Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 9)


(Bu bölüm daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır. Tüm bölümlere aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz)

Bölüm 1, Bölüm 2, Bölüm 3, Bölüm 4, Bölüm 5, Bölüm 6, Bölüm 7, Bölüm 8


O günden sonra Bahar'la birkaç gün görüşmemiştik. Yaşadıkları nedeniyle ne tepki vereceğini çok merak ediyordum. Bir gün kapı zili çaldığında, gelenin Bahar olmasını arzu ediyordum. Nitekim tam da düşündüğüm kişi zile basmıştı. Evet evet, bu Bahar'dı. Tebessüm ediyordu. Onun o hali beni rahatlatmıştı. Kucaklaşıp sıkı sıkı sarıldıktan sonra,
"Hoş geldin Bahar!" dedim.
"Hoş bulduk abla!" dedi.
"Gel gel, içeri gel!" dedim. İçeri buyur ettikten sonra,
"Nasılsın? Durumun nasıl?" diye sorduğumda, Bahar sırıtarak,
"Abla yaa, olanlara inanamıyorum, halen aklımdan çıkmıyor, adamlarda sanki eşek yarağı vardı!" dedi. Bu sözle, ikimiz de kahkahayı bastık.
Bir süre birbirimizin gözlerine baktık. Bahar'a,
"Bu arada kocanla aran nasıl kız? Aranızda her hangi bir şey oldu mu? Yani işler yolunda mı?" diye sordum. Bahar,
"Yolunda yolunda abla! Sen merak etme, farketmedi bile!" dedi. Bu gerçekten iyi bir haberdi,
"Çok iyi, bunu duyduğuma gerçekten çok sevindim!" dedim. Daha sonra kendisine arka deliğinin durumunu sordum. Bahar, ilk bir iki gün boyunca kıçının üzerine oturamadığından falan bahsetti.
"Ya şimdi?" diye sorduğumda, sürekli kaşındığını, kocasıyla halen yatmadığını söyledi. Ben de,
"İlk kez götten yaptığın için yırtılmış olabilir. Kaşınması ise iyileşmekte olduğunu gösteriyor. Ama birkaç kez daha siksinler, sen de alışırsın!" dedim. Bu laf üzerine Bahar yüzünü buruşturup,
"İstemem kalsın, çok acı veriyor, arkadan bir daha asla yapmam!" dedi. Bunu söylerken oldukça kararlı görünüyordu. Ben de üzerine gitmedim. Ama içimden (Sen öyle zannet kızım, o küçük götün daha ne sikler yiyecek haberin bile yok!) diye geçirirken gülmek istiyordum.


Bu buluşma ikimize de iyi gelmişti. Daha sonra çay demlemek için ocağın üzerine su koydum. Saat öğlen iki cıvarlarıydı. Sohbete devam etmek istiyorduk, ikimizin de işi yoktu. Çay demlenirken, Bahar'a,
"Kız arka deliğini merak ediyorum, kimbilir ne durumda, yine öyle küçücük mü?" diye sordum. Bahar,
"Abla yaa, senin de merak ettiğin şeye bak!" dedi. Bunun üzerine ben,
"Göstersene" dedim. Bahar,
"Şimdi mi?" dedi.
"Evet ! Göstersene!" dedim. Bahar,
"Boş ver abla, temiz olmayabilir..." dedi. Ben de,
"Olsun olsun, önemli değil. Görmek istiyorum!" dedim.


Bahar'ın üzerinde gri bir eşofman vardı. Ayağa kalkıp yanıma geldi. Arkasını dönüp öne doğru eğildi. Eşofmanı lastiklerinden tutup dizlerine kadar sıyırım. Altında siyah bir külot vardı. Onu da indirdiğimde küçük kalçaları tüm güzelliğiyle karşımdaydı. Küçük, ama gerçekten biçimliydiler. İnce beli, kalçalarını çok güzel gösteriyordu. Bacaklarını biraz daha aralayınca, kılsız amı kabak gibi ortaya çıkmıştı.
"Kız bu nee? Sen sulanmışsın!" dedim. Gerçekten de küçük am dudakların arası ısırılsıklamdı. Bahar,
"O günden beri bakireyim abla, istediğim halde kocamla ilişkiye giremedim!" dedi.
"İyi ama neden?" dedim.
"Abla, yarrakları çok büyüktü, amımın deliği iyice gevşemişti!" dedi.


Belli ki kocasından çekiniyordu. Gerçekten de ona hak vermemek elde değildi. Nazmi ile arkadaşının, o kocaman yarraklarını yemek her kadını etkilerdi. Amının genişlediğini düşünerek kocasının anlayacağında çekinmişti Bahar. Doğrusu aptal bir düşünceydi bu. Kendisine böyle bir düşüncenin yanlış olduğunu detaylı olarak anlattım. Küçük kalçalarını iki elimle gererek araladığımda, farklı bir manzara görmemiştim. Göt deliğinin ağız kısmı belirginleşmiş, etrafındaki morlukta biraz daha büyümüştü, hepsi o kadar. Büzüğü halen sıkı ve küçücüktü.


"Kız, gerçekten iyi durumdasın, korkmanı gerektirecek her hangi bir durum yok!" dedim.
"Gerçekten mi abla?" dedi.
"Evet Bahar, yemin ederim kız gibisin!" dedim. Bu sözlerim hoşuna gitmiş olacak ki, rahatladığını hissettim. Erkek olsam onu heme oracıkta domaltıp bir güzel sikerdim. Ama ben bir kadındım ve bu mümkün değildi. Bir müddet daha göt deliğini incelerken kalçalarını okşamayı da ihmal etmedim. Bahar tekrar toparlanıp eşofmanını yukarı çekti. Sonra da karşıma geçip oturdu ve aklımdan geçenleri okumuş gibi,
"Abla, sen erkek olsan butün kadınları sikerdin öyle değil mi?" dedi. Ben de,
"Hemde nasıl sikerdim!" dedim. Bahar,
"Abla yaa, sen içine kapanık biriydin, sokakta yürürken başını yerden kaldırmazdın, cinsel konulara girdiğimiz zaman yüzün kıpkırmızı olurdu, nasıl oldu da bu kadar azgınlaştın?" dedi.


"Kızım, biz erkek mi gördük, varsa yoksa kocamız. Her şeyi biz onlardan gördük ve öğrendik. İşlerini bitirdiler mi arkalarını dönüp yatarlar. Bizi boşaltıp rahatlatmak akıllarına bile gelmez ki, hani sik'te sik olsa, küçük bir şey. Üstelik 3-5 dakika bile dayanamayıp boşalıyorlar. Nazmi'yle tanıştıktan sonra sikilmenin zevkine vardım. Hele o kocaman yarrağı varya! İşte o kocaman yarrağı içimi doldurduğunda amımın içi bayram ediyor. Zaman zaman canımı yakmadı değil, ama gülü seven dikenine katlanır diye bir söz vardır. Ben o gülü seviyorum. Ya sen Bahar, memnun kalmadın mı?" diye sordum.


Bahar, "Doğrusu abla, bir erkeğin boşalmadan yarım saat sikişebileceği aklımdan bile geçmezdi. Kocamla yaptığımızda genellikle sevişmeyi uzatırız. İçime girdiğinde birkaç dakika kendini tutabiliyor. Kocamın sikinin uzunluğu var, ama Kemal ve Nazmi'ninkine göre oldukça ince sayılır. Çocuk olduktan sonra girip çıkmasını bile daha az hisseder olmuştum. Nazmi yarrağını amıma soktuğunda, kocaman bir ateşin içime girdiğini hissettim. Üstelik bu ateş okadar yakıcıydı ki, amımın dudakları tamamen geriliyordu. Hele alışınca, inanılmaz bir zevk deryasına girmiştim. Biliyormusun abla, daha önce ancak bir kez boşalırken, o gün kaç kez boşaldığımı bile hatırlamıyorum. Bu senin sayende oldu!" dedi.


Bu teşekkür kokan sözlerinden sonra kendisine,
"Tekrar denemek istermisin?" dedim. Gözlerindeki ışıltı ister gibiydi, ama yine de temkinli olarak,
"Şeeyy, bilmem ki, ne desem abla, yakalanmaktan çok korkuyorum!" derken endişesini dile getiriyordu. Ama bir gerçek vardı, bir kez yapmıştı ve tadını da almıştı, bundan da vaz geçeceğini düşünmüyordum.
"Korkmana gerek olmadığını sen de biliyorsun Bahar. İkimizin arasında kaldıkça, dikkat ettikçe kimsenin ruhu bile duymaz. Seni bilmem, ama ben devam edeceğim!" dedim. Bahar,
"O günden sonra Nazmi ile hiç konuştun mu abla?" diye sordu.
"Konuştum!" dedim. Birkaç kez o beni aramıştı, ben de onu aramıştım. Konuşmalarımız Bahar üzerineydi.


Bahar, "Ne konuştunuz? Söylesene abla!" dedi. Konuşmalarımızın özetini kısaca anlattığımda, Bahar,
"Ciddi misin abla?" derken, hayretini dile getiriyordu.
"Evet Bahar, seni çok beğenmişler, birçok kadında olmayan küçük bir amın varmış, çok zevk almışlar!" dediğimde, Bahar'ın yüzündeki gurur ve mutluluk gözlerinden okunuyordu. Bahar parmaklarını çıtlatıp, ellerini ovuştururken, başka şeyler duymak ister gibi aval aval bakıyordu. Belli ki bu ilişkilerin devamını da yaşayacaktık. O an (Bu iş tamam! Endişe duymama gerek yok!) diye düşünüyordum.


Daha sonra su kaynayınca çayı demlemeye bıraktık. Çay demlenince, yanında biraz da kuruyemiş ve pasta koydum. Konuşmadan birbirimize bakarken gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk. Bu sessizliği ilk bozan Bahar oldu, daha fazla dayanamadı ve kahkaha atmaya başladı. Ben de kendimi tutamayıp onunla birlikte kahkaha tufanına katılmıştım. Mutfaktaki bu neşe uzun süre devam edince, gözlerimizden yaşlar gelmişti. Neşemize diyecek yoktu, ikimiz de çok mutluyduk, umarım bu böyle uzun süre devam ederdi. Artık hiç konuşmuyorduk ama devamlı birbirimizi süzüyorduk.


Bahar bir şeyler sormak ister gibiydi sanki, cesaret edip te soramıyordu. Kelimeler boğazında düğümlenir gibiydi. Bahar'a,
"Bir şey mi söylemek istiyorsun Bahar?" diye sordum.
"Yooo!" dedi. "Hadi, hadiii, utanma !" dedim. Bahar,
"Abla amım öyle sulandı ki, külotumun ağı sırılsıklam oldu!" dedi. Ben kahkaha atarak,
"Ne tesadüf kız, benimki de!" dedim, sonra da,
"Şimdi Nazmi burda olsa... Offf! Ne sikerdi bizi! Öyle değil mi?" dedim. Bahar,
"Yapma abla yaa, aklıma getirme lütfen! Şimdi şuracıkta boşalacağım!" dedi.
"Madem ki boşalmak istiyorsun, ben yardımcı olayım kız!" dedim.
"Nasıl olacak bu?" dediğinde, ayağa kalktım ve yanına gittim. Kolundan tutup, "Gel!" dedim. Ben önde, o arkamda, yatak odasına götürdüm.


Daha önce onunla sevişmiştik. İtiraz edeceğini sanmıyordum. Başını tutup kendime çektim ve dudaklarına yapıştım. Aynı şekilde Bahar da karşılık verdi. Çılgınca öpüşmeye başladık. Bir müddet sonra ikimiz de nefes nefese kalmıştık. Bahar'ın ağzından,
"Ohh abla!" diye bir cümle dökülmüştü. Bahar 25, bense 30 küsür yaşındaydım. Bana göre daha tazeydi ve bu benim çok hoşuma gidiyordu. Ayakta olduğumuz halde kalçalarından tutup yerden kesmiştim. Bacaklarını belime dolamış öpüşmeye devam ediyorduk. Amının sıcaklığını göbeğimde hissediyordum.


Bir müddet öpüştükten sonra,
"Hadi soyun!" dedim. Birkaç saniye içinde ikimiz de çırılçıplak olmuştuk. Bahar'ı sırtüstü yatağa uzattım. Ben de bacaklarının arasına girip üzerine yerleştim. Önce dudaklarını, ardından küçük memelerini dakikalar boyunca yaladım, emdim. Bahar'ın inlemeleri iyice artmıştı. O sırada göbeğimi de amına sürtüyordum. Öyle sulanmıştı ki amı, göbeğimin etrafı sabun gibi kayıyordu. Artık zamanı gelmişti. Yavaş yavaş geriye doğru kayarak, önce göbeğini sonra da amını yalamaya başladığım da, Bahar,
"Oooohhh!" diye inledi. Bu inleme içten gelen bir inlemeydi.


Amının sularını yalarken, ben de müthiş bir zevk alıyordum. Dilimin ucuyla en hassas yerini dillerken, klitorisi iyice şişmişti. Baharın inlemeleri artmaya başlamıştı. Birden başımı yakaladı, yüzümü amına bastırmaya başladı. Bahar,
"Devam et abla! Devam et! Ablaa! Ohhh çok güzel! Çok güzel!" diye inlemeye başlayınca, am suyuyla parmağımı kayganlaştırıp arka deliğine soktum. Tam o sırada boşalmaya başladı. Kasılmalarını hissedebiliyordum. Öyle kasılıyordu ki, sanki parmağımı kesiyordu. Önce sert sert kasılırken, yavaş yavaş gevşemeye başlamıştı. O sırada parmağımı arka deliğine sokmaya devam ediyordum. Parmağım oldukça rahat hareket ediyordu götünde.


Bahar'ın boşalması bitince parmağımı götünün deliğinden çektim, sonra yan tarafına uzandım ve gülümseyerek,
"Rahatladın mı?" dedim. Bahar gülmeye başladı.
"Hahahaha,  bir alemsin yaa, çok güzel yalıyorsun!" dedi. Dudaklarımda ve yüzümde Bahar'ın am suyu kokusu vardı.
Seni mutlu ettiysem ne mutlu bana, umarım sen de beni ayni şekilde mutlu edersin. Şimdi sıra sende!" dedim ve bacaklarımı açıp, "
Göster hünerini!" dedim. İki elimle amımın dudaklarını gererek içini gösteriyordum. Bahar,
"O ne abla, içi görünüyor. Sanki içine biri döllerini boşaltmış gibi sulanmışsın!" dedi.
"Sev, okşa, yala beni!" diye yalvarır gibi fısıldadım.


Parmaklarıyla amımı okşamaya başladı. Bir müddet okşadıktan sonra göğüslerimi yalamasını istedim. Dediğimi hemen yapıp küçük elleriyle memelerimi sıkarken, dudaklarının arasına sıkıştırdığı uçlarını emmeye başladı.
"Ohhhh!" diye mırıldandım. Doğrusu hoşuma gitmişti. O an, üzerimde Nazmi'nin olması için neler vermezdim. Bunları düşünürken daha çok tahrik oluyordum. Uçlarını yalaması artık beni kesmiyordu. Amımı yalamasını söyledim. Biraz duraksasa da, küçük küçük öpüşlerle dudaklarını amıma değdiriyordu. Sonra da dillemeye başladı.
"Em! Yala! Dişle amımı!" diye yalvarmaya başladım. Kendimden geçmeye başlamıştım.
"Amıma sokacak bir şey yokmu? " diye yalvarırken,
"Ohhhh!" diye inledim.


Tam o esnada yapacağını yapmıştı Bahar, kolunu bileğine kadar amıma geçirdi. İnce bileği kayganlığın etkisiyle kolayca girmişti. Bir yandan ileri geri sokup çıkarırken, diğer yandanda klitorisimi emiyordu. Dakikalarca devam etti. Daha fazla dayanamadım ve boşalmaya başladım. İnanılmaz bir zevk yaşıyordum. Kasılmalarım bittiğinde, Bahar'ın hareketleri de yavaşladı. Daha sonra kolunu amımın içinden çekti. İçimden sanki çocuk çıkmıştı. Rahatladığımı hissettim. Bahar,


"Arka deliğine de sokmamı istermisin abla?" dedi. Ben de,
"Bugünlük bu kadar yeter, başka zaman, üstelik geç oldu!" dedim. Bahar,
"Tamam abla!" dedi.


Banyo yapması için şohbeni yakmasını söylediğimde,
"Olmaz abla, kaynanam farkedebilir!" dedi. Doğru söylüyordu, kendisine hak verdim. Şohbeni yakıp banyoya girdim. Bahar da üzerini giyindikten sonra yanıma geldi. O izlerken ben de duşumu alıp banyodan çıktım. İyice kurulanıp üzerimi giydikten sonra,
"İçeri geçelim!" dedim. Alttan külot giymediğimi görünce,
Külot giymeycekmisin?" dedi. Ben de,
"Akşam kocam gelince onu azdıracağım, sonra da kendisine götten vereceğim!" dedim. Bahar gülmeye başladı.
"Ne gülüyorsun kız, üstelik hiç yoktan iyidir, siki küçükte olsa, hoşuma gidiyor yani!" dedim, daha sonra,
"Bahar, yerinde olsam sikmesi için kocanı azdırırdım. Yarın ne olur bilinmez, ama o küçük götünü, birileri tekrar arzu edebilir!" dedim.


Ne demek istediğimi anlamış olacak ki,
"Yaa abla, çok acıyor!" dedi.
"Bak kızım ilkkez olduğu için acımıştır, hem biliyorsun ki Nazmi'nin yarrağı çok büyük, üstelik yinede sikti seni. Arka deliğin kocanın dikkatini çekmemesi için ona vermeye bak!" dedim. Bahar,
"İyi ama nasıl olacak bu abla? Gel beni götten sik mi diyeceğim?" dediğinde, ona hak verdim. Nasıl olacak diye düşünürken aklıma bir fikir geldi.
"Mesela şöyle birşey deneyebilirsin... beraber internetten porno seyrediyorsunuz değil mi?" dedim. Bahar,
"Evet!" dedi.
"Tamam işte, anal pornoları seyretmeye, yada seyrettirmeye çalış, inan bana, eninde sonunda o da denemek isteyecektir!" dedim.
Bu fikir Bahar'ın aklına yatmıştı.
"Umarım dediğin gibi olur abla!" dedi.


Daha sonra kendisine,
"Haa unutmadan... Sana söylemedim ama, iki gün önce Nazmi beni aradı. İkimizi istiyorlar, anlarsın ya, eğer sen de istersen bu Salı bizi bekliyorlar, ne dersin kız?" dedim. Bahar bir müddet düşündükten sonra,
"Şey bilmem ki abla, kocama kaynanama ne diyeceğim ki?" dedi.
"Merak etme kız! Ben birşeyler ayarlarım. Sen götünü kocana siktirmeye bak! Bak benim kocam benden şüpheleniyor mu? Büzüğüm iyice açıldığı halde kendisinin yaptığını sanıyor! Sen de kocanı alıştırırsan, inan bana hiçbir sorun yaşamazsın, deliği kendisinin genişlettiğini sanacak!" dedim. İkna olmuştu Bahar.


Son kez kendisine,
"Kocan daha önce götten sikilmediğini biliyor, şayet sikmek isterse kremlemesini söyle, sokarkende büzüğünü sık ki, rahat sokmasın. Bir müddet uğraştır, sonra gerisi gelir!" dedim.
Bahar derin bir nefes alıp,
"Tamam abla, umarım dediğin gibi olur!" dedi.
"Unutma, Salı!" dedim. Bahar tebessüm ederek başını salladı ve evine gitmek için benden izin istedi. Yolcu etmeden önce dudaklarından öptüm. Bahar,
"Yeter abla, dudaklarımı morartacaksın. Kocam ne der sonra!" dediğinde gülmeye başladık.


Görüşmek dileğiyle dairesine gitti.

Sonraki Bölüm...

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 7)


(Bu bölüm daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır. Tüm bölümlere aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz)

 



Ertesi gün Bahar’ı telefonla aradım, “Nasılsın, ne var ne yok? Napıyorsun?” diye sordum. Bahar, “İyi valla, ne olsun, çalışıyorum işte. Faturaları ödedim, sonra da işe geldim. Sayende büyük bir yükten kurtulduk. Sana nasıl teşekkür edeceğimizi bilemiyoruz!” diyordu. Ben de kendisine, “Arkadaşlar arasında bunların lafı olmaz! Akşam neler oldu, asıl sen onu anlat!” dedim. Bahar anlatmaya başladı. Verdiğim iç çamaşırları giydiğinde kocası çok etkilenmiş, uzun süren sevişmenin ve sikişmenin ardından kocası iki kez boşalmış. Bahar’a, “Peki sen boşalmadın mı?” diye sordum. Bahar, “Elbette boşaldım, hemde iki kez! Kocamla sikişirken kimi hayal ettim biliyor musun?” dedi. Bunu bilmemek saflık olurdu, ama yine de, “Ben nereden bileyim!” diyerek söylemesini istedim. “Kocamın altında sikilirken, aklımda hep Nazmi vardı!” dedi.



Düşündüğüm şeyi söylemişti. Bunu itiraf etmesi hoşuma gitmişti. Baharın kocası zayıf ve çelimsiz biriydi, bana göre çekici hiçbir yanı yoktu adamın. Bahar’ın ballandıra ballandıra anlattığı cinsel yaşamlarının, aslında hayal edipte yaşayamadığı bir fantazi olduğunu düşünüyordum. Umarım bunu yakın bir zamanda öğrenebilecektim. Yedi yıldır evliydiler, ama adam Bahar’ın amını bir kez bile yalamamıştı. Günah diyerek, ne oral, ne de anal seks yapmışlardı. Bahar, Nazmi gibi güçlü biriyle sikişmedikten sonra, gerçek zevki asla öğrenemeyecekti. Bahar’ın o küçük amını Nazmi’ye siktirecektim, ama bunun için biraz daha zamana ihtiyacım vardı. Daha sonra Bahar’a, izin konusunu halledip etmediğini sordum. Ondan güzel bir haber bekliyordum, ama beklediğim gibi konuşmuyordu, “Şeyy, ben, yanii... bilmem ki... bakarız!” gibi kaçamak ve anlamsız laflar ediyordu telefonda.




Söylediklerinden bir şey anlamıyordum. Kendisine, “Bir sorun mu var kızım?” dedim. Bir süre sessiz kaldıktan sonra kem küm etmesi, doğrusu canımı sıkmıştı. Belli ki Bahar korkuyordu, korktuğu için olsa gerek dengesiz ve tutarsız konuşuyordu. Zaten daha fazla üzerine gitmenin de bir anlamı yoktu. İş çıkışı bana gelmesini söyledikten sonra telefon konuşmasını sonlandırdık. Aramızdaki bu konuşma beklentilerimi köreltmiş gibiydi. Nazmi’yle buluşmama iki gün kalmasına rağmen, Bahar’ın gelip gelmeyeceği belli değildi. Oysa bu hafta için Bahar’ı kendisine siktireceğime dair Nazmi’ye söz vermiştim. Herhangi bir olumsuzluğa karşı, ne yapmam gerektiğini bilemediğim bu iki günde, ne olursa olsun Bahar’ı ikna etmeliydim.


Can sıkıntısından akşamı beklerken zaman geçmek bilmemişti. Zaman zaman balkona çıkıp dinlenirken, sokakta oynayan çocukların sesleri etrafta yankılanıyordu. Batmak üzere olan güneşin kızıllığı gökyüzüne yayılırken, Bahar sokağa girmişti bile. Altındaki uzun siyah eteğiyle çok seksi görünüyordu. Dalgın ve düşünceli bir şekilde sağa sola bakmadan binaya girdi. Oysa evde olup olmadığımı anlamak için mutlaka oturduğum daireye, yani balkona doğru bakardı. Böyle yapması hiç hoşuma gitmemişti. Balkondan içeri girdikten sonra TV’nin karşısına geçtim. TV’de haberden başka bir şey olmadığı için bilgisayarı açtım. Nazmi’den öğrendiğim Porno sitelerine girip, Porno film izlemeye başladım. Birkaç dakika sonra amım sulanmış, yarrak istiyordu. Aklıma, kocamı arayıp eve çağırmak ve kendimi siktirmek gelmişti, ama onun da 1-2 dakikalık enerjisi vardı. Üstelik yarrağı da küçüktü.


Pornodaki iri yarraklara bakarak tatmin olmaya çalışırken, kapının zili çaldı. Saat erkendi, ama kocam gelmiş olabilirdi. Korku ve telaşla bilgisayarı kapatıp üzerimi düzelttim. Kocam bu tür şeylerden hoşlanmazdı, Porno izlediğimi bilse kafamı koparırdı. İşte bu endişeyle kapıyı açtım. Ama gelen kocam değildi, Bahar karşımdaydı. Şaşkınlıkla, “Hoş geldin Bahar!” dedim. Bahar, “Hoş bulduk abla!” dedikten sonra içeri girdi.


Bir müddet oturduktan sonra konuya ilk giren Bahar olmuştu. “Şeyy... Sana söylemek istediğim bir şey var abla!” dedi. “Dinliyorum?” dedim. Bahar, “Müge hanımla, izin konusunu görüştüm...” dedi. Müge hanım dediği kişi işyeri sahibiydi. Merakla, “Eee?” dedim. “Müge hanım da durumu bölüm şefine bildirdi. Bölüm şefi de izin günümü Salı olarak değiştirdi işte...” dedi. Bahar’ın yüzü pembeleşmiş bana bakıyordu. Endişeli bir hali vardı, ama umrumda değildi. Kafasındaki sorulardan kurtarmak için, “Bak işte, bu çok güzel bir haber! İnan ki yapacaklarımızdan kimsenin haberi bile olmaz! Sadece sen ve ben bileceğiz! Anlaştık mı?” dedim. Bahar yine de tedirgin bir şekilde, “Yakalanmaktan çok korkuyorum abla!” diyordu. Onu rahatlatmak için, “Benim korkmadığımı mı sanıyorsun? Ben bir yıldır kocamı aldatıyorum, yakalandım mı? Hayır! Bak Bahar, Nazmi ile yattıktan sonra kadınlığımı öğrendim, istiyorum ki, bir kez bile olsa, sen de aynı duyguları yaşa!” diyerek, Bahar'ı kandırmaya çalışıyordum. Sonra da, “Eee, ne diyorsun? Salı günü gelecek misin benimle?” diye sordum.


Bahar bir müddet düşündükten sonra, “Tamam!” dedi. Zor da olsa istediğim cevabı almıştım. Sevinçle Bahar’ın boynuna sarıldım, “Seni seviyorum kıız! Yerim ben seniii!” dedim. Dünden beri yaşadıklarım mutlu bir şekilde bitmişti. Onun da tedirginliği gitmiş, yüzünde güller açıyordu. Bahar’a, “Sen gelmeden önce Porno film izliyordum, izlemek istermisin?” diye sordum. Porno film duymuştu, ama daha önce izlemediğini, nasıl bir şey olduğunu sordu. Anlattıklarım karşısında ağzı açık kalmıştı, “İzleyelim!” dedi. “Nasıl bir film izlemek istersin?” dedim. “Farketmez...” dedi. Bilgisayarın karsına geçtik. Porno sitelerine girdikten sonra, daha önce izlediğim filmin birini tıkladım. Film, genç bir kızın okumak için şehre gitmesiyle başından geçen olayları anlatıyordu. Bu filmi özellikle seçmiştim. Filmdeki kız, Bahar’ı anımsatıyordu. Kız, minyon tipli, ufak tefek biriydi.


Bahar hayatında ilk kez Porno seyrederken, filmde kocaman yarrağın kızın amında kaybolmasına inanamıyordu. Ağzı açık izlerken, olduğu yerde kıvranıyor, sonra bana doğru bakarak, “İnanmıyorum abla yaaa...” diyordu. Bahar’ın hali amımın sulanmasına neden olmuştu. Eminim o da benim gibiydi. O an aklıma ilginç bir şey gelmişti, yerimden kalkıp mutfağa geçtim. Buzdolabını açtığımda aradığım şeyi bulmuştum. Patlıcan. Soğuk olduğu için biraz ısıtmam gerekiyordu. Şohben açıktı, geniş bir kabın içine ılık su doldurdum. Suyun içine patlıcanı koydum. Üzerine de ağır bir tabak koyup yukarı çıkmasını engelledim. Bahar’ı merak ediyordum, acaba ne yapıyor diye bakmaya salona geçtiğimde, harika bir manzarayla karşılaşmıştım. Eteğini beline kadar sıyırmış olan Bahar, bir eliyle külotunu tutarken, diğer eliyle de amını okşuyordu. Bacaklarını sağa sola iyice açmış, amı ile oynarken bana bakıyordu.


Önünde dizlerimin üzerine çömelip, Bahar’ın bacaklarına dokundum. Süt gibi beyaz bacaklarını okşarken, amından gelen koku, başımı döndürmeye yetmişti. Bacaklarını öpüp koklamaya başladım. Ara sıra gözüm amına takılırken, küçük am dudaklarının görüntüsü harikaydı. Ağız kısmındaki bu ince diri dudaklar, amını süslüyordu. Klitorisi büyümüştüi. Amından akan sular koltuğa sızıyordu.


Baharı belinden tutup koltuğun kenarına çektim. Bacaklarını yukarı kaldırıp, göğsüne doğru büktüğümde, amı kabak gibi ortaya çıkmıştı. Harika bir görüntü vardı. Daha fazla dayanamayıp amına yumulduğumda, “Oooohhhh!” diye inledi. Amını öpüp kokladıktan sonra yalamaya başladım. Amını aşağıdan yukarıya doğru yalarken, Bahar’ın inlemeleri artmaya başlamıştı. Dilimi kullanırken, parmaklarımı amına sokuyordum. Zevkten çıldırmış olan Bahar boşalmaya başlamıştı. “Oohh! Çok güzeeell! Devam et! Devam et!” diye inlerken, göt deliğinin kasıldığını farkettim. Ahh’lar Ohh’lar arasında, göt deliği kasılıp gevşiyordu. Amından akan şehvet suları da, ağzımı kayganlaştırmıştı. Amının suyunu kalçalarına yaydım. Kalçalarını avuçlayıp okşarken, parmağımı aniden götüne soktum. Acıdığını söylemesine rağmen parmağımı çekmedim. Parmağım götünde sıkışıp kalmış gibiydi. Benim götümün sadece ağız kısmı darken, Bahar’ın iç kısımları bile parmağımı eziyordu. Fazla acıtmak istemediğimden parmağımı çektim. Ama eninde sonunda onun götünü de alıştırmam gerekiyordu. Çünkü bu ilerde çok işime yarayacaktı.


Film devam ediyordu ve iki erkek, kızı aralarına almışlar, biri amdan diğeri götten sikiyordu. Bahar hayretini gizleyemeyip, “Kırk yıl düşünsem böyle bir şey aklıma gelmez! İnanmıyorum yaa, karıya bak, aynı anda hem amdan hem götten sikiliyor!” derken, ben de içimden, (Merak etme, senin de zamanın gelecek!) diyordum.


Bahar Orgazm olup rahatlamıştı, ama ben halen boşalmamıştım. Ayağa kalkıp külotumu çıkardım. Koltuğun üzerine çıkıp, “Şimdi sıra sende kız, bakalım nasıl yalıyorsun!” diyerek, Bahar’ı başından tutup, amımı yüzüne, dudaklarına bastırdım. Bahar, “Immm! Immmmmm!” diye nefes almaya çalışırken, kaçış olmadığını anlamış olacak ki, acemi bir şekilde amımı yalamaya başladı. Amımı yalayan bir kadın da olsa hoşuma gidiyordu. Bir müddet amımı yalattıktan sonra, “Bir saniye bekle!” diyerek kalktım. Ilık suyun içine koyduğum patlıcan aklıma gelmişti. Patlıcanı elime aldığımda sıcaklığı hoşuma gitmişti. Patlıcanın etrafını zeytinyağı ile sıvazladım. Evdeki prezervatiflerden birini zorlayarak taktım. Zeytinyağından götümün deliğine de bolca sürdüm. Sonra elimde patlıcanla salona geçtim.


Elimdekini gören Bahar, “Ay inanmıyorum yaa! O ne öyle?” diye kahkaha atınca, ben de, “Eee, napalım kızım, gerçek yarrak olmayınca bununla idare edeceğiz!” dedim. Bahar itiraz ettiyse de, bacaklarını açtım, “Bu patlıcan önce senin amına, sonra da benim götüme girecek!” dedim. Bahar’ın, “Ama bu çok kalın! Ben bunu alamam!” demesine aldırış etmeden, amını yalamaya başladım. Yalamalarım karşısında gevşerken, Bahar kendini bana bıraktı. Bahar kıvama geliyordu. Kısa sürede amı sulanmaya, ardından da inlemeye başladı. Baharın amını yalamayı bırakıp karşısına geçtim, “Önce kendi amıma sokacağım, seyret bak nasıl giriyor!” diyerek, zorlanmama rağmen patlıcanı amıma soktum. Am dudaklarımı germiş olan patlıcan, arada boğulacak gibiydi. Yavaş yavaş ileri geri hareket ettirmeye başladım. Patlıcan tıpkı zenci yarrağı gibi parlıyordu. Bahar, dikkatle beni izliyordu.


Birkaç dakika sert sert dibime kadar sokup çıkarmaya devam ettim. Sonra amımdan çıkarıp, “Şimdi sıra sende!” diyerek patlıcanın ucunu amına dayadım. Önce irkildi, ama kararlı olduğumu görünce, “Yavaş sok lütfen!” dedi. Patlıcan, Bahar’ın küçük amına göre oldukça kalındı, ama umrumda değildi. Patlıcanı bastırmaya başlayınca, amının dudakları gerildikçe gerildi. Bahar ağzını açmış tavana bakarken, “Ahhhhhhhh!” diye inledi. İşte tam o anda patlıcan içine doğru kaymaya başladı. Amının alışması için, patlıcanı yavaş yavaş ileri geri oynatırken, şimdi daha rahat hareket ettiriyordum. Bir müddet sonra da iyice alışmaya başladı.


Patlıcanla Bahar’ın amını sikerken, parmaklarımla da kendi götümün deliğini alıştırıyordum. O ana kadar Bahar’ın amına patlıcanın yarısını sokmuştum. Oldukça uzun olan patlıcanı içeri doğru bastırdığımda olanlara inanamadım. Koca patlıcan tamamen amına girmişti. Amının derinliği benimkinden fazlaydı. Derinliği yaklaşık 22-24 santim arasında olmalıydı, çünkü az önce, patlıcanı kendi amıma soktuğumda, 4-5 santime yakını dışarda kalmıştı. O an aklıma Nazmi geldi. Bahar, Nazmi’nin koca yarrağını tamamen amının içine alabilirdi. Aklıma geldikçe, patlıcanı sert sert sokmaya başladım. Bahar’ın inlemeleri salonda yankılanırken, dışarıdan duyulur diye çekiniyordum. 10-15 dakika boyunca Bahar’ın amını param parça etmiştim. Patlıcanı geri çekince, amından ‘Fosss!’ diye hava çıkıyordu. Hızımı alamayıp tekrar sokuyordum. Bütün bunlar boşalmasına kadar devam etmişti. Amının dudakları kızarmış, hatta biraz da şişmişti.


Devam edip daha fazla tahriş olmasını istemiyordum. Çünkü iki gün sonra Nazmi ile sikişecekti. Amından çıkardığım patlıcanı eline verdim. Sonra domaldım. Ellerimle kalçalarımı iyice gererek, “Sok hadi!” dedim. Bahar patlıcanın ucunu götümün deliğine ayarladıktan sonra bastırmaya başladı. Küçük küçük darbelerle sokmaya çalışırken, büzüğüm de gevşemeye başlamıştı. Patlıcanın ucu girdiğinde, büzüğümün kasları zorlanmaya başlamıştı ki, “Ahhh!” diye inledim. Bahar bir an durunca, “Devam et, sok!” dedim. Bahar yeniden bastırınca, koca patlıcan götüme girmeye başladı. Sıcaklığı içimi bir hoş etmişti. Nedenini bilmiyorum, ama acıdığı halde hoşuma gidiyordu. Bahar sapından tuttuğu patlıcanı götüme sokarken, o an, acıyla zevki bir arada yaşıyordum. Duyulmasın diye ses çıkarmazken, zevkten kıvranmaya başlamıştım.


Bir taraftan kendi amımı parmaklarken, diğer taraftan hızlı sokması için Bahar’ın kolundan tutuyordum. Bahar yaklaşık 10 dakika boyunca sokup çıkarmaya devam edince, patlıcan götüme rahat girmeye başlamıştı. Daha sert sokması için Bahar’ı ikaz ediyordum, çünkü boşalmak üzere olduğumu hissediyordum. Zaten hissetmemle boşalmam aynı anda olmaya başladı. Götümdeki koca patlıcan kasılmamı engelliyordu, ama yine de çok zevk alıyordum. Birkaç saniye boyunca zevkten titremiştim. Rahatladığımda patlıcanı tutup götümden çektim. Bahar, “Kız götün folluk olmuş!” deyip kahkaha atarak götüme bakıyordu.


Salonda ağır bir ter kokusu vardı. Duş alması için Bahar’ı banyoya gönderdim. Havalandırmak içinde salonun pencerelerini açtım. Etrafı düzenlemiş otururken Bahar banyodan geldi, yanıma oturdu. Ona, “Bakayım, amın ne durumda?” dedim. Kalkıp eteğini yukarı çekti, külotu kirlendiği için giymemişti. Baktığımda, amının ağız kısmı şişmiş, etrafı da kızarmıştı. “İki gün kocanla sikişme! Salı günü ikimiz de dinç olmalıyız! Anladın mı?” dedim. “Anladım abla!” dedi. Saat 22:00’ye geliyordu. “Birazdan kocam gelir!” diyerek Baharı evine yolladım.

Artık Salı gününü beklemeye başlamıştım. Pazar günü Nazmi’yi telefonla arayıp, Salı günü Kemal’in de orda olmasını söyledim...

 

Sonraki Bölüm... 

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (Bölüm 6)

(Bu bölüm daha önce yayımlanan bölümlerin devamıdır. Tüm bölümlere aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz)


 
 

Yaşadığımız o Lezbiyenimsi olaydan sonra, Bahar birkaç gün görünmemişti. Galiba utandığından olsa gerek diye düşünmüştüm. Cumartesi günü çocuklarla alışveriş için bir giyim mağazasına gitmiştik. Reyondaki gömlekleri incelerken tanıdık bir sesin, “Yardımcı olabilir miyim hanımefendi?” demesiyle başımı o yöne çevirdim. Gözlerime inanamamıştım, Bahar karşımda duruyordu. Özlemle sağlı sollu öpüşüp kucaklaştıktan sonra, Bahar’a, “Kıız, nerelerdesin sen? Neden uğramıyorsun?” dedim. Bahar, 4 gündür burada işe başladığını, neden çalışmak zorunda olduğunu anlatırken, daha fazla üzerine gitmedim. Onun da yardımıyla birkaç parça giysi aldık. İşimiz bittiğinde, “Akşam gel de laflarız!” dedim. Bahar ‘Peki!’ anlamında başını sallamıştı. Vedalaşıp çocuklarla eve döndük.



İşlerimi bitirmiş balkondan bakarken, Bahar’ın geldiğini görmek istiyordum. Akşam saat 20:00 gibi göründüğünde, içimi değişik bir heyecan sarmıştı. Balkondan, “

Bahaar! Bahaar!” diye seslendim. El sallayıp,

“Tamam geliyorum!” dedi. Az sonra zile bastı, kapıyı açıp içeri buyur ettim. Her zamanki gibi mutfağa geçtik. Bahar’a,

“Kızz! Çok güzel görünüyorsun!” dedim.

“Teşekkür ederim!” dedi.

Gerçekten de çok güzel görünüyordu. Dışarıdan gören ve evli olduğunu bilmeyen yabancı biri, Bahar’ı kız zannederdi. Topuklarına kadar uzanan siyah bir etek, üzerine beyaz gömlek. Oturduktan sonra bir müddet birbirimize baktık. Birkaç gün önce yaşadıklarımız film şeridi gibi gözlerimin önünden akıp gitti. Bahar’a,

“Eee anlat... Ne var, ne yok kız?” diye sorunca, Bahar karşı bir soruyla, “Beni boş ver! Asıl sende ne var, ne yok?” dedi. Belli ki öğrenmek istediği şeyler vardı.


Sonra ağzındaki baklayı çıkardı ve

“Nazmi ile bu hafta buluşacak mısın?” diye sordu. Ben de,

“Bilmiyorum ki, eğer buluşmak isterse bir gün önceden beni arar, müsait olup olmadığımı sorar, müsaitsem buluşmaya karar veriririz.” dedim. Bahar,

“Hımmmm, demek öyle... Peki onu seviyor musun?” diye sordu.

"Bak Bahar, biliyorsun ki ben evliyim, Nazmi’yi sevip sevmemem önemli değil, önemli olan onunla yataktayken yaşadığım zevkler. Onunla sevişirken, inan bana, zevkten çıldırıyorum, boşaldıkça boşalıyorum, amım götüm bayram ediyor. Nazmi yatakta çok azgın bir erkek!” dedim.

Kısa bir sessizliğin ardından Bahar’a şakayla karışık,

“Ne dersin, bu hafta seni de götüreyim mi? O küçük amın bayram etsin! Ha?” dediğimde, ikimiz de gülmüştük. Bahar,

“Manyaksın sen yaaa!” dedi.


Ben yine şakayla karışık devam ettim,

“Kız varya, seni de sikse asla vaz geçemezsin!” dedim. Bahar,

“Kızım manyakmısın? Şeyi çok büyük diyorsun, ben nasıl alırım okadar büyüğü?” diye karşı çıkar gibi olsa da, ben ikna etmeye çalışıyordum, “Ben de Nazmi ile ilk buluşmamdan önce senin gibi düşünüyordum. Onunla yattıktan sonra korkularımı yendim. Dikkatli olduktan sonra korkmana gerek yok!” dedim. Baharın nefes alışverişi sıklaşmıştı, nefes alırken, göğüsleri yerinden fırlayacak gibiydi. Diliyle dudaklarını ıslatıyor, alt dudağını ısırıyordu. Tam o esnada kapının zili çaldı, toparlanıp ayağa kalktık. Dışardan gelen seslerlerden çocukların geldiği belli oluyordu. Kapıyı açtığımda benim büyük oğlan,

“Acıktık anne, bize yemek!” dedi. Bahar da gitmek için terliklerini ayağına taktı. Kapıdan çıkarken büyük oğlan,

“Bahar teyze, biz eve gelince sen hep gidiyorsun!” dediğinde gülüşmüştük. Bahar, “Siz geldiğiniz için değil yakışıklı, ben zaten kalkmak üzereydim. Hadi size iyi akşamlaaar...” dedi. Aynı şekilde biz de,

“İyi akşamlaaaar...” diyerek onu uğurladık.


Çalıştığı için birkaç gün boyunca Bahar’la görüşememiştim. Bir öğlen üzeri Nazmi aradı,

“Aşkım nasılsın, ne yapıyorsun?” dedi. Bir kadın olarak aranmak hoşuma gidiyordu. Sesini duymak gerçekten güzeldi,

“İyilik aşkım! Senden ne haber?” dedim. Nazmi,

“Ben de iyiyim! Özledim seni!” dedi.

‘Özledim’ kelimesi hoşuma gidiyordu. Sonra bana,

“Bu hafta buluşalım mı aşkım?” dedi. Bu çok güzel bir haberdi. O an aklıma Bahar geldi,

“Aşkım, ne oldu biliyor musun?” dedim.

“Söyle birtanem, ne oldu?” dedi.

“O gün arabandan inerken, komşulardan biri beni görmüş!” dedim. Nazmi panikleyerek,

“Yapma yaa! Gerçekten mi?” dedi.

“Evet aşkım! Ama korkacak bir durum yok!” dedim.

“Eee... nasıl yani?” dedi. Biraz Bahar’dan bahsettim ve ağzının sıkı olduğunu anlattım. Nazmi cevap vermeden beni dinliyordu. Uzun süre dinledikten sonra,

“Şimdi ne olacak?” dedi.

“Bak benim bir fikrim var...” dedim ve planımı anlatmaya başladım.


Planımı anlattığımda, Nazmi,

“Peki Bahar kabul edecek mi?” dedi. Ben de,

“Şimdilik çok istekli, sanırım bu iş kolay olacak!” dedim.

“Nasıl bir kadın bu Bahar?” diye sordu. En ince ayrıntısına kadar kim olduğunu, nasıl biri olduğunu, güzelliğinden ve vücudundan bahsettim. Bir müddet suskun kalan Nazmi,


“Müthiş!” demişti. Ben de gaz verir gibi,

“Taze amcığı duyunca ağzının suyu aktı değil mi? Bahar seni biliyor, ama diğerlerinden haberi yok. Onun için yalnız sen olmalısın, anladın mı?” dedim.

“Anladım, anladım!” dedi, sonra da bana söylemek istediği önemli bir konunun olduğunu söyledi. “Söyle aşkım!” dedim. Nazmi,

“İki iş adamı var, onlara senden bahsettim. Ben de bu hafta için onlara söz verdim. Şimdi ne diyeceğim onlara?” dediğinde, o an içimin koyverdiğini hissettim...


Ama Bahar’ı siktirme isteği daha baskın gelince, kendimi düşünmekten vaz geçtim ve

“Onlara adet olduğumu söylersin, olur biter! Tamam mı?” dedim. Nazmi,

“Tamam aşkım, sen bilirsin!” derken, belli ki o da Bahar’ı düşünüyordu. Mutabık kalınca, Bahar hakkında biraz daha detaylı bilgi verdim. “Göt deliği bile anlaşılmıyor, ona göre!” derken kahkaha atmıştım. Nazmi,

“Offf, şimdiden yarrağım kalktı!” dediğinde ikimiz de gülüşmüştük. Sonra,

“Hop, hop! Taze amı duyunca hemen havalandın. Onu siktiğin kadar beni de sikeceksin, tamam mı?” dedim.

“Elbette aşkım! Seni yarraksız bırakırmıyım hiiçç!” dedi. Konuşulacakları konuştuktan sonra Pazartesi akşamı araması kaydıyla vedalaştık.


Şimdi iş, Bahar’ı ikna edip edemeyeceğime kalmıştı. Umarım herhangi bir aksilik olmazdı. Bahar’ı görmem gerekiyordu. Alışveriş bahanesiyle üzerimi giyindim ve çalıştığı mağazaya gittim. Bahar beni karşısında görünce pek sevinmişti. Sarılıp kucaklaştıktan sonra,

“Tavuk! Hoş geldin!” dedi. Kadınlar arasında birbirimize bazen (Tavuk) diye hitap ederiz.

“Hoş bulduk Tavuk! Birşeyler alacağım!” dedim. Mağaza 3 katlıydı. Birinci kat yetişkinlere, ikinci kat çocuklara, üçüncü kat ise iç giyim üzerine ayrılmıştı. Benim işim üçüncü kattaydı,

“İç çamaşırı almam lazım!” dedim. Başıyla onayladıktan sonra üçüncü kata çıktık. Tek tek incelemeye başladık. Gerçekten çok güzel iç çamaşırları vardı. Bahar, normal külotları gösterirken, ben,

“Kızım bunlar ihtiyar işi, bak şurada çok seksi takımlar var, onlara bakalım!” dedim. Gösterdiklerim Tanga tipi iç çamaşırlarıydı. Kimi şeffaf, kimi tüllü, kimi de dantelliydi. Bahar, “Kızım onlar benim şeyimi bile kapatmaz!” dediğinde gülüşmüştük.


Sonuç olarak, altlı üstlü üç takım aldım. Bunlardan ikisi Tanga tipi (takımlardan biri beyaz, diğeri siyah), üçüncü takım ise Hipster, içi görünen ten renginde şeffaf bir takımdı. Gerçekten çok seksi iç çamaşırlarıydı. İçi gitmesine rağmen Bahar belli etmemeye çalışıyordu. Bahar,

“Kızım bunlar çok pahalı, ben pazardan aldığım 2 liralık külot giyiyorum, senin aldıklarına bak!” dedi. Ben de kendisine kaç numara sütyen giydiğini sordum. Önce ne demek istediğimi anlamamıştı, tekrarlayınca,

“94 neden sordun ki?” dedi. Acık mavi renkteki şeffaf takımı göstererek,

“Bu nasıl?” dedim.

“Çok güzel!” dedi. Normal bir külodu vardı, ama çok şeffaftı. Aynı renkte, bir de Tangalı takım seçtim

“Şimdilik bu kadar yeter!” dedim. Bahar,

“Bence de! Kız Tavuk, bu kadar iç çamaşırını ne yapacaksın?” dedi. “Boş ver!” dedim. Sonra kasiyere doğru yürüdük. Parayı ödedim. Çıkarken Bahar,

“Kızım bu kadar para verdin, kocana ne diyeceksin?” dedi.

“Birşeyler uydururum işte... Hee, akşam uğra da laflarız!” dedim. Bahar,

“Gelebilirsem gelirim!” deyince,

“Mutlaka gel, konuşacaklarım var!” dedim. Ne konuşmak istediğimi eminim çok merak ediyordu. Bu merakla bana bakarken yanından ayrılmıştım.


Eve geldiğimde Nazmi’yi aradım.

“Aşkım, akşam saat 20:00 gibi nete girmeni istiyorum!” dedim. Nazmi nedenini sormadan,

“Tamam aşkım, girerim!” dedi. Çocukları anneme gönderdiğim için müsait sayılırdım, bir tek kocamı halletmem lazımdı. Saat 18:00 gibi kocamı aradım, akşam komşu kadınlarla oturacağımız için, şimdiden gelip yemeğini yiyip gitmesini söyledim. Kocam 10 dakika içinde gelmişti. Yemeğini yedikten sonra kocama, “Erken gelme, kadınlar geç saatlere kadar otururlar!” dedim. Zaten kocam kahvehaneye takıldı mı, gece yarısından önce gelmezdi.

“Tamam!” deyip gitmişti.


Bahar’ın işten çıkmasına bir saatten fazla zaman vardı. Çay demlemek için ocağa su koydum. Biraz etrafı toparladıktan sonra televizyon izlemeye başladım. Tam o sırada kapı zili çaldı. Bu saatte gelen de kimdi, ‘Hay aksi şeytan!’ diyerek kapıya yöneldim. Kapının dürbününden baktığımda Bahar’ı görünce rahatladım. Hemen kapıyı açtım,

“Kız erken çıkmışsın! Hoş geldin!” diyerek içeri buyur ettim. Bahar ayakkabılarını çıkardıktan sonra mutfağa geçtik.

“Senin yüzünden patrona yalan söyleyip erken çıktım. Söyleyeceklerini merak ettim kız!” dedi. “Patlama kız! Biraz soluklan hele!” dedim. Bahar eve uğramadan direkt bana geldiği için fazla zamanımız yoktu.

“Git evdeki işlerini hallet gel, o zaman konuşuruz!” dedim. Neticede Bahar evli bir kadındı, üstelik birde çocuğu vardı. Gerçi çocuğuna kaynanası baktığı için sorun yoktu, ama yine de anne olmanın sorumlulukları vardı. Bahar’a,

“Haa, kocamı kahvehaneye gönderdim, geç gelecek, yani yalnız olacağız senle, gelirken vaktini ona göre ayarla!” dedim. Bahar heyecanla,

“Tamam kız!” diyerek gitti.

Bahar gittikten sonra hemen bilgisayarı açtım. Nazmi netteydi ve sohbet etmeye başladık...

Nazmi’nin nete girmiş olmasına gerçekten çok sevinmiştim. Webcamı açtıktan sonra sohbet etmeye devam ettik. Bahar geleceği için onu bilgilendirmem gerekiyordu.

“Bahar birazdan bana gelecek, sakın bildiğini belli etme, ama tahrik edici şeylerden bahset!” dedim. Bu haber Nazmi’yi memnun etmiş olmalıydı ki, alttan alttan tebessüm ediyordu.

“Merak etme aşkım, o iş kolay!” dedi. Bahar’ın gelmesini beklediğimiz zaman zarfında hep ondan bahsetmiştik. Saat 20:30’a yaklaştığı halde Bahar’dan halen ses seda yoktu, oysa 20:00 gibi gelmesi gerekiyordu. İşte tam o sırada kapı zili çaldı. Sevinçle,

“Oleeeeyy! Geldi aşkım, geldiiii!” diye yazdım. Yerimden fırladım ve kapıya koştum. Bahar gelmişti,


“Nerde kaldın tavuk?” dedim. Bahar,

“Yemekti, bulaşıktı, derken işim anca bitti işte...” dedi. Üzerinden çok güzel bir koku geliyordu. Azda olsa makyaj yapmıştı. Biraz da pohpohlamak amacıyla,

“Çok güzel olmuşsun Bahar!” dediğimde teşekkür etmişti.
“Sana çok güzel bir haberim var!” dedim. Bahar ne olduğunu öğrenmek için ısrar edince,

“Nazmi webcamda!” dedim.

“Ciddi misin?” dedi.

“Yemin ederim, sen gelmeden önce onunla konuşuyordum. Onu görmek istiyor musun?” dedim. Önce biraz düşündü, heyecanlı olduğu her halinden belli oluyordu,

“Şey... Yalnız onun beni görmemesi lazım!” dedi. “Tamam, sen yandan bakarsın!” dedim. Bana göre Nazmi yakışıklı ve çekiciydi. Umarım Bahar’ın da hoşuna giderdi. Ben yerime oturunca, Nazmi’nin,

“Nerdesin aşkım!” demesiyle tekrar sohbet etmeye başladık.

“Kapı çaldı, komşuyla ayak üstü biraz sohbet ettim. Seni beklettim kusura bakma, özür dilerim!” dedim.

“Özür dilemene gerek yok aşkım, önemli değil!” dedi. Bahar’ın yanımda olduğunu biliyordu, ama belli etmememiz lazımdı.
Elimle ağzımı kapatıp Bahar’a, “İşte Nazmi bu!” dedim. Bahar yandan fısıldayarak,

“Hiiiiimmmm! Kadir İnanır’a benziyor!” dedi. Mutfaktan sandalye aldıktan sonra, Webcama görünmeyecek şekilde yan tarafıma oturdu. Nazmi bana iltifat üzerine iltifat ederken, ben de aynı şekilde karşılık veriyordum. Sohbet uzadıkça artık cinsel konulardan bahsetmeye başlamıştık. Bugün çok seksi iç çamaşırları aldığımdan bahsedince, iç çamaşırları üzerimde görmek istedi. Ben ık mık etsem de, kalkıp yatak odasına doğru giderken, Bahar da arkamdan geldi ve

“Gerçekten giyecek misin?” dedi. “Herhalde! Zaten her yerimi biliyor!” dedim. Üzerimdekileri çıkardıktan sonra çırılçıplak kalmıştım.

“Sence hangisini giymeliyim?” dedim, ama Bahar tercihi bana bırakmıştı. Beyaz takımı giydim ve yerime dönerken de Bahar’a,

“Birazdan ben de onu soyacağım. Ne kadar iri yarrağı var sende göreceksin!” dedim. Bahar’ın yüz ifadesinden heyecanlandığı belli oluyordu.

“Nasıl yani?” dedi. Anlamamış gibi davranırken, bunu istediğini biliyordum.

“Birazdan anlarsın...” dedim.
Üzerimde beyaz iç çamaşırlarıyla Nazmi’nin karşısına oturdum. Şeffaf takımla görünce,

“Offff! Çok seksisin! Yarrağım şimdiden kalkmaya başladı!” dedi. Cilve yapıp,

“Göstersene aşkım! O kocaman yarrağını görmek istiyorum!” dedim.

“Tamam aşkım, gösteriyorum!” dedi. Webcamını aşağı indirerek göreceğim şekilde ayarladı. Gerçekten yarrağı kalkmıştı. Bahar ise yarrağın büyüklüğü karşısında şaşkınlığını gizleyememişti, yandan fısıldayarak,

“Aaaa! O ne öyleee! İnanmıyorum yaaa! Gerçekten çok büyükmüüüşş!” dedi. Aptallaşmış bir şekilde bana bakarken gördüklerine inanamıyordu. Benim ne kadar haklı olduğumu şimdi daha iyi anlıyordu.
Nazmi ile artık amdan götten bahsetmeye başlamıştık. Nazmi’nin,

“Seni şöyle sikeceğim, domaltıp böyle sikeceğim, amını götünü parçalayacağım!” gibi argo argo laflar yazması beni tahrik ediyordu. Nazmi 31 çekerken, ben de amımın dudaklarını açmış içini gösteriyordum. Gerçi buna ihtiyacı yoktu ama, sırf Bahar’ı tahrik etmek için bunları yapıyordum. Amım öyle sulanmıştı ki, akan sıvılar sandalyeyi ıslatıyordu. Klitorisimi küçük küçük daireler çizerek okşarken, neredeyse boşalmak üzereydim. İstemeden de olsa gözüm Bahar’a takıldı. Bahar elini eteğin altına sokmuş, amını parmaklıyordu. Onun durumu da benden farksız değildi. Bir tarafta Bahar, diğer tarafta Nazmi, üst üste bunlar yaşanınca daha fazla dayanamadım, aniden kasılmaya, zevkten titremeye başladım. Ardından şiddetli bir şekilde boşalmaya başladım.

“Ah! Ooooh! Ohhhh! Ihhhh!” diye defalarca inlerken, Nazmi de boşalmak üzereydi. Yarrağı tümüyle gerilmiş, dölleri fışkırtırken, o sırada Bahar da kısık sesle inleyerek ve kasılarak boşalıyordu. Boşalması gerçekten çok şiddetliydi. Saniyelerce süren boşalmalar yavaş yavaş kendini sessizliğe bırakmıştı.
Üstü başı berbat olan Nazmi,

“Aşkım ben banyoya geçiyorum, salı günü görüşürüz!” dediğinde,


“Tamam aşkım, görüşürüz!” dedim. Nazmi netten ayrılınca, Bahar’la baş başa kalmıştık. Bir müddet birbirimize baktıktan sonra, gülmeye başlamıştık.

“Nazmi’deki yarrağı gördün değil mi? Böyle erkekler de var işte!” dedim. Bahar başını sallayıp,


“Evet yaaa! Ne kadar da büyük yarrağı var! Üstelik çok kalın!” dedi. Israrlı bir şekilde kendisine,

“Bu hafta gel seni de götüreyim! İnan bana, saatlerce sikişeceğiz!” dedim. Bahar ne diyeceğini bilemez halde bana bakıyordu. İstiyordu, ama bir türlü karar veremiyordu. Ürkek bir şekilde,

“Şeyy, ben... yani bilemiyorum...” diye gevelerken,

“Bak Bahar, sen gelmesen de ben gideceğim! Herif tam bir zevk makinesi. Kaç kez boşaldığını bile hatırlamıyorsun. Gelirsen bütün bunlar aramızda kalacak!” dedim.
Bahar bir müddet düşündükten sonra,

“Şey benim çalıştığımı biliyorsun, patrondan nasıl izin alacağım peki?” dedi. Benim de duymak istediğim buydu ve bu işin olacağına kanaat getirdim.

“O iş kolay! Kızım, senin izin günün Pazartesi değil mi? Bu hafta için Salı gününe ertelersin. Veya çocuğu doktora götüreceğim gibi şeyler söylersin!” dedim. Bahar,

“Bilemiyorum ki, izin verir mi?” dedi. “İşin içinde çocuk var, herhalde izin verir kız!” dedim. İzin konusu patronuyla görüştükten sonra belli olacaktı.
Yerimden kalkıp,

“Gel!” diye elinden tuttum, sonra yatak odasına götürdüm. Aldığım iç çamaşırlarından açık mavi takımı çekmeceden çıkardım. Tangasıyla birlikte Bahar’a uzattım.

“Al kız! Bunlar senin!” dedim. Kem küm etse de,

“Kızım bunları senin için aldığımı biliyorsun! Al işte!” dedim. Sonunda kabul etmişti. Teşekkür etti ve yanaklarımı öptü.

“Kız bu kadarcık mı?” dedim. Benim istediğim daha farklıydı, dudaklarımı gösterip,

“Buradan yokmu?” dedim. Bahar,

“Hımmm! Anladııım!” diye gülümseyip dudaklarını dudaklarıma dokundurdu. Yumuşak dudaklarını dudaklarımda hissetmek harikaydı. Ensesinden tutup dudaklarına yapıştım. İkimiz de,

“Mmmmm!” diye inlerken yatağa devrildik. Dudaklarına sıkı sıkıya yumulmuştum. Önce dirense de, kendini bırakmıştı. Şehvetli bir şekilde öpüşürken, dillerimizi de işin içine katmıştık. Daha önce böylesine şiddetli ve arzulu bir öpüşme yaşamamıştım.
Birbirimize sarılmış öpüşürken, oramızı buramızı okşamayı da ihmal etmiyorduk. Bahar’ın eteği beline kadar sıyrılmış, bembeyaz bacakları ortaya çıkmıştı. Elimi bacaklarının arasına sokunca ateş gibi yandığını farkettim. Tanrım ne kadar da sıcaktı, bacaklarının arası ateş gibi yanıyordu. Bir müddet külotun üzerinden amını okşadım. Zaman zaman da amının yumuşak etini avuçlayıp eziyordum. Bahar zevkten kıvranıyor, “Immmm! Ommmhhhh!” diye inliyordu. Sonra elimi külotunun içine soktum. Öylesine sulanmıştı ki, avucumun içi am suyuyla dolmuştu. Amının kıllarını yeni kestiğinden harika kayıyordu, belli ki hazırlık yapmış öyle gelmişti.
Arzu ve isteklerin arttığı ortam tavan yapmak üzereydi. Yarı çıplak olduğum için Bahar’ı da soymak istiyordum. Önce başındaki türbanı, ardından penyesini çıkardım. Son olarak, fermuarını açıp eteğini indirdim. Bahar da iç çamaşırlarıyla kalınca, ben de önce sütyenimi, ardından da tangamı çıkardım. Bütün bunlar yaşanırken ikimiz de konuşmuyorduk. Bahar’ın yüzündeki pembelik ona seksi bir hava veriyordu. Sonra da Bahar’ın sütyenini ve külotunu indirdim. Kapalı bacakları yüzünde amının sadece üst tarafı görünüyordu. Üzerine çıkıp bedenimi bedenine yapıştırdım. Teni o kadar yumuşak, o kadar sıcaktı ki, içimi eritiyordu. Erkek olsam Bahar’ı saatlerce sikerdim, ama ne yazık ki değildim.
Bir müddet göğüslerimizi birbirine sürttükten sonra, ikimizin de meme uçları fındık gibi şişmişti. Kendini bana teslim etmiş olan Bahar, hareketsiz yatıyordu. Birkaç dakika memelerini okşayıp yaladıktan sonra, uçlarını emmeye başlamıştım. Göğüsleri küçüktü, ama uçları ağzımı dolduruyordu. Uçlarını somururken tıpkı aç bebek gibiydim, iyice içime çekip dudaklarımla koparmaya çalışıyordum. Bahar altımda kıvranırken bırakmaya niyetim yoktu. Bahar zevkten,

“Mmmhhh! Iımmmhh! Oohhhh! Çok güzel! Çok güzeeell” diye inliyordu. Artık aşağıya doğru inmeliydim. Göbeğini öpüp kokladıktan sonra, kendimi geriye doğru çektim. Sonra bacaklarını araladım. Harika bir manzara vardı. Amı, öylesine sulanmıştı ki, zevk suları çarşafa akıyordu. O an aklıma Nazmi geldi, kocaman yarrağını Bahar’ın amına sokmasını arzu ettim. Bu arzum şimdilik mümkün olmasa da, bir gün mutlaka gerçekleşecekti. İşte o günü sabırsızlıkla bekliyordum. Umarım bir aksilik olmazdı...
Amının küçük dudaklarını bir müddet okşadıktan sonra parmağımı içine soktum. Bahar,

“Immmhhhh!” diye inledi. Amına soktuğum parmak sayısını artırırken, önce birini, ardından ikisini, ardından üç parmağımı birden sokup, ileri geri hareket ettirmeye başladım. Bahar’ın inlemeleri çoğalırken, amının içi de sırılsıklam olmuştu.

“Ahhhh! Ohhh! Devam et!” diye inliyordu. O sırada benim de durumum ondan farksızdı. Bir elimle de kendimi tatmin etmeye çalışırken vıcık vıcık olmuştum. Daha sonra am suyumu arka deliğime sürerek iç kısımları yağladım ve parmaklarımı götüme sokarak kendi kendimi parmaklıyordum. Bahar’ın amına yaptığımı, şimdi götüme yapıyordum.
Buna bir süre devam ettikten sonra, 69 pozisyonuna geçerek, Bahar’ın iki bacağını yanlara doğru gerdim. Sonra dudaklarımı amına yapıştırdım. O an Bahar,

“Ooooohhhhh!” diye inledi. Büyük bir arzuyla, önce küçük dudakların olduğu bölgeyi öpüp kokladım. Ardından klitorisini yaladım. Klitorisi şişmiş, nerdeyse ağzımı dolduruyordu. Dudaklarımla sıkıştırıp, dilimle de yalamaya devam ettim. Bahar kıvranıyor, zevkten inliyordu. O sırada Bahar, kalçalarımı kucaklamış amımı parmaklıyordu. Bahar’a yol göstermek için parmağımı tekrar götüme sokarak, birkaç git gel yaptım. Sinyalı almıştı, göt deliğimle ilgilenmeye başladı. Önce parmağının birini, sonra ikisini, daha sonra da üç parmağını soktu götüme. Parmakları inceydi,

“Sok! Hepsini sookkk!” diyerek daha fazlasını sokmasını istiyordum. Am sıvımla götümün deliğini kayganlaştırırken, şimdi de parmaklarının hepsini sokmaya çalışıyordu. Bahar’ın bileği Nazmi’nin yarrağından daha inceydi. Biraz zorlasa eminim eli komple girecekti.
İkimiz de zevkin doruklarındaydık. Bahar’ın hareketleri sertleşmeye, inlemeleri artmaya başlamıştı. Hoş benim durumum da ondan farksız değildi. Bahar altımda kıvranırken öyle istekliydi ki, her an boşalabilirdi. Ve boğuk bir iniltiyle bağırmaya başladı. İnlemeleri odanın duvarlarında yankılanırken, ben de koyvermiştim. Büyük bir sarsıntıyla boşalıyordum. Göt kaslarım kasılmaya başlamıştı ki, müthiş bir acı hissettim,

“Aaahhhh!” diye inledim. Bahar elini bileğine kadar götüme sokmuştu.

“Ne yaptın küçük orospu? Götümü yırttın!” dedim. Korktuğu için elini götümden hemen çıkardı. Ben de daha fazla üzerine gitmedim. İkimiz de yorgun ve bitkin halde yatağa uzandık. Suyun altından çıkmış gibi çok terlemiştik.
15-20 dakika dinlendikten sonra kalkıp banyoya girdim, çabucak bir duş alıp kurulandım. Odaya döndüğümde Bahar halen mayışmış halde yatıyordu.

“Kalk duşunu al kız!” dedim. Birkaç dakikada duş alıp gelmişti. Bahar’a doğru domaldım,

“Bak kız! kıçımı ne hale getirdin!” dedim. Boşalırken heyecanlandığından, farkında olmadan elini komple soktuğunu söyleyerek özür diledi. Nazmi’nin yarrağı Bahar’ın bileğinden daha kalındı, fakat kuru olduğu için götüm acımıştı. Üzerimizi giyindikten sonra salona geçtik.

“Acıktın mı?” diye sorduğumda, o da benim gibi çok acıkmıştı. Pasta börek vardı, yanına çay demledim. Bir demlik çay bitinceye kadar yiyip içtikten sonra saate baktım, 22:30’a geliyordu.
Kocasının işi iyi gitmediği için, Bahar mağazada çalışmaya başlamıştı. Geçen sefer bana, birikmiş faturalardan bahsetmiş, ödenmediği zaman elektrik ve suyu keseceklerini anlatmıştı. “Faturaları ödediniz mi?” diye sorduğumda, başını salladı,

“Yok valla para bulamadık! Yarın faturaların son günü, bakalım kocam bulabilecek mi?” dedi.

“Ne kadar lazımdı?” dedim.

“625 lira, gecikme zamı da alırlar mutlaka... Kocamın bulacağını da sanmıyorum!” dedi. Kalkıp yatak odasına gittim. Kocamın bile bilmediği 10.000 liradan fazla param vardı, ama kocamdan çekindiğim için kullanamıyordum. Bu kadar para onu şüphelendirebilirdi. 700 lira aldım ve mutfağa döndüm. Bahar mutfakta çay içerken düşünceli duruyordu.

“Takma kafana kız! Herşey düzelir birgün!” dedim ve parayı Bahar’a uzattım. Paraları görünce boğazı kurumuş gibi yutkunamıyordu.

“Al bunu! Paranız olduğunda ödersin! Yalnız bu para meselesi aramızda kalacak, kocamın haberi yok!” dedim. Gerçekten çok sevinmişti. Gözlerime minnetle bakarken, paraları göğsüne koydu, “Bu iyiliğini unutmayacağım!” dedi ve bu sefer teşekkür öpücüğünü direkt dudaklarıma kondurdu.
Vakit geç olmuştu.


“Artık gitsen iyi olur, sonra kaynanan dır dır etmesin!” dedim.

“Haklısın geç oldu. İyi akşamlar. Çok teşekkür ederim abla!” dedi, kalktı kapıya yöneldi. O an aklıma iç çamaşır takımı geldi,

“Dur kız bekle!” dedim. Yatak odasından paketi alıp kendisine verdim,

“Bunları unuttun! Bu akşam giy de kocanla ateşli bir sikiş yap!” dedim. İkimiz de aynı anda kahkaha atarak gülüştük. Bahar,

“Sağol abla. Ayrıntıları sonra anlatırım!” deyip çıktı.

Bahar gittikten sonra koltuğa uzandım. O anda aklımdan birçok şey geçmesine rağmen, rehavetten gözlerim kapanmıştı. Uyandığımda ise kocam gelmişti.