(Aşağıdaki Hikaye daha önce yayımlanan hikayenin devamıdır. İlk bölümüne BURADAN ulaşabilirsiniz)
Ertesi gün çok mutlu uyanmıştım. Dün akşam
iki genç karşısında çırılçıplak kalmış, tüm geceyi çıplak geçirmiş ve yaşadığım
en güzel orgazmlarla uyumuştum. Uyandığımda Marc çoktan uyanmış beni izliyordu.
“Selam uykucu güzel. Kalkma zamanı. Nasılsın?”
“Harika”
“Steve ile beraber ofiste bir kaç saatlik
işimiz var. Arabayı sana bırakıyorum. Steve beni birazdan alır. Öğlen gibi
ofisin karşındaki lokantada beraber yemek yeriz. Ne dersin?”
“Öğlen mi?”
“Evet. Bugünkü kıyafetlerini banyoya
bıraktım. Görüşmek üzere” Marc hemen
kalkıp giyindi ve çıktı. Yine aynısını yapmış daha itiraz edemeden isteklerini
söyleyip gitmişti. Biraz daha yatakta oyalandıktan sonra yataktan kalkarak
uykulu uykulu banyoya gittim. Lavabo masasında beyaz bir kombinezon vardı sadece.
Sanırım Marc’ın bir şakası olmalıydı. Sabahlık sadece evde veya yatarken
giyilebilecek bir kıyafetti. Opak olmasına rağmen dışarıda giyemezdim.
“Bunu öğlen yemeğinde giyecek değilim”
dedim kendi kendime.
Kıyafetin yanına beyaz açık, yüksek topuklu
ayakkabı bırakmıştı. Bunda sorun yoktu sadece oje sürmen gerekecekti.Duştan çıktıktan sonra giyilebilecek bir
şeyler bulmak için gardolaba yöneldim. Gardolabın kapında “Sakın açma, daha
sonra açıklarım” notu yapıştırılmıştı.
Orada öylece ayakta durmuş nota bakıyordum.
“Ciddi mi açmayacağımı düşünüyor gerçekten” Dün akşam yeni dairemizdeki ilk
gecemizdi. Acaba dolabın içinde tehlikeli bir şey mi vardı? Ayakta durmuş
kapalı gardolap kapısına bakarken hafif bir serinlik hissetmiştim. Neden
banyodan çıkarken havlu almamıştım ki. Dün akşam giyinik erkeklerin arasında
çıplak dolaşarak çıplaklık konusundaki tabularımı sanırım tamamen yıkmıştım.
Dün akşam yaşadıklarım aklıma geldiğinde göğüslerim sertleştiğini boynumun
kızardığını hissediyordum.
Sonunda açacaktım. Dolabın içindeki tehlike
benim baş edemeyeceğim türden bir şey olamazdı. Diğer yönden tüm kıyafetlerim
gardolaptaydı. Marc’ın giymemi istediği kombinezon haricinde bir şey bulacaksam
mutlaka açmam gerekiyordu. Eğer açarsam not yırtılacak ve Marc dolabın kapısının
açıldığı öğrenecekti. Acaba başka bir oyun muydu? Kesinlikle öyle olmalıydı.
Soru aslında bu oyuna dahil olacakmıydım.
Dolabın karşında beklerken, bir anda kapı
sesiyle irkildim. Hemen banyoya geri dönerek kombinezonu aldım. Başımdan
geçirip giydiğimde bir gariplik farketmiştim. Tamam bir süredir kullanmıyordum
ama askılarının bu kadar kısa olmaması gerekiyordu. Askıların kısa olmasından
dolayı eteği kalcalarımın hemen altında bitiyordu. Nasıl bir oyundu bu?Ne zaman
askıları kısalttırmıştı acaba?
Kapının ısrarla çalınması ile kendime
geldim. Koşarak kapıya gittim arkasında durarak kapıyı hafiçe araladım.
“Selam Lisa rahatsız ettiğim için özür
dilerim. Bir iki dakikan varsa bir kaç konuyu netleştirmek için gelmiştim” Bu
emlakçımız Ally idi.
“Aslında çok da müsait değilim..”
“Önemli olmasaydı inan rahatsız etmek
istemezdim” dedi Ally.
Kıyafetimin önünden çekiştirerek kapıyı
açtım.
“Tamam o zaman içeri gel. Kahve içmek
istermisin?”
“Çok iyi olur teşekkürler” Mutfağa
geçtiğimizde Marc’ın bıraktığı neredeyse dolu kahve makinasını gördüğümde
sevinmiştim.
“Çok güzel kokuyor gerçekten” demişti.
Amerikan tezgahın yanındaki yüksek bar taburelerine çıkarken. Ally’nin eteği
standart iş yerlerinde giyilebilen mini bir etekti ve yüksek tabureye
tırmanırken biraz yukarı sıyrılmıştı. Bacaklarını taburenin ayaklığına koyarken
bir an için külodunu görür gibi olmuştum. Baktığımı anlamamasını için hemen
kafamı diğer tarafa çevirerek kahve ile ilgilenmeye başladım. Yeniden birini
izlemiş olmaktan dolayı borçlanmak istemiyordum.
“Beyaz. Her zaman beyaz giyerim” dedi Ally
gülümseyerek. Malesef yine yakalanmıştım.
“Kusura bakma, aslında direk bakmamıştım
bir an için gözüm takıldı.Tabureler biraz yüksek” tabureleri göstererek
“Sorun yok gerçekten. Tabureleriniz benim
için yüksek. Neden bu yüksek tabureleri kullanıyorsunuz? Bunların üzerinde
tünemiş gibi hissedereim her zaman”
“Aslında bunları yeni almıştık. Henüz hiç
kullanılmadı. Marc, buraya taşındığımızda mobilyaları değiştirirken aldı”
"Erkeklerin neden yüksek tabure sevdiğini
anlayabiliyorum” dedi Ally iyice yerleşerek. Yerleşirken eteğini çekiştirme
veya düzeltme ihtiyacı hissetmemişti. Üstelik sol ayağını taburenin ayak basma
yerine yerleştirirken sağ ayağını boşlukta bırakmıştı. Bu durumda bacaklarının
arası tamamen açığa çıkmıştı. Beyaz saten külodu eteğinin altından rahatlıkla
görülebiliyordu. Saten kumaşın inceliğinden dolayı amının tüm hatları, hatta
hafifçe kabarmış venüs tepesi tamamen ortadaydı.
“Sende tırmanmayı dene bakalım.” Dedi
kıkırdayarak.
“Yok teşekkürler ben böyle daha iyiyim”
halen masanın yanında duruyordum. Kombinezonun eteğini kasıklarımın arasına
sıkıştırmıştım.
“Benimle önemli bir konuda görüşeceğini
söylemiştin” konuyu değiştirerek.
“Evet küçük bir sorunumuz var ve yardımına
ihtiyacım var” gözlerinde yardıma ihtiyacı olanlarınkine benzer bir ifade
vardı. Sol eli kahve fincanında iken sağ elini kucağında külodunun sadece bir
kaç santim uzağında tutuyordu. Ne yaptığına dikkattimi vermemeye çalışarak
“Nedir?” diye sordum.
“Aslında nereden başlayacağımı bilmiyorum,
fakat görünen o ki bayan Thomas dün senin iki genç erkekle beraber balkonda
yaptığını görmüş”
“Ciddi olamazsın”
“İki genç erkeğin yanında sadece kısa bir
havlu ile oturduğunu söyledi doğru mu?” Ne cevap vereceğimi bilemiyordum.
“Gördüğün gibi sana ve kocana bu daireyi
kiraladığım zaman gerçekten sizler gibi insanların kiracı olmasından memnun
olmuştum
“Anlamıyorum tüm bunlar onu neden
ilgilendiriyor ki?”
“Sanırım size evrakları imzalatırken
bahsetmemişiz. Bayan Thoman bu gördüğün tüm apartman dairelerinin sahibidir.
Hepimiz ona bir cevap vermekle yükümlüyüz” Sağ elinin parmağı ile halen
külodunu dolaştırıyordu. Sonra el birden durdu. Artık sağ eliyle açıkça amını
avuçluyordu. En son 5 yaşındaki yeğenimi mastürbasyon yaparken görmüştüm. Fakat
kendi yaşlarımda bir kadını ilk kez görüyordum. Ne düşüneceğimi bilmememe
rağmen izlemekten kendimi alıkoyamıyordum.
“Kim hesap vermelidir?” diye sordum.
“Herkes ve buna her bir kiracıda dahildir”
“Anlayamıyorum”
“Ben sizin daireden ve sizden sorumlu
kişiyim. Son olayda Bayan Thomas benim işimi iyi yapmadığımı ve sizlerin kötü
ve şehvetli davranışlar konusunda bilgilendirme yapmadığımı düşünüyor”
“Şehvetli mi?”
“Bayan Thomasın bazı konularda değişik
fikirleri vardır. Sizinle konuşması için lütfen benimle gelebilirmisiniz? Bu
benim için gerçekten çok önemli, aslına bakarsanız söz konusu olan benim
kariyerim ve sizi alıp gelmem için bana sınırlı zaman tanıdı” Sözünü bitirir
bitirmez yüksek bar taburesinden aşağı inerek yanıma geldi. Elimden tutarak
kapıya doğru çekmeye başlamıştı bile. Ne diyeceğim veya ne yapacağım konusunda
hiç bir fikrim yoktu. Apartman merdivenlerinden el ele inmeye başlamıştık bile.
Dışarı çıkarken alabildiğim sadece dairemin anahtarı olmuştu. Şu anda elimden
bir kadın tarafından tutulmuş ve sürüklenmekteydim. Diğer elim kombinezonum
kısa eteğini çekiştiriyordu. Oldukça garip hissediyordum.Allynin yanında çok
aptal göründüğümü düşünüyordum. Nedeni bilmediğim bir heyecanım vardı. Sadece
merdivenlere oturup nefes almak ve olayı idrak etmek istiyordum.
“Merak
etme Bayan Thomas hemen yan binada oturuyor, yani fazla yürümeyeceğiz”
dedi Ally. Kendi binamızdan çıkıp kısa bir süre dışarıda yürüyüp yan binaya
gelmiştik bile, asansöre binip dairenin kapısına geldiğimizde kapıyı bize siyah
beyaz sinema filmlerinde görebileceğimiz klişede bir hizmetçi açtı. Ev
sahibimizin evi tamamen harcanan parayı gösteriyordu. Pahalı döşemeler, pahalı
duvar tabloları ve bir çok şey. Bizim dairemizin dört veya beş katı
büyüklüğünde olsa gerekti. Hizmetçi bizi içeri alarak
“Madam kısa bir süre sonra sizi görecek”
demişti. Oturduğumda zaten kısa olan kombinezon iyice yukarı sıyrılmıştı. Yapabileceğim
tek şey elimle verdiğim frikikleri azaltmaktı ama bunda da pek başarılı olduğum
söylenemezdi. Ev sahibimiz kısa süre sonra salona girmişti,
“Merhaba Ally, sende Lisa olmalısın?” dedi
elimizi sıkarken. Ev sahibimiz 40 larında olmasına rağmen gayet formda görünüyordu.
“Evet efendim” demişti Ally daha önce
kendisinden hiç duymadığım itaatkar bir tonlama ile.
“Neden burada olduğunu biliyormusun Lisa?”
“Şeyy aslında....” sesim neredeyse
titriyordu bu otoriter sorunun karşında. Herşey çok hızlı ilerliyor halen
anlamsız gelen boşlukları doldurmaya çalışıyordum. Sıkıştığımı düşünen Ally
araya girerek,
“Ben kendisine ayrıntılı bir açıklama
yapmıştım efendim”
“O zaman kocanı ve seni siteden çıkarıp, Ally’ide
işten kovacağımı biliyorsun”
“Fakat.... ben.. ” dedim daha çok
kekeleyerek.
“Fakat ne?” bağırması karşında tamamen
kontrolün elimden gittiğini hissetmiştim. Cevap vermek yerine ağlamaya
başlamıştım. Sinir krizi geçiyordum. Ellerimi yüzüme kapatmış ağlıyordum.
Ağladıkça küçük düştüğümü hissediyordum fakat bunu da engelleyemiyordum. Bir kaç gün öncesine kadar hayatım ne kadar
basitti. Kocamla her genç çift gibi mutlu bir şekilde yaşıyordum. Marc iş
yerinde hızla yükseliyordu. Hayatımız gün geçtikçe daha iyi olurken sonunda
denize yakın bir eve geçebilmiştik. Bir daha asla taşınmayalım demiştik. Fakat
tüm bunlar onun suçuydu. Balkona sadece havlu ile çıkmamı desteklemiş ben karşı
çıkınca tutuculuk ve geri kafalılık ile suçlamıştı. Şimdi oturmuş bir kaç
dakikada tüm bunların acısını ben çekiyordum
“Ally bizi yanlız bırak” dedi otoriter
sesle. Sonra yanıma gelip bir mendil uzattı. Dokunuşları ve yaklaşımı
farkedilir ölçüde sevecendi. Biraz önceki despot ve otoriter tavrı yerine sakin
ve sevecen davranıyordu. Kendime geldiğimde,
“Kocam bu evi çok sevmişti.” Gözümü açtığımda
kombinezomun belime kadar yukarı sıyrıldığını bacaklarımın arasından amımın
göründüğünü fark ettim. Hemen bacaklarımı kapatıp eteğimi olabildiğince aşağıya
çekerek elimi kucağıma koydum.
“Acaba kalmamıza izin verirmisiniz?” diye
eklemiştim
“Elbette bu güce sahibim, fakat bütün bu
kuralları kendim uğraşarak yazdım, daha sonra avukatlarıma göndererek en ufak
bir açık kalmaması için çalışmalarını istedim.” Ev sahibemin sesi otoriter
tavra geri dönmüştü. Küçük bir çocuğa anlatır gibi sessiz ve otoriter.
“Lütfen kalmamıza izin verin”
“Çocuklar için kurallar olmalıdır. Bu site
benim evim sayılır. Evde düzeni korumam için tüm çocuklarımın bu kurallara
uymasını sağlamak benim görevim. Ailen ile yaşarken eminim sizin evinizinde
kuralları vardı”
“Evet vardı ama şu an hepimiz yetişkiniz.”
“Yetişkinlerinde uyması gereken kuralları
vardır.Hayat her zaman adil değildir. Ally’e bak. Sorumsuzluğunun cezasını
işini kaybederek ödeyecek. Üstelik bu senin yüzünden başına gelmişken.”
“Lütfen onu kovmayın, gerçekten onun suçu
yok..”
“Kurallar bozuldu ve istisna gösterilmemeli”
dedi sertçe.
“Fakat mutlaka farklı bir yol olmalı.”
Yüzüme uzun süre bakarak birsüre sessiz
kalmıştı.
“Sonuçta kurallar ve sonuçlarından
bahsettiniz, aile olmadan bahsettiniz. Benim ailem yapmış olduğum hatalarımdan
dolayı beni hiç bir zaman sokağa atmadı. Cezalandırıldım evet ama sokağa
atılmadım.”
“Hmmm..”
“Cezama razıyım” dedim yalvararak
“Cezana razı olursan ileride kurallara
uyacağına söz veriyormusun peki?”
“Kesinlikle evet, sadece bir şans daha
istiyorum sizden” Yalvararak.
“Ailen seni nasıl cezalandırıyordu?”
“Küçükken babam beni kucağına yatırır ve
döverdi” dedim utanarak. Bir süre sessizlikten sonra omzumda eli ile yavaşça
kucağına yatırdı. Popom tamamen kucağında olacak şekilde yerleşmiştim. Kendimi
bir anda on yaşında hissetmiştim. Sessizce cezalandırılmayı beklemeye
başlamıştım.
İlk tokat biranda gelmişti. Ev sahibem beni
kucağında sıkı sıkı bastırmıştı. İkinci tokat en az ilki kadar şiddetli
gelmişti. Üçüncü, dördüncü popomun farklı yanaklarına art arda gelmeye devam
ediyordu. Her gelen tokat kızarmış
popomun daha çok acımasına neden oluyordu. Gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı. Artık
kaç tokat yediğimi sayamıyordum bile,
Birden bitti. Ev sahibemiz beni avcının
avını bırakması gibi yere bırakmıştı. Popom yanıyordu. Biraz ovmanın iyi
geleceğini düşünüp elimi attığımda ev sahibem elimi yakaladı.
“Bırak yansın. Böylece hatıralarında daha
uzun süre kalacaktır. Şimdi köşeye git ve ben söyleyene kadar orada bekle.” Cezalandırılan
çocuklar gibi köşeye geçip beklemeye başladım. Popom yanıyor ve iğneler
batıyordu.
“Sakın elleme ve elbiseni kaldır. Böylece
dikildiğin sürece kendi yapıtımı izleyebilirim”
Köşede öylece bekliyordum. Kombinezomun eteğini belime kadar
sıyırmıştım. Burmun akıyordu fakat popomda gezdiğini düşündüğüm binlerce
iğnelenme hissinden başka bir şey hissedemiyordum.
“Martha Ally’i buraya gönder” sesle beraber
bende dönerek arkama bakmayı denemiştim ki,
“Sakın dönme. Ben sana söyleyinceye kadar
cezalısın. Değil dönmek, kıpırdamayacaksın bile” demişti bağırarak.
“Buyrun efendim” Ally’nin sesini odada duymuştum.
Ally’nn beni bu şekilde görmesi çok utandırmıştı.
“Lisa senin yaptığın hatalar için bir şans
daha diledi. Bende kabul ettim. Şu an cezasını tamamlamak üzere, şimdi git ve
şu kızarıklıklara bak. Bunlar sayesinde sizi affettim umarım bir daha
tekrarlanmayacaktır.” Her ikisininde hemen arkamda olduğunu hissediyordum.
“Elle ve unutma” dedi sertçe. Ally’in elini
popomda hissettiğimde hafifçe irkilmiştim. Soğuk eli popomda rahatlamaya neden
olmuştu.
“Şimdi Lisa’ya teşekkür et Ally”
“Teşekkürler Lisa” ve elini çekmişti. Yanma
ve batma hissi anında geri gelmişti bile.
“Şimdi akıllanmış olduğunu umuyorum.
Tekrarı halinde seni kovarım bunu unutma” dedi Ally’e. Arkamda kapının açılıp
kapandığını duymuştum. Ally gitmiş olmalıydı. Ne kadar süre köşede beklediğimi
tam olarak bilemiyordum. Odaya Martha’nın girip çıktığı ve ev sahibemle olan
konuşmalarını duyuyordum. Aklıma farklı şeyler getirmeye çalışsamda popomdaki
yanma ve batma giderek kötü bir hal alıyor gibiydi.
“Artık eve gidebilirsin” demişti ev sahibem
arkamdan
“Bugün olanlardan kimseye
bahsetmeyeceksiniz. Eğer bunu birinden duyarsam tüm sonuçlara katlanmak zorunda
kalacaksınız. Anlaşıldımı?”
“Evet”
“Evet NE”
“Evet efendim”
“Seni izliyor olacağım. Eğer bir daha
kuralları ihlal edersen elimin yerine seni saç fırçası ile döveceğim. Şimdi çık
git!”
Kendimi aşağılanmış hissediyordum. Ağlamak
için bir çok sebebim vardı. Fakat bunların yerine popomdaki acı, yaşadıklarım,
utanma duygum hepsi beni nedensiz bir heyecana sürüklemişti.
Eve vardğımında kendimi kanepeye attım.
Popomu ellerken amımın ıslanmış olduğunu farketmiştim. Tüm bu cezalandırmalar
aşağılanmalar beni tahrik etmişti. Ellerimi amımdan alamıyordum. Kendimi
okşarken hiç olmadığım hızda boşalmaya başlamıştım bile. Orgazm dalgalarının
sonunda artık tüm bu aşağılanmaların yerine mutluluk ve kanepemde boşalmamın
izleri olan büyükçe bir leke kalmıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumuz için teşekkürler. Yorumunuzu inceledikten sonra, ticari kaygı içermiyorsa yayımlayacağım.