken, böyle şeyleri normalmiş gibi göstermeye çalışıyordum.

Yine, "Mesela sen Nagihan, kocaman yarrağı olan biri tarafından sikilmek istemez misin?" diye takıldığımda, Nagihan heyecanlanmıştı.
"Böyle şeyler söyleme, utanıyorum yaa!" dedi. Ben de,
"Ne yani? Sen şimdi bana, gücü kuvveti yerinde, yakışıklı biriyle sikişmek istemediğini mi söylemek mi istiyorsun?" dediğimde, tebessüm ederek güldü. Nagihan her ne kadar muhafazakar bir kadın da olsa, belli ki istiyordu...

Bir müddet porno film hakkında konuştuk. Daha sonra havadan sudan konulara girerek sohbetimize devam ettik. Nagihan birşeyler anlatmaya çalışıyordu, ama ne dediğini kendisinin de anladığı yoktu. Aklının başka şeylerde olduğunu düşünüyordum. Buraya gelme nedenini anlamak için müneccim olmaya gerek yoktu, geçen seferki gibi porno seyretmek istiyordu, ama bir türlü cesaret edip söyleyemiyordu. Konuyu ben açıp,
"Porno izleyelim mi?" diye sorunca, Nagihan'ın heyecalandığını farkettim. Nagihan,
"Şeyy... bilmem ki..." gibisinden kem küm etmeye başlayınca, ona,
"Gel kız, içeri geçelim!" dedim. İtiraz etmeden, o önde ben arkada bilgisayarın olduğu odaya doğru yöneldik. Önümde yürürken kalçaları dikkat çekiciydi. Kocaman göt yanakları ince eteği altından sallanıyordu. İçimden (Böyle bir götü, doyursa doyursa, Nazmi'nin koca yarrağı doyurur!) diye geçirdim. Topuklarına kadar inen eteği, bacaklarını oldukça uzun gösteriyordu.

Havaların oldukça sıcak olmasına rağmen, her yeri kapalıydı.  
“Burada biz bizeyiz üstünü çıkarsana” dedim
Üzerindeki hırkayı da çıkardıktan sonra yerimize oturduk. Bilgisayarı açıp, internete girdim, porno sitelerini araştırmaya başladım. Nagihan'a nasıl bir porno izlemek istediğini sordum. Nagihan utangaç bir tavırla,
"Sen bilirsin!" dedi. Ona,
"Bak Nagihan, her kadının zevki farklıdır. Ben mesela, anal seks ve grup seks gibi pornolardan hoşlanıyorum, ya sen?" diye sorduğumda,
"Ben anlamam ki! Birini aç seyredelim işte!" dedi. Aslında haksız da sayılmazdı, daha önce porno film hakkında hiçbir bilgisi yoktu. İlk kez benim evde izlemişti. Bu ikinci olacaktı ve ne açarsam seyredecekti. Aklıma Dildo'lu filmler geldi. İçlerinden birini tıkladım ve izlemeye başladık. Film, yatakta çırılçıplak bir kadının, Dildo ile kendini tatmin etmesiyle başladı...

Nagihan filmi izlerken hem istekli, hemde heyecanlıydı. 10-15 dakika geçtiğinde içindeki fırtına yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu fırsatı kaçırmak istemiyordum. Yan yana oturduğumuz için bacaklarımız birbirine temas etmekteydi. Normal bir durum gibi davranarak elimi bacağının üzerine koydum. Nagihan ürperir gibi oldu, ama tepki vermedi. O sırada oynayan filmde, odaya bir kadın daha girdi ve soyunup, yatağa, öbür kadının yanına geldi. Biraz öpüştüler, sonra kadınlar 69 pozisyonuna geçerek, birbirini yalamaya başladılar. Bir an Nagihan'la göz göze geldik. Nagihan,
"Manyak bunlar yaa!" diye fısıldadı.
"Ne var bunda kız! Ne güzel yalıyorlar işte!" dediğimde, Nagihan,
"İğğğğğ! İğrenç!" diyerek yüzünü buruşturdu. Belli ki, kocası Nagihan'ın amını hiç yalamamıştı. Yalamış olsaydı, şimdi iğrenç olduğunu söylemezdi. Nagihan'a,
"Sen hiç yalatmadın mı?" diye sorduğumda, başını sallayarak,
"Hayır!" dedi ve yutkundu.

Elim halen bacağının üzerindeydi. Baldırının yumuşaklığını vede hele sıcaklığını hissetmek, gerçekten harikaydı. Bu durum bile benim amımın sulanmasını tetikliyordu. Ama acele etmemem gerektğini bildiğim için, Nagihan'ı ürkütmemeye özen gösteririyordum.
"Nagihan..." dedim, ardından da,
"Sen hiç yarrak yaladın mı?" diye sordum. Nagihan yüzüme anlamsızca bakıp, (Hayır!) anlamında başını sağa sola salladı. Ben de,
"Gerçekten mi?" diyerek üzerine gittim. Nagihan'ın seks konusunda bilgisiz olması kocasından kaynaklanıyordu. Nagihan dul kaldıktan sonra başka erkeklerle ilişkiye girmiş olsaydı, eminim her türlü seksi yaşardı. Kocasından başka hiçbir erkekle sikişmemiş olduğuna kanaat getirdim.

Nagihan'a, "Sen şimdi, ne amını yalattın, nede sik yaladın, öyle mi? Valla evlenmemiş kızlar bile senden daha tecrübeli! Eminim sen götten de yapmamışsındır?" dediğimde, gülümsediği halde cevap vermedi. O sırada filmdeki sahne değişmiş, kocaman bir yarraklı bir erkek, kızı kucağına oturtmuş, hızlı hızlı sokuyordu. Nagihan'a,
"Sen de böyle sikilmek istermisin?" diye sordum. Nagihan,
"Bir dur kız!" derken, gözünü filmden alamıyordu. Kocaman yarrak genç kızın küçücük amına girip çıkarken, yarrağın gövdesi de am suyundan parlıyordu. Manzara inanılmazdı.

Nagihan'a, "Ben daha fazla daynamayacam valla!" diyerek, elimi eşofmanımın içine soktum, ardından amımı parmaklamaya başladım. Nagihan'ı dolduruşa getirmek için de, oynayan pornoya bakarak,
"Sikkk! Beni de sik! O kocaman yarrağını bana da sok!" diye mırıldanıyordum. Nagihan yan gözle beni izlerken, ben sulanmış olan amımı okşamaya başladım. Sonra film domalma pozisyonuna geçmişti. Adam, domalmış kızı sikerken,
"Ohhh, ben de öyle domalmak ve sikilmek istiyorum!" diyerek Nagihan'ı ateşlemek istiyordum. Sonra birden ayağa kalktım, eşofmanımı, lastiklerinden tutarak dizlerime kadar indirdim. Nagihan şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Giydiğim Tanga, amımın dudakları arasına girmişti. Dudaklar arasına sıkışmış olan Tangamı düzelttikten sonra tekrar yerime oturdum.

O sırada filmdeki adam, yarrağını kızın amından çıkarıp, kızın götüne sokmuştu. Kızın yüzü, duyduğu acıyı ifade eder gibiydi. Kalın yarrak, kızın göt deliğini iyice germişti. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra, adamın hareketleri de hızlanmaya başlamıştı. Şimdi kocaman yarrak rahat bir şekilde girip çıkıyordu kızın götüne. Nagihan'a,
"Görüyormusun Nagihan, kız az önce bağırıyordu, şimdi ise zevkten inliyor!" dedim. Nagihan belli belirsiz yüzüme bakıyordu. Sanki söylemek istediği birşey var da, söylemeye çekiniyordu...

"Kusura bakma Nagihan, ben daha fazla dayanamayacağım, boşalmak istiyorum!" dedim. Ayağa kalkıp, bacaklarımı açarak, yanlara doğru iyice gerdim. Tangamı kenara çektikten sonra, Nagihan'nın bakışları arasında amımı okşamaya başladım. Küçük küçük dairecikler çizerek klitorisimi okşuyordum. Sonra hızlandıkça hızlandım. Vücudumu ateş basmaya başladı. Kasıklarıma doğru inen dalga, gittikçe şiddetini artırırken, daha fazla direnemedim ve Nagihan'ın gözlerinin içine bakarak boşalmaya başladım. Öyle şiddetli boşalıyordum ki, her yerim titriyordu. Bedenim kasılırken,
"Aaağğğhh! Ooğğhh! İimmmhh!" diye inliyordum. Bir iki dakika boyunca en az 30 kez kasılmıştım. Şiddetini kaybeden kasılmalarım yavaş yavaş sonuna gelmişti. Amımdan akan sular, baldırlarımdan sızarak topuklarıma kadar inmişti. Rahatlayınca tekrar yerime oturdum.

Nagihan'a, "Sen de boşalsana!" dedim. Nagihan şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Yüzü terlemiş, mavi gözleri yalvarır gibiydi. Nagihan,
"Şeeyy, nasıl söylesem bilmiyorum ki... benim boşalma sorunum var!" dedikten sonra başını öne doğru eğdi.
"Nasıl yani?" dediğimde, Nagihan,
"Anla işte, ben boşalamıyorum!" dedi. Bir kadının boşalamaması ender görülen bir durumdu. Nagihan da onlardan biriydi. Bir müddet sessiz kaldıktan sonra kendisine,
"Eğer istersen ben sana yardım edebilirim!" dedim. Nagihan şaşkın bir edayla,
"Nasıl yardım edeceksin?" diye sordu. Kendisi için düşündüğüm şeyi, belki istemeyebilirdi. Ama yine de denemek istiyordum. Erkeklerle sikişmekten zevk aldığım kadar, kadınlara da ilgi duyuyordum. Bahar'la birkaç kez sevişmiştik, Nagihan'la neden olmasın, diye düşündüm. Sonra kendisine,
"Boşalmak istiyormusun?" diye sordum. Nagihan (Evet!) anlamında başını sallayınca, ona, "Benimle gel!" dedim. Kolundan tutarak yatak odasına doğru sürükledim. Ne yapmak istediğimi bilmediği halde benimle yatak odasına gelmişti.

"Bak Nagihan, bu tamamen aramızda kalacak!" dedim. Eteğini indirmek için lastiklerinden tuttuğumda, Nagihan yüzüme (Ne yapıyorsun?) der gibi bakıyordu. Önünde çömelerek eteğini topuklarına kadar indirdiğimde, süt gibi beyaz bacakları gözlerimin önüne serildi. Bacaklarının arasından gelen am kokusunu içime çektim. Külotunun ağ kısmı sırılsıklamdı. Islanan külot, içindekleri ortaya çıkarmıştı. Amının yarığı belli olurken, tombulluğu da dikkat çekiyordu.

Ayağa kalktım ve üzerini çıkarmasını söyledim. Nagihan yavaş hareketlerle önce penyesini çıkardı, ardından da sütyenini çözmeye başladı. Sütyenini de çıkarınca, üzerinde sadece külot kalmıştı. Nagihan'ın kilolu yapısına göre memeleri küçük sayılırdı. Ama uçları tam emmelikti. Memelerine baktığımı görünce elleriyle üstünü kapattı. Ben gülerek,
"Ne o kız, benden mi utandın?" dediğimde, Nagihan sadece güldü. Yanına yaklaşıp,
"Vücudun çok güzel, kız gibisin yaa!" dedim. İltifat etmem hoşuna gitmişti,
"Gerçekten mi söylüyorsun?" dedi. Bu fırsatı kaçırmak istemiyordum ve iltifat etmeyi sürdürdüm.
"Evet Nagihan! İnce bir belin, harika kalçaların var. Üstelik memelerin taş gibi! Var ya, erkek olsam, seni elimden kaçırmazdım!" dediğimde, ikimiz de gülmeye başladık. Nagihan, "İnanmıyorum sana yaa! Çok komiksin Nesrin!" dediğinde, tebessüm ederek,
"Öyleyimdir!" dedim.

Artık zamanı gelmişti, daha fazla uzatmanın anlamı yoktu. Nagihan'ın külotunu çıkarmak için, önünde dizlerimin üzerine çömeldim. Külotun lastiklerine dokununca elime yapıştı ve yalvarır gibi,
"Yapmaaa!" diyerek, ısrarla engellemek istedi.
"Merak etme kız, benden sana zarar gelmez! İnan bana, senin de hoşuna gidecek!" dediğimde, ısrarından vaz geçti ve külotunu çıkarmama izin verdi. Külotu lastiklerinden tuttuğum gibi topuklarından çıkardım. Nagihan elleriyle amını kapatınca, rahat olmasını söyleyerek, ellerini amının üzerinden çektim. Amı tertemiz, pamuk gibiydi. Belli ki yakın bir zamanda ağda yapmıştı.
"Ooo! Bu ne güzellik! Harika görünüyor!" dedim. Nagihan hiçbir şey söylemeden hareketsiz duruyordu. Artık benim de tamamen soyunmam gerektiğini düşündüm.
"Bir saniye!" dedim ve üzerimdekileri çıkarmaya başladım. Üzerimdeki penyeyi çıkarınca memelerim ortaya çıktı. Ev içinde sütyen takma alışkanlığım yoktu. Tangamı da çıkarınca, artık ikimiz de çırılçıplaktık.

Nagihan'ı elinden tutarak, yatağın üzerine oturttum. Sonra hafifçe iterek sırtüstü yatırdım. Nagihan artık itiraz etmiyordu. Uysal bir kız gibi her dediğimi yapıyordu. Yanına uzanıp,
"Porno filmdeki gibi sevişelim mi?" dedim. Nagihan,
"Nasıl yani?" dediğinde, "Kadın kadına işte!" dedim. Nagihan,
"Ben böyle şeylerden anlamam...." dedi. "Sen o işi bana bırak!" dedim, sonra harekete geçtim. Elim bedenini okşarken Nagihan'ın titrediğini farkettim. Yıllar sonra ilk kez bir el bedenine dokunmuştu. Ayaklarının ucundan başlayarak yukarı doğru çıkarken, bacaklarını öpüp okşamayı da ihmal etmiyordum. Bacaklarını sıkı sıkıya kapatıyordu. Belli ki amını göstermek istemiyordu. Acele etmeme gerek olmadığını düşündüm. Eninde sonunda gevşeyecekti.

Baldırlarını okşayıp öptükten sonra amına yöneldim. Sonra üzerine çıkarak bacaklarına oturdum. Bir bacağını bacaklarımın arasına sıkıştırdım. Kalçalarımı ileri geri hareket ettirmeye başladım. Sulandığımı hissettim. Amımdan akan sular sabun vazifesi görür gibiydi. Kollarımı kalçalarına doladım, sonra öne doğru eğildim. Yüzüme vuran sıcaklığa inanamadım, amı cayır cayır yanıyordu. Amının üst kısmın birkaç kez öptüm kokladım. Ardından, şişmiş olan klitorisini birkaç kez dilledim. Nagihan derin derin solumaya başlamıştı. Bir süre sonra, bacaklarım açık vaziyette amının üzerine oturdum. Amından gelen sıcaklık benimkini de ısıtıyordu. Etli, tombul amı, oldukça dolgundu. Amımın dudaklarını, Nagihan'ın amına sürtmeye başladım. Kalçalarımı ileri geri oynatırken, amımdan akan sular, sürtünmeyi dahada kolaylaştırıyordu...

Öne doğru eğilerek, memelerini avuçladım. İkisini birden okşamaya, sıkmaya başladım. Niyetim onu iyice azdırmaktı. Nagihan kendinden geçmiş, derin derin solurken, memelerini öptüm yaladım. Sıra, fındık kadar şişmiş olan meme uçlarına geldiğinde, kendimi tutamadım, kocaman uçları ağzıma alarak emmeye başladım. Diğer taraftan da kendi amımı, Nagihan'ın amına sürtmeye devam ediyordum. Ben de en az Nagihan kadar azmış haldeydim. Memelerinin uçlarını koparacakmışım gibi içime çekiyordum. Emiyor, yalıyor, sonra da dişliyordum. Bu duruma daha fazla dayanamadım. Birden kasıldığımı hissettim. Büyük bir zevkle boşalırken, amımı amına şiddetli bir şekilde sürtüyordum. Amımın dudakları arada ezilirken, saniyelerce boşaldım. Kasılmalarım yavaş yavaş azalmaya, sonra da bitme noktasına gelmişti...

Nagihan'ın üzerinden geriye doğru kayarak, ayak dibine oturdum. İlk anlarda bitişik olan bacakları, şimdi gevşek duruyordu. Ayak bileklerinden tutup bacaklarını açtım. Hep merak ettiğim amı, şimdi tüm ayrıntılarıyla karşımdaydı. Beyaz tenli olmasına rağmen, koyu bir amı vardı. Hele çapı oldukça büyüktü. Çevresini saran kahverengi etli dudaklar, oldukça diriydi. Amından akan sular kalçalarına kadar süzülmüştü. Bacaklarını yukarı doğru kırıp gerdiğimde, yapışmış olan dolgun am dudakları da ağzını açmıştı. Pembe renkteki deliğin büyüklüğüne inanamadım. Yıllardır sikişmediği halde, amı bu hale nasıl gelmişti aklım almıyordu. Ağız kısmı, çay bardağının ağzı kadar açılmış, içi görünüyordu. Tek olumlu yanı, kıldan eser bile yoktu.

Nagihan'ın kocaman amı vardı, ama arka deliğin varlığı anlaşılmıyordu bile. Belli ki götten yapmamıştı. Ama o an, bunları düşünmenin sırası değildi. Nagihan'ın bacaklarını omuzuma kaldırıp, amına yumuldum. Ellerimle de memelerini avuçlayıp, uçlarını okşamaya başladım. Nagihan, "Iğhhhhhh!" diye inledi. Amını öpüyor, yalıyor, sonra da dilliyordum. Şişmiş olan klitorisini, dudaklarımla ezip emerek içime çekiyordum. Nagihan altımda debelenirken, bacaklarıyla başımı sıkıştırıyordu. Yaklaşık 10 dakikadır devam ediyordum. Amının dudaklarını ve klitorisini emdikçe emdim. İnleme sesleri gittikçe artıyordu. İnlemesi arttıkça, dilimi kırbaç gibi kullanmaya başladım. Nagihan inledikçe, ben de hızlandım. Yaladıkça yaladım. Emdikçe emdim...

Nagihan inliyor, bağırıyor, ama bir türlü boşalamıyordu. Elimin birini memelerinden çektim. Parmaklarımı sulanmış olan amına sokmaya başladım. Bir, iki, üç derken, dört parmağım amına girmişti. Elimi ileri geri hareket ettirirken neredeyse kolum girecekti amına. Biraz zorlasam kesin girerdi de. Ama Nagihan bir türlü boşalmıyordu. Yalamaktan dilim yorulmuş, emmekten dudaklarım uyuşmuştu. O sırada aklıma arka deliği geldi. Amında iyice ıslanan elimi çekip, orta parmağımı arka deliğine sokmaya çalışınca, Nagihan'ın irkildiğini farkettim. Ama yinede vaz geçmedim. Kilitorisini emerken, sonunda orta parmağımı arka deliğine soktuğumda, Nagihan, "Iğğğhh!" diye mırıldandı. Götünün deliği öylesine sıkıydı ki, parmağımı içine hapsetmişti. Parmağıma am suyu yedirip, deliğe yavaş yavaş sokup çıkarmaya devam ettim...

İlk başta kendini kasan Nagihan artık gevşemişti. Parmağım, kayganlığın verdiği etkiyle, götüne kolayca girip çıkarken, Nagihan'ın inlemeleri odada yankılanıyordu. Ben durmaksızın bir taraftan göt deliğini parmaklıyor, diğer taraftan amını yalayıp emiyordum. Nagihan birden deli gibi, bağırmaya başladı. Şansımıza bir alt katta başkası oturmuyordu, yoksa kesin duyulurdu. Nagihan'ın, "İiiiğğğğğğhh! Aaağğğğğhhyy!" diye inlemeleri artınca, hareketlerimi hızlandırdım. Nagihan zorlanıyordu, bu gidişle kesin boşalacaktı. Birden, derinden haykırdı. Adeta elektriğe çarpılmış gibi titriyordu. O sırada parmağım halen arka deliğindeydi. Ve nihayet, boşalmanın ne olduğunu bile bilmeyen Nagihan, artık boşalmaya başlamıştı. Arka delik kasları kasılırken parmağım bile eziliyordu. Bacaklarının arasına sıkışan boynum, nefes almamı bile zorlaştırmıştı. Nagihan saniyeler boyunca inledi durdu. Sonra, yavaş yavaş sesi soluğu kesildi. Ben de gevşeyen bacaklarının arasından çekilip, yanına uzandım...

Konuşmadan öylece yatıyorduk. Bir süre sonra rehavetten içim geçmiş, gözlerim kapanmış. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama, Nagihan'ın sesiyle kendime geldim. Gözlerimi açtığımda Nagihan'ın giyinmiş olduğunu farkettim. Nagihan,  
"Gitsem iyi olacak..." dedi.
"Tamam!" deyip, külotumu giymeden, üzerime penyemi ve eşofmanımı geçirdim. Kapıdan yolcu ederken,
"Sonra görüşürüz Nagihan!" dedim.
"Görüşürüz!" dedi ve çıktı.
 
Sonraki Bölüm...