Ebru ve Ben Bölüm 1


<Aşağıdaki hikaye internetten farklı kaynaktan alınmıştır. Hoşuma gittiği için paylaşmak istedim>

Tüm Bölümler: Bölüm 1, Bölüm 2, Bölüm 3

Bazen bir insanın kendini gerçekten tanıması, aslında ne olduğunu anlaması zaman alır. Ve birgün öyle bir şey olur ki, birden o ana kadar hiç bilmediğiniz yönlerinizi keşfedersiniz. Tabii bu iyi sonuçlar da getirebilir, kötü sonuçlar da. Bu biraz da sizin konuya nasıl baktığınıza bağlı olur. Bazı şeyler sizin hoşunuza gidebilir ama, başkalarının olası tepkilerini gözönüne alıp, o aslında olduğunuz insan olmaktan kaçınmaya çalışırsınız. Ya da, olaylar sizi başkalarının nasıl tepki göstereceklerine hiç aldırmamanıza neden olabilecek bir yönde gelişir. Ve ne olursa olsun, içinizden birdenbire çıkıveren insan olmayı kabullenirsiniz.

Benim aslında ne olduğumu anlamam için önce evlenmem gerekti, sonra da bu evlilikle aynı anda başlayan bir kendimi tanıma sürecinden geçerek bugün olduğum insan haline geldim. Evet, bunun için başkalarının ne tepki göstereceğiyle ilgili tüm endişelerden sıyrılmam da gerekti tabii ama, ben hem özgür irademle böyle olmasını seçip tüm riskleri aldım, hem de, elimden geldiği kadar dikkatli davranıp, bugüne kadar tepki almadan yaşamayı başardım.

Size herşeyi anlatabilmem için önce Ebru'dan, yani karımdan söz etmem gerekiyor. Çünkü, geçirdiğim değişimin temelinde karım var. Yani aslında ne olduğumu anlayıp bundan son derece hoşlanmama ve kendimi kaptırıp, tüm hızıyla bu yeni kişiliğimi yaşamama neden olan Ebru.

Aslında karımı anlatabilmek için tek bir kelime bile yeterli. Tam bir "am" Ebru. İlk başka onunla evlenmeye kalkışmamın ardında da onun bu "am" olma özelliği vardı, değişimimin temelinde de. Ama size onunla ilgili biraz daha bilgi vermem gerektiğini de biliyorum bu arada.

Açık kumral saçlar, bembeyaz ve pürüzsüz bir ten, kuğu kadar zarif bir boyun, küçük birer portakal iriliğinde, kütür kütür ve yusyuvarlak memeler, incecik bir bel, birden genişleyen baştan çıkarıcı dolgun kalçalar, uzun ve gerçekten kusursuz bir çift bacak, yumuşacık ve resim kadar güzel ayaklar. Bütün bunların üstüne de, insanın bakmaya doyamayacağı kadar güzel ve şehvetli bir yüzü ve insanın aklına yalnızca bir tek şeyi, onu biran önce sikmeyi getiren yemyeşil bakışları koymak gerekiyor tabii.

Onunla, yaklaşık 2 yıl önce; o 21, ben 36 yaşındayken tanıştık. Bir arkadaşımın karısının akrabasıydı. Beni akşam yemeğine davet etmişler ve oraya gittiğim andan itibaren kendimi tümüyle Ebru'ya kaptırmıştım. Tabii ilk isteğim, onu biran önce sikmekti. Aslında; sonrasıyla karşılaştırıldığında, öyle abartılı ve tahrik edici de giyinmemişti Ebru ama, söyledim ya, kelimenin tam anlamıyla bir "am" olarak görünmüştü gözüme.

Yemek bittiğinde onu evine bırakma işini ustaca üstlenmiş, sonra da kendi evime atmıştım tabii. O andan itibaren de Ebru'nun esiri olmuştum zaten. Doymak bilmez bir sikiş makinesi gibiydi. Elimi neresine değsem tepki veriyordu. O ilk gece; Ebru'nun sikişmekten ne kadar çok zevk aldığını ve karşısındakine de ne kadar çok zevk verdiğini keşfederek, resmen yamulmuştum. Sabaha kadar iliklerimi boşaltmıştı adeta.

İki ay içinde evlendik.

Çevremizdeki herkes birbirimize çok yakıştığımızı düşünüyordu. Laf aramızda hala da öyle düşündüklerini biliyorum. Bunun nedeni ise hiç bir şeyin farkında olmamaları. Neyse lafı uzatmıyayım. Haziran'ın son günlerindeydi. Nikah dairesinden çıkar çıkmaz kendimizi havaalanına atmış ve uçağa bindiğimiz gibi Bodrum'a gitmiştik. Ve değişim de orada başladı işte.

Bir hafta boyunca kalacağımız 5 yıldızlı otele vardığımızda akşam olmuştu. Dışarı çıkıp yemek yemeyi ve sonra da Bodrum'un barlarında eğlenmeyi kararlaştırmıştık. İlk şoku, karım giyinmesini tamamlayıp banyodan çıktığında yaşadım. Karşımda duran benim alaştığım Ebru'ya hiç benzemiyordu çünkü. Uçuk eflatun, incecik bir giysi geçirmişti üstüne. Sicim kadar ince iki askı omuzlarından geçerik giysiyi tutuyordu. Kolları, omuzları ve boynu, ortasına kadar sırtı ve memelerinin üstü meydandaydı. İncecik streç kumaş, memelerini, karnını ve kalçalarını sarıyordu. Eteği kasıklarının yarım karış kadar altındaydı. O güzelim, bembeyaz bacakları çıplaktı. Ayaklarına ise yalnızca bir kaç ince deri battan oluşan, iyice yüksek topuklu ve altları incecik kösele, siyah bir çift ayakkabı giymişti.

Sikim biranda kalkmıştı onu böyle görünce. İçimden geçen, dışarı çıkmak yerine onu yatağa atıp doyasıya sikmekti. Yürüyüp ona sarıldım. Aynı anda da, giysinin altına hiç bir şey giymemiş olduğunu anladım. Gerçi bu giysinin altına sutyen takması olanaksızdı zaten ama, kilotu da yoktu. Bunun farkına varmak ise sanki mümkünmüş gibi sikimin biraz kalkmasına neden olmuştu yalnızca.

Ebru niyetimi anlamıştı tabii. Bir adam geri çekilip gözlerimin içine bakarak;

-"Acele etme sevgilim..." dedi, "Nasıl olsa geri geleceğiz... Hem inan bana, o zaman daha güzel olacak..."

Sesimi çıkarmadım. Yalnızca bir kaç saat önce evlenmiştik ve bu akşamı eğlenerek geçirmek istemesini anlıyordum. Ondan uzaklaştım. Ama üstümdeki incecik patolonun önü çadır gibi olmuştu. Karımın gözleri bunu hemen yakaladı tabii:

-"Uffff çok güzel olmuş..." dedi kıkırdıyarak, "Ama bence eline bir şey al da, sokaklarda böyle dolaşmaK yerine önünde tutup durumu gizle istersen..."

Doğru söylüyordu. Dolaptan spor bir gömlek aldım elime. Sonra dışarı çıkmak için aşağıya indik. Lobiden geçerken Ebru önümde yürüyordu ve ben de gömleği almakla ne kadar isabetli bir iş yapmış olduğumu anlıyordum. O başdöndücü kalçaların incecik kumaşın altından olduğu gibi belli olmaları bile yeterdi aslında. Ama sanki inadına yapıyormuş gibi iyice de çalkalaya çalkalaya yürüyordu karım. Manzara, insanın aklını başından alacak gibiydi.

Takside ise oldukça ilginç bir durum çıktı ortaya. Ben şoförün arkasında oturmuştum, Ebru ise sağ taraftaydı. Önce şoförün ön camın sol tarafına taktığı panoramik aynayla oynadığını farkettim, sonra da Ebru'ya baktım. Öyle bir oturmuştu ki, neredeyse amı görünecekti. Şoförün, bu akıl almaz manzarayı seyredebilmek için aynasına ayar yapmaya çalıştığı belliydi. Sesimi çıkarmadan bekledim. Son derece heyecanlanmıştım ve ne olacağını merak ediyordum doğrusu. Karım ise kıpır kıpırdı. En çok hareket eden yeri ise bacaklarıydı bu arada. Birden onun da durumun farkında olduğunu kavradım. Şoförün bacaklarını seyrettiğini biliyordu ve sürekli hareket ederek ona daha da çok göstermeye çalışıyordu.

Bodrum'un içinde, Neyzen Tevfik heykelinin önünde taksiden inerken, dikkatimi şoförün yüzündeki üzüntülü ifade çekti. Yolculuğun çok kısa sürmüş olduğunu düşünüyordu herhalde. Ama Ebru inerken ona son bir iyilik daha yaptı. Bacakları öyle bir aralandılar ki, eminim adam bu sefer amını bile görmüştü.

Yanyana, sahil boyunca yürüyerek Karada Marina'ya kadar gittik. Yanımızdan geçen tüm erkeklerin gözü karımın üstündeydi ve ben gömleğimi yanıma aldığım için kendimi çok mutlu hissediyordum. Sikim, bir an için bile yumuşamıyordu.

Marina'da, bir restoranın terasına oturup yemeğimizi yedik. Başta; yemek boyunca biraz kendime geleceğimi sanmıştım ama, yanıldığımı hemen anladım. Gerçi ben oturduğum yerden göremiyordum ama, çevremizdekilerin gözleri önünde müthiş bir manzara olmalıydı. Karımın bacakları, örtüsü olmayan masanın altından olduğu gibi görünüyor olmalıydı. Tüm erkeklerin gözü onun üstündeydi. Şarap içiyorduk ve alkolün etkisiyle olmalı, Ebru iyice kıpır kıpır bir hale gelmişti artık. Bu yetmiyormuş gibi, yakın çevremizdeki tüm erkeklerin gözü de, giysinin altından bütün güzelliğiyle belli olan baştan çıkarıcı memelerindeydi. Bize servis yapan garsonun ikidebir yanımıza gelmesinin nedeninin de karımın memeleri olouğundan hiç kuşkum yoktu. Sikim pantolonumu yırtacak bir hale gelmiş, inmek bilmiyordu.

Yemekten sonra yine yürüyerek geriye, Barlar Sokağı'na döndük ve ilk bulduğumuz bara daldık. Ebru elimi tutup ısrarla beni bana doğru götürdü ve yüksek bar taburelerinden birine çıkıp oturdu. Yine müthiş bir manzara çıkmıştı ortaya. Bacakları, neredeyse kalçalarına kadar meydandaydılar. Orada ikişer viski içip bir kaç saat oturduk. Doğaldır ki, yakın çevremiz gözlerini karımdan ayırmayan sürüyle erkekle dolmuştu yine.

Bir taraftan da, Ebru'nun yüzünde meydana gelen ifade değişikliği dikkatimi çekiyordu. Gözleri hafifçe buğulanmış, dudakları ıslak ve aralıktı. Her halinden onun da çok tahrik olduğunu anlayabiliyordum. Anlamadığım tek şey, bu durumun beni neden bu kadar çok etkilediğiydi.

Sonra çıkıp yeniden bir taksiye bindik ve otele doğru yola çıktık. Ebru, tıpkı önceki takside yaptığı gibi, şoförü yol boyu deli etmeyi sürdürdü bu arada. Eteği artık neredeyse beline kadar sıyrılmıştı. Onun kendini gösterdikçe tahrik olduğunu, tahrik oldukça da kendini daha çok gösterdiğini farkedebiliyordum.

Otele girdiğimizde tek isteğim karımı biran önce odaya götürmek ve deli gibi sikmekti. Ama bunu başaramadım. Ebru, otelin havuz başı barında da biraz oturmak için ısrarlıydı. Çaresiz kabullendim ve bir saatten fazla bir süreyle, yeni bir teşhircilik örneğine tanıklık etmek ve daha da çok tahrik olmak durumunda kaldım. Sonra birden bana bakmaya başladı karım:

-"Ohhh sevgilim..."dedi, "Canınm sikilmek istiyor.... Ohhh sikilmek istiyorum sevgilim... Hadi beni odamıza götür..."

Asansörö bindiğimizde ikimizden başka kimse yoktu. Elimi eteğinin altına sokup amını avuçladım karımın. Tanrım, ateş gibi yanıyordu Ebru'nun amı ve akıl almayacak kadar ıslanmış, vıcık vıcık olmuştu. Birden beli gelmeye başladı. Başını omuzuma yaslamıştı ve tüm vücudu sarsılıyordu.

Odaya girer girmez, önce ayakkabılarını sonra da giysisini çıkarıp attı. İnanılmaz güzel, inanılmaz tahrik edici ve inanılmaz derecede tahrik olmuş görünüyordu. Ben hızla soyunmaya çalışırken gelip önümde çömeldi. Uzun parmakları çatlama noktasına gelmiş sikimi kavradılar. Sonra ağzının açılışını ve o güzelim dudaklarının sikimin mosmor olmuş başına kapanışını, zevkten kısılmış gözlerle izledim. Bir anda içimde bir top patlamış gibi oldu. Belim fışkırmaya, Ebru'nun ağzına dolmaya başladı. Bu onun da bir kez daha belinin gelmesi için yeterli olmuştu. Yine tüm vücudu sarsılıyordu. Gözleri kapalıydı. Ama inanılmaz bir hırsla emmeyi sürdüyordu. İçimi boşaltana kadar da emmeyi sürdürdü.

İşin ilginç tarafı, sikimin hiç bir inme belirtisi göstermemesiydi bu arada. Karım bütün tohumlarını, damla bile israf etmeden midesine indirdikten sonra da emmeyi bir süre sürdürdü. Sonra da sikimi ağzından çıkarıp yalamaya başladı. Bir eliyle taşaklarımı mıncıklıyordu. Birden ayağa kalkıp beni yatağa doğru itti. Sırtüstü uzandım yatağa, Ebru da hızla üstüme çıkıp sikimin üstüne çömeldi. Bir eliyle sikimi dibinden kavramıştı. Sonra birden oturdu sikimin üstüne. Bir anda, dibine kadar içine almıştı beni. Amı alev alev yanıyordu. İçinden sızan am sularının taşaklarıma aktığını hissediyordum. Müthiş bir sikişe başladık sonra da.

Neredeyse sabaha kadar sikiştik o gece. Karım çıldırmış gibiydi. Sikimin üstünde bir dansöz gibi dansediyordu sanki. Zaman zaman biraz doğrulup sikimi amından çıkarıyor, sonra da götüne dayayıp yeniden oturuyordu üstüne. Peşpeşe beli geliyordu. Benim belim geldikçe de büyük bir telaş içinde sikimi ağzına alıyor, emerek, yalayarak yeniden kaldırıyor ve tekrar o başdöndürücü deliklerinden birinin içine alıyordu.

Sonunda ikimiz de bitap düşüp kendimizden geçtik.

Sabah uyandığımda, Ebru yanımda uyuyordu. Hala çırılçıplaktı. Saçları karışmış bir halde darmadağındı. Bacaklarını dizlerinden kıvırıp karnına çekmiş, sağ yanına yatmıştı. Dirseğime dayanıp onu seyretmeşe başladım. Pırıl pırıl kılsız amı ve götünün pembe küçük deliği perişan bir halde görünüyordu. Her tarafta kurumuş bellerim vardı. Üstelik her iki deliğinden de hala bel sızdığını görebiliyordum. Gördüklerim, sikimin bir anda kalkıp kazık gibi olmasına neden olmuştu. Sabaha kadar sikiştikten sonra bunun nasıl olabildiğini anlamakta güçlük çekiyordum ama, gerçek buydu.

Ben de yan yatıp arkasına geçtim ve sikimi götünün hala biraz açık duran deliğine dayayıp bastırdım. İçi hala bellerimle o kadar kaygandı ki, bir anda dibine kadar girdi sikim. Bu da karımın uyanmasına neden oldu tabii.

-"Ohhhh sik beni sevgilim..."diye inledi sonra da, "Ohhhh sik hadi götümü..."

Zaten başka bir istediğim yoktu ki. Yavaş hereketlerle sikmeye başladım onu. Gerçekten de çok büyük zevk alıyordu Ebru. Vücudu dalga dalgaydı. Kısa bir süre sonra beli gelmeye başladı. Götü sikimi bir mengene gibi sıkmış, bir kasılıp bir gevşeyerek adeta beni sağıyordu. Belimin hemen gelmemesi için dişimi sıktım. Ebru durulduktan sonra da, sikmeye devam ettim. Ama karımın beli ikinci defa geldiğinde yapabileceğim bir şey yoktu. Beni sağmasına istemesem de izin vermek zorundaydım. Tohumlarım götünün dibine fışkırmaya başladı. Yeniden yarı baygın, uyuyup kaldık.

İlk uyanan yine ben oldum. Ama bu sefer yeniden başlamak istemiyordum. Aksi halde tüm gün boyunca yataktan çıkamayacağımızın farkındaydım. Zaten saat öğlenden sonra 2 olmuştu bile. Kalkıp duşa girdim.

Yine de, odadan çıkabilmemiz iki saati buldu. Ebru da duş yapmıştı kalkınca. Sonra da havuza gitmeye karar vermiştik. Gerçi otelin aşağıda, deniz kenarında bir plajı da vardı ama, biraz geç olmuştu oraya gitmek için. O hazırlanırken, ben de oturmuş kapıdan aldığım gazeteyi okuyordum.

-"Hadi sevgilim, gitmiyor muyuz...?" diye sordu birden Ebru.

Başımı kaldırıp ona baktığım anda, sikim bir anda kalktı yine. Siyah, çiçekli bir bikini vardı üzerinde. Tabii eğer buna bikini denilebilirse. O kadar küçüktü ki, adeta yok gibiydi. İki küçük üçgen kumaş memelerinin yarısını ancak örtüyordu. Alt kısmı da, önden yalnızca kasıklarını örten üçüncü bir üçgen kumaş parçasıydı. Yüzünde hırzırca bir gülümseme vardı. Ona nasıl baktığımı görünce, olduğu yerde dönüp, bana arkadan görünüşünü de gösterdi. Tanrım, o başdöndürücü yuvarlıklaktaki kalçaları, neredeyse olduğu gibi meydandaydı. İncecik bir bant halindeki kumaş, hiç bir şeyi örtmüyor, yalnızca bikininin ön kısmını tutmaya yarıyordu.

Yerimden kalkıp ikinci bir plaj havlusu daha aldım dolaptan. Buna gerçekten de ihtiyacım olacağını biliyordum. Mayomun önündeki çadırı, ancak onunla saklayabilecektim. Sonra odadan çıkıp havuza yöneldik. Ebru, yaklaşık 2 metre kadar önümden yürüyordu ve gözlerimi onun inanılmaz bir baştan çıkarıcılıkla çalkalanan çıplak kalçalarından alamıyordum. Bir taraftan da, kafamın içinden binbir düşünce geçiyordu. Artık karımın gerçek bir teşhirci olduğunu, güzelliklerini herkese gösterip onları tahrik etmekten son derece zevk aldığını kavramıştım. Şimdi de, onun özellikle kıçını göstermeye bayıldığını farkediyordum. Aslında bunun anlaşılır bir yanı da vardı elbette ki. Ebru götünden sikilmekten inanılmaz, hatta şaşılacak kadar büyük zevk alıyordu. Böyle olunca da kıçını göstermek onu gerçekten de tahrik ediyor olmalıydı.

Havuzun başı kalabalıktı ama, yine de kendimize iki şezlong bulmayı başardık. Tam Ebru'nun istediği gibi şemsiye altındaydı bunlar üstelik. Onun yanmayı pek istemediğini, vücudunun beyazlığını korumaya özen gösterdiğini biliyordum. Anladığım kadarıyla bunun nedeni de, yine onun teşhircilik tarafıyla bağlantılıydı.

Yaklaşık 4 saat kaldık havuz başında. Çevremizdeki tüm erkeklerin karımdan gözünü bir an için bile ayırmadığı 4 saat. Ya da, sikimin hiç inmediği, durumu meraklı gözlerden saklayabilmek için büyük plaj havlusunu kucağımdan kaldıramadığım 4 saat.

Doğruyu söylemek gerekirse; bu sürenin en ilginç tarafı, karımın da ilgi odağı olabilmek için elinden geleni yapmaktan kaçınmamış olmasıydı tabii. Sırtüstü yattığında bacaklarını dizlerinden bütüp ayaklarını sezlongun alt iki köşesine koyuyordu. Sırf merak ettiğim için bir kere yerimden kalkıp o böyle yatarken çevredekilerin neler görebildiğini anlamaya çalışmıştım. Görünmeyen tek yeri amıydı. Ama o da mayonun incecik kumaşı altından tüm hatlarıyla belli oluyordu. Yüzüstü döndüğünde ise, kıçının yuvarlakları ortaya bütün çıldırtıcılığıyla çıkıyordu tabii. Sonra bir ara kalkıp havuz girmişti. Geri döndüğünde ise ıslanan mayosu nedeniyle daha da müthiş bir manzara yaratmıştı doğal olarak. Amı artık daha da belirgindi, ıslanınca incelmiş gibi görünen kumaşın altından.

Sonunda kalkıp odaya gittiğimizde, tek isteğim onu biran önce sikmekti tabii. Ama bunu yapamadım.

-"Acele etme sevgilim..." dedi karım, ""Daha dışarı çıkıp yemek yiyeceğiz, sonra da biraz eğleneceğiz... İştahını geceye sakla..."

Daha da çok tahrik olmak ve bu arada beni de iyice çıldırtmak istediğini anladım. Sesimi çıkarmadım.

Bir gün öncesine oranla daha erken çıktık bu sefer otelden. Ve sanki mümkünmüş gibi, Ebru bu sefer daha da tahrik edici giyinmişti. Üstünde, eteği memelerinin hemen altından kesilmiş, biraz bolca ve ince askılı beyaz bir bluz vardı. Memelerinin alt kısımları neredeyse görülecek durumdaydılar. Yan taraflardan da, yarıyarıya görebiliyordum o yusyuvarlak, dim dik memeleri. Altına ise yine beyaz iyice düşük belli, pilili ve kısacık bir etek giymişti. Yürürken eteği savruluyor ve kalçalarının alt kısımları görünüyordu. Beline ince bir altın zincir bağlamış, sağ ayak bileğine de, aynı zincirin daha küçüğünü takmıştı. Özellikle belindeki zincir, çıplak karnını daha belirgin bir hale getiriyordu sanki. Tümyle meydanda olan göbek deliği, inanılmaz tahrik ediciydi. Ayaklarına ise, yine yalnızca bir kaç incecik banttan oluşan alabildiğini yüksek topuklu bir çift ayyakabı geçirmişti. Uzun, bembeyaz bacaklarının güzelliğini, aykkabıların içinden olduğu gibi görünen güzelim ayakları tamamlıyor ve Ebru'yu dayanılmaz sik kaldırıcı bir hale getiriyordu.

Bu sefer önce çarşı içinde dolaştık. Sonra yine bir restorana, peşinden bir bara ve en sonunda da otelin barına gittik. Bir öncekinden daha cüretliydi bu akşam Ebru. Daha çok gösteriyordu güzelliklerini.

-"Ahhhh canım sikilmek istiyor sevgilim... Hadi beni odamıza götür ve inlete inlete sik... Hadi n'olur..." dediğinde, bir saniye bile durmadım tabii.

Sikim çatlayacak bir haldeydi. Çevremizdeki tüm erkeklerin karımın üzerinde dolaşan aç bakışları, gözlerinden fışkıran sikme isteği beni delirtmişti adeta. Daha odaya girdiğimiz anda karımı yatağın üstüne devirdim ve bacaklarının arasına başımı gömdüm. Güzelim amı vıcık vıcık ıslaktı. Dudakları şişip, tıpkı susamış bir ağız gibi açılmıştı. Yine güneş doğana kadar sikiştik.

Ondan sonraki tüm günlerimiz de aynı geçti. Ebru sabahtan akşama kadar güzelliklerini teşhir ediyor, çevredeki tüm erkeklerin siklerini kaldırıyor ve bu arada da beni delirtiyordu. Ve sonunda da bana sikilmek istediğini söylemesiyle birlikte kendimizi odaya atıyorduk. Günden güne değişen tek şey, karımın giderek daha cüretleniyor olmasıydı.

Sonunda bir haftalık balayımız bitti.

İstanbul'a döneceğimiz günün sabahında karım giyindiğinde, ne yalan söyleyeyim biraz şaşırdım. Buraya geldiğimizde olduğu gibi, masum ve edepli bir şeyler geçirmişti üstüne. Şaşkınlığımı görünce hafifçe gülümsedi.

-"İstanbul'a dönüyoruz sevgilim..." dedi, "Orası başka..."

(Birinci Bölümün Sonu)


<ALINTIDIR>

Hesapsız Alınan Borç.... Eder

Merhaba, 

Ecem 165 49kg beyaz tenli 85-62-93 ölçülerinde kumral seksi ve öyle görünmekten hoşlanan birisiydi.Sadece özel davetlerde değil normal günlük yaşantısında kısa miniler, jartiyer takımlar en azından stay-up çoraplar giyerdi. Gerek flört, gerek evliliğimizde külotlu corap giydiğine hiç rastlamadım. Biçimli C cup göğüsleri küçük koyu göğüs uçlarına sahipti. Derin göğüs dekoltesi için V yaka kıyafetler giyer, bazen bu kıyafetlerde sütyen kullanmazdı. Sütyene ihtiyacı olmadığı kesinlikle şüphe götürmezdi. Göğüslerinin yürürken sallanması, hafif esintiler de göğüs uçlarının belirginleşmesi zaten dikkat çekici fiziğini daha seksi hale getiriyordu.
İnsanlara neye sahip olduğunu göstermeyi seven birisiydi. Aslında bu özelliği hoşuma gidiyordu. 

Herhangi bir toplulukta yanımdaki kadından her zaman övünmüşümdür. İnsanların ve diğer erkeklerin ona bakarak gözlerini alamamaları beni tahrik ediyordu. Seks hayatımız görünenin aksine durağan sayılırdı. Bir takım klasik pozisyonların ötesine fazla geçemiyor idik.

Evlilik sürecinde maddi sıkışıklık nedeniyle çok yakın olmayan bir arkadasımızdan yüklü borc almıştık. O para bizi o dönem bayağı rahatlatmıştı. Evlendikten sonra taksitler halinde ödemeye başladık. fakat işlerimizin ummuduğumuz gibi gitmemesi nedeniyle 2-3 ay ödeyemedik. Her ikimizde çalışmamıza rağmen hayat şartları umulmayan harcamalar maddi zorluk yaşamamıza neden oluyordu.

ilk başta borcu aldımız arkadaşımız Hakan anlayışlı davranırken giderek sıklaşan periyotlarda taksitleri istemeye başlamıştı.. Bu bende moral bozukluğu ve stres yaratıyordu. Sonucta Hakanın o paraya çok ihtyacı olmadıgını ikimizde biliyorduk. Giderek zaten çok hareketli olmayan seks yaşantımız sönmeye başlamıştı. 

Hakan'dan kaçmıyordum. Telefonlarına çıkıyor her seferinde biraz daha erteleme talep ediyordum. Artık telefon yerine direk gidip konuşmaya karar verdim. Hakanı ziyaret edeceğimi söylediğimde Ecem'de gelmek istedi. Cumartesi günü Hakan'ın ofisine uğradık. 

Eşim yine bir mini etekle ve halter top derin dekolteli bluz giymişti. Hakanın işyerine vardığımızda bizi çok sıcak karşıladı sekreterine bize içki getirmesini söyledi. Aslında içki içmeyi düşünmüyordum fakat ayıp olmaması için itirazda etmedim. Muhabbetimiz tamamen maddiyattan uzak eğlenceli devam ediyordu. Bir süre sonra eşim biraz çakır keyif haliyle tuvalete gitmek istediğini söyleyerek yanımızdan ayrıldı. 

Hakan Ecemin yanımızdan ayrılmasını fırsat bilerek ne kadar güzel fiziği oldugundan filan konu açmaya çalıştıysada ben hemen konuyu değiştirdim. O gün anlayısı için teşekkür ederek Hakanın yanından ayrıldık. 

İki üç gün sonra  Hakan beni cebimden arayarak iş çıkışı yanına uğramamı istedi. Akşam yanına gittiğimde bana bir içki verdi ve havadan sudan konuşmaya başladı. Daha sonra yanındaki sekreteri nasıl buldugumu sordu. Bende tam bir esmer bomba oldugunu söyledim. Hakan ozaman gel bir sey göstereyim dedi. ve bilgisayarın ekranını benim oturduğum yöne çevirdi. Monitörde sekreterin gizli çekilmiş videosu vardı. 

Hakan ufak casus kameraların birini tuvalete, birinide sekretein masasının altına monte etmiş sekreterine işe gelirken etek giymesini mecburi tutmuş. Zaten Hakan'ın yanında her zaman inanılmaz güzel kızlar çalışırdı. 

Ekranda bir çok frikik ve tuvaletteki görüntüler vardı. Tuvalette sanırım birden fazla kamera olmalıydı. Bana görüntüleri gösterirken bir ara görüntüleri ekranda dondurdu. Bana dönerek ondan almış olduğum borcumu sordu. Yine zayıf tarafımdan yakalanmıştım. Ne diyeceğimi bilemiyordum çünkü diyecek bir şeyim kalmamıştı.


Sonra gülerek, herseyin para olmadığını ödemenin bir cok yolu olduğunu ve ödeme şekline kendisinin karar vermek istediğini belirtti. İnternette bir site buldugunu ve burada yayımlanan amatör çekimlerin karşılıgından para alındıgından bahsetti. Benim iyice kafam karışmıştı. Kimi cekebilirim diye sordugumda gülerek .En güzel mankenle yatıyorsun her akşam dedi. Bir anda kafamdan aşağı kaynar sular boşaldı. lafı geveleyerek ecem`in buna razı olmayacapını söyledim.Hakan buna gerek yok diyerek ekranda bir dosyaya tıkladı ve ecemin hakanın tuvaletindeki görüntüleri oynamaya basladı. şok içinde izlerken istersem bunları pazarlayabileceğimizi söyledi.Bende neden bu şekilde davrandıgını paraya ihtiyacının olmadıgını sordum. . 

Hakan ben parayı orospularla yiyiyorum. Yani seks ihtiyacım için kullanıyorum ama isterseniz. Bu ihtiyacı giderebileceği başka yol biliyorsak parayı almayacağını söyledi. Kafam karışmıştı ama mesajı anlamıştım. Gerek konuyu kapamak gerekse oradan bir an önce ayrılmak için,Eceme
 danışayım diyerek yanından ayrıldım.

Eve geldiğimde haliylen kafam allak bullaktı. Ecem i hep başkaları ile paylaşmak fantazimdi ama bunun sadece fantezi olduğunu düşünüyordum. Ecem huzursuzluğumu hemen farketti ve bende kamera olayı dahil tüm konuşmaları anlattım. Cümlelerim bitince ecem biraz düşündü ve tüm dünya göreceğine bir kişi görsün diyerek fikrini belirtti.

O gece deli gibi seviştik. Ertesi gün hakanı bize davet ettim. Hakana fazla ayrıntı vermemiştim. Akşam olunca eve gitmeden Hakanı aldım. Beraber gittiğimizde ecem bize harika bir sofra hazırlamış ve altına mini bir etek saten bir bluzla kapıyı açtı. Zaten uzun bacakları giydiği topuklularla iyice uzun duruyordu. İçine sütyen giymediğini belirginleşmiş göğüs uçlarından anlaşılıyordu. Hakan Ecemi görünce ne diyeceğini şaşırdı. Biraz kekeledikten sonra ecem hakanın elindeki şarabı alarak bizi içeri aldı. Masaya oturduğumuzda yine ekonomiden hayattan filan konuşuyorduk Ecemin servis için her içeri girişinde hakanın tüm dikkati dağılıyor ve konu sapıyordu. 


Eşim mutfağa girdiğinde fısıldayarak borcunun hepsine olmaz dedi. Bende 3 taksit dedim. Bu daha önce eşimle kararlaştırdığımız meblağ idi ve oldukca yüklüydü. Hakan kabul etti. Yemeklerimizi yedikten sonra ecem hızlıca masayı topladı yemek sırasında hepimiz içmiştik. Eşim çok alkole dayanıklı olmadığından çakır keyif olmuştu. 

Yemek masasında otururken ecem hadi iskambil oyunu oynayalım dedi. Hepimiz hemfikir sekilde hızlıca masayı organize ettik. Yalnız masayı toplarken hakan hiçbir fırsatı kaçırmak istemezmiş gibi hep kapı önünde sanki tesadüfi şekilde ecemle karşılaşıyor ve olabildiğince dokunmak istiyordu. Bense sadece gülüyordum. Masayı topladıktan sonra 3 kişi 3-5-8 oynamaya başladık. 1-2 el normal oynadıktan sonra Hakan ortada birşey olsun öyle oynayalım dedi. Masadaki üzümlerden herkese eşit dağıttık. Ecem zaten çok becerikli olmadığı oyunda hızla yenildi ve sıfırı tüketti. Bu arada alınan içkinin dozu iyice yükselmeye başlamıştı. 

Eşim hiç kredisi kalmayınca “Eee şimdi ne olacak dedi” Hakan ise üzerindekileri satabilirsin diyerek gülüyordu. Ecem “Tamam ama içimde sütyenim yok o yüzden pahalıya patlar dedi” Ben artık eşimin nasıl bu şekilde rahat olduğunu düşünmemeye başlamıştım. Hakan elindeki kredinin yüklü bir kısmını ve benden gerçek para kaşılığında aldığı sözde pulları ecemin bluzuna verdi. Eşim ise hiç düşünmeden yavaş yavaş bluzunun düğmelerini çözdü ve  diri göğüslerini gözlerimizin önüne serdi. 

Hakan manzara karşısında şoke olmuştu. Devamlı sırıtıyor ve eşimin göğüslerine bakıyordu. 2nci tur oyunda bu yine eşim eteğini kaybetti. Artık karşımızda beyaz teni üzerinde jartiyer ile oturuyordu arada içkilerimizi tazelemeye kalkıyordu. 3ncü tur artık bilerek mi yoksa eşimden gözlerini alamadığından mıdır hakan kaybetti. ecem bu sefer elimdekilerin buyuk kısmı ile hakanın gömleğini ve pantolonunu aldı. Hakan pantolonu konusunda biraz utangaç davrandığından eşim kalkıp kendisi çıkarmaya çalıştı.

Kemeri çözüp pantolonunu indirince hakanın boxerı altından sikinin kaskatı hali eşimin yüzüne geldi. Hakan biraz utanmıştı sanırkm  Ecem ise hakanın boxerına bakıp “Onu alacağım merak etme dedi” 
4 ncü partide zaten az olan kredisi nedeniyle Ecem külodunu kaybetti. Külodu çıkardığında V seklinde kesilmiş kılları ile ikimizide nefessiz bıraktı. Yavaş hareketler ile çıkarıp Hakana fırlattığı külodu sırılsıklam olduğu üzerindeki ıslaklıktan belli oluyordu.

 Oyun ilerledikçe Hakan kazanmaya devam etti jartiyer takımı kazanmasına rağmen almadı ve eşimin üzerinde kalmasına izin verdi. Benim durumum ise; hiç iç açıcı değildi. Taşaklarım patlamak üzereydi. Ecemin kaybedecek bir seyi kalmayınca Hakan “sanırım ben kazandım” dedi. Ecem ise gülerek “mal bittiyse hizmet devam ediyor” diyerek masanın altına kaydı. Bu hamlesinden sonra Ecemi tanıyamıyordum. Sanki yıllardır bu şekilde davranan birinin rahatlığında hareket ediyordu.

Hakan ne oluyor derken bir anda kasıldı. Ecem hakanın sikini çıkarmış ağzına alarak emmeye başlamıştı. Hakanın nefesi sıklaşmaya başladığında ise gülerek “ağzıma boşalmak istersen elindekinin dörtte üçünü alırım” dedi. Hakanın zaten pazarlık yapacak gücü yoktu. “Tamam” der demez sarsılmaya başladı. Ecemin çok güzel oral seks yaptığını iyi bilirdim ama bugüne kadar benim spermlerimi hiç yutmamıştı. Hakan kasıla kasıla eşimin ağzına boşaldı. Ecem masanın altından çıktığında hakanın dölleri agzının kenarlarından sızıyordu. 

Hakana bir öpücük vererek önündeki pulları aldı. Oyunumuz tüm hızıyla devam ediyordu ben sadece durumu idare eden 3ncüydüm kimse benim elimdekileri almaya ugraşmadığından gayet rahattım hatta borcumun kısımları karşılıgında hakana kredi açıyordum. Hakan az kalan kredisini düzgün kullanamadığından sonraki eli kaybetti. Ecem sıra sende masanın altına gir ve bana oral seks yap dedi. Hakan sandalyesinden kayarak masanın altında geçti. Ecemin yüzünden Hakanın her dil darbesi okunuyordu. 10 dakika kadar sonra Ecemin nefesi hızlanmaya göğüsleri kızarmaya başladı. Hakanın kafasını amına bastırarak dil darbelerini en derinde hissetmek istiyordu. Ecem orgazmın eşiğine gelmişti. Kısa bir süre sonra Ecem sarsılmaya başladı. Sonu gelmez kasılmalar yaşıyor gibiydi. Daha önce benimle yaşamamış olduğu bu duyguyu başkası ile bile olsa yaşamış olması hoşuma gidiyordu.
Ecem de boşaldıktan sonra bir süre ara verdik. Ecemin bacaklarının titremesi geçtiğinde içkilerimizi tazeledi ve oyuna kaldığımız yerden devam ettik.

İleriki ellerde eşim yine kaybetti bu sefer Hakan şimdi menüde ne var diyerek gülmeye başladı. Eşim tatlıya geldi sıra yine hakanın önüne diz çöktü hakan yeni boşaldıgından halen yarı sert durumdaydı fakat bu sorun ecemin maharetli dil darbeleriyle hızla çözüldü Hakanın 17lik damarlı siki formuna ulaşınca ecem kanepeye yatarak bacaklarını ayırarak hakana “Gel ve tatlıyı al dedi” hakan apar topar giderek hemen ecemin tertemiz amına sokmaya başladı. Hakanın taşakları her bir darbesinde Ecemin amına çarpıyor odada bunun yarattığı şaklamalar ile Ecemin haykırışları çınlıyordu. 

Bende yarrağımı cıkarmıs 31 cekmeye baslamıstım. Hakanın ve ecemin haykırışları beni giderek tahrik etmeye başlamıştı. Patlamak üzereyken ecemin yanına giderek sikimi ağzına dayadım. Ecem öyle bir açlıkla vakumlamaya başladı ki sikimdeki son döle kadar midesine gönderdi. Ben boşalınca hakanda dayanamadı ve ecemin içine sarsılarak boşalmaya başladı. Biz oyunu bırakarak dinlenme faslına geçtik. Uyduda bir porno bulduk ve izlemeye basladık. Ben alkolün etkisiyle fazla dayanamadım ve uyuya kaldım arada inlemelere gözümü açtığımda hakanın karımı sikmeye devam ettiğini görebiliyordum. Sabah olup uyandığımda hakan gitmiş karım halıda sızmıştı. Her tarafı dölle kaplıydı ve götüne bir hıyar sokulmuştu. Karım kurumuş dölle kaplı gözlerini açmaya çalışarak “2 taksite götümü de sikti.” Diye mırıldanıyordu. Ne diyeyim insanın böyle karısı varken sırtı yere gelir mi? 
.

Ben Ecem

Merhaba,

Ben Ecem, kocamla sınırsız giden bir birlikteliğimiz var. Daha önce onunla beraber bir çok çift ve tek ile beraber olduk. Şimdi bir iş maceramı paylaşacağım,

  
Hayatım boyuca çalışmaya alıştığımdan evde oturmak bana hiç cazip gelmemiştir. gerek özgürlüğümü hissettirmesi gerekse yeni insanlar ile tanışmak için çalışma ortamını hep sevmişimdir. Çalıştığım yerde gerek pozisyon gerekse iş ortamının tutuculuğu nedeniyle hiç memnun değildim.Bir arkadaşım bir gün bana orta ölçekli bir şirketin yönetici asistanı aradığını söyledi. İlgilenip ilgilenmediğimi sorduğunda hemen atladım. Yönetici asistanlığı bana her zaman ilgi çekici gelmiştir. Arkadaşımın verdiği şirketin internetten adresini bularak CV gönderdim. Bir kaç gün sonra ilk görüşme için benimle kontak kurdular.Kiminle konuşacağımı bilmediğimden gayet orta karar bir kıyafet giyerek görüşmeye gittim. İnsan kaynakları departmanından görevliler beni bir odaya aldılar. Bir süre bekledikten sonra odaya bir bayan geldi. Biraz havadan sudan konuştuktan sonra bana bir form uzattı ve doldurmamı istedi. Formu ve verilen testi tamamlayarak teslim ettim. Bir süre daha konuştuk ve arayacaklarını söyleyerek ayrıldım. Çıktığımda iş konusunda herhangi bir ümidim yoktu. Çalıştığım şirkete geri döndüm. Ümitsizce de olsa kendi işime geri döndüm. Bir kaç hafta sonra telefonum çaldı. İlk etapta tanıyamasam da o gün görüşmeye gittiğim şirketten aradıklarını bildirdiler. İkinci mülakat için sözleştik. İkinci mülakata yine ilk mülakattaki bayan ile bir bey geldi. Biraz konuştuktan sonra beni 1-2 gün içinde yönetici ile tanıştıracaklarını söylediler.

Yönetici ile tanışacağım gün normalden biraz daha özenli giyindim. Mini bir etek bir bluz ile gayet sade ve şık olmuştum. Kendimi seksi hissettirdiği için mutlaka jartiyerli çoraplarımı giyerim.
Yönetici ile görüşmek için bekleme salonuna alındığımda tam zamanında gelmiştim. 10-15 dakika bekledikten sonra beni içeri aldılar. Geniş bir masanın arkasında orta boylu, saçları seyrek , normalin biraz ustunde kilosu olan Ahmet beyle tanıştım. Ahmet bey gerek stres gerekse yoğunluktan olduğunu tahmin ettiğim gibi olduğundan biraz daha yaşlı duruyordu. Beni görünce Ahmet bey ayağa kalktı ve oturmamı rica etti. Ben içeride ne ile karşılaşacağımı bilmediğimden bluzumun bir düğmesini biraz açmıştım. oturuken eğilince sanırım güzel bir manzara sunmuştum ama Ahmet bey fazla göremedi sanırım. Biraz neler yapacağımdan tecrübelerimden vs konulardan konuştuk. Sonra birer kahve söyledik kahveler geldikten sonra Ahmet bey bana bakarak çok açık konuşmamı istedi. Bunun karşılığında o da açık olacaktı. Ben iş hakkında beklentilerimi gayet açık bir şekilde dile getirdim. Sonra söz sırası ona geçti.İşi gereği yoğun oldugundan yardımcıya ihtiyacı olduğundan, iş yoğunluğundan bazen  şirkette kaldığından hatta odasından geçilen bir dinlenme odası olduğundan bahsetti. Sonra bana çok fazla mesaiye kalabileceğimizi söyledi. Birde kişilik olarak çok rahat biri olduğundan bundan rahatsız olup olmayacağımı sordu. Bende olmayacağımı o ne kadar  rahat olursa benimde o kadar rahat olacağımı söyledim.
 

İşe ummuduğum yüksek bir ücretle kabul edildim. Hemen eski işyerimden tazminatımı vererek ayrılma isteğimi ilettim. Tabii ki tazminatı yeni patronum ödeyecekti.:)
İşe başlar başlamaz yoğunluk derken tamamen yanlış anladığımı farkettim. Ahmet beye yetişmek çok zordu. Akşam fazla mesailere kalıyor evi ihmal ediyordum.Fakat kocam bunu fazla sorun etmiyordu. Bir gün sabah yine işe erkenden geldim. Ahmet beye mesai başlamadan imzalatmam gereken evraklar vardı. Odasının kapısını çaldım. İçeriden ses gelmeyince masasına bırakmak için kapıyı açtım. İçeride kimse yoktu fakat dinlenme odasından yüksek sesli müzik geliyordu. Sanırım yine akşam burada kalmıştı. Bende nasılsa kalkmıştır diyerek aralık olan kapıdan seslendim. cevap gelmeyince kapıyı hafifçe aralayarak içeri baktım. Tam o sırada yan kapı açılarak banyodan Ahmet bey çıktı ben bir an ne yapacağımı şaşırmıştım fakat  o saniyelik anlarda patronumun bacak arasındaki alete göz atma fırsatımda oldu. Patronum yarrağı çok uzun değildi sanırım 16-17cm filandı. fakat gayet kalın görünüyordu. Hemen kafamı çevirip özür dileyerek çıktım. Patronum önemli olmadığını ve nudizme inandığını belirtti.Ben evrakları masasına bırakarak odasından ayrıldım.
1-2 saat sonrasında beni arayarak odasına çağırdı. Ben sabah izinsiz dinlenme odasına girdiğimden dolayı muhtemelen işten kovulacağım düşüncesi ile odasına girdim. Ahmet bey sanki hç bir se olamamış gibi davranıyordu. Bir kaç dakika sonra bende rahatladım. Bana elimdeki önemli bir kaç evrağı tamamladıktan sonra evine gidip sevgilisine bir kaç konuda yardım edip edemeyeceğini sordu. Bende şirketten biraz olsun uzaklaşabilmek için hemen kabul ettim.
İşlerimi tamamlayarak hemen dışarı çıkarak patronumun evine gittim. Kapıyı çalarak bir süre bekledim. Kapıyı Ahmet beyin sevgilisi açtı. Derya uzun bacaklarını olabildiğince gösteren bir mini etek,ve çok şık bir bluz ile kapıya çıktı. bluzun üzerinden içinde sütyen olmadığı olabildiğince belli idi. Derya beni içeri aldı. evin içi gayet modern ve sade idi. Geliş amacım derya ile beraber bazı işlerini halletmekti. Evde hizmetli yoktu. Derya bana kahve hazırlayarak getirdi. İlk başta genelde oluşan soğukluk kısa sürede dağıldı. Kahvelerimizi içtikten sonra Derya ile beraber bir takım işlemleri için dışarı çıktık. tapu dairesine gidip imza atması gerekiyordu.Bu iş için Deryanın yeteri kadar becerikli ve iş takibi yapamayacağını düşündğünden beni göndermişti. Tapu dairesindeki işimiz bittiğinde Derya ile beraber alış verişe çıktık. Sanki uzun süredir tanısıyormusuz gibi samimi olmuştuk. Bir magazaya girerek elbiselere bakmaya başladık. Alışveriişimiz bittiğinde eve dönmeyi teklif etti. Bende kıramadım. Eve vardığımızda derya yüzmek isteyip istemediğimi sordu bende mayomun olmadığını belirttim. Fakat Derya ikimizin bilmediği bir sey mi saklıyorsun mayoya ne gerek var ama istersen benimkilerden verebilirim dedi.Ben bu laf üzerine gerek olmadığını çıplak da yüzebileceğimi söyleyerek üzerimdekileri çıkarmaya basladım. Deryada gülerek arkasını dönerek elbisesini çıkardı içinde zaten tanga mayo oldugunu gördüm. Ben havuza girer girmez arkamı dönerek sırt üstü yüzmeye basladım. işte o günün asıl şokunu o anda yasadım. Deryanın önünde bir kabarıklık vardı. Şaşırmış şekilde ona bakarken Derya gülerek suya girdi.Benim yaşadığın şok sanırım yüzüme yansımıştı derya yüzerek yanıma geldi ve rahat olabilirsin dedi. Ben sadece çok şaşırdığımı hiç anlayamadığımı söyleyebildim. Derya uzun süredir transeksüel olduğunu ama  Ahmet beyin ilişkilerinde sadece aktif rolde olduğunu anlattı. Derya küçük yaşlardan beri erkeklere ilgi duyuyormus. Ahmet bey ile dating sitelerinde tanışmışlar. Ahmet beyin yanına yerleşince bir takım ameliyatlar ile şu an ki görünümüne kavuşmuş.
Derya ile biraz yüzdükten sonra güneşlenmek için sezlonglara uzanarak muhabete devam ettik. Devamlı olarak istemeden olsa gözüm deryanın sikine kayıyordu. Derya bunu farketmiş olmalı ki gülerek hiç şansın yok aktif olamıyorum dedi. Bunu söyleyince bende gülmeye başladım. Derya bu arada tangasını çıkararak benim gibi çırıl çıplak kaldı. daha önce sadece filmlerde transeksüel görmüştüm ve derya beni çok heyecanlandırmıştı. Zevk sularımın sezlonga süzüldüğünü hissediyordum. Derya bu arada bana, sabah Ahmet beyi çıplak gördüğümü bildiğini söyledi. Çok şaşırmıştım. direk savunmaya geçerek bilmeden odasına girdiğimi söyledim. Derya yine içten bir kahkaha atarak ahmet kadınlara arzu duymaz merak etme dedi. Ben yine savunma güdüsüyle bende aslında çıplaklığı sevdiğimi hatta kocam ile beraber bir çok kez eş değişim partilerine katıldığımızı söyledim. şaşırma sırası ondaydı. İlk sefer olan borç ödeme seasından sonra bir çok kez başkaları ile beraber olduğumu söyledim. Derya gülerek seninle cok iyi anlasacaz sanrım dedi.
Güneş batmaya başlarken Deryadan izn isteyerek evden ayrıldım. İnanılmaz azmıştım ve gökaya ciddi süprizlerim vardı.
Sabah her zamanki gibi ateşli bir gecenin o tatlı yorgunluğu ile ise geldim. Ahmet bey her zamanki gibi hepimizden erken gelmişti. sabah mesai başlar başlamaz beni odasına çağırdı. Ahmet beyin odasına girdiğimde bana gülerek Derya seni çok sevmiş umarım onun küçük sırrından rahatsız olmamışındır dedi. Bende kesinlikle gayet doğal ve iyi bir insan olduğunu söyledim. Ahmet bey bu küçük konuşmadan sonra gülerek artık ikimizinde gizli saklısı kalmadı dedi.O an deryaya anlattığım eş değişim partilerinden ahmet beyin haberi olduğunu anladım. Bu arada diyerek eğer istersem çok başarılı işlere birlikte imza atabileceğimizi ekledi. Çok açık bir çek vermişti.

Günler geçti ve artık Ahmet Bey ve Derya ile samiyetimiz giderek artmıştı. Hatta eşim derya ve ahmet bey ile tanıştı. Bu arada Derya ile hafta sonları sıklıkla buluşmaya devam ediyorduk. Bir gün derya ile yine buluşmuş yine alış veriş yapmıştık derya geç gelen kadınlığını sonuna kadar  kullanmaya meraklı birisi olduğunu alış verişlerinden belli ediyordu. Neyse alış verişimiz tamamlayarak birer kahve içmek için güzel bir cafeye geçtik. Cafe olabildiğince kalabalıktı içeri girdiğimizde üzerimizdeki (özellikler deryanın) elbisesinin kısalığından dolayı hemen tüm erkekler tarafından süzülüyorduk. Yer bulup oturduğumuzda deryaya bıraksalar bizi yiyecekler dedim. Derya gülerek bırak yesinler bakalım ne kadar sonra karınları doyacak dedi.Derya hiç umursamadan bacak bacak üstüne attı zaten pileli olan eteği iyice yukarı sıyrılmıştı. Ben deryaya gençlerin pantolonlarını mı patlacaksın dedim.Derya ise başkalarının onu arzulamasının onu ateşlendirdiğini söyledi. Bende genelde aynı duyguları yaşamama rağmen bunu kimseyle paylaşmamıştım. Deryanın rahatlığı benide ateşlendirdi. hafif dizüstünde olan eteğimi yavaşça yukarı sıyırarak bacaklarımı segilemeye başadım.İnanılmaz bir şekilde artık cafedeki erkekler göz ucunu geçmiş direk bakmaya başlamıştı. Deryaya dönerek gerçekten onları nasıl tahrik edeceğimi biliyorum dedim ve yavaşça kalkarak tuvalete dogru yürüdüm. Cafenin tuvaletine girişte kısa dar bir koridordan geçerken,biraz önce bizi süzen bir izleyici ile karşılastım.ikimizin yan yana geçmesi olanaksız olduğundan hemen yana cekildi bende kalçamı ona dogru dönerek sürtünerek geçtim.Sürtünürken adamın gerçekten zor durumda oldugunu anladım siki pantolunun limitlerini zorluyordu.koridoru geçip tuvalete girdim hemen ilk kabine girerek eteğimin altından külodumu çıkardım. Bu sırada tuvalete 2 kız daha girerek ayna karşısında konuşmaya başladılar. Kızlarda bizim frikiklerimizi farketmişti.Kızlardan bir tanesi derya ile benim hakkımda orospular diye bahsediyordu. Orospu yakıştırması nedense beni daha da tarik etti. Sırılsıklam olan külodumu çantaya koyarak kabinden çıktım. Kızlar beni görünce utanarak hemen tuvaletten çıktılar.Bende biraz sonra sunacağım manzaranın iştahı ile peşlerinden çıktım. Tuvaletten çıkar çıkmaz biraz önce koridorda karşılaştığım kişinin orada olduğunu gördüm. Hemen bana yine yol vermek için kenara çekildi bende yine kalçamı bastıra bastıra yanından geçtim.Yerime döndüğümde yine eteğimi hafice yukarı çekerek bacak bacak üstüne atarak deryaya cantamdan külodumu gösterdim. Yavaşca bacağımın birini diğerinin üzerinden indirerek yavasca araladım karşımızdaki koltuklarda oturan gençlere dogru hafifce döndüm tam karşımda kalanın sadece orta kısmında şerit seklinde tüy bırakılarak temizlenmiş amımı görmemesine imkan yoktu. Karşımdaki genç hemen farketmemişti. Fakat farkettiği anda bakışlarını direk kilitlendiği nokta çok belli oluyordu. Sanırım pantolunun içinde koridordaki arkadaşından farklı şeyler olmuyordu. Kahvelerimizi içtikten sonra kafeden çıktık. Hemen peşimizden de koridorda karşılaştığımızgenç çıktı. Alışveriş merkezinin içinde bize yetişerek telefon numarasını vermek istedi. Ben çocuğa dönerek neden diye sordum. Tekrar görüşme umudu ile dedi. İsminin metin olduğunu öğredik.Bizi tekrar görmene gerek yok istersen arabaya kadar çantalarımızı taşıyabilirsin dedim.Metin seve seve kabul ederek poşetlerimizi hemen taşımaya başladı. arabanın yanına geldiğimizde teşekkür ettik.Nereye gitmek istediğini ve bırakabileceğimizi söyledim. Metin yolumuzun üzerinde bir güzergah söyledi ve bizde binmesine izin verdik. Metin arkaya geçince bende yanına geçtim. Araba hareket edince metinin elini alıp ıslanmış amıma götürdüm. Metin gayet hızlı bir şekilde okşamaya başladı. Bu arada Derya ile dikiz aynasından göz göze geliyorduk. Siyah camlı bir jip kullandığımız için kimse bizi görmüyordu. Metin beni parmaklarken bende eğilerek pantolonunu çözerek saatlerdir dışarı çıkmak içi çabalayan yarragı serbest bıraktım. Yaklaşık 14-15cm ve orta kalınlıkta idi. Dilimi etrafında dolaştırırken damarların atışlarını hissediyordum. Bir kaç dil darbesinden sonra tamamen ağzıma aldım. Daha emmeye yeni başlamıştım ki metin döllerini ağzıma pompalamaya başladı. Herşey 1-2 dakika içinde birmişti. Döllerinin tadı harika olduğundan dolayı yutarak sonra doğruldum.Metinin bu kadar erken boşaldığı için suçluluk hissettiği yüzünden belli oluyordu. Metini bıraktıktan sonra öne deryanın yanına geçtim.Derya gülerek sen benden bile fenasın dedi. 


İlk başta eş değişimleri filan çok inanmamıştım ama artık ne olduğunu sanırım tam olarak anladım diye ekledi.